ASAYİŞ - 25 Mayıs 2017 Perşembe 17:01

Darbe sanığı Sönmezateş’ten ilginç “William Wallace” savunması

A
A
A
Darbe sanığı Sönmezateş’ten ilginç “William Wallace” savunması

15 Temmuz darbe girişiminde Genelkurmay Başkanlığındaki eylemlerle ilgili açılan davada savunma yapan eski Tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş, İskoçya’nın kurtuluşunu anlatan Cesur Yürek filmine atıfta bulunarak, kendini William Wallace’ye benzetti.

15 Temmuz darbe girişiminde Genelkurmay Başkanlığındaki eylemlerle ilgili açılan davada savunma yapan eski Tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş, İskoçya’nın kurtuluşunu anlatan Cesur Yürek filmine atıfta bulunarak, kendini William Wallace’ye benzetti. Sönmezateş ile Mahkeme Başkanı Oğuz Dik arasında ilginç diyaloglar yaşanırken, Dik’in “Kralınız kim?” sorusuna Sönmezateş, “Onu şuan için müsaade edin Akıncı Üssü davasına bırakalım” cevabını verdi.


Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) 15 Temmuz’daki darbe girişimi sırasında Genelkurmay Başkanlığındaki eylemlerle ilgili aralarında sözde “Yurtta Sulh Konseyi” üyelerinin de bulunduğu 221 sanık hakkında açılan davanın dördüncü celsesi devam ediyor. Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Cezaevi Kampüsü’nde görülen davanın öğleden sonraki kısmında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a suikast teşebbüsü için görevlendirilen timin başında bulunan eski Tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş savunma yaptı. 14 Temmuz ile 16 Temmuz 2016 tarihleri arasında Ankara dışında olduğunu söyleyen Sönmezateş, Ankara’da bulunan normal bir sivil vatandaşın buradaki olayları kendisinden daha iyi bildiğini savundu.



“Akın Öztürk tarafından ikaz edildim”


Kendini hiçbir zaman başarılı bir subay olarak nitelendirmediğini belirten Sönmezateş, “Musul rehine krizi, Süleyman Şah Operasyonu, Suriye krizi ve terörle mücadele ile ilgili halkın bildiği veya bilmediği bütün harekatların planlaması içinde bulundum. Sürpriz bir şekilde general oldum. Hep ordudan ayrılmayı düşündüm. 2013 yılında verilen görev nedeniyle kaldım. Generaldim ama bu konuda Akın Öztürk tarafından ikaz edildim, ‘Ona söyleyin general gibi davransın’ ikaz edildim diye. Aracımın kapısının açılması, çantamın taşınması yasaktı. Benim kurallarım bu şekildeydi” diye konuştu.



“Bana verilen emir neyse onu uyguladım”


Cumhurbaşkanı Erdoğan’a suikast girişimi için Marmaris’e giden timin başında yer aldığını anımsatan Sönmezateş, “O günden bugüne emir komuta zinciri içerisinde olduğuna inandırıldığım bir işin içinde oldum. Bana verilen emir neyse onu uyguladım. Bana verilen emir Cumhurbaşkanının Marmaris’ten alınıp emniyetle Ankara’ya getirilmesidir” şeklinde konuştu.



“Cumhurbaşkanını getirme emrini Semih Terzi’den aldım”


Cumhurbaşkanı Erdoğan’a suikast için görevlendirilen ekibin 22.15 gibi göreve hazır hale getirildiğini vurgulayan Sönmezateş, “4 saat boyunca biz İzmir Çiğli Hava Üssü’nde bekletildik. Oradan kalkışımız 02.00 civarındadır. Cumhurbaşkanımızın Marmaris’ten ayrılışı ise 00.30 civarıdır. Cumhurbaşkanı yokken ve Cumhurbaşkanının İstanbul’da olduğunu bütün dünya bilirken bizim haberimiz yoktu. Verilen emir gereği biz Marmaris’e yönlendirildik. Birileri bizi 4 saat orada bekletti, bu birileri sivil falan değil asker. Bu sorunun cevabını halen arıyorum. Bu bekleten irade kim bilmiyorum. Arkamdaki insanlarla burada tanıştım, gördüm. Bu insanların hiçbirinden emir almadım, bilgi almadım, bilgi de paylaşmadım. Cumhurbaşkanını getirme emrini Semih Terzi’den aldım. Ne yazık ki ölmüştür, keşke ölmeseydi. Semih Terzi’nin bu işte tepe başı olduğunu düşünmüyorum. Onun da bir üstü vardır, emir alıyordur. Öldüğü için cevabını alamıyoruz” ifadelerini kullandı.



“Çarşamba gününden itibaren ihtilal sözü geçiyordu”


Sönmezateş, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı Ankara’ya getirmesi için aldığı emri yineleyerek, “Ben Cumhurbaşkanının alınmasını kabul ettim. Darbe olacak kelimesini söylemedi ama çarşamba gününden itibaren ihtilal sözü geçiyordu. Benim bildiğim bu emir-komuta içerisinde olacaktı” dedi.


Sönmezateş’in bu sözleri üzerine Mahkeme Başkanı Oğuz Dik, “‘Darbeciyim diyorsunuz yani?" sorusunu yöneltti. Sönmezateş, “Ben darbeciyim demiyorum. Darbeye katıldım, ihtilale katıldım” cevabını verdi.



“FETÖ’cü değilim, bu elbise benim üzerimde durmaz”


Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın orada olmadığını bile bile oraya gönderildiğini, bunun altında bir irade olduğunu ifade eden Sönmezateş, bunun cevabını Akıncı Üssü davası görüleceği zaman arayacağını söyledi. FETÖ’cü olmadığını savunan Sönmezateş, bu elbisenin kendisi üzerinde durmayacağını belirtti. Sönmezateş savunmasına şu şekilde devam etti:


“Sayın Cumhurbaşkanımızın Marmaris ile ilgili değişik zamanlarda söylediği iki şey var. Biri ‘kıl payı kurtulduk’, ikincisi ‘uçağımı gelip aramışlar.’ Saat 01.40’ta arayan tim benim timim değil. Şuanda henüz kimler olduğuyla ilgili bir sonuca yaklaşamadık. İlginç bir şekilde otelin 00.00 ve 02.00 arasındaki kamera görüntüleri şuanda yoktur, bulunamamaktadır. Dalamandaki aprondaki kamera da elle çevrilmiştir. Onunla da ilgili görüntü yoktur.”



Sönmezateş’ten William Wallace’li savunma


Sanık Sönmezateş, savunmasının bir bölümünde İskoçya’nın kurtuluşunu anlatan “Cesur Yürek” filmine atıfta bulundu. Sönmezateş ile Mahkeme Başkanı Oğuz Dik arasında ilginç bir diyalog yaşandı. Sönmezateş ile Dik arasındaki diyalog şu şekilde:


“- Sanık Sönmezateş: Bir tane filim var “Cesur Yürek” diye. İskoçya’nın kurtuluşu ile alakalı ve William Wallace diye bir adam var. Kralıyla konuşuyor ve İngilizlerle savaşma kararı alıyor. İngilizlerle savaşa çıktıklarında birkaç grup Wallace’yi savaşta yalnız bırakıyor. Buna rağmen savaşa devam ediyor. Savaşın bir bölümünde bir İngiliz ile savaşırken, İngiliz’in maskesi düşüyor ve maskenin altındaki kişinin kendi kralı olduğunu görüyor. Uğruna İngilizlerle savaşa girdiği kralın kendisine karşı savaştığını görüyor. Benim durumumu soruyorsanız ben de aynı durumdayım.


- Mahkeme Başkanı Dik: Kralınız kim?


- Sanık Sönmezateş: Onu şuan için müsaade edin Akıncı Üssü davasına bırakalım.


- Mahkeme Başkanı Dik: Sen William Wallace misin? O vatanı kurtarmak için yapıyor. Siz devletin meşru Cumhurbaşkanını devirmeye çalışıyorsunuz.”


FETÖ’cü olmadığını yineleyen Sönmezateş, hiçbir imamın, hiçbir hocanın önünde diz çökmediğini, el öpmediğini, bunun kendisinin karakterine uygun olmadığını ifade etti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Orman yangınlarıyla mücadele için ormancılara İHA pilot eğitimi verildi Bolu’da orman personeline, orman yangınlarıyla mücadele için kullanılacak olan İnsansız Hava Aracı (İHA) pilot eğitimi verildi. Bolu Orman Bölge Müdürlüğü sınırları içerisinde başta orman yangınlarıyla mücadele çerçevesinde kullanılacak olan, orman alanlarındaki dumanın, orman yangınlarında tehlike arz eden noktaların tespitini ve yayılış yönünü görme imkanı sunan İnsansız Hava Aracı (İHA) pilot eğitimi orman personeline verildi. Orman suçları ile mücadele ve orman koruma çalışmalarında, kaçak hafriyat döken araçların veya şahısların koordinatını hassas şekilde veren, belirlenen hedefleri 8 kilometre yarı çapında takip edebilen ve en önemlisi termal kamerası ile gece net görüş sağlayan İnsansız Hava Aracı (İHA) kullanımına yönelik eğitim alan ormancılar, artık ormanlarda İHA’ları kullanacak. Bursa Teknik Üniversitesi Orman Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali İhsan Kadıoğulları tarafından verilen eğitime Aladağ Orman İşletme Müdürü Ahmet Toklu ve Mengen Orman İşletme Müdürü Emre Koçak ile tüm işletme müdürlüklerinden işletme müdür yardımcıları ve işletme şefleri ile Bolu Orman Bölge Müdürlüğü teknik personeli katıldı. Özellikle maden ve izin saha kontrolleri, kaçak hafriyat dökümlerinin takibi, açma ve işgal suçlarının tespiti, kaçakçılık ile mücadelede gece korumaları, orman yangınları, kadastro çalışmaları, arama-kurtarma çalışmaları, ağaçlandırma çalışmaları, fidan sayımları, teras ve yol ölçümleri görüntüleme, tespit ve sayısallaştırma çalışmaları olmak üzere birçok konuda kullanım alanına sahip olan İHA ve entegre kamera sistemlerinin aktif olarak daha verimli kullanımına yönelik eğitimlere devam edileceği öğrenildi.
Afyon ‘Geçmişe Yolculuk’ isimli tiyatro oyunu büyük beğeni topladı Afyonkarahisar’da Sandıklı Gönüllü Hanımlar Derneği, İçişleri Bakanlığı desteğiyle ’Sandıklı’dan Türkiye’ye açılan kültürel miras kapısı’ projesi kapsamında İstanbul’da tiyatro oyunu sergiledi. Sandıklı Gönüllü Hanımlar Derneği’nin ’Sandıklı’dan Türkiye’ye açılan kültürel miras kapısı’ projesi İçişleri Bakanlığı tarafından kabul gördü. Proje kapsamında 16 kişilik ekip 5 skeçten oluşan “Geçmişe Yolculuk” isimli tiyatro gösterisini İstanbul Pendik Yunus Emre Kültür Merkezinde sahneledi. Tiyatro gösterimlerinde kayınvalide-gelin ilişkisi, Afyon gastronomisi ve davet kültürü, düğün gelenekleri, şifalı su tanıtımı ve kadına şiddet konuları ele alındı. Gönüllü Hanımlar Derneği Başkanı Fulya Bolcal, "Gerçek bir tiyatrocu nasıl olur, kimdir, bu soruların cevapları bizlerde yok aslında. Doğuştan yetenekli ya da ömrümüzü bu işe adamış da değiliz. Öğrenmeye çalıştık, gönül verdik. En önemlisi, her ayrıntısı gizemle dolu bu sanat dalını çok sevdik. Ocağımızdaki yemeğimizin altını kısıp koştuk eğitimlere, kekimizi fırından çıkarıp sıcağıyla paketleyip geldik provalara. Bu yaştan sonra ne çok alışkanlığımızdan vazgeçtik sahnelerde sesimiz daha gür çıksın diye. Kimimiz anne, kimimiz anneanne, kimimiz babaanne, kimimiz ev hanımı, kimimiz iş kadını olan bir avuç kadınız" dedi.
Adana Hisarcıklıoğlu: “Adana, yüksek dönüşüm kapasitesine sahip iller arasında” Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Adana’nın yüksek dönüşüm kapasitesine sahip iller arasında olduğunu belirterek, “Sürdürülebilir olması için iş birliği içinde, stratejik planlarla gelecek vizyonu oluşturulmalıdır” dedi. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Adana Sanayi Odası’nı ziyaret ederek, Adana Sanayi Odası Meclis Başkanı İsrafil Uçurum, Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Kıvanç, Yönetim Kurulu Üyeleri ve Meclis Üyeleri ile bir araya geldi. TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Adana Sanayi Odası’nı ziyaret ederek, kentin sanayi potansiyeli ve geleceği hakkında değerlendirmelerde bulundu. Hisarcıklıoğlu, Adana’nın sadece bölgesel değil, aynı zamanda ulusal ve uluslararası düzeyde önemli bir sanayi merkezi olduğunu vurguladı. Kendisinin ve TOBB’un Adana’nın sanayi alanındaki gelişimini yakından takip ettiğini belirten Hisarcıklıoğlu, şehrin sanayi altyapısının güçlendirilmesi ve yenilikçi projelerle desteklenmesi gerektiğini ifade etti. Hisarcıklıoğlu, “Adana, Anadolu’nun sanayileşmesinin lokomotif illerinden biridir. Adana, yüksek dönüşüm kapasitesine sahip iller arasında yer alıyor. Ancak, bu başarı sadece bugüne ait değil, aynı zamanda gelecekte de sürdürülebilir olmalıdır. Bunun için, sanayi odaları, yerel yönetimler ve iş dünyası iş birliği içinde olmalı ve stratejik planlarla gelecek vizyonu oluşturmalıdır” dedi. Ayrıca, teknolojik dönüşümün öneminin altını çizen Hisarcıklıoğlu, Adana’nın dijitalleşme ve yenilikçilik konularında da öncü bir rol üstlenmesi gerektiğini vurguladı. TOBB Başkanı ayrıca, Adana’nın sahip olduğu coğrafi konumun ve lojistik altyapısının, uluslararası ticarette önemli bir avantaj olduğunu belirtti. Hisarcıklıoğlu, Adana Sanayi Odası’nın üyelerinin yaşadığı sektörel sıkıntıları ve taleplerini dinleyerek, çözüm odaklı yaklaşımların benimsenmesi gerektiğini ifade etti. Üyelerin karşılaştığı sorunların çözümü için iş birliği ve dayanışma içinde olunması gerektiğini vurgulayan Hisarcıklıoğlu, Türkiye ekonomisinin güçlenmesi için Adana’nın öneminin giderek artacağını belirtti. Adana olarak büyük bir değişimin ve dönüşümün eşiğinde olduğunu belirten Adana Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Kıvanç, “Adana’mız, yüzyılı aşkın bir süredir edindiği sanayi kültürü ile kentimizde çok çeşitli üretimin gelişimini desteklemiştir. Bugün, otomotivden elektronik karta, makineden mobilyaya, gemiden, tekstilde, yemeklik yağdan, kimya ürünlerine kadar yüzlerce farklı alandaki üretimiyle dünya pazarlarında yer almaktadır. TEPAV tarafından yapılan çalışmada Adana, Türkiye’de gelişim potansiyeli yüksek iki ilden biri olarak gösterilmiştir. Bu ilin gelecekteki konumu açısından önemli bir mesaj niteliğindedir. Adana’mız, toplam 5 yeni organize sanayi bölgesi, 15’e yakın küçük sanayi sitesinin kurulmasıyla Cumhuriyetimizin yeni yüzyılında ülkemiz ekonomisine katkı sağlayacak en önemli illerin başında yer alacaktır. Şimdilik 100 milyon metrekarenin üzerinde alanı sanayiye açıyoruz. Adana’mız bu yatırım alanların faaliyete geçmesiyle Türkiye’nin ikinci bir Marmara bölgesi olacaktır” dedi.