POLİTİKA - 08 Şubat 2018 Perşembe 14:00

Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Senden mi alacağız izni?”

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Senden mi alacağız izni?”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “PYD-YPG-PKK terör örgütüdür de, DHKP-C terör örgütüdür de göreyim seni.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “PYD-YPG-PKK terör örgütüdür de, DHKP-C terör örgütüdür de göreyim seni. Diyemezsin. Çünkü gücünü onlardan alıyorsun” dedi.


Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde düzenlenen 45. Muhtarlar Toplantısı’nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kılıçdaroğlu’nu eleştirerek, “Ona kalsa ‘Eset’le masaya oturun da bu işi konuşun’ diyor. 1 milyon vatandaşını öldüren bir katil ile biz neyi konuşacağız. Siz yeri gelir teröristlerle kol kola dolaşabilir, teröristlerle beraber Ankara’dan İstanbul’a yürüyebilirsiniz, adaletsiz bir adalet anlayışı ile yürüyüş yapabilirsiniz ama biz terör örgütlerinin icazeti ile yola çıkanlarla beraber bugüne kadar yol yürümedik” diye konuştu.


“Türkiye her alanda büyüdükçe önümüze çıkartılan sorunların çapı da artıyor. Daha düne kadar ekonomik derinliği birkaç milyar dolardan ibaret olan, diplomatik derinliği kendi büyükelçiliklerinin kapısında biten, siyasi derinliği hükümetlerinin ömrü gibi birkaç ayla sınırlı olan bir ülkeydik” ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kimsenin Türkiye’de kriz çıkartmak için uğraşmasına gerek yoktu. Çünkü biz kendi başımıza yeteri kadar krizi musallat edebiliyorduk. Bu şekilde altın kıymetinde yıllarımız heba oldu gitti” diye konuştu.


Geçen 15 yılın ilk 10 yılında iç kaynaklı istikrarsızlık çıkartma gayretlerinin son 5 senede çok daha farklı görünüm kazanmaya başladığını söyleyen Erdoğan, “Yıllar boyunca ülkemiz içinde örgütlenmiş ihanet odakları birbirinin ardı sıra harekete geçirildi. Bu gaye ile FETÖ’nün emniyet, yargı, ordu, iş dünyası ve diğer alanlardaki tüm gücünü ve imkanlarını seferber ettiğini gördük. PKK’nın tarihinde olmadığı kadar yoğun ve cüretkar saldırılara giriştiğini, şehirlerimizi işgale yeltendiğini gördük. Sınırlarımızın yanı başında ortaya çıkan en büyük insanlık ve İslam düşmanı örgüt olan REAŞ bir yerlerden emir verilmişçesine ülkemize saldırmaya başladı. AB’nin verdiği tüm sözleri çiğnemek pahasına ülkemize cephe alması da aynı döneme denk geliyor. Bölgemizde yaşanan insani krizlerin bir ucu hep gelip ülkemize dayandırıldı. Bizim meşrebimizde dostlarına, kardeşlerine, komşularına sırt dönmek yoktur. Bunun için oynanan oyunu görmemize rağmen zulümden ve ölümden kaçan tüm kardeşlerimize sınırlarımızı ve kalbimizi açtık. Şartların normale dönmesi, bölgemizin huzura ve güvene kavuşması için çok bekledik. Fakat, İslam adına Müslümanları katleden bir terör örgütü bahane edilerek bir başka terör örgütünün bölgemizde palazlandırıldığını görünce artık daha fazla bekleme imkanımız kalmadı. Türkiye’yi meşgul etmek, dikkatini başka yana yöneltmek için kurulan tuzakları birer birer bozarken asıl hedeflerimizden de korkmadık” şeklinde konuştu.


Fırat Kalkanı Harekatı ile 2 bin kilometrekarelik alanın teröristlerden temizlendiğini söyleyen Erdoğan, “Şimdi de aynısını Afrin’de yapalım istedik. Afrin olayını çözeceğiz, İdlib’i aynı şekilde çözeceğiz ve mülteci kardeşlerimiz tekrar kendi evlerine dönsün istiyoruz. 3,5 milyonu ilanihaye saklayacak halimiz yok. Onlar da kendi topraklarına dönmek istiyor. Bir kısmı burada kalabilir ayrı konu” ifadelerini kullandı.



“Bin 28 terörist etkisiz hale getirildi”


Zeytin Dalı Harekatı ile etkisiz hale getirilen terörist sayını veren Erdoğan, “Askerlerimiz orada destan yazıyorlar. Bu sabah itibariyle bin 28 terörist etkisiz hale getirildi. Üzerine üzerine gidiyoruz, gideceğiz. Şehitlerimizin kanını yerde bırakmayacağız. Hangi şehidimizin annesine, babasına, eşine telefon açıyorsam, benden istedikleri, ‘bunların kökünü kazıyın, şehidimin kanını yerde bırakmayın.’ Bizim de onlara sözümüz var, bunu yapacağız” açıklamasında bulundu.



“Senden mi alacağız izni?”


Her türlü olumsuzluğa ve riyakarlığa rağmen bölgenin teröristlerden temizlendiğini kaydeden Erdoğan, “Bunu Bay Kemal’e rağmen temizliyoruz. ‘Afrin’e gitmeyin’ diyor, senden mi alacağız izni, bize milletimizin emri var. Biz milletimizin talimatını yerine getiriyoruz. Ona kalsa ‘Eset’le masaya oturun da bu işi konuşun’ diyor. 1 milyon vatandaşını öldüren bir katil ile biz neyi konuşacağız. Siz yeri gelir teröristlerle kol kola dolaşabilir, teröristlerle beraber Ankara’dan İstanbul’a yürüyebilirsiniz, adaletsiz bir adalet anlayışı ile yürüyüş yapabilirsiniz ama biz terör örgütlerinin icazeti ile yola çıkanlarla beraber bugüne kadar yol yürümedik. Bundan sonra da yürümeyeceğiz. Utanmadan, sıkılmadan bizim DEAŞ ile işbirliği yaptığımızı söylüyor. Bu ne biçim bir anlayıştır. Bunda yüz, hasiyet, onur yok. Ne zaman bunu ben ispata davet ettiysem hiçbir şey ispat etmemiştir. AK Parti’nin DEAŞ’a destek olduğunu ispat et ben bu makamda durmam, görevden çekilirim ama sen bunu ispat edemezsen çekilir misin? Çekilemez, hayatı yalan üzerine kurulu bu adamın. DHKP-C’lilerle yürüyen birisi, bunlardan bir şey olur mu? Rahat rahat bunları kamufle edebiliyorlar. Kalkıyor bir kağıt gösteriyor, senin bu kağıtlarına biz alıştık. Bazı televizyonlarda bizim DEAŞ ile ilgili bütün söylediklerimizi geçmişte açık net ortaya koyuyorlar. DEAŞ ile ilgili verdiğimiz mücadeleyi dünyada hiçbir ülke vermemiştir. Bizim Cerablus’ta, Rai’de, Bab’da verdiğimiz mücadeleyi kimse vermedi. DEAŞ’ın şuanda tehdidi altında olan bay Kemal sen misin, biz miyiz? Sana ben bir şey söyledim, gel YPG-PYD-PKK, bunların terör örgütü olduğunu ilan et. Hepsini tek tek çık, yamalı bohça yapma, açık ve net konuş, ‘bunlar terör örgütüdür’ de. ‘El Nusra terör örgütüdür dedin mi’ diyor, ben bunların hepsini söyledim, yine söylüyorum, El Nusra da bir terör örgütüdür diye. PYD-YPG-PKK terör örgütüdür de, DHKP-C terör örgütüdür de görüyüm seni. Diyemezsin. Çünkü gücünü onlardan alıyorsun. Onların desteği ile Hakkari’de miting yapacak kadar zavallısın sen. Bize tarihi konuşturtma” dedi.



“Ne Türk kavramını ne de Türkiye ismini kullanamayacaksınız”


Son günlerde sosyal medya üzerinden AK Parti’nin Türkiye ve Türklük kavramına karşı olduğu yönünde yalanların yayıldığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Niye? Türk Tabipler Birliğinin isminden ‘Türk’ isminin kaldırılmasını istediğimiz için. Evet istiyoruz. Çünkü Türk Tabipler Birliği denilen bu kuruluşun Türklükle alakası yok, Türk kavramına da layık olan bir yanı yok. Türkiye Barolar Birliğinin de Türkiye’ye layık olan hiçbir yanı yok. Bunlar ne hukuku ne de hekimliği kendi saltanatları altına alamazlar. Şimdi çıkartılacak olan Bakanlar Kurulu kararı ile bu ülkede tüm hukukçular, tüm doktorlar kendi derneklerini, vakıflarını kurabilecekler, kaynağında para ödemesi diye bir şey yapmayacaklar. Ondan tutuştular. Şimdi de twetlerle, yavuz hırsız ev sahibini bastırır ya, bunlar da bizi bastırmaya çalışıyor. Kullanamayacaksınız artık. Ne Türk kavramını ne de Türkiye ismini kullanamayacaksınız, onu layık olanlar kullanacak” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aksaray Aksaray’da nefes kesen polis-hırsız kovalamacası kamerada Aksaray’da inşaat malzemesi deposunu soyan hırsızlar ile polis arasındaki kovalamaca film sahnelerini aratmadı. Elektrikli motosikletle kaçan hırsızlar bir süre sonra motosikletin aküsünün bitmesiyle bu kez de yaya olarak kaçmaya başladı. Gecenin sessizliğini siren seslerine bıraktığı kovalamacada hırsız kardeşler yarım saat süren takip sonucu yakalanırken, nefes nefese kalan şüphelilerden biri yere yatırılıp ters kelepçe yapıldığı esnada polis memurlarına “Kalbim var” diyerek yardım istedi. Olay, gece yarısı Tacin Mahallesi’nde bulunan bir inşaat malzemesi deposunda yaşandı. Edinilen bilgiye göre, depodan oksijen bariyerli yerden ısıtma borusu çalan 2 hırsız, çaldıkları boru paketlerini beraberinde getirdikleri 3 tekerlekli elektrikli motosiklete yükledi. Hırsızlık esnasında çevrede bulunan bir vatandaş durumu fark ederek hemen 112 Acil Çağrı Merkezine ihbarında bulundu. İhbar üzerine olay yerine polis ekipleri sevk edildi. Kısa sürede belirtilen adrese intikal eden ekipler 2 şahsı depodan hırsızlık yaparken suçüstü kıstırdı. Polisleri görünce neye uğradıklarını şaşıran 2 hırsız deponun duvarından atlayarak bahçe dışındaki boruları yükledikleri elektrikli motosiklete binerek kaçmaya başladı. Şahısların kaçması üzerine polis ekipleri telsizden anons ederek diğer ekiplere kaçış istikameti hakkında bilgi verdi. Ekiplerin hırsızların peşine düşmesiyle gecenin sessizliği siren sesleriyle yankılandı. Polis ve hırsızlar arasında yaşanan kovalamaca ise film sahnelerini aratmadı. Bir süre elektrikli motosikletle kaçan hırsızlar kaçarken çaldıkları boruları da motosikletin kasasından aşağıya attı. Polis ekiplerinin bölgeyi abluka aldığı kovalamacada motosikletin aküsünün bitmesi üzerine hırsızlar bu kez de motosikleti bırakıp yaya olarak kaçmaya başladı. Taşpazar Mahallesi’nde ara sokaklara ve apartmanların bahçesine girerek izlerini kaybettirmeye çalışan S.Ç. (21) ve U.Ç. (34) isimli 2 kardeş çok geçmeden yakalandı. Yüzüstü yere yatırılarak ters kelepçe yapılan nefes nefese kalan hırsızlardan S.Ç. ekiplerin ters kelepçe taktığı esnada “Kalbim var” diyerek yardım istedi. Yüzüstü yatırılarak kelepçelenen 2 kardeş gözaltına alınarak polis aracına bindirildi. Şahıslar sorgulanmak üzere İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesine götürülürken çaldığı yaklaşık 150 bin TL değerindeki malzemeler sahibine teslim edildi. Olayla ilgili Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından tahkikat başlatıldı.
Sakarya Para vermeyen annesini benzin dökerek yakan şahıs tutuklandı Sakarya’nın Akyazı ilçesinde para istediği annesinden ret cevabı aldıktan sonra benzin dökerek kendisini ve annesini ateşe veren şahıs tutuklanarak cezaevine gönderildi. Elleri sargıda adliyeye sevk edilen şahsın, kendisini görüntüleyerek soru yönelten gazeteciye, “Niye çekiyorsun ki bu kadar, ne yaptığımı sen nereden biliyorsun?” ifadeleri de dikkatlerden kaçmadı. Korkunç olay, 18 Nisan Perşembe günü Akyazı ilçesi Erdoğdu Mahallesi’nde meydana geldi. İddiaya göre, geçtiğimiz hafta annesi M.Y.’den (64) geçtiğimiz hafta bir miktar para alan ve tekrar isteyince ret cevabı ile karşılaşan Ö.Y. (42) öfkelendi. Ö.Y., maddi ve ailevi sorunları iddiası ile benzin dökerek annesi ve kendisini yaktı. Durumun haber verilmesi üzerine bölgeye jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. İlk müdahalesi olay yerinde yapılan talihsiz kadın, ilk olarak Akyazı İlçe Devlet Hastanesi’ne buradan da Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Vücudunda 2 ve 3’üncü derece yanıklar oluşan ve hayati tehlikesi bulunan M.Y., buradaki müdahalelerinin ardından Kocaeli Şehir Hastanesi Yanık Ünitesi’ne sevk edildi. Elleri sargılı şekilde adliyeye sevk edilen şahıs tutuklandı Her iki elinde de yanıklar oluşan şüpheli Ö.Y. ise olaydan kısa bir süre sonra yakalanarak ilçe jandarma komutanlığına götürüldü. Şahıs, burada tamamlanan işlemlerinin ardından elleri sargılı bir şekilde adliyeye sevk edildi. Ö.Y.’nin kendisini görüntüleyerek soru yönelten gazeteciye, “Niye çekiyorsun ki bu kadar, ne yaptığımı sen nereden biliyorsun?” cevabını vermesi ve ‘Pişman mısınız?’ sorusunu ise yanıtsız bırakması dikkatlerden kaçmadı. Adliyeye sevk edilen Ö.Y., tutuklanarak cezaevine gönderilirken, hastanede tedavi gören M.Y.’nin hayati tehlikesinin devam ettiği öğrenildi.
İstanbul Freni tutmayan otomobil, 14 aracı biçti Ümraniye’de frenlerinin tutmaması sonucu kontrolden çıkan otomobil park halindeki 14 araca çarptı. Olay saat 21.45 sıralarında Ümraniye Armağanevler Mahallesi 23 Nisan Caddesi’nde meydana geldi. Frenleri tutmayan 34 DGK 750 plakalı Fiat marka ticari araç, seyir halindeyken Range Rover marka araca çarptı. Çarpışma sonucu lastiği fırlayan 34 DGK 750 plakalı hızını alamayıp 14 araca çarparak durabildi. Kazada şans eseri ölen yada yaralanan olmazken otomobillerde maddi hasar meydan geldi. Kazayı yapan sürücünün araçtan indikten sonra şok halinde olduğunu gören vatandaşların araması sonucu olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Maddi hasar meydana gelen bazı araçlar çekici yardımıyla götürülürken, kaza sonrası cadde polis kontrolünde trafiğe açıldı. Öte yandan kaza sonrası sürücü ifade için karakola götürüldü. Kazayı gören Zafer Karagül, "Bu yol tehlikeli. Yukarıdan gelen araba geldiği zaman bu aşağıdan yukarı araba çıkamıyor. Bu yolu tek yola çevirdikleri zaman veyahut yan yolla açtıkları zaman sıkıntı biraz azalabilir. Birkaç defa çöp kamyonu viraj alamadığı için oraya yuvarlandı. Gene bu dört yol ağzında 3-4 kere kazalar oldu. ’Ne oldu?’ freni tutmayan araba vura vura aşağı indi. Allah’tan büyük bir kazaya engel oldu" dedi. Başka görgü tanığı Serdar Burak Eker, "Doblo sürücüsü var bizim yaşlarımızda 2 tane çocuk, çok hızlı geliyorlar. Yerler de ıslak olduğu için hakimiyetini kaybetmiş. Önde bir panelvan vardı, ona sürttü. Sonra otomobile çarptı. Sonra jeep kurtulayım derken ona ön sağ kafasından çarptı. Sonra park halindeki araçlara çarparak tır dorsesinin orada durdu. Zaten Doblo’nun tekeri orada kaldı, kıvılcımlar falan çıkıyordu. Çocuk büyük ihtimalle şoktan dolayı sarhoş zannedildi, linç ettiler çocuğu. Polis geldi kaldırdı, ifade vermeye götürdüler. Kaldırıma çıkan araçlar oldu baya büyük maddi hasarlı kaza ama can kaybı yok. Ben 20 yaşındayım çocuk da benim yaşlarımda bir şey ama şoktan dolayı konuşamıyordu. Öyle üzüldüm kendisine" ifadelerini kullandı.