GENEL - 18 Mart 2018 Pazar 10:41

(Özel Haber) Tarla haline getirilen meralar hayvancılığı engelliyor

A
A
A
(Özel Haber) Tarla haline getirilen meralar hayvancılığı engelliyor

AKSARAY (İHA) – Aksaray’da meraların sürülerek tarla yapılması, küçükbaş hayvan yetiştiricilerini hayvancılık yapamaz hale getirdi.

AKSARAY (İHA) – Aksaray’da meraların sürülerek tarla yapılması, küçükbaş hayvan yetiştiricilerini hayvancılık yapamaz hale getirdi. Üreticiler, bu sorunun biran önce çözülmesini istiyor.


Nüfusunun yüzde 80’inin tarım ve hayvancılıktan geçimini sağladığı Aksaray’da mera alanlarının tarım tecavüzü altında olduğunu söyleyen Aksaray Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği Başkanı Mahmut Aktürk, meraların yetiştiricilere verilmemesi halinde Türkiye’deki et ve hayvancılık sorunlarının artacağını kaydetti. Meraların küçükbaş hayvancılığın olmazsa olmazı olduğunun altını çizen Aktürk, meraların herkes tarafından sürülerek tarla yapıldığını belirtti. Aktürk, “Küçükbaş hayvancılığın geliştirilmesi ve sürdürülebilmesi için meralara çok ciddi anlamda ihtiyaç olduğunu birçok kez söyledik. Tabii Türkiye’de özellikle ilimizde meralarımız tarım tecavüzü altında. Önüne gelen meralarımızı sürerek tarla yapıyor. Bu konuda çeşitli girişimlerimiz oldu ama sonuç alamadık. Bu meralar küçükbaş hayvancılığın olmazsa olmazıdır. Eğer biz hayvanlarımızı mandıralara kapatarak beslersek bugün Türkiye’deki et sorununun çok daha yüksek rakamlara çıkacağını görüyoruz. Bu meralarımızın tarım tecavüzünden kurtarılarak gerçek hak sahipleri olan üreticilere sunulması gerekmektedir. Islah edilmeli ve Türkiye’deki yem girdi maliyetlerinin düşürülmesi gerekiyor. Mera olmadan küçükbaş hayvancılık yapmak, küçükbaş hayvancılığı sürdürebilmek mümkün değildir. O yüzden meralarımızın gerçek sahipleri olan küçükbaş hayvan üreticilerimize ıslah ederek teslim edilmesini bekliyoruz” dedi.



“Küçükbaş hayvancılık yapamaz duruma geldik”


Küçükbaş hayvan yetiştiricisi İsmet Üçkulak ise, meraların tarla yapılması nedeniyle hayvancılık yapamaz duruma geldiklerini belirterek, “Meralarımız şu anda ölü durumda. Meralarımızı herkes sürmeye başladı. Meralar tükenme derecesinde. Yağmur, kar yok, yağış yok zaten, bir de sürmeye başladılar. Şu durumda biz meralarda hayvancılık yapamaz duruma geldik. Çünkü meradan artı bir şey alamaz hale geldik. Önüne gelen sürmeye başladı. Kuraklık dersen aldı gidiyor. Şu an meraları görüyoruz. Gereğinin yapılmasını büyüklerimizden istiyoruz” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Mardin Uzmanından "1 milyon varil petrol" iddiası Jeoloji Mühendisi Fahri Çelik, yaptığı araştırmalar sonucunda Türkiye’de 2 sene içinde günlük 1 milyon varil petrol üretimine ulaşılacağını iddia etti. Jeolojik konumuna bakıldığında Türkiye’yi kalkındıracak en büyük projenin petrol olduğunu söyleyen Jeoloji Mühendisi Fahri Çelik, "Güneydoğu bölgemizde ve Türkiye’nin bazı noktalarında yaptığım araştırmalar sonucunda güzel veriler elde ettim. Türkiye’de yaklaşık 80 bin varil petrol üretimi yapılıyor. Geçen haftalarda Cumhurbaşkanı konuşmalarında Şırnak’ta günlük 100 bin varil çıkarmayı hedeflediklerini söyledi. Türkiye yaklaşık olarak kendi ihtiyacını yüzde 10 ve yüzde 15 oranında karşılayabiliyor. Mardin, Batman ve Hakkari bölgelerinde yaptığımız araştırmalar sonucunda 2 sene içinde günde 1 milyon varil petrol çıkabilecek kapasite keşfettik. 4 sene sonra da günlük 1 milyon 500 bin varil petrol üretimi gerçekleşecek imkan var. Bu gerçekleştiği taktirde 1 milyonu ülke için kullanılsa, kalan 500 bin varil de dış ülkelere satılır" dedi. Türkiye’nin en büyük sorununun petrol ve doğalgaz çıkarılmaması olduğunu dile getiren Çelik, ülkenin çok zengin yer altı kaynaklarına sahip olduğunu söyledi. Çelik, "Sondaj kuyuları açılmalı ve petrol noktalarında jeoloji mühendislerinin araştırması ile iyi şekilde çalışmalar yapılarak petrolün hangi formasyonda olduğu belirlenmelidir. Yer altı zenginliklerimizi kullanabilirsek Türk parası değer kazanacaktır" diye konuştu.
Ankara Ülkü Ocakları Genel Başkanı Yıldırım’dan, ABB Başkan Adayı Turgut Altınok’a destek Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Genel Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım, ülkücü hareketin Ankara Büyükşehir Belediyesi (ABB) Başkan adayının Turgut Altınok olduğunu ifade etti. Genel Başkan Ahmet Yiğit Yıldırım, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, 31 Mart Pazar günü yapılacak olan seçimlerin Türkiye’nin istikbali için hayati önemde, stratejik bir seçim olduğunun altını çizdi. Yıldırım, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile Türkiye’nin bölgesinde etken bir ülke olduğunu kaydetti. Yıldırım, Türkiye’nin Cumhur İttifakı ile siyasette yakaladığı güçlü liderlik ve istikrar ile Türk Devleti’ni çağın şartlarına hazır hale getirerek, dosta güven düşmana verir bir yapıya kavuşturduğunu söyledi. “Devlet düşmanlarının ‘kent uzlaşısı’ adı altında kanser hücresi gibi belediyelerimize sızmaya çalıştıklarını görmekteyiz” Türk ve Türkiye düşmanlarının yer aldığını ve adına ‘kent uzlaşı’ denilen oluşumun belediyelere sızma girişimine şahit olduklarını belirten Yıldırım, “Türkiye Cumhuriyeti Devletinin ve milletinizin helal hazinesini; terör örgütü PKK’ya aktaran siyasetçi görünümlü bölücü teröristlerin; vatan, millet, din ve devlet düşmanlarının ‘kent uzlaşısı’ adı altında kanser hücresi gibi belediyelerimize sızmaya çalıştıklarını görmekteyiz. Bu bağlamda kendisini; milliyetçi, vatan sevdalısı gibi pazarlayarak bölücülerin kullanışlı bir aparatı olmuş, ihanetin değirmenine su taşıyan ‘Kent Uzlaşısı’ ürünü olan bu kişilerin kutsal davamızla, ülkümüzle ve Türk milliyetçiliğiyle zerre kadar alakası yoktur, olamaz” ifadelerine yer verdi. Yıldırım açıklamalarının devamında şunları kaydetti: "‘40 yıllık geçmişimi geride bıraktım’ diyerek kendini Kandil’in uzlaşıcısı pozisyonuna düşürmüş, CHP’ye pazarlayan, DEM’cilerle omuz omuza yürüyen, bölücü terör örgütü PKK’nın elebaşı terörist Abdullah Öcalan’dan ’Apo Bey’ diye bahseden, maneviyatsız kişilik Mansur Yavaş ve onun beslemelerinden de asla ’Türk Milliyetçisi’ olmaz olamaz. Bölücülerin oylarıyla seçildikten sonra Ankara’daki 5 yılını hizmetsiz, projesiz tamamlayan Mansur Yavaş olsa olsa Birleşik Krallığın dostu ‘Yoldaş Mansur’ olur. Ankara’da avukat kimliği altında akçeli işler kovalayan, sahte senet, vergi kaçırma, kaset satma, tehdit, şantaj işlerine adı karışan, belediye başkanlığı döneminde adı rüşvet skandalıyla anılan Mansur Yavaş’ın Londra’da görüştüğü siyasilerin genelde terör örgütü PKK’ya destek veren Unmesh Desai, Jeremy Corbyn gibi kişiler olması ve Chatham House’da kurgulanması aslında onun küresel çetenin bir uşağı ve piyonu olduğunun en büyük kanıtıdır ve göstergesidir." Yıldırım, "‘Yerel özerklik şartını getireceğim’ diyen Kemal Kılıçdaroğlu’nun ardından terör örgütü PKK’nın en büyük talebi olan ‘Belediyelerde mali özerklikten yanayım. Yerel yönetimler özerkliğini öncelikle mali özerklik yaparak belirlersiniz’ diyen Mansur Yavaş’tan başkası değildir. Mansur Yavaş, Ankara’ya hiçbir hizmeti ve hayrı dokunmayan, terör örgütlerinin elinde oyuncak olmuş, iradesini bölücü oylar için ipotek vermiş, çapsız, siyasi mankurttan başka biri değildir. Hal böyle iken Mansur Yavaş gibi birine milliyetçi ve vatanperver yakıştırması yapmak, Türk milleti ve devletine hakarettir” dedi. Ahmet Yiğit Yıldırım, Cumhur İttifakı’nın ABB Adayı Turgut Altınok’a desteklerini yineleyerek şunları söyledi: “Milliyetçi Ülkücü Hareketin Ankara’daki adayı bellidir; çalışkan, üretken ve saygın bir kişi olan Cumhur İttifakı’nın Ankara Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Sayın Turgut Altınok’tur. Liderine, davasına ve teşkilatına bağlı Ankaralı her bir ülküdaşımın gönlü de, duası da, oyu da Cumhur İttifakı’nın kıymetli adayı Sayın Turgut Altınok’tan yanadır. İnanıyorum ki; 31 Mart seçimleri Cumhuriyetimizin Başkenti Ankara’mızda, terör örgütleriyle kol kola girmiş, ’Kent Uzlaşısı’ adı altında DEM’lenenlerin değil, Türk ve Türkiye Yüzyılı hedefine inanmış, üretken belediyecilik anlayışına sahip Cumhur’un zaferiyle sonuçlanacaktır."