POLİTİKA - 21 Şubat 2018 Çarşamba 15:45

Cumhurbaşkanı Erdoğan: “İnsansız tankları da üreteceğiz”

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan: “İnsansız tankları da üreteceğiz”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Tank yakabilirler, içinde 5 tane şehidim, ama şimdi öyle bir yere gelmemiz lazım ki, bizim insansız tankları da üretir hale gelmemiz lazım ve bunu da yapacağız” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Tank yakabilirler, içinde 5 tane şehidim, ama şimdi öyle bir yere gelmemiz lazım ki, bizim insansız tankları da üretir hale gelmemiz lazım ve bunu da yapacağız” dedi.


Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen 11. Kalkınma Planı tanıtım toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, yerli ve milli savunma sanayine dikkat çekerek, insansız silahlı ve silahsız hava aracından sonra insansız tank üretimine işaret etti. “Milletimize hizmete talip olurken adalet ve kalkınmayı iki temel önceliğimiz olarak belirledik. Milletimizin karşısına çıkarken ‘kaynak Türkiye’dir’ demiştik. 15 yıllık iktidarımız boyunca kalkınma alanında elde ettiğimiz başarılar tüm cumhuriyet tarihinin kat kat üzerine çıkmıştır. Bu sonuç milletimize inanmakta, güvenmekte ne kadar haklı olduğumuzun ispatıdır” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, amaçlara ulaşmanın en önemli aracının planlama olduğunu söyledi. Erdoğan, “Planlama doğru işi yapmak ve işi doğru yapmak demektir. Bunun için önceliklerimizi doğru belirlememiz ve hayata geçirmemiz gerekiyor. Kendi geleceğini planlamayan milletlerin başkasının planlarının parçası olduğuna inanıyorum. Kalkınmayı yalnızca iktisadi alanla sınırlamıyoruz, sosyal ve manevi kalkınmayı da önemsiyoruz” diye konuştu.


İş gücünün eğitim seviyesini ve verimliliğini yükseltirken sosyal güvenlik şemsiyesinin kapsayıcılığını artırdıklarını söyleyen Erdoğan, ”Ülkemizde artık yoksulluğun ve gelir adaletsizliğinin tanımı çok değişti. Bugün artık yoksulluk demek yiyecek ekmek bulamamak değil, belirli bir refah düzeyinin altında kalmak demektir” şeklinde konuştu.


Türkiye’nin doğal kaynak zengini olmadığını, bilgi ve teknolojiyi esas olarak sanayileşme noktasında çok iyi bir sicile sahip olduğunun altını çizen Erdoğan, kişi başına milli gelirin 3 bin 500 dolar seviyelerinden 11 bin dolar seviyesine ulaştırılmasının tarihi bir başarı olduğunu söyledi. Erdoğan, “Refah seviyemizin 15 yılda üç katına ulaşmasında ve gelirin daha adil paylaşmasında kalkınma yaklaşımımızın payı çok büyüktür” ifadelerini kullandı.



“Buna kaynakların çeşitlendirilmesi denir ama bunu muhalefet bilmiyor”


2002 ile 2017 yılları arasında yapılan çalışmaları ve yaşanan değişimleri anlatan Erdoğan, şu rakamları verdi:


“2002 yılında 236 milyar dolar olan milli gelirimizi 2016 yılında 863 milyar dolara çıkarttık. 2002 yılında yüzde 11, 3 olan bütçe açığının milli gelire oranını 2017 yılında yüzde 1,5 seviyesine düşürdük. Faiz giderlerinin milli gelire oranı yüzde 14,4 olarak kalsaydı 2003-2017 döneminde 4 kattan daha fazla faiz ödeyecektik. 2002 yılında ihracatımız 36 milyar dolardı, 2017 yılında 157 milyar doları aşmış vaziyette. Yer altı kaynakları ile değil ihracatımızla buralara geldik. Türkiye 2002 yılında 17 milyarlık kamu yatırımı yapıyordu. Hükümetlerimiz döneminde bu rakamı yedi kat artırarak 2017 yılında 128 milyar liraya çıkarttık kamu yatırımlarını. 2002’den günümüze kadar toplam yatırım 50,6 milyar dolar olan 158 projeyi hayata geçirdik. Çıkmış ‘nerede bunun kaynağı’ diyor. Kaynağı ne yapacaksın? Bu kamu-özel sektör işbirliği ile yatırım. Cebimizden bir kuruş çıkmadan bu yatırımı yaptırıyoruz. Buna kaynakların çeşitlendirilmesi denir ama bunu muhalefet bilmiyor, anlamıyor. Hazırdan varsa yatırım yapılır zannediyor. Mesele hazırda olanı bitirmek değil, yani kaynaklar bulmak suretiyle ne yapacaksın, mesele budur. Biz bu devasa yatırımları böyle yaptık. İnanın bu muhalefetin aklı bunları almaz. Almadığı için bunların dikili ağacı yok. Bizler sürekli bu kaynakları nasıl artıracağız, bunun arayışı içinde olduk. Bunlar öğrenene kadar değil, öğrenseler de öğrenmeseler de devam edeceğiz.”



“Benim anam 5 katlı apartmanın alt katından kömürü taşırdı”


Erdoğan, “Özellikle ulaştırma yatırımlarımızda uzakları yakın ettik. 2002 yılında toplam 6 bin 100 kilometre olan bölünmüş yolu, 79 senede 6 bin 100 kilometre, biz 2002’den sonra bunu 26 bin kilometreye çıkarttık” diyerek Türkiye’de artık yüksek hızlı tren olduğunu kaydetti. 2002 yılında 6 ilde doğalgaz kullanılırken, 2017 yılı sonu itibariyle 78 ilde doğalgaza erişim imkanı bulunduğunu söyleyen Erdoğan, “Modern ülke böyle olur. Ülkenin her yerini doğalgazla donatırsın modern ülke olursun. Analarımız neler çekti. Benim anam 5 katlı apartmanın alt katından kömürü taşır, onun isi, kirliliği, onlarla ne çileler çekerdi. Bir odada soba, onun dışında başka bir şey yoktu. Biz bunları yaşadık, böyle yetiştik. Ama şimdi doğalgaz ile hemen düğmeye bas, dairenin tamamı ısınsın. Modern olmak bu. Lafla modern olmak yok. Yaşam tarzına bunu yansıtmaktır modern olmak. Bu yılın sonuna kadar tüm illerimize doğalgaz ulaştırmayı planlıyoruz. 2002 yılında mobil telefonda Sayın Özal devrimi yaptı, dağların başına kadar GSM’yi o çıkarttı. O bir dönüşüm, değişimdi. Mobil telefon abone sayısı 23 milyonken 2002 sonunda, geçtiğimiz yıl bu sayı 78 milyon oldu. Türkiye rastgele bir ülke değil” dedi.



“İnsansız tankları üreteceğiz”


Savunma sanayinde milli ve yerli üretime dikkat çeken Erdoğan, “2002 yılında ülkemizde 66 savunma projesi yaklaşık yüzde 20 yerlilik oranı ile yürütülüyordu, 2017 yılında 600 projeyi yüzde 65’in üzerinde yerlilik oranı ile sürdürür hale geldik. Afrin’de zırhlı taşıyıcılarımız var ya, neredeyse bunların tamamına yakını yerli. Artık bizim silahlı insansız araçlarımız var ya, yıllarca biz stratejik ortağımızdan bunları istedik, aldığımız cevap şuydu, ‘kongre müsaade etmiyor.’ Siz bunu başkalarına veriyorsunuz, ben senin stratejik ortağın değil miyim, biz NATO’da beraber değil miyiz, niye bize vermiyorsun? ‘Şartları zorluyoruz ama vermiyor, olsa olsa biz bunu size belirli sürelerle kiralayalım.’ Hani bir söz var ya ‘kötü komşu ev sahibi yapar’ diye. Bu kötü sahibi komşular bizi en sonunda silahlı ve silahsız insansız hava aracı sahibi yaptılar. Şimdi bu aracı üreten dostlarımıza, arkadaşlarımıza milletim adına teşekkür ediyorum. Bu olay sıradan bir olay değil. Bunu biz kendimiz üretiyor olmasaydık, bir tane insansız hava aracımız düşse ne olur diye düşünürdük, şimdi düşünmüyoruz. Düşürürseniz düşürün, ikincisi de var, üçüncüsü de var, dördüncüsü de var. Geçen bir helikopterimiz düştü yandık, yakıldık. 2 tane pilotumuz gitti, üzüldük. Hemen oradaki bu sistemlerin sorumlusu olan arkadaşımızın söylediği şu, ‘Cumhurbaşkanım biz üzülüyoruz, insansız hava aracında insan yok ki düşerse düşer. Biz niye bazı şartlarda da onları uçurmuyoruz. Onları uçuralım, vursunlar o düşsün ama hiç olmazsa benim pilotum şehit olmaz.’ Şimdi biz buraya geldik. Şimdi bunu daha ileriye taşıyacağız. Tank yakabilirler, içinde 5 tane şehidim, ama şimdi öyle bir yere gelmemiz lazım ki biz insansız tankları da üretir hale gelmemiz lazım ve bunu da yapacağız” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aksaray Ruhsatsız tabanca ile yakalandı, “Taşımıyorum bozuk” diyerek tüfek ruhsatı gösterdi Aksaray’da ruhsatsız tabanca ile yakalanmasına rağmen önce “Taşımıyorum” deyip inkar eden, sonra da “Bozuk” diyen sürücü bir de “Ruhsatım var” diyerek tabanca yerine tüfek ruhsatı gösterdi. Olay Gülağaç Yolu Kireçlik Mevkiinde yaşandı. Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde gece yarısı bekçilerin de katıldığı asayiş ve trafik uygulaması yapan İl Emniyet Müdürlüğü asayiş ile trafik şubesi ekipleri şüphe üzerine Gülağaç ilçesinden Aksaray merkez istikametine seyreden Ali B. (38) idaresindeki 51 ACV 230 plakalı otomobile "dur" ihtarında bulundu. Sürücüsü ehliyet ve ruhsat kontrolünden geçirildikten sonra araçta arama yapan bekçiler araç içerisine gizlenmiş bir adet tabanca buldu. Kullandığı araçta tabancayla birlikte yakalanmasına rağmen “Taşımıyorum” diyen sürücü Ali B. daha sonra tabancanın bozuk olduğunu belirterek işlem yapılmasından kaçmak istedi. 2 ayrı bahanesiyle başarılı olamayan sürücü bu kez de “Ruhsatım var” diyerek yakalattığı tabanca yerine tüfek ruhsatı gösterdi. 3 ayrı bahanesiyle işlemden kaçamayan sürücü son olarak tabancayı kabullenerek “Benim, tamir için taşıyorum” dedi. Tabancaya bekçiler tarafından dolu boş kontrolü yapıldıktan sonra el konulurken ruhsatsız tabanca taşımaktan gözaltına alınan sürücü adli işlemler için polis merkezine götürüldü.
Bartın Bartın’daki feci yangının tanıkları yaşanan dehşeti anlattı Bartın’da 1 kişinin öldüğü, 2 kişinin yaralandığı yangında şok detaylar ortaya çıkarken, olayın tanıkları ise yaşanan dehşeti anlattı. Bartın’ın Kayadibikavlak Köyü Örencik Mahallesi’nde bulunan tek katlı bir evde saat 20.30 sıralarında kesin sebebi henüz bilinmeyen bir nedenle yangın çıktı. Bitişiğindeki eve de sıçrayan yangında Tevfik Çetinbağ hayatını kaybederken, eşi Seher Çetinbağ, ile kardeşi Selim Çetinbağ ağır şekilde yaralandı. Olay yerine itfaiye, jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. İtfaiye ekiplerinin yaklaşık 2 saat süren çalışmalarının ardından yangın söndürülürken, iki ev de kullanılamaz hale geldi. Yaralılar ambulansla hastaneye kaldırılırken, durumlarının ağır olduğu belirtildi. Boş tüpü itfaiye evden uzaklaştırdı Yangın esnasında Bartın Merkez İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri, bölgede geniş güvenlik tedbirleri alındı. Yangının tamamen söndürülmesinin ardından nöbetçi savcı ve olay yeri inceleme ekipleri, evin içerisinde, çevresinde detaylı inceleme yaptı. Evin kapısının önündeki boş tüp ise, ekiplerin incelemesinin ardından bir itfaiye eri tarafından kapının önünden alınarak, yola çıkartıldı Faciada şok detaylar Facianın ardından olayla ilgili sır perdesi de aralanmaya başladı. Yanarak ölen Tevfik Çetinbağ’ın yatalak hasta olduğu ve yangından kaçamadığı öğrenildi. Patlama esnasında kocasıyla birlikte evde bulunan Seher Çetinbağ’ın patlamanın hemen ardından yardım istemek için dışarı çıktığı ve kocasının kardeşi olan Selim Çetinbağ ile birlikte yatalak eşini kurtarmak için alevlerin arasına girdiği belirtildi. Alevlerin arasında kalan Seher Çetinbağ ve kaynı Selim Çetinbağ, Tevfik Çetinbağ’ı kurtarmayı başaramazken, kendileri de ağır bir şekilde yaralandı. "Gaz sızıntısı" iddiası Yapılan ilk incelemelerde, Seher Çetinbağ’ın olaydan birkaç saat önce tüp değişimi yaptığı belirlendi. Dolu tüpü kendisini ocağa monte ettiği ileri sürülen Seher Çetinbağ’ın, yemek yapmak için tüpü açtıktan bir süre sonra tüpten sızan gazın alev aldığı ve patlamanın meydana geldiği tahmin ediliyor. Yangının kesin sebebinin ise itfaiye ve olay yeri inceleme ekiplerinin hazırladığı raporların tamamlanmasının ardından ortaya çıkacağı kaydedildi. Patlama sesine irkildiler Alevlerin kül ettiği evlerin yaklaşık 5 metre uzağındaki evde oturan Belma Çetinbağ ve yengesi Fatma Çetinbağ, o anlarda yaşanan dehşeti anlattı. Yangında amcasını kaybeden ve babası yaralanan Belma Çetinbağ, yemek yerken patlama sesi ile irkildiklerini kaydetti. Patlama sesinin ardından dışarı çıktıklarında ise amcasının kaldığı evin alevlerin arasında kaldığını gördüğünü kaydeden Belma Çetinbağ, “Akşam yemeği yiyorduk. Ben yan evdeki üst kattaydım. Bir yerde bir patlama gibi bir ses oldu. Ben yengeme, soba gibi bir şey patladı dedim. Yengem dışarı çıktı. Ev yanıyor diye bağırmaya başladı. Dışarı çıktım ben de, baktım ahşap ev birden alev almış” dedi. Kurtarmak isterken alevlerin arasında kaldılar Babası ve yengesinin yatalak amcasını kurtarmak için alevlerin sardığı eve girince yaralandığını söyleyen Belma Çetinbağ, “Babamla yengem de, sakat amcamı kurtarmak için eve girmişler ama kurtaramamışlar. Zaten ev bir anda alev aldı. Evde 2 kişi vardı, amcamla yengem vardı. Tüp patlayınca yengem, dışarı çıkıp bizimkileri mi çağırdı, ne olduğunu tam olarak bilmiyorum. Babamla, yengem tekrar amcamı kurtarmak için girmişler içeri. Sonuç olarak ikisi de yandı. Onlar da şu an hastanede. Amcam tamamen yandı. Yengem de yanmış olarak içeriden çıktı. Ambulans hastaneye götürdü. Amcam sakattı, sol tarafı hiç tutmuyordu, yatalaktı, yatağa bağlıydı” diye konuştu. “Yengem büyük ihtimal tüpü tam takamadı” Patlamanın ve yangının tüp değişiminden sonra olduğunu kaydeden Belma Çetinbağ, “Yengemin bu akşam tüpü değiştirdiği söylenmişti. Büyük ihtimal tüpü tak takamadı, çakmağı çakınca öyle patlama oldu. Zaten yengem tüpü yeni değiştirmiş. Büyük ihtimal tüpten oldu. Tüpü tam takamadı herhalde” diye konuştu. ‘Emmi yanıyor’ diye bağırma sesi duydum” Emmi yanıyor diye bağırma sesi üzerine alevlerin arasında kalan amcası Tevfik Çetinbağ’ı kurtarmaya çalıştığını anlatan Fatma Çetinbağ ise, “Akşam yemeğini yiyorduk, o anda aniden bir dinamit patlaması gibi bir patlama oldu. Ben merdivenden aşağıya inerken baktım emminin evi alev almış. ‘Emmi yanıyor’ diye bağırma duydum. Kurtarmaya çalıştım, camı falan açtım ama kurtaramadık. Bir şey yapamadık, çok üzgünüm. Yemek yaparken mi olmuş bilmiyoruz. Tüp mü patladı bilmiyoruz. Ama akşamüstü, boş tüpü kapının ağzına koydu. Galiba tüpten oldu” diye konuştu. Olay yerinde yapılan incelemelerin tamamlanmasından sonra ise Tevfik Çetinbağ’ın yanan bedeni, ceset torbasına konularak, evden çıkartıldı. Çetinbağ’ın cesedi, evin önüne getirilen tabutun içerisine yerleştirildi. Tabuta konulan Tevfik Çetinbağ’ın cesedi jandarma, itfaiye ekipleri ve vatandaşlar tarafından cenaze aracına taşındı.