POLİTİKA - 22 Ocak 2018 Pazartesi 20:21

Bozdağ: “Türkiye’nin Rusya’ya veya başka bir ülkeye verdiği herhangi bir garanti yok”

A
A
A
Bozdağ: “Türkiye’nin Rusya’ya veya başka bir ülkeye verdiği herhangi bir garanti yok”

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Zeytin Dalı Operasyonu’nun sadece Afrin bölgesinde devam edeceğine ilişkin Rusya’ya garanti verildiği iddialarına ilişkin, “Türkiye’nin bu konuda Rusya’ya veya başka bir ülkeye verdiği herhangi bir garanti yok.

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Zeytin Dalı Operasyonu’nun sadece Afrin bölgesinde devam edeceğine ilişkin Rusya’ya garanti verildiği iddialarına ilişkin, “Türkiye’nin bu konuda Rusya’ya veya başka bir ülkeye verdiği herhangi bir garanti yok. Zeytin Dalı Harekatı’nın hedefi Afrin bölgesini terör örgütlerinden temizlemek ve güvenli bölge haline getirmektir” dedi.


Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ, Başbakan Binali Yıldırım başkanlığında Çankaya Köşkü’nde gerçekleştirilen Bakanlar Kurulu toplantısının gündemine ilişkin açıklamalarda bulunarak, gazetecilerin sorularını cevapladı. Rusya’ya operasyonun Afrin sınırında devam edeceği yönünde bir garantide bulunulup bulunulmadığına ilişkin soruya Bozdağ, “Türkiye’nin bu konuda Rusya’ya veya başka bir ülkeye verdiği herhangi bir garanti yok. Zeytin Dalı Harekatı’nın hedefi Afrin bölgesini terör örgütlerinden temizlemek ve güvenli bölge haline getirmektir. Harekatın zaten hedefi Afrin bölgesidir. Bunun için söz vermeye, pazarlık yapmaya gerek yok. Bu harekatın hedefi, Afrin bölgesini terör örgütleri ve teröristlerden temizlemektir” ifadelerini kullandı.


Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin Suriye başlığı ile toplanmasına ilişkin soru üzerine Bozdağ, “Fransa, bildiğimiz kadarıyla BMGK’yı özel olarak doğrudan bir toplantıya çağırmamıştır. Fransa’nın yaptığı şey, BMGK’nın bu Pazartesi yapacağı toplantıda özel gündem maddeleri var, bir de diğer işler bahsi altında gündemde yer alacak konular var. Diğer işler bahsinde gündeme getirmek istediğiniz konular gündeme getirilir ve görüşülür. Dışişleri Bakanımız, Fransa Dışişleri Bakanı ile telefon görüşmesi yapmıştır. Türkiye’nin terörle ve terör örgütleriyle mücadelesini uluslararası toplumun desteklemesi son derece önemlidir. Bu konuda uluslararası toplumda bir konsensus olduğu görülmektedir. Eğer bu noktada Türkiye’nin karşısında bir tutum ortaya konursa, bu tutumun tam anlamı terör örgütlerinin yanında yer almak olur ki bunu da biz dostlarımızdan ve müttefiklerimizden beklemeyiz” şeklinde konuştu.



HDP’li vekillerin vatandaşlara "sokağa çıkın" çağrısında bulunması


Bozdağ, ‘HDP’li vekillerin vatandaşlara sokağa çıkın’ çağrısında bulunmasına ilişkin, “HDP’ye ait bazı vekiller, yetkililer, siyasiler halkı kin ve düşmanlığa birbirine karşı tahrik eden açıklamalar yapıyorlar ve sokaklara davet ediyorlar. Bunlar bizim kanunlarımızda suçtur. Terör örgütlerine destek anlamına gelen çalışmalar yapıyorlar. Terör örgütlerinin propagandasını yapan, terör örgütlerine destek veren, terör örgütleriyle aynı hedeflere koşanlar, bizim hukukumuz, terör örgütlerine, terör örgütlerine destek verenlere, propagandası yapanlara hangi şekilde muamele yapıyorsa onlar da aynı şekilde muamele göreceklerdir. Bu hukukun bir gereğidir” diye konuştu.


Afrin bölgesinde devam eden operasyonda sivillerin zarar görmemesi için alınan tedbirlerin neler olduğunun sorulması üzerine Bozdağ, “Bölgedeki terör örgütleri baskı koyarken, sivilleri haraca bağlarken, terör örgütüne herkesi tabi olmaya zorlarken, bazılarını infaz ederken bu terör örgütlerinden sivilleri korumak için ne yaptılar? PYD/YPG terör örgütleri, bölgedeki demografik yapıyı değiştirmek, terör koridoru oluşturmak maksadıyla, oradaki Arapları, Türkmenleri kendilerine biat etmeyen Kürtleri yerinden yurdundan ederken, pek çoğunu öldürürken bunlara karşı bugün Türkiye’yi eleştirenler hiçbir şey söylemediler” dedi.


Afrin’deki sivillere ilişkin konuşan Bozdağ, “Çok net söylüyoruz. TSK’nın yürüttüğü Zeytin Dalı Harekatı’ndan bölgede yaşayan sivillerin zarar görmemesi için büyük titizlik gösterilecektir. Azami gayret gösterilecektir. Bunun için her tür planlama ve tedbir alınmıştır. Sivillerin hukukunu koruma, onlara sahip çıkma, onlara yardım etme konusunda Türkiye kendisine dönük kaygı belirten bütün ülkelere örneklik teşkil edecek uygulamaların ve güzel örneklerin sahibi olmuştur. Onlara tavsiyem, kaygı belirtmeleri yerine Türkiye’nin sivillere sahip çıkma konusunda ortaya koyduğu örnekliği kendilerine örnek edinmeleridir” diye konuştu.


ABD’den Afrin için gelen açıklamaların sorulması üzerine Bozdağ, “Terör örgütlerine silah verilmemesi konusunda defalarca uyardık. Birlikte nasıl çalışacağımızı görmek istiyorlarsa bu terör örgütlerine yaptıkları silah yardımlarını kesmeleridir ve verilen silahları da toplamalarıdır. Bölgede faaliyet gösteren terör örgütlerine verilen silahların geri toplanacağı da Türkiye’ye defalarca yetkililer tarafından ifade edildi. İşbirliğinin yolu belli, silahları vermeyi durdurmak, ondan önce verilmiş olan silahları toplamaktır. Bir işbirliği istiyorlarsa biz bu işbirliğine hazırız. İlk adım olarak da terör örgütlerine silah yardımını durdurmalarını ve dağıtılmış silahları toplamaları olarak atabilirler” açıklamasında bulundu.



“Harekat planlandığı gibi devam ediyor”


Bozdağ, Zeytin Dalı Operasyonu’nun detaylarına ilişkin soru üzerine, “Harekat planlandığı gibi devam ediyor. Şu anda TSK, karadan da harekat bölgesine girmiş durumdadır. Belli bir mesafede almış durumdadır. Bilinmesi lazım ki ilk 3 günde planlanan mesafe ve alan sağlanmış durumdadır. Harekat süresince silahlı kuvvetleri mensuplarımız içinde şehit olan yoktur, yaralı askerimiz de yoktur. Bugün de haberlerde yansıdı ki PYD/YPG terör örgütleri, Afrin’de ellerinde olan DEAŞ’lı teröristleri Türkiye’ye karşı savaşmak şartıyla serbest bırakmışlardır. Bu da bizim söylediğimizin ispatıdır. O nedenle bizim bu mücadelemiz sadece PKK/KCK/PYD/YPG terör örgütlerine karşı değil, aynı zamanda onlarla birlikte DEAŞ teröristlerine karşı da bir mücadeledir” diye konuştu.


ABD’nin Afrin operasyonunun sınırlı olması gerektiği yönündeki açıklamasının sorulması üzerine Bozdağ, “Her harekatı planlayanlar, bu harekat için ne kadar sürer, hangi alanları kapsar bunun bütün detaylarını planlayarak yaparlar. Harekatın masa üzerinde planlanması ayrı şeydir, arazide bunun icrası ve planlandığı gibi netice vermesi o da ayrı bir şeydir. Harekatın ne kadar süreciğini biz Türkiye olarak defalarca açıkladık. Bu ne kadar sürer? Son terörist etkisiz hale getirilinceye kadar sürecektir. Biz şunu söylüyoruz, bunu mümkün olan en kısa sürede başarmayı hedefliyoruz. Bunun zamanını elbette şartlar belirleyecektir. Türkiye’ye bu konuda kimsenin sınır ve süre tayin etmeye hakkı yoktur. Türkiye, sınırını da süresini de kendisi belirleyecektir” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Çekmeköy Belediyesi’nden 23 Nisan çocuk şenliği sürprizi Çekmeköy Belediye 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı Şehit Üsteğmen Arif Kalafat Doğa Parkı’nda düzenleyeceği 23 Nisan Çocuk Şenliğiyle kutlayacak. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı tüm yurtta olduğu gibi Çekmeköy’de de büyük bir coşku ve heyecanla kutlanacak. İlçe kaymakamlığı koordinasyonunda düzenlenecek resmi törenlerin ardından 13.00-18.00 saatleri arasında Şehit Üsteğmen Arif Kalafat Doğa Parkı’nda düzenlenecek 23 Nisan Çocuk Şenliği, 7’den 70’e binlerce Çekmeköylünün katılımıyla tam bir bayram havasında geçecek. Eğlenceli aktiviteler, animasyon gösterileri, atölye alanları, dj performans, ikramlar, karikatür çizimi Atölyesi ve oyun alanları ile dolu dolu geçecek şenlikte final MASALbozanLAR konseriyle yapılacak. Muhtemel bir karışıklığın önüne geçilebilmesi ve tüm çocukların etkinliklerden faydalanabilmesi için şenlik alanında yer alacak atölyelerden faydalanmak isteyen vatandaşların aynı gün etkinlik alanında kayıt yaptırmaları gerekiyor. Çocuk şenliğine katılmak isteyen vatandaşlar için tüm muhtarlıklardan 23 Nisan Salı Günü saat 11.00’dan itibaren servisler kaldırılacak. Çekmeköy’de bayram coşkusunu tüm komşularımızla birlikte yaşayacağız diyen Başkan Orhan Çerkez, “Çekmeköy’de 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımızı büyük bir coşku ve heyecanla tam bir bayram havasında kutlayacağız. Yavrularımızın yüzleri gülecek doyasıya eğlenecekler. Ailelerimiz de oluşturduğumuz bu sosyal ortamda bir nebze olsun nefes alacak ve rahatlayacaklar. Günün sonunda genç, yaşlı ve çocuk tüm yüzler gülecek. Bu gülümsemeler bizim çalışma şevkimizi artıracak, motivasyon kaynağımız olacak. İnanıyorum ki herkes doyasıya eğlenecek. Tüm komşularımı bu önemli şenlikte aramızda görmek dileğindeyim“ dedi.
Van Yağış sonrası Van Gölü’nün su seviyesi yükselmeye başladı Van’da şubat ve mart aylarında yoğun kar yağışının, nisan ayında ise yağmurun etkili olması dünyanın sodalı en büyük gölü olan Van Gölü’nün su seviyesinde iyileşmeye neden oldu. Dünyanın sodalı en büyük gölü olan Van Gölü, 2019-2023 yılları arasında küresel iklim değişikliğinin etkisiyle büyük ölçüde su kaybı yaşadı. Bu yılın ilk 4 ayında yağışların yoğun miktarda düşmesi ise Van Gölü’nün seviye kaybı için umut oldu. Son 30 yılın en bereketli yılını yaşayan havza, ihtiyaç duyduğu suya kavuşmuş oldu. Nisan ayıyla birlikte dağlardaki karın eriyerek akarsularla buluşması ve yağışların yağmur şeklinde düşmeye devam etmesi Van Gölü’nün su seviyesinin yükselmeye başlamasını sağladı. “İhtiyaç duyduğu yağışın önemli bir kısmını kazanmış oldu” İHA muhabirine konuşan Van YYÜ Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Faruk Alaeddinoğlu, Van Gölü ‘nün 90’lı yıllarda düşen yağışlarla ciddi bir iyileşmeye gittiğini, 2000’li yıllarda da seviyenin yavaş yavaş düştüğünü ve son 5 yılda da önemli ölçüde alan kaybettiğini hatırlattı. Ancak 2024 yılı ile birlikte şubat ve nisan aylarında yağışların zirve yapmasının havzaya pozitif bir katkı sunduğunu ifade eden Prof. Dr. Alaeddinoğlu, “Düşen yağışların önemli bir kısmı özellikle mart ayında kar şeklinde gerçekleşti. Nisanda ise bu yağışlar yağmur şeklinde gerçekleşti. Dolayısıyla havza 2024 yılı için ihtiyaç duyduğu yağışın önemli bir kısmını kazanmış oldu. Bu bize şunu gösteriyor; düşen yağışlar özellikle Van Gölü’nde bir iyileşmeye neden olacak. Bu iyileşme de Haziran ve Temmuz aylarına kadar da devam edecek” dedi. “Havzada bir su yönetimine ihtiyaç var” Bu yıl yağış miktarı açısından iyi olduğunu ancak bir sonraki yılların kurak geçme ihtimaline karşı havza için bir su yönetimine ihtiyaç olduğunun altını çizen Alaeddinoğlu, “Yani bu yağışlar bundan sonraki süreçte de devam edecek anlamına gelmiyor. Evet, bu yağışlar pozitif anlamda bir katkı sunabilir. Ancak geleceğe ilişkin iklim değişikliğinde herhangi bir değişiklik yok. Dünya her geçen yıl ve her geçen ay daha fazla ısınıyor. Havza bundan nasibini alacak. 2024-2025 yılı için öngörülerimiz pozitif anlamda havzanın lehine gerçekleşebilir. Ancak 2026-2028 yılları belki yaz ayları boyunca yaşanacak bir sıcaklıktaki artış ve şiddetli buharlaşma bu düşen yağışların belli ölçüde kaybolmasına neden olabilir. Dolayısıyla biz Van Gölü Havzası’ndaki bütün taraflar olarak havzanın suyunu yönetmek zorundayız” diye konuştu. “Devam edecek yağışlar sel ve taşkınlara neden olabilir” İleri dönemlerde yaşanması muhtemel sel ve taşkın konusunda da uyarıda bulunan Alaeddinoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Havzaya düşen yağışlar hakikaten son yıllarda kaydedilmiş son 30 yılın en yüksek değerleridir. Tabii diğer taraftan yüksek dağlık kesimlere düşen karların erimesiyle birlikte önümüzdeki günlerde muhtemel sağanak yağışların aslında başka türlü sonuçlar doğurması mümkün olabilir. Özellikle bu geçiş mevsiminde havaların ısınmasıyla birlikte atmosferin daha fazla su tutma kapasitesine sahip olduğunu düşünürsek, sellerin ve taşkınların ortaya çıkacağı bir tablo da ortaya koyabilir. Dolayısıyla sadece havzaya düşen yağışın içme, kullanma ve sulama suyu açısından düşünmemek lazım. Muhtemel yüksek düzeyde gerçekleşecek olan yağışların da bir şekilde yönetilmesi, yani o yağışların muhtemelen etkileyeceği alanların doğru tespit edilmesi ve önceden o alanların bilgilendirilmesi ya da gerekiyorsa birtakım adımların atılması gerekiyor.”
Van Yağış sonrası Van Gölü’nün su seviyesi yükselmeye başladı Van’da şubat ve mart aylarında yoğun kar yağışının, nisan ayında ise yağmurun etkili olması dünyanın en büyük sodalı gölü olan Van Gölü’nün su seviyesinde iyileşmeye neden oldu. Dünyanın en büyük sodalı gölü olan Van Gölü, 2019-2023 yılları arasında küresel iklim değişikliğinin etkisiyle büyük ölçüde su kaybı yaşadı. Bu yılın ilk 4 ayında yağışların yoğun miktarda düşmesi ise Van Gölü’nün seviye kaybı için umut oldu. Son 30 yılın en bereketli yılını yaşayan havza, ihtiyaç duyduğu suya kavuşmuş oldu. Nisan ayıyla birlikte dağlardaki karın eriyerek akarsularla buluşması ve yağışların yağmur şeklinde düşmeye devam etmesi Van Gölü’nün su seviyesinin yükselmeye başlamasını sağladı. “İhtiyaç duyduğu yağışın önemli bir kısmını kazanmış oldu” İHA muhabirine konuşan Van YYÜ Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Faruk Alaeddinoğlu, Van Gölü ‘nün 90’lı yıllarda düşen yağışlarla ciddi bir iyileşmeye gittiğini, 2000’li yıllarda da seviyenin yavaş yavaş düştüğünü ve son 5 yılda da önemli ölçüde alan kaybettiğini hatırlattı. Ancak 2024 yılı ile birlikte şubat ve nisan aylarında yağışların zirve yapmasının havzaya pozitif bir katkı sunduğunu ifade eden Prof. Dr. Alaeddinoğlu, “Düşen yağışların önemli bir kısmı özellikle mart ayında kar şeklinde gerçekleşti. Nisanda ise bu yağışlar yağmur şeklinde gerçekleşti. Dolayısıyla havza 2024 yılı için ihtiyaç duyduğu yağışın önemli bir kısmını kazanmış oldu. Bu bize şunu gösteriyor; düşen yağışlar özellikle Van Gölü’nde bir iyileşmeye neden olacak. Bu iyileşme de Haziran ve Temmuz aylarına kadar da devam edecek” dedi. “Havzada bir su yönetimine ihtiyaç var” Bu yıl yağış miktarı açısından iyi olduğunu ancak bir sonraki yılların kurak geçme ihtimaline karşı havza için bir su yönetimine ihtiyaç olduğunun altını çizen Alaeddinoğlu, “Yani bu yağışlar bundan sonraki süreçte de devam edecek anlamına gelmiyor. Evet, bu yağışlar pozitif anlamda bir katkı sunabilir. Ancak geleceğe ilişkin iklim değişikliğinde herhangi bir değişiklik yok. Dünya her geçen yıl ve her geçen ay daha fazla ısınıyor. Havza bundan nasibini alacak. 2024-2025 yılı için öngörülerimiz pozitif anlamda havzanın lehine gerçekleşebilir. Ancak 2026-2028 yılları belki yaz ayları boyunca yaşanacak bir sıcaklıktaki artış ve şiddetli buharlaşma bu düşen yağışların belli ölçüde kaybolmasına neden olabilir. Dolayısıyla biz Van Gölü Havzası’ndaki bütün taraflar olarak havzanın suyunu yönetmek zorundayız” diye konuştu. “Devam edecek yağışlar sel ve taşkınlara neden olabilir” İleri dönemlerde yaşanması muhtemel sel ve taşkın konusunda da uyarıda bulunan Alaeddinoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Havzaya düşen yağışlar hakikaten son yıllarda kaydedilmiş son 30 yılın en yüksek değerleridir. Tabii diğer taraftan yüksek dağlık kesimlere düşen yağışların erimesiyle birlikte önümüzdeki günlerde muhtemel sağanak yağışların aslında başka türlü sonuçlar doğurması mümkün olabilir. Özellikle bu geçiş mevsiminde havaların ısınmasıyla birlikte atmosferin daha fazla su tutma kapasitesine sahip olduğunu düşünürsek, sellerin ve taşkınların ortaya çıkacağı bir tablo da ortaya koyabilir. Dolayısıyla sadece havzaya düşen yağışın içme, kullanma ve sulama suyu açısından düşünmemek lazım. Muhtemel yüksek düzeyde gerçekleşecek olan yağışların da bir şekilde yönetilmesi, yani o yağışların muhtemelen etkileyeceği alanların doğru tespit edilmesi ve önceden o alanların bilgilendirilmesi ya da gerekiyorsa birtakım adımların atılması gerekiyor.”
Aydın Didim’de kıyı temizliği çalışması gerçekleştirildi Aydın’ın Didim ilçesinde belediye ekipleri, bir gönüllü grubunun üyelerinin de desteğiyle birlikte kıyı temizliği çalışması gerçekleştirerek, çevre kirliliğine dikkat çekti. Türkiye’nin önemli turizm kentleri arasında yer alan ve uzun bir sahil şeridine sahip olan Didim’de, insanların ve deniz canlılarının sağlığını korumak ve farkındalık oluşturmak amacıyla kıyı temizliği çalışması gerçekleştirildi. Çevre ve sahil temizliğine dikkat çekmek isteyen yabancı uyruklu vatandaşlardan oluşan bir gönüllü grubunun üyeleri ve Didim Belediyesi Temizlik İşleri Müdürlüğü’ne bağlı ekipler tarafından Manastır Koyu’nda yapılan kıyı temizliği çalışmasına Didim Belediye Başkanı Hatice Gençay, Belediye Başkan Yardımcısı Aydan Aşık Turgut ve Belediye Meclis Üyeleri de katıldı. Farkındalık çalışmasında, sahilde toplanan çöpler, geri dönüşüm malzemeleri ve izmarit atıkları belediye personelleri ve gönüllüler tarafından toplanarak ortadan kaldırılırken, etkinlik ile ilgili açıklamalarda bulunan Didim Belediye Başkanı Hatice Gençay; "Nadide güzellikteki koylarından biri olan Manastır Koyu’nda, Temizlik İşleri Müdürlüğü’nde görevli olan çalışma arkadaşlarımla ve gönüllü yabancılarımızla birlikte kıyı temizleme çalışması yaptık. Bu duyarlılığın ve farkındalığın artması ve gelişmesinin hepimizin sorumluluğu olduğunu unutmayalım" ifadelerine yer verdi.