ASAYİŞ - 11 Ocak 2018 Perşembe 11:28

Adanalı çocukların Amerikalılara satılması

A
A
A
Adanalı çocukların Amerikalılara satılması

Adana’da 2 kız çocuğunu ABD’li askerlere satmaya aracılık ettiği iddia edilen Avukat Elife Kumak’ın avukatı Bülent Büyükdağ, müvekkilinin evlatlık veren değil, evlatlık alan ailenin avukatlığını üstlendiğini belirterek, "Nüfus kayıtlarında bile yer almayan, buna karşı var oldukları iddia edilen iki çocuğun kaybına ilişkin müvekkilimizden açıklama beklenmesi de ilginç olmanın ötesinde gariptir" dedi.

Adana’da 2 kız çocuğunu ABD’li askerlere satmaya aracılık ettiği iddia edilen Avukat Elife Kumak’ın avukatı Bülent Büyükdağ, müvekkilinin evlatlık veren değil, evlatlık alan ailenin avukatlığını üstlendiğini belirterek, "Nüfus kayıtlarında bile yer almayan, buna karşı var oldukları iddia edilen iki çocuğun kaybına ilişkin müvekkilimizden açıklama beklenmesi de ilginç olmanın ötesinde gariptir" dedi.


Avukat Bülent Büyükdağ, yaptığı açıklamada, bir televizyon kanalında yayınlanan magazin programında 25 Aralık 2017 tarihinden itibaren müvekkili Avukat Elife Kumak hakkında, tamamen gerçek dışı, iftira niteliği taşıyan yayınlara yer verildiğini ileri sürerek, "Müvekkilimizin avukat olarak hukuki yardımda bulunduğu dosyalarda “aracılık ettiği” gibi ahlaki olmayan, açıkça saldırı niteliği taşıyan tanımlamalar yapılması kabul edilemez. Evvel emirde belirtmek gerekir ki avukat hukuki iş ve işlemlere aracılık etmez, müvekkillerini bu iş ve işlemlerde temsil eder. Bu tanımlamaların programda bulunan avukatlar tarafından da yapılması, hukuka uygun işlemlerin yine bu avukatlar tarafından yasadışı ve şüpheli işlemler imiş gibi gösterilmesi, yalnızca müvekkilimize yönelmeyen aynı zamanda mahkemeleri ve yargıçları da zan altında bırakan söylemlerde bulunması özellikle üzücüdür. Bu hususta gerek Barolar gerekse mahkemeler nezdinde girişimlerde bulunulacağı pek tabiidir" dedi.


Yayında ısrarla vurgulanan Lahey sözleşmesinin 2004 tarihli olduğu aşikarken, 1987 ve 1990 yıllarında yapılmış mahkeme müracaatlarını bu anlaşma çerçevesinde değerlendirmek, açıkça kamuoyunu yanıltmak, müvekkili küçük düşürmek, yalanlara kılıf bulmak, sansasyon oluşturarak reyting bulmak çabası olduğunu ifade eden Büyükdağ şöyle devam etti:


"Bilgilendirmek gerekirse, müvekkil meslektaşımız Elife Kumak, Adana Baro yönetim kurullarında yer almış, istismara uğrayan çocukları korumak, uyuşturucu bağımlısı küçükleri tedavi etmek amacıyla, Adana Valiliği ile birlikte koruma programları uygulamış, bütün müvekkillerini bu kuruma yardım için harekete geçirmiş, yaşamı başarılarla dolu geçen 43 yıllık bir avukattır.


Programda yer alan Berberoğlu ailesinden evlatlık verilen çocuklardan biri için evlatlık alan aile adına Avukatlık Kanunun vermiş olduğu yetkiyle ve özel vekaletname ile temsil yetkisini Adana 2. Sulh Hukuk Mahkemesinde 1987/1449E-1483K sayılı dosyada kullanmıştır. Burada dikkat edilmesi gereken husus, müvekkilimizin evlatlık veren değil, evlatlık alan ailenin avukatlığını üstlendiğidir. Evlatlık veren ailenin avukatlığı yine son derece değerli bir başka meslektaşımız tarafından yapılmıştır.


Müvekkilimiz, aynı aileden bir başka çocuğun evlatlık verilmesine ilişkin işlemlerde, evlatlık alan ailenin avukatlığını Adana 1. Sulh Hukuk Mahkemesi 1990/52- Esas ve 1990/15 Karar numaralı dosyada üstlenmiştir. Bu dosyada yine bir başka meslektaşımız evlatlık veren aileyi temsil etmiştir."


Müvekkili hakkında durmaksızın haksız ithamlarda bulunan Berberoğlu ailesinin kimi fertlerinin anlatımlarının gerçeğe aykırı olduğunu ifade eden Büyükdağ, şunları kaydetti:


"Programda ileri sürülen, nüfus kayıtlarında bile yer almayan, buna karşı var oldukları iddia edilen iki çocuğun kaybına ilişkin müvekkilimizden açıklama beklenmesi de ilginç olmanın ötesinde gariptir.


İnsani duyguları sömürme üzerine kurulu, çocuğunun ölmüş olduğundan habersiz bir anneye canlı yayında bu bilgiyi vermekte beis görmeyen, bu annenin haberi aldıktan sonra düştüğü insani ama özel durumu yayınlamayı marifet sayan, evlat edinildiği iddia edilen ve şimdi kırklı yaşlarını süren kişilerin adlarını ve fotoğraflarını yayınlamaktan çekinmeyen, yapay suçlular oluşturarak reyting kazanan, insanların şeref haysiyeti ile oynayarak herkese ahlak dersi vermeye kalkışan bu programın, yapımcıları, yayıncıları, sunucuları ve katılımcılarının iftiraları ve yalanlarına karşı hukuksal mücadele verileceğini, bu kişilerden mahkemeler önünde hesap sorulacağını müvekkil adına kamuoyuna saygıyla duyururuz."

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bartın Bartın’daki feci yangının tanıkları yaşanan dehşeti anlattı Bartın’da 1 kişinin öldüğü, 2 kişinin yaralandığı yangında şok detaylar ortaya çıkarken, olayın tanıkları ise yaşanan dehşeti anlattı. Bartın’ın Kayadibikavlak Köyü Örencik Mahallesi’nde bulunan tek katlı bir evde saat 20.30 sıralarında kesin sebebi henüz bilinmeyen bir nedenle yangın çıktı. Bitişiğindeki eve de sıçrayan yangında Tevfik Çetinbağ hayatını kaybederken, eşi Seher Çetinbağ, ile kardeşi Selim Çetinbağ ağır şekilde yaralandı. Olay yerine itfaiye, jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. İtfaiye ekiplerinin yaklaşık 2 saat süren çalışmalarının ardından yangın söndürülürken, iki ev de kullanılamaz hale geldi. Yaralılar ambulansla hastaneye kaldırılırken, durumlarının ağır olduğu belirtildi. Boş tüpü itfaiye evden uzaklaştırdı Yangın esnasında Bartın Merkez İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri, bölgede geniş güvenlik tedbirleri alındı. Yangının tamamen söndürülmesinin ardından nöbetçi savcı ve olay yeri inceleme ekipleri, evin içerisinde, çevresinde detaylı inceleme yaptı. Evin kapısının önündeki boş tüp ise, ekiplerin incelemesinin ardından bir itfaiye eri tarafından kapının önünden alınarak, yola çıkartıldı Faciada şok detaylar Facianın ardından olayla ilgili sır perdesi de aralanmaya başladı. Yanarak ölen Tevfik Çetinbağ’ın yatalak hasta olduğu ve yangından kaçamadığı öğrenildi. Patlama esnasında kocasıyla birlikte evde bulunan Seher Çetinbağ’ın patlamanın hemen ardından yardım istemek için dışarı çıktığı ve kocasının kardeşi olan Selim Çetinbağ ile birlikte yatalak eşini kurtarmak için alevlerin arasına girdiği belirtildi. Alevlerin arasında kalan Seher Çetinbağ ve kaynı Selim Çetinbağ, Tevfik Çetinbağ’ı kurtarmayı başaramazken, kendileri de ağır bir şekilde yaralandı. "Gaz sızıntısı" iddiası Yapılan ilk incelemelerde, Seher Çetinbağ’ın olaydan birkaç saat önce tüp değişimi yaptığı belirlendi. Dolu tüpü kendisini ocağa monte ettiği ileri sürülen Seher Çetinbağ’ın, yemek yapmak için tüpü açtıktan bir süre sonra tüpten sızan gazın alev aldığı ve patlamanın meydana geldiği tahmin ediliyor. Yangının kesin sebebinin ise itfaiye ve olay yeri inceleme ekiplerinin hazırladığı raporların tamamlanmasının ardından ortaya çıkacağı kaydedildi. Patlama sesine irkildiler Alevlerin kül ettiği evlerin yaklaşık 5 metre uzağındaki evde oturan Belma Çetinbağ ve yengesi Fatma Çetinbağ, o anlarda yaşanan dehşeti anlattı. Yangında amcasını kaybeden ve babası yaralanan Belma Çetinbağ, yemek yerken patlama sesi ile irkildiklerini kaydetti. Patlama sesinin ardından dışarı çıktıklarında ise amcasının kaldığı evin alevlerin arasında kaldığını gördüğünü kaydeden Belma Çetinbağ, “Akşam yemeği yiyorduk. Ben yan evdeki üst kattaydım. Bir yerde bir patlama gibi bir ses oldu. Ben yengeme, soba gibi bir şey patladı dedim. Yengem dışarı çıktı. Ev yanıyor diye bağırmaya başladı. Dışarı çıktım ben de, baktım ahşap ev birden alev almış” dedi. Kurtarmak isterken alevlerin arasında kaldılar Babası ve yengesinin yatalak amcasını kurtarmak için alevlerin sardığı eve girince yaralandığını söyleyen Belma Çetinbağ, “Babamla yengem de, sakat amcamı kurtarmak için eve girmişler ama kurtaramamışlar. Zaten ev bir anda alev aldı. Evde 2 kişi vardı, amcamla yengem vardı. Tüp patlayınca yengem, dışarı çıkıp bizimkileri mi çağırdı, ne olduğunu tam olarak bilmiyorum. Babamla, yengem tekrar amcamı kurtarmak için girmişler içeri. Sonuç olarak ikisi de yandı. Onlar da şu an hastanede. Amcam tamamen yandı. Yengem de yanmış olarak içeriden çıktı. Ambulans hastaneye götürdü. Amcam sakattı, sol tarafı hiç tutmuyordu, yatalaktı, yatağa bağlıydı” diye konuştu. “Yengem büyük ihtimal tüpü tam takamadı” Patlamanın ve yangının tüp değişiminden sonra olduğunu kaydeden Belma Çetinbağ, “Yengemin bu akşam tüpü değiştirdiği söylenmişti. Büyük ihtimal tüpü tak takamadı, çakmağı çakınca öyle patlama oldu. Zaten yengem tüpü yeni değiştirmiş. Büyük ihtimal tüpten oldu. Tüpü tam takamadı herhalde” diye konuştu. ‘Emmi yanıyor’ diye bağırma sesi duydum” Emmi yanıyor diye bağırma sesi üzerine alevlerin arasında kalan amcası Tevfik Çetinbağ’ı kurtarmaya çalıştığını anlatan Fatma Çetinbağ ise, “Akşam yemeğini yiyorduk, o anda aniden bir dinamit patlaması gibi bir patlama oldu. Ben merdivenden aşağıya inerken baktım emminin evi alev almış. ‘Emmi yanıyor’ diye bağırma duydum. Kurtarmaya çalıştım, camı falan açtım ama kurtaramadık. Bir şey yapamadık, çok üzgünüm. Yemek yaparken mi olmuş bilmiyoruz. Tüp mü patladı bilmiyoruz. Ama akşamüstü, boş tüpü kapının ağzına koydu. Galiba tüpten oldu” diye konuştu. Olay yerinde yapılan incelemelerin tamamlanmasından sonra ise Tevfik Çetinbağ’ın yanan bedeni, ceset torbasına konularak, evden çıkartıldı. Çetinbağ’ın cesedi, evin önüne getirilen tabutun içerisine yerleştirildi. Tabuta konulan Tevfik Çetinbağ’ın cesedi jandarma, itfaiye ekipleri ve vatandaşlar tarafından cenaze aracına taşındı.