YEREL HABERLER - 22 Ocak 2017 Pazar 12:27

Adana’nın sanayi raporu açıklandı

A
A
A
Adana’nın sanayi raporu açıklandı

Çukurova Genç İşadamları Derneği’nce (Çukurova GİAD), gerçekleştirilen ve Adana sanayisinin geleceğine de ışık tutmak amacıyla hazırlanan sanayi raporu açıklandı. Raporda sanayinin büyüyerek Adana’nın yeniden Türkiye’nin ağırlık merkezi olması için gereken veriler sanayicilere analizlerle sunuldu, önerilerde bulunuldu.
Çukurova GİAD’ın son çalışması, “İmalat Sanayinde Küresel Eğilimler ve Adana” konulu araştırma raporu oldu. İstanbul Ticaret Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Yülek liderliğinde hazırlanan rapora İstanbul Medipol Üniversitesi Uluslararası Ticaret ve Finansman Bölüm Başkanı Prof. Kerem Alkin, Bilge Turhan Tezcan, İsrafil Boyacı ve Aytaç Bildik katkı koydu, danışmanlığını ise Dr. Ertan Yülek yaptı.
Adana ve Türkiye sanayisi için önemli bilgiler içeren 50 sayfalık rapor, Adana Sanayi Odası’nın (ADASO) ev sahipliğindeki toplantıyla açıklandı.
Sanayicilerin ilgi gösterdiği toplantının açış konuşmasını yapan Çukurova GİAD Başkanı Ömer Faruk Sakarya, ülke sanayisinde söz sahibi olan, tarımsal sanayinin beşiği olan Adana’nın sanayi ve endüstride geçmiş günlerdeki parlak günlerini yaşayamadığını hatırlattı. Sakarya, Adana’nın bu durağanlıktan çıkması için emek harcayan sanayicilere destek vermek amacıyla bu raporu hazırladıklarını söyledi.

"Yüksek ihracat rakamlarını yakalamalıyız"
2008 küresel krizinin hizmet sektörüne ağırlık veren ekonomilere imalat sanayinin ne kadar önemli olduğunu gösterdiğini vurgulayan Sakarya,şöyle dedi:
“İmalat sanayisi güçlü ülkeler kendi sanayi evrimlerini devam ettirmedikçe global piyasalarda kaybolur. Sadece üretmekle de olmuyor. İhracattaki kilogram fiyatını tartışıyoruz. Yüksek katma değerli ürün üretmek, yüksek teknoloji ile üretmek ve inovasyon yapmak şart. Kaldı ki günümüz teknolojisi ve dijital dünya sayesinde Ar-Ge ve inovasyon ile sanayi bambaşka boyuta gelecektir. Katma değeri yüksek ürünler üretmeliyiz, Ar-Ge’ye daha fazla önem vermeliyiz, daha kaliteli, yüksek fiyatlı da olsa talep gören ürünler üretmeli, teknoloji ve dijital olanakları sonuna kadar kullanarak, maliyetleri minimize etmeli, böylece herkesin dilinde bir kavram olan kilogram yüksek ihracat rakamlarını yakalamalıyız. Tüm bunlar 2023 hedefleri açısından önemli. Hedefin ne kadar olduğu, ne zaman olduğu ve ulaşıp ulaşamayacağımız önemli değil. Önemli olan hedefe gidebilmek için yürüyeceğimiz yoldur. Bu yolda kat ettiğimiz mesafedir. Adana’nın tekrar sanayide ağırlık merkezi, daha güçlü bir ağırlık merkezi olabilmesi için rapordaki veriler ve öneriler çok önemlidir. Gelişmiş sanayi kültürü, alt yapısı ve ulaşım olanaklarıyla Adana son yıllarda ön plana çıkartılan, neredeyse bütün büyük bölgelerin hepsinden daha avantajlıdır. Çok daha fazla imkana sahiptir. Yeniden ülkenin ağırlık merkezi olabilmemiz için bunları ortaya koymalı, daha iyi anlatmalıyız.”

"Jurong Adası modelini ülke için de önerdik"
Adana’nın Ceyhan-Yumurtalık Enerji İhtisas Bölgesi gibi, Türkiye açısından da çok önemli bölgeye sahip olduğunu vurgulayan Başkan Sakarya, 3 yıl önce açıkladıkları ilk raporda bu bölgeye de dikkat çektiklerini, Jurong Adası modelini sadece Adana için değil, ülke ekonomisinin geleceği için önerdiklerini hatırlattı. Adana’nın ileri gelenlerinin, sanayicilerin bu bölgenin bir an önce faaliyete geçmesini beklediklerini bildiren Sakarya, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bizim enerji ihtisas bölgemizin planlaması şu an için bildiğimiz kadarıyla gelen petrolün gemilere yüklenip, gönderilmesi ve kurulacak petrokimya tesisi ile petrol türevlerinin üretilmesi ve belki onun yanına yine petrol türevlerinin yapılacağı ikinci ünitenin gerçekleştirilmesi şeklinde. Petrolü yükleyip gönderirsek 1 lira kazanırız, işleyip ihraç edersek 3 lira kazanırız, lastik buna benzer şeyler yapar ihraç edersek 4 lira kazanırız, ileri teknoloji ürünler üretirsek biz Adana olarak, Türkiye olarak 10 lira kazanırız. Bizim bu bölgemizde ısrarla üzerinde durmamız gereken şey, ileri teknoloji ürünlerin üretildiği bölge haline getirilmesi, bu konuda teşvikler alınması ve bu bölgenin bu şekilde yeniden planlanmasını biz Çukurova GİAD olarak çok önemli buluyoruz. Bir litre benzinle bir litre hacim kaplayan bilgisayar arasındaki fiyat farkını tartışmanın anlamı yok.”

"Adana üretimde geriye hizmette ileriye gidiyor"
ADASO Başkanı Zeki Kıvanç da, Adana için önemli projeler hayata geçiren Çukurova GİAD’ın çalışmalarına destek verdiklerini bildirdi. 3’üncü nesil sanayici olduğunu kaydeden Kıvanç, “Üretimin olmadığı yerde mutluluk olmuyor, huzur da olmuyor, bereket de olmuyor. Önce üretmek lazım. Üretirseniz, ihracat da yapabiliyorsunuz, satabiliyorsunuz, para kazanabiliyorsunuz. İliniz, ilçeniz, köyünüz hepsi zengin oluyor, mutlu oluyor. Adana’da artık üretimden çok hizmet sektörü var. Ama üretim yok. Üretimde Adana geriye gidiyor, hizmette ileriye gidiyor. Çalışan sayımızla, gelişmiş düzeyimizle Adana sanayideki payını kaybediyor. Adana’da üretimin bir hamle ile bir yere gelmesi lazım. Biz bunun için mücadele veriyoruz. Hükümetlerin, devletlerin sanayiye destek vererek ilimizdeki yatırımları artırması gerekiyor. İhracatı artırmamız gerekiyor” diye konuştu.

Adana’nın imalat sanayi karnesi çıkartıldı
Açılış konuşmalarının ardından Prof Dr. Murat Yülek, “İmalat Sanayinde Küresel Eğilimler ve Adana” konulu sanayi raporunun sonuçlarını açıkladı. Dünyada imalat sanayinin öneminin her geçen yıl artarak, küresel iktisadın yönünü de tayin ettiğini bildiren Prof. Dr. Yülek, Çukurova GİAD’ın önerisiyle Adana sanayisi için hazırlanan raporun, küresel eğilimlerin yanında Adana’nın imalat sanayi karnesini de çıkardığını ve öneriler içerdiğini vurguladı. İmalat sanayinin her zaman ülke ekonomileri için önemli bir istihdam kaynağı olduğuna dikkat çeken Yülek, şöyle konuştu:
“Dünyanın en büyük 16’ncı sanayi ülkesi olan Türkiye, katma değerdeki nüfus faktörünü ortadan kaldırmak için kişi başına sanayi katma değeri hesaplandığında bin 632 dolar ile dünya ortalamasının altındadır. Bu kategoride Avrupa ülkeleri dışında Brezilya, Meksika, Endonezya gibi ülkeler en yüksek sanayi katma değeri üreten ülkeler arasında yer almaktadır. ABD ve Çin gibisanayi ülkelerinin imalat sanayi katma değerleri, pek çok gelişmiş ülkenin toplam GSYH’sinden de yüksek seviyededir. Bu durum Türkiye’nin küresel ölçekte iddialı bir ülke olabilmesi için imalat sanayinin olmazsa olmaz olduğunu göstermektedir. Gelişmiş ekonomiler değer zincirinde katma değeri yüksek araştırma-geliştirme, markalaşma, müşteri ilişkileri ve satış kanalları operasyonlarında yer alırken az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin düşük teknoloji ve ucuz iş gücü kullanımlı imalat operasyonlarında yer aldığı gözlemlenmiştir.”
Yüksek gelire sahip ülkelerin ihracatta kimyasal ürünler, taşıma araçları, elektrikli ve elektriksiz makineler, plastik ve kauçuk ürünlerinde ihtisaslaştığına da bildiren Yülek, Adana ihracatı sektörel olarak değerlendirildiğinde tekstil ve hammaddeleri, kimyasal mamuller ve tarımın ilk üç sırada yer aldığını söyledi.

"Adana İsviçre olabilir"
“Adana’nın nispeten düşük ihracat sofistikasyonuna sahip olduğu söylenebilir” yorumunu yapan Yülek, sanayinin cesaret, para ve emek istediğini söyledi. “Sanayi fakir insanların fakir ülkelerin işi değil” ifadesini de kullanan Yülek, devletin de sanayicilere destekler vermesi gerektiğini vurgulayarak, konuşmasını şöyle tamamladı:
“Adana’daki temel kaynak faktörlerinin hepsi yerinde. Üniversitesi, tarımsal yerleri, denizi, potansiyel çok fazla ama Adana para kazanamıyor. Adana bir İsviçre olabilir. Adana son yıllarda Ceyhan-Yumurtalık’taki boru hatlarıyla Avrupa’ya bağlanmaktadır, Yumurtalık’ta yapılan ve yapılacak enerji santralleriyle de enerji koridoru ve merkezi haline gelmiştir. Adana’nın ihracat göstergelerine bakıldığında ihraç pazarları içinde Orta Doğu ve Avrupa ülkelerinin öne çıktığı görülmektedir. Öte yandan Adana’nın 2014 yılında imalat sektöründeki toplam cirosu 16,802 Milyon TL iken Türkiye içindeki toplam payı yüzde 1.59 olmuştur. 1950-1980 yılları arasında oldukça önemli sınai yatırımlar yapılan ve Türkiye’nin en sanayileşmiş dördüncü şehri haline gelen Adana’nın bugün imalat sanayinde gerilemesi ve bu alanı ihmal etmesi şehrin kalkınması ve rekabetçiliği açısından kritik bir hatadır. Türkiye ve özellikle Adana bölgesi için Ar-Ge yatırımlarının önemi üzerinde durmak gerekir. Günümüzde ekonomiler, rekabetçi avantajı elde edebilme adına teknolojilerini geliştirmek için yüksek miktarda yatırımlar yapmaktadır. Adana sanayisinin ihtiyaç duyduğu yüksek katma değere ulaşması için gerekli yüksek teknolojiye yeterli yatırımın yapılması amaçlanmalıdır. Burada ideal olabilecek hedef, ülke bazında teknolojik gelişmenin de istenilen seviyeye ulaşabilmesi adına, il başına Ar-Ge yatırım payının Türkiye’nin 2023 hedefi olan yüzde 3’lük seviyeye yükseltilmesidir. Dünya ihracatı sanayiden kurulu. İmalat sanayinin göbeğindeki 3 sektör ise kimya, makine ve otomobil. Japonya’yı Japonya, ABD’yi ABD, Almanya’yı Almanya yapan sektör sanayidir. Türkiye’nin de sanayiye sahip çıkması gerekir. ”
Sanayicilerin sorularının da cevaplandırıldığı toplantı sonunda, Çukurova GİAD Başkanı Ömer Faruk Sakarya, ADASO Başkanı Zeki Kıvanç’a katkıları nedeniyle plaket takdim etti. Çukurova GİAD adına ADASO Başkanı Zeki Kıvanç ve ATO Başkanı Atilla Menevşe de, Prof. Dr. Murat Yülek ve Prof. Dr.Kerem Alkin’e plaket verdiler.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sivas Turizmde Sivas hızına hız katacak Sivas Ticaret ve Sanayi Odası öncülüğünde hazırlanan ‘Turizmde Sivas’ın Hızına Yetiş Projesi’ açılış toplantısı, STSO Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Özdemir Başkanlığında gerçekleştirildi. Sivas Ticaret ve Sanayi Odası (STSO) öncülüğünde hazırlanan ve kentin turizm rakamlarını artıracağı düşünülen Turizmde Sivas’ın Hızına Yetiş Projesi’nin açılışı yapıldı. STSO’da gerçekleştirilen açılış toplantısına; Sivas Kültür ve Turizm Müdürü Aziz Erdoğan, Oran Kalkınma Ajansı Sivas İl Koordinatörü Yunus Emre Şeker, Buruciye AŞ Genel Müdürü Mustafa Altun ve Turizm tesislerinin personel ve yöneticileri katıldı. Projeyi Oran Kalkınma Ajansı ile birlikte yürüttüklerini belirten Başkan Özdemir, “Sivas’ın Hızına Yetişin” projemizin başlığında yer alan hız kavramı, Yüksek Hızlı Trenin ilimize gelmesiyle oluştu. Yüksek Hızlı Trenimizin Sivas’a getirdiği en önemli katkı, turizm sektörüne yapacağı katkıdır. Sivas’a daha çok turist getirmek adına turizm sektörüne eğitim anlamında faydalı olmak istedik. Hocalarımızın bilgilerini sektör yöneticilerine ve çalışanlarına aktarmak adına bu projeyi yaptık” ifadelerini kullandı. Programda konuşan Oran Kalkınma Ajansı Sivas İl Koordinatörü Yunus Emre Şeker, Sivas TSO’nun şehrin önemli meselesine dayanan bir proje hazırlayarak destek almaya hak kazandığını ifade etti. Programların projeler geldikçe var olduğunu belirten Şeker, projelerdeki üst amacın Hızlı Tren odağında Sivas’ın turizm hamlesine katkı sunmak dedi. Sivas İl Kültür ve Turizm Müdürü Aziz Erdoğan ise, Turizm sektörünün gelişmesinde Sivas TSO’na teşekkür ederek, projenin sonucunda güzel bir çıktı elde edileceğine inanıyorum dedi. Sivas’ta bulunmaktan ve böyle bir proje yer almaktan memnuniyet duyduğu ifade eden Eğitmen Doç. Dr. İrfan Mısırlı, verilecek olan eğitimler hakkında bilgiler verdi. Sekiz gün sürecek olan eğitimlerde; Konukla İletişim, Müşteri Memnuniyeti, Sosyal Davranış Kuralları ve özellikle Misafir ve İnsan İlişkileri konuları üzerine eğitimler verilecek. Eğitim programını tamamlayan katılımcılara sertifika verilecek.
Ankara YÖK Başkanı Özvar: "2027 yılına kadar üniversitelerimizin tamamına yakınının akreditasyon süreçlerini tamamlamasını bekliyoruz" Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Erol Özvar, "2027 yılına kadar üniversitelerimizin tamamına yakınının akreditasyon süreçlerini tamamlamasını bekliyoruz" dedi. Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi İletişim Fakültesi Itri Konferans Salonu’nda Yükseköğretim Kalite Kurulu (YÖKAK) Uluslararası Kalite Güvencesi ve Akreditasyon Konferansı gerçekleştirildi. Konferansta konuşan YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, yükseköğretime kayıtlı örgün ve açık öğretime devam eden yaklaşık 7 milyon öğrenci ve 185 bine yakın akademik personel olduğunu belirterek, "Sahip olduğumuz bu kapasiteyle Avrupa Yükseköğrenim Alanı içinde önde gelen ülkelerden biri konumundayız. Ancak bizler ulaştığımız noktayı yeterli görerek yavaşlayacak bir anlayışta olamayız. Yükseköğretim Kurulu olarak bir yandan kapasitemizi iş dünyası ile öğrencilerin eğilim ve beklentileri doğrultusunda düzenlerken, diğer yandan üzerinde hassasiyetle durduğumuz kalite güvencesi standartlarımızı yükseköğretim sistemimizin bütün alanlarına yaygınlaştırmaya çalışıyoruz" dedi. "350 bine yaklaşan uluslararası öğrenci sayımız var" Uluslararasılaşma ve kalite bağlamında üniversitelerin uluslararası görünürlüklerini artırmayı hedeflediklerini aktaran Özvar, şunları kaydetti: "Uluslararası sıralamalardaki üniversite sayımızı yükseltmek, akademisyenlerimizin yer aldığı uluslararası projeler ile nitelikli ve etki değeri yüksek yayınların sayısını çoğaltmak; akademisyenlerimizin ve öğrencilerimizin uluslararası hareketliliğini artırmak öncelikli hedeflerimiz arasındadır. Bu alanlarda sağlayacağımız başarı, bir taraftan yükseköğretimimizin kalitesini artıracak, diğer taraftan çok daha fazla sayıda nitelikli uluslararası öğrencinin üniversitelerimize ilgi göstermesini sağlayacaktır. Böylece 350 bine yaklaşan uluslararası öğrenci sayısıyla dünyada ilk 10 içinde yer alan ülkemiz, ilk 5 ülkeden biri olma hedefine bir adım daha yaklaşmış olacaktır." "İyi bir seviyeye ulaşmış olsak da daha atmamız gereken adımlar var" Üniversitelerin yüzde 35’inde kurumsal akreditasyon olduğunu hatırlatan YÖK Başkanı Özvar, "Bu anlamda iyi bir seviyeye ulaşmış olsak da daha atmamız gereken adımların var olduğu anlaşılmaktadır. 2027 yılına kadar üniversitelerimizin tamamına yakınının akreditasyon süreçlerini tamamlamasını bekliyoruz. Hiç şüphe yok ki kalite süreçleri sonu olmayan ve sürekli iyileşmeyi ilzam eden bir uğraşı alanıdır. Program bazındaki akreditasyonlar ise YÖKAK tarafından yetkilendirilen 24 ulusal ve 13 uluslararası akreditasyon kuruluşu tarafından yürütülmektedir. Mevcut durumda yükseköğretim sistemimizde akreditasyondan geçen programların sayılarının artmasını beklediğimizi ifade etmek isterim" dedi. Konuşmaların ardından YÖK Başkanı Erol Özvar, üniversite rektörleriyle hatıra fotoğrafı çektirdi.