POLİTİKA - 21 Mayıs 2018 Pazartesi 23:04

Cumhurbaşkanı Erdoğan iftarda büyükelçilerle bir araya geldi

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan iftarda büyükelçilerle bir araya geldi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Attığı son provokatif adım ile Amerikan yönetimi İsrail’in katliamlarına ortak olmuştur.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Attığı son provokatif adım ile Amerikan yönetimi İsrail’in katliamlarına ortak olmuştur. Açık söylüyorum, Amerika’nın eline Filistinli çocukların kanı bulaşmıştır” dedi.


AK Parti Genel Merkezi’nde büyükelçilerle iftarda bir araya gelen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye, İran ve İsrail’de yaşanan gelişmelere değinerek, Amerikan yönetimini attığı yanlış adımlar nedeniyle eleştirdi. Dünyanın çok zorlu ve sancılı bir süreçten geçtiğini, karşı karşıya olunan sorunların sadece bir bölge için değil küresel anlamda herkes için farklı düzeylerde de olsa tehditler arz ettiğini kaydeden Erdoğan, “Terör, şiddet, ırkçılık, ayrımcılık, açlık, yoksulluk, düzensiz göç, insani krizler, doğal felaketler tüm insanlığı büyük sınamalarla karşı karşıya bırakıyor. Dünyanın neresinde olursa olsun kimse kendini tam anlamda güvende hissedemiyor. Geleceğe dönük umutlar bilhassa gerilim, fakirlik ve kaosun hakim olduğu ülkelerde giderek yok oluyor. Belirsizlik ve güvensizlik uluslararası sistemin adeta belirleyici niteliği haline geldi. Dünyamız adeta kendi içinde hastalıklarla kıvranan, ıstırap çeken dev bir organizmaya dönüştü. Biz ise tüm insanlık olarak sosyal, siyasal ve beşeri hayatımızı giderek daha fazla saran bu hastalıklara şifa bulmakta yeterli başarıyı gösteremiyoruz” diye konuştu.


Küresel anlamda barış ve istikrarın anahtarının diplomasi olduğunu kaydeden Erdoğan, “Dünyadaki mevcut krizleri çözmenin, yenilerinin de önüne geçmenin yolu diplomasiden geçiyor. Fakat son dönemde krizlere çözüm vasıtası olarak diplomasinin ciddi anlamda erozyona uğratıldığını görüyoruz. Diplomasinin imkanlarına daha çok başvurmamız gereken bir dönemde ne yazık ki bunlardan daha fazla istifade edemiyoruz. Diplomasinin ikili ve çok taraflı sorunları çözmeye, işbirliği ve diyaloğu geliştirmeye, dünyamızı herkes için daha yaşanabilir bir yer kılmaya dönük araçlarını etkin şekilde kullanamıyoruz. Yakın coğrafyamız başta olmak üzere bu yetersizliğin pek çok acı örneği vardır. Mesela Rum tarafının kaprisleri sebebiyle Kıbrıs sorununda bir türlü mesafe alınamıyor. Filistin meselesi giderek daha çok masum insanın hayatını kaybettiği bir trajediye dönüşüyor. 7 yıldır 13 milyon Suriyeliyi evinden eden, 1 milyondan fazla insanın hayatına mal olan Suriye krizinde çözüm yolları birileri tarafından hep tıkanıyor. Yemen’de devam eden kaos, Libya’daki sıkıntılar, Ukrayna’daki malum durum diğer örneklerdir. Bu krizlerde yeterli irade gösterilmediği, diplomatik çabalar sabote edildiği için masum insanlar bedel ödemeye devam ediyor. Diplomasiyi kullanmama özellikle bu sorundan çok daha büyüğü, çok uzun uğraşlar sonucu elde edilen diplomatik kazanımların dinamitlenmesi sorunudur. Özellikle popülist kaygılarla hareket eden kimi politikacıların bu konuda züccaciye dükkanına giren fil misali hareket ettiğini görüyoruz. Yerleşik teamüller ve uluslararası hukuk ayaklar altına alınırken, bölgesel barışın dinamosu olan çok taraflı anlaşmalar bir çırpıda rafa kaldırılabiliyor. Irkçı, göçmen karşıtı, İslam düşmanı, çatışmacı ve aşırı sağcı akımların siyaset üzerindeki baskıları ve talepleri ise bu ateşe adeta benzin döküyor. Popülizm eksenli iç ve dış politika, Batılı devletler başta olmak üzere dünyanın pek çok ülkesini giderek daha fazla esir alıyor” şeklinde konuştu.



“Açık söylüyorum, Amerika’nın eline Filistinli çocukların kanı bulaşmıştır”


Küresel barışa zarar veren yıkıcı dış politika anlayışının tezahürlerinden birisinin de İran nükleer anlaşması ve Kudüs meselesinde atılan adımlar olduğunun altını çizen Erdoğan, “Sizler Türkiye’nin nükleer enerji ve silahlar konusundaki tavrını yakından izliyorsunuz. Enerji açığı olan bir ülke olarak biz nükleer enerjiden barışçıl amaçlarla faydalanılmasını savunuyoruz. Her ülkenin buna hakkı olduğunu düşünüyoruz. Enerji ihtiyacını bu yoldan karşılamak isteyen ülkelerin hakkına da herkesin saygı göstermesi gerektiğine inanıyoruz. Rusya Federasyonu ile geçen ay inşasına başladığımız Akkuyu Nükleer Güç Santrali, Türkiye’nin artan enerji ihtiyacının önemli bir kısmını karşılayacaktır. Nasıl dünyanın 31 ülkesindeki 450 nükleer santral bizim için tehdit değilse, çok sıkı denetlendiği sürece başkalarınınki de tehdit oluşturmayacaktır. Ülkemiz ve bölgemiz için asıl tehdit nükleer silahlardır. Ortadoğu önce bu silahlardan temizlenmelidir. Daha ileriye gidiyorum, tüm dünya nükleer silahlardan temizlenmelidir. Kendi ellerinde 15 bini aşkın nükleer başlıklı silah bulunduranlar şuanda dünyayı tehdit etmektedirler. Onlar rahatlıkla bunu kullanırken, farklı ülkelerde nükleer başlıklı silah olanlar onlar için niye tehdit oluşturuyor. Adil yaklaşım göstereceksek o zaman nükleer silaha sahip olduğu bilinen ülkelerin nükleer güç santrallerini tehdit olarak göstermesinin dünya kamuoyunda inandırıcılığı yoktur. Biz Türkiye olarak İran nükleer meselesi dahil, hal yoluna konmuş krizlerin yeniden köpürtülmesini kabul etmiyoruz. Amerikan yönetiminin kararı karşısında diğer imzacı ülkelerin anlaşmaya bağlılıklarını ifade etmelerini de son derece olumlu buluyoruz. Kudüs’te yaşananlar ise popülist aymazlığın ne tür vahim sonuçları olabileceğinin en acı ispatıdır. Amerikan yönetiminin uluslararası hukuku, teamülleri, İİT ve BM Genel Kurulunun aldığı kararları çiğneyerek 14 Mayıs’ta attığı adım 62 Filistinli kardeşimizin şehit olmasına, 2 bin 700 Filistinlinin yaralanmasına neden olmuştur. İşgale karşı demokratik haklarını kullanırken İsrail’in devlet terörüne kurban verdiğimiz Filistinli şehitlere rahmet diliyorum. İsrail yönetiminin terörist diye yaftaladığı Filistinli şehitler arasında 8 aylık bebekler, kadınlar, gençler, tekerlekli sandalyedeki engelliler de bulunuyor. Attığı son provokatif adım ile Amerikan yönetimi İsrail’in katliamlarına ortak olmuştur. Açık söylüyorum, Amerika’nın eline Filistinli çocukların kanı bulaşmıştır. Analarının kucağında katledilen bebeklerin utancı, o bebeklere kurşun sıkma alçaklığı gösterenlerle beraber bu katillere suç işleme cesareti verenlerin de yüzüne yapışmıştır. Amerikan yönetiminin bundan sonra demokrasi, insan hakları, özgürlükler ve barış konusunda söyleyeceği sözlerin kıymeti olmayacaktır. Bebek katillerinin sırtını sıvazlayan bir anlayışın demokrasiden bahsetmesi tam bir oksimoronluk örneğidir. Kendi kendine çelişki örneğidir. Uluslararası hukuku çiğneyen bir zihniyetin başkalarına hukuk telkin etmesi de pişkinliktir, yüzsüzlüktür” ifadelerini kullandı.



“Filistin’de yaşanan son gelişmeleri yine BM Genel Kuruluna götüreceğiz”


Kudüs’te yapılan vahşetin ardından Türkiye’nin attığı adımları anlatan Erdoğan, “Kudüs’ü Şerif üzerindeki haklarımızdan taviz vermemekte kararlıyız. İlk kıblemizi on yıllardır kan, gözyaşı ve işgalden beslenen bir devletin insafına asla terk etmeyeceğiz. Zira biz özellikle o Harem-i Şerif’i çok farklı tanımış, anlamış olan bir ümmetiz, milletiz. Orada o kapı sadece belli bir dinin mensuplarının girip çıktığı kapı değil, İbrahim milletinin mensuplarının rahatlıkla gireceği bir kapı olarak inanmış ve böyle açılmıştır. Şimdi ise ne yazık ki siyonistler bu kapıyı kendi kapıları olarak telakki ediyor, Müslümanların ibadetlerine engel olmaya kalkıyorlar. Filistin’de yaşanan son gelişmeleri yine BM Genel Kuruluna götüreceğiz. Eminim ki, tüm İslam ülkelerinin ve vicdan sahiplerinin desteğini alacağız. Kudüs üç semavi dinin mensupları için barış, huzur ve eman yurdu olana kadar mücadelemizi sürdüreceğiz. Devletlerinin temsilcisi olarak ülkemizde bulunan siz değerli büyükelçilerin Türkiye’nin bu kutlu mücadelesine destek vereceğine inanıyorum” açıklamasında bulundu.



“Yeni nesil hibrit bir terör örgütü olan FETÖ ile kararlılıkla bir mücadele yürütüyoruz”


“PKK ve onun Suriye kolu PYD-YPG, DEAŞ, El Kaide, en önemlisi yeni nesil hibrit bir terör örgütü olan FETÖ ile kararlılıkla bir mücadele yürütüyoruz” diyen Erdoğan, uluslararası alanda terör konusunda çifte standardın devam ettiğini kaydetti. Erdoğan, “DEAŞ’a gelince yükselen sesler, PKK ve türevleri ile FETÖ söz konusu olduğunda birden suspus kesiliyor. Hatta PYD-YPG konusunda tavırlar örgütün adeta daha fazla zulüm ve baskı yapması için destek beyanına dönüşüyor. PKK paçavraları yıllardır batı ülkelerinde serbestçe kullanılabiliyor. Örgüt baskı ve tehditle para topluyor. Mensupları başkentlerin en merkezi meydanlarında terör propagandalarını rahatça yapabiliyor. Benzeri bir durum FETÖ için de geçerlidir. Bir gecede 251 insanımızı şehit eden, anayasal düzenimizi tehdit eden bu FETÖ ihanet şebekesinin başı Amerika’daki malikanesinde güvenle terör imparatorluğunu yönetebiliyor. Meclisimizi bombalayan, demokrasimizi yok etmek için kan döken caniler bugün dünyanın pek çok ülkesinde ellerini kollarını sallayarak gezebiliyor. Avrupa’da daha önce PKK’lı, DHKP-C’li teröristlere tanınan siyasi sığınma hakkı maalesef bugün FETÖ’cü alçaklar için seferber edilmiş durumda. Avrupa’nın birçok ülkesi eli masum kanına bulaşmış katiller için adaletten kaçabilecekleri güvenli limanlara dönüştü. Terör örgütleri karşısında böyle ikircikli bir tutum sergiledikçe kimse terörle mücadelede bir arpa boyu yol alınması mümkün değildir. Öncelikle teröriste terörist demeyi bilmek, sonra da onlara karşı elbirliği ile mücadele etmek şarttır. Bu vahim tablo karşısında Türkiye bekasına yönelik tehditleri kaynağında bertaraf etmek için kendi önlemlerini almaktadır” dedi.



“Zulmün fotoğrafı gayet açık ve nettir”


Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan önce büyükelçilere hitap eden Başbakan Yıldırım ise, dünyanın nefret, terör, güç çatışmaları ile çok yorulduğunu, yıllardır yapılan yanlışlıkların devam ettiğini, insanlığın geleceğinin tehdit altında olduğunu söyledi. Başbakan Yıldırım, “Teröre karşı bütün ülkelerin aynı cephede, aynı düşüncede olması ne yazık ki bir türlü gerçekleşmiyor. Çünkü çoğu kez terör örgütleri arasında farklı muamele, çifte standart yapılıyor. Bütün bu akıl almaz kötülükler basit hesapların bir sonucu olarak ortaya çıkıyor. Gelişmiş dünya bu vahşi tablonun yaşanmasına çoğu kez seyirci kalıyor. Hatta bazen sorumsuz yönetimler bu kabul edilemez yanlışların sebebi oluyor. Bu gidişatın dünyada iyi bir yere götürmeyeceği aşikardır. Bu gerçeği bütün ülkeler, bütün yönetimler bir an önce görmeliyiz, buna göre hareket etmeliyiz. Terör gibi, nefret gibi, adaletsizlik, ayrımcılık gibi, göç, açlık, yoksulluk gibi küresel sorunlara karşı ortak hareket etme zamanıdır. Türkiye uzun süredir bu ortak aklın, bu zeminin oluşması fikrini savunuyor” dedi.


“Bugün İsrail’de, Gazze’de akıl almaz bir zulüm var. Artık bu zulüm bir devlet politikası haline gelmiştir” açıklamasında bulunan Yıldırım, Kudüs’te yaşanan vahşet manzaralarının uygar dünyanın gözü önünde olduğunu belirtti. Yıldırım, “İsrail yönetiminin yıllardır devam eden insanlık dışı zulmü maalesef Ramazan’ın arifesinde bütün insanlığın gözü önünde cereyan etti. İnsanların çocuk, kadın, yaşlı demeden katledilmesi tam bir zulümdür, vahşettir, şiddetle kınıyoruz. Amerikan yönetiminin kararı da büyük bir yanlıştır, bu olayların tırmanmasında çok büyük payı olmuştur. Büyükelçilik taşıma kararı hem BM hem uluslararası hukuk hem de bölge barışı için büyük bir felaketin başlamasına sebep olmuştur. Bütün ülkelerin, bütün yönetimlerin cesaretle kısa vadeli menfaat hesaplarını bir kenara bırakarak bu gidişata karşı güçlü bir tavır ortaya koyma zamanı gelmiştir. Zulmün fotoğrafı gayet açık ve nettir. Türkiye olarak bütün ülkelerden zulme karşı barışın, adaletin, hukukun yanında yer almaya davet ediyoruz. Bizim millet olarak safımız zulme, zalimliğe karşı mazlum ve mağdur olanın yanında yer almaktır” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kütahya Kütahya’da "Oyunuzu hizmet ve eser siyasetinden yana kullanın" çağrısı AK Parti Kütahya İl Başkanı Mustafa Önsay, AK Parti Kütahya Belediye Başkan Adayı Kamil Saraçoğlu ve AK Parti Kütahya İl Genel Meclisi Adayı Muhterem Kılıç, 31 Mart’ta halka "Oyunuzu hizmet ve eser siyasetinden yana kullanın" çağrısında bulundular. AK Parti Kütahya İl Başkanı Mustafa Önsay, seçim sürecinde Kütahya merkezde 58 bin haneye ziyaret gerçekleştirdiklerini ifade etti. Önsay, "Artık pazar günü sandığa gidiyoruz. Bir seçim kampanyası sürecinin daha sonuna geldik. Bu süreçte Kütahyalı hemşehrilerimize bizlere kapılarını açtığı için teşekkür ediyoruz. Hakikaten güzel bir kampanya süreci geçirdik. Tabii AK Parti seçimden seçime kampanya yapan bir parti değil, biz 28 Mayıs günü akşam Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatıyla 31 Mart seçimleri için hazırlık yapmaya başladık. Bu süreçte, öncesinde henüz adayımız belli değilken ‘Mahallede gezek var’ programı ile 41 mahallemizde vatandaşlarımızla bir araya geldik. Dertlerini dinledik, taleplerini aldık. Sonraki süreçte 18 Ocak’ta Sayın Kamil Saraçoğlu adayımızın Cumhurbaşkanımız tarafından Kütahya AK Parti belediye başkan adayı gösterilmesinden sonra da yine sahada olmaya gayret ettik. Bu süreçte pek çok faaliyet yürüttük. ‘Mahalle Bizim Kütahya Bizim’ programımızı gerçekleştirdik. Yine 41 mahallemizde, mahallelerimizin sorunlarına hakim olduğumuzu, önceki ziyaretlerimizde o mahalleye dair beklentileri Başkanımız vatandaşlarımıza izah etti, projelerini anlattı. Bütün bu sürecin devamında yine son 10-15 günden beri Ramazan akşamlarını bir fırsat olarak görerek kapıları çalmaya devam ettik. Bütün bu süreçte toplam 58 bin hane ziyareti gerçekleştirdik. Bu tabi Kütahya için önemli bir sayı. 100 bin civarında seçmene ulaşabildiğimiz anlamına geliyor. 100 bin insana ulaşmak 58 bin kapıyı çalmak çok kolay bir süreç değil. Bu süreçte vekalet gösteren kadın kollarımıza, gençlik kollarımıza Merkez ilçedeki arkadaşlarımıza, ana kademedeki yönetim kurulu arkadaşlarıma, herkese teşekkür ediyorum. Tabi sadece 150 kişilik teşkilatımız değil, bunun dışında gönüllü olarak yine bu faaliyetlerde bize destek olan tüm gönüldaşlarımıza çok teşekkür ediyoruz. İnşallah hayırlısıyla pazar günü hep beraber sandıklara gidelim, reyimizi ortaya koyalım. Kütahya’mızın bundan sonraki 5 yılda ne olacağına hep birlikte karar verelim. AK Parti belediyecilik anlamında önemli bir marka. Sayın Cumhurbaşkanımızın bütün bu hareketi 1994’ten itibaren belediyecilikle başlamış bir hareket ve hakikaten önemli başarılara imza atıldı. Biz son 5 yıldan beri AK Parti olmayan bir belediye ile yaşadık. Bunun neler getirdiğini hep beraber gördük. İnşallah 31 mart günü ben inanıyorum ki Kütahyalılar Sayın Cumhurbaşkanımıza bir vefa göstereceklerdir ve yine Ak Parti’ye Sayın Cumhurbaşkanımıza, Kamil Saraçoğlu Başkanımıza destek vereceklerdir ve inşallah hep beraber bundan sonraki 2028 seçimlerine kadar Kütahya’da 3 vekilimizle, teşkilatımızla ve Belediye Başkanımız Kamil Saraçoğlu ile beraber şehrimizi büyütmeye ve geliştirmeye yönelik çalışmaya devam edeceğiz" diye konuştu. "Kütahyalılar demokrasinin unsurlarını yerine getiren bir yapıya sahip" AK Parti Kütahya Belediye Başkan Adayı Kamil Saraçoğlu, 31 Mart’ta Kütahya’nın tekrar AK Belediyecilikle tanışacağını dile getirdi. Saraçoğlu, "Süreç Cumhurbaşkanımızın AK Parti Kütahya Belediye Başkan Adayı olarak 18 Ocak’ta bizi ilan etmesiyle başladı. O günden bugüne yaklaşık 70 günlük bir süreyi geride bıraktık. 70 günlük süre boyunca biz hem hemşehrilerimizle bir araya geldik, esnaflarımızla bir araya geldik. Onları tek tek ziyaret ettik. Mahallelerimizde toplantılar gerçekleştirdik ve bu süre zarfında da biz geçmiş dönemde yaptığımız tüm projeleri halkımızla paylaştık ve yeni dönemde de hangi projeleri hayata geçireceğiz, hangi çalışmaları Kütahya’da yapacağız anlattık. Kütahya’yı daha iyi yerlere götürmenin gayreti içerisinde olacağımızın sözlerini verdik. Tabii ki geçmişte yaptığımız projelerimizi gelecekte yapacağımızın teminatı olarak gösterdik. Bu süreçte tüm hemşehrilerimize çok teşekkür ediyoruz. Artık seçim çalışmalarımızı noktalıyoruz. Bundan sonra 31 Mart’ta İnşallah tüm Kütahyalı seçmenlerimiz sandığa gidecek, biz susacağız onlar konuşacaklar ve tercihlerini gerçekleştirecekler. Tabi Kütahya halkı demokrasiye bağlı ve demokrasinin unsurlarını yerine getiren bir yapıya sahip. Geçmiş dönemde de belki Türkiye genelinde en yüksek seçime katılım oranları Kütahya’dadır. Bu dönemde de ben tüm seçmenlerimi özellikle AK Parti seçmenlerini sandığa davet ediyorum. Onlar da vatandaşlık görevlerini yapacak İnşallah 31 Mart’ta da biz tekrar AK Parti belediyeciliğini Kütahya Belediyesi’nde başlatmaya hemşehrilerimizle beraber hazır olduğumuzu dile getirmek istiyorum. Bir fetret dönemi yaşandı. Artık onun sonu geldi. İnşallah 31 Mart’ta sandıklar açılacak ve herkes bu çıkan sonuca razı olacak. Biz de hemşehrilerimizin kullanmış olduğu oyların başımızın üstünde yeri olduğunu beyan etmek istiyorum. İnşallah bu seçimi aldığımız andan itibaren de kollarımızı sıvayarak Kütahya halkına hizmetkar olmaya devam edeceğiz. Seçimlerin hem Kütahya’mıza, hem ülkemize hem de İslam coğrafyasına hayırlı olmasını temenni ediyorum. Bu süre zarfı boyunca, tüm teşkilatımızla beraber il teşkilatımız, Merkez ilçe teşkilatımız, Kadın Kolları, Gençlik Kollarıyla, Belediye Meclis üyelerimizle beraber, çalmadık kapı, sıkmadık el bırakmadık ve bu nokta itibarıyla da tüm hemşehrilerimizle kucaklaşma imkanı bulduk. İnşallah seçimler hayırlı uğurlu olsun diyorum" ifadelerini kullandı. "31 Mart pazar günü, sadece bu yerel seçim olarak görülmemeli" AK Parti Kütahya İl Genel Meclisi Adayı Muhterem Kılıç, AK Parti’nin 22 yılda yaptıklarının bundan sonra da yapacaklarının teminatı olduğunu belirtti. Kılıç, "Adaylık süreci 2 aya yakın bir süre önce belli oldu. Biz bu adaylık sürecinden beri merkez köylerimizin hemen hemen tamamını gezdik, vatandaşlarımızla hasbihal ettik, taleplerini aldık, beraber istişareler yaptık. Köylerimize yol, su, altyapı hizmetleri konusunda neler yapılabilir, yerinde gördük, gezdik, notlarımızı aldık. Tabi, malum iki gün kaldı seçimlere. 31 Mart pazar günü, sadece bu yerel seçim olarak görülmemeli, bu seçimde belediye başkanı, belediye meclisi, il genel meclisi, muhtar ve ihtiyar heyetini seçeceğiz ama sadece bu şekilde bir seçim olarak görülmemeli. Bu yaşadığımız bölgenin ve Türkiye’mizin önümüzdeki 5 yılını kapsayacak bir geleceğimizin oylamasıdır. Geçen yıl da milletvekili ve cumhurbaşkanlığı seçimlerimizi yaptık. Bu seçim daha da önem arz ediyor çünkü 5 yıl bir seçimsizlik süreci olacak ve AK Parti’mizin 22 yılda yaptığı hizmetlerin artık doruk noktasında yapılabilecek olan hizmetleri yapmamız için vatandaşımızın oylarını daha dikkatli kullanmalarını ve küçük bazı olumsuzluklara bakarak kanmamalarını dolayısıyla AK Parti’yi oylarıyla ve dualarıyla desteklemelerini talep ediyoruz. İnşallah önümüzdeki süreçte yapılması gereken, eksik kalan hizmetleri son derece gayretli bir şekilde yapacağız çünkü AK Parti’nin 22 yılda yaptıkları, yapacaklarının teminatıdır ve bu şekilde bir çalışma gerçekleştireceğiz" şeklinde konuştu.
Kütahya Bakan Özhaseki: "Deprem bölgesinde evleri teslim ediyoruz" Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, Kütahya’da AK Parti önceki dönem ve mevcut yönetim kurulu üyeleri ile sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle iftarda bir araya geldi. AK Parti Kütahya İl Başkanı Mustafa Önsay ve AK Parti Kütahya Belediye Başkan Adayı Kamil Saraçoğlu’nun ardından kürsüye gelen Bakan Özhakesi, deprem bölgesinde halen 300 binden fazla konut inşaatının devam ettiğini ifade etti. Özhaseki, "Son 6 Şubat’ta bile tam 18 ilimiz etkilendi. 14 milyon insan zarar gördü. 680 bin konutumuz yıkıldı. 170 bin kadar da iş yerimiz yerle bir oldu. 850 bin bağımsız birim. Dile kolay. Zarar 104 milyar dolar olarak ifade ediliyor. Manevi zarar, onu ölçecek bir alet daha çıkmadı. Evleri teslim ediyoruz, hangi eve gitsek oturup çay içtiğimizde, o geceye geliyor konu. Evin sahibi biraz sonra olayları anlatmaya başlıyor hem o ağlıyor hem de biz ağlamaya başlıyoruz. Şu anda 300 binden fazla inşaatımız devam ediyor. Köylerde çelik karkastan evler yapıyoruz. Aslında yıkılan evler belki taştandı, basit evlerdi, aralarında harç bile yoktu bazılarının. Olsun Cumhurbaşkanımızın talimatı, ‘Madem o evler yıkıldı, hepsini en iyisiyle yapacağız’ dedi. Ve şimdi çelik karkastan evler yapıyoruz. Şehirlerin merkezlerini yapıyoruz bir taraftan. Bir taraftan altyapılarıyla ilgili büyük bir bütçe temin ettik. Altyapılarına başladık, gece-gündüz çalışıyoruz. 76 bin evimizi teslim ettik. Her ay bundan sonra da 10-15 bin evi vermeye devam edeceğiz" dedi. "Şimdi bütün bilim adamları diyor ki, İstanbul’da deprem gelmek üzere" Bakan Özhaseki, konuşmasında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu eleştirdi. Özhaseki, "Son dönemde hiç anlayamadığımız başka bir şey çıktı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı başını çekiyor. Sonra onun kuyrukları Anadolu’da devam ediyorlar. Algı belediyeciliği diyorlar. Ne oluyor algı belediyeciliği olunca? Yapmadığını yapmış gibi sunma. Olmadığı halde olmuş gibi. Beyefendi tatilde çalışıyormuş gibi yan gelip yatıyor veya İngiliz büyükelçisiyle bir yerde, restoranda yemek yiyor ama iş başındaymış gibi gösteriyor. Ne kadar ayıp bir şey ya. Bunu da belediye bütçesinden yapıyorlar. Şimdi bütün bilim adamlar diyor ki, İstanbul’da deprem gelmek üzere. Evet hepimiz takip ediyoruz. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin geçen seneki ayırmış olduğu pay, 485 milyon lira. Ama algı operasyonları için beyefendiyi övmek için, beyefendi Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı veya da cumhurbaşkanı yapabilmek için tuttukları trol ordusuna verdikleri, ayırdıkları para 900 milyon lira. Bu para cebinizden çıkıyorsa bir şey demem, hoş karşılamam, bir şey demem. Eğer belediye bütçesiyse benim bir kuruşluk da hakkım varsa, haram olsun arkadaşlar. Doğru değil arkadaşlar. Bu dönemde böyle bir belediyecilik gördük. Hükümetin yaptığının üstüne yatmak, onun yaptıklarını kendi yapmış gibi anlatmak. Ya ayıptır günahtır" diye konuştu.
İzmir Hamza Dağ: “Bıkmadan, usanmadan heyecanımı tüm İzmir’le paylaşacağım” Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, “‘Gelin projelerle tartışalım’ dedik. Onlar anlamıyorlar, başka işlerle uğraşıyorlar. Ancak ben bıkmadan, usanmadan, sokak sokak, meydan meydan projelerimi anlatmaya, heyecanımı tüm İzmir’le paylaşmaya devam edeceğim” dedi. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, Selçuk’ta düzenlenen mitinge katıldı. Dağ’a binlerce hemşehrisinin yanı sıra, AK Parti İzmir milletvekilleri Şebnem Bursalı ve Mehmet Muharrem Kasapoğlu, MHP İzmir Milletvekili Tamer Osmanağaoğlu, Cumhur İttifakı Selçuk Belediye Başkan Adayı Dahi Zeynel Bakıcı, MHP İzmir İl Başkanı Veysel Şahin, AK Parti Selçuk İlçe Başkanı Hakan Bayraklı ve MHP Selçuk İlçe Başkanı Nuri Yılmaz da eşlik etti. “İzmir kararını vermiştir” Hamza Dağ, 2 ayı aşkın süredir İzmir’in her yerinde hemşeriyle kucaklaştığını belirterek, “Ben, İzmir’imizde artık şunu net bir şekilde görüyorum. 31 Mart için İzmir kararını vermiştir. Bugün de görüyorum ki Selçuk kararını vermiş. Hemşehrim İzmir’in, Selçuk’un her sokağına hizmet istiyor, proje istiyor. İnşallah biz bu hizmetleri de projeleri de şehrimize kazandıracağız” ifadeleri kullandı. “Tek gündemimiz İzmir” Bugüne kadar hiç kimseyi ötekileştirmediğini vurgulayan Dağ, “Bundan sonra da ötekileştirmeyeceğiz. Hiç kimse bizim nezdimizde ayrımcılığa maruz kalmamıştır, kalmayacaktır. Kimse bildiği işin dışında başka bir iş yapmak zorunda kalmayacaktır. Belediye başkanına ne için oy verilir? ‘Eser üretsin, hizmet getirsin, yatırım yapsın, sorunları çözsün.’ Evet; bizim tek gündemimiz İzmir, mesaimizin tamamı bin 294 mahallemiz her sokağında, hanesinde geçecek. İzmir’de istişareyi, ortak aklı merkeze alacağız. İzmir’de tüm projelerimi beraber hazırladık, beraber hayata geçireceğiz. Sorunlara anlık değil sürdürülebilir çözümler üreteceğiz” diye konuştu. “Bıkmadan, usanmadan heyecanımı tüm İzmir’le paylaşacağım” Seçim çalışması süresince 4 önemli lansman yaptığını vurgulayan, Selçuk için yapacaklarına da değindi. Hamza Dağ, konuşmasında şu ifadeleri kullandı: “Gelin projelerle tartışalım’ dedik. Onlar anlamıyorlar, başka işlerle uğraşıyorlar. Ancak ben bıkmadan, usanmadan, sokak sokak, meydan meydan projelerim anlatmaya, heyecanımı tüm İzmir’le paylaşmaya devam edeceğim. İzmir’in, Selçuk’un tarihi dokusunu, kültürel mirasını, asırlara sari olan medeniyet birikimini koruyacağız. Selçuk tarımıyla, turizmiyle bereketli ilçelerimizdendir. Bizler de oluşturacağımız eser ve hizmet ekosistemiyle destek olarak parlayan bir yıldız olmasını sağlayacağız.” Miting, Selçuk Belediye meclis üyesi adaylarının tanıtımıyla sona erdi.