Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Mehmet Ceylan, “Yeşil İklim” fonuna ilişkin, “Geçmişte yapılan bu hatanın düzeltilmesini talep ediyoruz. Türkiye gelişmekte olan bir ülkedir. Bu tür fonlara da ihtiyacı vardır. EK-2 listeden EK-1 listesine alınmasını talep ediyoruz” dedi.
Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Mehmet Ceylan ve AB Türkiye Delegasyon Başkanı Büyükelçi Christian Berger, İtalya’nın Ankara Büyükelçisi Mattiolo ve davetlilerin katılımıyla “Avrupa Birliği İklim Eylem Haftası” kapsamında iklim değişikliği ile mücadelede farkındalık oluşturmak amacıyla hazırlanan fotoğraf sergisi Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nda açıldı.
Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Mehmet Ceylan, iklim değişikliği insanoğlunu bekleyen en büyük tehlike olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
“Avrupa Birliği ülkelerinde İklim Değişikliği Eylem Haftası olarak kutlanmaktadır. Bu çerçevede İklim değişikliği ile ilgili mücadele konusunda farkındalık oluşturmak, toplumlarda bilgilendirme, bilinçlendirme oluşturmak maksadıyla bu etkinlikler düzenleniyor. İklim değişikliği günümüzde insanoğlu bekleyen en büyük tehlikelerden birini oluşturmaktadır. Bilim adamlarının raporlarına göre son yüz yılda atmosferdeki karbondioksit oranı yüzde 42 oranında artmış durumundadır. Diğer taraftan dünyanın yüzey sıcaklığı son 150 yılda da bir derece artmış durumdadır. Ülkelerin bütün gayreti, bütün çabası dünyadaki yüzey sıcaklığını iki derece de tutabilmeyi amaçlamaktadır. Eğer 3-4 dereceye çıkacak olursa dünyamız acısından çok büyük bir tehlike, felaket olacaktır. Bunun için başta Birleşmiş Milletler olmak üzere, bütün dünya ülkeleri büyük çaba göstermektedir.”
Paris Anlaşması gereği 100 milyar dolarlık “Yeşil İklim” fonundan yararlanmak istediklerini ifade eden Ceylan, “Türkiye olarak biz üzerimize düşeni yapıyoruz. Türkiye kapasitesinin üstünde iklim değişikliği ile mücadelesini sürdürmektedir. Cumhurbaşkanımızın dirayeti ile Türkiye cesaretli bir şekilde Paris anlaşmasını imzalamıştır. Avrupa Birliği temsilcisine ifade ettim. Türkiye’nin, Paris anlaşmasından beklentileri var. Paris anlaşmasının TBMM’de onay süreci var. Avrupa Birliği ülkeleri iklim değişikliği ile ilgili mücadele konusunda 2020 yılında başlayacak “Yeşil İklim” fonu söz konusudur. Her yıl bu anlamda gelişmekte olan ve geri kalmış ülkelere 100 milyar dolar civarında bir yardım yapılacak. Şuan ki listelere göre Türkiye bu yardımın dışında tutuluyor. Türkiye daha önce EK-2 listesine alınmış. Türkiye’yi gelişmiş ülkeler sınıfında değerlendirmişler. O zaman bir yanlışlık yapılmış, hata yapılmış. Türkiye gelişmekte olan bir ülkedir. Gelir seviyesi bizden çok yüksek olan Singapur bile Yeşil İklim fonundan yararlanabiliyor. Geçmişte yapılan bu hatanın düzeltilmesini talep ediyoruz. Türkiye gelişmekte olan bir ülkedir. Bu tür fonlara da ihtiyacı vardır. EK-2 listeden EK-1 listesine alınmasını talep ediyoruz. İklim değişikliği müzakerelerinde şunu dile getiriyoruz: “Türkiye’ye haksızlık yapılıyor. Bu Yeşil İklim fonundan mutlaka yararlanmalıdır ve listeye alınmalıdır.” Kasım ayında 26’ncı Bakanlar toplantısı yapılacak. Türkiye yine bu konuyu gündeme getirecek. Ümit ederim Türkiye lehine bir karar çıkmasını bekliyoruz. Bu Yeşil İklim fonuna alınıp alınmasak da, çevrenin korunması ve iklim değişikliği ile mücadele konusunda Türkiye kararlılığını sürdürecektir. Biz çevreyi emanet olarak görüyoruz. Gelecek nesillere aktarılması gereken bir değer olarak görüyoruz” dedi.
AB Türkiye Delegasyon Başkanı Büyükelçi Christian Berger, Türkiye ve Avrupa Birliği ülkeleri suyu, havayı ve toprağı koruyor olması hepimizin çıkarına olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
“Biz aynı kıtayı paylaşıyoruz. Aynı hava, su, toprağı paylaşıyoruz. Dolaysıyla Türkiye ve Avrupa Birliğinin birlikte suyu, havayı ve toprağı koruyor olması hepimizin çıkarınadır. Paris Anlaşmasının başarıya ulaşması da bizi çok mutlu etti. Birçok ülke imzaladı. Uluslararası camiada çevrenin korunmasıyla alakalı kararlılığını göstermektedir. Bu anlaşmanın imzalanmasından öte uygulamaya konulması sadece devletlerin ve hükümetlerin yapacağı bir iş değil hepimize rol düşmektedir. İhtiyaç duymuyorsak ışıkları söndürerek biz bu işe başlayabiliriz. En ön noktada hem toplumumuzun kendisi hem de belediyeler çevrenin korunmasında bir numaralı konuma sahiptir. İlk değişikliğiyle alakalı bilinç artırabilmek sivil toplum örgütlerinin de bir numaralı görevidir. Anlaşma ile alakalı dile getirdiğiniz hususları gayet iyi anlıyoruz. Sizin ile birlikte bu konuda çalışmayı devam etmeyi umuyoruz.”
Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Mehmet Ceylan ve AB Türkiye Delegasyon Başkanı Büyükelçi Christian Berger ve İtalya’nın Ankara Büyükelçisi Mattiolo ile birlikte kurdeleyi keserek resim sergiyi ziyarete açtılar.
