GENEL - 13 Eylül 2018 Perşembe 15:43

Ankara’da 4. Uluslararası Sözlük Bilimi Sempozyumu düzenlenecek

A
A
A
Ankara’da 4. Uluslararası Sözlük Bilimi Sempozyumu düzenlenecek

4.

4. Uluslararası Sözlük Bilimi Sempozyumu, Türk Dil Kurumu ve Hacettepe Üniversitesi Sözlük Bilimi Uygulama ve Araştırma Merkezi iş birliğiyle 17-19 Eylül’de Hacettepe Üniversitesi İnkumu Tesisleri’nde düzenlenecek. İlki 2014’te Sakarya Üniversitesi, ikincisi 2015’te İstanbul Üniversitesi, üçüncüsü 2016’da Eskişehir Osmangazi Üniversitesi tarafından tertip edilen sempozyumun bu seferki konusu “Sözlük Biliminde Tanımlama ve Tanıklama” olacak.


Sempozyum düzenleme heyeti tarafından yapılan açıklamada, “Yaklaşık bin yıllık geçmişi ve bir geleneği bulunan Türk sözlükçülüğünde tanımlama, özellikle son yıllarda artan oranda üzerinde durulan, tartışılan bir alan haline gelmiştir. 19. yüzyılın son çeyreğine gelinceye kadar dönemin sözlükçülük anlayışı gereği kullanım sıklığı fazla olmayan, az bilinen sözcüklerin tanımlandığı, anlamını herkesin bildiği düşünülen sözcüklerin ise ‘malumdur, maruftur’ denilerek kısaca açıklandığı görülmüştür. Türk sözlükçülüğünde Ahmet Vefik Paşa ile başlayan Şemseddin Sami ile devam eden dönemde ise sözlüklerimizde tanımlama konusu önem kazanmıştır. İlk fasikülü 1943 yılında yayımlanan ve baskısı 1945 yılında tamamlanan Türk Dil Kurumunun Türkçe Sözlük’ünün birinci baskısından itibaren her baskısında tanımlama ilkeleri geliştirilerek bugüne ulaşılmıştır. Sözlüklerin elektronik ortama aktarılmasından sonra gerek söz varlığının gerek tanımların karşılaştırmalı bir biçimde incelenmesi sonucunda sözlük biliminin çeşitli alanlarında olduğu gibi tanımlamalar da sorgulanmaya başlamıştır” denildi.


Sempozyumda tanımlamanın yanı sıra tanıklama konusu üzerinde durulacağı belirtilen açıklamada, “Sözlükçülükte bir başka sorunlu alan da tanıklamadır. Sözlükte yer alan sözün anlamını en açık bir biçimde ortaya koyabilmek amacıyla tanımın yanı sıra örnek cümlelere yer verilmesi öteden beri başvurulan bir yöntemdir. İlk sözlüğümüz ‘Divanu Lugati’t-Türk’ten bu yana sözlüklerimizde yer alan örneklerin belirlenişi, seçimi, veriliş biçimi sözlükten sözlüğe, dönemden döneme farklılıklar göstermektedir. Günümüzde derlem tabanlı hazırlanan sözlüklerin bu sorunu çözebileceği görülse de tanıkların yorumlanması, değerlendirilmesi yine sözlük hazırlayıcılarına kalmaktadır” ifadelerine yer verildi.


3 gün sürecek sempozyumda yurt içinden ve yurt dışından katılacak bilim adamları 33 bildiri sunacak.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Ekolojik yaşama can suyu Antalya’da Muratpaşa Belediyesi çocukların küçük yaşlarda ekolojik yaşamla tanışabilmesi için ‘Doğa Temelli Gelişim Atölyesi’ başlatıyor. Türkiye’nin ödüllü ilk ve tek geri dönüşüm projesi Çevreci Komşu Kart başta olmak üzere, çevre çalıştayları, çevre festivali, deniz dibi ve yamaç temizlikleriyle çevrecilik faaliyetleri konusunda dikkatleri üzerine çekmeyi başaran Muratpaşa Belediyesi, şimdi de Antalya Orman Okulu ve Terapi Gelişim Enstitüsü işbirliğiyle Doğa Temelli Gelişim Atölyesi açıyor. Atölye eğitimleri ise Uzman Klinik Psikolog Selen Aktürk ve konusunda uzman ekip tarafından verilecek. 5-6 yaş grubuna verilecek atölye çalışması için Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal, doğa bilincinin çocuklara erken yaşlarda kazandırılmasının, kaynakların bilinçsizce tüketildiği dünyanın geleceğini koruma anlamında ilk aşama olduğunu söyledi. Bilinçli nesiller yetiştirmenin önemini vurgulayan Başkan Uysal, daha önce belediyeye ait kreş bahçelerine kurdukları seralarda çocukların toprakla buluşmasını sağlayarak sebze yetiştiriciliği konusunda uygulamalı eğitim verdiklerini belirtti, çocukların ekolojik yaşamı yakından gözlemleme fırsatı bulduklarını aktardı. Miniklere atölye çalışmasıyla aşılanacak ekolojik yaşam bilinci için başlatılacak Doğa Temelli Gelişim Atölyesi’ne kayıtlar Turunç Masa üzerinden yapılmaya başlandı.
Denizli Ege Bölgesi’ndeki buluşçu öğrencilerin projeleri ilk kez Denizli’de Ege Bölgesinde İzmir’İn dışında ilk kez Denizli’nin ev sahipliğinde düzenlenen ve 100 projenin sergilendiği Ortaokul Öğrencileri Arası Proje Yarışması Bölge Finalinde görücüye çıkan fikirler büyük beğeni topladı. Ortaokul Öğrencileri Arası Proje Yarışması Bölge Finali ilk kez İzmir dışında bir kentin ev sahipliğinde Denizli EGS Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleşiyor. Ege Bölgesi kentlerinden İzmir, Aydın, Muğla, Manisa, Uşak ve Denizli’den yarışmaya katılan okullardan toplam 100 proje yarı finale katıldı. Bu yıl 18.’si düzenlenen Ortaokul Öğrencileri Araştırma Projeleri yarışmasında Ege Bölgesindeki okullarda hazırlanan 887 projeden 100 tanesi jüriler tarafından sergilenmeye değer görülerek, bölge finaline davet edildi. Bölge finalinde başarılı olan projeler ise Türkiye finalinde yarışmaya hak kazanacak. Birbirinden ilginç fikirlerin yer aldığı sergi, Denizli’de 3 gün boyunca yine ortaokul öğrencileri tarafından ziyaret edilebilecek. Muğla’dan başvurdukları 90 proje arasından 13’ü ile yarışmaya katılan Muğla Bilim ve Sanat Merkezi Müdürü Bekir Cevizci, “Ortaokul Öğrencileri Arası Proje yarışması bölge finali heyecanını yaşıyoruz. Öğrenciler yıl boyunca hazırladıkları projelerini sundular ve bunlar bir ön elemeden geçti. Davet edilen projeler ise burada 3 gün boyunca sergilenecek. Perşembe günü gerçekleşecek ödül töreninde dereceye giren öğrenciler Türkiye Finallerine gidecek. Biz bugün 13 proje ile buradayız. Şu an burada 100 proje var. Bunun 13’ü bize ait. Ege Bölgesi’ndeki projelerin yüzde 13’ü Muğla Bilim ve Sanat Merkezi’ne ait. Bilim ve teknoloji kuruluna bu yıl 90 proje ile başvuruda bulunduk. Türkiye bazında en çok proje başvurusu yapan ikinci okuluz. Ege Bölgesi’nde birinci sıradayız. Ege bölgesinde böyle bir başarı yok. Okullardan öğrenciler buraya gelerek geziyorlar. Buradaki projeler günlük hayat problemlerinde çıkardığımız tahlillerdir. Patent ve inovasyon değerine sahip projeler yaptılar” dedi. Yarışmaya katılan Muğla Bilim ve Sanat Merkezi öğrencilerinde Elif Su Demir ise “Benim projem, Bir Doğal Boyar Madde Kaynağı: Xanthoria Parietina. Xanthoria Parietina bir diken türü. Günümüzde sentetik boyar maddelerin özellikle insanlara ve çevreye pek çok etkisi olduğu bilinmektedir. Bu etkileri azaltmak için doğal boyar maddelere ihtiyaç vardır. Xanthoria Parietina’dan elde ettiğimiz doğal boyar maddenin ahşap üzerindeki etkinliğini ortaya koymak projemizin amacıydı ve amacımıza ulaştık. Elbette literatürde bu doğal boyar madde var. Ancak ahşap üzerindeki etkinliğinin olmaması bizim projemizi özgün kılmakta” ifadelerini kullandı.