YEREL HABERLER - 25 Ekim 2016 Salı 16:45

AK Parti Afyonkarahisar İl Başkanı İbrahim Yurdunuseven:

A
A
A
AK Parti Afyonkarahisar İl Başkanı İbrahim Yurdunuseven:

AK Parti Afyonkardahisar İl Başkanı İbrahim Yurdunuseven, AK Parti 25. İstişare Toplantısı’nı değerlendirdi. Başkan Yurdunuseven, değerlendirmesinde anayasa değişikliğiyle ilgili meclisten ne sonuç çıkarsa çıksın halka sorulacağını kaydetti.
AK Parti il başkanlığı haftalık basın toplantısı, Başkan Yurdunusen’in katılımıyla gerçekleşti. Hafta sonu gerçekleşen AK Parti İstişare Toplantısı’nı değerlendiren Başkan Yurdunuseven, Afyonkarahisar’da 4’üncüsü tertip edilen 25’inci AK Parti İstişare Toplantısı gerçekleştirildi. AK Parti’nin sayın Başbakanımız olmak üzere bütün hükümet üyeleri, Milletvekillerimiz, kurucu üyelerimiz, kadın ve gençlik kollarının değerli başkan ve MKYK üyeleri olmak üzere yaklaşık 500 kişiye yakın bir AK Parti gurubu Afyonkarahisar’daydı. Çok güzel bir istişare toplantısı gerçekleşti yeniden önümüzdeki dönem için Ak parti’nin politikaları belirlendi. Burada tek salon içerisinde çeşitli bakanlarımızın sunumları gerçekleşti. Sayın İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu Bey, Adalet Bakanımız Bekir Bozdağ Bey, Milli Savunma Bakanımız Fikri Işık Bey olmak üzere ve yine AK Parti Genel Sekreterimiz Abdülhamit Gül çeşitli sunumlarda bulundular Cumartesi günü. 2. gün Sayın Başbakanımızın da katıldığı soru-cevap şeklinde bir oturum gerçekleşti. Birde Anayasa çalışma içerisinde bulundu Sayın vekillerimizle. Burada çıkan sonuçları AK parti içerisinde yeniden değerlendirilip anayasayla ilgili en son kapanış konuşmasında Sayın Başbakanımızın da dile getirdiği gibi inşallah bir anayasa çalışması gerçekleştirilecek ve öncelikle meclise getirilecek akabinde de hangi oyla geçerse geçsin ister referandumla olsun, ister direk 367’yi bulmuş olsun her halükarda yine halkımıza bu anayasayı soracağız. Halkımızın dediği bizim her zaman başımızın tacıdır. Sandıktan çıkana her zaman rıza gösterdik ve bunda da inşallah sandıktan ne çıkarsa başımızın tacı diyeceğiz, milletimizin kararı budur diyeceğiz” diye konuştu.
“Afyonkarahisar’ın tanıtımı açısından önemli bir toplantı”
Hafta sonu gerçekleşen istişare toplantısının Afyonkarahisar’ın tanıtımı açısından önemli bir yer teşkil ettiğini belirten Yurdunusen, “Öncelikle şunu da söylemek gerekiyor; Başbakanımız dahil olmak üzere tüm hükümetimizin Afyon’da olması, tüm milletvekillerimizin burada olması bir güvenlik gerektiriyor. Bunda da hem ziyaretler anlamında hem de diğer otelin etrafında Sayın Afyonkarahisar halkımıza biraz belki mağduriyetler yaşattık, bazı caddeler zaman zaman kapandı saatli olmak üzere kapandı. Bundan dolayı Afyonkarahisar halkına özür diliyoruz. Hükümetimiz, milletvekillerimiz başta Başbakanımız olmak üzere bu ziyaretlerde onların güvenliği daha önemli Afyonkarahisar için. Bundan dolayı da halkımızdan tekrar özür diliyoruz. Bu kim gelirse gelsin, lider bazında kim olursa olsun aynı şekilde güvenlik sebebiyle bu yapılıyor. Bunu da siyasete malzeme etmenin bir anlamı yok. Bizim için Afyonkarahisar’ın reklamı burada önemli ve burada olabilecek herhangi aksi bir şeyde aksi reklam olurdu” dedi.
Başbakan Yıldırım’a kentin ekonomisi ile ilgili bir sunum yapıldı
Başbakan Binali Yıldırım’ın İl Başkanlığı ziyaretinde kentin sorun ve taleplerini kendisine ilettiğini dile getiren Yurdunuseven şu ifadelere yer verdi:
“Başbakanımızın İl Başkanlığı ziyaretinde bir sunum yaptım. Ben Afyonkarahisar’ın et sektöründe önemli bir yeri olduğunu, Türkiye’nin et ihtiyacının büyük bir kısmının Afyonkarahisar’dan karşılandığını dile getirdik. Bununla ilgili olarak borsamızın açılmasıyla birlikte Afyonkarahisar’da bir hayvan terminali ve et ithalat ve ihracatında destek olunmasını kendisinden talep ettik. Tabi Afyonkarahisar’ın başka bir markası biliyorsunuz patates ve kiraz. Özellikle Tabi ki markasıyla tescil edilmiş kiraz hususunda gümrüklerde Afyonkarahisar ihracatına girmesi açısından, gümrükte biraz daha yardımcı olunmasını Afyonkarahisar’a bu konuda özel bir çalışma yapılmasını, teknik olarak destekte bulunulmasını talep ettim kendisinden. Yine Afyonkarahisar’ın bir başka markası olan manda ve kaymak üretiminde üniversiteyle Afyonkarahisar Belediyesinin ortak bir çalışması var. bu çalışmaya Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nda destek olmasını kendilerinden talep ettim. Bunun yanı sıra hızlı trenin 2017 yılında faaliyete geçeceği bize söylendi ama bunun biraz daha hızlandırılmasını buran önce faaliyete geçirilerek özellikle bu otoyolla ilgili Ankara gidiş-gelişlerinde biraz daha Afyonkarahisar halkının rahat ve hızlı bir şekilde ulaşımı sağlamasını kendisinden talep ettim. Yine Askeri birlikle ilgili olarak, 15 Temmuz darbe girişiminde, işgal girişiminden başlamak üzere 27 gün boyunca Afyonkarahisar sabah namazları dahil olmak üzere namazlarını kılarak gece nöbetlerini tutmuştur. Bazı birliklerin Anadolu’ya konuşlandırılması ilkesi gereği Afyonkarahisar’a da özellikle bir birliğin getirilmesini talep ettim. Zaten daha önce götürülmüş birlik vardı. Afyonkarahisar’ın neresine isterseniz birlik getirilmesini talep ediyoruz dedik. Bu konuda zaten Sayın Milletvekilimiz Ali Özkaya Beyin yaptığı bir çalışma var. Belki de Türkiye’de tek çalışma, bilgimiz bu şekilde. “
Öte yandan, toplantıda Başkan Yurduseven’e, İl Başkan Yardımcısı Hüseyim Tutumlu’da eşlik etti.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzurum Ders sadece sınıfta değil sahada da yapılır Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Felsefe Tarihi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hacı Ömer Özden, öğrencilerine Türk Düşünce Tarihi Dersinde ‘Yunus Emre’yi Tuzcu (Dutçu) Mahallesi’ndeki kabri başında anlattı. İlahiyat Fakültesi 3 sınıf öğrencileri, Türk Düşünce Tarihi Dersini Erzurumlu Yunus Emre’nin kabri başında yaptı. Aynı zamanda Erzurum Tarih Derneği Başkanı da olan A. Ü İlahiyat Fakültesi Felsefe Tarihi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. H.Ömer Özden, fakültede girdiği derslerde öğrencilerine tarihi ve manevi şahsiyetleri adeta uygulamalı olarak yerinde anlatıyor. Prof. Dr. Özden son olarak, Türk Düşünce Tarihi dersinde öğrencilerini Tuzcu Mahallesi’ndeki Erzurumlu Yunus Emre’nin mezarına götürerek hem bir çok kişi tarafından bilinmeyen mezarını, hem de kişiliği ve hayatı ile ilgili bilgiler verdi. Palandöken Gençlik Merkezi’nin tahsis ettiği araçlarla Erzurum’un Dutçu (Tuzcu) mahallesindeki Yunus Emre’nin kabrine öğrencilerini götüren Prof. Dr. Özden, Yunus Emre’nin ümmi bir ozan değil, iyi eğitim görmüş bir entelektüel olduğunu söyledi. Prof. Dr. Özden, Anadolu’nun birliğinin sağlanmasında Yunus Emre’nin önemine dikkat çekerek, Yunus Emre’nin sevgi felsefesinin önemine vurgu yaptı. Yunus Emre’nin bütün Anadolu’yu; Şam, Halep, Suriye, Irak ile Kafkasya bölgesinde Azerbaycan ve civarını gezerek öğretisini anlattığını ve bu seyahatlerinde kendisini yetiştirdiğini anlatan Prof. Dr. Ömer Özden, Yunus Emre’nin son durağının ise Erzurum olduğunu ve kabrinin de burada bulunduğunu anlattı. “Mezarın Yunus Emre’ye ait olduğu tasdik edildi” Dutçu köyünde bulunan mezarın önce Erzurumlu İbrahim Hakkı Hz. tarafından keşfedildiğini belirten Prof. Dr. Ömer Özden, söz konusu mezarın 20. asrın önemli bilim adamlarından Mehmet Fuat Köprülü, Ziyaeddin Fahri Fındıkoğlu, Abdürrahim Şerif Beygu gibi şahsiyetler tarafından tasdik edildiğini bildirdi. Öğrencilerine bu derste tanıdıkları Yunus Emre’nin kabrini çevresindekilere mutlaka anlatmalarını ve arkadaşlarını, ailelerini Dutçu (Tuzcu) Mahallesi’nde bulunan Yunus Emre kabrine mutlaka getirmelerini isteyen Prof. Dr. Özden, Yunus Emre kabrinin Erzurum’un tanıtımında çok önemli bir yeri olduğuna işaret etti. Prof. Dr. Özden, Erzurum Tarih Derneği’nin de bu tanıtıma önemli katkılar sunacağını sözlerine ekledi. Ders sonrasında Palandöken Gençlik Merkezi’nin öğrencilere ikramlarda bulunmalarının ardından yine araçlarla üniversiteye dönerken, bir dersin sadece sınıfta değil sahada da yapılabileceğini uygulamalı olarak gösteren Prof. Dr. H. Ömer Özden, kendilerine böyle bir imkan sağlayan Palandöken Belediyesi Gençlik Merkezi Müdürü ve aynı zamanda Türkiye Yazarlar Birliği Erzurum Şube Başkanı Mehmet Gözütok’a da teşekkür etti.
İstanbul United Colors of Benetton 23 Nisan Çocuk Bayramı’nı coşku ile kutladı İSTANBUL (İHA) – 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, İstanbul Modern ve Yapı Kredi Bomontiada’da United Colors of Benetton’un desteklediği özel etkinliklerle kutlandı. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, bu yıl da ülkenin pek çok noktasında renkli ve eğlenceli etkinliklerle kutlandı. İstanbul Modern ve Yapı Kredi Bomontiada’da United Colors of Benetton’un desteklediği özel etkinliklerde çocukları ve ailelerine birçok etkinlik sunuldu. İstanbul Modern’de düzenlenen “Müzede Oyun” şenliği, 20, 21 ve 23 Nisan tarihlerinde ücretsiz olarak gerçekleştirildi. Etkinliklere 2–10 yaş arası 2 bin çocuğun ve aileleri katıldı. Etkinlilerde sergi turları, “Renk Atölyesi”, drama etkinlikleri ve ebeveynlere yönelik “Üreticilik Seminerleri” ile dolu bir gün geçiren aileler, müzenin sanat alanında kolaj çalışmaları üretme fırsatı buldu. Şenlik kapsamında, İstanbul Modern Kütüphane’de oyuncularla buluşan çocuklar ve aileleri, Akasya Asıltürkmen ile Aslı Tandoğan’ın rehberliğinde masal dünyasına adım attı. Çocuklar, müzenin “Fahrelnissa Zeid” ve “Müzede Ne Var?” kitaplarını drama etkinlikleri eşliğinde dinledi. 23 Nisan günü aynı anda, Bomontiada’ nın 4. katı ve avlusunda gerçekleşen "World Çocuk Festivali" ise renkli bir karnaval havasında geçti. Benetton’un iş birliğiyle yapılan festival, 5 binin üzerinde katılımcıyı ağırladı. Saksıda yüzler, kedi evi tasarımı, rengarenk ev tasarımı, ayna tasarımı ve peg doll boyama gibi aktivitelerle çocuklar eğlenceli zaman geçirirken, sirk korteji, bubble show, örgü standı, yüz boyama standı, zumba show ve Flapper Swing konseri gibi etkinlikler de gerçekleşti. United Colors of Benetton’un destekleriyle gerçekleşen bu etkinlikler renkli ve keyifli anılarla dolu bir gün yaşattı.
İzmir İzmir’de sağlık çalışanlarına şiddette meslektaşlarından tepki İzmir Şehir Hastanesi’nde dün yaşanan şiddet girişiminin ardından, sağlık çalışanlarından şiddete karşı tepki açıklaması geldi. İzmir Tabip Odası Başkanı Süleyman Kaynak, “Dün bir katliam olmaması bütünüyle tesadüfidir. Sağlıkta şiddet varsa hizmet yok” dedi. Sağlık çalışanları, dün bir kişinin İzmir Şehir Hastanesi’ne pompalı tüfekle gelerek sağlık çalışanlarını tehdit etmesi ve ‘katliam’ yapacağını söylemesi olayının ardından sağlıkta şiddete tepki gösterdi. İzmir Şehir Hastanesi Poliklinikler-3 önünde toplanan ve Hekimsen ile birlikte birçok sendikanın da aralarında bulunduğu sağlık çalışanları şiddetin son bulması adına pankartlar eşliğinde sloganlar attı. Sağlık çalışanları adına açıklama yapan İzmir Tabip Odası Başkanı Süleyman Kaynak, “Saldırgan sabah saatlerinde bir pompalı tüfekle ve bir yığın mermiyle hastaneye gelmiş, bir aile bireyinin ihbarı sayesinde güvenlik ve kolluk kuvvetleri şahsa müdahale edebilmiştir. Ancak silahı alınıp serbest bırakılan şahıs, akşam saatlerinde tekrar elini kolunu sallayarak 9. kata kadar çıkarak servise girmiş. Saldırgan klinikte görevli hekimlere yönelik şiddet uyguladı. Asistan hekim arkadaşlarımız kendilerini odaya kilitleyerek saatlerce beklemiş, ancak saldırgan etkisiz hale getirildiğinde odadan çıkabilmişlerdir. Daha bir hafta önce 17 Nisan’da sağlık terörüne kurban verdiğimiz Dr. Ersin Arslan’ı anarken yetkilileri, şiddete karşı önlem alınması için göreve çağırmıştık. Yıllardır dillendirdiğimiz bu çağrılar yine duyulmadı. İdareciler tarafından adeta görünmez olduk” ifadelerine yer verdi. “Sağlık çalışanlarının endişeleri sürmektedir” Dün bir katliamın olmamasının, tesadüf olduğunun altını çizen Kaynak, “Ancak hekimlerin ve sağlık çalışanlarının endişeleri, kaygıları sürmektedir. ülkemizdeki her sağlık çalışanını tehdit eden, sağlıkta şiddet karşısında kamu yöneticileri olaya seyirci olmaktan öteye gitmemektedir. Çünkü sağlıkta şiddet, tıkanmış olan sağlık sisteminin siyasetçiler ve kamu yöneticilerinin tepkiyi kendilerinden uzak tutmak için yararlandıkları bir enstrümandır. Çünkü yeterli ve iyi hizmet alamayan hastalarla, hasta yakınlarıyla sağlık çalışanlarını karşı karşıya bırakmış, bilerek ve isteyerek sağlıkta şiddete zemin hazırlamıştır. Bu ülkede her gün en az 80 beyaz kod verilen, son 10 yılda bildirilen 110 bin sağlıkta şiddet olayı rastlantı değildir, asla maruz görülemez, asla hiçbir bahanenin arkasına gizlenemez” diye konuştu. Sağlık kurumlarında, sıradan bir alışveriş merkezlerindeki gibi güvenlik önlemlerinin dahi alınmadığını vurgulayan Kaynak, “Başka ülkelerde sağlık çalışanlarına yönelik şiddet uygulayanlara çok ağır yaptırımlar uygulanırken ülkemizde mümkün olduğu kadar hafifletici sebepler gerekçesiyle neredeyse saldırganların arkası sıvazlanarak çoğu serbest bırakılmaktadır. Dün İzmir Bayraklı Şehir Hastanesi’ne silahla gelen şahısın silahına el konulup serbest bırakılmış olması durumun vahametini gözler önüne sermektedir. Kurumlara girişte denetleme yapılmadan gerçek anlamda çalışan güvenliği sağlanabilir mi? Yetersiz ve yetkisiz güvenlik elemanları ile bu işin çözülemeyeceği ortadadır. Hastane polislerinin ve güvenlik görevlilerinin sayısı ve yetkileri mutlaka arttırılmalıdır. İşe yaramayan göstermelik X-ışın cihazları yerine her giriş noktasında denetimli geçiş kontrolü sağlayan aktif güvenlik elemanları görevlendirilmelidir. Acilen bu konuda ağır yaptırımlar içeren yasal düzenlemeler yapılmalıdır” cümlelerini aktardı. “Sağlıkta şiddet varsa hizmet yok” Sağlık kurumlarında, çok ciddi koruyucu ve şiddeti engelleyici insan gücü, sağlık polisi, emniyet güçleri, elektronik ve görsel kontrol mekanizmaları oluşturulması gerektiğinin altını çizen Kaynak, şunları kaydetti: “Adil bir hukuk sistemi çerçevesinde Sağlıkta şiddeti önleyecek yasal düzenlemeler geciktirilmeden yaşama geçirilmelidir. Artık bir gün bile beklemeyeceğiz. Sağlıkta şiddet için önlem alınmadıkça, sağlık çalışanlarına insani çalışma şartları sağlanmadıkça, sağlık hizmeti verilemez, verilmesi beklenemez. Sağlıkta şiddet varsa, hizmet yok.”