YEREL HABERLER - 20 Temmuz 2017 Perşembe 17:24

Başkan Sümer’den çiftçilere anız uyarısı

A
A
A
Başkan Sümer’den çiftçilere anız uyarısı

Adıyaman’ın Besni Ziraat Odası Başkanı İsmail Sümer, çiftçilerin tarlayı genelde ikinci ürüne hazırlamak amaçıyla yaktığı anızların toprak kalitesini düşürdüğünü belirterek, uyarılarda bulundu.

Adıyaman’ın Besni Ziraat Odası Başkanı İsmail Sümer, çiftçilerin tarlayı genelde ikinci ürüne hazırlamak amaçıyla yaktığı anızların toprak kalitesini düşürdüğünü belirterek, uyarılarda bulundu.


Oda Başkanı İsmail Sümer, tarımsal üretimde tasarruf sağlamak ve tarlanın ikinci ürüne hazırlanma süresini kısaltmak amacıyla yapılan anız yakma işleminin, toprağın kalitesinin düşmesinin yanı sıra, doğaya, canlılara ve etrafında bulunan tarlalara zarar verdiğini belirtti. Anız yangınlarının çevre kirliliği nedeniyle büyük sorunlar oluşturduğunu da hatırlatan Başkan Sümer, “Özellikle geniş tarım alanlarına sahip bölgelerde aynı dönemde çıkan çok sayıda anız yangını, toprak kalitesi kadar insan sağlığını ve yaşam kalitesini de olumsuz etkiliyor. Anız yangınları sonucu kaybedilen organik maddenin telafisi için daha fazla gübre kullanılıyor ve bu durum da toprağın yapısını bozuyor. Yangının ardından yeniden yapılacak üretimde ürünün sağlıklı gelişmesi ve verime ulaşması için kaybedilen organik maddenin telafi edilmesi gerekiyor. Çiftçilerimiz bunu daha fazla gübre uygulayarak yapıyor. Her gübre tuz demektir. Zaman içinde toprakların çoraklaştığını, verimsizleştiğini, tuzlaştığını, toprakta bitkilerin gelişmesi için yararlı olan mikroorganizmaların da toprağın bozulması ve tuzlulaşmasından etkilendiğini biliyoruz. Böylece bizim topraklarımız bozulmuş ve kalitesi düşmüş oluyor. Yapısı bozulmuş toprak artık üretken bir toprak değildir. Toprağın yapısı bozulduğu için verimliliği bozuluyor. Çiftçimiz anızını yakarak hem toprağını uzun sürede fakirleştirerek elden çıkmasına yol açmakta, hem de kendi parasını ateşe vermektedir. Anız yangınları insanların ve hayvanların yaşam kalitelerini de düşürmekte ve zarar vermektedir. Evlerimizin içine kadar kül, duman girmekte, toprağımız, hayvanlarımız ve tüm doğa anız yangınlarından zarar görmektedir. Ayrıca yoldan geçen vatandaşların sigarasını atması, piknik yapan vatandaşların yaktıkları ateşi tam söndürmemesi de anız yangınlarına sebep veriyor. Bu konuda vatandaşlarımızın duyarlı olmalarını rica ediyorum. Bütün bunların yanı sıra anız yangınları, yakındaki diğer tarla ve bahçeler ile ormanlara da sıçrayıp üzücü olayların yaşanmasına neden olabiliyor. Tarladaki anız kesinlikle yakılarak temizlenmemeli. Bu yöntem yasa dışı olduğu gibi, başta toprak olmak üzere doğal varlıklara zarar veriyor. Anızı tarladan temizlemek için mümkün olduğunca toprağa yakın hasat yapılmalı, toprak işleme aleti ve gerekirse hasat sonrasında sap parçalayıcı kullanılmalı" diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Dağlarda çiriş otu bereketi Doğu Anadolu Bölgesinde ve Erzincan’da bu günlerde çarşı pazarda sıkça görülen çiriş otu dağlarda yaban hayvanlarının da ilgisini çekiyor. Bahar ayları ile birlikte Erzincan’ın yüksek kesimlerinde ortaya çıkan çiriş otu vatandaşlar tarafından toplanmaya başlandı. Munzur Dağlarında yerli ve yabancı birçok kişiye rehberlik yapan Murat Aydemir, yaptığı gözlemlerde dağ keçilerinin de çirişi yediğini ifade etti. Dağlarda doğal olarak yetişen çirişten birçok yemek yapıldığını anlatan Aydemir, çirişten yapılan turşunun ayrı bir lezzet olduğunu söyledi. İnsanlar yüzyıllardır yaşamın neredeyse her alanında bitkilerden faydalanıyor. Bazı bitkiler tıbbi faydaları sebebiyle sağlık alanında kullanılırken bazı bitkiler besin bazıları ise boya ya da süs bitkileri olarak kullanılıyor. Çiriş otu da bu bitkilerden bir tanesi. Latincede Asphodelus aestivus L. olarak bilinen ve Zambakgiller familyasına ait olan çiriş otu, çoğu bölgede güllük, dağ pırasası, kirkiş otu, sarı zambak, yabani pırasa ve yeling otu olarak biliniyor. Toplumun büyük bir kısmı bazı hastalıkların tedavisinde tıbbi bitkilere başvuruyor. Bitkisel tedavi yöntemlerinin yan etkilerinin olmadığı ya da daha az olduğu düşünülmesi buna büyük bir etken olarak gösteriliyor. Çiriş otu da bölgede halkın tercih edilen bitkilerin başında yer alır. Çirişten birçok yemek yapılıyor Meryem Badayman, Ekin Dinçel ve Ayla Ünver Alçay tarafından yapılan bir araştırmada çirişin; yabani bir ot olup yenilebilmesinin yanında vitamin, antioksidan, lif ve mineral içerikleri ile vücudu besleyen özelliğe sahip olması sebebiyle yaygın olarak tüketildiği belirtildi. Çiriş otu, Afrika, Arap ülkeleri, Türkiye, Mısır ve Avrupa’nın bazı bölgelerinde görülen bir bitki türü. Türkiye’de Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu, İç Anadolu Ege ve Akdeniz bölgelerinde yetişiyor. Çiriş otu genel olarak zararsız ve faydaları ile ön planda olan bir bitki olarak biliniyor. Bunun yanında çirişin yaprakları henüz tazeyken de yenilebiliyor. Ayrıca çirişten çorba ve birçok yemek de yapılıyor. Haşlandıktan sonra yumurta ile kavrulması ya da peynirle de karıştırılarak yufka ekmek içinde yeniliyor. Ayrıca kaşila diye adlandırılan bir yemeği de yapılıyor. Sevilen yemeklerden biri olan kaşila, çirişin kaynatılıp, içerisine bulgur katılarak, katılaşıncaya kadar pişirilmesiyle yapılıyor. Katılaştıktan sonra içi çukurlaştırılarak yağ dökülüp ve servis edilip yeniliyor.