GENEL - 04 Ekim 2017 Çarşamba 10:22

(Özel Haber) Teknolojiye yenik düşen meslek “saraçlık”

A
A
A
(Özel Haber) Teknolojiye yenik düşen meslek “saraçlık”

Yok olmaya yüz tutmuş meslekler arasında olan “saraçlık” Afyonkarahisar’daki son temsilcilerinden 71 yaşındaki Kazım Yarar, yarım asırdan fazla gönül verdikleri meslekleri ile ilgili en büyük üzüntüsünü, “Bu meslek biz öldük mü burada biter, bu tezgahı, makinayı kullanacak insan bile bulamazsın” diye özetledi.

Yok olmaya yüz tutmuş meslekler arasında olan “saraçlık” Afyonkarahisar’daki son temsilcilerinden 71 yaşındaki Kazım Yarar, yarım asırdan fazla gönül verdikleri meslekleri ile ilgili en büyük üzüntüsünü, “Bu meslek biz öldük mü burada biter, bu tezgahı, makinayı kullanacak insan bile bulamazsın” diye özetledi.


Afyonkarahisar’ın Sandıklı ilçesi Ulu Cami civarında senelerdir saraçlık yapan Kazım Yarar, bir asırdan fazla sürdürdüğü mesleğinin izlerinin her yerde olduğu dükkanının kapılarını İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirlerine açtı. Yük ve insan taşımacılığının atlar ve ata arabaları ile yapıldığı zamanların gözde mesleklerinden olan saraçlığın teknolojiye yenik düştüğünün farkında olan Yarar, Sandıklı’nın son saracı olduğunun belirterek, duygu dolu sözlerle geçmiş ve geleceklerini anlattı. Eskiye nazaran artık sipariş üzerine çalıştıklarını belirten Yarar, Antalya ve İstanbul gibi şehirlerde nostaljik olarak kullanılan faytonlara koşum takımı yaptıklarını kaydetti. Afyonkarahisar’da son saraçlardan biri olduğunu dile getiren Yarar, mesleklerinin artık bitme noktasına geldiğinden bahsetti. 1946 doğumlu olan ve baba mesleği olan saraçcılıkla 8-9 yaşlarında tanıştığını ifade eden Yarar, “Çocuk yaştan beri 8-10 yaşından beri ben bu için içerisindeyim. Afyonkarahisar’da eskiden çoktu zaten kalmadı, bizlerden başka yok. Bizde 2 biladerdik, biladerim vefat etti. Biladerim İzmir’e gitti depremde, bende buraya geldim. Bu mühitte de ben varım” diye konuştu.



“O zamanlar her şey at ve araba üzerineydi”


Teknolojiye yenik düştüklerini buğulu gözlerle anlatan 71 yaşındaki Yarar, “Sahip çıkan yok, birde heves eden yok ve çırak yetiştiremediğimiz için. Saraçlık, kaybolmaya yüz tutan el sanatları mesleğine giriyoruz biz. Motorlar, traktörler çıkınca biz teknolojiye yenik düştük. Burada beni görenler ‘bu meslek halen çalışıyor mu?’ diye benden sorgu sual ederler. Bir zamanlar gözde meslekti. Çünkü o zamanlar her şey at ve araba üzerineydi. Çiftçi sabanını pullukla sürerdi. Koşum üzerinde at arabası ile pancarını götürür, ailesini götürür, tarlasını sürerdi” dedi.



“Bu meslek ile 3 tane çocuk büyüttüm”


Yılların getirdiği yorgunluğun izlerinin her tarafta olduğu dükkanında at koşum takımlarının yanında buzağı ve köpek tasması gibi çeşitli ürünler yaparak vakit geçirmeye çalıştıklarını anlatan Yarar şunları söyledi:


“Şimdi vakti fazla müsait olmayan at arabası koşanlar geliyor, çiftçiler mesela. Biz inek hayvan üzerine de bazı şeyler yaparız. Buzağı tasmasıdır, köpek tasmadır, inek yuları yani boş kalmıyoruz. Ufak tefek işlerler vakit geçiriyoruz. Bu meslek ile 3 tane çocuk büyüttüm. Aşağı yukarı 50-60 yıldırı ben bu zanaatta çalışıyorum”



“Bu meslek biz öldük mü burada biter”


Antalya ve İstanbul gibi şehirlerde nostaljik olarak kullanılan faytonlara koşum takımı yaptıkları gibi aynı zamanda bazı belediyelerin peyzaj alanlarındaki maket at ve eşeklere de semer ve başlık gibi ürünler yaptığını söyleyen Yarar, Eskişehir Odunpazarı’ndaki peyzaj alanındaki maket eşekleri de kendisinin donattığını anımsattı. Meslekleri ile ilgili üzüntülerinin büyük olduğunu dile getiren Yarar, “Üzüldüğümüz nokta bizim yerimizi bir adam yetişmemesi. Bu meslek biz öldük mü burada biter, bu tezgahı, makinayı kullanacak insan bile bulamazsın. Yetkililerden ricamız bizlere sahip çıksınlar, maddi ve manevi bizlere destek versinler” diye konuştu.



“Memlekette saraçta kalmadı, at arabacılık ta bitti”


Yarar’ın kapısını ender olarak da olsa çalan Sandıklı’daki at arabacısı Mustafa Akıner’de tıpkı saraçlık gibi at abracılığı mesleğinin bitme noktasına geldiğinden dert yakındı. Akıner, “45 yıldır at arabacılığı yapıyorum yaşım 56 çocukluktan bu yana at arabacılığı yapıyorum. Havudu koptu atın onu yaptıracağım, başlık alacağım. Bu saraçtan başka saraç yok. Memlekette saraçta kalmadı, at arabacılık ta bitti” diye konuştu.


Kapısını çalan Akıner ile sohbet etmeyi de ihmal etmeyen Yarar, geçmiş günlerde iş yerinde çekilen anı fotoğraflarını göstererek duygu dolu sözlerle geçmişte nasıl çalıştıklarını kendisine anlattı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Tunceli Doğu ve Güneydoğuyu Karadeniz’e bağlayan yolda kaya düşmesi ve heyelan tehlikesi Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesini Karadeniz’e bağlayan Tunceli-Pülümür-Erzincan karayolu, kaya düşmesi ve heyelan tehlikesi nedeniyle ciddi risk oluşturuyor. Vatandaşlar, muhtemel bir depremde karayolunun kapanabileceğini belirterek bir an önce önlem alınması çağrısında bulundu. Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesini Karadeniz Bölgesine bağlayan en kısa karayolu olan Tunceli-Pülümür-Erzincan karayolu, yılda on binleri aşan sürücü tarafından kullanılıyor. Karayolunun bazı bölgelerinde bariyer olmaması, kaya düşme ve heyelan tehlikesi nedeniyle sürücüler endişeli yolculuk yapmak zorunda kalıyor. Karayolları ekipleri tarafından tehlike oluşturan kayalar zaman zaman alınırken vatandaşlar güzergah boyunca ciddi bir çalışma yapılması gerektiğini belirtti. Karayolunu sık sık kullandığını aktaran Ahmet Yıldız, kayaların yol yapım çalışmalarından dolayı sarsıntıya uğrayıp tehlike oluşturduğunu kaydederek, ’’Kayalar birbirinden ayrılmış, emaneten duruyorlar. Bölgemizdeki yol şu anda çok hareketli. Doğu Anadolu’yu Karadeniz’e bağlayan en kısa güzergah. Ovacık karayolunda kaya düşmesi sonucu bir vatandaşımız hayatını kaybetmişti. Doğu Anadolu’dan Karadeniz’e geçen bütün araçlar bu yolu kullanmaktadır. Bu yol üzerinde bulunan kayaların hepsini ivedi şekilde müdahale edilmesi gerekmektedir” dedi. Bölgede deprem beklendiğini hatırlatan Yıldız, “Depremde bu yolların kapanacağı aşikardır. Kesinlikle kayalar düşebilir, tehlike arz edebilir. Bir an önce önlem alınmalı. Zamanında bazı noktalara bariyerler çekilmişti, genişletme çalışmaları yapılmıştı. Şu an bu yolda kayalarla ilgili bir çalıma yapılması gerekmektedir. Asrın felaketi dediğimiz depremde, deprem illerine Erzincan, Erzurum, Sivas’tan ulaşmak için bu yol kullanılmıştı. Bu yol, bölgemiz için çok önemlidir. Deprem anında bu yol kapalı olsaydı araçlar ve kurtarma ekipleri deprem bölgesine ulaşamayacaktı” diye konuştu.
Samsun Hastane otoparkına GES kuruldu Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin açık otoparkına ve çatısına kurulan güneş enerji santrali (GES) ile hastanenin enerji giderlerinden aylık 7,3 milyon, yıllık ise 88 milyon TL tasarruf edilecek. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından yürütülen Kamu Binalarında Enerji Verimliliği Projesi (KABEV) kapsamında Sağlık Bakanlığı Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesine GES kuruldu. Konuyla ilgili bilgi veren İl Sağlık Müdürü Dr. Mustafa Uras, "Ülkemizin enerji ihtiyacı, gelişen ekonomiye bağlı olarak şehirleşme ve nüfus artışının da etkisi ile her geçen gün artmaktadır. Artan ihtiyacın paydaşlarına bakıldığında ülkemizde binalar enerji tüketiminde sanayiden sonra ikinci sırada gelmektedir. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımızın KABEV Projesi’nin genel hedefi de; kamunun sektöre öncülük ederek enerji tüketiminin azaltılmasını sağlamak, enerji verimliliği çalışmaları kapsamında karbon salınımını azaltarak çevre dostu enerji sistemlerinin aktif edilmesini sağlayarak, farklı sektörlere örnek olmaktır. Bu çalışmalar çerçevesinde ilimizde de Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanemiz projeye dahil edilmiş ve 7 aydır süren altyapı çalışmaları tamamlanarak, hastanemizde ‘Akıllı Enerji Tasarruf Sistemi’ uygulamaya girmiştir. Uygulama çerçevesinde hastane açık otoparkımızın üstü ve bina çatı üstünde uygun noktalar ‘güneş enerjisi santralleri’ ile donatılmış, otopark ve bu açık alanlar bir enerji santraline çevrilmiş; bina içi aydınlatma sistemleri elden geçirilmiş, kullanılan materyaller enerji tasarrufuna uygun olanlarla değiştirilmiş, ısıtma ve soğutma sistemlerimizde iyileştirmeler yapılmıştır. Enerji kullanımını artıran tüm bağlantı ekipmanları yenilenmiş ve bina enerji sistemi otomasyon üzerinden takip edilerek anlık verimlilik takibinin yapılması sağlanmıştır" dedi. "Enerji giderleri aylık 20 milyondan 7,3 milyon düşecek" Hastanenin tasarruf edeceğini ifade eden Müdür Uras, "Sistem sayesinde elektrik, ısıtma, soğutma gibi enerji giderlerine aylık olarak yaklaşık 20 milyon TL harcayan hastanemiz, uygulamaya giren sistem sayesinde yüzde 36,8 tasarruf sağlayacak, bu da aylık 7,3 milyon, yıllık ise 88 milyon TL tasarruf elde edilmesini sağlayacak. Enerjide dışa bağımlığın önlenmesine katkı sağlanmasını da hedefleyen bu çalışma sonucunda hastanemize ait binalarda yıllık ortalama enerji tüketiminden 8 milyon 536 bin 422,28 kilovatsaat tasarruf edilecek ve CO2 emisyonunda yıllık 3 bin 47,09 ton azaltma sağlanarak hastanemiz ‘çevre dostu hastane’ haline gelecek. Bu örnek uygulamasının başarıyla sonuçlanmasından dolayı hem proje kapsamında bize destek olan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımıza hem de süreci yakından takip ederek hızla tamamlanmasını sağlayan hastane yönetimimize teşekkür ediyorum. Örnek enerji tasarrufu uygulamalarımız diğer sağlık tesislerimizde de 2024 yılında adım adım devam edecektir" diye konuştu.