POLİTİKA - 26 Mayıs 2016 Perşembe 12:53

CHP'li Tanrıkulu'dan Anayasa Mahkemesi'ne “Dokunulmazlık” Başvurusu

A
A
A
CHP'li Tanrıkulu'dan Anayasa Mahkemesi'ne “Dokunulmazlık” Başvurusu

CHP Parti Meclisi üyesi ve İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, “İki şeyi birbirine karıştırmamak lazım. Genel Başkanımızın kastettiği 110 imza ile Anayasa’nın 148’inci maddesindeki denetim amacıyla Anayasa Mahkemesi’ne gelmekti. 110 imzayla milletvekillerinin yapacağı başvuru, şekil açısından yapılacak bir denetimle sınırlı olacaktı. Böyle bir başvurunun başarı şansı yok. Anayasa Mahkemesi’nin önceki kararları var. O nedenle Genel Başkanımız 110 imzayla ilgili olarak o görüşü ortaya koydu” dedi.
CHP Parti Meclisi üyesi ve İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilen hakkında dosya bulunan milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılmasına ilişkin kanunun iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvuruda bulundu. İptal başvurusu sonrası basın mensuplarının sorularını cevaplayan Tanrıkulu, “Anayasa Mahkemesi’ne Anayasa’nın 85. maddesi uyarınca iptal başvurunda bulundum biraz önce. Genel Sekreterliğe ve Yazı İşleri Müdürlüğü’ne başvuru dilekçemizi teslim ettim. Umarım Anayasa Mahkemesi, parlamentonun hukuka, anayasaya, evrensel hukuk kurallarına aykırı olan bu düzenlemeyi inceler ve Türkiye’yi bir siyasi krizden yargı yoluyla çıkartır. Parlamento bugüne kadar dokunulmazlık konusunda böyle bir düzenleme yapmamıştı, anayasayı değiştirerek bir dokunulmazlık kaldırma yoluna gitmemişti. Dolayısıyla ne parlamentoda bunun bir örneği var ne de Anayasa Mahkemesi’nde bunun bir emsali var. Anayasa Mahkemesi’ne şu nedenle başvurduk; her ne kadar değişiklik bir yasama işlemi olan anayasa değişikliği ile yapılmış olsa da bu bir Meclis kararıdır. Dolayısıyla şekil açısından anayasa değişikliği olsa bile, özü itibari ile bir Meclis kararıdır ve bu Meclis kararıyla bizlerin iradesine rağmen anayasadaki, iç tüzükteki güvencelere rağmen dokunulmazlığımız kaldırılmıştır. Anayasa Mahkemesi Başkanı bugünden itibaren yapılacak başvurularla ilgili olarak bir raportör atayacak ve 15 gün içerisinde de bu konuda olumlu veya olumsuz bir karar verecek. Bireysel başvuru hakkımız da var. Onunla ilgili olarak henüz mağduriyet şartı doğmadığı için başvuru yapmadık. Bu başvuruda olumsuz bir karar çıkarsa o başvuruyu da zamanı geldiğinde yapacağız” ifadelerini kullandı.
“BÖYLE BİR BAŞVURUNUN BAŞARI ŞANSI YOK”
Tanrıkulu, bir gazetecinin, “CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ‘bu süreci Anayasa Mahkemesine taşımayacağız’ demişti. Siz bu başvuruyu Genel Başkanın bilgisi dahilinde mi yapıyorsunuz, tamamen bireysel bir karar mı?” sorusuna, “İki şeyi birbirine karıştırmamak lazım Genel Başkanımızın kastettiği 110 imza ile Anayasa’nın 148’inci maddesindeki denetim amacıyla Anayasa Mahkemesi’ne gelmekti. 110 imzayla milletvekillerinin yapacağı başvuru, şekil açısından yapılacak bir denetimle sınırlı olacaktı. Böyle bir başvurunun başarı şansı yok. Anayasa Mahkemesi’nin önceki kararları var. O nedenle Genel Başkanımız 110 imzayla ilgili olarak o görüşü ortaya koydu. Ondan öncede ben geçtiğimiz hafta Cuma günü basına yaptığım açıklamalarda bu yolun başarı şansı olmadığını, dolayısıyla doğru olmadığını ifade etmiştim. Ayrıca, Genel Başkanımız dün ve grup toplantısında milletvekillerinin bireysel başvuru yapmakta serbest olduklarını ve isteyen milletvekillerine de grubumuzun destek vereceğini ifade etti. Milletvekillerimiz bireysel başvuru yapmakta, Anayasa’nın 85. maddesi uyarınca bugün yaptığım başvuruyu yapmakta serbestler ve nitekim yapacaklar da” diye cevap verdi.
Dokunulmalık kanununun iptali için yaptıkları başvurunun örneğini hakkında fezlekesi olan tüm milletvekillerine gönderdiklerini belirten Tanrıkulu, “Kendi takdirlerine göre başvuru yapacaklar. Öyle tahmin ediyorum ki milletvekillerimiz bulundukları illerde ve burada öğleden sonra başvuru yapacaklar” şeklinde konuştu.
“BUGÜN TÜRKİYE’DE ŞİDDETİN, TERÖRÜN, ÖLÜMLERİN SORUMLUSU ELBETTE Kİ BU HÜKÜMETTİR VE SAYIN ERDOĞAN’DIR”
Tanrıkulu, “HDP’li vekillerden teröre destek veren birçok milletvekilinin de fezlekesi olacak. Son 24 saatte 9 şehit var. Anayasa Mahkemesi’ne başvururken bu durumla ilgili vicdanınız sızlıyor mu?” şeklindeki soruya karşılık olarak, “Ölen bütün şehitlere Allah’tan rahmet diliyorum Bir daha çatışmanın, ölümün, şehitlerin olmayacağı bir Türkiye amacıyla siyaset yapıyoruz. Milletvekillerinin parlamentoda suç makinesi olarak gösterilmesini, parlamentonun itibarsız hale getirilmesini kabul etmiyoruz. Dolayısıyla o olayla dokunulmazlığın bu şekilde anayasaya aykırı bir şekilde kaldırılmasının birbiriyle karıştırılmaması gerektiğini ifade ediyorum. Parlamentoda bulunan bütün milletvekilleri Türkiye’de şehitlerin olmasına, ölüme ve şiddete karşıdır. Bunun altının çizilmesini istiyorum. Dokunulmazlığın kaldırılmasının bir usulü vardır, anayasadaki güvenceler vardır. Parlamento Erdoğan’ın talimatıyla ve Adalet ve Kalkınma Partisi’nin çoğunluğuyla o güvenceleri bir tarafa bırakarak kaldırma kararı vermiştir, dolayısıyla bu anayasaya aykırıdır. Yoksa normal yoldan, teröre destek veren, açıklama yapan, ifade özgürlüğünü aşan görüşlerde bulunan herkesin Karma Komisyon’da ve Genel Kurul’da dokunulmazlıklarının kaldırılması mümkündür. 276 oyla Adalet ve Kalkınma Patisi olması gereken bu yolu denememiştir, doğrudan doğruya 3 ay boyunca Erdoğan dokunulmazlık gündemiyle kendi sorumluluğunu gizlemeye çalışmıştır. Bugün Türkiye’de şiddetin, terörün, ölümlerin sorumlusu elbette ki bu hükümettir ve Sayın Erdoğan’dır. Kaosla, çatışmayla, ölümle Türkiye’yi bir yere, yani ‘Başkana’ taşımak istemektedir. Nedeni budur. Nedeni parlamento değildir. Parlamentodaki ana muhalefet partisi değildir. 14 yıldır çatışan, şiddeti bu noktaya getiren, terörün bu şekilde tırmanmasına neden olan herhalde ana muhalefet partisi değildir, Adalet ve Kalkınma Partisi’dir” ifadelerini kullandı.
Tanrıkulu tarafından Anayasa Mahkemesi’ne yapılan Dokunulmazlık Kanu’nun iptal başvurusunun sonuç bölümünde şu ifadelere yer verildi:
“T.C. Anayasası’nın 83/1 maddesinde yer alan yasama dokunulmazlığının, T.B.M.M Genel Kurulu’nun 20/05/2016 tarihli 6718 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’la İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2013/88094 numaralı soruşturmaya dayanan 24.12.2013 tarihli ve 2013/311 numaralı, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2015/65040 numaralı soruşturma dayanan 2015/244 numaralı ve Diyarbakır Başsavcılığı’nın 28.03.2012 tarihli 2012/530-2 numaralı fezlekeler (tarafıma tebliğ edilmemiş başkaca fezlekeler var ise onları da kapsar nitelikte) yönünden kaldırılması yönündeki maddelerinin (kanun maddesi kapsamında Genel Kurul kararı da ihdas edildiğinden aynı zamanda ilgili kararın) T.C. Anayasa’ya, kanuna veya İçtüzüğe aykırı olduğundan Anayasa’nın 85 inci maddesi ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesi’nin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 3’üncü maddesi uyarınca incelenerek, yasal gereklerinin ve bağlı sonuçları için öncelikle yürürlüğünün durdurularak iptaline karar verilmesini arz ve talep ederim.”
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aksaray Ruhsatsız tabanca ile yakalandı, “Taşımıyorum bozuk” diyerek tüfek ruhsatı gösterdi Aksaray’da ruhsatsız tabanca ile yakalanmasına rağmen önce “Taşımıyorum” deyip inkar eden, sonra da “Bozuk” diyen sürücü bir de “Ruhsatım var” diyerek tabanca yerine tüfek ruhsatı gösterdi. Olay Gülağaç Yolu Kireçlik Mevkiinde yaşandı. Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde gece yarısı bekçilerin de katıldığı asayiş ve trafik uygulaması yapan İl Emniyet Müdürlüğü asayiş ile trafik şubesi ekipleri şüphe üzerine Gülağaç ilçesinden Aksaray merkez istikametine seyreden Ali B. (38) idaresindeki 51 ACV 230 plakalı otomobile "dur" ihtarında bulundu. Sürücüsü ehliyet ve ruhsat kontrolünden geçirildikten sonra araçta arama yapan bekçiler araç içerisine gizlenmiş bir adet tabanca buldu. Kullandığı araçta tabancayla birlikte yakalanmasına rağmen “Taşımıyorum” diyen sürücü Ali B. daha sonra tabancanın bozuk olduğunu belirterek işlem yapılmasından kaçmak istedi. 2 ayrı bahanesiyle başarılı olamayan sürücü bu kez de “Ruhsatım var” diyerek yakalattığı tabanca yerine tüfek ruhsatı gösterdi. 3 ayrı bahanesiyle işlemden kaçamayan sürücü son olarak tabancayı kabullenerek “Benim, tamir için taşıyorum” dedi. Tabancaya bekçiler tarafından dolu boş kontrolü yapıldıktan sonra el konulurken ruhsatsız tabanca taşımaktan gözaltına alınan sürücü adli işlemler için polis merkezine götürüldü.
Bartın Bartın’daki feci yangının tanıkları yaşanan dehşeti anlattı Bartın’da 1 kişinin öldüğü, 2 kişinin yaralandığı yangında şok detaylar ortaya çıkarken, olayın tanıkları ise yaşanan dehşeti anlattı. Bartın’ın Kayadibikavlak Köyü Örencik Mahallesi’nde bulunan tek katlı bir evde saat 20.30 sıralarında kesin sebebi henüz bilinmeyen bir nedenle yangın çıktı. Bitişiğindeki eve de sıçrayan yangında Tevfik Çetinbağ hayatını kaybederken, eşi Seher Çetinbağ, ile kardeşi Selim Çetinbağ ağır şekilde yaralandı. Olay yerine itfaiye, jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. İtfaiye ekiplerinin yaklaşık 2 saat süren çalışmalarının ardından yangın söndürülürken, iki ev de kullanılamaz hale geldi. Yaralılar ambulansla hastaneye kaldırılırken, durumlarının ağır olduğu belirtildi. Boş tüpü itfaiye evden uzaklaştırdı Yangın esnasında Bartın Merkez İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri, bölgede geniş güvenlik tedbirleri alındı. Yangının tamamen söndürülmesinin ardından nöbetçi savcı ve olay yeri inceleme ekipleri, evin içerisinde, çevresinde detaylı inceleme yaptı. Evin kapısının önündeki boş tüp ise, ekiplerin incelemesinin ardından bir itfaiye eri tarafından kapının önünden alınarak, yola çıkartıldı Faciada şok detaylar Facianın ardından olayla ilgili sır perdesi de aralanmaya başladı. Yanarak ölen Tevfik Çetinbağ’ın yatalak hasta olduğu ve yangından kaçamadığı öğrenildi. Patlama esnasında kocasıyla birlikte evde bulunan Seher Çetinbağ’ın patlamanın hemen ardından yardım istemek için dışarı çıktığı ve kocasının kardeşi olan Selim Çetinbağ ile birlikte yatalak eşini kurtarmak için alevlerin arasına girdiği belirtildi. Alevlerin arasında kalan Seher Çetinbağ ve kaynı Selim Çetinbağ, Tevfik Çetinbağ’ı kurtarmayı başaramazken, kendileri de ağır bir şekilde yaralandı. "Gaz sızıntısı" iddiası Yapılan ilk incelemelerde, Seher Çetinbağ’ın olaydan birkaç saat önce tüp değişimi yaptığı belirlendi. Dolu tüpü kendisini ocağa monte ettiği ileri sürülen Seher Çetinbağ’ın, yemek yapmak için tüpü açtıktan bir süre sonra tüpten sızan gazın alev aldığı ve patlamanın meydana geldiği tahmin ediliyor. Yangının kesin sebebinin ise itfaiye ve olay yeri inceleme ekiplerinin hazırladığı raporların tamamlanmasının ardından ortaya çıkacağı kaydedildi. Patlama sesine irkildiler Alevlerin kül ettiği evlerin yaklaşık 5 metre uzağındaki evde oturan Belma Çetinbağ ve yengesi Fatma Çetinbağ, o anlarda yaşanan dehşeti anlattı. Yangında amcasını kaybeden ve babası yaralanan Belma Çetinbağ, yemek yerken patlama sesi ile irkildiklerini kaydetti. Patlama sesinin ardından dışarı çıktıklarında ise amcasının kaldığı evin alevlerin arasında kaldığını gördüğünü kaydeden Belma Çetinbağ, “Akşam yemeği yiyorduk. Ben yan evdeki üst kattaydım. Bir yerde bir patlama gibi bir ses oldu. Ben yengeme, soba gibi bir şey patladı dedim. Yengem dışarı çıktı. Ev yanıyor diye bağırmaya başladı. Dışarı çıktım ben de, baktım ahşap ev birden alev almış” dedi. Kurtarmak isterken alevlerin arasında kaldılar Babası ve yengesinin yatalak amcasını kurtarmak için alevlerin sardığı eve girince yaralandığını söyleyen Belma Çetinbağ, “Babamla yengem de, sakat amcamı kurtarmak için eve girmişler ama kurtaramamışlar. Zaten ev bir anda alev aldı. Evde 2 kişi vardı, amcamla yengem vardı. Tüp patlayınca yengem, dışarı çıkıp bizimkileri mi çağırdı, ne olduğunu tam olarak bilmiyorum. Babamla, yengem tekrar amcamı kurtarmak için girmişler içeri. Sonuç olarak ikisi de yandı. Onlar da şu an hastanede. Amcam tamamen yandı. Yengem de yanmış olarak içeriden çıktı. Ambulans hastaneye götürdü. Amcam sakattı, sol tarafı hiç tutmuyordu, yatalaktı, yatağa bağlıydı” diye konuştu. “Yengem büyük ihtimal tüpü tam takamadı” Patlamanın ve yangının tüp değişiminden sonra olduğunu kaydeden Belma Çetinbağ, “Yengemin bu akşam tüpü değiştirdiği söylenmişti. Büyük ihtimal tüpü tak takamadı, çakmağı çakınca öyle patlama oldu. Zaten yengem tüpü yeni değiştirmiş. Büyük ihtimal tüpten oldu. Tüpü tam takamadı herhalde” diye konuştu. ‘Emmi yanıyor’ diye bağırma sesi duydum” Emmi yanıyor diye bağırma sesi üzerine alevlerin arasında kalan amcası Tevfik Çetinbağ’ı kurtarmaya çalıştığını anlatan Fatma Çetinbağ ise, “Akşam yemeğini yiyorduk, o anda aniden bir dinamit patlaması gibi bir patlama oldu. Ben merdivenden aşağıya inerken baktım emminin evi alev almış. ‘Emmi yanıyor’ diye bağırma duydum. Kurtarmaya çalıştım, camı falan açtım ama kurtaramadık. Bir şey yapamadık, çok üzgünüm. Yemek yaparken mi olmuş bilmiyoruz. Tüp mü patladı bilmiyoruz. Ama akşamüstü, boş tüpü kapının ağzına koydu. Galiba tüpten oldu” diye konuştu. Olay yerinde yapılan incelemelerin tamamlanmasından sonra ise Tevfik Çetinbağ’ın yanan bedeni, ceset torbasına konularak, evden çıkartıldı. Çetinbağ’ın cesedi, evin önüne getirilen tabutun içerisine yerleştirildi. Tabuta konulan Tevfik Çetinbağ’ın cesedi jandarma, itfaiye ekipleri ve vatandaşlar tarafından cenaze aracına taşındı.