GENEL - 06 Mart 2018 Salı 09:45

Bu kahvede yere çekirdek kabuğu atmayana ceza var

A
A
A
Bu kahvede yere çekirdek kabuğu atmayana ceza var

Afyonkarahisar’da bulunan bir kahvehanede, yerlere çekirdek kabuğunu atmayan müşterilere çay cezası veriliyor.

Afyonkarahisar’da bulunan bir kahvehanede, yerlere çekirdek kabuğunu atmayan müşterilere çay cezası veriliyor.


Erenler Mahallesi’nde hizmet veren Süleyman Efendi Çekirdek Kahve, müşterilerine çok farklı bir konsept ile hizmet veriyor. Birçok işletmede çekirdek kabuklarının yerlere atılması hoş karşılanmazken, Süleyman Efendi Çekirdek Kahve’de bu durumun tam tersi yaşanıyor. Eğer bir müşteri çekirdek kabuklarını yere atmayıp masada biriktirmeye kalkarsa işletme sahipleri tarafından cezalandırılıyor. Öğrencilere uygulanmayan cezaya göre, çekirdek kabuklarını masada biriktiren müşteriler tüm kahveye çay ısmarlıyor. Kimsenin şikayetçi olmadığı durum ile müşterilerin daha rahat oyun oynaması ve sohbet etmesi amaçlanıyor.



"Olması gereken bu"


Kahvedeki uygulamanın güzel olduğunu söyleyen Melike Sarıdemir, şimdiye kadar ceza almadığını anlattı. Olması gerekenin yapıldığını aktaran Sarıdemir, "Aslında ben çok şaşırmadım. Çünkü olması gereken bu ve bunu benimsememiz gerekiyor. Ama bu mekanın bu uygulamanın başında yer alması güzel bir şey. Şimdiye kadar ceza yemedim" dedi.



"Ben ilk geldiğimde ceza yemiştim"


Kahvenin sürekli müşterilerinden Enes Dost, ilk geldiğinde kuralları bilmediği için ceza yediğini ifade etti. Ceza sonrası 2 kez de kendisine çay ısmarlandığından söz eden Dost, "Çekirdek Kahve açıldıktan sonra hem fiyat olarak hem de buradaki samimiyet olarak ayağım buraya bağlandı. Buradan başka bir yere gitmiyorum. Hem çayın 1 lira olması hem ikram çekirdeklerinin olması hem de çekirdek kabuklarını yere atmamız çok güzel konsept bence. Öğrenci olarak bütçemizi de zorlamıyor. Zevkle haftanın 4-5 günü buradayız. Ben ilk geldiğimde masanın üstüne atmıştım ve ceza yemiştim. Yan masadaki 4 arkadaşa çay ısmarlamıştım. Tecrübe kazandığım için ondan sonra bir daha olmadı. Ardından kendime burada 2 kez çay ısmarlattım. Ama yan masadaki kızlar güzelse bilerek masaya çekirdek atarım" diye konuştu.



"Konsepti Türkiye’ye tanıtmak istiyorum"


İşletme konseptinin fikir babası olan Mehmet Sivri, uygulamayı bir çok şehre yaymak için çalıştıklarından bahsetti. Kurumsal bir kimlik ile tüm Türkiye’de markayı tanıtmak istediklerini söyleyen Sivri, "Yıllarca turizm sektöründe bir şehirde çalıştığım için bu tarzda mekanlar gördüm. Kimisinde çekirdek, kimisinde fıstık vardı ama bu benim memleketimde yoktu. Bunun için Afyon’a bu konsepti kurmak istedim. Bunu kurarken de kurumsal bir kimlik kazanmak istedik. Daha önceki gördüğüm yerlerde kurumsal kimlik kazandırılmamıştı. Bunu bir marka haline getirmek istiyorum. Markamızı franchising vererek Eskişehir, Kütahya, Konya ve Isparta gibi çevre illerden başlayıp, tüm Türkiye’de bu markayı ve konsepti tanıtmak istiyorum" şeklinde konuştu.



"Olay daha da neşeli bir hale gelmeye başladı"


Sivri, "Burada farklı bir konsept de var. İkram ettiğimiz çekirdeğin kabuklarının yere atılmasını istiyoruz. Buradaki insanların oyun oynarken veya sohbet ederken rahat etmelerini istiyoruz. Evlerinde ve parklarda yapamadıklarını burada stres atmak için kullanmalarıdır. Evinde olsa atamaz ama ben çekirdeği yere atmaları için ikram olarak veriyorum. Yere atmayan misafirlerimize 10 bardak çay cezası verdik. Tabi bu cezayı öğrencilere uygulamadık. Yerel müşterilerimize ve iş sahiplerine yaptık ve öğrencilere 10 bardak çay ikram ettirdik. Bu şekilde olay daha da neşeli bir hale gelmeye başladı. Şu an buradaki misafirlerimizle aile gibiyiz. Süleyman Efendi Çekirdek Kahve ismini tüm Türkiye’de yaymak istiyoruz. Marka tescilimizi aldık ve bu ismi koyarken konseptimiz çekirdekti. Bunun üzerine babamızın ismini öne alarak, Süleyman Efendi Çekirdek Kahve olarak tüm Türkiye’de hizmet vermek istiyoruz" dedi.



"Öğrencileri cezadan muaf tutuyoruz"


Çekirdek Kahve’ye ismini veren ve 2 oğlunun arkasında duran Süleyman Sivri, öğrenci dostu bir işletme açtıklarını anlattı. Çekirdek kabuğunu yere atmayan müşterilere verilen cezanın öğrenciler için geçerli olmadığına dikkat çeken Sivri, şu şekilde konuştu;


"Oğlum 10 yıl turizm sektöründe aşçılık yaptı. 5 yıldızlı otellerde çalışıyordu ve böyle bir mekan istedi. Ben de oğlumun üzerine bir işletme açtım. Adeta burası bir ticarethane değil, öğrencilerin ikinci ev adresi oldu. Ben de çocuklarımı üniversitede okuttuğum için ailelerin ne şartlarda çocuklarını okuttuklarını iyi bilirim. Bundan dolayı öğrencilerin bütçelerine göre hizmet veriyoruz. Bunun yanında evlerinde çekirdek çitleyip kabuklarını atamıyorlar. Biz buna mekanda izin veriyoruz ve teşvik ediyoruz. Böylelikle insanların raht edip stres attıklarını düşünüyoruz. Sadece öğrenciler değil, Afyon merkezden gelen müşterilerimiz ve esnaf yani çalışan müşterilerimiz de var. Öğrenciler haricindeki müşterilerimiz masaya çekirdek kabuğu atarlarsa, 10 bardak çay cezası kesiyoruz. Bunu da öğrencilere gönderiyoruz. Bu durumdan ısmarlayanlar da memnun. Bizim sayemizde öğrencilere çay ısmarladıklarını söylüyorlar. Bugüne kadar hiç itiraz eden olmadı."

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Edirne Köy halkı ellerinde tüfekle gece kurt nöbeti tutmaya başladı Edirne’de aç kalan kurtların köylere inip onlarca hayvanı telef etmesi üzerine harekete geçen köylüler, silahlanıp kurt nöbeti tutmaya başladı. Edirne’nin Süloğlu ilçesine bağlı Sülecik Köyü başta olmak üzere civar köylerdeki koyun sürülerine de kurt saldırıları arttı. Son 5 ay içinde Sülecik Köyündeki koyun sürülerine saldıran kurtlar, onlarca koyunu telef etti. Hayvanlarını kaybeden ve kurtların yeniden saldırmasından endişe duyan sürü sahipleri ise çareyi "kurt nöbeti" tutmakta buldu. Kurtların koşarak köy meydanına girmesi ise güvenlik kamerasına yansıdı. Köye inen iki kurdun hızlıca hareket ettikleri anlar ise saniye saniye kaydedildi. Sabaha kadar nöbet tutuyorlar Sürülerine saldıran kurtlara engel olmak için elinde av tüfeğiyle her akşam sabaha kadar nöbet tutan Bülent Erkal Çakır, uykularının kaçtığını söyledi. Kurt saldırıları sonucu bugüne kadar 30’dan fazla küçükbaş hayvanının telef olduğuna dikkat çeken Çakır, çareyi av tüfeğiyle nöbet tutmakta bulduğunu ifade etti. Kurdu gördüğü zaman havaya ateş açtığı söyleyen Çakır, buradaki amacının zarar vermek değil uzaklaştırmak olduğunun altını çizdi. Çakır, çevre köylerde de kurt saldırılarının arttığına dikkat çekerek, yetkililere yardım çağrısında bulundu. "Grpuplar halinde köye geliyorlar" Sülecik Köyü Muhtarı Cengiz Çakır da, kurt saldırılarında artış yaşandığına değindi. Gruplar halinde köye inen kurtların çevre köylerde de saldırılar gerçekleştiğini ve halkın endişelerinin gün geçtikçe arttığını belirten muhtar Çakır, güvenlik tedbiri çağrısında bulundu. Sülecik Köyü vatandaşlarından Ali Demir, aç kalan kurtların köye inerek hayvanlara saldırarak karınlarını doyurmaya çalıştığını anlattı. Köy halkının nöbetleşe "kurt nöbeti" tutmaya başladığını söyleyen Demir, mağduriyet yaşadığını ifade etti.
Denizli DENİB Marble İzmir Uluslararası Doğaltaş ve Teknolojileri Fuarında yeri aldı Doğal taş sektörünü bir araya getiren Marble İzmir Uluslararası Doğal Taş ve Teknolojileri Fuarı’nın 29.’su başladı. 20 Nisan 2024 tarihine kadar 4 gün boyunca devam edecek olan fuarda Denizli’den 42’si doğaltaş, 17’si ise makine ve diğer alanlar olmak üzere toplam 59 katılımcı firma sektörlerini bir kez daha güçlü bir şekilde temsil ediyor. Denizli’nin doğaltaş sektöründeki deneyimi antik döneme dayanıyor. Öyle ki, Pamukkale’de yapılan kazı çalışmaları sırasında bulunan traverten bloğu üzerinde taş kesme makinesi kabartması keşfediliyor. Bu kabartmanın bir çeşit katrak olduğu sonucuna varılıyor. Bu keşif, traverten-mermer işleme tekniklerinin antik dönemde de oldukça ileri düzeyde olduğuna işaret ediyor. Denizli, antik döneme dayanan sektör deneyimi, çeşit ve rezerv zenginliği, ham madde bolluğu, dinamik sektör yapısı ve kullanılan yeni teknolojileriyle dünya doğaltaş piyasasında önemini her daim koruyor. İlimizin işlenmiş doğaltaş ürünleri özellikle ABD pazarında büyük ilgi görüyor. Madencilik sektörünün toplam ihracatımızdan aldığı pay ise yüzde 6 seviyelerinde seyrediyor. Açılış konuşmasında fuar organizasyonu ve doğal taş sektörü ihracat verileri hakkında görüşlerini paylaşan DENİB Başkanı Hüseyin Memişoğlu şunları söyledi: “Denizli İhracatçılar Birliği olarak Ege Maden İhracatçıları Birliği ve Batı Akdeniz İhracatçıları Birliği’nin ortak standında fuara katılım sağladık. Fuarlar, firmaların pazarlama ve tanıtım aktivitelerinde çok önemli rol oynuyor. Bu nedenle fuarları, potansiyel alıcılara ulaşmanın en kestirme yolu olarak değerlendiriyorum. Alıcılarla kurulan yüz yüze temaslarla uzun süreli ilişkilerin sağlam bir zeminde ilerlediğini düşünüyorum. Bu yüzden, mevcut potansiyelimizi koruma ve sürdürülebilir ihracat artışı vizyonumuzla iletişim ve tanıtım faaliyetlerimize tüm hızıyla devam ediyoruz” “İşlenmiş doğaltaş ihracatında Denizli ülke çapında zirvede yer alıyor” Doğaltaş sektörü ihracat verilerine de değinen Başkan Hüseyin Memişoğlu, “Türkiye geneli işlenmiş doğal taş ve blok mermer ihracatının 2023 yılı genelinde 1,9 milyar dolar seviyesinde gerçekleştiğini görüyoruz. Geçtiğimiz 3,5 aylık dönemde ise 466 milyon değerinde ihracat kaydedildi. Denizli madencilik sektörü ihracatına baktığımızda 300’ün üzerinde firmanın 108 ülkeye yüzde 88,7 oranında işlenmiş doğal taş ihracatı yaptığını söyleyebiliriz. 2023 yılı genelinde Denizli’den 27,2 milyon dolar blok mermer ve 213 milyon dolar işlenmiş doğal taş olmak üzere toplamda 240 milyon dolar değerinde ihracat gerçekleşti. İşlenmiş doğal taş ihracatında ilimiz ülke çapında zirvede yer alıyor. İlimizin doğal taş ihracatını ülke bazında değerlendirdiğimizde ise; işlenmiş doğal taş ihracatında ABD, Fransa, Avustralya, Romanya ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin blok mermer ihracatında Çin, Hindistan, Brezilya, Mısır ve Cezayir’in ön plana çıktığını görüyoruz. Doğaltaş makineleri sektörü sürdürülebilir ihracatına devam ediyor. Fuara katılan 17 firmamız doğaltaş makineleri ve diğer sektörlerde faaliyet gösteriyor. Doğaltaş makinelerinde 2023 yılında Denizli’den yüzde 36 artışla 6,6 milyon dolar değerinde ihracat gerçekleşti. Doğaltaş makinelerinin ihracatı geçtiğimiz 3,5 aylık dönemde, geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 38 oranında artışla 2,1 milyon dolara ulaştı. Sektörde Hollanda ve İsveç pazarlarına olan ihracatımız oldukça dikkat çekiyor” dedi. “Doğaltaş sektörünün sürdürülebilirliği doğayla uyumlu üretimle sağlanabilir” Doğaltaş sektöründe çevreyle uyumlu ve doğamıza sahip çıkan üretim hususunda firmaların farkındalık düzeyinin oldukça yüksek olduğunu belirten Başkan Hüseyin Memişoğlu, “Her ne kadar yapay kaplama malzemeleri son yıllarda hızla artsa da doğaltaşların dayanıklı materyaller olması sürdürülebilirlik konusunu her geçen gün daha da önemseyen tüketiciler için vazgeçilmez olmaya devam edecek. Biz de ülkemizin ve ilimizin sektörde gözbebeği olmasının sürmesi için tanıtım çalışmalarımızı planlıyoruz. Önümüzdeki Eylül ayında İtalya’nın Verona kentinde düzenlenen Marmomac Fuarı’nda da bir kez daha yerimizi alacağız. Fuar organizasyonu boyunca DENİB’de görevli çalışma arkadaşlarımız her türlü destek için sahada olacak. Fuarın şimdiden tüm firmalarımız için verimli geçmesini diliyorum.” diyerek sözlerine son verdi.
Eskişehir Hayvanlar için 30 yıllık mücadelesine motosikletinin çalınması bile engel olmadı Eskişehir’de 30 yıldır sokak hayvanları için neredeyse her gün yüzlerce kilogram yemek dağıtımı yapan Erol Dürüşken, 1 yıl önce motosikletini çaldırmasına ve günlük ortalama 60 kilometre yol kat ederek vaktinin büyük bir bölümünü beslemeye ayırmasına rağmen gönüllülük esasıyla üstlendiği sorumluluğundan vazgeçmiyor. Her gün motosikletiyle birlikte çeşitli bölgelerdeki sokak hayvanları için yemek dağıtımı yapan Erol Dürüşken, tüm zorluklara rağmen bu çabasından vazgeçmeyerek görenlerin takdirini topluyor. Yaklaşık 30 yıldır besleme yapan Dürüşken, 1 yıl önce motosikletini çaldırmıştı. Başından geçen talihsiz olayın ardından kendisine yeni bir araç edinerek besleme yapmaya devam eden Dürüşken, aldığı motosikletiyle günlük yaklaşık 60 kilometre yol katederek 1 senede 21 bin 500 kilometreye ulaştı. Gün içerisinde zamanının büyük bir bölümünü bu işe ayıran gönüllü vatandaş kurumlardan ve işletmelerden aldığı yemeklerle kent merkezi ile birlikte köy bölgelerindeki ve boş arazilerdeki sokak hayvanlarını gücünün yettiğince aç bırakmamak için gayret gösterirken, dağıtım miktarının bazı günler 300 kilograma kadar ulaştığını belirtti. Besleme yaptığı anlarda kendisini çok mutlu hissettiğini ifade eden Dürüşken, yemek dağıtımı için destek olan tüm yardımseverlere de teşekkürlerini iletti. "Sadece 1 sene içerisinde bu motorumla 21 bin 500, eski motorumla 12 bin kilometre yol kat ettim" Eskişehir’de yaşayan hayvansever gönüllü Erol Dürüşken, önceki motorunu çaldırdıktan sonra yeni aracını taksitle aldı. Bu motoruyla da 1 sene içerisinde 21 bin 500 kilometre yol kat eden Dürüşken, "Bu motor sadece ve sadece sokak hayvanları iççin gidip geliyor, başka hiçbir işimizde kullanmıyoruz. Kız yurtlarından ve hastanelerden alıyoruz yemekleri. Bağlar tarafında değişik müesseselerden bize destek geliyor. Günlük 50-60 kilometre yaptığımız oluyor. Eski motorumla da sadece 1 senede yaklaşık 12 bin kilometre yol katettim sadece köpekler için. Biz sadece bu noktayı beslemiyoruz. Eskişehir’de köy ve mezarlık taraflarını besliyoruz. Sütlüce, Esentepe ve Yeşiltepe bölgelerine gidiyoruz. Günlük dağıtımın 300 kilograma ulaştığı oluyor. Bakın ben buraya bugün 4 defa geldim çünkü motorumun kapasitesi bu kadar. Şimdi onlar yemeğe başladıkları zaman bu gökyüzündeki bulut farklılaşıyor, her yer masmavi oluyor. Hani ‘Sevseydin yağmurlar işlemezdi, karlar üşütmezdi, soğuklar hiç işlemezdi’ diyor ya. 30 yıldır bu işi yapıyorum. Hasta hayvan varsa anında telefon açıyoruz. Doğal Yaşam Merkezi’ne ve Alev hanıma da buradan çok teşekkür ediyoruz" dedi.