ASAYİŞ - 21 Temmuz 2017 Cuma 12:43

Adana Barosu ve odalardan vinç faciasına inceleme

A
A
A
Adana Barosu ve odalardan vinç faciasına inceleme

Adana Barosu Başkanı Veli Küçük ve Türk Mimar ve Mühendis Odaları Birliğine (TMMOB) bağlı meslek odası temsilcileri, vinç faciasında 5 işçinin hayatını kaybettiği fabrikada incelemelerde bulundu.

Adana Barosu Başkanı Veli Küçük ve Türk Mimar ve Mühendis Odaları Birliğine (TMMOB) bağlı meslek odası temsilcileri, vinç faciasında 5 işçinin hayatını kaybettiği fabrikada incelemelerde bulundu. Başkan Küçük, vinç hizmetinde ciddi bir ihmalin söz konusu olduğunu ifade ederek, “Ülkemizde iş güvenliğinin ve işçi sağlığının gözetilmediğini bir kez daha görüyoruz” dedi.


Adana Organize Sanayi Bölgesi’nde bir gübre fabrikasında çatı tamiratı yapan Murat Gümüş, Cengiz Kutlam, Halil Aslan, Latif Kaya, Fehmi Kaya ve Mustafa Gümüş vinç halatının kopması sonucu sepetle birlikte feci şekilde yere düşmüştü. Murat Gümüş ve Mustafa Gümüş olay yerinde, Latif Kaya, Fehmi Kaya ve Emrah Halil Aslan kaldırıldıkları hastanede hayatını kaybetti. Cumhuriyet Başsavcılığının talimatıyla kaza sırasında vinci kullanan operatör U.P., firma sahibi A.E. ile taşeron firma yetkilisi H.T. gözaltına alındı.


Adana Barosu Başkanı Veli Küçük ve TMMOB’ye bağlı oda temsilcileri bugün facianın yaşandığı fabrikada incelemelerde bulundu. 6 işçinin bindiği, işçi taşımaya el verişli olmayan ve 250 kilogram kapasiteli vinç sepeti görüntülenirken, fabrika yetkilileri incelemeye gelen heyete ve basın mensuplarına zorluk çıkarttı.


İncelemelerin ardından açıklamalarda bulunan Adana Barosu Başkanı Veli Küçük, vinç hizmeti veren firmadan kaynaklanan bir ihmalin söz konusu olduğuna değinerek şunları söyledi:


“Vinci ve sepet bölümünü gördük. Burada sağlıklı işlemeyen durum söz konusu. Belki de kapasitesinin üzerinde kişinin de sepete alındığı bir durum söz konusu olabilir. Ciddi bir ihmal söz konusu. Ölü sayısının 5’e çıktığı bilgisini aldık. Bir yaralı işçi var o da ameliyat olmuş, böbreği alınmış, yaşamsal tehlike taşımıyor. Biz toplumsal hassasiyet ve sosyal sorumluluğumuzdan dolayı buradayız. İnsanımızın sahipsizliğini, çalışanlarımızın sahipsizliğini, ülkemizde iş güvenliğinin ve işçi sağlığının gözetilmediğini bir kere daha görüyoruz. Ülkemizde tesadüfen yaşıyoruz ne yazık ki. Ben bu elim kazada yaşamını kaybedenleri saygıyla anıyorum. Umarım ve dilerim ki bu son olur.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.