SAĞLIK - 22 Kasım 2017 Çarşamba 12:34

Tek gen hastalıkları ayıklanıyor, hamilelik başarısı artıyor

A
A
A
Tek gen hastalıkları ayıklanıyor, hamilelik başarısı artıyor

Acıbadem Adana Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Tüp Bebek Merkezi Sorumlu Hekimi Prof.

Acıbadem Adana Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Tüp Bebek Merkezi Sorumlu Hekimi Prof. Dr. Volkan Noyan, tüp bebek tedavisinde son yıllarda yaşanan en önemli gelişmelerden biri olan Preimplantasyon Genetik Tarama ve Tanı (PGT) yöntemleri ile sağlıklı embriyoların seçilebilmesinin mümkün olabildiğini belirterek, “Böylelikle anne ya da babada, hamile kalmayı engelleyen bir sorun ya da sakat doğumlara neden olabilecek bir risk varsa genetik inceleme yapılarak sağlıklı bebekler dünyaya gelmesi sağlanabiliyor” dedi.


Prof. Dr. Volkan Noyan, genetik bilimindeki ilerlemelerle birlikte özellikle son yıllarda sağlıklı bebeklerin dünyaya gelebilmesi için önemli adımlar atıldığını belirterek, “Bunların başında da PGT ve tarama yöntemleri geliyor. Tüp bebek yöntemiyle elde edilen embriyolardan hücre alınarak embriyonun genetik haritası çıkartılıyor. Anne ya da babadaki hastalıklar taranıyor. Bu sayede genetik olarak normal yapıya sahip olan embriyoları seçme şansı sağlanabildiği için anne rahmine de sağlıklı embriyolar yerleştirilebiliyor. Bu sayede, uygun hastalarda gebelik oranlarının artabileceğini vurguluyor. Aynı zamanda çeşitli tek gen hastalıklarında sağlıklı embriyo seçimi ile çiftin hasta bir bebek sahibi olma olasılığı ortadan kaldırılıyor” ifadelerini kullandı.



Birkaç kez yumurta toplanabiliyor


Prof. Dr. Volkan Noyan, PGT yöntemi ile embriyoların kromozom yapılarının incelenebileceğini söyleyerek, “Yöntemlerinin kullanılacağı hastalarda embriyolar arasından seçim yapılacağı için, normalleri yakalayabilmek adına belirli sayıda embriyoya ulaşılması hedefleniyor. Yani az embriyo gelişen hastalarda sayıyı arttırabilmek adına ilk yumurta toplama aşamasında gelişen embriyolar donduruluyor ve sonra tekrar yumurta toplanarak hedeflenen embriyo sayısına ulaşılıyor. Yeni embriyolar ve daha önce donmuş olanlar çözülerek tamamına biyopsi yapılıyor. Böylece sağlıklı embriyoyu yakalama şansı artıyor” diye konuştu.



Embriyoya hiçbir zarar verilmiyor


Prof. Dr. Noyan, tüp bebek sürecinde sperm ve yumurta birleştirilerek embriyolar elde edildikten sonra gelişim sürecinin 3. ya da 5. günlerinde embriyonun dış zarı lazerle açılarak 1 ya da daha fazla hücre incelenmek için alındığı belirterek, deneyimli kişiler ve gelişmiş teknolojiyle yapıldığında işlemin embriyoya hiçbir zarar vermediğini ve gelişimin devam ettiğinin altını çizdi.


Noyan, hücrelerin genetik laboratuvarında incelenerek kromozom yapılarını ortaya koyduğunu kaydederek, şöyle devam etti:


“Bu hücreler genetik laboratuvarında incelenerek kromozom yapıları ortaya konuluyor. Belirli sayıda kromozomun (5-9 kromozom) incelendiği FISH gibi yöntemlerin yanı sıra tüm kromozomların incelendiği aCGH ve NGS gibi yöntemler de kullanılabiliyor. FISH yönteminde 3. gün embriyolardan biyopsi ile bir hücre alınıyor ve hemen incelenerek taze transfer yapılabiliyor. Tüm kromozomların incelendiği aCGH ve NGS yöntemlerinde ise 5. gün daha fazla hücre alınarak inceleme yapılıyor ve daha detaylı bir değerlendirme mümkün oluyor.”


Bu yöntemlerde embriyoları dondurmak ve sonuç çıktıktan sonra sağlıklı embriyoları rahim içi hazırlığının tamamlanmasından sonra çözerek kullanmak gerektiğini belirten Prof. Dr. Volkan Noyan, “Uygun kadınlarda normal kromozom yapısına sahip embriyoların transferi hem gebelik oranlarını arttırabiliyor, hem de düşük olasılığını azaltıyor” dedi.



Akdeniz anemisi gibi tek gen hastalıklarında kullanılıyor


Prof. Dr. Volkan Noyan, bölgede sık görülen Akdeniz anemisi, orak hücreli anemi, SMA, çeşitli metabolik hastalıklar gibi birçok tek gen hastalığında PGT yönteminin başarılı sonuçlar verdiğini söyledi.


Noyan, çiftlerde öncelikle aile bireylerinden kan örnekleri alınarak tek gen hastalığı yönünden ön hazırlık yaptığını ifade ederek, “Hazırlık sonrası tüp bebek tedavi sürecine başlanıyor ve embriyo gelişim sürecinin 3. ya da 5. gününde biyopsi ile alınan hücre ya da hücreler genetik laboratuvarında incelenerek rutin süreç devam ediyor” dedi.



Kök hücre nakli bekleyenlere de


Dr. Noyan, tek gene bağlı hasta çocuğu olan çiftlerde kök hücre nakli için HLA uyumu (doku uyumu) olan embriyoların elde edilmesinde de PGT’den yararlanıldığını söyleyerek, “Bu sayede hasta çocuğa donör olabilecek kardeşlerin doğumu sağlanabiliyor. Bu embriyoların hem tek gen hastalığı açısından araştırılarak sağlıklı ya da taşıyıcı olmaları, hem de HLA uyumu bakılarak hasta çocuğa donör olabilmeleri yönünden incelendiğini belirtiliyor. Doğum sırasında alınan kordon kanından elde edilen kök hücreler hasta çocuk için kullanılabiliyor” diye konuştu.


Prof. Dr. Volkan Noyan, PGT yönteminin kimlere uygulanabileceğiyle ilgili şunları söyledi:


“Kromozom bozukluğuna sahip gebelik geçmişi olan annelerde, tek gen hastalıkları konusunda risk taşıyan çiftlerde, tekrarlayan düşük geçirmiş annelerde, anne adayının yaşının 36 ve üzeri olması durumunda, geçmişte genetik rahatsızlık sahibi olan çiftlerde, bir kaç defa başarısız tüp bebek tedavisi geçiren çiftlerde, erkeğe bağlı infertilitenin saptandığı durumlarda.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay Açık alanda çalışan işçilere sıcak hava uyarısı Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi’nde Acil Tıp Anabilim Dalında görev yapan Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Polat, sıcak çarpmasının güneşli hava olmasa bile sıcaklıkların artmasıyla sık sık karşılaşılan potansiyel bir tehlike olduğunu belirterek açık alanda çalışan tarım işçileri başta olmak üzere vatandaşlara yapmaları gerekenleri anlattı. Hava sıcaklıklarının arttığı Hatay’da ve ülke genelinde bölge bölge termometreler 35 derecenin üzerine çıkmayı başladı. Hava sıcaklığının arttığı bu günlerde vatandaşları bekleyen tehlikeyse sıcak çarpması. Tarım kenti olan Hatay’da açık alanda çalışan vatandaşlarda sıcak çarpmasına sıklıkla maruz kalıyorlar. Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi Acil Tıp Anabilim Dalında görev yapan Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Polat, sıcak çarpmasının güneşli hava olmasa bile sıcaklıkların artmasıyla sık sık karşımıza çıkan potansiyel bir tehlike olduğunu belirterek pamuklu, açık renkli ve vücudun hava alabileceği giysilerin tercih edilmesi söyledi. Dr. Polat, vatandaşlara sıcak havaya karşı yapmaları gerekenleri anlattı. “Sıcak çarpması, güneşli bir hava olmasa bile sıcaklıkların artmasıyla sık sık karşımıza çıkan potansiyel bir tehlikedir” Sıcaklık çarpmasının halk arasında güneş çarpması olarak bilindiğini söyleyen Dr. Polat, “Yaz aylarının gelmesiyle sıcaklıkların artışı, her zaman sıcak çarpması olarak kendisini gösterir. Sıcak çarpması, güneşli bir hava olmasa bile sıcaklıkların artmasıyla sık sık karşımıza çıkan potansiyel bir tehlikedir. Her zaman şuur kaybı veya şuur bozukluğuyla kendini göstermeyebilir. Biz 2 kademeli şekilde inceliyoruz. Özellikle açık alanlarda korunaksız ve önlemler alınmadan yapılan çalışmalarda fiziksel hareketin fazla olduğunda sıcak çarpması meydana gelir” dedi. “Açık alanda çalışmanın yoğun odluğu hasat zamanında daha sık karşımıza çıkar” Açık alanda çalışan tarım işçilerinde sıklıkla görülen sıcak çarpmasına karşı sıvı tüketiminin önemli olduğunu belirten Dr. Polat, “Açık alanda çalışmanın yoğun odluğu hasat zamanında daha sık karşımıza çıkar. Halk arasında önlemler hakkında bilinen birkaç yöntemde olsa da doğru değildir. Sıcak çarpmasına karşı önlem olarak sıvı alınımına dikkat etmek gerekiyor. Sıvı tüketiminde hastanın oral olarak sıvı verilirken şuur durumunun yerinde olması gerekir Vücut ısısını dengede tutmak için vücut terleme ve ışıma olarak yayılmasıdır. Terlemenin vücut sıcaklığında etkisi çoktur. Pamuklu, açık renkli ve vücudun hava alabilecek giysilerin tercih edilmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Hatay 180 bin ton pamuk üretilen Hatay’da 3 bin depremzede çiftçiye pamuk tohumu dağıtıldı Asrın felaketinin yaralarının sarıldığı Hatay’da 3 bin depremzede çiftçiye 21.3 milyon TL değerinde sertifikalı pamuk tohumu dağıtıldı. Asrın felaketinin yıkıma uğrattığı Hatay’da depremin yaraları sarılmaya devam ediyor. Depremzede çiftçilerin yeniden ayağa kalkması için başlatılan devlet destekleri devam ediyor. Geçtiğimiz yıl 180 bin ton pamuk üretilen Hatay’ın Amik Ovası’nın bereketli topraklarında üretim yapan 3 bin çiftçiye “Hatay Depremin Yaralarını Pamuk ile Sarıyor” projesi çerçevesinde 21.3 milyon liralık sertifikalı pamuk tohumu dağıtıldı. Hatay Valisi Mustafa Masatlı’nın katılımıyla Kırıkhan ilçesinde gerçekleştirilen tohum desteğinin bölge çiftçisine bir nebze de nefes olması bekleniyor. Depremin yaralarını sarmak için yapılan desteklerin devam ettiğini belirten Vali Masatlı, "Türkiye’nin en önemli ve en verimli ovalarından biri olan Amik Ovası’nda başta pamuk tarımı olmak üzere sertifikalı tohum dağıtımlarını gerçekleştirdik. Burada da yaklaşık 21.3 milyon TL’lik tohumu bugün vatandaşlarımızla buluşturuyoruz. 3 bin vatandaşımıza sertifikalı tohum dağıtımı yaptık. Asrın felaketiyle beraber tarım sektörümüz de ciddi hasar aldı ama bu süreçte 1.1 milyar TL’lik destek yapıldı. Bugünkü projemiz sertifikalı pamuk tohumunun dağıtımı da buradaki vatandaşlarımızın üretimine güç katacaktır. Buradaki üretim kabiliyetimizi ve üretim miktarımızı arttırmasına ve kaliteli ürün elde etmemize ciddi katkı sunacak" dedi. 3 bin üreticiye sertifikalı tohum dağıttıklarını söyleyen Hatay İl Tarım Müdürü Abdurrahman Türkmen ise, "Yıllardır temel kaynaklardan biri olan tarım sektörü önemini her gün arttırmaktadır. 180 bin ton pamuk üretimiyle ilimiz Türkiye pamuk üretimi konusunda 4’üncü sırada yer almaktadır. 6 Şubat asrın felaketi sonrasında pamuk üretiminin devamlılığının sağlanması amacıyla birçok proje hayata geçirilmiştir. ’Hatay Depremin Yaralarını Pamuk ile Sarıyor’ projesi ile Antakya, Kırıkhan, Kumlu, Reyhanlı, Hassa, Belen, Altınözü ilçelerindeki yaklaşık 3 bin üreticimize sertifikalı tohum dağıttık" diye konuştu.