GENEL - 21 Şubat 2018 Çarşamba 08:49

Batuhan Yaşar:"Deniz Yücel olayının perde arkası"

A
A
A
Batuhan Yaşar:"Deniz Yücel olayının perde arkası"

İhlas Medya Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar, Türkiye Gazetesindeki köşesinde, "Almanya ile neden konuşamıyorduk?", "Türkiye’nin taleplerine karşı Almanya sürekli kimi öne çıkardı?", "Hitler gibi konuşan kim", "Ne aldık ne verdik", "Almanya ziyareti sırasındaki tesadüf ne?", "Mahkeme süreçlerinin uzaması ve iddianamelerle ilgili sıkıntı sadece Türkiye’ye mi ait?" sorularına cevap aradı.

İhlas Medya Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar, Türkiye Gazetesindeki köşesinde, "Almanya ile neden konuşamıyorduk?", "Türkiye’nin taleplerine karşı Almanya sürekli kimi öne çıkardı?", "Hitler gibi konuşan kim", "Ne aldık ne verdik", "Almanya ziyareti sırasındaki tesadüf ne?", "Mahkeme süreçlerinin uzaması ve iddianamelerle ilgili sıkıntı sadece Türkiye’ye mi ait?" sorularına cevap aradı.


Batuhan Yaşar’ın "Deniz Yücel olayının perde arkası" başlıklı yazısının tamamı ise şöyle:


"Geçen hafta Başbakan Binali Yıldırım’la birlikte Berlin ve Münih’teydik..


Tegel Havaalanı’na iner inmez “Deniz” soruları başladı..


Angela Merkel kameraların başına geçer geçmez ‘Deniz Yücel’ dedi..


Konuşmasını Deniz’le bitirdi..


Basın toplantısında Türk ve Alman gazetecilerden ikişer soru alındı..


Almanların iki sorusu da Deniz Yücel’le ilgiliydi..


Sorunun içinde de bilmem kaç kere Deniz ismi geçti..


Almanya’da karşı karşıya kaldığımız durum noktasına virgülüne kadar böyle idi..


ALMANYA İLE KONUŞAMIYORDUK


Deniz Yücel’in tutuklanması ikili görüşmeleri de kilitlemişti..


Türkiye ‘FETÖ’ dedikçe Almanya ‘Deniz Yücel’ dedi..


‘PKK/PYD’ye karşılık yine aynı iki kelime çıktı ağızlarından: Deniz Yücel..


Vize..


AB fasılları..


Cümleye neyle başlarsanız başlayın Almanlar ‘Deniz Yücel’ dedi başka da bir şey demedi..


Bu arada yeri gelmişken Alman basın mensuplarını da takdir etmek gerekir.. Ne olursa olsun “adamlarının” arkasında kapı gibi durdular..


Bize de örnek olmalı..


HİTLER GİBİ KONUŞAN KİM?


Münih’te Cem Özdemir’in açıklamalarını seyrettim.. Çok dikkat çekiciydi..


Belli ki bırakılmasından rahatsız olmuş..


Ekmeği elinden alındı da o yüzden..


Türk-Alman ilişkileri ne kadar kötü, Cem Özdemir o kadar iyi..


Ama Almanca konuşurken çok önemli başka bir ayrıntıyı da yakaladık..


Hitler’i taklit etmeye, vurguları onun gibi yapmaya çalışıyordu..


Ertesi gün Almanya’da yerleşik basın mensupları ile bu durumu konuştuk..


İnternetten Adolf Hitler ve Cem Özdemir’in konuşmalarını birlikte dinledik..


“Evet dediler”


Cem Özdemir yarından tezi yok AfD’ye (Aşırı sağ parti) transfer olmalı..


NE ALDIK NE VERDİK


Ama bu işten rahatsız olan tabii ki sadece Cem Özdemir değildi..


Ses ta okyanus ötesinden de geldi..


FETÖ’nün de bas bas bağırmasının sebebi aynı..


Oyuncakları elinden alındı..


Olayı 4-5 gündür araştırıyoruz..


Bir defa ulaştığımız bilgileri hemen paylaşayım:


Deniz Yücel konusunda Almanya ile pazarlık yapılmadı..


Alman medyasına bakınca neyin alınıp neyin verildiği belliydi:


-FETÖ’cülerin iadesi,


-PKK gösterilerinin yasaklanması,


-Leopard tankları ve silah satışı..


Kirli pazarlıklardan bahsettiler..


Alman medyasında öne çıkartılan bir başka başlık da şu:


“Almanlar Leopard tanklarının kullanılmasına izin verince Türkiye, Deniz Yücel’i bıraktı”


Hayır, öyle olmadı..


Türkiye Leopardları Fırat Kalkanında da kullandı.. Halen de kullanıyor..


Bu soru basın toplantısı sırasında Başbakan Yıldırım’a da soruldu..


Başbakan Yıldırım’dan önce soruyu cevaplamaya çalışan Şansölye Merkel’in huzursuzluğu dikkatlerden kaçmadı..


ZİYARET SIRASINDAKİ TESADÜFLER


Evet Başbakan henüz Almanya’da iken Deniz Yücel’in serbest bırakılması şık olmadı..


Ama olayın perde arkasında yaşananların bir tesadüften ibaret olduğunu öğrendik..


Duruşma tarihleri önceden belirleniyor..


FETÖ’CÜLER VE ALMAN MEDYASINDAKİ DOSTLARI


Peki bu haberler nasıl çıkıyor?..


Kaçak FETÖ’cüler Alman medyasındaki dostlarının kulaklarına üflüyor..


‘Yok şöyle oldu, yok böyle oldu’..


Almanlar da kandırılmaya dünden razı..


FETÖ’nün Almanya’da işleri tıkırında gidiyordu..


Deniz Yücel’in arkasına sığınıp işlerini görüyorlardı..


İstedikleri gibi at koşturuyorlardı..


Şimdi soru şu:


-FETÖ, Türkiye-Almanya ilişkilerinin normalleşmesini ister mi?


-Kesinlikle hayır..


FETÖ ile ilgili yeni ihbar ve deliller Berlin’e gönderilmeye devam ediyor..


Bundan sonra neler olacağını hep birlikte göreceğiz..


ALMANYA’DAKİ NEO-NAZİ VE FRANSA’DAKİ PKK CİNAYETLERİ


Mahkeme süreçlerinin uzaması ve iddianamelerle ilgili sıkıntı sadece Türkiye’ye mi ait?


Hayır..


İşte size iki yeni örnek..


Almanya’daki dönerci veya Neo-Nazi cinayetlerinin 400 bilmem kaçıncı duruşması yapıldı..


İddianame bilmem kaçıncı kez değişti..


6’ncı yıla geldik hâlâ sonuç yok..


Peki ya Fransa..


PKK’lı kadınların Paris’te öldürülmesi konusu..


Cinayet zanlısı hapiste öldürülüyor..


Resmiyette ölüyor.. Beyin tümörü varmış da falan filan..


ALMANYA İLE GERGİNLİĞİN BİTİRİLMESİ


Almanya’daki seçimlerin ardından Ankara-Berlin hattında esen sert rüzgârlar durdu..


Almanya hâlâ FETÖ’ye sığınma hakkı veriyor..


PKK’lıları da destekliyor..


Evet Köln’de PKK gösterilerinin yasaklanması dikkat çeken önemli bir adımdı..


Devam etmesi daha önemli..


-Peki bu, emniyet teşkilatının aldığı basit bir karar mıdır..


-Hayır..


-Birileri ‘PKK’nın ipini biraz sıkın’ demeden olabilir mi?


-Hayır..


Ankara, gerginliğin geride bırakılmasını istiyor..


Hangi ülke ile iyi, hangi ülke ile kötü geçineceğine Türkiye kendisi karar veriyor..


Onun bunun için değil, kendi çıkarları için..


Her mevzuda karşısına Deniz Yücel’in konulmasından hoşnut değildi..


Birileri de Deniz Yücel’i sonuna kadar kullanıyordu..


Tek bir kişi yüzünden Türk-Alman ilişkileri zehirleniyordu..


Türkiye yeni bir beyaz sayfa için iyi niyet mesajı vermiş olabilir.."

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Trabzon Ertuğrul Doğan: "Amacımız bu sezon kupayı kazanmak" Trabzonspor Kulübü Başkanı Ertuğrul Doğan, böyle bir sezonda tek amaçlarının Trabzonspor’a kupa kazandırmak olduğunu söyledi. Trabzonspor Kulübü Başkanı Ertuğrul Doğan, TSYD Trabzon Şubesi’nin yeni yönetim kuruluna yaptığı hayırlı olsun ziyaretinde basın mensuplarıyla sohbet etti. Doğan, ekonomik anlamda kulübün ilk günlerde yaşadığı çok kötü günleri geride bıraktığını ve önlerine daha umutla baktıklarını belirtti. Yönetime talip olurken zorlukları da çok iyi bildiğini ifade eden Doğan, "Artık sezon sonuna yaklaşıyoruz. Trabzonspor için başarı her zaman şampiyonluk. Bunun dışında bir şey benim gözümde de camianın gözünde de yok. Tüm yaşadığımız zorluklara karşın ligde 3. sıradayız. Böyle bir sezonda şu andaki tek amacımız Trabzonspor camiasına kupa kazandırabilmek" şeklinde konuştu. Doğan, yeni sezonun planlamasını çok dikkatli bir şekilde yaptıklarını da dile getirerek, "Önümüzdeki günlerde transferin büyük kısmını bitirmeyi planlıyoruz. Sezona kampa hazır bir kadroyla, teknik ekibin tamamının onay verdiği hazır bir kadroyla başlamayı planlıyoruz. Dolayısıyla işin o tarafını hocamız ve ekibiyle hızlı bir şekilde ilerliyoruz. İşin zor kısmını gördük. Bundan sonra çok daha farklı müjdeleri camiamıza verebilmek için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Beklentilerimiz ve çalışmalarımızın tamamı bu yönde. Önümüzde üçüncülük yarışı ve kupa mesaisi var. Bu doğrultuda çalışmaya devam ediyoruz” dedi.
Gaziantep GİBTÜ ile Gaziantep İl Müftülüğü arasında iş birliği protokolü imzalandı Gaziantep İslam Bilim ve Teknoloji Üniversitesi ile İl Müftülüğü arasında Türkiye’de bir ilk olan iş birliği protokolü imzalandı. Gaziantep Valiliği koordinasyonunda Valilik Fuaye Salonu’nda Gaziantep İslam Bilim ve Teknoloji Üniversitesi ile Gaziantep İl Müftülüğü arasında iş birliği protokolü imzalandı. Protokole Gaziantep Valisi Kemal Çeber, Gaziantep İslam Bilim ve Teknoloji Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Şehmus Demir ve İl Müftüsü Dr. Hüseyin Hazırlar katıldı. Protokol kapsamında, Gaziantep’teki din görevlileri eğitime tabi tutulacak, dini ilimlerin yanı sıra sağlık, psikoloji ve iletişim alanlarında dersler verilecek. GİBTÜ Rektörü Prof. Dr. Şehmus Demir, imzalanan protokolün Türkiye’de bir ilk olacağını belirtti. Demir, “Proje ile din görevlilerinin hangi yaşta olursa olsun hizmet içi eğitime tabi tutulmasını hedefliyoruz. Biz burada dini ilimlerin yanı sıra sağlık, psikoloji ve iletişim alanlarında da dersler veriyoruz. Ülkemize model olabilme hedefi ile başlattığımız projenin toplumumuza katkı sağlamasını temenni ediyoruz” dedi. “Temennimiz tüm ülkeye örnek olması” Protokolde konuşan Gaziantep Valisi Kemal Çeber, protokolün tüm Türkiye’de örnek olmasını temenni ederek, “Aslında en çok olması gereken ve bir yandan da olan bir durumu resmiyetle hem hukuki bir düzene oturtuyoruz hem de bir sistematiğe dönüştürüyoruz. İl Müftülüğümüz ile ülkemizin en kıymetli üniversitelerinden biri olan ve başında İslam kelimesi olan Gaziantep İslam Bilim ve Teknoloji Üniversitesi, bulundukları yerde bir iş birliğine imza atıyorlar. Bu protokol ile fiili olarak devam eden iş birliğini resmiyete döküyorlar. Bahsettiğimiz gibi bu iş birliğinin sonuçlarını alanda çok güzel neticeler olarak göreceğiz. Temennimiz tüm ülkeye örnek olması. Bizim gerçekten hem İslam dinini hem de İslami bilimleri çok iyi kavramış, fiili hayatta da hem bunu izah edebilecek hem de uygulama noktasında kendisine görev düştüğü zaman en doğrusunu uygulayabilecek personele ihtiyacımız var. Bu olmadığı zaman memleketin ne sorunlarla karşı karşıya kaldığını hep beraber gördük. Bu proje, bu ihtiyacı karşılayacak. Böylece hem güçlenecek hem de üniversitelerimizin gerekliliğini ve önemini anlamış olacağız. İnşallah proje ile ülkemize örnek olur ve çok güzel neticeler alırız” ifadelerini kullandı. “Türkiye’de model olabilecek bir proje” Gaziantep İslam Bilim ve Teknoloji Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Şehmus Demir, imzalanan protokolün Türkiye’de bir ilk olduğunu belirterek, “Üniversitemiz ve İl Müftülüğü iş birliğiyle gerçekleştirilen Din Görevlileri Mesleki Eğitim ve Gelişim Seminerleri, alanda öncü bir girişim. Dört hafta sürecek olan bu seminerler, alanında uzman 32 akademisyeni bir araya getiriyor. 22 Nisan-20 Mayıs tarihleri arasında gerçekleşecek birinci etapta, toplam 110 İmam Hatip bu programda yer alacak. Bu seminerler, akademik yeterlilik, diksiyon, kişisel gelişim, temel sağlık bilgileri, mesleki formasyon, sosyal iletişim ve manevi rehberlik gibi çok çeşitli konuları kapsamakta. Seminerlerin içeriğini, katılımcılarımızın ihtiyaçlarına uygun şekilde düzenleyen değerli akademisyenlerimize, bu projeye büyük destek veren Valimiz Kemal Çeber’e ve İl Müftümüz Dr. Hüseyin Hazırlar başta olmak üzere Gaziantep Müftülüğüne teşekkür ederim. Bu önemli eğitim serisinin hayırlara vesile olmasını temenni ederim" ifadelerine yer verdi. Protokolün önemli bir işlevi olacak İl Müftüsü Hüseyin Hazırlar ise konuşmasında, “Ülkemizde sahih dini bilginin üretildiği en önemli, en stratejik kurum İlahiyat Fakülteleridir. Dolayısıyla toplumun sağlıklı, nitelikli ve sahih dini bilgi ile buluşması noktasında referans kurumdur. Diyanet İşleri Başkanlığı ve yereldeki bütünlüklerle üretilen bu bilgiyi hizmete dönüştüren, topluma sunan bu aracı kurumlardır. Bu iki kurumun birbiri ile iş birliği, koordinasyonu, dayanışması topluma daha doğru, daha sağlıklı bilgi ve din hizmeti sağlama noktasında önemli bir işlevi olacak. Artık topluma sunulan din hizmetlerinde hem çeşitlenme var hem de ihtiyaç farklılıkları var. Toplumun her kesimine din hizmeti sunarken akademinin, bilimin öncülüğünde bu hizmeti sunmamız önemli. İlahiyat Fakültesinde okuyan öğrencilerimizin mesleğe hazırlanırken staj imkânı verebilecekleri gerek camilerde gerek Kur’an kurslarında bir alan oluşturmuş olacağız. Biz bu protokol ile çalışmalarımızın hukuki altyapısını oluşturmuş oluyoruz. Protokolün hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum” diye konuştu. Konuşmaların ardından protokol imzalandı ve fotoğraflar çekildi. Projede neler var? İmzalanan protokol ile örgün ve yaygın eğitim kapsamındaki din eğitimi ve gençlik hizmetleri faaliyetlerinde iş birliğini sağlamak, üniversite bünyesindeki Diyanet Genç Ofis gibi mekanları gençlerin istifadesine sunarak manevi danışmanlık hizmetlerini gerçekleştirmek, fakülte öğrencilerine cami ve Kur’an kurslarında staj imkânı sağlayarak mesleki eğitimlerine katkıda bulunmak ve din görevlilerinin mesleki formasyonlarını geliştirerek topluma sunulan din hizmetlerinin kalitesini yükseltmek hedefleniyor.
İstanbul Serdar Topraktepe’nin ilk derbi heyecanı Portekizli teknik direktör Fernando Santos ile yollar ayrıldıktan sonra takımın başına geçen Yardımcı Antrenör Serdar Topraktepe, Fenerbahçe maçıyla A takımla ilk derbi heyecanını yaşayacak. Trendyol Süper Lig’in 34. haftasında Beşiktaş, 27 Nisan Cumartesi günü saat 19.00’da Ülker Stadyumu’nda Fenerbahçe ile karşılaşacak. Geride kalan haftalarda 15 galibiyet, 6 beraberlik, 12 yenilgi sonucu topladığı 51 puanla dördüncü basamaktan yer alan siyah-beyazlılar, şampiyonluğu bu sezon için rafa kaldırdı. Avrupa’da mücadele edebilmek için Türkiye Kupası’nı müzesine getirmeyi hedef belirleyen Kartal, aksi bir duruma karşı da ligi ilk 4’te bitirmek istiyor. Bu bağlamda gerek puan sıralamasındaki yerini sağlamlaştırmak gerekse de taraftarına derbi galibiyeti elde etmek için Beşiktaş’ta tek hedef galibiyet. Serdar Topraktepe’nin derbi heyecanı Teknik Direktör Fernando Santos’la geçtiğimiz haftalarda yollarını ayıran siyah-beyazlılarda takımın başına Yardımcı Antrenör Serdar Topraktepe geçti. Ligde iç sahada MKE Ankaragücü’nü 2-0 mağlup eden Topraktepe idaresindeki Kara Kartal, rakibiyle Türkiye Kupası yarı final ilk maçında deplasmanda ise golsüz berabere kaldı. Bu sezon Rıza Çalımbay’ın ayrılığının ardından da Santos dönemi başlayana kadar 3 maçta bu görevi üstlenen Serdar Topraktepe, 2 galibiyet, 1 mağlubiyet almış ve 7 golle de 2.3 gol ortalaması yakalayarak, bu sezonki teknik direktörler arasında en yüksek gol ortalamasına sahip isim olmuştu. Cumartesi günü Fenerbahçe müsabakasıyla futbol A takımıyla ilk derbi heyecanını yaşayacak olan 47 yaşındaki antrenör, Kadıköy’de alacağı 3 puanla kariyeri için de önemli bir adım atmanın peşinde.