POLİTİKA - 22 Ocak 2018 Pazartesi 16:35

Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Bizim bir Kızılelma’mız var”

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Bizim bir Kızılelma’mız var”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Tüm dünyaya milletin evinden ilan ediyorum, ülkemizin hiç kimsenin bir karış toprağında gözü yoktur, olmamıştır.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Tüm dünyaya milletin evinden ilan ediyorum, ülkemizin hiç kimsenin bir karış toprağında gözü yoktur, olmamıştır. Türkiye’nin bu operasyonlardaki temel amacı milli güvenliği yanında Suriye’nin toprak bütünlüğü ile Suriye halkının can ve mal emniyetine de katkıda bulunmaktır. Ne zaman iş biterse bizim orada durmaya merakımız yok, çekilmeyi biliriz. Bunun için birilerinden icazet almak gibi bir derdimiz yok” dedi.


Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde düzenlenen Ankara Sanayi Odası 54. Yıl Ödülleri töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Afrin operasyonuna yönelik önemli açıklamalarda bulundu. Erdoğan bir askerin “Nereye gidiyorsunuz?” sualine “Kızılelma’ya gidiyoruz” dediğini hatırlatarak, “Evet, bizim bir Kızılelma’mız var. Biz o hedefe doğru gidiyoruz” diye konuştu.



”13 OSB üretimin her alanında Türkiye’ye ve dünyaya hizmet veriyor”


Ankara’nın sadece bir idari başkent olmadığını, aynı zamanda ülkede sanayinin ve ticaretin merkez şehirlerinden biri haline geldiğini belirten Erdoğan, “Dünyada Ankara gibi sonradan başkent ilan edilmiş şehirler genellikle sadece bürokratik kuruluşlardan ve onların destek unsurlarından ibarettir. Ankara ise en başından itibaren sanayide, ticarette, tarımda, eğitimde, kültür ve sanatta, her alanda iddia sahibi şehir olduğunu ispat etmiştir. Halen il sınırları içinde faaliyet gösteren 13 OSB üretimin her alanında Türkiye’ye ve dünyaya hizmet veriyor. Bunlardan 3 tanesi de doğrudan ASO tarafından kurulmuştur. Başkentimizin öne çıkan sanayi kuruluşlarına baktığımızda savunma sanayi, otomotiv ve enerji şirketlerinin özellikle dikkatimizi çektiğini görüyoruz. Demek ki Ankara, hepsi de geleceğin sektörleri olan bu alanda iyi bir damar yakalamış durumda, hele hele savunma sanayi noktasında. Önümüzdeki dönemde bu potansiyeli daha da geliştirerek Ankara’nın sanayi ve ticaretin de başkenti olma vasfını güçlendireceğimize inanıyorum” şeklinde konuştu.



“Olay Kürt koridoru meselesi de değildir. Olay terör koridorunu bizim yok etme meselesidir”


Türkiye’nin bir istiklal ve istikbal davası olduğunu, bu davada hudutların güvenliği ne kadar önemliyse, ekonominin güçlenmesi ve gelişmesinin de o derece ehemmiyete sahip olduğunu belirten Erdoğan, “Çünkü, güçlü bir ekonomik zemine oluşmayan özgürlük mücadelelerinin kalıcı zaferlere ulaşma imkanı da yoktur” dedi.


Güvenlik güçlerinin sınırlar içinde ve dışında yakın tarihin en büyük mücadelelerinden birini yürüttüğünün altını çizen Erdoğan, “Bir yandan bölücü terör örgütü ile diğer yandan FETÖ ihanet çetesi ile, aynı şekilde irili ufaklı bir çok terör örgütü ile mücadele ediyoruz. Sınırlarımız boyunca oluşturulmak istenen, milli birliğimizi ve toprak bütünlüğümüzü alenen tehdit eden terör koridoruna ilk hançeri Fırat Kalkanı Harekatı ile vurmuştur. Bazı yazar çizerler, özellikle bizim bu operasyonlarımızı Kürtlere karşı yapılmış operasyonlar olarak ilan edip hedeften saptırma gayreti içine giriyorlar. Önce şunu çok açık söylüyorum, bizim Kürt vatandaşlarımızla bir sorunumuz yoktur, olay Kürt koridoru meselesi de değildir. Olay terör koridorunu bizim yok etme meselesidir. Böyle bir anlayışı, böyle bir yazıyı yazan da gerçekten bu ülkede az çok mürekkep yalamış, hele hele askerin içinde görev almış birileri olursa bu bizi ciddi manada üzer. Kürt koridoru nedir, terör koridoru nedir, bunu ben burada anlatacak değilim, bunu kendilerinin anlaması lazım” diye konuştu.



“Bu karşılıksız da kalmayacak. Bunun bedelini çok ağır ödüyorlar, ödeyecekler”


Suriye’nin kuzeyinden Türkiye’ye yönelik yıllardır devam eden tacizler olduğunu söyleyen Erdoğan, “Hatay’da oradaki enerji santralimizin olduğu yere attıkları havan ile bir şehidimiz var. Böyle bir mücadele içinde şehidimiz de olacak, gazilerimiz de olacak. Bu karşılıksız da kalmayacak. Bunun bedelini çok ağır ödüyorlar, ödeyecekler. Biz bu yoldan geri duramayız. Bu kanıdaki kararlılığımız ortadadır” şeklinde konuştu.


Daha önceden “Afrin hallolacaktır” dediğini hatırlatan Erdoğan, “Afrin’den geri adım atmak yok, biz bunu Rus dostlarımızla da konuştuk, mutabakatımız var, diğer koalisyon güçleri ile de konuştuk, Amerika ile de konuştuk. Ama biz Amerika’yı bir şeye ikna edemedik, biz kendilerine dedik ki, siz DEAŞ terör örgütü ile mücadeleyi niçin bir terör örgütü ile yapıyorsunuz, PYD-YPG-PKK gibi terör örgütü ile yapıyorsunuz, gelin bunu stratejik ortağınız olan Türkiye ile beraber yapın, biz buna varız, onları bir kenara koyalım, terörü güçlendirmeyelim. Dediler ki, ‘Bizim generallerimiz bize ‘Türkiye’nin bu işe tahsis ettiği ekip veya ordu yeterli değil.’ Sizin generalleriniz size yanlış söylüyor, bunları ikili görüşmede de heyetler arası görüşmede de Sayın Trump’a söyledim ama dinlemediler. Siz bilirsiniz dedim, siz yolunuza biz yolumuza. 5 bin tır silah getirdi Amerika bu bölgeye. Bütün bunlar bu terör örgütlerine dağıtıldı. Bugün Suriye’nin kuzeyinde 20 kadar Amerika’nın üssü var. Bunları tüm halkımın bilmesi lazım. Bilme si lazım ki ‘ülkemde neler oluyor, bizim haberimiz yoktu, biz bilmiyorduk’ deme lüksüne kimse sahip olmasın. Şuanda 2 bin kadar kargo uçağı ile ayrıca bu bölgeye silah taşınmıştır. Bütün bunlar söylendiği zaman bize doğru konuşmuyorlar. Biz bunların hepsini biliyoruz, bize bu noktada dürüst davranın. Şuana kadar bu dürüstlüğü göremedik. Bizde Rusya ile yaptığımız görüşme çerçevesinde yolumuza devam ediyoruz. Afrin’de Mehmetçiğimiz görevini ifa ediyor ve edecek. Tüm dünyaya milletin evinden ilan ediyorum, ülkemizin hiç kimsenin bir karış toprağında gözü yoktur, olmamıştır. Türkiye’nin bu operasyonlardaki temel amacı milli güvenliği yanında Suriye’nin toprak bütünlüğü ile Suriye halkının can ve mal emniyetine de katkıda bulunmaktır. Hepimizin gözü önünde Suriye topraklarının bir kısmı üzerinde bölge halklarının tarihi, kültürel ve sosyolojik gerçekleri ile uzaktan yakından ilgisi olmayan bir yapı inşa edilmeye çalışılıyor. Bu yapı Türkiye için ne kadar büyük tehditse Suriye için, Irak için, İran için, daha da genişletirsek tüm bölgemiz için aynı derecede hayati bir tehdittir. Şunda 3,5 milyon bizde Suriyeli var. Kuzey Suriye’de, Cerablus’ta, El Bab’ta, Rai’de 2 bin kilometrekarelik alan şuanda kontrolümüzdeyse, Cerablus’a 100 bin insan geri döndüyse, aynısı Afrin’de de olacak, İdlib’de de olacak. Bizdeki Suriyeli kardeşlerimiz kendi vatanlarına ve evlerine dönme imkanını bulacaklar. Biz kendimizle birlikte bölgemizdeki tüm kardeşlerimizin geleceğini, güvenliğini, huzurunu ve geleceğini de savunuyoruz. Halen ülkemizde hayatlarını sürdüren 3,5 milyon Suriyeli misafirimizin kendi evlerine dönebilmelerinin bizim sağlayacağımız huzur ve güven iklimi ile mümkün olduğunu biliyoruz. Fırat kalkanı Harekatı’nda bunu bizzat yaşayarak gördük. İdlib ve Afrin’de aynı huzur ve güven iklimini tesis ettiğimizde 100 binlerce Suriyeli kardeşimiz kenti yurtlarında hayatlarını sürdürme imkanına kavuşacaktır. Bu açık gerçeğe rağmen yaptığı meşru operasyonlar sebebiyle Türkiye’yi eleştirenlerin hiçbirinin deri Suriye halkının sorunlarının çözümü ve geleceği değildir. Yaklaşık 6 milyonu ülke dışında olmak üzere, 13 milyon Suriyelinin çektiği acılar başkalarının umurunda olmayabilir ama bizim umurumuzdadır. Bunların hepsi de bizim kardeşimizdir, tarih bunun şahididir. Türkiye Afrin’de Kürtlere karşı değil, oradaki terör örgütüne karşı mücadele etmektedir. Afrin’de yüzde 55 Arap, Yüzde 35 Kürt var, diğeri Türkmen. Orada bir terör örgütü var. Çok yakında görülecektir ki, terör örgütünün baskısı ortadan kalktığında bize en büyük teşekkür Afrin’deki Kürt, Türkmen ve Arap kardeşlerimizden gelecektir” ifadelerini kullandı.



“Bizim bir Kızılelma’mız var”


Türkiye’deki PKK gibi Suriye’deki PYD’nin de Kürtler için değil bölge üzerinde farklı emelleri, projeleri olan güçler için savaştığını belirten Erdoğan, “Bu hain projenin nihai hedefinin Türkiye olduğunu anlamamak için aptal olmak gerekiyor. Bu ülkede kimse saf da değil, aptal da değil. Zihnini ve ruhunu emperyalist güçlere kiraya vermiş bir avuç hain dışında hangi meşrepten, hangi görüşten, hangi kökenden olursa olsun tüm Türkiye Cumhuriyeti Devleti vatandaşları gerçekleri görüyor. Afrin operasyonumuza vatandaşlarımızın tamamı güçlü destek veriyor. Camilerimizden edilen dualardan, operasyona giden askerlerimizi durdurup alınlarından öpmeye kadar gözyaşları ile takip ettiğimiz nice güzel hadiseye şahit oluyor. ‘Nereye gidiyorsunuz’ sualine cevap ‘Kızılelma’ya gidiyoruz.’ Evet, bizim bir Kızılelma’mız var, bunu yaklaşık 1 ay kadar öncede Külliyede yaptığım bir konuşmada açıklamıştım. Biz o hedefe doğru gidiyoruz” dedi.


Kahraman askerlere Mehmet Akif Ersoy’un Ordunun Duası ile selamlayan Erdoğan, “el Bab’dan İdlib ve Afrin’e kadar, bilinen ve bilinmeyen pek çok yerde istiklalimiz ve istikbalimiz için ‘ölürsem şehit, dönersem gaziyim’ diyerek kahramanca mücadele eden tüm askerlerimize Rabbim’den kolaylıklar ve zaferler diliyorum. Rabbim Mehmet’imize dayanma gücü versin” diye konuştu.



“Ne zaman iş biterse bizim orada durmaya merakımız yok, çekilmeyi biliriz”


Afrin operasyonunun Fırat kalkanı Harekatı gibi hedeflerine ulaştığında sona ereceğini kaydeden Erdoğan, “Bazıları diyor ki, bunu diyen de enteresan, Amerika, ‘süre belli olmalı, fazla uzun olmamalı.’ Bende Amerika’ya soruyorum, Afganistan’da sizin süreniz belli oldu mu, ne zaman bitecek o? Biz iktidara gelmeden önce siz Irak’a girdiniz, Irak’ta bitti mi bu süre, hala Irak’tasınız. Şimdi kalkıp buraya da girdiniz, koalisyon güçleri ile buradasınız, bunun süresi olur mu, böyle bir savaş matematik bir olay değil, nasıl böyle bir şeyi sorarsın. Ne zaman iş biterse bizim orada durmaya merakımız yok, çekilmeyi biliriz. Bunun için birilerinden icazet almak gibi bir derdimiz yok. Bölgenin gerçek sahibi olan kardeşlerimizin huzur ve güven içinde yaşayabilecekleri bir yer haline getirilmesi konusunda gereken çalışmalara başlanacaktır. Kendi sınırlarına dayanan 3-5 mülteci karşısında dehşete kapılıp ortalığı ayağa kaldıranlardan, bu coğrafyada alçakça öldürülen 1 milyon insan için de birazcık hassasiyet göstermelerini istiyoruz. Uluslararası sistem bu bölgede ve dünyanın çeşitli yerlerinde yaşanan zulümlere gözünü kapatmaya devam ederse kendi meşruiyet zeminini ortadan kaldıracaktır. Onun biz ‘dünya 5’ten büyüktür’ diyerek tüm ülkeleri ve kuruluşları ikaz etmeye, kendilerini derleyip toparlamaya davet ediyoruz. BM Güvenlik Konseyini, bölücü terör örgütü Afrin’de kendisine tabi olmayanları vahşice infaz ederken toplantıya çağırmayanların böyle bir girişimde bulunmaya asla hakkı yoktur. Türkiye olarak bizim hiçbir yeri işgal etmek gibi bir amacımız yoktur. Bizim tek gayemiz var, oda gönülleri fethetmek. Bizim ecdadımız bu işi böyle yapmış, bizde böyle yapacağız. Ecdadımızdan böyle gördük, evlatlarımıza miras bırakacağımız anlayış da budur. Kendi geçmişleri sömürge ve ölümle örülü olanlardan gönüllerin fethi gibi bir inceliği anlamalarını beklemek belki biraz zorlama olacak ama en azından her fırsatta dünyaya telkin ettikleri demokrasi, insan hakları ve özgürlükler gibi değerler üzerinde bir anlayış birliği oluşturabileceğimizi ümit ediyoruz. Dün DEAŞ için seferberlik ilan edenlerden bugün bölücü örgüt konusunda sadece hakkaniyetli yaklaşım talep ediyoruz. Terör örgütleri karşısında ilkeli bir tutum sergilemeyenlerin çok uzak olmayan bir gelecekte bunun acısını çekmek zorunda kalacağını hatırlatmak istiyorum. Sınırlarımız boyunca bir terör koridoru oluşturmak için getirilen 5 bin tır ve 2 bin uçak dolusu silah bugün sadece bize karşı kullanılıyor olabilir. Biz parayla bu silahları bunlardan istedik, vermediler. Ama terör örgütüne ücretsiz olarak bu silahları veriyor. Pek biz nasıl oluyor da stratejik ortak oluyoruz, model ortak oluyoruz? Bunu anlamak mümkün değil. Hiç kimsenin kuşkusu olmasın ki yarın bu silahlar onlara gönderen ülkelere de dönecektir. Dün Reyhanlı’yı hedef alan roketlerin yarın hangi Amerika veya Avrupa şehrini vuracağını kimse bilemez. Terörün karakteri böyledir. Biz bu terör dalgasının da üstesinden geliriz. Sınırlarımız içindeki ve dışındaki teröristleri etkisiz hale getirme konusunda çok büyük tecrübe sahibiyiz. Suni bir güven ve refah duvarı içinde yaşayan ülkelerin benzer şoklara aynı derecede dayanıklı olup olamayacaklarını hep birlikte göreceğiz. Türkiye olarak tıpkı DEAŞ meselesinde olduğu gibi uluslararası camiaya gereken her türlü bilgi desteğini vermeye, mücadele katkı sunmaya devam edeceğiz. Suriye’de DEAŞ’a en büyük darbeyi Türkiye vurmuştur. Irak’ta DEAŞ ile mücadele Türkiye’nin oradaki üslerinde eğittiği güçler en ön saflarda yer almışlardır. Şuana kadar DEAŞ ile bağlantısını tespit ettiğimiz 56 bin kişiye ülkemize giriş yasağı koyduk. 6 bine yakın kişiyi de sınır dışı edip ilgili ülkeleri bilgilendirdik. Bunu rağmen sınır dışı ettiğimiz veya DEAŞ ile bağlantısı konusunda ikazda bulunduğumuz isimlerden bazılarının Avrupa’da ellerini kollarını sallayarak eylem yapabildiklerini gördük. Demek ki terörle mücadele konusunda diğer ülkelerin hassasiyeti bizimki kadar değil. Bizi asıl üzen ise ortadaki bu gerçeklere rağmen bazı çevrelerin hala ülkemizi terör örgütleri ile irtibatlı göstermeye çalışıyor olmasıdır. İnşallah endişelerimiz gerçekleşmez. Dünyayı daha güvenli ve huzurlu bir yer haline getirmek için kendi inisiyatiflerimiz yanında bölgesel ve küresel tüm oluşumlara katkı vermeye hazır olduğumuzu belirtmek istiyorum” diye konuştu.


İhracat, vergi, ar-ge, katma değer ve istihdam kategorilerinde 54 iş adamına ödüllerini Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın verdiği programa Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, Vali Ercan Topaca, eski Ekonomi Bakan Zafer Çağlayan, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, ASO Başkanı Nurettin Özdebir ve Ankaralı iş adamları katıldı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ağrı Ağrı İl Emniyet Müdürlüğü, Mahalli İdareler seçimleri için hazır 31 Mart 2024 Mahalli İdareler seçimlerine sayılı günler kala Ağrı İl Emniyet Müdürlüğü, seçim tedbirleri ve güvenlik çalışmaları ile alakalı toplandı. Ağrı İl Emniyet Müdürü Yılmaz İpar başkanlığında İl Emniyet Müdür Yardımcıları ve ilgili Birim Amirlerinin katılımıyla gerçekleştirilen toplantıda, seçimlerde alınacak tedbirler detaylı şekilde ele alındı. Oy kullanılacak okullarda görev yapacak personelin belirlenmesi ve gerçekleştirilecek güvenlik uygulamaları hakkında bilgi sunumları yapıldı. Toplantının ardından açıklamada bulunan Ağrı İl Emniyet Müdürü Yılmaz İpar, 31 Mart 2024 Mahalli İdareler seçimlerine hazır olduklarını vurguladı. İpar, "Ağrı’da huzurlu ve güvenli bir seçim ortamı sağlamak için tüm imkanlarımızı seferber ediyoruz. Seçim boyunca tüm sandıklar ve oy kullanma yerleri 7/24 emniyet güçlerimiz tarafından korunacak" dedi. İpar, şunları kaydetti: "Seçimlerde herhangi bir provokasyona ve yasa dışı faaliyete izin vermeyeceğiz. Vatandaşlarımız oy kullanırken rahat ve huzurlu bir ortamda oy kullanabilecekler. Tüm hemşehrilerimizden de seçimlere demokratik olgunluk içinde katılmalarını ve herhangi bir olumsuzluğa mahal vermemelerini rica ediyoruz." Ağrı İl Emniyet Müdürlüğü, 31 Mart 2024 Mahalli İdareler seçimlerinin huzur ve güven içinde tamamlanması için tüm imkanlarını seferber etmeye devam edeceğini bildirdi.
İstanbul Bakan Tunç: "Mehmet Selim Kiraz’a sıkılan kurşun Türkiye’ye sıkılan kurşundu, adalete, hukuka sıkılan kurşundu" Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz anısına düzenlenen iftar programında hakim ve savcılarla bir araya gelen Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "Mehmet Selim Kiraz’a sıkılan kurşun Türkiye’ye sıkılan kurşundu. Ona sıkılan kurşun adalete, hukuka sıkılan kurşundu. Hakim ve savcılarımız, yargı mensuplarımız şehidimizin emanetine sahip çıkma noktasında hep beraber mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz” dedi. Çağlayan’da 2015 yılında İstanbul Adalet Sarayı’ndaki makam odasında DHKP-C’li teröristlerce şehit edilen Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz anısına Haliç Kongre Merkezi’nde iftar yemeği düzenlendi. İftar programına Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Şaban Yılmaz, bakan yardımcıları, HSK üyeleri ve İstanbul’da görev yapan 500 hakim ve savcı katıldı. Şehit Savcı Mehmet Selim Kiraz anısına tertip edilen iftar yemeğindeki konuşmasına Selim Kiraz’ı yad ederek başlayan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “Bugün şehidimiz Mehmet Selim Kiraz’ın şehadete ulaşmasının 9. yıldönümü münasebetiyle İstanbul Adliyesi’ndeydik. Bir anma programı gerçekleştirdik, onu dualarla yad ettik. Terörle mücadelemizdeki kararlılığımızdan taviz vermeden yolumuza devam edeceğiz. Ona sıkılan kurşun Türkiye’ye sıkılan kurşundu. Ona sıkılan kurşun adalete, hukuka sıkılan kurşundu. Hakim ve savcılarımız, yargı mensuplarımız şehidimizin emanetine sahip çıkma noktasında hep beraber mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı. Adaletin tecellisi hususunda hem fiziksel kapasite hem yargı reformları gerçekleştirildiğini belirten Tunç, “Sizler kürsüde adaletin tecellisi için fedakarca çalışıyorsunuz. İstanbul’daki yargı hizmetlerinin aksamadan devam etmesi, adaletin tecellisi ve sizlere destek olma noktasında gerek Adalet Bakanlığımız gerekse Hakimler ve Savcılar Kurulu olarak yoğun bir çalışma içerisindeyiz. Fiziki mekanların teknoloji ile donatılması önemli. Ama kürsüde görev yapan insan unsuru, adaletin tecellisi noktasında sizlerin gayretleri her şeyden daha önemli. Kıymetli yargı mensuplarımız, ülkemiz 22 yıldan bu yana güvenilir adalet sisteminin tesisi bakımında önemli mesafe kat etti. Fiziki mekanların, kapasitenin artırılması konusunda önemli mesafe aldık. Müstakil adliye sarayları bakımından bakıldığı zaman, 500 bin metrekare kapalı alandan bugün 6 milyon metrekare kapalı alana çıktık. Sadece fiziki kapasite yargı teşkilatımızın, güvenilir bir yargı sisteminin tesisi bakımından elbette yeterli değil. İyi ve ihtiyaca cevap veren bir mevzuatın olması gerekiyor. Dolayısıyla bu konuda da temel kanunlarımızı çağın ihtiyaçlarına uygun hale getirdik. Hukuk fakültelerinde kontenjanın azaltılıp kalitenin yükseltilmesi, hukuk fakültesi mezunlarının hukuk mesleklerine giriş sınavlarını kazandıktan sonra hakim, savcılık sınavlarına katılabilmesi, avukatlık stajına başlayabilmesi 2024’ten itibaren uygulamaya geçecek. Hem savunmayı güçlendireceğine hem de hakim savcı sınavından önce bir ön elemenin yapılması gerektiğine inanıyoruz. Mevzuatımızın iyileştirilmesi bakımında yargı reformu strateji belgemizi de seçimden sonra inşallah Sayın Cumhurbaşkanımız açıklayacak. Hazırlıklarımızı tamamladık. Sizlerle beraber vatandaşımızın yargıya güvenini daha üst noktaya taşımanın gayreti içerisinde gece gündüz çalışacağız. Hedefimiz daha güvenilir bir adalet sistemini tesis etmek ve bu uğurda da sizlerin gayretlerine müteşekkiriz” şeklinde konuştu.
İzmir Karşıyaka, stadyum için taraftar mitingi düzenledi Yıllar önce yıkılan stadyumunu geri isteyen Karşıyaka taraftarı, bir ilke imza atarak taraftar mitingi düzenledi. Mitingde açıklamalarda bulunan Karşıyaka Spor Kulübü Başkanı İlker Ergüllü, “10 yıl önce burası bilmediğimiz bir sebepten dolayı yıkıldı ve artık biz stadyumumuzu geri istiyoruz” dedi. İzmir’in en köklü kulübü olan Karşıyaka, 31 Mart Yerel Seçimlerine az bir süre kala yönetim, sporcular, camia ve binlerce taraftar birleşip, senelerdir yapımını bekledikleri yeni stadyum için Türkiye’nin ilk taraftar mitingini gerçekleştirdi. 2015 yılında yeni stadyum projesi kapsamında yıkılan eski Karşıyaka İlçe Stadı’nın atıl kalan arazisinde düzenlenen mitingde açıklamalarda bulunan Karşıyaka Spor Kulübü Başkanı İlker Ergüllü, “Öncelikle değerli vaktini ayırıp buraya gelen herkese çok teşekkür ediyorum. Taraftarımızın bu hafta başı yaktığı ateşe biz de yönetim olarak eşlik ettik. Sonucu da şu anda gördüğüm kadarıyla muhteşem oldu. Karşıyaka Spor Kulübü her şeyden önce bir eğitim öğretim kurumudur. Yıllarca birçok gence spor hayatıyla birlikte kötü alışkanlıklara bulaşmadan büyüme imkanı sağlamıştır. Birçok sporcu yetişmesini sağlamıştır. Burası da bizim okul binamızdır. 10 yıl önce burası bilmediğimiz bir sebepten dolayı yıkıldı ve biz artık geri istiyoruz. İzmir’in önde gelenleri bize destek olmalı ve Karşıyaka stadyumunu geri almalı. Sizlere de bunun için büyük bir iş düşüyor. Hep beraber bunu başaracağız” dedi. “Karşıyaka’nın stada ihtiyacı var” Söz hakkı verildiği için mutlu olduğunu ifade eden Karşıyaka Spor Kulübü Kaptanı Haydar Yılmaz, “Bu tarz konuşmalara çok alışık değilim. Karşıyaka’nın bu stada çok ihtiyacı var. Bu haklı bir isyan ve haklı bir direniştir. Karşıyaka stadını istiyor. Hep birlikte bunu başaracağız” dedi. “Yeter diyoruz” Karşıyaka Voleybol oyuncusu Selen Naz Kıran, “Kulübümüzün stadyumu yıkıldı maalesef yıllar geçmesine rağmen yerine bir türlü yeni tesis yapılmıyor. Artık bu duruma sessiz kalmak mümkün değil. Yıllardır umutla gelecek günleri bekliyoruz fakat artık sabrımız tükeniyor. Buradaki o eski heyecanı yıkıntılar ve umutsuzluklar almış durumda. Yıllarca emek verdiğimiz ter döktüğümüz ve ruhumuzu verdiğimiz bu alanı geri istiyoruz. Sadece bir spor tesisi değil aynı zamanda topluluk merkezi olacak stadyumumuz için yetkililerden bir adım bekliyoruz. Karşıyaka Spor Kulübü olarak artık yeter diyoruz” şeklinde konuştu. “Stadyumu hak ediyoruz” Karşıyaka’da doğup büyüdüğünü ve bu kulüpte yetiştiğini dile getiren Mert Celep: “Buradaki herkese verdikleri desteklerden dolayı teşekkür ediyorum. Çok mutluyum. Tüm çocukluğum bu stadyumda geçti. Çoğu zaman idmanlarımızı burada yaptık. Ama maalesef bilmediğimiz sebeplerden dolayı birkaç sene önce bu stadyumu yıktılar. Artık bize yıllardır verilen sözlerin tutulmasını istiyoruz. Ben Karşıyaka Spor Kulübü’nün ve taraftarının bu stadyumu sonuna kadar hak ettiğini düşünüyorum. Öte yandan düzenlenen taraftar mitingine CHP İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Cemil Tugay, İYİ Parti Adayı Ümit Özlale, İYİ Parti Karşıyaka Belediye Başkan Adayı Yetkin Hafızoğlu AK Parti Karşıyaka Belediye Başkan Adayı İsmail Çiftçioğlu katılım gösterdi.
Diyarbakır DTSO’da “Gençlerin Dijital Sektörlerde İstihdamın Artırılması Projesi” düzenlenen etkinlikle başladı Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası Bilim Eğitim Vakfı bünyesinde yürütülen AB destekli "Gençlerin Dijital Sektörlerde İstihdamının Arttırılması Projesi" açılışı düzenlenen etkinlikle gerçekleştirildi. Diyarbakır Gastro İnovasyon Merkezin’de düzenlenen DTSO Başkanı Mehmet Kaya, DTSO Yönetim Kurulu Üyeleri Kamu Kuruluş Temsilcileri ve Sivil toplum örgütü temsilcileri katıldı. Etkinliğin açılış konuşmasını yapan DTSO Başkanı Kaya, "Ticaret ve Sanayi Odası olarak kentte işletmelerin büyümesi, yeni girişimlerin kurulması ve daha katma değerli üretim ve hizmet sunumu için insan kaynağının oldukça önemlidir. Bu nedenle kendi kurduğumuz merkezlerde gençlere ve kadınlara yönelik çalışmalara son yıllarda öncelik vermeye başladık” dedi. “Ekonomimiz için oldukça önemli bir avantaj olan gençlerimizin ve kadınlarımızın işgücüne katılımının düşük olması en temel sorunlarımızdan biri” diyen Kaya, “Gençlerimiz iş bulmakta zorlanıyor. İşletmelerimiz de son yıllarda artan bir şekilde çalışan bulmakta zorlanıyor. Bunun nedenlerine odaklanmak, çözümler üretmek ve projeler geliştirmek önceliğimiz oldu. Bu kapsamda da Diyarbakır Sanayi Mektebi başta olmak üzere merkezlerimiz bünyesinde eğitimler, farkındalık çalışmaları, etkinlikler düzenliyoruz. Şimdi de işletmeler tarafında eşleştirme, gençler ile bir araya getirmeye odaklanmaya başlayacağız” ifadelerinde bulundu. Genç nüfusun kalıcı işsiz olması, ev genci denilen, görünmeyen, iş aramayan gençlerin sayısında artışın kent için önemli toplumsal ve ekonomik sorunlar barındırdığına değinen Kaya, sözlerini şöyle sürdürdü: “Gelecek dönemde en çok eğilmemiz ve üzerinde durmamız gereken hususun gençlerimizin iyi eğitim alması, eğitimlerden sonra desteklenmesi ve istihdama aktif ve sürdürülebilir bir şekilde katılması olmalı. Elbette bu sadece oda olarak bizim işimiz değil ve tek başımıza da yapabileceğimiz bir husus değil. Biz iki yıldır farklı işbirlikleri ile bu alanda çalışıyoruz ve hem gençlerin hem de işletmelerin karşılaştıkları sorunları kısıtları daha iyi görüyoruz. Şimdi tüm STK’larımızın ilgili kurumlarımızın ve yerel yönetimlerimizin bu soruna birlikte daha çok odaklanması gerektiğini düşünüyoruz. Bugün aldığımız hibe desteği ile başlattığımız çalışmaları sizlerle paylaştık. Bunları yaparken de yerelde işbirlikleri sağladık. Ben proje süresince işbirliği sağladığımız İŞ-KUR Müdürlüğümüze, Milli Eğitim Müdürlüğümüze, Yenişehir Halk Eğitim Müdürlüğüne, Karacadağ Kalkınma Ajansına, Gençlik ve Değişim Derneğine çok teşekkür ediyorum." Daha sonra konuşan DTSO Bilim Eğitim Vakfı Başkan Yardımcısı Faruk Korkmaz, “Genç nüfusumuz ilimiz ekonomisi için en önemli avantajlardan biri. Ancak gençler sürdürülebilir bir şekilde istihdama katılamıyor ve iş aramaktan vazgeçiyor. Bu sorunun çok fazla nedeni var elbette. Önemli yapısal sorunlarımız da var. Ancak yerelde çözümler üretilmesi ve yerel dinamiklerin bu sorunu sahiplenmesi oldukça önemlidir. Diyarbakır Sanayi Mektebi’ni 2019 yılında açtık. Önceleri yaygın nitelikli eğitimler ile başladık. KOBİ’ler, çalışanlar, kadın girişimciler için 100’ün üzerinde eğitim düzenledik ve yaklaşık 5 bin kişiye ulaştık. 1,5 yıldır eğitimde, istihdamda ve mesleki eğitimde olmayan gençlere yönelik çalışma yapıyoruz. Moda tasarım, aşçı yardımcılığı, barista, yazılım dilleri gibi eğitimler düzenledik ve sonrasında da işletmeler ile nasıl eşleştirebileceğimize bakmaya başladık. Sanayi Mektebi’nde düzenlediğimiz eğitimleri, İŞ-KUR İl Müdürlüğü, Milli İl Eğitim Müdürlüğü, Karacadağ Kalkınma Ajansı, Yenişehir Halk Eğitim Merkezi, Gençlik Değişim Derneği ile yapıyoruz. Şu an Sanayi Mektebinde animasyon, web tasarım, kısa film ve grafik tasarım eğitimlerimiz var” şeklinde konuştu.