POLİTİKA - 23 Nisan 2017 Pazar 13:18

Cumhurbaşkanı Erdoğan, koltuğunu 4. sınıf öğrencisi Yiğit Türk’e bıraktı

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan, koltuğunu 4. sınıf öğrencisi Yiğit Türk’e bıraktı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda koltuğunu 4.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda koltuğunu 4. sınıf öğrencisi Yiğit Türk’e bıraktı.


Cumhurbaşkanı Erdoğan, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı nedeniyle Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz ve beraberindeki öğrencileri kabul etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın koltuğuna ise Mehmet Akif İlkokulu 4. sınıf öğrencisi 10 yaşındaki Yiğit Türk oturdu. Çocuklarla tek tek tokalaşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, koltuğunu bıraktığı Yiğit Türk ile yan yana oturdu. Küçük cumhurbaşkanı yaptığı konuşmada, “Bugün 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı. Demokrasinin kalbi ve milli iradenin temsil makamı Gazi Meclisimizin açılışının 97. yıldönümü olan 23 Nisan 1920 tarihi, milletimizin bağımsızlığa ulaşma yolunda kendi iradesiyle başlattığı var olma mücadelesinin en önemli adımı kuşkusuz. Tüm dünya milletlerinin tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir kurtuluş destanına sahip ve aziz şehitlerinin kanlarıyla kazınmış olan bu kutsal vatanda yaşayan bir çocuk ve cumhurun başkanı tarafından onun temsil yetkisiyle onurlandırılmış bir birey olarak hepinizi en kalbi duygularımla selamlıyorum. Bu kutsal vatan ve bu eşsiz bayramı borçlu olduğumuz başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarıyla bu vatan uğruna canlarıyla ve kanlarıyla destan yazmış olan tüm şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyorum. Bugün burada milletin evi olan Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde temsil ettiğim bu onurlu makamda bizi ağırlayan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a tüm dünya çocukları adına sonsuz şükranlarımı sunuyorum. Bizler bugünün çocukları, geleceğin ise öğretmenleri, doktorları, cumhurbaşkanları, sanatçıları ve daha önemlisi vatanına aşık, vatanı için tek yürek olan evlatları olarak taşıdığımız sorumluluğun farkındayız. Bugün bu makamın bana verdiği güç ve onurla bizler kadar şanslı olmayan, savaş, açlık ve nice zorluklarla sınanan bütün çocuklara seslenmek istiyorum. Bu aziz vatan darda kalan tüm mazlumlar için daima şefkatli bir sığınak olmuştur. Çünkü barış ve mutluluk her çocuğun ortak hakkıdır. Bizlere milli irade ve demokrasinin hakim olduğu bir gelecek sağlamak için canlarını feda eden 15 Temmuz zaferi şehitlerine ve şehitlerimize tekrardan Allah’tan rahmet, gazilerimize hayırlı bir ömür diliyorum. Hepsini saygı ve minnetle anıyor ve geride bıraktıkları çocuklarının kardeşlerimiz olarak devletimize ve milletimize emanet olduğunu belirtmek istiyorum. Tüm dünya çocukları adına barış, mutluluk ve huzur dolu bir geleceğin bizlerin olması dileğiyle bayramımız kutlu olsun ayrıca kandilimiz de mübarek olsun" dedi.



“Üç kişinin elini öpeceksiniz; baba, anne, öğretmen”


Koltuğuna oturan Yiğit Türk’ün çok iyi bir konuşma yaptığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bende sayın cumhurbaşkanımıza özellikle şahsım ve milletim adına kalbi şükranlarımı ifade etmek istiyorum. Sizler bizim geleceğimizsiniz. Sizler bizim güvencemizsiniz ve şuanda cumhurbaşkanımızın şahsında yavrularımızla iftihar ettiğimi söylemek isterim. Yaptığı hazırlık itibariyle çok güzel bir hazırlığı sunması ve istikbali nasıl vaat ettiğini ortaya koyması bakımından önemli. Ben cumhurbaşkanımızla iftihar ediyorum. Tüm arkadaşları ile iftihar ediyorum. Bu vatana hep birlikte sahip çıkacağız. Miraç Kandili’nizi de kutlarken bayramınızı da tebrik ediyorum. İki bayramı bugün kutluyoruz” diye konuştu.


“97. yıldönümünde dünyada sadece bizde olan bir ulusal çocuk bayramını kutluyoruz” diyen Erdoğan, bu bayramın Türk milletinin egemenliğinin de nişanesi olan bir bayram olduğunu kaydetti. Erdoğan, “Derslerinizde sizlere üstün başarılar diliyorum. Anneleriniz ve babalarınız ‘öf‘ bile demesin. Onlara bunu dedirtmeyin. Öğretmenleriniz sizin bugünlere gelmenizdeki iftihar vesilenizdir, adeta ilim ve feyz kaynağınızdır. Bunları çok iyi bilip bizim varlık sebebimiz olan öğretmenlerimizin de kıymetini bilerek, hep söylerim üç kişinin elini öpeceksiniz; baba, anne, öğretmen. Başka kimsenin elini öpmeyeceksiniz. Öyle bazen ellerini, ayaklarını uzatanlar çıkar. Bundan sonra bunlar olmayacak” şeklinde konuştu.



“Seçilme yaşı 18 değil, daha erken de olabilir”


Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın makamına oturan Yiğit Türk, gazetecilerin sorularına cevap verdi. Günümüzde çocukların bahçede oynamak, kitap okumak ve anne ve babaları ile birlikte vakit geçirmek yerine bilgisayar ve telefonlarla oynadıklarını söyleyen Türk, bunun iyi bir şey olmadığını belirtti.


Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin çocuklara neler getireceği yönündeki soruya cevap veren Yiğit Türk, “2019’da yürürlüğü girecek. Çocuklar için iyi olacak” dedi.


“Dünya çocuklarının geleceğini nasıl görüyorsunuz?” sorusuna ise küçük cumhurbaşkanı Türk, “Onların da cahil olmamalarını istiyorum. Onların da okumasını istiyorum. Türkiye’ye alıp onları da eğitebileceğimizi düşünüyorum” yanıtını verdi.


Bir gazetecinin “Yeni sistem ile birlikte AK Parti’ye üye olacaksınız ama genel başkan olacak mısınız?” sorusu salonda gülüşmelere neden olurken, Yiğit Türk “Niye olmasın” dedi. Bu sırada araya giren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Madem veriyor bu yetkiyi, niye olmasın” dedi. Türk, kabine değişikliği ile ilgili soruya, “Kabine değişikliği 23 Nisan Çocuk Bayramı’nın konusu değil” diye cevap verdi.


Türk, 18 yaşındaki gençlere getirilen seçilme hakkı ile ilgili, “Ben 10 yaşındayım, bende ülke yönetimine katılıp gece gündüz demeden ülkeme hizmet etmek istiyorum. Seçilme yaşı 18 değil, daha erken de olabilir. Ne de olsan Fatih Sultan Mehmet’in kaç yaşında tahta çıkıp İstanbul’u fethettiğini biliyoruz” dedi.


Programa Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Fahri Kasırga, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın da katıldı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kütahya Bakan Özhaseki: "Deprem bölgesinde evleri teslim ediyoruz" Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, Kütahya’da AK Parti önceki dönem ve mevcut yönetim kurulu üyeleri ile sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle iftarda bir araya geldi. AK Parti Kütahya İl Başkanı Mustafa Önsay ve AK Parti Kütahya Belediye Başkan Adayı Kamil Saraçoğlu’nun ardından kürsüye gelen Bakan Özhakesi, deprem bölgesinde halen 300 binden fazla konut inşaatının devam ettiğini ifade etti. Özhaseki, "Son 6 Şubat’ta bile tam 18 ilimiz etkilendi. 14 milyon insan zarar gördü. 680 bin konutumuz yıkıldı. 170 bin kadar da iş yerimiz yerle bir oldu. 850 bin bağımsız birim. Dile kolay. Zarar 104 milyar dolar olarak ifade ediliyor. Manevi zarar, onu ölçecek bir alet daha çıkmadı. Evleri teslim ediyoruz, hangi eve gitsek oturup çay içtiğimizde, o geceye geliyor konu. Evin sahibi biraz sonra olayları anlatmaya başlıyor hem o ağlıyor hem de biz ağlamaya başlıyoruz. Şu anda 300 binden fazla inşaatımız devam ediyor. Köylerde çelik karkastan evler yapıyoruz. Aslında yıkılan evler belki taştandı, basit evlerdi, aralarında harç bile yoktu bazılarının. Olsun Cumhurbaşkanımızın talimatı, ‘Madem o evler yıkıldı, hepsini en iyisiyle yapacağız’ dedi. Ve şimdi çelik karkastan evler yapıyoruz. Şehirlerin merkezlerini yapıyoruz bir taraftan. Bir taraftan altyapılarıyla ilgili büyük bir bütçe temin ettik. Altyapılarına başladık, gece-gündüz çalışıyoruz. 76 bin evimizi teslim ettik. Her ay bundan sonra da 10-15 bin evi vermeye devam edeceğiz" dedi. "Şimdi bütün bilim adamları diyor ki, İstanbul’da deprem gelmek üzere" Bakan Özhaseki, konuşmasında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu eleştirdi. Özhaseki, "Son dönemde hiç anlayamadığımız başka bir şey çıktı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı başını çekiyor. Sonra onun kuyrukları Anadolu’da devam ediyorlar. Algı belediyeciliği diyorlar. Ne oluyor algı belediyeciliği olunca? Yapmadığını yapmış gibi sunma. Olmadığı halde olmuş gibi. Beyefendi tatilde çalışıyormuş gibi yan gelip yatıyor veya İngiliz büyükelçisiyle bir yerde, restoranda yemek yiyor ama iş başındaymış gibi gösteriyor. Ne kadar ayıp bir şey ya. Bunu da belediye bütçesinden yapıyorlar. Şimdi bütün bilim adamlar diyor ki, İstanbul’da deprem gelmek üzere. Evet hepimiz takip ediyoruz. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin geçen seneki ayırmış olduğu pay, 485 milyon lira. Ama algı operasyonları için beyefendiyi övmek için, beyefendi Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı veya da cumhurbaşkanı yapabilmek için tuttukları trol ordusuna verdikleri, ayırdıkları para 900 milyon lira. Bu para cebinizden çıkıyorsa bir şey demem, hoş karşılamam, bir şey demem. Eğer belediye bütçesiyse benim bir kuruşluk da hakkım varsa, haram olsun arkadaşlar. Doğru değil arkadaşlar. Bu dönemde böyle bir belediyecilik gördük. Hükümetin yaptığının üstüne yatmak, onun yaptıklarını kendi yapmış gibi anlatmak. Ya ayıptır günahtır" diye konuştu.
İzmir Hamza Dağ: “Bıkmadan, usanmadan heyecanımı tüm İzmir’le paylaşacağım” Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, “‘Gelin projelerle tartışalım’ dedik. Onlar anlamıyorlar, başka işlerle uğraşıyorlar. Ancak ben bıkmadan, usanmadan, sokak sokak, meydan meydan projelerimi anlatmaya, heyecanımı tüm İzmir’le paylaşmaya devam edeceğim” dedi. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, Selçuk’ta düzenlenen mitinge katıldı. Dağ’a binlerce hemşehrisinin yanı sıra, AK Parti İzmir milletvekilleri Şebnem Bursalı ve Mehmet Muharrem Kasapoğlu, MHP İzmir Milletvekili Tamer Osmanağaoğlu, Cumhur İttifakı Selçuk Belediye Başkan Adayı Dahi Zeynel Bakıcı, MHP İzmir İl Başkanı Veysel Şahin, AK Parti Selçuk İlçe Başkanı Hakan Bayraklı ve MHP Selçuk İlçe Başkanı Nuri Yılmaz da eşlik etti. “İzmir kararını vermiştir” Hamza Dağ, 2 ayı aşkın süredir İzmir’in her yerinde hemşeriyle kucaklaştığını belirterek, “Ben, İzmir’imizde artık şunu net bir şekilde görüyorum. 31 Mart için İzmir kararını vermiştir. Bugün de görüyorum ki Selçuk kararını vermiş. Hemşehrim İzmir’in, Selçuk’un her sokağına hizmet istiyor, proje istiyor. İnşallah biz bu hizmetleri de projeleri de şehrimize kazandıracağız” ifadeleri kullandı. “Tek gündemimiz İzmir” Bugüne kadar hiç kimseyi ötekileştirmediğini vurgulayan Dağ, “Bundan sonra da ötekileştirmeyeceğiz. Hiç kimse bizim nezdimizde ayrımcılığa maruz kalmamıştır, kalmayacaktır. Kimse bildiği işin dışında başka bir iş yapmak zorunda kalmayacaktır. Belediye başkanına ne için oy verilir? ‘Eser üretsin, hizmet getirsin, yatırım yapsın, sorunları çözsün.’ Evet; bizim tek gündemimiz İzmir, mesaimizin tamamı bin 294 mahallemiz her sokağında, hanesinde geçecek. İzmir’de istişareyi, ortak aklı merkeze alacağız. İzmir’de tüm projelerimi beraber hazırladık, beraber hayata geçireceğiz. Sorunlara anlık değil sürdürülebilir çözümler üreteceğiz” diye konuştu. “Bıkmadan, usanmadan heyecanımı tüm İzmir’le paylaşacağım” Seçim çalışması süresince 4 önemli lansman yaptığını vurgulayan, Selçuk için yapacaklarına da değindi. Hamza Dağ, konuşmasında şu ifadeleri kullandı: “Gelin projelerle tartışalım’ dedik. Onlar anlamıyorlar, başka işlerle uğraşıyorlar. Ancak ben bıkmadan, usanmadan, sokak sokak, meydan meydan projelerim anlatmaya, heyecanımı tüm İzmir’le paylaşmaya devam edeceğim. İzmir’in, Selçuk’un tarihi dokusunu, kültürel mirasını, asırlara sari olan medeniyet birikimini koruyacağız. Selçuk tarımıyla, turizmiyle bereketli ilçelerimizdendir. Bizler de oluşturacağımız eser ve hizmet ekosistemiyle destek olarak parlayan bir yıldız olmasını sağlayacağız.” Miting, Selçuk Belediye meclis üyesi adaylarının tanıtımıyla sona erdi.
Edirne Edirne’de gastronomi yolculuğu başladı Edirne Valiliği, gastronomi turizminin gelişimine katkı sağlamak amacıyla Osmanlı Saray Mutfağı lezzetlerini kitaplaştırılarak gelecek nesillere aktarılacak. Edirne Valiliği tarafından “Topraktan Tabağa Edirne Yöresel Yemekleri Kitabı” tanıtımı iftar programı düzenlendi. Edirne’de valilik öncülüğünde önemli bir projeye imza atıldı. Proje çerçevesinde "Topraktan Tabağa Edirne Yöresel Yemekleri" kitabı oluşturulacak. İftariyelikler, ara sıcaklar, çorbalar, ana yemek, tatlı ve içecekler geçmiş lezzetlere göre sunumla hazırlandı. Tabaklar süslendi, masalar hazırlandı. Ezanın okunmasının ardından oruçlar açıldı. Yemeğin ardından ise duaya geçildi. Devecihan Kültür Merkezi’nde düzenlenen iftar menüsünde geçmişten günümüze gelen lezzetler arasında yer alan bademli terbiyeli tavuk çorbası, ballı gemici böreği, taş kebabı- sarımsaklı pilav, zerde ve ayva şerbeti yer aldı. Geçmişten günümüze gelen ve unutulmaya yüz tutmuş Rumeli, Balkanlar ve Osmanlı Saray Mutfağında yer alan lezzetlerin gelecek kuşaklara aktarılması ve tanıtılması için önemli bir proje çalışmasına imza atıldı. Proje çerçevesinde 87 farklı çeşidin yer alacağı bir kitap oluşturulacak. Edirne’nin kadim ve Osmanlı’ya başkentlik yapmış sultanlar şehri olduğunu söyleyen Vali Yunus Sezer, aynı zamanda balkanlardan gelen insanların yerleştiği ve kendi kültürlerini yaşattığı da bir şehir olduğuna değindi. "Hem Balkan hem de Osmanlı saray mutfağı lezzetleri yaşatılacak" Hem Balkan hem de Osmanlı saray mutfağının yaşatıldığı Edirne’de çok anlamlı bir ilke imza atıldığını söyleyen Vali Yunus Sezer, "Gelecek nesiller Edirne mutfağında neler var diye baktığı zaman ellerinde bir kitap ve kaynak olacak. Bizim somut varlıklarımızın yanı sıra kültürel zenginliklerimiz de çok önemli. Çok büyük emek var. Hem Rumeli hem de saray mutfağına ait 87 çeşit farklı lezzet var. Bunların bir kitapta buluşması çok önemli. Şeflerimiz kendi illeri için farklı bir şey yapmak istiyorlar. Yaklaşık 1 buçuk aydır çalışmalar devam ediyor" dedi. Gastronomi anlamında çok önemli faaliyetler yürütmüş parmakla gösterilen iller olduğunu söyleyen Vali Sezer, "Biz büyük bir hazine üzerinde duruyoruz. Ama kendimizi anlatmakta zorluk çekiyoruz. Bizim bir tava ciğerimiz, bir de ciğer sarmamız var. Dışarıdan insanlara sorduğumuzda neyimiz var diye ’Bir gelip ciğerinizi yeriz’ diyorlar. Bu güzel bir şey aslında. Ama bunun yanına ne koyabiliriz? Bunun üzerinde çalışıp Rumeli Saray ve Osmanlı mutfağını günümüzle uyarlayıp nasıl yaşatabiliriz bunun peşindeyiz" şeklinde konuştu. "Edirne’nin parlayan yıldız olmasını istiyoruz" Edirne’nin her konuda balkanların ve Türkiye’nin parlayan bir yıldızı olmasını istediklerini belirten Vali Sezer, "Bunu da sanayide, ticarette, turizmde, gastronomide eğitimde aktivitelerle birlikte başarmamız lazım. İçinde saray ve Rumeli mutfağının da olduğu birkaç yemeği ve menüyü tava ciğerin yanına ekleyebilirsek zenginleştirebiliriz" ifadelerine yer verdi. Festivallerin yanı sıra marka aday olabilecek lezzetleri de sunabilecekleri bir yerin olmasının çok önem taşıdığını belirten Vali Sezer, "Bunu başarırsak herkes restoranında alternatif bir ürün sunmak isteyecek. Bunu da hazırlanan projelerle hayata geçireceğiz. Valilik olarak bunu yapıp özel sektöre devrederiz. Buna biz öncü oluruz" diye konuştu. "3 hedefe inşallah hep birlikte ulaşacağız" Önlerinde 3 hedef olduğunu ve buna şeflerle birlikte ulaşacaklarını belirten Vali Sezer, birincisinin bu kitabı hazırlamak ve basıp yayınlamak, ikincisinin gastronomi festivalleri düzenlemek üçüncüsünün de bu markalaştırılan yemeklerin daimi sunulacağı tarihi bir yer yapmak olduğunu ifade etti. "Edirne gastronomide de büyük zenginliğine sahip" Edirne’nin tarihi ve kültürel mirasının yanı sıra gastronomi anlamında da büyük zenginliğe sahip olduğunu söyleyen İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Soytürk, düzenlenen iftarda saray, Rumeli ve Balkan mutfağından lezzetlerin yer aldığı bir menü hazırladıklarını aktardı. İftar programına, Vali Sezer ve eşi Canan Sezer, Vali Yardımcıları Erdoğan Beypınar ve Eyyüp Batuhan Ciğerci ile eşleri, İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Soytürk, şefler, gastronomi yazarları ve basın mensupları katıldı. Devecihan Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen iftar programı toplu fotoğraf çekiminin ardından sona erdi.