Adana Organize Sanayi Bölgesi (AOSB) Başkanlığınca sanayici ve çalışanlara eğitim desteği sağlamak üzere kurulan AOSB Akademi kapsamında, “Kalite Yönetimi” semineri düzenlendi.
Firmaların kalite yönetimi konusunda bilgilendirilmesi amacıyla organize edilen seminer, AOSB Ceyhan Salonu’nda gerçekleşti.
Seminerde Adana Üniversite Sanayi İşbirliği Merkezi’nden Öngün Ükelge ve Ceyda Aşkun Mısırlıoğlu, katılımcılara; kalite, kalite yönetim sistemleri, ISO 9001-2015 revizyonları ile kalite dışındaki yönetim sistemleri ve faydaları hakkında bilgiler verdi.
ISO 9001, 180’den fazla ülkede uygulandı
Öngün Ükelge, kaliteyi, “var olan özelliklerin şartları karşılama derecesi” olarak tanımlayarak, daha sonra ISO 9000 serisi standartlarını ve Kalite Yönetim Sistemi’nin tarihsel gelişimini anlattı. İlk kez 1987 yılında yayımlanan ISO 9001’in İngiliz Savunma Bakanlığı Standardı BS5750’yi esas aldığını ve zaman içerisinde pek çok değişikliğe uğradığını ifade eden Ükelge, 2012 yılında ISO tarafından yapılan bir araştırmaya göre 180’den fazla ülkede, 1,1 milyondan fazla kuruluş tarafından uygulandığını kaydetti.
Ükelge, şimdiye kadar oluşturulmuş en yaygın, en uzun ve başarılı yönetim sistemi olan ISO 9001’in amacının, geliştirilmiş operasyonel tutarlılık ve sürekli iyileşmenin sağlanması ile müşteri memnuniyetinin arttırılması olduğunu dile getirdi.
Kalite yönetim sisteminin avantajları
Konuşmacı Ceyda Aşkun Mısırlıoğlu da Kalite Yönetim Sistemi’nin kurumlara; müşteri memnuniyetinin sağlanması, verimlilik ve motivasyonun artması, kurum kültürünün gelişmesi, ihalelere girebilme, müşteri şikayetlerini azalması, rekabet gücünün artması, kurum içi bilgi ve veri arşivinin oluşturulması, kalitesizlik maliyetlerinin azalması, ihracat imkanlarının artması, çalışan memnuniyetinin artması, iç ve dış iletişimin gelişmesi, pazar payının artması, işlerin ilk seferde doğru yapılabilmesi, firma imajının artması, hurda ve ıskartaların azalması gibi avantajlar sağladığını kaydetti.
Revizyon nedenleri
ISO 9001’in revizyon nedenlerine de değinen Mısırlıoğlu, bu nedenleri; “Değişen dünya koşullarına uyum sağlamak; standardın, tüm ilgili tarafların artan beklentilerini yansıtmasını güvence altına almak; kuruluşun müşterilerini tatmin etme yeteneğini güçlendirmek; giderek daha çok ön plana çıkan hizmet sektörüne uygun bir yapı sunabilmek; kuruluşların gelecek için tutarlı olmasını sağlamak; diğer yönetim sistemleri ile entegrasyonu sağlamak; kuruluşun faaliyet gösterdiği alanlarda, artan karmaşık çevresel değerleri de dikkate almak” olarak sıraladı.
Kalite yönetiminin vazgeçilmezi; risk esaslı düşünce
Ceyda Aşkun Mısırlıoğlu, etkin bir kalite yönetim sistemine ulaşmanın vazgeçilmez temelinin, risk esaslı düşünce olduğunu da dile getirerek, şöyle konuştu:
“Risk esaslı düşünce kavramına uluslararası standardın önceki revizyonlarında da işaret edilmektedir. Bu standardın gerekliliklerine uyabilmek için kuruluş, risklere ve fırsatlara yönelik olarak plan yapmak ve aksiyon almak durumundadır. Kuruluşun hem risklere hem de fırsatlara yönelmesi, kalite yönetim sisteminin etkinliğinin artmasına, iyileştirilmiş sonuçlar elde edilebilmesine ve olumsuz etkilerin önlenebilmesine temel oluşturur. Kalite Yönetim Sistemi’nin en kilit amaçlarından bir tanesi önleyici olarak görev yapmasıdır. Bu nedenle 2015 revizyonunda önleyici faaliyetler için ayrıca bir madde tanımlanmamıştır.”
Risk yönetim süreçleri hakkında hiçbir resmi metot zorunluluğu olmadığına dikkati çeken Mısırlıoğlu, “Kuruluşlar nasıl bir risk yönetim metodu geliştireceklerine kendileri karar verebilir. Kalite Yönetim Sistemi’nin tüm süreçleri kuruluşun kendi hedeflerini yakalama kabiliyeti kapsamında aynı riske sahip değildir veya tüm kuruluşlar için belirsizliğin etkileri aynı olamaz” ifadelerini kullandı.
