POLİTİKA - 25 Şubat 2017 Cumartesi 20:32

Bahçeli: “Başbakan’ın bozkurt işareti eline yakışmış, samimi ve milli duruşuna tam oturmuştur”

A
A
A
Bahçeli: “Başbakan’ın bozkurt işareti eline yakışmış, samimi ve milli duruşuna tam oturmuştur”

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Başbakan Binali Yıldırım’ın bozkurt işareti yapmasına ilişkin yaptığı açıklamada, “Başbakan’ın bozkurt işareti eline yakışmış, samimi ve milli duruşuna tam oturmuştur. Rahatsız olanlar kendi işine bakmalıdır. Ne yapsaydı, başka ülkelerin sembollerini mi kullansaydı? Türk milletinin ferdine bozkurt yapmak düşer, fitnecilere yiyecek ekmek yoktur” dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, resmi Twitter hesabından Hocalı katliamının 25. yılına ve Başbakan Binali Yıldırım’ın partisinin grup toplantısında bozkurt işareti yapmasına ilişkin açıklamalarda bulundu.
Bahçeli Hocalı katliama ilişkin açıklamasında, “Gariplerin devrilen umutları, dökülen kanları insanlığın dip yaptığı, zulmün devleştiği anlarda yayılarak koyu bir örtü gibi dünyayı sarar. Mazlum ahı, kaldırılması en ağır yük, karşılanması en zor külfettir. Tarihin duvarında nice masumun feryadı çınlar, nicesinin iniltisi çağlar! Türklük, asırlarca varlığının bedelini çok acı ödemiştir. Eğer Türk milleti varsa soylu fedakarlıklarıyla soysuz fenalıklara direnmesindendir. Saldırılar Türklüğü durduramadı. Katliamlar Türklüğü pes ettiremedi. Soykırımlar Türklüğün parlak yoluna taş koyamadı. Ve yine koyamayacak. Düşmanlık dumanlarının milletimizi kesif karanlıklar içinde bıraktığı dönemler de bile, ben Türk’üm diyenin aklından teslimiyet geçmedi. Teslimiyet iradenin felç hali, ideallerin ölüm sancısıdır. İlkesizlik ise iradesizliğin duldasında filizlenip tavizkarlıkla serpilir. Hiçbir kötülük unutulmaz. Unutan, karakter ve ahlaki kaliteden bahsedemez. Türk milleti çile çekse de mihnet potasına girmez” ifadelerini kullandı.

“Soykırım suçu işlendi”
“Tam 25 yıl evvel, Dağlık Karabağ’ın Hocalı kasabasında şiddet ve vahşet Azerbaycan Türklüğünün başına yağdı” diyen Bahçeli şunları kaydetti:
“Üstelik soykırım suçu işlendi. Rusların 366. Alayı ve tepeden tırnağa silahlı Ermeni çeteler masum soydaşlarımızı vicdansızca katletti, cellatlar Hocalı’yı kana buladı. Hocalı soykırımında 106’sı kadın,63’ü çocuk olmak üzere 613 kardeşimiz şehit edildi.487 soydaşımız ağır yaralandı, bin 275’i de rehin alındı. Hepimiz Hocalı’nın yasını tutuyoruz. Hepimizin kalbi Hocalı’da atıyor ve işgalin bitmesi için Türklüğün vicdanı sabrediyor, gün sayıyor. Hocalı şehitlerine Allah’tan rahmet diliyor, milletçe bu acının alacaklısı olduğumuzu, 1992’deki caniliğin unutulmayacağını ifade ediyorum.”

“Başbakan’ın bozkurt işareti eline yakışmış, samimi ve milli duruşuna tam oturmuştur”
Başbakan Binali Yıldırım’ın partisinin grup toplantısında bozkurt işareti yapmasını değerlendiren Bahçeli, şu ifadeleri kullandı:
“Cevizi çift görmese ağaca taş atmayacak olan fırsatçılar, kurnazlığın mahkum elebaşları milli hissiyatı anlamaz, milleti tanımaz, tanıyamaz. Hocalı’yı duymamış, duysa bile duyarlılığının öznesi yapmamış çevrelerin uyduruk tezleri, uyuşmuş teklifleri Türk milletini meşgul edemez. Yağmur yağsa yaş görmeyen, dolu yağsa taş değmeyen; tarlası sırtında vızır vızır gezip vıdı vıdı dedikodu yapanlarla zaten yol yürünemez. Derler ki, tazının topal olduğu tavşanın kulağına gidince tavşanı gülme almış. Bu tazının meselesidir. Bozkurt ise alayının ensesindedir. Bozkurt Türklüğün ruh kökü, diriliş sembolüdür. Bağımsızlığımızın rehberi, varoluşumuzun şanlı destanı, milli duruşumuzun şerefidir. Her ülkenin sembolü vardır ve bu gayet normaldir. Mesela Horoz Fransa’ya, Aksungur İzlanda’ya, Bizon Polonya’ya, Kınalı Keklik Irak’a aittir. Kaplan Bangladeş’le, Kartal Mısır’la, Akbaşlı Kartal ABD’yle, Aslan Birleşik Krallık’la, Boğa İspanya’yla, Boz Ayı Rusya’yla özdeşleşmiştir. İbibik Kuşu İsrail’i çağrıştırırken, Panda Çin’i, Kanguru Avustralya’yı hatırlatmaktadır. Türkler ise bozkurt’la anılmaktadır. Birçok ülkenin bayrağında hayvan figürü vardır. Mesela Ekvator’un akbaba, Peru’nun lama, Uganda bayrağında da turna vardır. ABD’de Demokratlar eşek, Cumhuriyetçiler ise fil simgelerini kullanmaktadır. Bunları niçin söylediğim sanıyorum anlaşılmıştır. Başbakan partisinin grup toplantısında yapmış olduğu bozkurt işareti günlerce konuşuldu. İlginçtir ki, siyasi gündem buna göre konuşlandı. Herkes fıtratına uygun görüş sarf etti: Niye yaptı, neden yaptı, ne söylemeye çalıştı? Şeklindeki sualler havalarda uçuştu, ortalığa doluştu. Toz duman geçtikten, her şey yerli yerine oturduktan sonra değerlendirme yapmak için bekledim, izleyip, niyet ve mesaj sahiplerini gördüm. Bir defa, Başbakan’ın bozkurt işareti eline yakışmış, samimi ve milli duruşuna tam oturmuştur. Rahatsız olanlar kendi işine bakmalıdır. Ne yapsaydı, başka ülkelerin sembollerini mi kullansaydı? Türk milletinin ferdine bozkurt yapmak düşer, fitnecilere yiyecek ekmek yoktur. Bozguncular diyor ki, geçmişte bozkurt yapanlar suçlanmış, takibata uğramış. Ben de diyorum ki, samanlıkta iğne aramayın, o devirler geçti.”

“Evet diyerek yeni bir Bozkurt destanı yazacağız”
“‘Havada uçan karakuş sürüleri, ey bozkurt senden geçemez’ diyen Yusuf Has Hacip’in bu sözü Türk devletini yönetenlerin pusulası olmalıdır” diyen Bahçeli, “FETÖ’cülerin yeni sığınağı olduğuna dair şüphe ve soru işaretleri gün geçtikçe yoğunlaşan Aydınlık ve havarileri boşuna el-avuç ovuşturmasın. FETÖ’nün paralı piyonları ve kripto elemanlarıyla Türk düşmanlarının kalemşor ve siyasi tetikçileri harman yeri dişlemesin, pusuda beklemesin. Sayın Yıldırım, siyasi zarafet ve hoşgörü kapsamında bozkurt yapıyorsa, bunu saygı, takdir ve tebrikle karşılamak asıl ve esastır. Büyük alim Yusuf Has Hacip’ten esinlenip diyorum ki: Evet diyerek ‘Kaçana yetişip uçanı tutacağız. Kırığı sarıp bozuğu düzelteceğiz.’ Evet diyerek yeni bir bozkurt destanı yazacağız. Mürüvvete endaze olmaz inancıyla adam gibi, bozkurt ruhuyla evet mührünü basacağız. Bozkurt yapmak ilk bakışta hiç kimseyi MHP’li, ülkücü yapmaz; ama en azından dürüst ve içtense milli ve yerli olduğunu kanıtlar. Evet, insan eşref-i mahlukattır. Bozkurt ise Türk olan insanın medarı iftiharı, tarihin özeti, hayırsızların ve karanlık emellerin engelidir. ‘İnsana yararlı olan miras sözdür. Miras bırakılan sözü tutmanın yararı yüzdür’ der Yusuf Has Hacip. Yüzümüzün kara çıkmaması için evet diyeceğiz. Dikkatle, titizlikle yanılmayacak, yanıltmayacağız. Bunu her zaman aklımızda tutup dünü, dünümüzü, kök ve kaynağımızı unutmayacağız. Yusuf Has Hacip’in duasından ilham alarak sesleniyorum: ‘Ya Rab, devletimizi artır, dileğimizi ver. Her işimizde arka ol, desteğini ver.’ Suyu kesilmiş değirmen gibi patırtı gürültü çıkaran içimizdeki ve dışımızdaki çıkarcılara, dönekliğin markalarına şans ve fırsat tanıma. Açgözlüler, MHP üzerinde hesabı olan vicdanı nasırlılar bilsin ki; ‘Aç kişinin mala doymaz gözü, meğer içine dolmayınca kara yer tozu.’ Milletin gönlüne ilmek ilmek işledik kutlu davamızı, akıl ve ahlakla düşünüp, cesaretle büyüyüp bozkurt gibi Türklüğün şafağında doğduk” dedi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Gaziantep’te esrarengiz patlama sesi korku ve paniğe neden oldu Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde şiddetli bir patlama sesi duyuldu. Bölgede yaşayan vatandaşları tedirgin eden patlama sesi ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatılırken boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durulduğu öğrenildi. Olay, Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde meydana geldi. İddiaya göre, özellikle bölgedeki kırsal Gökçeli Mahallesi’nde yaşayan vatandaşlar bir anda çok yüksek bir patlama sesi duydu. Duydukları sesle korku ve panik yaşayan vatandaşlar 112 Acil Çağrı Merkezi’ne ihbarda bulundu. İhbar üzerine sesin duyulduğu bölgelere jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. Ölen ya da yaralanan kimsenin olmadığı olay sonrası patlama sesinin kaynağı ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatıldı. Olayla ilgili çalışma yapan ekiplerin boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durduğu öğrenildi. Korku ve panik yaşayan vatandaşlar o anları anlattı Yaşadıkları korku ve paniği anlatan Çapan Köse ve Adil Yılmaz isimli vatandaşlar, önce kısa süreli keskin bir ışık gördüklerini sonrasında ise şiddetli bir patlama sesiyle irkildiklerini söyledi. Vatandaşlar, Suriye’ye yakın olduklarını ve oradan bir şey düşme ihtimalinin akıllarına geldiğini de ifade etti. Konu ile ilgili geniş çaplı soruşturmanın sürdüğü bildirildi.
Ankara Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" sergisi Kültür Bakanlığı desteğiyle açıldı Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" isimli resim ve heykel sergisi Kültür ve Turizm Bakanlığının desteği ile Cumhuriyet Müzesi bünyesinde yer alan Sığınak Kültür Sanat’ta açıldı. Gazeteci Hande Fırat’ın “Devriamber” isimli sergisinin açılışı Ankara’da gerçekleştirildi. Sergiye, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Dışişleri Bakan Yardımcısı Yasin Ekrem Serim, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı, TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Hulusi Akar, eski TBMM Başkanı Binali Yıldırım, MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Oktay Vural, Dışişleri Bakanı Başdanışmanı Nuh Yılmaz, AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Ayşe Keşir, Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Ahmet Yener, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkanı Yıldırım Demirören’in eşi Revna Demirören, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Demirören Oktay ve çok sayıda davetli katıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise serginin açılışı için mesaj gönderdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mesajını serginin açılışında gazeteci Hande Fırat okudu. Cumhurbaşkanı Erdoğan mesajında, "Basın ve sanat dünyamızın değerli temsilcileri, kıymetli misafirler, sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Nazik davetiniz için teşekkür ediyorum. Basınımızın önemli isimlerinden Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Sayın Hande Fırat’ın kendi ifadesiyle ’çınarlarını kaybedip kendileri çınara dönen kadınların hikayesini’ anlattığı resim ve heykel sergisinin başarılı geçmesini temenni ediyorum. Başarılı gazeteci kimliğinin yanı sıra, bu sergi vesilesiyle sanatçı yönünü de öğrenme fırsatı bulduğumuz Sayın Hande Fırat’ı tebrik ediyor, kendisine hem meslek hem de sanat hayatında muvaffakiyetler diliyorum. Sizlerin şahsında basın ve sanat camiamızın tüm mensuplarını, sergiye ilgi gösteren tüm sanatseverleri bir kez daha yürekten selamlıyorum” ifadelerine yer verildi. "Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" Fırat, serginin açılışı için Kültür ve Turizm Bakanlığının tüm personeline ve sergiyi açarken kendisine destek olan arkadaşlarına teşekkür etti. Hande Fırat, "Bu sergi, babalarını kaybeden tüm kız çocukları, tüm erkek çocukları ama özellikle kız çocuklarına atfen yapılmıştır. Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" dedi. Devrialem sergisinin farklı bir anlamı olduğunu belirten Bakan Ersoy, "Bir toplumun zenginliği, kültür ve sanatının derinliği ile ölçülüyor. Kültür ve sanat toplumda ne kadar yerleştiyse, toplumda ne kadar kabul gördüyse, o toplumda kültür ve sanat ne kadar iyi üretilebiliyorsa aslında toplum o derece zengin algılanıyor. O açıdan da biz Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak kültür ve sanatı her yönüyle desteklemeyi görev addediyoruz. Sadece sanat üretimi değil, vatandaşlarımızın kültür ve sanata rahat erişimi de çok çok önemli" şeklinde konuştu. Kültür Yolu Festivalleri ile vatandaşların kültür ve sanata rahat ve kolay erişmesini amaçladıklarını belirten Ersoy, "Vatandaşın sanata erişimi yeterli değil. O yüzden kültür ve sanat üretimini artırmak istiyoruz. Kültür sanatın toplumun sadece bir kesiminin ilgilendiği bir etkinlik olmasının dışına çıkmasını, toplumun her kesimlerinin eriştiği bir alan olması için çabalıyoruz. Bu sergide anlamlı bulduğumuz, toplumda bilinirliği yüksek, toplumda yer etmiş kişilerin kültür sanat üretimindeki katkıları, kültür ve sanat üretiminde pay sahibi olmaları aslında sanatın popülaritesini artırıyor" ifadelerini kullandı. Serginin anlamının önemli olduğunu belirten Bakan Ersoy, “Serginizin anlamı da çok önemli. Ben de babamı kaybettim ama sizin gibi genç yaşta kaybetmedim. Genç kızlarımızın 18 yaşına girmeden önce babalarını kaybetmesinin nasıl bir duygu olduğunu, nasıl omuzlara yük getirdiğini kısmen de olsa anlayabiliyorum” diye konuştu. Sergide, tuval üzerine çeşitli malzemeler kullanılarak yapılan tablo ve heykellerden oluşan 40 eser sergileniyor. Sergi 25 Mayıs’a kadar açık olacak.
Bayburt Bayburt’ta 4 kişinin yaralandığı trafik kazası güvenlik kamerasına yansıdı Bayburt’ta iki otomobilin çarpıştığı ve 4 kişinin yaralandığı trafik kazası, güvenlik kamerasına yansıdı. Kaza, Bayburt merkez Tuzcuzade Mahallesi, Sıla Kent Konutları önünde meydana geldi. Kazada ikisi sürücü olmak üzere toplam 4 kişi yaralandı. Camları, aynaları paramparça olan, kaput kısmı tamamen hurdaya dönen iki aracın karıştığı kaza ise etrafta bulunan iş yeri güvenlik kameralarına yansıdı. Bayburt merkez Köprülü Kavşak yönüne seyir halinde bulunan 69 AG 003 plakalı otomobil, şehir merkezi istikametine gelen 69 AS 030 plakalı otomobile dönüş yaptığı esnada çarptı. Çarpmanın etkisiyle yoldan çıkan otomobil etrafta marketin, evlerin bulunduğu yola devrildi. 69 AS 030 plakalı otomobil içerisinde bulunan 1’i sürücü 3 kişi, 69 AG 003 plakalı otomobildeki sürücü yaralandı. Market çalışanlarının ve etraftan geçen vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Devrilen otomobilde sıkışan bir kişi ve diğer 2 yaralı araçtan çıkarıldı, sağlık ekiplerince yaralılara ilk müdahaleleri olay yerinde yapıldı. Yaralılar ambulanslarla Bayburt Devlet Hastanesine tedavileri yapılmak üzere götürüldü. Hurdaya dönen otomobil, olay yerine çağrılan çekici yardımıyla yoldan kaldırıldı. İş yeri güvenlik kameraları tarafından saniye saniye kaydedilen görüntülerde, anayoldan gelen 69 AG 003 plakalı kırmızı aracın, hatalı dönüş yapan 69 AS 030 plakalı araca sert bir şekilde çarptığı görüldü.
Erzincan Erzincan’da tarım bölümü öğrencileri hem öğreniyor, hem üretiyor Erzincan’da meslek lisesi öğrencileri okulun bahçesindeki serada fide yetiştiriciliği yaparak hem öğreniyor hem de ekonomiye katkı sunuyor. Tarım bölümü öğrencileri, serada teorik eğitimlerini uygulama fırsatı buluyor. Erzincan İl Millî Eğitim Müdürlüğü’nün destekleri ile kurulan seralarda sebze fidesi üretim faaliyeti 2020 yılında başlayarak Tarım Alanı öğretmen ve öğrencileri tarafından kurulduğu yıl 30 bin sebze fidesi üretimi gerçekleştirildi. 2021 yılında Covid-19 nedeniyle uzaktan eğitim yapıldığı için, sebze ve aromatik bitki fidesi üretim faaliyetleri öğrencilerin okulda olmaması nedeniyle Tarım Alanı öğretmenleri tarafından yapıldı. Okul serasının üretim kapasitesi, pandemi olmasına rağmen, 2021 yılında iki katına çıkarılarak 60 bin adet fideye ulaştı. 2022 yılında ise mevcut serada tam kapasiteye ulaşılarak 90 bin sebze ve aromatik bitki fidesi üretildi. 2023 yılında da serada 95 bin fide üretimi yapıldı. Bu sene ise 110 bin fide üretimi yapıldı. Serada, domates, biber, hıyar, kabak, kavun, karpuz, lahana, patlıcan ve 3 cins aromatik bitki olarak reyhan, kekik, fesleğen üretimi olmak üzere toplamda 35 farklı tür fide üretimi yapılıyor. Üretimde yerelde halkın lezzet olarak en çok tercih ettiği ata tohumları kullanılmaya özen gösterilirken, ticari anlamda üretim yapmak isteyenler için yüksek verimli hibrit türlerin de üretimi gerçekleştiriliyor. Kullanılan tohumların genelde ata tohumu olması, üretilen fidelerin piyasa fiyatlarına nispeten en az yüzde 30 daha ucuz olması, hastalıklara dayanıklı olmaları, çeşitlerin doğru olarak verilmesi, ticari olarak üretim yapan üreticiler için ise yüksek verimli hibrit türlerin de olması gibi nedenlerden dolayı vatandaşlardan oldukça rağbet görüyor. Erzincan Gül Celal Toraman Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi 11. sınıf öğrencisi Tuba Bakartepe, “Biz derste gördüğümüz teorik işlemleri serada uygulayabiliyoruz. Serada fidelerimizi yetiştiriyoruz. İlaçlaması, gübrelemesi, sulaması hep bizim elimizden geçiyor. Organik gübreyle kendimizin yetiştirdiği fideleri halkımıza sunuyoruz.” dedi. Erzincan Gül Celal Toraman Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdür Başyardımcısı Abdullah Çiftçi’de, “Okulumuzun üretim üssü olan seramızdayız. Bu serada öğretmen ve öğrencilerimizle 100 binin üzerinde fide üretilmiş durumda. Kullanılan tohumların genelinin ata tohumu olması, üretilen fidelerin piyasa fiyatlarına nispeten en az yüzde 20 daha ucuz olması, hastalıklara dayanıklı olmaları, çeşitlerin doğru olarak verilmesi, ticari olarak üretim yapan üreticilerimiz için ise yüksek verimli hibrit türlerin de olması gibi nedenlerden dolayı halkımızın talebi fazla olmaktadır. Ayrıca üretilen fideler sosyal projeler dahilinde ihtiyaçlı ailelere ücretsiz olarak verilerek, öğrencilerimiz nezaretinde söz konusu ailelerin üretim faaliyeti yapmaları ve ailelerin geçimlerine katkı sağlamaları hedeflenmektedir." dedi.