GENEL - 14 Eylül 2017 Perşembe 11:24

Ağrı’nın ağır yükü

A
A
A
Ağrı’nın ağır yükü

Yeni bir hayat kurmak için Afganistan, Pakistan ve Bangladeş gibi ülkelerden yasa dışı yollarla Ağrı üzerinden Türkiye’ye girerek batı illerine ulaşmaya çalışan ve yolda yakalanan yüzlerce kaçak göçmenin tekrar Ağrı’ya dönmesi nedeniyle kent adeta göçmenlerin kentine döndü.

Yeni bir hayat kurmak için Afganistan, Pakistan ve Bangladeş gibi ülkelerden yasa dışı yollarla Ağrı üzerinden Türkiye’ye girerek batı illerine ulaşmaya çalışan ve yolda yakalanan yüzlerce kaçak göçmenin tekrar Ağrı’ya dönmesi nedeniyle kent adeta göçmenlerin kentine döndü. Duruma tepki gösteren vatandaşlar, göçmenlerin kontrol altına alınmasını istiyor.


Afganistan, Pakistan ve Bangladeş’te yaşanan istikrarsızlık, işsizlik, terör olayları ve yoksulluktan kurtulmak isteyen yüzlerce insan, kendilerine ve ailelerine daha iyi bir hayat sağlamak için günlerce dağlarda aç ve susuz şekilde yürüdükten sonra kaçak yollarla İran’dan Türkiye’ye giriş yapıyorlar. Çoğu zaman Avrupa ülkelerine gitmek için insan kaçakçılarına yüklü miktarda para veren göçmenler, yaklaşık 1 ay yürüyüp dağlarda yatarak Ağrı’ya ulaşıyorlar. Doğubayazıt’tan Ağrı’ya kadar çocuklarla birlikte gece gündüz yürüyen göçmenler, insan kaçakçıları tarafından yasa dışı şekilde arabalarla batı illerine götürülüyorlar. İstanbul, Ankara ve diğer şehirlerde yakalanan yüzlerce kaçak göçmen tekrar Ağrı’ya gönderiliyor. Aylardır Ağrı Otogarı’nı mesken tutan göçmenler nedeniyle esnaflar huzursuzluk yaşıyor. Göçmenler, otogarda hayırsever vatandaşların verdiği yemeklerle hayata tutunmaya çalışıyorlar. Aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu göçmenler, otogarın içinde ve çevresinde gölgelik alanlarda dinleniyorlar. Otogar koridorlarında birçok annenin çocuğunu üstü açık bir şekilde yerde karton parçası üzerinde uyutması ve kendisinin de sandalye üzerinde uyumaya çalışması yürekleri burkuyor. Hiçbir şeyden habersiz çocuklar ise oyun oynayarak zaman geçiriyorlar. Göçmenlerin çaresiz bekleyişleri devam ediyor.


Duruma tepki gösteren vatandaşlardan Mehmet Yılmaz, yaz mevsimi boyunca Ağrı’ya yoğun bir şekilde göçmenlerin yasa dışı şekilde geldiklerini söyledi. Göçmenlerin aileleri ve çocukları ile gelmesinin de içler acısı bir durum olduğunu belirten Yılmaz, yaklaşan kış mevsimi nedeniyle göçmenler için endişe duyduklarını dile getirdi. Duruma bir çare bulunması gerektiğini vurgulayan Yılmaz, “Garajda, kaldırımlarda ve refüjlerde yerde yatan insanları görüyoruz. Bunlar kontrolsüz bir şekilde şehre giriş yapıyorlar. Batı illerinde yakalandıklarında doğu tarafına geri gönderiyorlar. Ağrı’nın ekonomisi zaten belli, sıkıntılı bir şehirdir. İnsanlar göçmenlere yardımcı olmak istese de olamıyor. Devlet büyüklerimizin bu duruma el atmalarını istiyoruz. Gece yollarda gördüğümüzde arabalarımıza almaya korkuyoruz. Ne olduğu belli olmayan insanlardır, bilemiyoruz belki de zararsız insanlardır. Geçenlerde Doğubayazıt’tan gelirken yol boyu aç ve susuz bir şekilde gelen insanları gördüm. Her ne kadar insanın yüreği sızlasa da arabalarımıza almaktan korkuyoruz. Bu oldukça sıkıntılı bir durumdur. Devlet büyüklerinin buna bir çözüm bulmalarını istiyoruz. Ben göçmenleri gördüğümde onlarla çat pat konuşarak anlamaya, anlaşmaya çalışıyoruz. Şu an Ağrı Otogarı’nda yüzlerce göçmen kaldırımlarda yerlerde yatıyor. Bu muameleyi hiçbir insan hak etmiyor. Bunlar için bir toplama yeri veya kamp gibi bir yerde toplanmaları daha iyi olur” dedi.


Barış Polat adlı vatandaş ise, yaz mevsimi boyunca binlerce kaçak göçmenin Ağrı’dan batı illerine ulaşmaya çalıştıklarını ifade ederek, göçmenlerin günlerce dağlarda ve yollarda aç bir şekilde yürüdüklerini söyledi. Göçmenlerin durumunun oldukça kötü olduğunu kaydeden Polat, “İnsanlarımız ellerinden geldiğince duyarlı bir şekilde davranmaya çalışıyorlar. Bazen derede su içtiklerine şahit oluyoruz. Halkımızın verdiği ekmeklerle idare ediyorlar. Otogarda göçmenleri görüyoruz. Gerçekten de içler acısı bir durum yaşanıyor. Biz göçmenleri çoğu zaman yollarda ve otogarda yerlerde uyuduklarını görüyoruz. Geceleri Erzurum ve İstanbul taraflarına yürüyerek gittiklerini ve yakalandıklarında tekrardan geri gönderildiklerini biliyoruz. Onlar refah bir hayat sürmek için batı illerine gidiyorlar. Ağrı’nın ekonomisi göz önünde zaten, bunlar tekrar Ağrı’ya geldiklerinde kendilerine iyi şartlar sunulamıyor. Bu göçmenlerin iyi bir şekilde gözetilip korunması gerekiyor. Kış mevsimi de yaklaşıyor, Ağrı’nın kışı çok sert geçiyor. Allah yardımcıları olsun. Milletimiz inşallah duyarlılığını gösterir de göçmenlere yardım ederler. Üniversite açılmak üzere, eğitim öğretim sezonu başladı. Batı illerinden gelen ve başka illere giden öğrencilerimiz var, otogarda yaşanan bu yoğunluk nedeniyle göçmenlerin yerlerde uyuması içler acısı bir durum. İnsan bazen bu durumu kaldıramıyor” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay Kızılay Başkanı Hatay’da depremzedelerle iftar sofrasında buluştu Kızılay Başkanı Prof. Dr. Fatma Meriç Yılmaz, Hatay Güzelburç’taki Kızılay Yaşam Merkezi’nde depremzedelerle iftar sofrasında bir araya geldi. Ramazan ayının yardımlaşma ruhunu öne çıkaran Yılmaz, son depremzede yuvasına kavuşana kadar desteklerinin süreceğini belirtti. Deprem bölgesinde ilk günden itibaren varlığını hissettiren Türk Kızılay’ı Ramazan ayında da afetzede vatandaşları unutmuyor. Kızılay Başkanı Prof. Dr. Fatma Meriç Yılmaz, Hatay’ın Güzelburç bölgesinde bulunan Kızılay Yaşam Merkezi konteyner kentinde vatandaşlarla iftar sofrasında bir araya geldi. "Hatay’da son depremzede yuvasına kavuşup, yastığa başını huzurla koyana kadar biz buradaki vatandaşlarımızın, kardeşlerimizin ellerini bırakmayacağız" Ramazan ayının; rahmet, bereket, yardımlaşma ve iyilik ayı olduğunu belirten Kızılay Başkanı Prof. Dr. Fatma Meriç Yılmaz, "Biz bugün burada zor günleri birlikte atlatmaya çalışıyoruz. Türk Kızılay’ı olarak her zaman söylediğimiz bir konu var; son depremzede yuvasına kavuşup, yastığa başını huzurla koyana kadar biz buradaki vatandaşlarımızın, kardeşlerimizin ellerini bırakmayacağız. Ramazan ayındayız, Ramazan ayı; rahmet, bereket, yardımlaşma ve iyilik ayı ama aynı zamanda Ramazan ayı sevdiklerimizle bir araya gelme ve bir sofranın etrafında buluşma ayı. O nedenle biz bugün burada Hatay’da kardeşlerimizle bir ekmeği bölüşeceğiz, beraber iftarımızı açacağız. Birbirimizi dinleyerek bu zor günleri atlatmak adına bir aşama daha ilerlemiş olacağız. Ben zor günlerin geçeceğine inanıyorum. Son 1 sene de gördüğümüz şu ki herkes tünelin ucundaki ışığı görmüş durumda bu da zor günlerin geçeceğine inancı pekiştiriyor. Bu günlerde biz halkımızla bir arada olmaya devam edeceğiz. Tekrar herkesin Ramazanı hayırlı olsun" şeklinde konuştu.