POLİTİKA - 24 Nisan 2017 Pazartesi 13:39

Bakan Arslan: "Ankara-Niğde otoyolunun ihale süreci tamamlandı”

A
A
A
Bakan Arslan: "Ankara-Niğde otoyolunun ihale süreci tamamlandı”

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, Ankara-Niğde otoyolunun ihale süreçlerini tamamladıklarını belirterek, “275 kilometre otoyol artı 55 kilometre bağlantı yolunu oluşturan ihalenin 11 yıl, 10 ay, 17 gün, 3 yıl yapım süresi dahil olmak üzere teklifi veren ERG ve Seza’ya bugün itibarıyla teknik ve mali incelemeler tamamlandı, herhangi bir sıkıntı olmadığı görüldü ve ihalenin verilmesi bugün itibarıyla kararlaştırıldı, hayırlı uğurlu olsun inşallah” dedi.

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, Ankara-Niğde otoyolunun ihale süreçlerini tamamladıklarını belirterek, “275 kilometre otoyol artı 55 kilometre bağlantı yolunu oluşturan ihalenin 11 yıl, 10 ay, 17 gün, 3 yıl yapım süresi dahil olmak üzere teklifi veren ERG ve Seza’ya bugün itibarıyla teknik ve mali incelemeler tamamlandı, herhangi bir sıkıntı olmadığı görüldü ve ihalenin verilmesi bugün itibarıyla kararlaştırıldı, hayırlı uğurlu olsun inşallah” dedi.


Karayolları Bölge Müdürleri Toplantısına katılan Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, “Amacımız ülkemizi hedeflerine eriştirmek. İnsanımızın yaşam konforunu arttırmak, insanımızın erişimini, ulaşımını kolaylaştırmak. Ancak bunu yaparken ülkenin kalkınmasının da bunların bir başka olmazsa olmazı olduğunu unutmadan ekonominin büyümesinin, ticaretin büyümesinin, ülkenin gelişmesinin olmazsa olmazının ulaşım ve erişimi kolaylaştırmak olduğunu da unutmamak gerekiyor. Doğu ile Batı arasında, Avrupa ile Asya arasında, Balkanlarla Kafkasya, Kafkasya ile Orta Doğu arasında köprü konumundayız. Bu köprünün hakkını vermemiz gerekir” ifadelerini kullandı.



“Kuzey Güney Aksı’nda 18 tane koridor belirledik”


“Mekece geçit vermez, Ilgaz geçit vermez, Zigana geçit vermez, Salmankaş geçit vermez, Kop vermez, Ovit vermez, Sabuncubeli vermez, Akdeniz sahil yolu vermez deyip insanımızın konforundan, yaşam standardını yükseltmekten, ticaretimizin önündeki engelleri kaldırmaktan vazgeçecek halimiz yok” diyen Bakan Arslan, sözlerini şöyle sürdürdü:


“İşte onun için de viyadüklerle, tünellerle, köprülerle bütün bu yollarımızı birbirine kolay şekilde bağlıyor ve geçit vermez olan yerleri geçit verir hale getiriyoruz. Her bir tünelin, bulunduğu bölgedeki ticareti ne kadar kolaylaştırdığını, her bir viyadüğün insanımızın yaşamına ne kadar dokunduğunu yaşayarak görüyoruz. 50 kilometrelik tüneller bugün 300 kilometreye gelmiş. Bir başarı ama hedefimiz sadece bu yıl 62 kilometre daha tüneli bitirip insanımızın, ülkemizin hizmetine sunmak. Kuzey Güney Aksı’nda 18 tane koridor belirledik, ben bunu çok önemsiyorum. Batı’da talep olması nedeniyle hep arz oluşturuyoruz, hep ihtiyacı karşılamak adına işler yapıyoruz ama ülkemizin geriye kalan bölgeleri, Doğu’yu da en az o kadar önemsediğimiz için oralarda da arz oluşturuyoruz. Yolları yapıyoruz, köprüleri, tünelleri, viyadükleri yapıyoruz ki onlar da talep oluştursun, oraların büyümesine, gelişmesine katkı sağlasın. Bu dönemde hükümet olarak çok önemli bir uygulama yaptık; Doğu’daki illerle Batı’daki iller arasındaki kalkınmışlık farkını gidermek adına cazibe merkezleri diye bir program uyguladık. Program başladı, oradaki amacımız tam da bu, oralarda yatırımın önünü açacak, sanayileşmenin, endüstrileşmenin önünü açacak kolaylıklar sağlamak ama o kolaylıkları sağladığınızda eğer yolu, demir yolu, hava limanı yoksa biz bu kolaylığı bir ayağı eksik bırakmış oluruz onun da bilincinde olarak ülkenin her yerinde olduğu gibi oralarda da projelerimizi bir bir hayata geçiriyoruz."


"Bütün bu projeleri yaparken şöyle bir eleştiri alıyoruz: ‘Kamu hiç para vermeden yapıyorum diyor ama günün sonunda bu işleri yapan yüklenicilere garantiden kaynaklı bir peşkeş çekiyor’ cümle tam da bu" diyen Bakan Arslan, "Bu kimin cümlesi biliyor musunuz? Büyük fotoğrafı görmeyen, büyük fotoğrafın ne anlama geldiğini bilmeyen ve bizim ulaştırma koridorlarını tamamlamak adına bunların her birinin büyük fotoğrafın tamamlayıcısı olduğunu bilmeyenlerin basit eleştirileri, kolaycılığı. Yaptıklarımızı hakir görmesi, ben yapamadım bu yapıyor, bu yaptığına göre eleştireyim demesi. Kusura bakmasınlar İstanbul-İzmir Otoyolu, yüklenici geliyor 6,5 milyar dolar para yatırıyor. Finansal maliyetiyle, kamulaştırmasıyla neredeyse 10 milyar dolar. Kimse babasının hayrına gelip 10 milyar dolar para yatırıp sonra da 3-5 tane araba geçsin, ondan aldığın para bana yeter demez. Demeyecektir de peki niye yapıyoruz? Hayatı kolaylaştırmak için yapıyoruz” şeklinde konuştu.



“Geçmişte memurun maaşını ödeyemeyenlerin, IMF Türkiye Masası Şefi Cottarelli’nin karşısında el pençe divan duranların uzun vadeli hedefler yapma alışkanlıkları yoktu”


Bakan Arslan, uluslararası arenada yap-işlet-devret modeliyle özel sektör dinamiğini işin içine katıp bir an önce bitirip, hizmete sunmak çerçevesinde garanti vererek projelerine güvendiklerini ortaya koyduklarını söyleyerek, “Günün sonunda garantiden kaynaklı istenen geçiş rakamı olmazsa aradaki farkı kamu olarak biz veriyoruz. Biz veriyoruz ama ülke olarak oluşturduğu katma değerin, ödediğimiz paranın çok çok üzerinde olduğunu biliyoruz. Bizim için önemli olan budur. Yap-işlet-devret modeelinin bir işletme süresi var. Görevli şirket işletmeyi bitirdi, projeyi bize devrediyor, hava limanlarında, deniz limanlarında olduğu gibi. Bize devrettikten sonra da ya işletme hakkını devrediyoruz ya da biz kullanıyoruz. Bu sefer oradan kaynaklı bir gelir elde ediyoruz. Biz bunun da farkındayız ama eleştirenler bütün bunlara bakmadan çok basit, sığ bir metodla fotoğrafın tamamını görmeden bizi eleştirmeye kalkıyorlar. Sorarım size bu yolları, köprüleri, tünelleri yapmazsak 2023 hedeflerine veya sonrasına nasıl yürüyeceğiz? Doğrusu burada eleştirenleri de anlayışla karşılama söz konusu. Geçmişte memurun, işçisinin, emeklisinin maaşını ödeyemeyenleri, IMF Türkiye Masası Şefi’nin Cottarelli’nin karşısında el pençe divan duranların uzun vadeli hedefler yapma şansı yoktu, böyle bir alışkanlıkları da yoktu. O yüzden hedef koyduğunuz zaman 10,20,30 yılı planladığınız zaman sizi anlayamıyorlar. Kusura bakmasınlar da bizim geri dönüp onların anlayışıyla bu ülkeyi idare edecek, aldığımız görevin sorumluluğunu onların anlayışıyla yerine getirecek halimiz yok. Bizim hedeflerimiz büyük, bu hedeflere ulaşmak için de biz bu yolları, köprüleri, tünelleri yapmak zorundayız, yapmak zorundaydık. O zaman ne yapacaktık? Borçlanacaktık, kredi bulacaktık, krediyi nasıl ödeyecektik? Kreditöre şunu mu diyecektik: ‘Vermeseydin krediyi ben kredini geri ödemiyorum mu diyecektik? Bunu demediğimize göre, diyemeyeceğimize göre yap-işlet-devret modeliyle yaptırdığımız bir işte de eğer ortaya koyduğumuz garanti gerçekleşmiyorsa aradaki farkı devlet olarak ödemek zorundayız. Biz fotoğrafın tamamına bakarız, ülkemizin bu anlamdaki gelirine bakarız” değerlendirmelerinde bulundu.



“Büyük düşünemiyorlar, basit düşünüyorlar”


Bakan Arslan, 1915 Çanakkale Köprüsü’nün temelini attıklarını hatırlatarak, “2023’te şanına yakışır biz köprü hizmete sunacağız, o da eleştirildi. Denildi ki: ‘Laf olsun diye 2023 metre ayak açıklıklı bir köprü yapıyorlar, bunların derdi sadece gösteriş’, büyük düşünemedikleri için, basit düşündükleri için böyle söylüyorlar. Avrupa’dan gelen Ege’ye, Batı Akdeniz’e inecek yük hareketinin gelip İstanbul’u, Körfez’i dolaşmasını istemiyoruz: Kısa sürede Ege’ye, Batı Akdeniz’e erişmesini tam tersi Akdeniz’deki yük hareketinin de direk 1915 Çanakkale Köprüsü marifetiyle Avrupa’ya, hedef pazarlara kolay erişmesini istediğimiz için yapıyoruz, bu o bölgenin kalkınması, o bölgelerin büyümesi demek. Doğu-Batı koridorları önemli, onların hepsini yapıyoruz ama bütün bu yük hareketini getirip İstanbul’da şişe boğazı gibi sıkıştırmak da istemiyoruz. Bunun bir alternatifi olarak da 1915 Çanakkale Köprüsü’nü yapıyoruz, buralarını göremiyorlar. Onlar zannediyorlar ki yazın 3 ay tatile giden tatilciler için böyle bir köprüyü yaptık, sadece onlardan gelecek parayı düşündüklerinde de bu köprü yapılamaz diyorlar. Kusura bakmasınlar eğer büyük düşünmezseniz kendi düşünceniz çerçevesinde bir argüman geliştirir, bu argümana göre de büyük düşünenleri eleştirirsiniz. Uzmanların çalışması kapsamında karar; iki bin metrenin üzerinde olan ayak açıklığının doğru olduğuydu, ben iki bin metrenin üzerine çıktıktan sonra da Cumhuriyetin 100. yılında 2023 metreye uygun yaparım o kadar da hakkım olsun kusura bakmasınlar ve devamında ülkeyi bir baştan bir başa bölünmüş yollarla, otoyol ağıyla, demir yolu ağıyla örüyorken, limanlar da yapıyorken eksik halkaları da bir bir tamamlamamız lazım. Menemen, Ali Ağa, Çandarlı, 1915 Çanakkale ile birlikte anlamlıydı, o otoyolu başladık. Ankara-Niğde otoyolu, Edirne’den başlıyorsunuz Ankara’ya kadar otoyolda geliyorsunuz. Niğde’ye kadar boş, Niğde’den sonra da Gaziantep, Şanlıurfa yine otoyolunuz var aradaki eksik halka ne olacak? İşte eksik halkayı gidermek adına Ankara-Niğde otoyolunun da ihale süreçlerini tamamladık, 275 kilometre, 3 gidiş 3 geliş otoyol, 55 kilometre de bağlantı yolları ve tekliflerini 14 Nisan’da aldık, bütün teklif verenlere müteşekkiriz. Ülkemizin önde gelen büyük 10 şirketi 5 ortak girişim oluşturarak tekliflerini verdiler ve en kısa süreyi de ERG İnşaat ile Seza İnşaat vermişti, 4 milyar 31 milyon proje bedelli, 275 kilometre otoyol artı 55 kilometre bağlantı yolunu oluşturan ihalenin 11 yıl, 10 ay, 17 gün, 3 yıl yapım süresi dahil olmak üzere teklifi veren ERG ve Seza’ya bugün itibarıyla teknik ve mali incelemeler tamamlandı, herhangi bir sıkıntı olmadığı görüldü ve ihalenin verilmesi bugün itibarıyla kararlaştırıldı, hayırlı uğurlu olsun inşallah, onlara da bugünden sonra kolaylıklar diliyoruz. Bir an önce yapacaklar, yaparken yine araçlar geçecek, garanti sayısına araçlar erişmezse aradaki farkı biz ödeyeceğiz devlet olarak ama 11 yılın sonunda 4 milyarlık proje bizim olacak. Zaten bizim de işletmesi de bizim olacak. Anlayamadıkları ve bizi sürekli eleştirmiş olmak adına eleştirdikleri konuda bu da hayırlı uğurlu olsun” diye konuştu.


Karayolları Genel Müdürü İsmail Kartal, ise 2017 yılında 640 personelin alımına başlandığını belirterek “İnşallah yıl sonunda 640 personel daha almayı planlıyoruz” açıklamasını yaptı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Gaziantep’te esrarengiz patlama sesi korku ve paniğe neden oldu Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde şiddetli bir patlama sesi duyuldu. Bölgede yaşayan vatandaşları tedirgin eden patlama sesi ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatılırken boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durulduğu öğrenildi. Olay, Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde meydana geldi. İddiaya göre, özellikle bölgedeki kırsal Gökçeli Mahallesi’nde yaşayan vatandaşlar bir anda çok yüksek bir patlama sesi duydu. Duydukları sesle korku ve panik yaşayan vatandaşlar 112 Acil Çağrı Merkezi’ne ihbarda bulundu. İhbar üzerine sesin duyulduğu bölgelere jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. Ölen ya da yaralanan kimsenin olmadığı olay sonrası patlama sesinin kaynağı ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatıldı. Olayla ilgili çalışma yapan ekiplerin boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durduğu öğrenildi. Korku ve panik yaşayan vatandaşlar o anları anlattı Yaşadıkları korku ve paniği anlatan Çapan Köse ve Adil Yılmaz isimli vatandaşlar, önce kısa süreli keskin bir ışık gördüklerini sonrasında ise şiddetli bir patlama sesiyle irkildiklerini söyledi. Vatandaşlar, Suriye’ye yakın olduklarını ve oradan bir şey düşme ihtimalinin akıllarına geldiğini de ifade etti. Konu ile ilgili geniş çaplı soruşturmanın sürdüğü bildirildi.
Ankara Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" sergisi Kültür Bakanlığı desteğiyle açıldı Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" isimli resim ve heykel sergisi Kültür ve Turizm Bakanlığının desteği ile Cumhuriyet Müzesi bünyesinde yer alan Sığınak Kültür Sanat’ta açıldı. Gazeteci Hande Fırat’ın “Devriamber” isimli sergisinin açılışı Ankara’da gerçekleştirildi. Sergiye, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Dışişleri Bakan Yardımcısı Yasin Ekrem Serim, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı, TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Hulusi Akar, eski TBMM Başkanı Binali Yıldırım, MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Oktay Vural, Dışişleri Bakanı Başdanışmanı Nuh Yılmaz, AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Ayşe Keşir, Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Ahmet Yener, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkanı Yıldırım Demirören’in eşi Revna Demirören, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Demirören Oktay ve çok sayıda davetli katıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise serginin açılışı için mesaj gönderdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mesajını serginin açılışında gazeteci Hande Fırat okudu. Cumhurbaşkanı Erdoğan mesajında, "Basın ve sanat dünyamızın değerli temsilcileri, kıymetli misafirler, sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Nazik davetiniz için teşekkür ediyorum. Basınımızın önemli isimlerinden Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Sayın Hande Fırat’ın kendi ifadesiyle ’çınarlarını kaybedip kendileri çınara dönen kadınların hikayesini’ anlattığı resim ve heykel sergisinin başarılı geçmesini temenni ediyorum. Başarılı gazeteci kimliğinin yanı sıra, bu sergi vesilesiyle sanatçı yönünü de öğrenme fırsatı bulduğumuz Sayın Hande Fırat’ı tebrik ediyor, kendisine hem meslek hem de sanat hayatında muvaffakiyetler diliyorum. Sizlerin şahsında basın ve sanat camiamızın tüm mensuplarını, sergiye ilgi gösteren tüm sanatseverleri bir kez daha yürekten selamlıyorum” ifadelerine yer verildi. "Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" Fırat, serginin açılışı için Kültür ve Turizm Bakanlığının tüm personeline ve sergiyi açarken kendisine destek olan arkadaşlarına teşekkür etti. Hande Fırat, "Bu sergi, babalarını kaybeden tüm kız çocukları, tüm erkek çocukları ama özellikle kız çocuklarına atfen yapılmıştır. Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" dedi. Devrialem sergisinin farklı bir anlamı olduğunu belirten Bakan Ersoy, "Bir toplumun zenginliği, kültür ve sanatının derinliği ile ölçülüyor. Kültür ve sanat toplumda ne kadar yerleştiyse, toplumda ne kadar kabul gördüyse, o toplumda kültür ve sanat ne kadar iyi üretilebiliyorsa aslında toplum o derece zengin algılanıyor. O açıdan da biz Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak kültür ve sanatı her yönüyle desteklemeyi görev addediyoruz. Sadece sanat üretimi değil, vatandaşlarımızın kültür ve sanata rahat erişimi de çok çok önemli" şeklinde konuştu. Kültür Yolu Festivalleri ile vatandaşların kültür ve sanata rahat ve kolay erişmesini amaçladıklarını belirten Ersoy, "Vatandaşın sanata erişimi yeterli değil. O yüzden kültür ve sanat üretimini artırmak istiyoruz. Kültür sanatın toplumun sadece bir kesiminin ilgilendiği bir etkinlik olmasının dışına çıkmasını, toplumun her kesimlerinin eriştiği bir alan olması için çabalıyoruz. Bu sergide anlamlı bulduğumuz, toplumda bilinirliği yüksek, toplumda yer etmiş kişilerin kültür sanat üretimindeki katkıları, kültür ve sanat üretiminde pay sahibi olmaları aslında sanatın popülaritesini artırıyor" ifadelerini kullandı. Serginin anlamının önemli olduğunu belirten Bakan Ersoy, “Serginizin anlamı da çok önemli. Ben de babamı kaybettim ama sizin gibi genç yaşta kaybetmedim. Genç kızlarımızın 18 yaşına girmeden önce babalarını kaybetmesinin nasıl bir duygu olduğunu, nasıl omuzlara yük getirdiğini kısmen de olsa anlayabiliyorum” diye konuştu. Sergide, tuval üzerine çeşitli malzemeler kullanılarak yapılan tablo ve heykellerden oluşan 40 eser sergileniyor. Sergi 25 Mayıs’a kadar açık olacak.