POLİTİKA - 24 Ocak 2017 Salı 13:58

Bakan Bozdağ: "CHP, AYM’ye sahte delil üretmek için büyük bir çaba sarf etmiştir"

A
A
A
Bakan Bozdağ: "CHP, AYM’ye sahte delil üretmek için büyük bir çaba sarf etmiştir"

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, "Oylamalar gizli yapılmıştır. CHP, AYM’ye sahte delil üretmek için büyük bir çaba sarf etmiştir. Ama bu çaba boşa biri çabadır. Çünkü AYM zaten oylamanın gizliliğini kendisi de tescil edecektir" dedi.
Adalet Bakanı Bozdağ, katıldığı bir televizyon programında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. CHP’nin anayasa değişiklik teklifiyle ilgili hem usul hem de içerik yönünden Anayasa Mahkemesine başvurmaya hazırlanmasıyla ilgili Bakan Bozdağ, "CHP bu anayasa değişikliğine itirazını rejim değişikliği üzerine oturtuyor. Buna AYM’ye de bu açıdan taşıyacağını ifade ediyor. İlk 4 maddeyi değiştirdiğini ifade ediyor. Bu kocaman yalan. Yani görüşten öte bilerek ve isteyerek yapılan büyük bir çarpıtma olduğunu ifade etmekte fayda görüyorum. Mevcut değişiklik teklifi devletin yönetim şekli olan cumhuriyeti değiştirmiyor. İkinci madde de cumhuriyetin nitelikleri düzenleniyor. Bu niteliklerin hiçbirinde doğrudan veya dolaylı bir değişiklik yok. Üçüncü maddesi de başkenti, resmi dili, bayramı, milli marşı, ülkenin bölünmez bütünlüğünü düzenliyor. Onlarda da en ufacık bir değişiklik yok. Doğrudan veya dolaylı bir değişiklik yok. Dördüncü maddeyle ilgili de bir değişiklik yok" diye konuştu.

"İlk defa bu teklif doğrudan vatandaşa ülkeyi yönetecek iktidarı seçme yetkisi veriyor"
"Burada eğer bir rejim değişikliği olacaksa işin esasını bilen herkesin ifade ettiği gibi rejimin niteliklerinin değişmesi gerekir" ifadesini kullanan Bozdağ, "Cumhuriyet yönetim şekli bunun nitelikleri var. Bunlarda bir değişiklik olması lazım. Şuanda hiç kimse cumhuriyetin niteliklerinde doğrudan ya da dolaylı bir değişiklik olduğunu iddia edemez. Ama taraf olmuş kişi bunun aksini iddia edebilir. Aksine bu teklif cumhuriyetin niteliklerinden olan demokratik devlet niteliğini hukuk devleti niteliğini güçlendirmektedir. Demokratik devlet niteliğini güçlendiriyor çünkü bugüne kadar bizim anayasamız doğrudan vatandaşımıza sadece yasamayı seçme yetkisi veriyor. 2007 referandumundan sonra doğrudan cumhurbaşkanını seçme yetkisini verdi. Bu egemenliğin doğrudan halk tarafından kullanılması bakımından son derece önemli. Demokratik hukuk devletinin gereklerine de son derece uygundur. Ama bugüne kadar Türkiye’nin anayasaları vatandaşa doğrudan yürütme seçme yetkisi vermemiştir. İlk defa bu teklif doğrudan vatandaşa ülkeyi yönetecek iktidarı seçme yetkisi veriyor. Bu düzenlemeyle vatandaş doğrudan hükümeti seçecek, yürütmeyi seçecek. Yürütme doğrudan vatandaşın güvenine dayanacak. Ben sorarım bu demokratik devlet için daha uygun bir değişiklik değil midir? Vatandaşın iradesiyle seçtiği parlamentonun içinden çıkması mı daha demokratiktir, yoksa yürütmenin doğrudan vatandaşın iradesiyle sandıktan çıkıp vatandaşın güvenine dayanması mı daha demokratiktir, elbette ki sandıktan çıkması daha demokratiktir. Hukuk devletini de güçlendiren adımlar atıldı. Yargı yetkisinin bağımsız mahkemelerce kullanılması şimdi ona tarafsızlığı ekliyoruz biz" açıklamasında bulundu.

"Oylamalar gizli yapılmıştır, CHP AYM’ye sahte delil üretmek için büyük bir çaba sarf etmiştir"
CHP’nin usül yönünden itirazlarına ilişkin ise Bozdağ, şunları kaydetti:
"CHP burada yine rejim konusundaki itirazı gibi haksız itiraz yapmaktadır. Türkiye’nin bu anayasa değişikliği rejimi kesinlikle değişmemekte. Sadece hükümet sistemine dair bir değişiklik öngörüyor. CHP AYM’ye bu meseleyi götürmek istiyor. Götüreceği zaman elinde dayanak olması lazım. Rejimle ilgili iddiaların dayanak olmayacağını kendisi bizden çok daha iyi biliyor ama bunu halka dönük propaganda için biraz kullanmak için köpürtüyor ve AYM’ye taşıyor. Oyların kullanış şekline ilişkin ise CHP şekil yönüyle bir denetim malzemesi üretmeye çalıştı. Anayasa diyor ki; ’anayasa değişikliklerinin oylaması gizli yapılır’ diyor. Bu gizliliğe ilişkin usül de TBMM iç tüzüğünün 148’incisi maddesinde düzenlenmiş. Değişikliğin gerek tümünün oylanması gerek maddelerin oylanması gerek birinci tur, gerekse ikinci tur oylamalarının tamamı gizlilik kuralına uygun bir biçimde yapılmıştır. Gerek AK Partili milletvekilleri gerek MHP’li milletvekilleri gerekse diğer partili milletvekillerinin tamamı oylarını anayasa ve iç tüzüğün öngördüğü gizlilik kuralına uygun bir şekilde kullanmışlardır. Ancak CHP, AYM’ye açacağı davaya sahte delil üretmek maksadıyla daha ilk günden başlayarak oylamalar gizliliğe riayet edilmeyerek yapılıyor diye itirazlarda bulunmuştur. Neredeyse her maddede CHP’nin grup başkanvekili veya milletvekili bu yönde ifadeleri zapta geçirmeye çalışmış, oylama sonuçlarını açıklayan divan tutanaklarına şerhler düşmeye kalktılar. Bunların tamamı divandaki üyenin iradesiyle değil, grubun o üyeye talimata üzerine yapılmak istenen işlerdi. Kamera getirdiler içeri hukuka aykırı bir şekilde orada kamerayla herkesin nasıl oy kullandığını kayıt altına aldılar. Buradan AYM’ye bak işte oylamalar gizliliği ihlal edilerek yapılıyor demek için bunu yaptılar. Oylamalar gizli yapılmıştır. CHP, AYM’ye sahte delil üretmek için büyük bir çaba sarf etmiştir. Ama bu çaba boşa biri çabadır. Çünkü AYM zaten oylamanın gizliliğini kendisi de tescil edecektir. CHP’nin yaptığı bu kamera kayıtlarının tamamı da esasında hukuka aykırıdır ama öte yandan da oylamanın gizliliğini gösteren de bir yönü vardır. Ben AYM’den bu yönde bir olumsuzluk çıkacağı kanaatinde değilim. Bu bir iddiadan öteye geçmeyen CHP’nin delil üretme gayretinden başka bir şey değil."

"Bu çok büyük bir çelişkidir"
Bozdağ, partili cumhurbaşkanı tartışmalarına ilişkin, belediye meclis üyelerinin, belediye başkanlarının, milletvekillerinin, başbakanın, meclis başkanının partili olduğunu ve bunların bağımsız ve tarafsız görev yaptığının kabul edildiğini ifade ederek "’Türkiye’nin Cumhurbaşkanı partili olursa o herkese eşit olamaz herkesin cumhurbaşkanı olamaz tarafsız olamaz diye itirazda bulunacağız’ bu çok büyük bir çelişkidir. Cumhurbaşkanları bugüne kadar Türkiye’de gelmiş geçmiş bütün cumhurbaşkanları bir partinin kağıt üzerinde olmasa bile gönülden bağlısıdır. Takvimi referandumdan sonra o kendi içerisinde ortaya çıkaracak takdire göre olacak. Şimdiden kalkıp hemen şöyle olacak, böyle olacak demeyi ben doğru görmüyorum. Referandumdan geçtikten sonra süreç zaten kendiliğinden işleyecektir" değerlendirmesinde bulundu.

"Tarafsızlığı siz eserlerinize yansıtacaksınız”
Cumhurbaşkanlığı yemin metninin değişip değişmeyeceğiyle ilgili Bozdağ, "Tamamen çarpıtma bir değerlendirme. Muhalefet partisi bunu söylüyor. Belediye başkanı seçiliyor İstanbul’a İzmir’e. İzmir’in CHP’li, İstanbul’unki AK Partili, Adana’nın ki de MHP’li bunlar seçilirken parti adına propaganda yapmadı mı partinin adayı olarak çıkmadılar mı? Seçilirken propaganda yaparken kullandığınız dille, seçildikten sonra yaptığınız iş birbirinden ayrıdır. Tarafsızlık kağıt üzerinde bir lafı söylemekle değil, icraatlarla olur. Eserlerinizle yaparsınız bunu. Biz hükümet olarak geldiğimiz günden bugüne Türkiye’nin belediyesi bizde olsun olmasın yerel yönetimi farklı elde olsun hepsine eşit muamele yaptık. Hizmetleri Türkiye’nin her tarafına götürdük. Tarafsızlığı siz eserlerinize yansıtacaksınız. Süleyman Demir, Özal partisiz miydi? Amerika’da Donald Trump seçildi, partili mi? Partili. Bütün Amerikalılara başkanlık yapıyor, hizmetini yapıyor, kimse orada tarafsızlık tartışması yapmıyor. Fransa’da devlet başkanı partili, Fransa anayasası partili, orada bu tartışma yapılmıyor. Türkiye’ye gelince başbakan için yapılmıyor. Belediye başkanı için hak gördüğünüze o yapar tarafsız hizmetini, başbakan bunu yapar ama cumhurbaşkanı olursa bunu yapamaz demek karalama kampanyasının değirmenine su taşımaktan ve halkı aldatmaktan başka bir şey değildir. Siz icraata bakacaksınız. AK Parti’nin icraatları ortada" ifadelerini kullandı.

"Cumhurbaşkanının bütün eylem ve işlemleri idari yargının denetimine de sınırsız açılıyor"
Cumhurbaşkanına bağlı bir yargı oluşacağı iddialarına değinen Bakan Bozdağ, şöyle konuştu:
"Mevcut anayasada yargının bağımsızlığı var ama tarafsızlığı yok. Biz tarafsızlığını anayasal müessese olarak anayasal güvenceye kavuşturuyoruz. Cumhurbaşkanını bugün sadece vatana ihanetle suçlandırabilirsiniz. Cumhurbaşkanına siyasi sorumluluk getiriliyor. Vatana ihanet dışında işlediği bütün suçlarla ilgili cumhurbaşkanına cezai sorumluluk getiriliyor. 600 vekile çıkmasına rağmen 400 vekille. 550’de 413 vekilin kararıyla oluyor. Cumhurbaşkanının resen imzaladığı emir ve kararlar ile tek başına imzaladığı işlemler aleyhine yargı yoluna dahi müracaat yok. Şimdi cumhurbaşkanı resen imzaladığı emir ve kararlar ve tek başına yaptığı işlerin tamamına karşı yargı yolu açılıyor. Bütün bunlar hukuk devletini güçlendiriyor. Cumhurbaşkanının bütün eylem ve işlemleri idari yargının denetimine de sınırsız açılıyor. Yargıyla ilgili kısma gelince yüksek yargıyla ilgili kısma gelince burada yeni bir değişiklik yok. HSYK’nın Meclis tarafından üye seçimi dışında yeni olan bir şey yok. 17 üyesi vardı, bunun 2’si azalıyor, gerisi aynen muhafaza ediliyor. Bugüne kadar nasıl seçiliyorsa öyle seçiliyor. Cumhurbaşkanı kendisine öneriler arasından seçiyor. Danıştay üye seçiminde anayasa cumhurbaşkanına yetki vermiş dörtte birini seçebilir. Burada bir değişiklik yok."
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara YSK Başkanı Yener: “YSK seçimlerin güvenli bir ortamda gerçekleşmesi için tüm tedbirlerini almıştır” Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Başkanı Ahmet Yener, “Yüksek Seçim Kurulu şu an il ve ilçe seçim kurullarıyla birlikte tüm ülke çapında seçimlerin güvenli, sağlıklı ve huzurlu bir ortamda gerçekleşmesi için tüm tedbirlerini almıştır“ dedi. Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi Seçim Gözlem Misyonu tarafından Yüksek Seçim Kurulu’na (YSK) ziyaret gerçekleştirildi. Ziyarette 31 Mart tarihinde yapılacak Mahalli İdareler Genel Seçimleri masaya yatırıldı. Heyet yaklaşık 1 saat süren toplantının ardından YSK Genel Merkezi’nden ayrıldı. Toplantı çıkışında YSK Başkanı Ahmet Yener, basın mensuplarının seçimlere ilişkin sorduğu soruları yanıtladı. Yener, 31 Mart tarihinde gerçekleşecek seçimlerle ilgili olarak YSK il ve ilçe seçim kurulları son hazırlıklarını yaptığını belirterek, “Şu an itibarıyla seçimlere hazır vaziyetteyiz. Seçimlerin Türk halkına ve demokrasiye hayırlı olmasını diliyorum. Bugün de YSK’de Avrupa Parlamentosundan bir heyeti ağırladık. Onlarla karşılıklı fikir alışverişinde bulunduk. Şu an için bizler seçim için hazırız sağlık ve huzurlu bir seçim ortamı diliyoruz” ifadelerine yer verdi. “YSK seçimlerin güvenli, bir ortamda gerçekleşmesi için tüm tedbirlerini almıştır” Seçim güvenliği hakkında sorulan soruları yanıtlayan Yener, “Yüksek Seçim Kurulu şu an itibarıyla il ve ilçe seçim kurullarıyla birlikte tüm ülke çapında seçimlerin güvenli, sağlıklı ve huzurlu bir ortamda gerçekleşmesi için tüm tedbirlerini almıştır. Bundan sonra da vatandaşlarımızın 31 Mart tarihinde yapılacak seçimde sandığa gidip oylarını kullanmalarını diliyoruz. Son iki günümüzde de seçim çalışmalarımıza ve kurul toplantılarımıza devam ediyoruz” ifadelerini kullandı. “YSK’nın aldığı karar ile oy sayım ve döküm işlemlerine aralıksız devam edilmesini hüküm altına almış” Yener, YSK’nın ‘iftar dolayısıyla oy sayımına ara verilmemesi’ kararını da değerlendirerek, “1973 ve 2024 yılında seçimler ramazan ayına denk geldi. YSK seçim mevzuatını ve yasaları uygulamakla yükümlü bir kurum. Yasal düzenlemede seçim iş ve işlemlerinin aralıksız devam edeceğini düzenlediği için YSK’nın da dün almış olduğu kararda seçimler bittikten sonraki oy sayım ve döküm işlemlerine aralıksız devam edilmesini hüküm altına almış ve bu konuda il ve ilçe seçim kurullarının, sandık kurullarının tereddütleri giderilmiştir. Bunun da ramazan ayında oruçlu sandık görevlilerinin herhangi bir zorlukla karşılaşacağı anlamını çıkarmamak gerekiyor. Biz inanıyoruz ki tüm siyasi partilerimiz sandık görevlilerimizin bu konudaki ihtiyaçlarını gidereceklerdir. Aynı zamanda da oy sayım işlemleri de aralıksız devam edecektir” açıklamasında bulundu.
İstanbul Tüpraş ilk Entegre Faaliyet Raporu’nu yayımladı Tüpraş, bu yıl ilk Entegre Faaliyet Raporu’nu yayımladı. Raporun içeriğinde, yıl boyunca gerçekleştirilen faaliyetlerin yanı sıra, sürdürülebilirlik çalışmaları çok boyutlu olarak paylaşılıyor. Tüpraş, finansal ve finansal olmayan performansını; çevresel, sosyal ve yönetişim alanlarındaki çalışmalarını odağına alarak 2023 Entegre Faaliyet Raporu’nu kamuoyuna sundu. Şirket, rapor aracılığıyla; yıllık faaliyetlerini, çifte önemlilik yaklaşımıyla belirlediği öncelikli konuları ve etki boyutlarını, Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’na katkılarını ve hedeflerini, paydaşlarına ürettiği değeri, Stratejik Dönüşüm Planı kapsamında gelişmeleri, kurumsal yönetim ve risk yönetimi anlayışını detaylı olarak paylaştı. Şirketin 2023 Entegre Faaliyet Raporu birçok öncü ve örnek çalışmayı barındırıyor Tüpraş Entegre Faaliyet Raporu, IFRS Vakfı (IFRS) Entegre Raporlama Çerçevesi dikkate alınarak, Küresel Raporlama Girişimi (GRI) tarafından yayımlanan Petrol ve Gaz Sektörü Standardı ile Sürdürülebilirlik Muhasebesi Standartları Kurulu (SASB) Petrol ve Gaz Endüstrisi Rafinaj ve Pazarlama Standardı yaklaşımlarına uyumlu olarak hazırlandı. Bağımsız Denetim kapsamına dahil edilerek doğrulatılan 271 adet sürdürülebilirlik performans göstergesi de dahil olmak üzere Entegre Faaliyet Raporu’nda yer alan tüm veriler ilk kez Tüpraş ve bağlı ortaklıklar için konsolide edilerek kamuoyuyla paylaşıldı. Küresel sürdürülebilirlik endekslerinin beklentilerini karşılayan toplam 85 yeni performans göstergesi raporda ilk defa yer aldı. Şirket, Sera Gazı Protokolü’ne (GHG Protokol) göre toplam 15 kategoride detaylı bir Kapsam 3 emisyon analizi gerçekleştirdi ve 2017 baz yılından itibaren tüm geçmiş emisyonlarını (2017-2023) ISO14064 standardı doğrultusunda, üçüncü taraf bağımsız kuruluşlara doğrulattı. Şirketin operasyonları nedeniyle değer zincirindeki dolaylı emisyonlara karşılık gelen Kapsam 3 emisyonları 2023 Entegre Faaliyet Raporu kapsamında ilk kez kamuoyuyla paylaşıldı. Bu yıl ilk kez yürütülen ‘Çifte Önemlilik Çalışması’ ile şirketin öncelikli sürdürülebilirlik konuları belirlendi ve çevresel ve sosyal etkilerinin yanı sıra Tüpraş operasyonlarına olan finansal etkileriyle birlikte değerlendirmeye alındı. Bu doğrultuda Paydaş Analizi çalışması yenilenerek tüm rapor kurgusunu şekillendiren öncelikli konular ilgili paydaşların görüşleri alınarak raporda yer aldı. Ayrıca, şirket yatırım harcamaları, operasyonel harcamaları ve gelirleri; çevresel sürdürülebilir faaliyetleri sınıflandıran Avrupa Birliği Taksonomisi kapsamında ilk kez değerlendirildi ve sonuçları 2023 Entegre Faaliyet Raporu’nda yayımlandı. Gönüllü olarak yapılan bu çalışma kapsamında şirket yatırımları, operasyonel harcamaları ve gelirleri bağlı ortaklıklarla konsolide edilerek uluslararası ölçekte kabul görmüş bir metodolojiyle, çevresel sürdürülebilirlik hedeflerine ne derece uyumlu olduğu kamuoyu ile paylaşıldı. İlk kez yer alınan CDP Karbon Saydamlık Projesi’nde ‘B’ yönetim seviyesi notu Tüpraş’ın yıllardır istikrarlı olarak raporladığı sürdürülebilirlik performansı, bağımsız değerlendirme kuruluşları tarafından değerlendirilerek skorlarda sürekli olarak iyileşme hedefleri arasında yer alıyor. Bu doğrultuda ilk kez dahil olduğu CDP Karbon Saydamlık Projesi’nin ’Su Güvenliği’ ve ’İklim Değişikliği’ programlarında ‘B’ Yönetim Seviyesi notu ile derecelendirilen şirket, petrol sektöründe faaliyet gösteren ve CDP tarafından ’Su Güvenliği’ programında değerlendirmeye alınan şirketler arasında üst sıralarda yerini almış oldu. Şirket, 2023 yılında küresel arenada en büyük kurumsal sürdürülebilirlik girişimlerinden biri olan Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi’nin (UN Global Compact) imzacısı olarak, sözleşmenin insan hakları, çalışma standartları, çevre ve yolsuzlukla mücadele alanlarındaki 10 temel evrensel ilkesine uygun davranacağının taahhüdünü de veriyor. Avrupa su pazarının lider paydaş kuruluşu Water Europe’a katılan Tüpraş, aynı zamanda Avrupa odaklı yeşil hidrojen çalışmalarına yön veren Hydrogen Europe üyesi olarak öne çıkıyor.
Bursa Bozbey: “Bursa’yı tanıştıracağımız metrobüs için ön siparişi verdik” Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mustafa Bozbey, projeleri yer arasında alan metrobüs hattı için İnegöl’deki bir üretim fabrikasında incelemelerde bulunarak ön siparişi verdi. 31 Mart yerel seçimlerine sayılı günler kala Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mustafa Bozbey, temaslarda bulunmak üzere İnegöl’de bir metrobüs fabrikasını ziyaret etti. Ulaşım projeleri çerçevesinde Bursalılara metrobüs sözü veren Bozbey, girişimlerine seçimden önce başladı. Bursa’yı metrobüs ile tanıştırmaya hazırlanan Bozbey, CHP İnegöl Belediye Başkan Adayı Ali Doğan ve Ulaşım Group Şirketler Genel Müdürü Şaban Baka ile birlikte 3 kabinden oluşan 25 metre uzunluğunda 281 yolcu kapasiteli metrobüsü gezerek incelemelerde bulundu ve ön siparişini verdi. Ardından montaj ve üretim alanını gezen Bozbey, düşük alt yapı maliyetiyle daha çok yolcuya hizmet verme amacı güden metrobüsün yapım aşaması hakkında bilgi aldı. Bozbey’e yapılan sunumda İstanbul’da aktif olarak faaliyet gösteren metrobüsün özellikleri aktarıldı. Çevreye daha az emisyon salgıladığı için çevre dostu özelliğiyle de ön plana çıkan metrobüsün yüzde 38 oranına eğime kadar çıkabildiği bilgisi de verildi. Sunum ve bilgi aktarımından dolayı yetkililere teşekkürlerini ileten Bozbey, “Bursa’ya ilk kez metrobüsü getireceğiz dedik. Buraya da inceleme yapmaya ve ön sipariş vermeye geldik. Şehir içi ulaşımını çözecek ve trafiği büyük ölçüde rahatlatacak metrobüs hattımız ile vatandaşlarımız raylı sistemin bittiği Emek durağından metrobüse binecek ve Mudanya iskelede inecek. 1 Nisan’dan itibaren hemen çalışmalara başlayacağız” dedi.
Tokat Niksarlı 301 çiftçiye nohut ve ayçiçeği tohumu dağıtıldı Tokat’ın Niksar ilçesinde çiftçilere TAKE projesi kapsamında 2 bin kilogram nohut ve 261 torba ayçiçeği tohumu dağıtıldı. Niksar İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından ilçedeki 301 çiftçiye 2 bin kilogram nohut ve 261 torba ayçiçeği tohumu dağıtımı yapıldı. İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü’nde düzenlenen dağıtım töreninde konuşan Niksar Kaymakamı Ekrem Çeçen üreticilere bol kazançlar dileyerek; “Öncelikle Ramazan’ınız tekrardan mübarek olsun, hayırlı Cumalar diliyorum. Biliyorsunuz Bakanlığımız birçok alanda destekleme veriyor. Şu anda burada yapılan çalışma da proje kapsamında nohut ve ayçiçeği desteğimiz. Nohutta yüzde 60, ayçiçeğinde yüzde 50 oranında bir destekleme olacak. İnşallah sizler ve ilçemiz için bu mübarek ayda dağıtacağımız tohumlardan hayırlı ürünler elde etmek nasip olur. Şimdiden hayırlı olsun diyorum, emeği geçen herkese saygılar sunuyorum” dedi. Daha sonra proje ile ilgili bilgiler veren İlçe Tarım ve Orman Müdürü Namık Özdüzgün; “Bugün Bakanlığımız tarafından desteklenen ayçiçeği ve nohut, aynı zamanda bölgemiz için önemli olan ve ilçemiz için stratejik bir öneme sahip bu ürünün dağıtımını yapmak için toplanmış bulunuyoruz. Görmüş olduğunuz tohumlar 50 kg. Çuvallara sahip. 10 dekar üzerinden bir hesap yaptık. 10 dekar üzerinden sağlamış olduğumuz destek miktarı 3 bin TL, yani kilogramına 30 TL destek sağlıyoruz. Bu tohumun kilosunu 50 TL’den satın aldık, 20 TL’sini vatandaşımız veriyor, 30 TL’sini devletimiz karşılıyor. Yaklaşık olarak yüzde 60 oranında bir desteklemeye sahip. Sadece destek bu kalemle bitmiyor, mazotta da desteğimiz de var. Dekara 124 TL veriyoruz. Toplamda 10 TL’den 10 dekar için 1240 TL’den mazot ve gübre desteği veriyoruz. Tabi çiftçi kayıt sistemine dahil olması gerekiyor. Tohum kendisinden ilaçlı, bu tohumluk bir çeşittir” diye konuştu. Tohum dağıtımına Kaymakam Ekrem Çeçen, İlçe Tarım ve Orman Müdürü Namık Özdüzgün, İlçe Müftüsü İlhami Şahin ile çiftçiler katıldı.
Kayseri Eyvan Sohbetleri’nin konusu ’Kayseri’de Ramazan gelenekleri’ oldu Kayseri Valiliği ve Büyükşehir Belediyesi iş birliğinde geleneksel hale getirilen Eyvan Sohbetleri kapsamında Ramazan ayının, insanların maneviyatını güçlendiren ve toplumsal anlamda birlik ve beraberliğini arttıran Kayseri’deki Ramazan geleneği ele alındı. Kayseri Valiliği ve Büyükşehir Belediyesi iş birliğiyle düzenlenen ’Eyvan Sohbetleri’ programı Hunat Hatun Kültür ve Sanat Merkezi’nde gerçekleştirildi. Eyvan Sohbetleri programı, şehirdeki kültürel etkinliklerin ve toplumsal değerlerin paylaşımı için önemli bir imkân sunuyor. Bu çerçevede, Mülkiyeliler Derneği Kayseri Şube Başkanı Ali Rıza İncetan tarafından gerçekleştirilen sohbette, Kayseri’de Ramazan’a özgü gelenekleri ve bu geleneğin toplumsal hayata etkileri anlatıldı. Sohbette, Ramazan ayında iftarda ve sahurda hangi yemeklerin yapıldığı, davul çalma geleneğiyle insanların sahura kalkmaya teşvik edilmesi ve oruç tutanların uyandırılması gibi konuların yanı sıra fitre ve zekât vermenin önemi, teravih namazında camilerin dolup taşması, Kayseri ketesinin nasıl yapıldığı ve çocuklara bayram harçlığı gibi hayatın içindeki bilgiler paylaşıldı. Eyvan Sohbetleri programında ayrıca Ramazan ayının manevi ve sosyal açıdan önemi vurgulanarak, bu kutsal ayın toplumsal yaşamımıza olan katkılarına da yer verildi. Eyvan Sohbetleri programına Kayseri Vali Yardımcısı Ömer Tekeş, Kayseri İl Kültür ve Turizm Müdürü Doç. Dr. Şükrü Dursun ve vatandaşlar katıldı.