EKONOMİ - 15 Ağustos 2018 Çarşamba 13:16

ATO Başkanı Baran: "Zaman tereddüt etme veya tedirgin olma zamanı değil"

A
A
A
ATO Başkanı Baran: "Zaman tereddüt etme veya tedirgin olma zamanı değil"

Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Gürsel Baran, "Zaman tereddüt etme veya tedirgin olma zamanı değil.

Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Gürsel Baran, "Zaman tereddüt etme veya tedirgin olma zamanı değil. Zaman, ortaya irade koyarak girişimde bulunma zamanı. ‘Ülkem varsa ben varım’ mantığından hareketle bu süreçte üretici yerli ve yabancı firmaları da duyarlı olmaya davet ediyoruz" dedi.


ATO Başkanı Baran, Yönetim Kurulu üyeleriyle birlikte açıklama yaptı. Baran, yaşanan ekonomik gelişmelere ilişkin ATO’nun oy birliğiyle aldığı kararları açıklayarak, ekonomiyle ilgili değerlendirmelerde bulundu.


"Son günlerde ekonomik cephede bir taarruzla karşı karşıyayız" diyen Baran sözlerini şöyle sürdürdü:


"Başta bankalarımızın genel müdürleri olmak üzere, finans otoriteleri ve iş çevreleri bu dalgalanmanın ekonomik verilere dayanmadığını, siyasi olduğunu ve spekülatif hareketlerin yaşandığını dile getiriyor. Türkiye’nin ekonomik temellerinin sağlam olduğu konusunda herkes hemfikir. Üstelik bu konuda başta en önemli ticaret ortaklarımızdan Almanya ve İtalya olmak üzere dünyanın dört bir yanından ülkemize destek açıklamaları yapılıyor."


15 Temmuz’da istediklerini yapamayanların bugün dolar üzerinden saldırdıklarına dikkat çeken Baran, "Biz göreve geldiğimiz günden bu yana ekonomik cephede teyakkuz halinde olduğumuzu ve milli seferberlik şuuru ile hareket ettiğimizi ilan etmiştik. Ankara Ticaret Odası Yönetim Kurulu olarak, konuyu gündemimize aldık ve toplantımızda detaylarıyla görüştük. Bu toplantıyı da bu nedenle düzenledik" ifadesini kullandı.



Üyelere fon sağlanıyor


Baran, 5174 sayılı Kanun’un verdiği yetki sınırları içinde oy birliğiyle aldıkları kararı şöyle açıkladı:


"Yönetim Kurulu olarak, ATO’nun mevcut hizmet binasının yerine yapmak üzere projesini hazırladığımız ‘ATO Hizmet Binası Projesi’ni erteliyoruz. Bina yapmak için ayıracağımız kaynağı, üyelerimize uygun koşullarda fon sağlamak üzere ayırıyoruz. Daha önce iki kez yaptığımız ve toplamda 2,5 milyar liralık fon oluşturduğumuz düşük maliyetli ‘Nefes Kredisi’ örneklerinde olduğu gibi, üyelerimize yeni bir ‘Nefes Kredisi’ başlatılması için girişimde bulunacağız. Özellikle bu süreçten olumsuz etkilenen ve yerli üretim yapan ATO üyesi firmalarımızın öncelikli olarak desteklenmesi için çalışma yürütüyoruz."



Yerli malına öncelik


Baran, sözlerini şöyle sürdürdü:


"Ankara Ticaret Odası olarak, mal ve hizmet tedarikinde bugüne kadar gösterdiğimiz hassasiyeti daha da artırarak satın almalarımızda yerli malına öncelik tanıyacağız. Satın alacağımız ürünlerde maliyeti yüksek dahi olsa yerli ürünü ithal ürüne tercih edeceğiz. Biz biliyoruz ki, kullandığımız her ithal ürün o yabancı ülkenin istihdamına, üretimine, vergisine katkı sağlıyor. Bu katkının kendi ülkemizde kalmasına bugüne kadar gösterdiğimizin üzerinde itina göstereceğiz. Yaptıkları sözleşmeler gereği, mal ve hizmet tedariklerini döviz ile yapan üyelerimiz mevcut. Bu üyelerimiz dolar merkezli kuşatma nedeniyle büyük sıkıntı yaşamaktalar. Dövize dayalı ihalelerin yeniden gözden geçirilmesi gerekmektedir. Üyelerimizin ödemelerinin tarafların anlaşacağı makul bir döviz kuru üzerinden yapılması için girişimlerde bulunacağız. Mesele acildir. Hiç kimsenin üretmeme, iş yapmama, bekleme lüksü yoktur. Çarkların eskisinden daha hızlı dönmesi için, reel sektöre elimizden gelen tüm desteği vereceğiz. Bu desteği bütün kesimlerden de bekliyoruz."


Baran, aldıkları diğer bir kararı ise şu sözlerle açıkladı:


"Buradan bankalara çağrıda bulunmak istiyoruz. Merkez Bankası’nın bankaların önünü açmak için ortaya koyduğu iradeyi bankalar da reel sektörün önünü açmak için koymalı. Zaman tereddüt etme veya tedirgin olma zamanı değil. Zaman, ortaya irade koyarak, girişimde bulunma zamanı. Ülkem varsa ben varım mantığından hareketle bu süreçte üretici yerli ve yabancı firmaları da duyarlı olmaya davet ediyoruz."



"Üyelerimizi yerli ve milli üretimi desteklemeye davet ediyoruz"


"Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın döviz seferberliği çağrısına ATO olarak tek vücut halinde cevap veriyoruz: ‘Biz de varız’ diyoruz" ifadesini kullanan Baran, "Yarım yüzyılı aşan bir müttefiklik tarihi bulunan ülke, diplomasinin bütün kurallarını hiçe sayıp katlederek Türk mallarına karşı savaş başlattı. Tüm üyelerimizin ve vatandaşlarımızın bu sakat iradeyi ortaya koyanların mallarına karşı gerekli tavrı koyabileceğine inanıyor ve üyelerimizi yerli ve milli üretimi desteklemeye ve tüm alımlarında bu konuya duyarlı olmaya davet ediyoruz" dedi.


Baran, şöyle devam etti:


"Ticaret erbabı olan bizler, cumhuriyetle yaşıt Türkiye’nin ikinci büyük odası olarak, sorumluluğumuzun farkındayız. Daha çok çalışmak, daha çok kazanmak ve kazandırmak, daha çok ihracat yapmak, daha çok istihdam sağlamak bugün hepimiz için vatan borcu. İstiklal şairimiz merhum Mehmet Akif Ersoy ne güzel ifade etmiş: ’Girmeden tefrika bir millete düşman giremez. Toplu vurdukça yürekler onu top sindiremez.’"



"Ankara ekonomisinin kalesi olarak dimdik ayaktayız"


"Gün bu gündür. Gün, el ele, gönül gönüle vererek, yarının güçlü ve büyük Türkiye’si için hep beraber çalışma günüdür" diyen Baran, "Büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi, ‘Bir ulus, sımsıkı birbirine bağlı olmayı bildikçe yeryüzünde onu dağıtabilecek bir güç düşünülemez.’ Bundan bir buçuk yıl önce de söylediğimiz gibi, ekonomik cephede teyakkuzdayız, ATO olarak, Ankara ekonomisinin kalesi olarak dimdik ayaktayız" şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun Yıllık işletme cetvellerinde son tarih 30 Nisan Samsun Sanayi ve Teknoloji İl Müdürü Selahattin Altunsoy, sanayi işletmelerinin ‘yıllık işletme cetvelleri’ni 30 Nisan 2024 tarihine kadar vermeleri gerektiğini hatırlatarak, verilmemesi durumunda işletmelere 8 bin 322 TL idari para cezası uygulanacağının altını çizdi. Müdür Selahattin Altunsoy, sanayi sicil belgesi sahibi işletmelerin 2023 yılına ait yıllık işletme cetvellerini 30 Nisan 2024 tarihine kadar vermeleri gerektiğini hatırlattı. Altunsoy, “Sanayi sicil belgesi alan işletmeler aynı kanunun 5. maddesine göre her yıl vermek zorunda oldukları bir yıllık faaliyetlerini gösteren yıllık işletme cetvellerini takvim yılı sonundan itibaren en geç dört ay içinde (30 Nisan tarihine kadar) bağlı bulundukları İl Sanayi ve Teknoloji Müdürlüklerine bildirmek zorundadırlar. Bu çerçevede sanayi siciline kayıt olan işletmelerin 2023 yılına ait yıllık işletme cetvellerini Sanayi ve Teknoloji Bakanlığınca yayımlanan SGM 2014/11 no’lu Tebliğin 11’nci maddesi uyarınca e-Devlet kapısı veya Bakanlık web sayfası Sanayi Sicil Bilgi Sistemi üzerinden (http://sanayisicil.sanayi.gov.tr) elektronik ortamda vermeleri gerekmektedir. Yoğunluk yaşanmaması için girişler son güne bırakılmamalıdır. Sistem 7 gün 24 saat açık olduğundan mesai saatleri dışında ve hafta sonları da girişler yapılabilir. Söz konusu zorunluluğu yerine getirmeyen işletmelere aynı kanunun ilgili maddeleri uyarınca 2024 yılı için belirlenen 8 bin 322 TL idari para cezası uygulanacağından, ilgililerin cezai müeyyideye maruz kalmamaları açısından 30 Nisan 2024 tarihine kadar 2023 yılı yıllık işletme cetvellerini sistem üzerinden vermeleri önem arz etmektedir. Sanayi işletmeleri tereddüt edilen hususlarda bizzat İl Müdürlüğümüz Sanayi Sicil Birimine müracaat edebileceği gibi kurum telefondan da bilgi ve yardım alabileceklerdir” dedi.
Ordu Topraksız tarım sistemiyle çilek üretimine başladılar: Yıllık kazanç hedefleri 5 milyon TL Ordu’da, aldıkları hibe desteği ile 6 dönümlük serada topraksız tarım uygulaması ile çilek üretimine başlayan çift, yıllık yaklaşık 5 milyon TL kazanmayı hedefliyor. Fatsa ilçesinde yaşayan Özge Arslan ve eşi Uğur Arslan, topraksız tarım ile çilek üretimi yapmaya karar verdi. 2021 yılında aldıkları hibe desteği ile seralarını kuran çift, yaklaşık 10 dönümlük arsa üzerine 6 dönüm çilek serası kurdu. Burada 110 bin fideden yıllık 80-100 ton arası üretim yapan çift, yıllık 5 milyon TL kazanmayı hedefliyor. “Öğretmenliğe hiç başlamadan çilek üreticisi oldum, 6 dönüm alanda 30 dönümlük üretim yapıyoruz” Üniversitenin çocuk gelişimi bölümünden mezun olan yaşındaki Özge Arslan, topraksız tarım uygulaması ile verimin 5 katı arttığını belirterek, “Öğretmenliğe hiç başlamadan ticarete başladım, öncesinde farklı sektörlerde de çalıştık, şuanda çilek üretimi yapıyoruz. Topraksız tarım olduğu için herkes su kültürüyle üretim yaptığımızı zannediyor ancak Hindistan cevizi kabuğu içerisinde yetiştiriyoruz. Toprakta olmayan bütün değerlerin tamamını biz veriyoruz ancak kesinlikle hormon ve genetiği değiştirilmiş organizmalar (GDO) yok. Toprağa göre daha hijyenik ve verim olarak 3-5 kat arası daha verimli. Burası 6 dönümlük sera ancak 30 dönüm toprak üretimine tekabül ediyor” diye konuştu. “2 yılda kendini amorti etti, yıllık 5 milyon TL getirisi bekliyoruz” Serada bulunan 110 bin fidede yıllık 80-100 ton ürün ile yıllık 5 milyon TL getiri beklediklerini söyleyen Özge Arslan, “Getirisinden memnunuz, 2 yıl önce 7 milyon liraya kuruldu, şu an maliyetler arttı ancak bu süre zarfından kendini amorti etti. Zaten kırsal kalkınma projesinden de destek almıştık. İl Tarım ve Orman Müdürümüz Kemal Yılmaz’ın da bizlere çok desteği oldu. İlk yıl 3 milyon TL gibi bir getirisi oldu, bu yıl 5 milyon kadar bir gelir bekliyoruz. Sektör açık, bu kalitede çilek Antalya’da ihracata gidiyor, biz burada iç piyasada satıyoruz. İlerleyen günlerden Karadeniz Bölgesi’nin tamamına yaymayı hedefliyoruz” ifadelerine yer verdi. Uğur Arslan ise eşinin fikri ile topraksız tarım sistemiyle çilek üretimi yapmaya başladıklarını ve başarılı olduklarını dile getirerek, bu tür hibe desteklerinin insanları teşvik ettiğini ve üretime katkı sağladığını söyledi.