SAĞLIK - 20 Eylül 2017 Çarşamba 11:50

21 Eylül Dünya Alzheimer Günü

A
A
A
21 Eylül Dünya Alzheimer Günü

Acıbadem Adana Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr.

Acıbadem Adana Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr. Cem Ortaçbayram, alzheimer hastalığının en önemli belirtisinin günlük yaşamı etkilemeye başlayan hafıza kaybı olduğunu söyledi.


Dr. Cem Ortaçbayram, unutkanlığın alzheimerın tek belirtisi olmadığını ve şiddetinin kişiye göre değiştiği birçok farklı belirtilerinin de bulunduğunu belirterek, “Yaşam süresinin uzamasına bağlı olarak özellikle ileri yaşlarda ortaya çıkan hastalıkların önemi daha da artmaya başladı. Gerek hastanın kendisinin, gerekse hasta yakınları için yaşam kalitesinin düşmesine neden olan sorunlardan biri de alzheimer. Araştırmalar 65 yaşın üzerinde her 15 kişiden birinde alzheimer görüldüğünü ortaya koyuyor. Yaş ilerledikçe de görülme sıklığı artıyor” dedi.


Nöroloji Uzmanı Dr. Ortaçbayram, alzheimer denince ilk akla gelenin unutkanlık olduğunu ifade ederek, “Özellikle de yaşın ilerlemesiyle birlikte hemen herkesin yaşayabileceği gündelik unutkanlıklar endişe oluştursa da hastalık sadece unutkanlıktan ibaret değil. Ancak yaşanan hafıza sorunları günlük yaşamı etkiler boyuta ulaşıyor, unutulanlar tekrar geri gelmiyorsa hastalıktan şüphe duyulması gerekiyor. Henüz nedeni tam olarak bilinmese de yüzde 5 oranında genetik yatkınlığa dayanan bir beyin hastalığı olan alzheimer, düşünme ve akıl yürütme becerilerinin de zaman içinde kaybolmasına neden oluyor. Dolayısıyla her hastada farklı şekillerde ve şiddette şikayetler ortaya çıkmaya başlıyor” diye konuştu.


Hastalığın tanınmasında bazı belirtilerin bulunduğunu söyleyen Nöroloji Uzmanı Dr. Cem Ortaçbayram, tanının konmasında hem ortaya çıkan bulguların hem de şiddetinin önemli olduğunu kaydetti.



Hafıza kaybı


Hastalığın en yaygın belirtilerinden birinin hafıza kaybı olduğunu belirten Dr. Ortaçbayram, “Kişinin özellikle yakın zamanda öğrendiklerini daha kolay unuttuğu gözleniyor. Farkında olmadan aynı soruyu defalarca sorabiliyor ya da herhangi bir şeyi isteyebiliyor. Her ne kadar yaşa bağlı olarak bazı unutkanlıklar yaşanması normal kabul edilse de sağlıklı olan kişiler unuttuklarını tekrar hatırlayabiliyor. Bu da en önemli ayırıcı özellik oluyor. Alzheimer hastası, gündelik hayatını sürdürebilmek için, eşyalarını koydukları yerleri hatırlamak ya da randevularını unutmamak için küçük notlara ya da hatırlatıcılara ihtiyaç duymaya başlıyor. Zaman içinde bu belirtiler artıyor ve hem aile üyelerini bile hatırlayamaz noktasına ulaşıyor hem de artık daha fazla desteğe ihtiyaç duyuyor” ifadelerini kullandı.


Dr. Ortaçbayram, alzheimer yaşayan kişilerin bazılarında gündelik olarak yürüttükleri işlerin planlaması ve takiplerinde sorun yaşayabildiklerinin gözlemlendiğini söyleyerek, “Özellikle de faturalar gibi sayıların devreye girdiği konularda, konsantrasyon güçleri yaşayabiliyor ya da iş normal süresinden daha uzun sürebiliyor. Muhakeme gerektiren banka işlemlerini takipte zorlanabiliyor” dedi.



Görsel sorunlar


Nöroloji Uzmanı Dr. Cem Ortaçbayram, bazı hastaların yaşadığı görme problemlerinin alzheimerin ilk belirtileri olabileceğini belirterek, “Hastanın herhangi bir mesafeyi algılaması zorlaşıyor ve renkleri ayırt etmesi güçleşiyor. Bunun için özellikle otomobil ya da herhangi bir araç kullanmak gibi dikkat gerektiren işleri yapması tehlikeli olabiliyor. Bazen gözünün önündeki bir eşyayı kalabalık içinde seçemeyebiliyor” şeklinde konuştu.


Alzheimer hastasının en sık yaşadığı bir diğer sorun ise karar verme sıkıntısı olduğunu ifade ederek, unutkanlığın muhakeme güçlüğü ile birleşince kararsız kalabildiğini ya da yanlış karar verme oranı artabildiğini söyledi.



Rutinleri yerine getirememe


Ortaçbayram, hastanın zaman içinde her gün gerçekleştirdiği rutinleri gerçekleştiremez hale geldiğini belirterek şunları kaydetti:


“Sürekli gittiği bir yere yalnız gidemediği gibi iş yerindeki görevlerini tek başına yapamıyor. Hatta sıklıkla oynadığı tavla gibi oyunların kurallarını bile unutabiliyor. Ayrıca kendi kendine olan bakımı ve hijyeni azalıyor, kıyafetlerini yardımsız giyemeyebiliyor. Alzheimer hastası bazen nerede ve neden bulunduğunu, oraya nasıl geldiğini unutabiliyor. Hangi tarihte ya da mevsimde oldukları gibi zaman kavramlarını yitiriyor. Kavrama yeteneklerini kaybettikleri için en iyi bildikleri yerlerde bile çok kolay kaybolabiliyor ve tarif edilse de anlamakta zorluk çekiyor.”



Konuşma ve yazma güçlüğü


Cem Ortaçbayram, hafızada yaşanan oyunların kelimeler üzerine de yansıdığını söyleyerek, “Bu nedenle hasta konuşulanları anlamak ya da fikirlerini ifade etmek konusunda sıkıntı yaşıyor. Hatta sürdürdüğü bir konuşmanın ortasında uygun kelimeleri bulamadığı için birdenbire durabiliyor ya da kendini tekrarlıyor. Zaman içinde kelime dağarcığı giderek azaldığı için farklı nesneleri farklı isimlerle tanımlayabiliyor. Dolayısıyla okuma yazma becerilerinin de azaldığı görülüyor” dedi.



Sık sık eşyalarını kaybetme


Nöroloji Uzmanı Dr. Ortaçbayram, şunları kaydetti:


“Aslında hemen herkes zaman zaman eşyalarının yerini kaybedebilir ya da nereye koyduğunu hatırlamayabilir. Ancak alzheimer hastalarında durum bundan biraz daha karmaşık yaşanıyor. Çünkü sağlıklı bir kişi geri dönük olarak kaybettiği eşya ile ilgili neler yaptığını nereye koyabileceğini sorgulayabilirken, alzheimer hastası bunu yapamıyor. Dolayısıyla telefonu, cüzdanı buzdolabında olabiliyor ya da eşyalarını başkalarının aldığını iddia edebiliyor.”



Sosyalleşmekte güçlük çekme


Dr. Ortaçbayram, bazı kişilerde yaşlanmayla birlikte bıkkınlık, sosyal ilişkilerden uzaklaşma hatta depresyon gibi belirtiler gözlenebileceğini kaydederek, “Ancak alzheimer hastasının da yaşadığı bulguların biri olan asosyal olma durumu biraz daha farklı seyrediyor. Çünkü hasta yaşadığı tüm değişiklerle birlikte herhangi bir sosyal ortama girmekten çekinmeye başlıyor. Giderek hayata dair motivasyonunu yitirip içine kapanabiliyor. Devamlılığı getirmekte zorlandığı için en sevdiği işleri ya da hobileri sürdürmekte zorlanabiliyor, spor yapmak istemiyor” ifadelerini kullandı.



Kişilik ve davranışlarda değişiklik


Dr. Cem Ortaçbayram, yaşadığı tüm bu durumların alzheimer hastasının kişiliğinde de bazı değişimlere neden olabildiğini söyleyerek, “Hastanın ruh halinde belirgin farklılıklar görülebiliyor ve kendini çok daha endişeli hissetmeye başlıyor. Şüpheci, şaşkın, endişeli davranabiliyor. Evinde, iş yerinde, ailesiyle ya da arkadaşlarıyla bulunduğu bir ortamda huzursuz olabiliyor” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri Tüketiciler Birliği’nden "kantinler daha fazla denetlensin" çağrısı Tüketiciler Birliği Genel Başkanı Mahmut Şahin, okullardaki kantinlere yönelik denetimlerin artırılması gerektiğini söyleyerek, "Aldıkları gıdaları ucuza alıp pahalıya satarak daha çok kâr etmek adına bayatlamış, kötü ürünleri alma durumları var" dedi. Kayseri’de Servet Akaydın İlk ve Ortaokulu’ndaki 23 öğrencinin okuldaki kantinden aldıkları köfte ekmekten zehirlenmesinin ardından açıklamalarda bulunan Tüketiciler Birliği Genel Başkanı Mahmut Şahin, kantinlerin daha fazla denetlenmesi gerektiğini kaydetti. Kantinlerin ticari bir işletme olduğuna dikkat çeken Şahin, bazı kantinlerde ucuza gıda alınıp pahalıya satılarak daha çok kâr edildiğini belirterek, yetkililere çağrıda ulundu. Şahin, "Her okulda bir kantin var. Okullardaki kantinler ticari amaçlı kurulmuş işletmelerdir. Bunları biz hastane veya çocukların sağlığını düşünen bir işletme olarak görmeyelim. Bunlarda kâr etmek istiyorlar. Bunların da bilinçli ve bilinçsiz yanlış yapanı var. Aldıkları gıdaları ucuza alıp pahalıya satarak daha çok kâr etmek adına bayatlamış, kötü ürünleri alma durumları var” diye konuştu. "Ailelerin kantini takip etme hakkı var" Ailelere seslenen Tüketiciler Birliği Genel Başkanı Mahmut Şahin, "Aileler böyle bir olayla karşılaştıkları zaman çocuklarını, hatta kantini bile takip etmeleri lazım. Bu yetkimiz var. Kantine gidip ne sattığını takip edebiliriz. Nereden aldığını da sorabiliriz. Zaten sordurmuyorlarsa o çocuğu okuldan almak lazım" dedi. "Eğitimli insanlardan böyle bir tehdit ve küfürler yemeniz daha acı bir şey" 23 öğrencinin zehirlendiği Servet Akaydın İlk ve Ortaokulu’ndaki öğretmenlerin basına saldırmasına da tepki gösteren Şahin, "Yaşadığınız sıkıntıdan dolayı çok geçmiş olsun diyoruz. Ülkem adına utanç verici bir şey. Eğitimli insanlardan böyle bir tehdit ve küfürler yemeniz daha acı bir şey” diye konuştu. Şahin, yetkililerden konunun üzerine gidilmesini istedi.
Batman Tüpraş, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı 12. kez düzenlediği çocuk şenliği ile kutladı Türkiye enerji sektörünün önde gelen şirketlerinden Tüpraş, sosyal sorumluluk projelerini de sürdürüyor. Geleneksel hale gelen Tüpraş Batman Rafinerisi Çocuk Şenliği’nde 1.500’ü aşkın çocuk, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı birbirinden keyifli etkinliklerle kutladı. “Enerjimiz Geleceğe” sloganıyla Türkiye’nin enerjisini üretirken, toplumsal fayda odaklı projeleri de hayata geçiren Tüpraş, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün çocuklara armağan ettiği 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda, geleneksel Tüpraş Batman Rafinerisi Çocuk Şenliği’nin 12’ncisini düzenledi. Tüpraş Batman Sosyal Tesisleri’nde geniş katılımlı etkinliklerle kutlanan şenlikte, 10 çevre ilköğretim okulundan, 7-11 yaş arası 1.500’ü aşkın öğrenci ve Batman Rafinerisi çalışanlarının çocukları buluştu. Batman Valiliği ve İl Milli Eğitim Müdürlüğü iş birliğiyle gerçekleşen etkinlikte, Batman Valisi’nin eşi Dr. Ayten Canalp, Batman İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Beşir Tileği, Batman Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İdris Demir ve eşi Zeynep Demir ile Tüpraş yönetimi hazır bulundu. Organizasyonda ağırlıklı Batman’dan olmak üzere İzmit, İzmir, Kırıkkale rafinerilerinden gelen 70 kişilik Tüpraş gönüllü ekibine 70 öğretmen eşlik etti. Etkinlik sürecinde çocuklar okullarından öğretmenleri ve Tüpraş gönüllerinin rehberliğinde alınarak, Tüpraş Batman Rafinerisi sosyal tesislerindeki eğlence alanına getirildi ve aynı şekilde, gün sonunda okullarına teslim edildi. Koç Topluluğu bünyesindeki başarılı projelerin belirlendiği "En Başarılı Koçlular"da da ödül alan toplumsal gelişim projelerinden biri olan etkinlik, Batman Valiliği’ni, İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nü, çevre okul yönetici ve öğretmenlerini, sivil toplum kuruluşlarını, Tüpraş gönüllerini ve ailelerini buluşturan güçlü bir iş birliği örneği oluşturuyor. 23 Nisan Batman Çocuk Şenliklerinde bugüne dek 25 bine yakın çocuğa ulaşıldı Tüpraş’ın ilk günden bu yana büyük bir titizlikle gerçekleştirdiği toplumsal gelişim projelerinden biri olan 23 Nisan Batman Çocuk Şenliği, uzun yıllardır Batman halkıyla bütünleşen bir etkinlik haline geldi. Çevre okullardan öğrencileri ve rafineri çalışanlarının çocuklarını ağırlayan şenliklerde bugüne dek 25 bine yakın çocuk misafir edildi. Çocuklar Tüpraş tesislerinde kurulan oyun parklarında animatörler ve sahne şovları ile keyifli saatler geçirdi Tüpraş Batman Rafinerisi Tesislerinde kurulan, animatörlerin çeşitli etkinlik ve sahne gösterileri sergilediği şenlik meydanında çocuklar, birbirinden keyifli oyuncaklarla ve ikramlarla doyasıyla eğlendikleri bir gün geçirdiler. 23 Nisan’a özel olarak tasarlanan, Atatürk’le birlikte hatıra fotoğrafı çekimiyle de günü ölümsüzleştirdiler. 23 Nisan Çocuk Şenlikleri, Batman rafinerisinde bölge halkının geniş katılımıyla kutlanırken; ayrıca İzmit, Kırıkkale ve İzmir rafinerilerindeki Tüpraş tesislerinde de çalışanların çocuklarına yönelik çeşitli aktiviteler düzenleniyor.
Samsun Sinüzitte risk oluşturan faktörler SAMSUN (İHA) – Kulak, Burun ve Boğaz Uzmanı Opr. Dr. Cemal Ayhan, alerji, burun spreylerinin aşırı kullanımı, sigara kullanımı, yüzme, dalış ve nazal poliplerin sinüzit için risk faktörü oluşturduğunu söyledi. Çocuklar dahil her yaştan insanı etkileyebilen sinüzit; burun tıkanıklığı ve akıntısı, öksürük ve yüzde baskı hissi gibi semptomlara yol açıyor. Medicana Sağlık Grubu Doktorlarından Opr. Dr. Cemal Ayhan, semptomların kişileri fiziksel, işlevsel ve duygusal olarak olumsuz etkileyebileceğini ifade ederek sinüzitin, genellikle ilaçlar ile tedavi edilse de ilerleyen vakalarda cerrahinin de bir seçenek olduğunu belirti. Sinüslerin bulundukları kemiğe göre sınıflandırıldığını dile getiren Medicana Intarnational Samsun Hastanesi Kulak, Burun ve Boğaz Uzmanı Opr. Dr. Cemal Ayhan, “Sinüsler, sfenoid, maksiller, frontal ve etmoid sinüs olarak 4’e ayrılır. Sağlıklı sinüsler, sinüslerin ve burun kanallarının içini nemlendiren mukus üretir. Burun çevresinde yer alan sinüsler; kafatası ağırlığının azaltılması, burundaki hızlı sıcaklık dalgalanmalarında hassas yapıların korunması, yüzde meydana gelen travmaların etkilerinin azaltılması, immünolojik savunma gibi farklı görevlere sahiptir. Sinüzit meydana geldiğinde ise şişen ve iltihaplanan mukozal astar, çok daha fazla miktarda iltihaplı mukus üretir. Bu durum; sinüslerde tıkanıklık ve rahatsızlık, burun akıntısı ve tıkanıklığı, koku duyusunun azalması gibi semptomlar ile kendini gösterir. Sinüzitler de akut, kronik ve nazal polipozisli sinüzit olarak 3’e ayrılır. Alerjik rinit veya astımı olan kişilerin kronik sinüzitten muzdarip olma ihtimali yüksektir. Bunun nedeni, bu hastalıkların varlığında solunum yollarının iltihaplanma ihtimalinin daha yüksek olmasıdır” dedi. Sinüzit için risk faktörü oluşturan faktörler Risk faktörlerinden bahseden Opr. Dr. Cemal Ayhan, “Sinüzit, sıcaklık veya hava basıncındaki değişiklikler ya da sinüse neden olan veya mukus temizliğini engelleyen herhangi bir faktör nedeniyle ortaya çıkabilir. Alerjiler, burun spreylerinin aşırı kullanımı, sigara içmek, yüzme, dalış ve nazal polipler sinüzit için risk faktörleri şunları içerebilir. Sinüs içinde virüs, bakteri ya da mantar gelişmesi durumunda sinüzit; sinüs enfeksiyonuna dönüşür. Bu tür enfeksiyonlar, virüsün sinüs astarına saldırarak şişmeye ve daralmaya neden olduğu soğuk algınlığının ardından gelişebilir. Vücudun daha fazla mukus üretme tepkisi, kısıtlı drenajla birleştiğinde bakteri büyümesine neden olan bir ortam oluşturur ve sinüs enfeksiyonuyla sonuçlanır” diye konuştu. Sinüzitin belirtileri ve tedavisi Hastalığın belirti ve tedavisi hakkında da bilgi deren Opr. Dr. Ayhan, şunları söyledi: “Sinüzit belirtileri arasında yüz ağrısı ve basınç, burun tıkanıklığı, burundan nefes almada zorluk, burundan sarı veya yeşil mukus akıntısı, dişlerde ağrı, geceleri öksürük, koku veya tat alma duyusunun kaybı, baş ağrısı, yorgunluk, boğaz ağrısı ve ağız kokusu yer alır. Bu belirtilere ek olarak; ateş, yüz veya gözde ağrı ya da şişlik, yanak veya göz çevresinde kızarıklık, şiddetli baş ağrısı, bilinç bulanıklığı veya boyun tutulması gibi semptomların görülmesi durumunda vakit kaybetmeden bir sağlık kurumuna başvurmak gerekir. Sinüzit tedavisinde en sık kullanılan tedaviler, ilaçlar ve sinüs cerrahisidir. Spreyler, antibiyotikler ve steroidler gibi ilaçlar, sinüzit semptomlarını tedavi etmek için öncelikli olarak tercih edilir. Buhar solumak ya da nazal tuzlu su spreylerini veya damlaları kullanmak da sinüs rahatsızlığını hafifletmeye yardımcı olabilir. Bu ilaçlar; sinüslerin içindeki şişliği azaltmada, enfeksiyonla mücadelede ve tıkanıklıkları gidermede etkili olabilir. İlaç tedavisinden yanıt alınamadığında sinüs cerrahisi önerilebilir. Cerrahi; fonksiyonel endoskopik sinüs cerrahisi olarak bilinen geleneksel yöntem ya da balon sinuplasti ile gerçekleştirilebilir. Balon sinoplasti işlemi, minik balonlar da dahil olmak üzere sinüs boşluklarının açılmasını sağlayan gelişmiş bir prosedürdür. İşlem sırasında endoskopide de kullanılan ince ve esnek tüplerden yararlanılır. Cerrah, bu tüpleri kullanarak tıkalı sinüs geçiş yoluna küçük bir balon yerleştirir. Daha sonra sinüs geçiş yolunun yapılandırılması ve açılması için balon şişirilir. Bu işlem, normal sinüs drenajını ve fonksiyonunu geri kazandırmaya yardımcı olur. Genellikle herhangi bir doku veya kemiğin çıkarılması ihtiyacını ortadan kaldırdığı için geleneksel sinüs cerrahisinden ayrılır. Ameliyatın ardından özellikle kronik sinüzit tekrarlayabilir. Sinüs ameliyatı geçiren hastalar, kronik sinüzitin tekrarlanmaması için devam eden tıbbi tedaviye ihtiyaç duyabilir.”