POLİTİKA - 17 Nisan 2018 Salı 13:52

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Siz teröristlerin, biz Mehmetçiğin parkasını giyeriz"

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Siz teröristlerin, biz Mehmetçiğin parkasını giyeriz"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "CHP’nin başındaki zat ‘parkayı ve postalı öğrenciliğimden beri giyiyorum’ demişti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "CHP’nin başındaki zat ‘parkayı ve postalı öğrenciliğimden beri giyiyorum’ demişti. Nihayet 40 yılda doğru bir söz etti. Biz de ona diyoruz zaten; siz teröristlerin giydiği postalı ve parkayı giyersiniz, biz Mehmetçiğin postalını ve parkasını giyeriz, aramızdaki fark bu" dedi.


Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti TBMM grup toplantısında konuştu. Malatya’da Turgut Özal Üniversitesinin kurulacağı müjdesini veren Erdoğan, "Bugün 25’inci vefat yıl dönümü olan 8’inci Cumhurbaşkanımız, siyaset, devlet ve millet adamı Turgut Özal’ı rahmetle yad ediyorum. Türkiye’nin sancılı bir döneminde gerçekleştirdiği reformlarla ülkemizin önünü açan Özal’ın önemi vefatından sonra çok daha iyi anlaşılmıştır. Bu vesileyle şu müjdeyi vermek isterim; Rahmetli Özal’ın adını memleketinde yaşatmak için Malatya Turgut Özal Üniversitesinin kurulmasına karar verdik. Mevcut üniversitenin öğrenci sayısı fazla. Onu ikiye böleceğiz ve böylece kuracağımız Turgut Özal Üniversitesi ile Malatya iki ayrı üniversiteye sahip olacak. Kurduğumuz andan itibaren de yaklaşık 30 bin öğrencisi olacak. Mekan, yer hazır ve hemen adımı atacağız. YÖK bu konuda gerekli çalışmayı hazırladı. FETÖ, rahmetli Özal’ın ismini istismar ederek Ankara’da bir üniversite açmıştı. Malatya Turgut Özal Üniversitesinin kuruluşuyla hem merhum Özal’a olan vefa borcumuzu ödüyor hem de FETÖ’nun bu istismarını tarihten kazımış oluyoruz. Üniversitemizin Malatya’ya ve ülkemize şimdiden hayırlı olmasını diliyorum" ifadelerini kullandı.


Turgut Özal’ın, Türk siyasi hayatında önemli bir sembol olduğunu kaydeden Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:


"Sağlığında Özal’a saldıranların, AK Parti iktidarında da bize aynı şekilde saldırmaları boşuna değildir. Türkiye’de güya devrimcilik, solculuk adına ülkenin ve milletin hayrına olan her türlü değişime karşı çıkan bir güruh bugün de aynı şekilde iş başındadır. Ana Muhalefet Partisine hakim olan zihniyet bunun en çarpıcı örneğidir. Muhalif olmakla yeminli muarız olmayı birbirine karıştıran bu partinin ve onun başındaki zatın ülkemizle, milletimizle, devletimizle olan bağı zayıflamaktadır. Bu partinin başındaki zatın görevlendirmesiyle bölücü örgütün güdümündeki partinin eski genel başkanının duruşmasını takip eden bir CHP yöneticisi ‘tarihe not düşecek bir savunma’ diyebilmiştir. Milletimiz ülkenin Ana Muhalefet Partisinin terör örgütünün siyasi koluna bakışını ifade eden bu beyanını hafızasına kaydetmiş ve tarihe asıl CHP için not düşmüştür. Terör örgütünün yandaşı partinin eski genel başkanını, bu partinin milletvekillerinden daha çok CHP milletvekilleri ziyaret etmiştir. Bu da manidardır. Bu neyin aşkıdır. 6-8 Ekim olaylarının faillerine yönelik bu teveccühün sırrı nedir. Bunun için Ana Muhalefet Partisi, ana hıyanet partisi oldu diyoruz."



"Siz teröristlerin, biz Mehmetçiğin postalını ve parkasını giyeriz"


"Terörist sevicilikten başka hiçbir vasfı bulunmayan partiye ve onun sabık genel başkanına gösterilen bu hayranlıkla CHP’nin gideceği yer olsa olsa Kandil olur" diyen Erdoğan, "Gerçi yakında biz o Kandil’i de teröristlerin başına yıkacağız. Adım adım oraya yaklaşıyoruz. Cudi’de, Gabar’da, Tendürek’te ne yaptıysak, Kandil’de de onu yapacağız. CHP’nin başındaki zat biliyorsunuz Afrin operasyonuna karşı çıkmıştı. Adeta tehdit edercesine ‘sakın Afrin şehir merkezine girmeyin’ çağrısı yapmıştı. Peki kahraman Mehmetçiğimiz ve ÖSO’daki kahraman kardeşlerimiz Afrin şehir merkezine girdi de ne oldu Bay Kemal. Hiçbir şey. Çünkü teröristler onlar gelmeden kuyruklarını paçalarının arasına sıkıştırıp gitmişler. Geride şu ana kadar sayıları 4 bin 200’e yaklaşan ceset bırakarak kaçtılar. Biz sanatçılarımız, sporcularımız, medya mensuplarımızla, askerlerimize destek ve moral vermek için Hatay’daki sınır karakoluna gittiğimizde bu zat yine muvazeneyi yitirmiş, herkese hakaretler yağdırmıştı. Bunun üzerine milletimiz kendisini rezil rüsva etmiş olacak ki daha sonra kalktı kendisi de Hatay’a gitti. Bizim ziyaretimiz sırasında giydiğimiz kamuflaja da hayran kaldı herhalde. Kendisine postal ve parka gönderme teklifinde bulunmuştum. Bunun üzerine CHP’nin başındaki bu zat ‘parkayı ve postalı öğrenciliğimden beri giyiyorum’ demişti. Nihayet 40 yılda doğru bir söz etti. Biz de ona diyoruz zaten; siz teröristlerin giydiği postalı ve parkayı giyersiniz, biz Mehmetçiğin postalını ve parkasını giyeriz, aramızdaki fark bu. CHP’nin başındaki zatın mensubu olduğunu ima ettiği örgütlerin ortak özelliği; bu ülkenin ve milletin tüm değerlerine düşman olmalarıdır. Kılıçdaroğlu’da aynı yolun yolcusu olduğunu itiraf etmekte, beyiz görmediğine göre artık CHP’nin sahte üyelik törenlerine, göstermelik adaylara ihtiyacı kalmadı demektir" açıklamasını yaptı.



"CHP’nin akıbetini kestiremiyoruz"


CHP İl Başkanlığı tarafından OHAL’e karşı Taksim Meydanında düzenlenen eylem ilgili ise Erdoğan, "Bu partinin İstanbul İl Başkanının ve pek çok yöneticisinin geçmişten bugüne yaptıkları eylemlere, söyledikleri sözlere bakıyoruz; hepside bölücü örgütün borazanlığından ibaret. PKK’dan tut, DHKP-C’ye varıncaya kadar hepsinin buralarla bağlantıları var. Daha da vahim. Ülkemizde FETÖ’sundan PKK’sına, DHKP-C’sine kadar ne kadar örgüt destekçisi varsa hepsi de CHP eylemlerinde başı çekiyor. Ama şaşırmıyorsun da bu sizde kalmamalı, toplumda bunu bilmeyen kardeşlerim var. Bunlara bunu anlatmamız lazım. Bunların oralarla bağlantılarının ne olduğunu bilmeli. Türkiye’nin, Ana Muhalefet Partisi unvanı taşıyan CHP’nin böylesine marjinalize edilmesine bizim yüreğimiz el vermiyor. Bizim demokrasi anlayışımıza göre muhalefetin en az iktidar kadar güçlü olması gerekiyor. Rekabet her yerde olduğu gibi siyasette de berekettir. Böyle bir CHP’nin ülkemiz ve milletimiz için siyasi alternatif olarak varlığını sürdürmesi mümkün değildir. Eğer ana muhalefetlik iddiasında bulunuyorsanız en az yüzde 50’ye talip olmak zorundasınız. CHP bindelik oranlara talipse bizim yapacak bir şeyimiz yok. Türkiye’de, iktidarda bir değişiklik beklentisi olmayabilir ama ana muhalefet konusunda çok ciddi bir değişiklik beklentisinin oluştuğunu görebiliyoruz. 2019’dan sonra AK Parti yine güçlü bir şekilde Meclis’te ve Cumhurbaşkanlığında yer almayı sürdürecek ama CHP’nin akıbetini kestiremiyoruz. Milletimiz her konuda bu hususta da en büyük hakemdir" dedi.



"Bizim Suriye konusundaki hassasiyetlerimiz konjonktürel değil, hayatidir"


ABD, Fransa ve İngiltere’nin, Suriye rejimine ait askeri noktalar ve kimyasal depoları vurmasına ilişkin de bir değerlendirmede bulunan Erdoğan, "Geçtiğimiz hafta Amerika, İngiltere ve Fransa tarafından Suriye’ye yapılan operasyon bölgemizdeki krizin nasıl tüm dünyaya yayılma potansiyeli taşıdığını bir kez daha gözler önüne sermiştir. Bir anda 3. Dünya Savaşı senaryolarının güncellenmesine yol açan bu gelişme Türkiye’nin, Suriye politikasının doğruluğunu ifade etmiştir. Ülkemizde yaşayan 3,5 milyon Suriyeli kardeşimiz ve Suriye topraklarından ülkemize yönelen tehditler sebebiyle Türkiye olarak bu meselede asla geride duramayız, pasif kalamayız. Son yıllarda yaşadıklarımız bize, şayet terör örgütlerini inlerinde bulup yok etmezsek onların gelip Ankara’da, İstanbul’da, vatan topraklarının her karışında eylem yapabileceklerini göstermiştir. Aynı şekilde biz gidip Suriye topraklarını güvenli hale getirmezsek, ülkemizdeki 3,5 milyon kardeşimizin kendi yuvalarına dönme imkanına asla kavuşamayacaklarını da tespit ettik. Hem kendi güvenliğimiz hem de Suriyeli kardeşlerimize huzurla yaşayabilecekleri yerler oluşturabilmek için sahadaki varlığımızı genişleterek sürdürmek mecburiyetindeyiz" ifadelerini kullandı.


Dün Almanya Şansölyesi Merkel ile görüştüğünü söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:


"Bugün de İran Cumhurbaşkanı Ruhani ile görüşmemizi yapacağız. Perşembe günü Çin Devlet Başkanı ile görüşmemizi yapacağız. Bütün bu görüşmelerle birlikte istiyoruz ki bölgedeki sükuneti, bölgedeki dayanışmayı kararlılıkla devam ettirelim. Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekatı ile güvenli hale getirdiğimiz 4 bin kilometrekarelik alan önemlidir ama yeterli değildir. Buralara şu ana kadar yüz binlerce Suriyeli kardeşimiz geri dönmüştür. Cerablus, El-Bab, El Rai’ye şu ana kadar 160 bin kişi geri dönmüştür. Afrin daha fazla olacak. Şu anda ön hazırlıklarımızı yapıyoruz. Bu hazırlıklardan sonra adımımızı atacağız. Türkiye’nin geleceği için bu mücadeleyi başarıyla sonuçlandırmalıyız. Rejimin Doğu Guta’daki saldırıları ile bunun ardından rejime ait kimyasal silah tesislerine yönelik bombardıman göstermiştir ki; Suriye’de kırmızı çizgiler yoktur. Sadece konjonktürel çıkarlar vardır. Bizim Suriye konusundaki hassasiyetlerimiz konjonktürel değil, hayatidir. Kendi güvenliğimiz ve milyonlarca Suriyelinin geleceği söz konusudur. Suriye sahasında faaliyet göstermeye en çok hakkı olan Türkiye’dir. On binlerce kilometre mesafeden çıkıp buraya gelmenin ne anlamı var. 5 bin tır silah yüklü aracın Kuzey Suriye’de ne işi var. Şimdi 60 bine yakın PYD’li, YPG’li teröristi bölgeye getirme gayreti içerisindeler. Ne getirirseniz getirin. Burada her şeyiyle, imkanlarıyla varını yoğunu ortaya koyacak, buranın güvenliğini sağlamaya kararlı bir Türkiye Cumhuriyeti var. Suriye politikamızı daha derinleştirerek hem sahada hem masada söz sahibi olarak yolumuza devam edeceğiz."


Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un açıklamalarına ilişkin de konuşan Erdoğan, "Suriye konusunda Türkiye kimsenin mutlak yanında veya mutlak karşısında değildir. Suriye’de hem kendi güvenlik önceliklerimizi hem Suriyeli kardeşlerimizin hakkını, hukukunu savunuyoruz, bunun için mücadele veriyoruz. Bu çerçevede nerede, ne zaman, kiminle birlikte hareket etmemiz gerekiyorsa ediyoruz. Çıkmış bir tanesi ‘Rusya ile Türkiye’nin arasını açtık’ diyor. Dış politikamızın esası elbette dostlarımızın sayısını çoğaltmak, düşmanlarımızın sayısını azaltmaktır. Ama bir şartla. Dostlarımızın dostluğunu görmemiz lazım ki, onlarla birlikte yol yürüyebilelim. Suriye’de olup bitenler bize dostlarımızın samimiyetini, düşmanlarımızın da gücünü gösteriyor. Her iki konuda da yeteri kadar fikir sahibi olduk. Kendi göbeğimizi kendimiz kesmeyi başarabildiğimizden beri kimseye ihtiyacımız olmadığını da gördük" diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri Öğrencilerin geliştirdiği bu proje ile binalar 8 şiddetindeki depreme dayanıyor Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu Bilim İnsanı Destek Programları Başkanlığı tarafından düzenlenen 18. Ortaokul Öğrencileri Araştırma Projeleri Kayseri Bölge Yarışması’na Nevşehir’den katılan öğrenciler, binaları 8 şiddetindeki depremde dayanıklı hale getiren çift yönlü sismik izolatörü tanıttı. Kayseri, Aksaray, Nevşehir, Kırşehir, Niğde, Sivas ve Yozgat olmak üzere 7 ilden 101 proje, Süleyman Demirel Spor Salonu’nda ziyaretçilerle buluştu. 18. Ortaokul Öğrencileri Araştırma Projeleri Kayseri Bölge Yarışması’na Nevşehir Halil İncekara Bilim ve Sanat Merkezi’nden katılan 5. sınıf öğrencileri Beren ve Duru, depremde koruyucu etkisi daha yüksek olan çift yönlü sismik izolatöre sahip prototip binalarını tanıtırken, geleceğin mühendislerine de yaptıkları çalışmalarla ilham olmak istiyor. Projenin amacı hakkında bilgi veren Beren Çakacı, “Bu projemizin amacı okullarda deprem afet bilincinin hayata geçirileceği, çocukların mühendislik sürecini takip ederek, simülasyon ortamlarında yaparak ve yaşayarak öğrenecekleri, soruna çözüm ürettiği sağlam, özgün, yıkılmayan bina prototipleri oluşturmalarına katkı sağlamaktır. Bu projede binalar 8 şiddetinde depreme kadar dayanabilecek. Deprem değil, bina öldürür” dedi. Projede görev alan 5. sınıf öğrencisi Duru Karakaya da, geliştirdikleri sistemle geçen yıl yaşanan depremde bile binaların ayakta kalabileceğini düşündüklerini söyleyerek, "Burada görünen izolatörler depremin enerjisinin kuvvetini absorbe ederken, rezonans etkisini de engellemeye çalışırlar. Normal binalarda burada görünen bilyeler oyuk şeklindeki yuvaların içindeyken, bizim binamızda düz yuvaların içinde duruyorlar. Aslında binalarda ya sadece bilye sistemi ya da sadece yay sistemi kullanılabilir. Eğer sadece yay sistemi kullanılırsa da bu sadece yatay düzlemde işlevseldir. Fakat biz bu bina prototipimizde hem bilyeleri hem de yayları kullanarak hem yatayda hem de dikeyde işlevsel olan bir bina prototipi oluşturduk. Geçen sene yaşadığımız Kahramanmaraş depremi de kötü bir tesadüf oldu. O deprem de hem yatay hem de dikeyde meydana gelen bir depremdi. Bu yüzden bu stabil bina prototipimizin Kahramanmaraş depreminde yıkılmadan ayakta kalabileceğini düşünüyoruz” ifadelerini kullandı. Karakaya, “Binamızın alt temelinde 5 tane kolon bulunmakta. Bu 5 kolonun 4’ünün etrafında tavana 45 derecelik açıyla sabitlenmiş yerler var. Bu yerlerin sabitlendiği kolonların üst kısmında sürtünme sarkacı adını verdiğimiz bilye sistemlerimiz bulunmakta. Bu bilye sistemleri de tüm kolonların üstünde bulunmakta. Ortada da ağırlık merkezinden esinlendiğimiz bir kolon daha bulunmakta. Dünyadaki her şey, hatta dünya bile taneciklerden oluşmaktadır ve tanecikler dünyanın üst kısmına yani kuzeye doğru gittikçe hafiflemektedir. Dünyanın en bilinen yapılarından biri olan Pisa Kulesi’nin ağırlık merkezi deplasman alanının yani temas alanının dışına çıkacaktır. Eğer ağırlık merkezi kulenin deplasman alanının dışına çıkarsa kule yıkılacaktır. Bu yüzden halatlarla sabitlenmiştir. Biz binamıza yapay bir deprem vermek için altında ’salınım tabakalı titreşim aracı’ adını verdiğimiz bir spor aleti var. Bu alet binamıza yapay bir deprem veriyor ve bu yapay depremi ölçmek için de bir aplikasyon var. Bu aplikasyonla titreşim aracının ne kadar büyüklükte bir deprem verdiğini ölçebiliyoruz” dedi.
İzmir Sporda Bayraklı farkı Spora ve sporcuya yaptığı yatırımla katıldığı müsabakalarda yüzlerce derece alarak fark oluşturan Bayraklı Belediyesi, başarılarına yenilerini ekledi. Bu kapsamda tekvando ve kick boks şampiyonasında toplam 7 derece kazanan Bayraklılı sporcular, ilçenin gururu oldu. Çiğli Spor Salonunda gerçekleştirilen yıldızlar il birinciliği tekvando müsabakası ve İzmir Afet Evleri Spor Salonunda düzenlenen İller arası kick boks şampiyonasına katılan Bayraklı Belediyesi sporcuları, başarılarıyla müsabakalara damga vurdu. Bayraklılı sporcular kazandıkları 5 madalya ile yıldızlaştı. 330 sporcunun katıldığı yıldızlar il birinciliği tekvando müsabakasında Bayraklı Belediyesi sporcuları, toplam 5 madalya kazanarak yarışmaların yıldızı oldu. Feyzasu Sarıkaya birinci, Ege Kovanlık ve İsmail Yahya Topaloğlu ikinci, Kerim Söylemez ve Yaren Toktor ise üçüncü oldu. İzmir Afet Evleri Spor Salonunda yapılan 8 ilden 240 sporcunun katıldığı iller arası kick boks şampiyonasına iki sporcu ile katılan Bayraklı Belediyesi Spor Kulubünün kick boks takımında yer alan Nehir Yaman Genç, “Bayan K-1 Stil” kategorisinde ikinci olurken, Serap Ceylan ise “Full Contact” kategorisinde üçüncülüğü elde etti. Bayraklılı sporcuların başarılarıyla gurur duyduklarını belirten Bayraklı Belediye Başkanı İrfan Önal, “Bayraklı’da gençlerimize ayrı bir önem veriyoruz. Onların her alanda başarılı olabilmesi için eğitimden spora, kültür-sanattan gençlik projelerine kadar her alanda yanlarında olmayı sürdüreceğiz. Biz elimizden geleni yaparken inanıyoruz ki onlar da başarılarını her geçen gün daha da büyütecek. Bu kapsamda son müsabakalarda ilçemizi gururlandıran sporcularımızı tebrik ediyor, tüm sporcularımıza başarılar diliyorum” dedi.
Erzurum Özakalın; “Kalkınma Yolu Projesi bölge için değerli” Erzurum Ticaret ve Sanayi Odası’nın (ETSO) Nisan Ayı Meclis Toplantısı, Meclis Başkanı Gökhan Yılmaz başkanlığında gerçekleştirildi. ETSO Meclis Salonu’nda düzenlenen toplantı, saygı duruşunun ardından İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Toplantıda daha sonra ETSO’nun Mart Ayı Mizan ve Bütçe İzleme Raporu görüşülerek onaylandı. Sonrasında, Yönetim Kurulu Başkanı ve TOBB Yönetim Kurulu Üyesi Saim Özakalın, yönetim kurulunun nisan ayı faaliyetleri hakkında Meclis üyelerini bilgilendirdi. Özakalın konuşmasının başında, 31 Mart Mahalli İdareler Genel Seçimleri sonuçlarının ülkeye hayırlı olması temennisinde bulundu. ETSO Yönetimi olarak seçimlerin ardından Büyükşehir Belediyesi ve merkez ilçe belediyelerine tebrik ziyaretinde bulunduklarını ifade eden Başkan Özakalın şunları söyledi; “Demokratik bir olgunluk içerisinde tamamlanan bu sürecin sonunda halkımızın oylarıyla seçilen; belediye başkanlarımızı, belediye meclis üyelerimizi ve muhtarlarımızı tebrik ediyor, görevlerinde başarı diliyorum. Artık seçim sürecini geride bırakıp, iş dünyamızın ve halkımızın öncelikli gündemi olan ekonomiye ve çalışma hayatımıza ilişkin yapısal reformları öncelikli olarak ele alacağımız bir döneme adım atmak mecburiyetindeyiz. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında daha güçlü bir Türkiye ve daha müreffeh yarınlar için her zamankinden daha fazla çalışmak ve daha fazla üretmek zorundayız. ETSO olarak, TOBB’un çatısı altında şehrimizin, bölgemizin ve ülkemizin kalkınması ve istikrarı için tüm kurumlarımızla ortak akıl ve istişarenin hakim kılındığı bir ortamda birlik ve beraberlik içerisinde görev yapmayı sürdüreceğiz.” “İş dünyamızın meselelerini gündeme taşıdık” Konuşmasında, iş dünyasının sorunlarını ve beklentilerini, 2. Dönem İl Koordinasyon Kurulu ve Ekonomi Toplantısı’nda gündeme getirdiklerini kaydeden Başkan Özakalın, “O toplantıda, şehrimizin ekonomisi, ticareti ve sanayileşmesi anlamında Odamızın yürüttüğü çalışmalarla ilgili bilgiler verip, sahada yaşanan sorunların çözümüne yönelik düşüncelerimizi paylaştık. Yatırımcılarımızın arsa taleplerinin karşılanması için OSB arazilerinin genişletilmesine yönelik girişimlerden de söz ettik, 1. OSB’de DSİ tarafından 1 milyon 300 Bin metrekare alanda yürütülen toplulaştırma çalışmaları ile 2. OSB 3. Etabın genişletilmesiyle ilgili çalışmaların en kısa sürede tamamlanmasının önemini vurguladık. Ayrıca, ilimizin kuzeyindeki Dallıkavak ve Kırık, güneyindeki Çirişli tünellerinin, gerekli ödenekler sağlanıp hızlı bir şekilde tamamlanması gerektiğini belirterek, bu projelerin kentin ve bölgenin ekonomisine, ticaretine doğrudan etki edeceğini hatırlattık” diye konuştu. Kalkınma Yolu Projesi’nin Önemini Vurguladı Meclis toplantısında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Irak ziyaretinin iki ülke arasındaki ekonomi ve bölge güvenliği anlamındaki işbirliği ve ilişkileri daha da güçlendireceğini ifade eden Özakalın, dünyanın doğusu ve batısını birbirine bağlayacak en güvenli koridor olacak Kalkınma Yolu Projesi’nin bir an önce hayata geçmesinin bölgenin kalkınmasında büyük rol oynayacağını vurguladı. Özkakalın, “Basra Körfez’inden kara ve demir yollarıyla ülkemize buradan da Avrupa’ya ulaşacak olan Kalkınma Yolu Projesi, bölgesel anlamda Irak ve Türkiye’yi birbirine bağlarken, küresel anlamda da önemli bir ticari koridor oluşturacak. Dolayısıyla bu önemli projenin, şehrimizin ve bölgemizin de ekonomik ve jeopolitik statüsünü daha da güçlendireceğine ve iş dünyamızın ulusal ve uluslararası ticareti ve lojistiği artıracak bu projeden payına düşeni alacağına inanıyoruz” dedi. Başkan Özakalın konuşmasında daha sonra IPARD 3 destekleriyle ilgili yatırımcıların bilgilendirilmesi, ETSO Vakıf Merkezi inşa edilmesiyle ilgili yürütülen çalışmalar, 3. Erzurum Çalıştayı hazırlıkları ve Oda’nın stratejik planında yapılacak revizyonlar gibi ay boyunca yürütülen diğer faaliyetlerle ilgili Meclis’e bilgi sundu. ETSO Meclisi’nin Nisan ayı toplantısı, Meclis üyelerinin dilek ve temenniler kısmında yaptığı konuşmaların ardından sona erdi.
İstanbul Başakşehir’de “çocuklarla felsefe zirvesi” yapıldı Başakşehir Belediyesi, Başakşehir İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ile birlikte uzman eğitmenler eşliğinde çocuklar için felsefe alanında yeni çözümlerin üretileceği, Çocuklarla Felsefe Zirvesi düzenledi. Zirvede çocukların gelişimine katkı sağlayacak birçok konu başlığı masaya yatırıldı. Başakşehir Belediyesi, Başakşehir İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ile birlikte çocukların zihinsel gelişimine katkı sağlamak amacıyla Çocuklarla Felsefe Zirvesi düzenledi. Çocuklar için felsefe alanında yapılan ve yapılabilecek olan çalışmalar alanında uzman akademisyenlerle birlikte konuşuldu. Empati dili ve doğru iletişim Zirvede, çocukların gelişimine en doğru ve yerinde katkı sağlanmasının detayları konuşuldu. Çocukların gelişim süreçlerindeki empati dili ve doğru iletişim yöntemleri de ele alındı. Ayrıca, çocukların aile içi süreçlerinden okul çağı dönemlerine kadar, etkili iletişim ve doğru yönlendirmelere de dikkat çekildi. Özel oturumlar yapıldı 7 konu başlığında yapılan Çocuklarla Felsefe Zirvesi’nin birinci özel oturumunda “Neden Çocuklarla Felsefe?”, ikinci özel oturumunda “Çocuk Edebiyatından Örneklerle Çocuklarla Felsefe Uygulamaları” ele alındı. Çalıştay masalarının birincisinde ise “Eğitimde Felsefenin Rolü”, ikinci çalıştay masasında “Eleştirel Düşünme ve Çocuklar İçin Felsefe”, üçüncü çalıştay masasında, “Sınıf İçinde Çocuklarla Felsefe Uygulamaları”, dördüncü çalıştay masasında Zihinsel Etkinlikler ve P4C”, beşinci çalıştay masasında “Çocuklar için felsefe ve Oyun” konuları görüşüldü.