EKONOMİ - 06 Nisan 2018 Cuma 10:03

Aksaray Ticaret Borsası dev projelerle gelirini 5 yılda yüzde 500 artırdı

A
A
A
Aksaray Ticaret Borsası dev projelerle gelirini 5 yılda yüzde 500 artırdı

Nüfusunun yüzde 80’inin tarım ve hayvancılıktan geçimini sağladığı Aksaray’da 1967 yılında kurulan Aksaray Ticaret Borsası, yaptığı önemli projelerle gelirini 5 yılda yüzde 500 artırdı.

Nüfusunun yüzde 80’inin tarım ve hayvancılıktan geçimini sağladığı Aksaray’da 1967 yılında kurulan Aksaray Ticaret Borsası, yaptığı önemli projelerle gelirini 5 yılda yüzde 500 artırdı.


Aksaray Ticaret Borsası Başkanı Hamit Özkök, tek amaçlarının üreticiye kazandırmak, memlekete hizmet etmek olduğunu söyledi. 1967 yılında kurulan Ticaret Borsasında 2013 yılında görev geldiklerini belirten Özkök, yapılan çalışmalarla hem borsayı, hem üreticiyi hem de ülke ekonomisini ciddi anlamda canlandırdıklarını ifade ederek, 5 yılda borsa gayrimenkul ve nakdi hesabının yüzde 500 artış sağladığını kaydetti. Büyük projelerle şehre hizmet ettiklerini belirten Özkök, “1967 yılında kurulmuş olan borsamız bizim 2013 yılında görevi devraldığımızda 4 milyon 30 bin lira gibi nakit ve gayrimenkul mal varlığı vardı. Bugün itibari ile borsamız yüzde 500 artış sağlayarak 22 milyon 700 bin liralık gayrimenkul ve nakit varlığımızla Türkiye’nin hızla ilerleyen ilk borsaları arasında yer almıştır. Bu da bizim ne kadar prensipli ve kararlı çalıştığımızı ortaya koyuyor. Bunun gururunu hep birlikte yaşıyoruz. Ama Aksaray Ticaret Borsası şu günlerde hep büyük projelerle gündeme gelmektedir. Daha önce yaptığımız tarım ticaret merkezi insanları doğduğu yerde doyurabilmek için Ortaköy ve Eskil ilçemizde oluşturulan tarım ticaret merkezlerimiz ve üreticiye daha iyi hizmet etmek, ürettiği ürünü daha iyi paralara satabilmesi için TMO’ya ait birimleri de devralarak tüccar ve üreticilerimizi buluşturduk. İnşallah bunu da başardık. Önümüzdeki günlerde çok önemli bir proje olduğu ortaya çıkacak” dedi.



"Türkiye’de ilk kez tarım ve organize hayvancılık bölgesi oluşturduk"


Türkiye’de bir ilke imza atarak Türkiye’nin en büyük tarım ve organize hayvancılık bölgesini oluşturduklarını ifade eden Özkök, “Biz hiçbir işin ortasını yapmadık, yapmayacağız diye de karar aldık. Yine Aksaray’da Türkiye’de bir ilk olan Türkiye’nin en büyük tarım ve organize hayvancılık bölgesini oluşturduk. Şu an itibari ile bakanlığımızın önünde. Bu hafta içinde imzadan çıkacak ve Aksaray’a 100 bin tonluk et üretim tesislerini oluşturacağız. Zaten Türkiye’nin 1 milyon 100 bin ton et ihtiyacı var. Bunun 100 bin tonunu Aksaray karşıladığında Türkiye et ihtiyacının yüzde 10’unu Aksaray karşılayacak ki bu çok büyük bir tarımsal organizasyondur. Türkiye’de bir ilki başarmanın mutluluğunu yaşayacağız hep birlikte” diye konuştu.



"Dev projelerimiz hızla devam edecek"


Aksaray’a yine ilk olarak canlı hayvan borsasını ticaret borsasının kazandırdığına dikkat çeken Özkök, “Aksaray’daki tarım ve hayvancılık popülasyonunu genişleterek ticareti kolaylaştırdık. Bunlar çok önemli projeler. Ama Aksaray’a, Aksaray Ticaret Borsası olarak biz farkındalık yaratan projelerle hizmet etme amacımız olduğu için biz hemen yanı başımızdaki 70 dönümlük araziyi 2015 yılında tesis ederek Türkiye Odalar Borsalar Birliğine bağlı TOBB ETÜ Üniversitesine ait ve bünyesinde uluslararası girişimcilik ve ticari bilimler fakültesini Aksaray’a kazandırmak için senato kararını çıkarttık. Şu anda YÖK’te imzada beklemektedir. Bunlar bizim için çok önemli projelerdir. Yeni dönemde de inşallah Aksaray’a çok büyük önemli projeler kazandıracağız. Türkiye Odalar Borsalar Birliğinin her ile bir meslek lisesi yaptırmasından sonra ilçelere de birer meslek lisesi sözü vardı. Ortaköy ve Eskil ilçemize inşallah birer adet meslek lisesi yapacağız ki bunlar da bizim için çok önemli. Sonradan ilçe olan Sultanhanı için de bir adet meslek lisesi yapacağız” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Düzce 786 Milyon Euro hibe desteği sağlanacak DÜZCE(İHA) –Tarımsal ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu (TKDK) tarafından Düzce’de çiftçilere hibe desteği imkanları anlatıldı. Düzce Valiliği Toplantı Salonu’nda ki toplantıya Vali Selçuk Aslan, TKDK Ankara İl Koordinatörü Dr. Mehmet Ali Çakal ve Tarım Orman İl Müdürü Esra Uzun, İl protokolü, sivil toplum örgütleri temsilcileri, üreticiler ve girişimcilerin katıldığı bu toplantıda bölgedeki çiftçilere ve yatırımcılara yeni hibe imkanları hakkında bilgi verildi. IPARD III, Avrupa Birliği ve Türkiye’nin ortak fonundan finanse edilen bir program olduğu ve 81 ilde uygulanacağı ve toplamda 786 milyon Avro hibe desteği sağlanacağı bildirildi. Vali Selçuk Aslan, toplantıda yaptığı konuşmada "IPARD III programı ile ilimizde kırsal kalkınma ve tarım sektöründe ek bir destek başlatmış oluyoruz. Düzce’nin bu programdan iyi fayda sağlayacak iller arasında yer alacağına inanıyorum" dedi. Dr. Mehmet Ali Çakal, programın yalnızca tarımsal üretimi desteklemekle kalmayıp, aynı zamanda çevre koruma ve yenilenebilir enerji kullanımını da teşvik ettiğini belirtti. Çakal, "Yeni irtibat ofisimiz aracılığıyla, Düzce’den gelen projelerin değerlendirilmesini sağlayacağız" şeklinde konuştu. İl Müdürü Esra Uzun ise, Düzce’nin tarımsal potansiyeline vurgu yaparak, IPARD III’ün kırsal altyapı modernizasyonuna büyük katkı sağlayacağını ifade ederek "Bu desteklerle, ilimizdeki kırsal altyapımız daha modern hale gelecektir" dedi. Toplantı TKDK uzmanlarının IPARD III programının içeriği hakkında bilgi vermesinin ve soruların cevaplanmasının ardından sona erdi. IPARD III Programıyla; Tarım işletmelerinin rekabet gücünün artırılması, Yenilenebilir enerji kullanımının yaygınlaştırılması, Gıda güvenliği, hijyen, çevre koruması ve hayvan refahı standartlarına uyum sağlanması, Yeni pazar fırsatları ve teknolojiye dayalı inovasyonun teşviki, AB standartlarına uyum, çevre dostu yatırımlar ve istihdamın artırılması ve Kırsal alanlarda ekonomik faaliyet düzeyinin yükseltilmesi ve kırsal nüfusun desteklenmesi gibi konularda projeler beklenmektedir.
İstanbul KAMİAD ‘Şehir Toplantıları Etkinliği’ni İstanbul’da gerçekleştirdi Kamu Müteahhitleri ve İş İnsanları Derneği paydaşları İstanbul’da düzenlenen Şehir Toplantıları Etkinliği’nde bir araya geldi. Kamu Müteahhitleri ve İş İnsanları Derneği (KAMİAD) paydaşları, İstanbul’da bir otelde düzenlenen Şehir Toplantıları Etkinliği’nde bir araya geldi. Toplantıya KAMİAD Genel Başkanı Ali Adıgüzel, İstanbul Ticaret Odası’nın 44, 45 ve 46 nolu meslek komitelerinin başkanları ve bir çok müteahhit katıldı. Etkinlik, dünyadaki 5 büyük yapı fuarından biri olan ’46. Yapı, İnşaat Malzemeleri ve Teknolojileri Fuarı’ vesilesiyle yapıldı. Başkan Adıgüzel toplantıda yaptığı konuşmada 6 Şubat’ta meydana gelen depremde inşaat sektörünün ne kadar önemli olduğuna değindi. Adıgüzel, kamu müteahhitliği sektörünün karşılaştığı sorunlara da yer verdi. Başkan Adıgüzel, toplantıda yaptığı konuşma sonrasında ise katılımcıları dinleyerek sorularını da yanıtladı. İstanbul Ticaret Odası’nın 44, 45 ve 46 nolu meslek komitelerinin başkanları ile gerçekleşen toplantıda konuşan KAMİAD Başkanı Ali Adıgüzel, “KAMİAD ailesi olarak şehir toplantılarımızın ilkini 6 Şubat depreminin yıl dönümü vesilesiyle 16-17 Şubat tarihleri arasında orada gerçekleştirdik. Toplantılarımızın ikincini ise ülkemizde her yıl düzenlenen, dünyadaki beş büyük yapı fuarından biri olan ‘46. Yapı, İnşaat Malzemeleri ve Teknolojileri Fuarı’ vesilesiyle İstanbul’da yapmaktayız” dedi. “Kamu müteahhitliği, istisna bir meslek gurubudur” Kamu müteahhitliğinin, altyapı ve yapı projelerinde devletin doğrudan veya dolaylı olarak rol aldığı bir yapılanma türü olduğunu kaydeden KAMİAD Başkanı Adıgüzel, “Kamu müteahhitliği, büyük ölçekli projelerin finansmanını sağlamak, teknik becerileri ve deneyimi kullanmak, kalite standartlarını sağlamak ve toplumun genel refahına katkıda bulunmak gibi önemli avantajlar sunan istisna bir meslek gurubudur. Ancak mesleki alanda uzun yıllardan beri karşılaştığımız ve çözüm aradığımız sıkıntılarımızın olduğu da su götürmez bir gerçektir” şeklinde konuştu. "Fiyat farkı hesabı reel piyasa artışlarını karşılamıyor" Kamu müteahhitliği sektörünün karşılaştığı sorunlara da değinen Başkan Adıgüzel, “Kamuya ait binaların yapım işinin asgari bir yıldan fazla sürmesi ve buna karşın anahtar teslimi götürü bedel işlerin yüksek enflasyon karşısında yapılamayışı, sözleşmelerde verilen fiyat farkı hesabının reel piyasa artışlarının karşılamaması. Kamu kurumları ile imzalanan sözleşmelerde her ne kadar yüklenici bir işin tarafı kabul edilse de ihale kanununun yükleniciyi koruyan hükümlerinin neredeyse hiç olmayışı ve tarafların eşitlik ilkesinin olmayışı sebebiyle hep alttan alan kurumun kamu müteahhitleri olmasıdır. Üçüncü en önemli problem, ihale kanunu uyarınca en düşük teklife işin verilmesi ve ülkemizde yüklenici bolluğu yüzünden yaşanan aşırı rekabet ortamı nedeniyle, işlerin çok düşük fiyatlarla ihale edilmesidir. Dördüncüsü yüklenici hak edişlerinde yaşanan ödeme gecikmeleri, altyapı eksiklikleri ve kamu ihale süreçlerindeki karmaşıklık. Beşinci en temel sorun ise kamu kurumlarının eksik proje ve şartnamelerle işleri ihale etmesi ve yapım süreçleri içinde bu eksikliklerin giderilmesi nedeniyle geciken süre ve olumsuz şartların yüklenicinin aleyhine işlemesidir” ifadelerini kullandı. “Kamuya ait binaların, deprem toplanma merkezi olarak seçilmiş olması bizler için kaynağı olmuştur” İnşaat sektörünün 6 Şubat’ta meydana gelen depremde ne kadar önemli olduğuna dikkat çeken Başkan Adıgüzel, “Ülkemizde 6 Şubat depremi, inşaat sektörünün ne kadar önemli bir iş kolu olduğunu bir kez daha göstermiştir. Depremin yıkıcı etkisi ne kadar büyük olsa da; kamu müteahhitleri tarafından yapılan binaların çok az oranda hasar görmesi, afet bölgesinde özellikle Toplu Konut İdaresi tarafından yapılmış konutların nerdeyse hasarsız olarak ayakta kalması, elbette doğru yapılan uygulamaların bir sonucudur. Bölgede kamuya ait binaların, deprem toplanma merkezi olarak seçilmiş olması ve depremden etkilenen vatandaşlarımızın bu binalarda ağırlanması, yaşadığımız büyük acıyı dindirmese de bizler için bir nebze gurur kaynağı olmuştur” diye konuştu. “Sorunlarımızın çözülmesini talep etmekteyiz” Adıgüzel konuşmasının devamında ise, “Biz KAMİAD olarak, her şeyden önce kamunun yararına çalışan ve devletinin emrinde hizmet eden iş insanları olarak; öncelikle ‘yüklenici’ adının saygın bir meslek olması için 4734 ve 4735 sayılı yasanın bazı eksikliklerin giderilmesini, sorunlarımızın çözülmesini talep etmekteyiz. Özellikle son yıllarda yüksek enflasyon ile birlikte iş yapamaz bir hale gelen yüklenicilerin ve devlet ihalelerinin uygulamadaki sorunlarını içeren sektörel raporlarımızı başta Kamu İhale Kurumu Başkanlığı’na, Hazine ve Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na sunmuş bulunmaktayız. Sonuç olarak; bizler bu çalışmaları yaparken siz meslektaşlarımızdan bize destek vermenizi, bir araya gelmenin ne kadar büyük bir güç oluşturduğunu görmenizi istiyoruz” diye konuştu.