YEREL HABERLER - 19 Mayıs 2017 Cuma 08:34

Ağrı’da ‘Sosyal Güvenlik Haftası’

A
A
A
Ağrı’da ‘Sosyal Güvenlik Haftası’

Ağrı Sosyal Güvenlik İl Müdürü Mehmet Nuri Aktaş, ‘Sosyal Güvenlik Haftası’ nedeniyle basın mensupları ile kahvaltı da bir araya geldi.

Ağrı Sosyal Güvenlik İl Müdürü Mehmet Nuri Aktaş, ‘Sosyal Güvenlik Haftası’ nedeniyle basın mensupları ile kahvaltı da bir araya geldi.


Sosyal Güvenlik İl binasında , ‘Sosyal Güvenlik Haftası’ kapsamında yapılan kahvaltı programına SGK İl Müdürü Mehmet Nuri Aktaş, Ağrı İŞ-KUR İl Müdürü Gıyas Güven ve kentte faaliyet gösteren gazeteciler katıldı. Programda Konuşan Aktaş, Ülkemizde Sosyal Güvenlik Hizmetleri uzun yıllar 3 Sosyal Güvenlik Kurumu Olan SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı tarafından yürütüldüğünü söyledi.


Bu dönemlerde hizmetlerin sunumunda insanlarımıza farklı muameleler yapıldığını ve bunun sonucunda bazı sıkıntıların ortaya çıktığını belirten Aktaş, 16 Mayıs 2006 tarih ve 5502 sayılı yasa ile bu 3 büyük kurumun tek çatı altında birleştirilmesi sonucu Sosyal Güvenlik Kurumu oluşturularak daha etkin daha verimli ve sürdürülebilir güçlü bir Sosyal Güvenlik sisteminin devreye girmesi ile geçmişteki tüm sıkıntılar bertaraf edilmiştir” dedi.


Ülkemizde gerçekleştirilen ve dünyanın en büyük reformlarından olan Sosyal Güvenlik reformu ve Sosyal Güvenlik Kurumunun vatandaşlarımıza sağladığı hizmetlerde sürekli yenilenme ve gelişme içerisinde olduğunu ifade eden Aktaş, “Sosyal Güvenlik, Kişilerin Mesleki, Fizyolojik veya Sosyal ekonomik her hangi bir riske maruz kalması sonucu çalışma ve gelir elde etme imkânından geçici veya sürekli olarak yoksun bulunan bireye, insan onuruna yakışır bir biçimde yaşamını devam ettirebilmesini sağlayan önlemlerin ve katkıların bütünüdür” ifadelerini kullandı.


Sosyal Güvenlik Kurumu’nun kuruluş günü olan 16 Mayıs’ı kapsayacak şekilde her yıl ‘Sosyal Güvenlik Haftası olarak kutlandığını dile getiren Aktaş, “Sosyal Güvenlik reformu ile birlikte oluşan yeni sistemi vatandaşlarımıza anlatmak, toplumda Sosyal Güvenlik reformuna karşı eksik ve yanlış bilgilendirmeden kaynaklanan olumsuz düşünceleri ortadan kaldırmak ama kayıt dışı istihdam, kayıp ve kaçaklarla mücadelenin toplumun her kesiminin görevi olduğunun altını çiziyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın 07 Şubat 2017’de ilan ettiği İstihdam da Milli Seferberlik kapsamında Sayın Bakanımız Mehmet Müezzinoğlu ve Çalışma Bakanlığının bütün birimlerinin 81 ilimizin her köşesinde artı İstihdam sloganıyla Türkiye genelinde bir milyonun üzerinde istihdam gerçekleştirilmiş olup, İlimiz de de Mart ayı sonu itibariyle 4097 artı istihdam gerçekleştirilmiş bulunmaktadır. Bu sebeple İlimizdeki İş adamları ve esnafımızın Maaşı sizden Sigortası bizden sloganıyla başlatılmış bulunan uygulamadan faydalanmak üzere SGK ve İş Kur’a bekliyoruz” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sivas Uzmanı uyardı: 10 km uzaklıktaki yetiştiriciyi bile etkiliyor Arıcıların kabusu olan ‘Amerikan Yavru Çürüğü’ hastalığı 10 kilometre uzaklıkta ki arı yetiştiricilerini de tehdit ediyor. Yapılan açıklamada, arıcıların kovanlarını düzenli olarak kontrol etmeleri gerektiği söylendi. Arı kovanlarındaki Amerikan yavru çürüğü hastalığı vakalarının artmasıyla, arıcılar ciddi kayıplarla karşı karşıya kaldı. Hastalığın, bir arı kovanını kısa sürede yok edip ve çevredeki diğer kolonilere yayılabildiğini belirten Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Hayvan Hastanesi Başhekimi Doç.Dr. Abdurrahman Takcı, “Arıcılar, kovanlarını düzenli olarak kontrol etmeli, hastalık belirtileri gördüklerinde hemen önlem almalı ve enfekte kovanları diğerlerinden izole etmeliler. Ayrıca, yeni arı kolonileri alırken dikkatli olmalı ve sağlıklı koloniler seçmeye özen göstermeliler” dedi. “Yetiştiricilerin kovan sayıları çok ciddi şekilde azalabiliyor” Takcı, arıların eskisi gibi belirgin bir sonbahar ve ilkbahar yaşamadıklarını, geçişlerin daha ani şekillendiğini, buna bağlı olarak da kış için biriktirdiği bal rezervlerini tükettiklerini belirterek, “Bu noktada o rezervleri bazen erken tüketmeye başlıyor ve iyi bir sonbahar bakımı yapılmadıysa bu yıl gibi, arıların ilkbaharda birçoğu sönmüş oluyorlar yani ölüyorlar. Buna bağlı olarak yetiştiricilerin kovan sayıları çok ciddi şekilde azalabiliyor. Gündüz ve gece sıcaklık farkları arıların çalışma mevsimi olan ilkbaharda etkiler. Ancak kış mevsiminde veya sonbaharda arının tabiattan yararlanmadığı mevsimlerde gündüz ve gece sıcaklık farkı çok sıkıntı oluşturmaz. Ancak arı artık dışarıdan polen, nektar getirmeye başladığı zamanlarda problem oluşturabiliyor. Çünkü arı ona güveniyor ve yetiştirici de bu noktada takviyeler yapmıyor. Arı doğadan tam anlamıyla yararlanamaz ve takviyeler de yapılmazsa bahar aylarında arılarımızı yine kaybedebiliriz” dedi. “Bu hastalık çevredeki arıcılara da zarar verebiliyor” Bölgesel olarak ergin ve yavru bal arılarının paraziti olan Varroa paraziter mücadelelerinin yapılması gerektiğini vurgulayan Takcı, “Bahar bakımında arıların çıtaları, arı sayısının, ana arının kontrolü yapılması lazım. Ana arıda hala işte yumurta ve yumurta döl verimi devam ediyor mu? bunlara bakılması lazım. Bununla birlikte arı kayıplarının bazıları hayati bazen de işte bölgesel olarak zarar verebiliyor. İhbarı mecburi hastalıklarımız var. Avrupa yavru çürüğü, Amerikan yavru çürüğü gibi hastalıklarda hemen bulundukları il tarım veya ilçe tarımlara başvurarak arılarının böyle bir hastalıktan mustarip olduğunun belirtilmesi gerekiyor. Aksi takdirde bu hastalık çevredeki arıcılara da zarar verebiliyor. Yine aynı şekilde kireç hastalığı olsun, işte baharda tespit edebildiğimiz hastalıklar bunlar. Arıcılar ilkbahar bakımında bunları belirleyip bir an önce eksiklikleri varsa gidermeli. Eğer ihbarı mecburi bir hastalık varsa kovanlar da dâhil olmak üzere bu hastalığın engellenmesi adına yakılması gerekiyor. Arıcılar bu noktada bilinçliler ancak eğer böyle bir şey varsa göz ardı etmemeliler. Arı tabiatta polen topladığı esnada birçok birçok çiçeğin veya bitki tohumlarının bir sonraki nesline aktarılmasına katkı sağlıyor. Bu noktada arılar bu basamağı yerine getirmediği takdirde tabiatın devamlılığında da bir risk olur” şeklinde konuştu. (FA-GF-
İstanbul İstanbul’da 50 milyon liralık kaçak ve sahte ilaç operasyonu: 16 gözaltı İstanbul’da ilaç kaçakçılarına yönelik düzenlenen operasyonlarda 16 şüpheli yakalandı, piyasa değeri 50 milyon lirayı bulan yüklü miktarda sahte, kaçak ve bozuk ilaç ele geçirildi. Alerji testi, botoks, dolgu malzemesi, kanser ve diyabet hastalıklarında kullanılan ilaçlarının da aralarında bulunduğu tıbbi ürünler emniyette sergilenirken, yakalanan şüphelilerin 9’u tutuklandı. Alınan bilgilere göre, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, ilaç sektöründeki sahtecilik faaliyetlerinin önlenmesi ve şüpheli şahısların yakalanmasına yönelik 15 ve 25 Nisan tarihleri arasında bir dizi çalışma gerçekleştirdi. Teknik ve fiziki takibin devamında belirtilen tarihler arasında yetkisiz alanda depolanmış sahte, kaçak ve yasadışı ilaçların, tıbbi cihaz ve materyallerin bulunduğu tespit edilen 16 ikamet, 20 iş yeri olmak üzere toplam 36 adrese operasyon düzenleyen polis, baskınlarda 16 şüpheliyi gözaltına aldı. Operasyonlarda piyasa değeri yaklaşık 50 milyon lirayı bulan, soğuk zincire tabi olan ve bozulan, alerji testi, botoks ilacı, dolgu malzemesi, kanser, diyabet, enfeksiyon, tansiyon ve cinsel hastalıkların tedavisinde kullanılan medikal malzeme ele geçirildi. Yakalanan şüpheliler İstanbul Mali Suçlarla Mücadele Şubesine götürülerek ifadeleri alındı. Sorgularının ardından mahkemeye çıkarılan ilaç kaçakçısı 16 kişinin 7’si adli makamlarca serbest bırakıldı. Geri kalan 9 şüphelinin ise tutuklanarak cezaevine gönderildiği açıklandı. Diğer yandan yapılan operasyonlarda ele geçirilen sahte, bozuk ve kaçak ilaçlar, Vatan Caddesi’nde bulunan İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde sergilendi.