YEREL HABERLER - 23 Mart 2017 Perşembe 13:54

Vali Demirtaş: “2017’de 2 milyon fidan dikmeyi hedefliyoruz”

A
A
A
Vali Demirtaş: “2017’de 2 milyon fidan dikmeyi hedefliyoruz”

Adana Valisi Mahmut Demirtaş, 2003-2016 yılları arasında 203 milyon fidanın toprakla buluşturulduğunu hatırlatarak, 2017 yılında da 2 milyon adet fidan dikiminin planlandığını söyledi.

Adana Valisi Mahmut Demirtaş, 2003-2016 yılları arasında 203 milyon fidanın toprakla buluşturulduğunu hatırlatarak, 2017 yılında da 2 milyon adet fidan dikiminin planlandığını söyledi.


Adana Orman Bölge Müdürlüğü ile Adana Valiliği’nin ortaklaşa düzenlediği 21 Mart Dünya Ormancılık Günü ve Orman Haftası kapsamında etkinlikler düzenlendi.


Seyhan ilçesi Arif Nihat Asya Anadolu Lisesi’nde düzenlenen programa Vali Mahmut Demirtaş, Vali Yardımcısı Mustafa Aydın, Seyhan Kaymakamı Şenol Bozacıoğlu, Orman Bölge Müdürü İsmet Erol, kamu kuruluşu temsilcileri, öğretmenler, öğrenciler ile veliler katıldı.


Etkinlikte konuşan Bölge Müdürü İsmet Erol, ülkenin ormanlarının bugünkü durumu ile gelecek kuşaklar için sürdürülebilir yönetimi hakkında genel bilgiler verdi. Ormanların korunmasının, gençleştirilmesinin, bakımının ve yeni ağaçlandırmalarla orman varlığının arttırılmasının gelecek için önemini vurgulayan Erol, ”Bu yıl Dünya Ormancılık Günü’nü Ankara’da Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ile birlikte kutladık. Dünyada orman varlığını artıran ender ülkelerden biriyiz. 70’li yıllara göre bugün daha fazla orman alanına sahibiz. Teknik ormancılık faaliyetlerimizin yanı sıra her yıl milyonlarca fidanı toprakla buluşturuyoruz. Son yıllarda özellikle gelir getirici türlere ağırlık vererek orman köylüsünün bütçesine destek olduk, bütün bunların yanında orman yangınlarıyla da adeta savaşırcasına mücadele ediyoruz, ormanlar çocuklarımıza bırakacağımız en değerli mirastır” dedi.



2017 yılında 2 milyon fidanın dikimi planlandı


Vali Mahmut Demirtaş ise konuşmasında, ormanların, hayvanların yuvası, yüzlerce çeşit bitkinin armonisi; sağladığı oksijenle insanoğlunun yaşam kaynağı olduğunu belirterek, “Bununla birlikte toprağı, en büyük düşmanı olan erozyondan koruyan, su varlığımızı zenginleştiren yeşil bir örtüdür. Adana Valiliği olarak, özellikle son yıllarda yaptığımız çalışmalarla, ormanlarımızın zenginleşmesi için çok ciddi çabalar sarf ediyoruz. Adana’nın yüzölçümünün yüzde 41’i ormanlık alandır. 2003-2016 yılları arasında 203 milyon fidan toprakla buluşturulmuştur. 2017 yılında ise 2 milyon adet fidan dikimi planlanmaktır. Ayrıca son 15 yılda okul bahçesi, ibadethane ve mezarlıklara 85 bin adet fidan, sosyal ağaçlandırma projesi kapsamında toprakla buluşturulmuştur” ifadelerini kullandı.



"Tabiat alanlarının korunmasında bilinçlilik artmalı"


Vali Demirtaş, ülkede son yıllarda başta ormanlar olmak üzere doğal varlıkların, tabiat alanlarının korunması adına, bilinç ve duyarlılığın artması son derece ümit verici olduğunu belirterek, “Doğa sevgisi ve bilinci, gönüllülük ister. Çocuklarımıza gelecekte yeşili bol, yaşanabilir bir vatan bırakmak için bizlere düşen görev, fert olarak yapılan bu faaliyetlere yürekten destek olmaktır. Bu minval üzere çalışmalarımızı katlayarak sürdürmeli, genç kuşaklarımızı bu duyarlılıkla yetiştirmeliyiz. Unutmayalım ki, "ormanlar bekçiyle değil, sevgiyle korunur." Bu vesile ile etkinlikte emeği geçen herkese ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Bütün misafirlerimizin ve öğrencilerimizin Orman Haftasını tekrar kutluyor, yeşilin her tonunu görmeye devam edeceğimiz güzel günlerin sizlerle olmasını diliyorum. Sizleri sevgiyle ve saygıyla selamlıyorum” diye konuştu.



Vali Demirtaş fidan dağıttı


Konuşmaların ardından, öğrenciler şiirler okuyup, halk oyunu gösterileri sundu. Daha sonra Vali Demirtaş, protokol üyeleri ve öğrenciler Mavi Servi, Defne, Fıstıkçamı, Süs Eriği, Grabilla, Keçi Sakalı, Erguvan, Abelya, Zakkum, Keçiboynuzu, Palmiye ve Biberiye türlerindeki 300 adet fidanı toprakla buluşturdu.


Vali Mahmut Demirtaş, etkinliğe katılan öğrenciler ile velilere fidan dağıttı. Programa katılanlara toplamda 500 ceviz, 500 defne, 500 dut ve 500 incir fidanı da ücretsiz dağıtıldı.


Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü, 7. Bölge Müdürlüğü ve Orman Bölge Müdürlüğü tarafından açılan stantlar protokol üyeleri tarafından gezilirken Vali Mahmut Demirtaş, okul içerisinde yeni düzenlenen bir kütüphanenin de açılışını gerçekleştirdi.



Dünya “Su” ve “Meteoroloji" günü kutlamaları


Aynı hafta içinde yer almaları nedeniyle geçen yıl da birlikte kutlanan, 22 Mart Dünya Su Günü ve 23 Mart Dünya Meteoroloji Günü de Vali Mahmut Demirtaş’ın katılımıyla bir arada kutlandı.


Devlet Su İşleri Seyhan Sami Kayahan Eğitim Tesislerinde gerçekleştirilen kutlama etkinliğine Vali Mahmut Demirtaş, Cumhuriyet Başsavcısı Ali Yeldan, Vali Yardımcısı Mustafa Aydın, DSİ 6. Bölge Müdürü Mevlüt Aydın, Meteoroloji 6. Bölge Müdürü Dr. Osman Şimşek, kamu kurum ve kuruluşlarının temsilcileri, davetliler, öğretmenler ve öğrenciler katıldı.


Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından kısa film gösterimiyle başlayan kutlama etkinliğinde DSİ 6. Bölge Müdürü Mevlüt Aydın ve Meteoroloji 6. Bölge Müdürü Dr. Osman Şimşek birer konuşma yaparak, su ve meteoroloji konularının, insan yaşamındaki önemi ve vazgeçilmezliği vurgulanırken, bu seneki kutlama programının ana teması olan “Su ve Atıksu” konusuna atıfta bulundu. Ayrıca konuşmalarda, gelecek kuşaklara yaşanabilir bir dünya bırakabilmek için, suyun bilinçli kullanılması ve atık suların değerlendirilmesi gerektiğine dikkat çekildi.



Vali Demirtaş: “Su Hayattır”


Etkinlikte konuşan Vali Mahmut Demirtaş ise, “22 Mart Dünya Su ve Meteoroloji Günü’ vesilesiyle düzenlenen programa katılan tüm konukları sevgi ve saygıyla selamladığını söyledi.


Vali Demirtaş, “Nevruz, yedi iklimde toprağın, suyun, havanın ısınmasına işarettir. Nevruzla yeniden canlanan doğa, hazan mevsimine kadar, tüm canlılara sevinç kaynağı olmaya devam edecektir. Bu vesile ile Nevruz Bayramı’nızı tekrar tebrik ediyorum. Nevruz’un, kardeşliğimize, birliğimize ve beraberliğimize vesile olmasına Mevla’dan niyaz ediyorum. Bugün ormancılık, su ve meteoroloji ile ilgili programlara hep beraber iştirak ediyoruz. Suyun insanoğlu için ne denli önem taşıdığını görmek için uzağa gitmemize gerek yok. İnsan, kendi bedenine baktığında yüzde 70’inin sudan oluşan bir yapıyı görecek, konunun ehemmiyetini, "Su, Hayattır" cümlesi ile özetleyecektir. Kadim medeniyetimizin, bir "Su Medeniyeti" olduğuna dikkat çekmek istiyorum. Temizliği imanın şartı kılan bir inancın mensuplarıyız. Temizliğin en önemli malzemesinin, su olduğu düşünüldüğünde, ecdadımızın şehirleri çeşmelerle, hamamlarla, hanlarla donatmasından daha doğal bir durum olamazdı. Su, medeniyetimizde azizdir. "Su gibi aziz ol" sözü sadece bir atasözü değil, aynı zamanda bir kültürün yansımasıdır. Bugüne geldiğimizde, modern dünyanın getirdiği sanayileşmenin tatlısu kaynaklarını bir bir ortadan kaldırdığını görmekteyiz. İnsanoğlunun ve onunla birlikte diğer canlıların felaketi maalesef kirlenen sular olacaktır. Bu sebeple 2017 yılında Dünya Su Günü’nün teması olarak belirlenen "Su ve Atıksu" temasının üzerinde ciddiyetle ve hassasiyetle durulması gerektiğini, bir kez daha vurgulamak istiyorum. Bu vesile ile "22 Mart Dünya Su ve Meteoroloji Günü"nü tekrar kutluyor, sizleri sevgiyle ve saygıyla selamlıyorum” diye konuştu.


Konuşmaların ardından Adana Bilim ve Sanat Merkezi öğrencileri tarafından koro eşliğinde şarkılar söylenen etkinlikte, 2017 Yılı Dünya Su Günü kutlamaları çerçevesinde ortaokul 7. ve 8.sınıf öğrencileri arasında düzenlenen “Su ve Atıksu” konulu resim ve kompozisyon yarışmasında dereceye girenlere protokol üyeleri tarafından ödüller verildi. Kutlamalar, yarışmaya katılan öğrencilerin eserlerinden oluşan sergisinin gezilmesiyle son buldu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul BTM girişimi Almanya’dan yatırım aldı Otomotiv endüstrisinde kalite kontrolü yapay zeka destekli kameralarla sağlayan Academic Sight, otomasyon sektörünün önde gelen firmalarından Alman Robodex’ten yatırım aldı. Bilgiyi Ticarileştirme Merkezi (BTM) girişimlerinden Academic Sight’a Almanya’dan yatırım geldi. Otomotiv endüstrisinde gerçekleştirilen manuel insan gözlemine dayalı kalite kontrol sistemlerini, yapay zeka ile insan gözleminden kamera gözlemine taşıyan program geliştiren Academic Sight’a Almanya’da otomasyon sektöründe faaliyet gösteren Robodex firması yatırım yaptı. Yatırım tutarı hakkında bilgi verilmezken, Robodex ile gerçekleştirilen işbirliğinin, maddi yatırım ve Academic Sight’ın Almanya’da yeni bir marka oluşturmasını kapsadığına dikkat çekildi. Alınan yatırım hem maddi hem de ayni olarak gerçekleşeceğini belirten Academic Sight Kurucu Ortağı Bünyamin Bingöl de yaptığı açıklamada, “Ayni yatırım yeni marka oluşturulması ve Almanya’daki tüm operasyonel maliyetlerin karşılanmasını kapsıyor. Bu işbirliği sayesinde Almanya başta olmak üzere Avrupa’daki varlığımızı güçlendirecek ve yapay zeka destekli dijital dönüşüm teknolojileri alanında daha fazla firmaya ulaşabileceğiz. Bu yatırım hem Academic Sight’ın büyüme yolculuğunda bir dönüm noktası hem de Almanya’daki endüstriyel firmaların kalite kontrol süreçlerine dijital bir çözüm sunma imkanı oluşturuyor” dedi. BTM sayesinde birçok yatırımcı ulaştı BTM kapsamında daha fazla network ve iş olanağının kendilerine ulaştığını kaydeden Bingöl, “Bu kapsamda çok değerli görüşmeler sağladık ve işimizi tanıtma konusunda BTM’nin bize çok fazla desteği oldu. Almanya menşeili teknoloji firması Robodex ise vizyonumuzu ve potansiyelimizi tanıyarak bize önemli bir yatırım yaptı” diye konuştu. Academic Sight’ın geliştirdiği program, presten çıkan parçaların yüzeylerinde bulunan çizik, göçük ve yırtık gibi yüzey kaynaklı kalite kusurlarının insan gözüyle değil, yapay zeka destekli kameralarla tespit edilmesine olanak sağlıyor.
Sakarya SETA Genel Koordinatörü Duran: “Terörün tamamen biteceği bir sürece girdik” ’Küresel Belirsizlik Çağında Türk Dış Politikası’ konulu söyleşiyle SUBÜ Konuşmaları’nın 71’inci konuşmacısı olan SETA Genel Koordinatörü Prof. Dr. Burhanettin Duran, Türkiye ve Irak arasında yeni bir dönemin başlayacağına işaret etti. Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi (SUBÜ) tarafından düzenlenen SUBÜ Konuşmaları’nın 71’inci konuşmacısı ‘Küresel Belirsizlik Çağında Türk Dış Politikası’ konulu söyleşiyle Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) Genel Koordinatörü Prof. Dr. Burhanettin Duran oldu. Moderatörlüğünü SUBÜ Uygulamalı Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sinan Esen’in üstlendiği söyleşide; bölgesel bazlı yaşanan çatışma ve gerilimler, sürekli değişen dengeler, siyasi konjonktürdeki dalgalanmalar ve Türkiye’nin yürüttüğü diplomatik müzakereler ile dış politikasındaki muhtemel rotalar konuşuldu. “Hem sert hem yumuşak güç” Dünyada belirsizlikler ve bir dizi krizle boğuşulan bir süreçten geçildiğini kaydeden Duran, “Özellikle pandemiden sonra Rusya ve Ukrayna arasındaki savaş durumu Batı ve Rusya arasındaki gerginliği artırdı. Amerika Birleşik Devletleri ve Çin başta olmak üzere büyük güçler arasındaki rekabetler hızlandı. Aralarında Türkiye’nin de olduğu yükselen güçler ise kendi inisiyatiflerini oluşturdu. Böyle bir dönemde çok sayıda kriz ve çok sayıda riskin olması, dünyadaki düzenin bozulmuş olmasının başlıca faktörleri. Dış krizlerle boğuşan ve aynı zamanda iç türbülanslara cevap vermeye çalışan Türkiye, dünyadaki değişeme de güçlü bir şekilde adapte oldu. Bundaki en önemli etken Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın güçlü liderliğidir. Türkiye hızlı hareket edebildiği için krizlere etkili cevaplar verebiliyor. Bu durumu örnekleyecek olursak; Türkiye, Suriye ve Irak’ta tampon bölge oluşturdu. Yine Libya’da iç savaşı durduran askeri bir varlığı oldu. Somali’de Türkiye bir askeri varlık göstererek oranın istikrarına ve ticaretine katkı vermeye çalışıyor. Bu örnekleri ortaya koyduğumuzda şu görünüyor ki Türkiye sert gücünü ve yumuşak gücünü aynı anda kullanabilen bir ülke. Türk Hava Yolları, Yunus Emre Enstitüsü, Türk İş Birliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) ve Yurt Dışı Türkler ve Akraba Toplulukları Başkanlığı (YTB) gibi kuruluşlarıyla yumuşak gücünü de kullanıyor. Bu şekilde Türkiye ‘Akıllı Güç’ denilen bir konumu üretmeye çalışıyor” dedi. “PKK’yı bitirecek bir sürece girdik” İzleyicilerden gelen “Cumhurbaşkanı ile Savunma Bakanı Güler’in, yaz aylarında terörün biteceğine yönelik ifadelerini nasıl değerlendirebiliriz?” sorusunu cevaplayan Duran, “Türkiye 2016’dan sonra PKK’nın Suriye ve Irak’ta bir terör koridoru oluşturmasını engellemekle ilgili çok açık ve net bir proaktif politika izliyor. Bu politika akabinde Türkiye’de terör olaylarının ortadan kalktığı, terörün varlığının çok büyük ölçüde yok edildiği bir döneme geldik. Özellikle Irak ve Suriye’deki askeri varlığımız ve operasyonlarımızla bu süreci destekledik. Bu sadece bizim çabamızla olacak bir şey değil. Biz 10-12 kilometrelik bir derinliğe girdik. 30-40 kilometre daha girmemiz gerekecek ama bu da yetmiyor. Çünkü biz girdikçe terör örgütü geri çekilerek konumlanıyor. Bu konuyla ilgili hem Bağdat hem Erbil ile görüşmeler devam ediyor. Bu görüşmelerin sonucunda terör örgütünün ortadan kalkacağı bir düzlem oluşturulmak isteniyor. Terörün yanı sıra Türkiye ve Irak arasında kalkınma ve ekonomik odaklı iş birliklerinin de yürütüleceği bir döneme girdik” diye konuştu.
Van Van Gölü’ne dökülen Karasu Çayı eski günlerine kavuştu Van Gölü’ne dökülen Karasu Çayı, bu yıl yağışların bol olması nedeniyle eski günlerine döndü. Van Gölü’nü besleyen 102 derenin arasında bulunan Karasu Çayı, bu yıl yağışların bol olması nedeniyle eskisi gibi akmaya başladı. Birçok yabani kuşa ev sahipliği yapan çay, inci kefali göçünde önemli bir yere sahip. Geçtiğimiz yıllarda yaşanan küresel ısınma sonucu kuruyan Karasu Çayı’nın bu yıl bol yağış almasıyla eski günlerine dönmesi uzmanları sevindirdi. Konuyla ilgili açıklama yapan an YYÜ Su ürünleri Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Akkuş, “Ülkemizde özellikle 2020 yılından sonra yağışların azalmasına bağlı olarak çok ciddi kuraklık yaşadıklarını söyledi. Bu noktada Van Gölü havzasının kırılgan bir yapıya sahip olduğunu ifade eden Dr. Öğretim Üyesi Akkuş, “Van Gölü havzası kapalı bir havza. Dışarıdan hiçbir su girdisi yok. Son 4 yıldır yaz mevsimlerine geldiğimiz zamana kadar su debilerinde ciddi bir oranda üşüş yaşanıyordu. Bazı akarsular Van Gölü’ne ulaşmakta zorluk çekiyordu. Şuanda Karasu Sulak alanındayız. Bu havzasın suyla doluluğunu yıllardır hiç görmemiştik. Son kar yağışı ve yağmurla beraber akarsuyun taşması neticesinde tekrar burası suyla buluştu. Özellikle Karasu Çayı’nın debisinin düşük olması nedeniyle hemen etrafında birçok tarla oluştu. Fakat akarsu tekrardan taştı buraları geri aldı. Bizler akarsulara yakın yerlerde ne yaparsak yapalım akarsu bir gün kendisine ait olan yeri geri alacak. Şu anda bunu bariz bir şekilde görüyoruz. Akarsu yatakları suyla dolduğu zaman güzel. Hem balıklar için hem de etrafımızdaki birçok canlı için. Umut ediyoruz ki bu sene geçen yıllara göre suyun bolluğu bereketi devam eder" dedi.