POLİTİKA - 10 Kasım 2017 Cuma 17:03

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Mesele İslamımızı, dinimizi zaafa düşürmek. Bizim dinimizin ılımlı ılımsız bir yanı yok"

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Mesele İslamımızı, dinimizi zaafa düşürmek. Bizim dinimizin ılımlı ılımsız bir yanı yok"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ilımlı İslam diyorsun bir bayana araba kullanma müsaadesi vermiyorsun, İslamda buna mani bir hüküm var mı? Böyle bir anlayış olamaz.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ilımlı İslam diyorsun bir bayana araba kullanma müsaadesi vermiyorsun, İslamda buna mani bir hüküm var mı? Böyle bir anlayış olamaz. Bugün Türkiye’de hiç kimse inançlarından, hayat tarzlarından dolayı artık ötekileştirilmiyor. 15 yıl önce böyle değildi, ben bu işin acısını çekmiş bir babayım” dedi.


Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ve İslam İş Birliği Teşkilatı (İİT) Kadın Danışma Konseyi Genç Kadınlar Liderlik Programı Sertifika Töreni gerçekleştirildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, tören kapsamında konuşmasına Besmele-i Şerif ile başladı. Balkanlar’dan Pasifik’e ve Afrika’ya kadar uzanan engin İslam coğrafyasının kadın temsilcilerini ülkemizde görmekten duyduğu memnuniyeti dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "2 Kasım Perşembe günü İstanbul’da başlayan, bugün yapılacak sertifika töreni ile nihayete erecek olacak olan program süresince, gerek yurtiçi, gerekse yurtdışından birçok seçkin isimle bir araya geldiniz. Ekonomiden diplomasiye, kariyer planlamasından sosyoloji, tarih, sanat ve edebiyata kadar oldukça geniş bir yelpazede farklı tartışmalara şahit oldunuz. Aynı zamanda Türkiye’yi ve birbirinizi çok daha yakından tanıma fırsatı buldunuz. Zengin bir içeriğe sahip olduğunu gördüğüm bu programın, sizler açısından da başarılı geçtiğini ümit ediyorum. Burada edindiğiniz bilgi, birikim, tecrübe ve dostlukların hayatınızın her aşamasında sizlere farklı bir perspektif sunacağına inanıyorum. Atalarımız, ’Evvel refik, badel tarik’ yani önce yoldaş, sonra yol derlerdi. Gönül ve fikir birliği içinde hareket ettiğiniz yol arkadaşlarınız olduğu müddetçe, hiçbir yol uzun değildir. Kalpleri, hedefleri, inançları, umut ve sevdaları bir olan toplulukların aşamayacağı engel yoktur. Hayatta asıl zenginlik dost biriktirmektir. Burada geçirdiğiniz sürenin bereketli ve verimli olduğuna inanıyorum" şeklinde konuştu.



"İslam dünyası aynı hedefe, aynı şekilde kilitlenmiyor"


İslam İşbirliği Teşkilatının, 56 üyesi ve 5 gözlemci üyesiyle bütün İslam ülkelerini bir araya getiren yegane bir platform olduğunu ifade eden Erdoğan, Türkiye geçtiğimiz yıldan bu yana teşkilatın dönem başkanlığını yürüttüğünü hatırlattı. Ülkemiz ve İslam dünyası için son derece önemli olan bu iki yıllık süreci en verimli şekilde değerlendirmeye çalıştıklarını belirten Erdoğan, "Müslümanların ve tüm insanlığın kanayan yaraları olan sorunların çözümü için elimizden gayreti gösteriyoruz. Hedefimiz, on yıllardır görmezden geldiğimiz ancak içten içe büyüyen meselelerin, gündeme taşınmasını sağlamaktır. Çok da başarılı değiliz, bunu bir öz eleştiri olarak söylemek zorundayım, ne yazık ki İslam dünyası aynı hedefe, aynı şekilde kilitlenmiyor. İşte bir Myanmar’ı yaşıyoruz, Arakan’ı yaşıyoruz. Acaba İslam dünyasının bütün ortakları burada aynı hissiyatı duyuyor mu? Duymuyor. BM’de bu yıl biz Genel Kurul’da bu konuyu gündeme getirdik. Genel Kurul’daki bu gündemde devlet başkanı olarak ne yazık ki iki devlet başkanı vardık, biri ben, diğeri de İran. Bu kadar basit mi bu iş, bu kadar parmak ucuyla tutulacak bir durum mu, bu kadar safi bakmak söz konusu olabilir mi? Ama ne yazık ki öyle.. Yüzbinler ölüyor, Müslüman kardeşlerin ölüyor, umurunda değil. Bize geliyorlar, ’Hanımefendiyi gönderdiniz, sağolun o bir ateşleme oldu, bir hareketleme oldu. Dışişleri bakanınızı gönderdiğiniz güzel şeyler oldu’ diyorlar. Tamam da siz ne yaptınız onu söyleyin. Çünkü bir elin nesi var, iki elin sesi var. Eğer bu eler birbiriyle vuruşmuyorsa, o zaman buradan netice almak mümkün değil. Biz zaten kimse gelmese de, sonuna kadar Türkiye olarak gücümüz neyi gerektiriyorsa onu yapmakta kararlıyız. Biz petrol zengini değiliz, bizim petrol kuyularımız yok. Şuanda dünyada en az gelişmiş ülkelere yardımda bir numara Amerika, ikinci sırada biziz. Fakat milli gelire oranla baktığınız zaman birinci sırada Türkiye, ikinci sırada Amerika. Çünkü biz ’veren el, alan elden üstündür’ ilkesiyle hareket ediyoruz. Biz yüzleşmediğimiz her soruna, bizden sonraki nesillere bırakılmış ağır bir yük olarak bakıyoruz. Tüm Müslümanların da kendi meselelerine bu anlayışla yaklaşması, önlerindeki sorunların üzerine cesaretle gitmesi şarttır" diye konuştu.



"Kimse dinimize tanım yapmasın"


Müslümanlar olarak ihmal edilen alanların başında kadınların geldiğini belirten Erdoğan, İslam dünyasının, ümmetin yarısını oluşturan ve Peygamber Efendimizin, "Cennet annelerin ayakları altındadır" ifadesiyle övdüğü anneyi maalesef olması gereken yere çıkarmada başarılı bir sınav veremediğini kaydetti. İslamın Allah’tan başka hiçbir gücün kulluğuna izin vermeyerek, insanı özgürleştiren ve zincirlerinden kurtaran bir din olduğunun altını çizen Erdoğan, "Dinimizin taşıyıcı sütunları tevhittir, ahlaktır ve adalettir. Bunun üzerinde ısrarla durmamız lazım. 14 asırlık medeniyet müttesebatımıza baktığınızda sanattan mimariye, siyasetten beşeri münasebetlere kadar bu ilkelerin izlerini görürsünüz. Asırlar boyunca İslam aleminin, ilmin, irfanın, hikmetin ve adaletin merkezi olması işte bu anlayış sayesindedir. Ne zaman ki odak şaşmıştır, işte o zaman gerileme başlamıştır. Bugün halen o odak sapmasının sancısını yaşıyoruz. Özellikle kadınlarla ilgili konularda buna şahit oluyoruz, birçok İslam ülkesinde kadınların, sosyal, siyasal ve beşeri rollerini İslam dinin prensipleri değil, kalıplaşmış toplumsal alışanlıklar belirliyor. Son zamanlarda ’Ilımlı İslam’ kavramını yeniden köpürttüler. Bu ’Ilımlı İslam’ ifadesinin patenti Batıya aittir. Belkide o ifadeyi kullanan şahıs bu bana aittir gibi de düşünüyor olabilir, hayır sana ait değil. 15 yıl önce AB ülkelerini dolaşmaya başladığımda, AB parlamentosunda konuşmamı yaptıktan sonra, sorulan soruların başında ’ılımlı İslam hakkında ne düşünüyorsun’ vardı. Tabi ben de kendilerine şunu söyledim, İslamın ılımlısı ılımsızı olmaz. İslam tektir. Kimse İslamı çeşitlemeye veya yakıştırma yapmaya gitmek suretiyle İslamı bir zaafın içerisine sokma gayretine girmesin. Bir müddet bununla muhattap oldum, sonra kesildi. Şimdi ne oldu da bu yeniden üflendi. Mesele İslamımızı, dinimizi zaafa düşürmek. Bizim dinimizin ılımlı ılımsız bir yanı yok. İslam Kitabullah’ta kendini bulmuş, orada ifade edilen dinin kendisidir. Onun dışında kimse dinimize tanım yapmasın. Batının yabancıların yakıştırmasıyla da biz dinimizi öğrenmedik, böyle bir sıkıntımız da yok. İslam geleneğin üzerindedir, hepsinden çok daha üsttedir. Gelenek ancak İslamın ruhuyla mütenasip olduğu zaman anlamlıdır. O zaman fıki otoriteler de o gelenekten istifade ederler. Kadınlarımızın hayatımızın her alanında varlık gösterebilmeleri konusunda yaşanan sıkıntıların İslamdan değil, toplumların algılarından kaynaklandığı gerçektir. Hazreti Hatice validemiz, annelerin en güzelidir. Annelerin en yücesidir çünkü Peygamber Efendimize şefkat, merhamet elleri anlayışını ortaya koymuştur. Hazreti Ayşe validemiz, Raziye Begüm Sultan, Mihrimah Sultan gibi hizmetleriyle abideleşmiş on binlerce kadın var. Annelik Allah’ın kadınlara lütfudur. Anneliği inkar, fıtratı yani yaradılışı inkardır. Müslüman kadın iyi bir anne olduğu kadar yeri geldiğinde çığır açan bir ilim insanı, siyasetçi, öğretmen hatta yeri geldiğinde savaşçıdır. Kadınların emeği ve katkısı olmayan, kadın eli değmeyen her iş bize göre eksiktir" diye konuştu.


Son 15 yılda kadınların önündeki engelleri kaldırmak için çok büyük adımlar attıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kadınlarımıza haklarını teslim etmeye devam ediyoruz. İnancının gereği kıyafetinden dolayı üniversiteye gidemeyen, adeta dört duvar arasına mahkum edilen kadınlarımızı özgürlükleriyle buluşturduk. Ilımlı İslam diyorsun bir bayana araba kullanma müsaadesi vermiyorsun, bu nasıl ılımlı? İslamda buna mani bir hüküm var mı? Demek ki bundan sonra yapacaklar. Böyle bir anlayış olamaz. Bugün Türkiye’de hiç kimse inançlarından, hayat tarzlarından dolayı artık ötekileştirilmiyor. 15 yıl önce böyle değildi, ben bu işin acısını çekmiş bir babayım. Sabrettik ve zafere ulaştık" diye konuştu.


Cumhurbaşkanı Erdoğan, İslam İşbirliği Teşkilatında da kadın kollarının da yer alması gerektiğini düşündüğünü ifade etti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Bakan Işıkhan: "Ülkemiz istihdam rakamlarında tarihinin en yüksek seviyesine ulaştı" İSTANBUL (İHA) – Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, "İş sağlığı ve güvenliği standartlarının yüksek tutulması ve kayıt dışı istihdamla mücadele konularında daha etkin adımlar atmamız gerektiğine inanıyorum. Bu nedenle önümüzdeki süreç, denetimlerin çok daha sıkı yapılacağı bir süreç olacak. Bu konuda sıfır tolerans ve sıfır taviz ile çalışmalarımızı yürütmeye devam edeceğiz" dedi. İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclisi’nin 2024 yılı Nisan ayı olağan toplantısı ‘Çalışma Hayatına Vizyoner Bir Anlayışla Bakarken; Sanayicilerimizin Beklentileri ve Çözüm Önerileri’ ana gündemi ile gerçekleşti. Toplantıya Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan da katıldı. Işıkhan, toplantıda yaptığı konuşmada iş güvenliği ve kayıt dışı istihdam konusunda daha etkin adımlar atılacağını, denetimlerin sıklaşacağını söyledi. İstihdam sayısındaki artışa da değinen Bakan Işıkhan, "Bir önceki yıla göre işgücü sayısı 775 bin kişi, istihdam sayısı 1 milyon 156 bin kişi arttı. Ülkemiz son yıllarda istihdam rakamlarında tarihinin en yüksek seviyesine ulaşmış durumda’’ dedi. Ülke olarak zorlu süreçlerden geçildiğini hatırlatan Bakan Işıkhan, ‘‘Türkiye olarak gerek küresel finans koşulları, gerekse son yıllarda üst üste atlattığımız doğal afetler ve salgın dönemi nedeniyle içerisinden geçtiğimiz sürece rağmen; yatırım, üretim ve istihdam politikamız, gelecek hedeflerimiz bağlamında en önemli gündem maddemiz olmaya devam ediyor. Bu vizyonun en önemli bileşenini ise sanayi sektörümüz oluşturuyor. Dolayısıyla sanayi sektörü, ekonomimizin can damarı, Türkiye Yüzyılı kalkınma hedeflerimizin ise can suyu olma özelliğini koruyor’’ ifadelerini kullandı. Türkiye’nin şartlar ne olursa olsun büyümeye devam ettiğine dikkat çeken Işıkhan, ‘‘Ülkemiz, zorlu küresel koşullara ve yaşadığımız afetlere rağmen, AB ve OECD ülkeleri arasında; yıllık bazda en yüksek büyüme kaydeden ülkeler arasında. 2023 yılında yüzde 4,5 oranında büyüdük. Kişi başına GSYH 2023 yılında cari fiyatlarla 307 bin 952 TL, ABD doları cinsinden 13 bin 110 olarak hesaplandı. Tabi istikrarlı bir yatırım - üretim süreci istihdam artışını da beraberinde getiriyor. Son dönemdeki istihdam rakamları da bu durumu teyit eder mahiyettedir. Bilhassa, son aylarda istihdam ve işgücünde istikrarlı ve etkileyici bir ivme yakaladık’’ dedi. ‘‘Ülkemiz son yıllarda istihdam rakamlarında tarihinin en yüksek seviyesine ulaşmış durumda’’ İstihdam rakamlarına ilişkin rakamları paylaşan Işıkhan, ‘‘Bir önceki yıla göre işgücü sayısı 775 bin kişi, istihdam sayısı 1 milyon 156 bin kişi artmıştır. Oransal olarak bakacak olursak işgücüne katılma oranı 0,8 puan, istihdam oranı 1,4 puan artmıştır. İşgücüne katılma oranımız tarihin en yüksek seviyesine ulaşmış durumda. Bu, vatandaşlarımızın işgücüne daha aktif bir şekilde katıldığını ve ekonomimize güvenle hizmet ettiğini gösteriyor. Bakanlık olarak işverenlerimizin istihdam rakamlarını artırmalarına mümkün olan en büyük katkıyı sağlamak için önemli teşvik ve destek uygulamalarını hayata geçirdik. Bir taraftan yatırım ve üretim ortamını iyileştirirken diğer yandan işe alımlarda, nitelikli işgücü temininde sağlam bir köprü olma görevimizi yerine getiriyoruz’’ şeklinde konuştu. ‘‘Kadın istihdamında da belirgin artış görülüyor’’ İş Pozitif programıyla birlikte kadın istihdam oranında da belirgin artış yaşandığını ekleyen Işıkhan, ‘‘Kadın istihdam oranı bir önceki yıla göre 1,2 puan artmıştır. Kadınların istihdamını desteklemek adına 9 Şubat’ta başlattığımız İş Pozitifle özellikle kayıtlı kadın istihdamında önemli bir mesafe kaydettik. 9 Şubattan beri Türkiye genelinde işe yerleştirilen kadın sayısı bugün itibariyle 100 bin kişiye ulaşmış durumdadır. İstanbul ilinde ise 31 bin 543 kadın iş sahibi olmuştur. İŞKUR aracılığıyla istihdam sürecine adeta yeni bir soluk getirdik diyebiliriz. Projeyle hem kayıt dışı istihdamın önüne geçmeyi, hem de işveren ve iş arayan arasındaki iletişimi daha kolay hale getirmeyi hedefledik. Hedeflerimize büyük ölçüde ulaştık. Orta Vadeli Program ve 12. Kalkınma Planı gibi güçlü yol haritalarımız ile daha da iyi seviyelere geleceğiz’’ diye konuştu. ‘‘İş güvenliği ve kayıt dışı istihdam konusunda denetimler sıklaşacak’’ İş güvenliği ve kayıt dışı istihdam konusunda denetimlerin sıklaşacağının mesajını veren Bakan Işıkhan, ‘‘Çalışma hayatının önemli gündem maddelerinden biri de maalesef iş kazaları. Biliyorsunuz ki, özellikle son zamanlarda bir takım üzücü haberler üst üste geldi. Bu elim hadiselere ve ciddi can kayıplarımıza sebep olan iş kazaları bize; iş sağlığı ve güvenliği konusunda sadece rehberlik rolünün değil aynı zamanda teftiş ve denetim görevlerinin de sıfır toleransla, büyük bir hassasiyetle arttırılması gerektiğini bir kez daha göstermiştir. Ülkemizin çalışma hayatında her zaman güvenli bir ortam sağlamak için yoğun bir gayret içindeyiz. Bu çerçevede, iş sağlığı ve güvenliği standartlarının yüksek tutulması ve kayıt dışı istihdamla mücadele konularında daha etkin adımlar atmamız gerektiğine inanıyorum. Bu nedenle önümüzdeki süreç, denetimlerin çok daha sıkı yapılacağı bir süreç olacak. Bu konuda sıfır tolerans ve sıfır taviz ile çalışmalarımızı yürütmeye devam edeceğiz. İş sağlığı ve güvenliği konusu; artık yüzyıllık planlar yapan Türkiye’nin ana gündem maddesi olmaktan çıkarılmalı’’ ifadelerini kullandı.
Van Van YYÜ’de TÜBİTAK sergisi Van Yüzüncü Yıl Üniversite ev sahipliğinde TÜBİTAK 18. Ortaokul Öğrencileri Araştırma Projeleri Van Bölge Yarışması’nın sergi açılışı yapıldı. TÜBİTAK Bilim İnsanı Destek Programları Başkanlığı tarafından düzenlenen 18. Ortaokul Öğrencileri Araştırma Projeleri Yarışması kapsamında gerçekleştirilen bölge sergisi açılış töreni; Ağrı, Batman, Bitlis, Hakkâri, Muş, Siirt, Şırnak ve Van illerinin katılımıyla yapıldı. 3 bin 915 başvuru sayısıyla Türkiye’deki 12 bölge arasında en çok başvuru sayısına sahip Van bölgesinde gerekli değerlendirmeler sonucunda bölge sergisine katılmaya hak kazanan 105 proje, jüri değerlendirmenin ardından birinci gelenler ülke finalinde gönderilecek. Program açılışında konuşan TÜBİTAK Van Bölge Koordinatörü Doç. Dr. Hayati Çavuş, bölge sergisinin öğrencilerin projelerini daha ayrıntılı ortaya koyma, sunma ve jüri üyeleri önünde savunması için gerçekleştirilen bir organizasyon olduğunu belirtti. Çavuş, “Bölge sergisi esnasında projeler, jüri üyeleri tarafından bir kez daha sözlü ve uygulamalı olarak değerlendirilecek ve daha sonra yapılacak ülke finalinde bölgeyi temsil edecek projeler belirlenecek. Yarışmanın gerçekleştirilmesinde Van Yüzüncü Yıl Üniversitesine katkı ve desteklerinden dolayı çok teşekkür ederim” dedi. TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal’ın tebrik ve başarı temennilerine dair açılış mesajının da okunmasının ardından sergilenen projeleri tek tek inceleyerek öğrencilerden bilgi alan Van YYÜ Rektörü Prof. Dr. Hamdullah Şevli ise, “Bu program, Van bölgesinde yer alan illerden ve okullardan öğrencilerin gelmeleri ve birbirleri ile tanışma, kaynaşma, arkadaşlıklar kurma, kültürel ve bilimsel pek çok paylaşımlarda ve kazanımlarda bulunma imkânı sağlıyor. Bölge sergisine davet edilen proje sahibi öğrencileri, öğretmenlerini ve ailelerini kutluyor, sağlamış oldukları her türlü desteklerinden dolayı teşekkür ediyorum” ifadelerinde bulundu. Van YYÜ Mühendislik Fakültesi sergi salonunda düzenlenen 18. Ortaokul Öğrencileri Araştırma Projeleri Sergisinin 3 gün boyunca jüri üyelerinin yapacağı bilgilendirmenin ardından 25 Nisan Çarşamba günü ödül töreni ile son bulacağı belirtildi. Açılış törenine Rektör Prof. Dr. Hamdullah Şevli, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Şenay Baydaş ile Prof. Dr. Murat Kayri, TÜBİTAK Van Bölge Koordinatörü Doç. Dr. Hayati Çavuş, akademisyenler, Van İl Milli Eğitim Müdürlüğü yetkilileri, öğrenciler ve öğretmenler katıldı.