EKONOMİ - 09 Şubat 2018 Cuma 10:40

Bakan Tüfenkci, Çin’de E-ticaret konferansına katıldı

A
A
A
Bakan Tüfenkci, Çin’de E-ticaret konferansına katıldı

Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, e-ticaretin önündeki en büyük engelin “güven sorunu” olduğunu belirterek, “Ülkelerin e-ticarette güvenlikçi politikalardan uzaklaşarak kuralları eşit, adil ve küçük işletmeleri kapsayacak şekilde düzenlemesi gerekiyor" dedi.

Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, e-ticaretin önündeki en büyük engelin “güven sorunu” olduğunu belirterek, “Ülkelerin e-ticarette güvenlikçi politikalardan uzaklaşarak kuralları eşit, adil ve küçük işletmeleri kapsayacak şekilde düzenlemesi gerekiyor" dedi.


Bakan Tüfenkci, Çin’in başkenti Pekin’de 1. Küresel Sınır Aşan E-Ticaret Konferansı’na katıldı. Ulusal Kongre Merkezi’nde düzenlenen konferansta Tüfenkci, e-ticaretin yaygınlaştırılması, e-ticarette güven sorunu ile küçük ve orta ölçekli işletmelerin (KOBİ) desteklenmesinin önemine değindi. KOBİ’lerin yurt içi ve yurt dışı pazarlara ulaşmasına dikkat çeken Bakan Tüfenkci, e-ticaret ile işletmelerin ürünlerini ucuz bir şekilde dünya pazarına sunabildiğini, farklı tedarikçilere daha kolay ulaşabildiğini, alım ve ödeme süreçlerini daha da kısaltabildiğini belirtti. Bu kapsamda KOBİ’lerin ithalat ve ihracata yönelik e-ticaret yapabilmesi için uluslararası rekabet koşullarının iyileştirilmesi gerektiğini söyleyen Tüfenkci, KOBİ’lere hukuksal, teknolojik ve finansal destek sunulması gerektiğini ifade etti. Geleneksel yerel odaklı pazar kavramının değişip tüm dünyayı kapsayan küresel pazara evrildiğini hatırlatan Bakan Tüfenkci, e-ticarette eğitim ve geliştirme faaliyetlerinin hızlandırılması gerektiğinin altını çizerek sözlerini şöyle sürdürdü:


“Yerel küçük işletmelerin tüm dünya pazarına hitap edecek şekilde donanıma sahip olması için iyi bir eğitim verilmesi gerekiyor. İşletmelerin yüzde 98’inin KOBİ’lerden oluştuğu bir ülke olarak Türkiye, eğitim ve geliştirme faaliyetlerine büyük önem veriyor. E-ticaret önündeki mevzuat engellerini, uygulamada karşılaşılan sorunları tespit etmek adına çalışmalar yürütüyoruz. Bakanlık olarak e-ticaret konusunda lojistik, güvenlik, eğitim, izleme ve değerlendirme gibi çok sayıda alanda kapsamlı faaliyetlerimiz bulunuyor."



Güven sorununu aşmak için “Güven Damgası” uygulamada


Bakan Tüfenkci, e-ticaret yaparken karşılaşılan problemlerin başında güven meselesinin geldiğini vurgulayarak, "Türkiye’de Çin’den sipariş edilen bir ürünün doğru olarak teslim edilmediği zaman hangi mekanizmaların devreye gireceği gibi konular, tüketici haklarını ilgilendirme boyutuyla büyük önem arz ediyor" dedi.


"Türkiye’de ve dünyada neden e-ticaret kullanmadıkları sorulduğunda tüketicilerin büyük kısmı güven sorununu sebep gösteriyor" ifadesini kullanan Tüfenkci, "Türkiye’de bu nedenle Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği yetkilendirilerek e-ticaret yapan internet sitelerine ’Güven Damgası’ uygulaması başlatmış bulunuyoruz" diye konuştu.


Tüfenkci, e-ticarette lojistik alanının sadece büyük firmaların tekeline bırakılmaması gerektiğine işaret ederek, "Lojistiği tek başına büyük firmalara bıraktığımız durumda küçük işletmelerin büyümesini destekleyici politikalar izlemediklerine şahit oluyoruz" şeklinde konuştu.


İnternet kullanımının yaygınlaştırılması gerektiğine de vurgu yapan Tüfenkci, dünyada hala internetin yeteri kadar yaygınlaşmadığı ya da internet altyapısının yetersiz olduğu ülkeler olduğunu hatırlattı. Bakan Tüfenkci, "Türkiye, e-ticaret ve internet kullanımı açısından çok şanslı bir ülke. 80 milyon nüfuslu ülkemizde 50 milyon mobil internet kullanıcısı var. Ülkelerin e-ticarette güvenlikçi politikalardan uzaklaşarak kuralları eşit, adil ve küçük işletmeleri kapsayacak şekilde düzenlemesi gerekiyor" diye konuştu.


Gümrük ve Ticaret Bakanı Tüfenkci, Pekin’deki temasları kapsamında ayrıca Çin Genel Gümrük İdaresi Bakanı Yü Guangcou ile bir araya gelecek.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.
Samsun Polis, dolandırıcılara karşı vatandaşları uyardı Samsun Vezirköprü’de polis ekipleri hırsızlık, dolandırıcılık konularında vatandaşları bilgilendirerek uyarıcı broşürler dağıttı. Vezirköprü İlçe Emniyet Müdürü Ahmet Çelik’in de katıldığı çalışmada birim amirleri ile polisler vatandaşları dolandırıcılık olaylarına karşı yüz yüze bilgilendirdi. Emniyet Müdürü Çelik, "Kendisini polis, asker, savcı ya da kamu görevlisi olarak tanıtarak para ve altın isteyen kişilere itibar etmeyin” dedi. İlçe merkezinde gerçekleştirilen çalışmalarda broşür dağıtılarak çok sayıda vatandaşa siber güvenlik, KADES, hırsızlık ve dolandırıcılık konuları hakkında yüz yüze bilgi verildi. Gerçekleştirilen çalışmalar çerçevesinde, özellikle dolandırıcılık konularıyla ilgili; pazar yerlerinde, taksi durakları ile kuaförlerde, kahvehaneler ile kafeler de, iş yerleri ve parklarda vatandaşlarla görüşüldü. Yapılan bilgilendirmede, “Kendisini polis, asker, savcı ya da kamu görevlisi olarak tanıtarak para ve altın isteyen kişilere itibar etmeyin. Bu kişiler çünkü dolandırıcıdır. Bu kişiler sizleri inandırmak için kimlik ve adres bilgilerinizi hatta kimlik numaranızı dahi söyleyebilir. Bunlara itibar etmeyin. Bankadan aradığını söyleyerek ’kredi kartı aidatınızı ve dosya masraflarınızı iade ediyoruz’ diyerek kart ve şifre bilgilerini isteyen kişilere inanmayın. İnternet sitelerinden alışveriş yaparken dikkatli olun, güvenilir siteleri tercih edin" ifadelerine yer verildi.
Bolu Bolu’da 7’nci Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi 7’nci Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi, Bolu’da düzenlendi. Yoğun katılımın olduğu kongrede Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.