POLİTİKA - 17 Mart 2018 Cumartesi 08:14

Başbakan Yıldırım: “Türkiye Avrupa’yı terörden koruyor”

A
A
A
Başbakan Yıldırım: “Türkiye Avrupa’yı terörden koruyor”

Başbakan Binali Yıldırım, Avrupa Parlamentosu’nun Afrin’le ilgili kararına ilişkin, “Avrupa Parlamentosu böyle çıkıntılıkları yapıyor.

Başbakan Binali Yıldırım, Avrupa Parlamentosu’nun Afrin’le ilgili kararına ilişkin, “Avrupa Parlamentosu böyle çıkıntılıkları yapıyor. Terörle mücadeleyi onlar mı yapıyor? Kusura bakmasınlar, onlar sıcacık koltuklarında otururken Türkiye hem kendi ülkesinde hem de Avrupa’ya terörün yayılmasının önüne geçiyor. Bir anlamda Türkiye Avrupa’yı terörden koruyor. Bu kararları almadan önce dönüp dolaşıp, yatıp kalkıp Türkiye’ye dua etmeleri lazım” dedi.


Başbakan Binali Yıldırım, Azerbaycan’ın başkenti Bakü’ye yaptığı ziyarette basın mensuplarıyla bir araya gelerek gündeme ilişkin sorularını cevapladı.


Esnaf ve çiftçilere nefes aldıracak yeni bir paket üzerinde çalışıldığı hatırlatılarak, bu konuda ne yapılacağı ve faiz oranları konusunda ne tür adımlar atılacağı sorularına Yıldırım, “Çalışmalar epey bir olgunlaştı. Ama son şeklini henüz vermedik. 2017’de olduğu gibi 2018’de de çeşitli sektörlere yönelik bazı tedbirler ve kolaylıklar getireceğiz. Bunu yapmakla durgunluk geçiren bazı sektörlerin sorunları çözüme kavuşturulacak. Bu sektörel bazlı alacağımız tedbirler” ifadelerini kullandı.



“Genel anlamıyla da yüksek faiz, yüksek enflasyon ve kur baskısıyla ilgili daha köklü bir çözüm üzerinde çalışıyoruz”


“Genel anlamıyla da yüksek faiz, yüksek enflasyon ve kur baskısıyla ilgili daha köklü bir çözüm üzerinde çalışıyoruz. Kur oynaklığı yüksek faiz ve enflasyonu da körüklüyor. Bu da yatırımcının gelecek öngörülerini ve kararlarını bazen ertelemesine neden oluyor.


2003-2012 yılları arasında dolar kurunda kayda değer bir değişiklik olmadı. Özellikle dolar üzerinden borçlanmayı tercih ettiler. 2013’ten sonra ABD ve küresel pazarlardaki hareketlenmeler, özel sektör borç geri ödemeleri programı kur üzerinde baskıya sebep oldu. Geçen yılın sonuna kadar sınırlı bir dalgalanma gerçekleşti. Bu yıl içerisinde oluşabilecek benzer bir gelişmeye karşı gerek Merkez Bankası, gerkese ekonomi yönetimi olarak tedbir alıyoruz. Türk ekonomisi güçlüdür. Geçici şoklara karşı hazırlıklıdır. Türkiye, 2018 yılında da büyümeyi sürdürecektir. Büyüme, orta vadeli program hedeflerinde olduğu gibi yüzde 5’ten daha az olmayacaktır” açıklamasında bulundu.



“İstihdam seferberliği bundan sonra da devam edecek”


Yatırım ortamını iyileştirmeye yönelik kapsamlı bir reform yaptıklarını hatırlatan Yıldırım, şunları kaydetti:


“Türkiye’nin yatırım yapılabilir ülkeler arasında ciddi bir iyileşme olmasını bekliyoruz. Meclis’te görüşülen torba yasa, KDV reformu ve diğer kanunların amacı yatırımcıyı rahatlatmak. Özellikle stratejik yatırımlarda özel yatırımın türüne, miktarına, bölgesine göre esnek teşvik uygulamalarımız da devreye giriyor. Doğu ve Güneydoğu Anadolu’ya yönelik geliştirilmiş 6. Bölge teşvikleri ile ilgili tüm çalışmalar tamamlandı. İlgili düzenlemeler de bitti. İnşallah orada da ciddi bir talep söz konusu. Bu stratejik yatırımlarda bilişim, yenilikçilik, petro-kimya gibi sektörlerde yatırımları inceledik. 108 milyar TL civarında teşvik edilmeye hak kazanan 7 sektörde toplam 21 proje var. Bunlara, Doğu ve Güneydoğu teşvikleri dahil değil. Daha küçük ölçekli. Oradakiler istihdam ağırlıklı teşvikler. İstihdam seferberliği bundan sonra da devam edecek.”



“Yerli ilaç sektörünün geliştirilmesiyle ilgili çalışmalar var”


“Yerli ilaç sektörünün geliştirilmesiyle ilgili bir çalışma yapılacak mı?” sorusu üzerine Başbakan Yıldırım, “Bu konuda çalışmalar var. Ama bunun bugünden yarına sonuç verecek bir iş olmadığını kabul etmemiz lazım. Bu aşı ile başladı. Aşıda bu noktaya gelindi. Plazma ve kan orada da çalışmalar yapılıyor. Kendi molekülümüzü üretmek ciddi bir Ar-Ge çalışması gerektiriyor. Tıbbi araçlar, operasyonlarda kullanılan malzemeler ve stent gibi bunları yapmak isteyen firmalar var. Temel amacımız cari açığın ana sebeplerinden biri olan ithal kalemlerini yerli ve milli eşdeğerler ile ikame etmek. Bunun gayreti içindeyiz” şeklinde konuştu.



"2018 rezervasyonları 2017’nin çok çok üzerinde"


“Türkiye açıkla büyüyen bir ülke” diyen Yıldırım, “İki açık var. Biri bütçe açığı diğeri cari açık. Bütçe ağında sıkıntılı bir durum yok. Öngördüğümüz hedeflerin altında üzerinde değil ama cari açıkta biraz dış faktörlere bağlı bir şey. Petrolün 65 dolarlarda seyretmesi. Türkiye’nin öngördüğü şartların değişmesiyle birlikte birtakım hesaplar şaşabiliyor. İkisini de bir araya getirsek Türkiye ekonomisiyle ilgili endişe edilecek bir durum söz konusu değil. Türkiye’ye hala yatırım yapma iştahı devam ediyor. Terörle mücadele içinde olmamıza rağmen dışarıda büyük operasyonlar yürütmemize rağmen bu devam ediyor. Turizmde de çok iyi durumdayız. 2018 rezervasyonları 2017’nin çok çok üzerinde. Turist sayısında 40 milyona yaklaşacağımızı düşünüyoruz. Eğer bir olumsuzluk yaşanmazsa. Avrupa’dan Türkiye’ye rezervasyon artışları var. Rusya da öyle” açıklamasında bulundu.



“ SPK Başkanı’nın ataması da bugün yarın çıkar”


Varlık Fonu ve SPK’ya atamanın ne zaman yapılacağı ve fonun stratejik planının onaylanıp onaylanmadığı sorusuna Yıldırım, “Varlık Fonu’nun yasası çıktı, ikincil mevzuat da çıktı. Stratejik plan dediğiniz işin formal şeklidir. Bir öngörüdür. Onun da çıkmasında sorun yok. Oradaki sorunumuz biraz başlangıçta ekipte istediğimiz performansı göremedik. Orayı çekip çevirecek, küresel anlamda diğer fonlardaki kişilerle çok rahat ilişki kurabilecek, küresel finans piyasalarını bilen ismine itibar edilen bir ekip kurmak istiyoruz. Yakın zamanda atama olacak. Ekip de tamamen değişmeyebilir ama bir gözden geçireceğiz. SPK Başkanı’nın ataması da bugün yarın çıkar” dedi.



“Türkiye hem kendi ülkesinde hem de Avrupa’ya terörün yayılmasının önüne geçiyor”


Avrupa Parlamentosu’nun Afrin’le ilgili kararına ilişkin ise Başbakan Yıldırım, şu değerlendirmelerde bulundu:


“Avrupa Parlamentosu böyle çıkıntılıkları yapıyor. Terörle mücadeleyi onlar mı yapıyor? Kusura bakmasınlar, onlar sıcacık koltuklarında otururken Türkiye hem kendi ülkesinde hem de Avrupa’ya terörün yayılmasının önüne geçiyor. Bir anlamda Türkiye Avrupa’yı terörden koruyor. Bu kararları almadan önce dönüp dolaşıp, yatıp kalkıp Türkiye’ye dua etmeleri lazım. İşte efendim Kürt kuvvetler... Ne zamandan beri PKK’lılar PYD’liler YPG’liler eli kanlı Kürt kuvveti oldu. Öyle bir devlet mi var da Kürt kuvvetinden bahsediyorlar. Bunlar tamamen vizyonsuz, cahilce, bölgenin sorunlarından bihaber insanların verdiği kararlar...Avrupa Parlamentosu’nun bu anlamda sicili bozuk. Aldığı bu karar bizim için yok hükmündedir. Bu kararları alırlar, bunları hangi saiklerle aldıklarını da biliyoruz. Arkasında kimlerin olduğunu da biliyoruz. Yazık koca Avrupa kıtası bölücü terör örgütüne neredeyse teslim oldu. Böyle bir şey olabilir mi? Camiler kundaklanıyor, havalimanlarına saldırdılar, evlere işaretler konuyor. Dilimizde tüy bitti. Diyoruz ki, bakın bunları şımartmayın. Müsamaha göstermeyin. Yarın bir gün sizin de başınıza bela olur. Ve dediklerimiz bir bir çıkıyor.”



“Afrin operasyonu devam ediyor. Şu gün biter, şu gün gireriz çıkarız diye bir şey yok”


Yıldırım, Afrin operasyonunun Mayıs aylarında bitebileceğine dair Dışişleri Bakanı’nın açıklamalarının hatırlatılması üzerine, “Afrin operasyonu devam ediyor. Şu gün biter, şu gün gireriz çıkarız diye bir şey yok. ÖSO milisleri ve bizim silahlı kuvvetlerimiz, jandarmamız, polisimiz titiz çalışıyor. Neticede sivillerin arasına sızmış silahlı terör örgütünden bahsediyoruz. Burada sivillere zarar vermeden çalışmak teröristleri etkisiz hale getirmek, sivillerin herhangi bir zarar görmemesi kolay bir iş değil. Bu operasyonun tabiatından kaynaklanan bir zorluk var. O yüzden şu gün biter, şu gün gireriz, şu gün çıkarız gibi bir şey demek doğru olmaz. İşlerini tamamlayınca çıkacaklar. Biz zaten baştan burada gelip kalma niyetimiz yok dedik. Bu lafları Cerablus ve Azez hattında Fırat Kalkanı’nda da duyduk. ‘Türkiye buraya girdi, çıkmayacak’ denildi. 135 binden fazla Suriyeli aile oraya gitti, yerleşti. 160 bin çocuk orada okula başladı. Bu sadece 2 bin kilometrekarelik Cerablus-Azez hattında. Köyler, ilçeler, beldeler kuruldu, asayiş sağlandı, okullar açıldı. Mahkemeler kuruldu. Bayağı bir devlet modeli oldu. Geçici bir yönetim oluştu” ifadelerini kullandı.



"Afrin’de duruşumuz neyse Münbiç’te de duruşumuz aynı"


Başbakan Yıldırım, Münbiç’in Türkiye’nin gündeminde olduğu ve Obama döneminden bu yana tartışmanın olduğu sorusu üzerine, ABD Dışişleri Bakanı Tillerson’un Türkiye’ye geldiğini hatırlatarak, “Görüşmeler vesaire oldu. Orada bu Münbiç meselesi çok tırmandırıldı. Savunma, istihbarat ve diplomatlardan oluşan teknik heyetler kuruldu. Onlar çalıştılar, kağıt üzerinde bir noktaya geldiler. Pazartesi itibarıyla Dışişleri Bakanları buluşup görüşecekti. Tabii Tillerson ABD Başkanı Donald Trump’ın azizliğine uğradı. Yeni gelen arkadaş ile Dışişleri Bakanımız Mevlüt Çavuşoğlu ileriki tarihlerde görüşecek. Burada şu var. Bizim oradaki duruşumuz çok net. Afrin’de duruşumuz neyse Münbiç’te de duruşumuz aynı. Sınırlarımızın güneyinde terör örgütlerinin varlığını istemiyoruz” açıklamasında bulundu.


Yıldırım, konuşmasına şöyle devam etti:


“Yerli halkın yüzde 90’dan fazlası Arap. Orada ABD’nin de Rusya’nın da varlığı var. ABD oradaki PYD-YPG unsurlarını güya oradaki güvenliği sağlamak amacıyla tuttuğunu söylüyor. Burada bizim arzumuz, tercihimiz gerek Rusya gerek ABD ile bir mutabakat içinde sorunun çözülmesi. Ama her halükarda çözülecek. Daha önce ABD’nin Türkiye’ye verdiği sözler var. Önceki yönetim döneminde biz mutlaka bunları buradan çekeceğiz denildi. Bunun tahakkuk etmesini bekliyoruz. Devlette devamlılık esastır. ‘Öncekiler söyledi, beni ilgilendirmez’ demek yakışmaz.”



"Bizim için o gitmiş, bu gelmiş fark etmez"


Yeni ABD Dışişleri Bakanı Pompeo’nun süreci nasıl değiştireceğiyle ilgili soruya Yıldırım, “Bakıp göreceğiz. Bizim için o gitmiş, bu gelmiş fark etmez. Bizim için ilkeler esastır. Türkiye hiç bir zaman terör tehdidi altında varlığını sürdürmek niyetinde değil” değerlendirmesinde bulundu.



"Terör de Doğu ve Batı diye bir şey olmaz"


“Fırat’ın doğusunda Afrin ve Münbiç’te olduğu kadar net mi Türkiye?” sorusu üzerine Yıldırım şunları kaydetti:


“ Terör de Doğu ve Batı diye bir şey olmaz. Fırat’ın doğusu, Fırat’ın batısı diye bir ayrım olmaz. Terör neredeyse bizim uluslararası ve ulusal anlamda meşru hakkımızdır. Bize rahatsızlık veren, canımızı yakan bütün unsurların hakkından gelmesini biliriz. Eğer bunların arkasında birileri varsa ona karşı da tutumumuz değişmez. Üye olduğumuz NATO’daki üyelerden bir tanesi ‘ben bu teröristlere destek oluyorum’ derse o başka bir şey. Bu ne NATO’nun ilkelerine uyar, ne ülkelerin teröre bakışına uyar. ABD baştan bu yana şunu söylüyor: “Bizim bunlarla birlikteliğimiz taktik birliktelik, tercih değil mecburiyet...” Mecburiyet ne? Burada DEAŞ var onları halletmek için bunlarla kısa vadeli işbirliği yapıyoruz. DEAŞ gitti. Büyük oranda yok oldu. Mazeret de kalmadı. Biz artık samimiyet istiyoruz. ABD burada samimi olup olmadığını gösterecek.”



“Bir sahtekarlık söz konusu olmaz”


Seçim ittifakıyla ilgili yasanın TBMM’den geçtiği belirtilerek, en çok tartışılan bölümün mühürsüz oy pusulaları konusu olduğu ve partilerin mühürsüz oy pusulası fırsatıyla seçimde sahtekarlık yapmasının gündeme gelebileceği ve bunun nasıl önlenebileceği konusuna ilişkin Yıldırım, “Şimdi artık eski kafa, eski düşünce şekliyle yeni icraatları yapamayız. Şimdi bütün oy pusulaları filigranlı. Yani, mühre falan gerek yok. Elektronik imzaya milleti geçirene kadar alnımızın derisi çatladı. Yok imzayı öyle abanarak yapacaksın, üstüne mührü vuracaksın ki, devlet olduğu belli olsun. Bu eski, klasik devlet bakışı. Şimdi bilişim gelişti, her şey gelişti. Barkodlu çekler var, filigranlı oy pusulası var. Oy pusulasının hiçbir yerine mühür bile vurulmaması lazım. İhtiyaç yok. Ama alışkanlık. Efendim işte birden bire terketmeyelim. Uzun yıllar hatırlamıyor musunuz elimizi boyaya batırıyorlardı da bir hafta çıkmıyordu. Aslında burada bir sahtekarlık söz konusu olmaz. Asıl olan seçmenin oyuna oluyor. 50 milyon seçmenin neredeyse yüzde 8-10’unun oyu boşa gidiyor. Yazık değil mi? Günah değil mi? Tüm bunları ortadan kaldıralım. İşte neymiş efendim “oy pusulasını zarfa koyarken muhtarın kağıdını da koyuyorlar.” Eee konulsun, ne olacak? Sayım yaparken ayır, ne var? Aynı zarfa konur mu, konmaz mı? Günlerce bu tartışılıyor. Böyle bir şey olur mu? Ne olacak aynı zarfa koyarsa? Dolayısıyla referandumda da bu tartışmalar üzerinden orada da bir oyun oynandı. Yani, pırıl pırıl seçimi tartışmaya açmaya çalıştılar. Muvaffak olamadılar. AİHM’e bile götürdüler. Oradan da bir şey çıkmadı. Ben o mühürlerin eksik, fazla basılma işinde de öyle bir ihmal olduğunu düşünmüyorum. Orada da bazıları kaybedecekleri seçimi tartışmaya açmak için öyle bir iş yapıldığı kuşkusu bende var. Tabi, bunun ispatı çok mümkün değil. Daha oylar sayılmamış, seçim bitmemiş, CHP’ye soruluyor, MHP’ye soruluyor, AK Parti’ye soruluyor, herkes kabul ediyor. Olumlu görüş veriyor, sonradan sayılıyor, ediliyor, sonuç belli olunca “vay, işte mühürsüz pusulalar kullanıldı”, şu oldu, bu oldu, denildi. Bir kaşık suda fırtına koparılmaya çalıştılar. Türkiye, dünyada bana göre en adil, en şeffaf seçim yapan ülkelerin başında geliyor. Türkiye’nin seçim tecrübesi, seçimdeki hazırlığı, titizliği, başka hiç bir ülkede yok. Hakikaten sandıklara Türkiye’de küçük partiler daha fazla sahip çıkıyor. Onlar daha azimli olduğu için. Kayıplar hep büyük partilerden oluyor. Bakın, en fazla kayıp büyük partilerdedir. Herkes oyuna sahip çıkıyor. Öyle söylentiler çıkarılıyor. Onun oyunu ona, bunun oyunu buna yaz, yok öyle şey. 3-4 kademeden geçiyor. Oraya itiraz, buraya itiraz, çok ciddi denetimler var. Tüm bunlar ortadayken, büyük bir fedakarlıkla, gayretle yapılan seçimler üzerine şüphe düşürmek büyük haksızlık. Millete haksızlık” değerlendirmelerinde bulundu.



“Ümit fakirin ekmeğidir”


CHP’nin geçtiğimiz günlerde tüzük kurultayı yaptığı ve bazı CHP’li vekillerin Cumhur ittifakına karşı, seçime girmemek gibi bir öneri ortaya koyduğu ve Kılıçdaroğlu’nun “Kazanacağız, neden seçime girmemezlik yapalım?” açıklamasıyla ilgili soruya Yıldırım, “Yani, o girmeyelim diyenler kazanma ümidi olmayanlar. O kadar tecrübe var, 8-9 seçim kaybettiler. Bundan sonrakine de ne diye zahmete girelim, bunu da kaybedeceğiz diye düşünmüş olabilirler. Ama bir de bu girmeyelim diyenlerin evveliyatına bakarsanız, onlar protest kişiler, üniversitede boykotlar yapanlar, öğrenci hareketlerinde aktifler. O arkadaşların öyle bir alışkanlığı var. Ama Kılıçdaroğlu da tabi “Seçime gireceğiz” dedi. Çünkü o da kazanacağına inanıyor. Yani, ümit fakirin ekmeğidir. Öyle değil mi?” dedi.



“1.6 milyar Euro için 3.6 milyar Euro’luk teklif geldi"


Türkiye ekonomisi ile ilgili güzel bir haber vermek istediğini söyleyen Yıldırım, “18 Mart’ta Çanakkale Köprüsü’nün kazığının çakılması töreni var inşallah. 10 ülkeden, Kore, Almanya Fransa, İtalya, Birleşik Arap Emirlikleri, Kuveyt, Çin, Danimarka’dan 24 banka, bir sendikasyon yapıldı. 1.6 milyar Euro, toplam kredinin yüzde 70’i. Daha ilginç tarafı bu 1.6 milyar Euro için 3.6 milyar Euro’luk teklif geldi. Alamadıklarımız da gönül koydular” diye konuştu.


Maliyetinin nasıl olacağı sorusuna ise Yıldırım, “1.6 milyar Euro dış kaynak, toplam 2.3 milyar Euro. Gerisi iç kaynak. Türkiye ekonomisinin gücünü gösteriyor. Türkiye’ye yatırımın nasıl ilgi gördüğünü bu da ortaya koyuyor. Vadesi 15 yıl. Faizi libor artı 1.45. Son yıllarda alınmış en uygun kredi” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Beşiktaş, hazırlık maçında Karagümrük ile berabere kaldı Beşiktaş, hazırlık maçında karşı karşıya geldiği Fatih Karagümrük ile 1-1 berabere kaldı. Trendyol Süper Lig’in 31. haftasında 4 Nisan Perşembe günü deplasmanda RAMS Başakşehir ile karşılaşacak olan Beşiktaş, bu müsabakanın hazırlıklarını Fatih Karagümrük ile BJK Nevzat Demir Tesisleri’nde yaptığı hazırlık maçıyla sürdürdü. Siyah-beyazlılar, mücadeleye Ersin Destanoğlu, Onur Bulut, Necip Uysal, Omar Colley, Arthur Masuaku, Daniel Amartey, Jackson Muleka, Rachid Ghezzal, Gedson Fernandes, Cenk Tosun ve Vincent Aboubakar 11’yle başlarken; Göktuğ Aytekin, Jonas Svensson, Tayyip Talha Sanuç, Joe Worrall, Demir Ege Tıknaz, Ernest Muçi, Emre Kaya, Andülmecid Dönmez ve Umut Meraş yedek kulübesinde yer aldı. Siyah-beyazlılarda bel ağrısı olan Rebic ile birlikte bireysel çalışan Emrecan Terzi ve Oxlade- Chamberlain’in yanı sıra Al-Musrati, Tayfur Bingöl, Salih Uçan ve Emrecan Uzunhan müsabakada forma giymedi. Fatih Karagümrük’te de Teknik Direktör Tolunay Kafkas; Sirigu, Biraschi, Salih Dursun, Koray Günter, Emir Tintiş, Bertolacci, Emre Mor, Eysseric, Paoletti, Lasagna ve Güven Yalçın 11’ini sahaya sürdü. Furkan Bekleviç, Emre Bilgin, Burak Arkan, Levent Mercan, Feghouli, Ceccherini, Efecan Mızrakçı, Nazım Sangare, Adnan Uğur, Yunus Azrak, Can Keleş, Tarık Tuğyan, Teklic, Veseli ve Mendes ise kulübede görev bekledi. Karşılaşmanın 25. dakikasında Emre Mor’un orta sahadan gönderdiği derin pasla savunma arkasına sarkan Lasagna, Karagümrük’ü 1-0 öne geçiren golü kaydetti. Beşiktaş’ta da Ghezzal, 61. dakikada ceza sahası içi sağ çaprazından uzak köşeye yaptığı plase vuruşla siyah-beyazlılara beraberliği getirdi. Maçın ilerleyen dakikalarında başka gol olmayınca takımlar, sahadan 1-1’lik beraberlikle ayrıldı. Mücadeleyi Fatih Karagümrük Başkanı Süleyman Hurman, Beşiktaş Asbaşkanı Mete Vardar, Beşiktaş Kulübü Futboldan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Feyyaz Uçar ve Beşiktaş Futbol Takımları Genel Koordinatörü Samet Aybaba da takip etti.
Iğdır Milli Eğitim Bakanı Tekin: "1 Nisan’ı öğrencilerimiz ve öğretmenlerimiz açısından idari tatil ilan ettik" Bir dizi ziyaret ve temaslarda bulunmak üzere Iğdır’a gelen Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, il eğitim yöneticileri ile bir araya geldi. Bakan Tekin, "Okullarımızın yeniden eğitim öğretimi hazırlanabilmesi için temizlenmesi açısından seçimden bir sonraki günü tatil ilan ediyorduk. Biz şimdi de 1 Nisan pazartesi gününü öğrencilerimiz ve öğretmenlerimiz açısından idari tatil ilan ettik” dedi. Iğdır Kültür merkezinde düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başladı. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. Bakan Tekin, e-Okul üzerinden okul veli randevu sistemini hayata geçirdiklerini belirterek, "Okullarda yaz aylarında genelgemiz vardı. Okullarda velilerimizin sınıf koridorlarında sınıf kapılarında beklesin istemiyoruz. Veliler okul içerisine girdikleri zaman farklı sorunlarla karşılaşıyoruz. O yüzden velilerimizin öğretmenleriyle görüşmek için öğrencileri ile ilgilenmesi için okulun içerisine girmesini istemediğimizi belirtmiştik. Şimdi bunu alt yapısında koyduk e-Okul üzerinden okul Veli randevu sistemini hayata geçirdik” dedi. "Çocuklarımızın sosyal sorumluklarını da değerlendireceği bir puanlama sistemi olacaktır" Bakan Tekin konuşmasının devamında, "Bizim çocuklarımızın sadece akademik becerilerini gelişmesi bizim için yeterli değil. Sosyal sorumluluk projeleri de yapsınlar istiyoruz. Sosyal etkinlikler içerisinde bulunsunlar. İçerisinde yaşadıkları toplumun bir ferdi olsun istiyoruz. Onun içinde yine yaz aylarında bunları tekrar etmiştik şimdi altyapısını oluşturduğumuz çocuklarımıza ve gençlerimizin karneleri bu yarıyılı sonundan itibaren sosyal etkinliklerinde işleneceği bir alan oluşturduk. Artık çocuklarımızın sosyal sorumluklarını da değerlendireceği bir puanlama sistemi olacaktır" dedi. "Milli Eğitim Bakanlığının 21. MEB Şurasına biz sonbaharda başlamıştık" Milli Eğitim Şura’larının yapılmayacağına dair yanlış bir anlaşılma olduğunu söyleyen Bakan Tekin, şunları kaydetti: "Bu hafta içerisinde bir yanlış anlaşılmadan kaynaklanan bir tartışma oldu. Milli Eğitim Şurası dediğimiz ilkinin Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın katıldığı Milli Eğitim Şura’larının yapılmayacağına dair kamuoyunda bir paylaşım yapıldı. Tamamen bir yanlış anlaşılmadan kaynaklandı. Mevzuatındaki değişiklikten kaynaklanan bir konuydu. Bu iddiayı dile getirenler daha önce mevzuatın tebliğler dergisinde yayınladığımız fark etmemişler. Bakanlık şurayı kaldırdı diye bir açıklama yapıldı. Milli Eğitim Bakanlığının 21. MEB Şurasına biz sonbaharda başlamıştık. O yanlış anlaşılmayı da düzlemiş olalım." "1 Nisan pazartesi gününü öğrencilerimiz ve öğretmenlerimiz açısından idari tatil ilan ettik" 1 Nisan pazartesi günü okulların tatil olacağını dile getiren Bakan Tekin, "Demokratik ülkelerde seçimler demokratik, siyasal düzende festivaller, bayramlar olarak değerlendirilir. Biz de bu anlamda 31 Mart’a bir seçim sürecine giriyoruz. Biz Milli Eğitim Bakanlığı olarak sadece eğitim öğretim süreci açısından değil Türkiye’deki demokratik sürecin işlenmesi açısından da önemli roller üstleniyoruz. Seçim günü öğretmen arkadaşlarımızın neredeyse bütün sandıklarda görev alıyorlar. Seçimler bizim okullarda yapılıyor. Dolayısıyla seçimlerin sonuçlanmasını saat olarak takvimini bilemediğimiz için öğretmen arkadaşlarımızın mesailerinin ne zaman biteceğini kestiremiyoruz. Okullarımızın yeniden eğitim öğretimi hazırlanabilmesi için temizlenmesi açısından seçimden bir sonraki günü tatil ilan ediyorduk. Biz şimdi de 1 Nisan pazartesi gününü öğrencilerimiz ve öğretmenlerimiz açısından idari tatil ilan ettik” dedi.
Trabzon Cumhur İttifakı adayları Ortahisar mitinginde mega projeler için halka söz verdi AK Parti Ortahisar ilçe mitinginde konuşan Cumhur İttifakı Belediye Başkan Adayları Ahmet Metin Genç ve Ergin Aydın projelerle ilgili söz verdiler. AK Parti Ortahisar İlçe Başkanlığı tarafından organize edilen mitinge AK Parti Trabzon milletvekilleri, AK Parti Trabzon İl Başkanı Dr. Sezgin Mumcu, Cumhur İttifakı AK Parti Trabzon Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ahmet Metin Genç, Cumhur İttifakı AK Parti Ortahisar Belediye Başkan Adayı Ergin Aydın, çok sayıda partili ve vatandaş katıldı. "Bu şehre bir çivi çakmanın gayretindeyiz" Mitingde Cumhur İttifakı mensuplarına hitap eden Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Adayı Ahmet Metin Genç, "Trabzon’umuzun saygıdeğer güzel insanları, bizleri yalnız bırakmayıp bu programa teşrif eden güzel insanlar sizleri saygıyla selamlıyorum. Kendisini milletine, memleketine hizmet etmeye adamış olan, 21 yüzyıl lideri, ülkesini şaha kaldırmış, yeni bir yol başlatmış olan Cumhurbaşkanımızın dava arkadaşı olarak 22 senedir görev yapıyoruz. AK Parti İl Başkanı oldum ve Ortahisar’ın hamdolsun kurucu belediye başkanı oldum. Biz şuna inanıyoruz, hizmet etmeyi de Cenab-ı Allah nasip ederse yapabilirsiniz. Cumhurbaşkanımızın takdirleriyle Cumhur İttifakı’nın adayı olarak buradayım. İnşallah yeni dönemde de hemşehrilerimize daha çok hizmet etmek istiyoruz. Bu şehri çok seviyorum. Karakteriyle, duruşuyla beraber teşekkür ediyorum. Şimdi istiyorum ki, bu sevginin karşılığını da yeni dönemde hizmetlerle şehrimize kazandırmak istiyoruz. Heyecanımız ve gençliğimiz var. En azından soyadım genç. Azimliyiz, kararlıyız. Bu güzel şehrimizde kim bir çivi çakmışsa Allah ondan razı olsun. Biz de bir çivi daha çakmanın gayretindeyiz. Allah nasip ederse gelir gelmez söz verdiğim raylı sistem konusunda işe başlayacağız. Samsun’da raylı sistem var. O da bizim şehrimiz. Trabzon’da da olacak. Yine hemşehrilerimizin bizden süratle beklediği Gülcemal konusunda adım atacağız. Beş tane sanayi sitemizi dönüştürüyoruz. Buralarda 1700 tane esnafımız ar. Kalıcı, modern sanayi siteleri yapacağız. Geçen hafta bakanımızla bunun protokolünü imzaladık. Güney Çevre yolu bitecek. Bu şehir benden ne bekliyor onu biliyorum. Bu şehrin beklentileri neler çok iyi biliyorum. Bu güzel projeleri bir taraftan şehrimize kazandıracağız. Trabzon’un evladı olarak istihdam konusunda da çalışacağız. Bu şehrin gençlerine iş kapısı bulacağız. Gençlerimizin iş için dışarılara gitmesini istemiyoruz. Organize sanayi siteleri yapacağız. Kadınlar için Tekstil Kent Projesini yapacağız. Çalışacağız, gayret edeceğiz. Yeter ki, siz güçlü bir şekilde bu kardeşinizin arkasında durun. Bugüne kadar durdunuz, teşekkür ederim. Şu anda ekonomimizde sıkıntı var. Emeklilerin, kiracıların sıkıntıları var. Enflasyon konusunda sıkıntı var. Ama bütün sıkıntıları çözecek lider de Recep Tayyip Erdoğan’dır. O milletin umududur, mazlumun, mağdurun umududur. Biz de çok çalışacağız. Bu dönem güzel projeler yaptık. İnşallah yeni dönemde de yapacağız. Biz buraya sevdalıyız ne yaparsak bu şehre yakışır. Trabzonspor’u da unutmuyoruz. İki tane güzel projemiz var. Trabzonspor Yaşam Akademisi ve Trabzonspor Köyü’nü gençlerimize sunacağız. Bunun için de kararlıyız" dedi. "Halkımıza çok özel projeler sunacağız" Mitingde konuşan Ortahisar Belediye Başkanı Adayı Ergin Aydın ise mitingin 31 Mart seçimlerinin bir provası olduğunu belirterek, "Adaylığımız açıklandıktan sonra şehrimizin her mahallesinde programlar yaptık. Şerhimizde gezerken mahallelerimizde daha önce yaptığımız hizmetlerin karşılığını görmeye başladık. 14 başlıkta 61 çözüm önerisi belirttik. Trabzon’da Ortahisar’da yaşayan halkımıza sunacağımız çok özel projelerimiz var. Birileri gibi tarihini unutanlardan değil, tarihini hatırlatanlardanız. Postane binamızı Ortahisar Belediyemizin kullanımına sundular. Burada Türk Tarihi Araştırma Merkezi oluşturuyoruz. Tarihimizi çok iyi bilmemiz lazım. Tarihini bilmeyen bir devlet yoktur. Bunun için Türkiye dimdik ayaktadır. Genel başkanımız 81 ilde dokunmadık yer bırakmamıştır. Ortahisar’da 87 mahallede dokunmadık yer kalmayacak. İnşallah 31 Mart’ta çalışmalarımızın karşılığını alarak hizmetlerimize devam edeceğiz. Bizim amacımız Trabzon’a ve Ortahisar’a hizmettir. Trabzon’da 2 gün sonra yerel hizmetler ağı başlayacaktır, geçmişte olduğu gibi. Sayın Murat Zorluoğlu ve Ahmet Metin Genç başkanlarıma hizmetlerinden ötürü teşekkür ediyoruz” diye konuştu.