POLİTİKA - 21 Ekim 2016 Cuma 16:36

Başbakan Yıldırım: "Irak her şeyden önce Türkiye’nin başını ağrıtan bu terör örgütlerini zapturapt altına alması lazım"

A
A
A
Başbakan Yıldırım: "Irak her şeyden önce Türkiye’nin başını ağrıtan bu terör örgütlerini zapturapt altına alması lazım"

Başbakan Binali Yıldırım, "Irak her şeyden önce burada barınıp ve Türkiye’nin başını ağrıtan bu terör örgütlerini zapturapt altına alması lazım. Bunu yapamadığı halde bizim ve ülkemizin güvenliğini, barışı korumak için her türlü tedbiri almak gibi hakkımız var. Gerek Suriye’nin gerek Irak’ın geleceği en yakından Türkiye’yi ilgilendirir” dedi.
Başbakan Binali Yıldırım, Afyonkarahisar’da basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Suriye’deki operasyonlarla ilgili soruya Başbakan Yıldırım, “Türkiye’nin Suriye’deki yaptığı faaliyetler tamamen terör örgütlerini bertaraf etmeye yöneliktir. Aynı zamanda ülkemizin sınır güvenliğini sağlamaya yöneliktir. Bir yandan da DEAŞ başta olmak üzere PYD, YPG biz bunları terör örgütü olarak kabul ediyoruz. Terör örgütlerine karşı yaptığımız mücadelede kimin ne dediğinin önemi yok. Biz ülkemizin güvenliğinin, sınırlarımızın güvenliğini sağlamak için ne gerekiyorsa bugüne kadar yaptığımız gibi bundan sonra da aynı şekilde devam edeceğiz. Kimsenin toprağında yerinde yurdunda gözümüz yok. Kendi ülkemizin güvenliği bizim için her şeyin önünde geliyor” şeklinde konuştu.
“Bütün bu operasyonlar yapılırken koalisyon güçleri muhataplarımızla konuşuluyor, görüşülüyor” diyen Yıldırım, “Karşılıklı bilgi alışverişi yapılıyor. O yüzden endişelenilecek bir şey yok” ifadelerini kullandı.
“Irak her şeyden önce burada barınıp ve Türkiye’nin başını ağrıtan bu terör örgütlerini zapturapt altına alması lazım”
ABD Savunma Bakanı Carter ile görüştüğü hatırlatılarak, Carter’ın ‘Türkiye Musul harekatında olmalıdır’ sözlerinin sorulması üzerine Yıldırım, şunları kaydetti:
“Doğru demiş. Biz Musul’da ve Irak’ta olan işlerden Türkiye her yönüyle ilgilidir. Çünkü Irak’la bizim 350 kilometre sınırımız var ve Irak topraklarından bu sınırları aşarak maalesef bölücü terör örgütü yıllardır bizim başımızı ağrıtıyor. Sivilleri öldürüyorlar. Askerlerimiz, korucularımız şehit oluyor. Irak her şeyden önce burada barınıp ve Türkiye’nin başını ağrıtan bu terör örgütlerini zapturapt altına alması lazım. Bunu yapamadığı halde bizimde ülkemizin güvenliğini, barışı korumak için her türlü tedbiri almak gibi hakkımız var. Yaptığımız bundan ibarettir. Gerek Suriye’nin gerek Irak’ın geleceği en yakından Türkiye’yi ilgilendirir. Çünkü hiçbir ülke ne Suriye ne Irak’ta da bugün ortada dolaşan gözüken ülkelerin bu ülkelerle, ne sınır birliği var ne kültür birliği ne de tarih birliği var. Tüm bunları dikkate aldığımızda Türkiye’nin buralarda ilgilenmesi gayet doğaldır. Bunun aksini söylemek aslında normal olmayan bir şeydir.”
“Bu fiilin durumun düzeltilmesi de gerekir. Bunu düzeltecek olan da millettir”
Kamp gündeminde başkanlık sisteminin olduğu belirtilerek, MHP Lideri Bahçeli’nin denetimli başkanlık önerisine AK Parti’nin nasıl bakacağının sorulması üzerine Başbakan Yıldırım, “İstişare toplantısında Afyon’da partimiz artık geleneksel marka haline gelmiş bir toplantısını yapıyoruz. Genişletilmiş istişare toplantısında her şeyi konuşacağız. Türkiye ile ilgili, terörle mücadeleyi, ekonomiyi, projeleri, gelecek yıllara yönelik yapılacak illerimizdeki hizmetleri, reformları, aynı zamanda anayasa değişikliğini de tabi ki konuşacağız. Anayasa değişikliğinde bizim üzerinde çalıştığımız model başkanlık modelidir. Geçtiğimiz yıllarda yapılan referandumla birlikte Türkiye’de cumhurbaşkanı artık halk tarafından seçiliyor. Bu mevcut durumun anayasaya uygun hale getirilmesi Türkiye’nin önündeki en önemli meselelerinden biridir. Biz bunu uzun zamandan beri ifade ediyoruz. MHP Genel Başkanı bu konuyu gündeme getirmesi olumlu bir adımdır. Kendisine teşekkür ediyoruz. ülke sorunlarının çözümü konusunda da geçmişte de çok duyarlı davrandı. Bugün de dediği şudur; ‘bu sorun çözülmelidir.’ Ama bizim tercihimiz, MHP’nin tercihi parlamenter sistemdir. Ancak olmuyorsa bu fiilin durumun düzeltilmesi de gerekir. Bunu düzeltecek olan da millettir. Ancak millete gitmek için Meclis’te bunu en az 330’la bu değişikliklerin geçmesi gerekiyor. Bu konuda Meclisin AK Parti Grubu’nun getireceği anayasa teklifini en iyi şekilde değerlendirip sorunun millete götürülmesinin önünü açacağını düşünüyoruz. Bu yolda da kısa sürede çalışmalarımızı tamamlayıp teklifimizi yüce meclise sunacağız. Ondan sonraki değerlendirme ve karar önce meclisimizin olacak, meclisten geçmesi halinde de millete soracağız ve bu meseleyi de böylece Türkiye’nin gündeminden çıkaracağız” değerlendirmesinde bulundu.
“Referandum için söylenen tarihler şu an için geçerli değildir”
Bir basın mensubunun, “3 günlük istişare sürecinde komisyon belli olacak mı” sorusu üzerine Yıldırım, “Biz çalışmaları yapıyoruz. Komisyon da belli. Bütün arkadaşlarımızın görüşlerini değerlendireceğiz. Bu güne kadar yapılmış birçok çalışma var. Bu çalışmalar gözden geçirilecek ve gereği yapılacak” cevabını verdi.
Referandum için bir tarihin belli olup olmadığı hususunda ise Yıldırım, “Önce bir teklifi getirelim. Komisyondan geçsin, daha sonra genel kurulda görüşülsün, ondan sonra da oturur uygun bir tarih kararlaştırılır. O tarihler şuan için geçerli değildir. Adım adım gideceğiz. Yapmadığımız işin, atmadığımız adımın geleceğe yönelik tahminlerini yapmak sağlıklı olmaz. Bizim istediğimiz bu sorunu vatandaş çözecek. Vatandaş hep siyasetin çözemediği sorunları bu güne kadar çözerek geldi. Bu anayasa değişikliğinin vatandaşın önüne götürüldüğünde en makul, en doğru kararı vereceğine inanıyoruz. Yeter ki yüce meclisimiz bu yolu açsın” ifadelerini kullandı.
"İtiraz sayısı çok fazla, 116 bin civarında"
FETÖ soruşturması kapsamında kamudan atılanların itiraz sayısına ilişkin Yıldırım şu bilgileri verdi:
“İtiraz sayısı çok fazla. 116 bin civarında. Ama bunlar mükerrer itirazlar var, bakanlıklarda yapanlar var. Üzerinde çalışılıyor. Haksızlık varsa düzeltilecek. Şuanda da bu çalışmaları bakanlıklarımız yapıyor. Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli’nin koordinasyonunda bu çalışmalar yürüyor. Tamamlandıkça peyderpey müracaatları, itirazları haklı görülenlerin işlemleri düzeltilecektir.”
"Münbiç’te hiçbir YPG, PYD unsuru kalmayacak"
“ABD Savunma Bakanı Carter ile yapılan görüşmede Münbiç meselesi gündeme geldi mi? PYD, YPG’nin oradan çıkması için Carter bu görüşmede neler söyledi?” sorusuna, Yıldırım şu cevabı verdi:
“ABD’nin bu konuda sözü var. Bu sözünün de arkasında olduğunu Amerika Savunma Bakanı teyit etti. Münbiç’te hiçbir YPG, PYD unsuru kalmayacak. Bunun teminatını tekrar verdiler. Bizim için PKK neyse PYD ve YPG aynıdır. Bunlara maalesef silah verilmesi, DEAŞ’a karşı Amerika tarafından kullanılması büyük bir yanlıştır. Bunu kendilerine açıkça söyledik.”
Hava harekatının ne zaman yapılacağı konusunda ise Yıldırım, “İhtiyaç olduğu her zaman. İhtiyaç olmaması temennimizdir. Lüzum olduğunda, şartlar oluştuğunda gereken neyse onu yapacak hazırlıklarımız vardır” açıklamasında bulundu.
“Yeni KHK’lar içinde göreve iadelerin dışında hangi konular olacak” sorusu üzerine Yıldırım, “Birçok konu var. İstihbaratın tek elde toplanması konusu da var ama hemen belki çıkacak KHK’da olmayabilir. Birçok konu var. İdari kararlar, yasal düzenlemeler var” dedi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bartın Bartın’daki feci yangının tanıkları yaşanan dehşeti anlattı Bartın’da 1 kişinin öldüğü, 2 kişinin yaralandığı yangında şok detaylar ortaya çıkarken, olayın tanıkları ise yaşanan dehşeti anlattı. Bartın’ın Kayadibikavlak Köyü Örencik Mahallesi’nde bulunan tek katlı bir evde saat 20.30 sıralarında kesin sebebi henüz bilinmeyen bir nedenle yangın çıktı. Bitişiğindeki eve de sıçrayan yangında Tevfik Çetinbağ hayatını kaybederken, eşi Seher Çetinbağ, ile kardeşi Selim Çetinbağ ağır şekilde yaralandı. Olay yerine itfaiye, jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. İtfaiye ekiplerinin yaklaşık 2 saat süren çalışmalarının ardından yangın söndürülürken, iki ev de kullanılamaz hale geldi. Yaralılar ambulansla hastaneye kaldırılırken, durumlarının ağır olduğu belirtildi. Boş tüpü itfaiye evden uzaklaştırdı Yangın esnasında Bartın Merkez İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri, bölgede geniş güvenlik tedbirleri alındı. Yangının tamamen söndürülmesinin ardından nöbetçi savcı ve olay yeri inceleme ekipleri, evin içerisinde, çevresinde detaylı inceleme yaptı. Evin kapısının önündeki boş tüp ise, ekiplerin incelemesinin ardından bir itfaiye eri tarafından kapının önünden alınarak, yola çıkartıldı Faciada şok detaylar Facianın ardından olayla ilgili sır perdesi de aralanmaya başladı. Yanarak ölen Tevfik Çetinbağ’ın yatalak hasta olduğu ve yangından kaçamadığı öğrenildi. Patlama esnasında kocasıyla birlikte evde bulunan Seher Çetinbağ’ın patlamanın hemen ardından yardım istemek için dışarı çıktığı ve kocasının kardeşi olan Selim Çetinbağ ile birlikte yatalak eşini kurtarmak için alevlerin arasına girdiği belirtildi. Alevlerin arasında kalan Seher Çetinbağ ve kaynı Selim Çetinbağ, Tevfik Çetinbağ’ı kurtarmayı başaramazken, kendileri de ağır bir şekilde yaralandı. "Gaz sızıntısı" iddiası Yapılan ilk incelemelerde, Seher Çetinbağ’ın olaydan birkaç saat önce tüp değişimi yaptığı belirlendi. Dolu tüpü kendisini ocağa monte ettiği ileri sürülen Seher Çetinbağ’ın, yemek yapmak için tüpü açtıktan bir süre sonra tüpten sızan gazın alev aldığı ve patlamanın meydana geldiği tahmin ediliyor. Yangının kesin sebebinin ise itfaiye ve olay yeri inceleme ekiplerinin hazırladığı raporların tamamlanmasının ardından ortaya çıkacağı kaydedildi. Patlama sesine irkildiler Alevlerin kül ettiği evlerin yaklaşık 5 metre uzağındaki evde oturan Belma Çetinbağ ve yengesi Fatma Çetinbağ, o anlarda yaşanan dehşeti anlattı. Yangında amcasını kaybeden ve babası yaralanan Belma Çetinbağ, yemek yerken patlama sesi ile irkildiklerini kaydetti. Patlama sesinin ardından dışarı çıktıklarında ise amcasının kaldığı evin alevlerin arasında kaldığını gördüğünü kaydeden Belma Çetinbağ, “Akşam yemeği yiyorduk. Ben yan evdeki üst kattaydım. Bir yerde bir patlama gibi bir ses oldu. Ben yengeme, soba gibi bir şey patladı dedim. Yengem dışarı çıktı. Ev yanıyor diye bağırmaya başladı. Dışarı çıktım ben de, baktım ahşap ev birden alev almış” dedi. Kurtarmak isterken alevlerin arasında kaldılar Babası ve yengesinin yatalak amcasını kurtarmak için alevlerin sardığı eve girince yaralandığını söyleyen Belma Çetinbağ, “Babamla yengem de, sakat amcamı kurtarmak için eve girmişler ama kurtaramamışlar. Zaten ev bir anda alev aldı. Evde 2 kişi vardı, amcamla yengem vardı. Tüp patlayınca yengem, dışarı çıkıp bizimkileri mi çağırdı, ne olduğunu tam olarak bilmiyorum. Babamla, yengem tekrar amcamı kurtarmak için girmişler içeri. Sonuç olarak ikisi de yandı. Onlar da şu an hastanede. Amcam tamamen yandı. Yengem de yanmış olarak içeriden çıktı. Ambulans hastaneye götürdü. Amcam sakattı, sol tarafı hiç tutmuyordu, yatalaktı, yatağa bağlıydı” diye konuştu. “Yengem büyük ihtimal tüpü tam takamadı” Patlamanın ve yangının tüp değişiminden sonra olduğunu kaydeden Belma Çetinbağ, “Yengemin bu akşam tüpü değiştirdiği söylenmişti. Büyük ihtimal tüpü tak takamadı, çakmağı çakınca öyle patlama oldu. Zaten yengem tüpü yeni değiştirmiş. Büyük ihtimal tüpten oldu. Tüpü tam takamadı herhalde” diye konuştu. ‘Emmi yanıyor’ diye bağırma sesi duydum” Emmi yanıyor diye bağırma sesi üzerine alevlerin arasında kalan amcası Tevfik Çetinbağ’ı kurtarmaya çalıştığını anlatan Fatma Çetinbağ ise, “Akşam yemeğini yiyorduk, o anda aniden bir dinamit patlaması gibi bir patlama oldu. Ben merdivenden aşağıya inerken baktım emminin evi alev almış. ‘Emmi yanıyor’ diye bağırma duydum. Kurtarmaya çalıştım, camı falan açtım ama kurtaramadık. Bir şey yapamadık, çok üzgünüm. Yemek yaparken mi olmuş bilmiyoruz. Tüp mü patladı bilmiyoruz. Ama akşamüstü, boş tüpü kapının ağzına koydu. Galiba tüpten oldu” diye konuştu. Olay yerinde yapılan incelemelerin tamamlanmasından sonra ise Tevfik Çetinbağ’ın yanan bedeni, ceset torbasına konularak, evden çıkartıldı. Çetinbağ’ın cesedi, evin önüne getirilen tabutun içerisine yerleştirildi. Tabuta konulan Tevfik Çetinbağ’ın cesedi jandarma, itfaiye ekipleri ve vatandaşlar tarafından cenaze aracına taşındı.