EKONOMİ - 26 Kasım 2014 Çarşamba 11:37

Devletin Lisanslı Depoculuğun Geliştirilmesi İçin Sağladığı Teşvikler

A
A
A
Devletin Lisanslı Depoculuğun Geliştirilmesi İçin Sağladığı Teşvikler

Tarım Ürünleri Lisanslı Depo ve Yetkili Sınıflandırıcı Şirketleri Derneği (LİDAŞDER) Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Çevik, devletin lisanslı depoculuğun geliştirilmesi için sağladığı teşviklerin tarımsal üretim ve ticaretinin sürdürülebilirliği açısından çok önemli bir adım olduğunu söyledi.
Lisanslı depoculuk ve yetkili sınıflandırıcılık faaliyetlerinin etkinleştirilmesi ve geliştirilmesini sağlamak, üyeleri arasındaki dayanışmayı sağlamak amacıyla kurulan LİDAŞDER’in faaliyetleri hakkında bilgi veren Dernek Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Çevik, gelişmiş ülkelerde neredeyse yüz yıllık bir geçmişe sahip olan lisanslı depoculuğun Türkiye’de de yaygınlaşıp etkin hale gelmesi için özel sektör ve kamunun ortak hareket etmesi gerektiğini belirtti. Devletin lisanslı depoculuğun geliştirilmesi için sağladığı teşviklerin tarımsal üretim ve ticaretinin sürdürülebilirliği açısından çok önemli bir adım olduğunu kaydeden Çevik, “Sektörümüzün de belirtilen teşviklerden istifade etmek için gerekli yatırımları yapacağı ve lisanslı depoculuk sisteminin yaygınlaştırılmasına katkı sağlayacağı ümidini taşımaktayız. Lisanslı depoculuk sistemine konu olan ürünlerin alım satımları 31.12.2018 tarihine kadar yüzde 2 stopaj, yüzde 20 kurumlar vergisi ve yüzde 1 oranında katma değer vergisinden istisnadır. Lisanslı depolarda muhafaza edilen ürünlere 5 yıl süreyle kira desteği ödemesi yapılacaktır. Lisanslı depolarda muhafaza edilen buğday, arpa, çavdar, yulaf, mısır, çeltik, pirinç, mercimek, nohut, fasulye, bezelye, ayçiçeği için her ay ton başına 3 TL, pamuk için 7 TL, fındık, zeytin, zeytinyağı, kuru kaysı, Antep fıstığı, kuru üzüm, kuru incir için 10 TL’yi geçmeyecek şekilde Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nca belirlenecek tutarın yüzde 50 oranında depo kira ücreti 5 yıl süreyle lisanslı depo işletmelerine ödenecektir. Vergi muafiyetleri ve depo kira desteği göz önünde bulundurulduğunda lisanslı depoculuk sistemi üreticiler, tüccarlar, sanayiciler ile yatırım ve işletme maliyeti yüksek lisanslı depo işletmeleri açısından son derece önemlidir” dedi.
Getirilen vergi istisnalarının yanında verilen kira desteğinin lisanslı depoculuk sisteminin geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması açısından çok önemsendiğini ifade eden Çevik, “Bu güne kadar lisanslı depoculuk faaliyetinde bulunmak amacıyla 15 firma Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’ndan kuruluş izni aldı. Faaliyet izni alan 6 firmanın toplam depolama kapasitesi 275 bin tondur. Kuruluş işlemini tamamlayan 15 firmanın faaliyet izni alması halinde lisanslı depoculuk faaliyeti yapılan depolama kapasitesi 630 bin tonu aşacaktır. Türkiye’de toplam hububat üretimi 35-38 milyon ton, özel sektör ve kamunun toplam depolama kapasitesi ise 23 milyon ton civarındadır. Sadece hububat göz önünde bulundurulduğunda ülkemizde önemli miktarda depo açığı olduğu görülmekte olup lisanslı depoculuk sistemi, faaliyet alanına giren diğer tarımsal ürünler de dikkate alındığında depolama tesisi ihtiyacı daha da artmaktadır. Lisanslı depoculuk sisteminin bu açıdan ülkemiz depo açığının kapatılmasına önemli katkı sağlayacaktır” diye konuştu.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul “Türkiye, Ortadoğu’yu yeniden şekillendirecek” Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Irak’a 13 yıl sonra resmi ziyaret gerçekleştirdi. Ziyaretin muhtemel sonuçlarını paylaşan Askeri Stratejist ve Akademisyen Dr. Kemal Olçar, “Türkiye kendi özerk karar mekanizmasıyla Ortadoğu’yu yeniden şekillendirecek ve bunun alt yapısında uluslararası hukuk, insancıl yaklaşım, kazan-kazan iş birliği ve “batısız” güvenlik mimarisi inşası olacaktır” şeklinde konuştu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Irak’a resmi bir ziyaret gerçekleştirdi. 13 yıl sonra yapılan kritik ziyaretin ana gündem maddesi terörle mücadelede iş birliği oldu. Askeri Stratejist Dr. Kemal Olçar, ziyaretin muhtemel sonuçları hakkında değerlendirmede bulundu. Dr. Olçar, “Türkiye Cumhuriyeti’nin başta devlet başkanı olmak üzere güçlü bir ekiple Irak’a yapmış olduğu ziyaretin Irak Devletinin toprak bütünlüğünün ve egemenliğinin tescil edilmesidir. Bu sebeple Erdoğan, özellikle Bağdat yönetimini muhatap almıştır. Irak’ın bütünlüğü önündeki en büyük engel PKK terör örgütüdür. PKK’nın ortadan kaldırılması için Türkiye tarafından mevcut imkân ve kabiliyetleriyle son derece sert bir operasyon planlaması yapılmıştır” ifadelerini kullandı. “Sosyal bütünlük tesis edilebilecek” Irak ve Türkiye’nin güvenlik mimarisinin değişeceğini ve Irak’ın Batılı emperyalistlerden bağımsız siyasi bütünlüğünü gerçekleştireceğini belirten İstanbul Beykent Üniversitesi Öğr. Üyesi Dr. Kemal Olçar, “Irak-Türkiye ortaklığı İran’ı da mevcut denkleme dahil olmasını sağlayacak ve Gazze katliamında ihtiyaç duyulan Filistin yanlısı koalisyonun kurulma imkânı ortaya çıkacaktır. Irak’ta yaşayan farklı mezhepsel ve etnik farklılıklar minimize edilecek ve sosyal bütünlük tesis edilebilecek duruma gelecektir” şeklinde konuştu. “Terör örgütünün gerçek yüzü ortaya çıkacak” ABD’nin PKK hamiliğinin zarar göreceğini ve Amerikan çıkarları için bölge insanlarını feda eden terör örgütünün gerçek yüzünün ortaya çıkacağını söyleyen Dr. Olçar, “Irak’ta yaşayan insanların terör penceresinden okunan yaşam tarzı ve algısı ticari ve iktisadi alanların açılmasıyla refah, demokrasi, eğitime ilişkin uygar dünyaya entegrasyonu sağlanabilecektir” dedi. “Türkiye Ortadoğu’yu yeniden şekillendirecek” Dr. Kemal Olçar konuşmasını şöyle sürdürdü: “Türkiye kendi özerk karar mekanizmasıyla Ortadoğu’yu yeniden şekillendirecek ve bunun alt yapısında uluslararası hukuk, insancıl yaklaşım, kazan-kazan iş birliği ve “batısız” güvenlik mimarisi inşası olacaktır. Türkiye enerji ihtiyaçlarını düşük maliyetli bölgeden karşılama şansını elde edebilecektir. Kalkınma Yolu Projesiyle Hindistan-Ortadoğu-Avrupa (IMEC) koridorunu kurulmadan etkisiz hale getirebilecektir. Teknik konularda yapılan anlaşmalar hayata geçirebilirse uzun zamandır ihmal edilen halklar arası temas ve yakınlaşmalar ön yargılardan arındırılarak yeniden tesis edilebilecektir.” “Tüm gelişmeler Irak Devleti’nin samimiyetine bağlı” 5 Haziran 1926 tarihinde imzalanan Ankara Antlaşması ve 18 Temmuz 1936 tarihinde 1926 Ankara antlaşmasına getirilen bazı hükümlerin yeniden değerlendirmeye tabi tutularak ek maddelerin eklenebileceğini belirten Dr. Olçar, “Ancak bütün bu gelişmeler Irak Devleti’nin samimiyetine, siyasi bütünlüğünü sağlamasına, PKK’yı terör örgütü olarak ilan etmesine ve başta ABD ve İran olmak üzere yayılmacı devletlere karşı durabilme iradesine doğrudan bağlıdır” ifadelerini kullandı.
Ankara Quick Sigorta Gülseren - Hüseyin Doğan İlkokulu öğrencilerinden 23 Nisan’a özel “Deprem ve Umut” sergisi Quick Sigorta, Atatürk’ün sadece Türk çocuklarına değil, tüm dünya çocuklarına armağan ettiği ulusal egemenliğin sembolü 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı, dünyanın birçok ülkesinden gelmiş ailelerin öğrencilerine ev sahipliği yapan Quick Sigorta Gülseren-Hüseyin Doğan İlkokulu’nda ve eşzamanlı olarak Quick Tower’da kutladı. Bu yıl 23 Nisan için Quick Sigorta Gülseren - Hüseyin Doğan İlkokulu öğrencileri 6 Şubat depremlerinde kardeşlerini, evlerini, şehirlerini kaybetmiş arkadaşları için resimler çizdi. Quick Tower’da yer alan Quick Sigorta fuaye alanında sergilenmeye başlayan resimlerin oluşturduğu umut, Alanyalı çocukların minik ellerinden çıkıp Hatay’daki kardeşlerine yeni bir okulun müjdesi oldu. “Deprem ve Umut” adıyla fuaye alanında 27 Nisan’a kadar sergilenecek resimler aynı zamanda sanal ortamda da görülebilecek. Çocuklar QTruck ile doyasıya eğlendi Quick Sigorta, 23 Nisan’da Alanya’da eğitim veren Quick Sigorta Gülseren - Hüseyin Doğan İlkokulu’nda da öğrencilere unutulmaz bir gün yaşatmak için etkinlikler düzenledi. Maher Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Erdemoğlu, Maher Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve ME-Nova Gelişim Eğitim ve Danışmanlık Yönetim Kurulu Başkanı Mine Erdemoğlu ve Maher Holding Sigorta Grubu Başkanı Ahmet Yaşar ile tüm öğretmen ve öğrencilerin katılımıyla gerçekleşen etkinlikte QTruck da alanda yerini aldı. Çocuklar, QTruck ile eğlenceli aktiviteler gerçekleştirirken, sokak oyunları, palyaço gösterileri ve lezzetli atıştırmalıklarla festival havasında dolu dolu bir gün geçirdiler. “Çocuklarımız Quick Sigorta tarafından Hatay’da yaptırılacak ikinci okulunda temelini atmışlardır” Maher Holding Sigorta Grubu Başkanı Ahmet Yaşar, Atatürk’ün sadece Türk çocuklarına değil tüm dünya çocuklarına armağan ettiği 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı için şu ifadeleri kullandı: “Okulumuzun öğrencileri 6 Şubat depremlerinde kardeşlerini, evlerini, şehirlerini kaybetmiş ama umutlarını kaybetmemiş arkadaşları için resimler çizdiler. Biz de fuaye alanımızda bu muhteşem eserleri sergiledik. Minik ellerden çıkan duygu dolu bu resimler sadece ‘Deprem ve Umut’ sergimize misafir olmadı, oluşturdukları duyguyla deprem bölgesindeki kardeşlerine umut aşılayan çocuklarımız Quick Sigorta tarafından Hatay’da yaptırılacak ikinci okulunda temelini atmışlardır” dedi. “Mutlu çocuklar, mutlu bir gelecek demek” Quick Sigorta Genel Müdürü Eyüp Özsoy ise coşkuyla geçen etkinlikler ilgili şunları söyledi: “Ulusal egemenliğimizin 104’üncü yılında Atatürk’ün en güzel armağanlarından 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı çocukça bir heyecan ve mutlulukla kutluyoruz. Bu sebeple haftalar öncesinden hazırlıklara başladık, çocuklarımızın bugünü neşe içinde geçirebilmesi için hiçbir detayı atlamamaya çalıştık. Mutlu çocuklar, mutlu bir gelecek demek. Geleceğimizi şekillendirecek çocuklarımızın eğitimine katkı sunmak için Quick Sigorta Gülseren - Hüseyin Doğan İlkokulu’nu 2022’de açmış ve çocuklarımıza kazandırmıştık. Ancak binayı yapıp çekilmedik hiç, bugün olduğu gibi hep onların yanında olmaya devam edeceğiz.” Quick Sigorta, çocukların mutluluğunu ve geleceğini ön planda tutarak, topluma katkı sağlamaya devam edecek.
İstanbul Tapu işlemleri için vekalet verirken dikkat Tapu işlemleri için verilen vekaletlerde önemli riskler olduğunu ifade eden Altın Emlak Global Genel Müdürü Mustafa Hakan Özelmacıklı, dikkat edilmesi gereken hususlar hakkında bilgiler verdi. Özelmacıklı günümüzde verilen vekaletlerin birçoğunun hatalı verildiğini belirtti. Vekalet verme işlemlerinin günümüzde çoğunlukla yanlış yapıldığı ve vekâletin, vekilin vekâlet verenin bir işini görmeyi veya işlemini yapmayı üstlendiği bir sözleşme olduğunu ifade eden Özelmacıklı “Vekalet şekli koşullara bağlı ve karşılıklı güvene dayalı bir sözleşme olduğundan yapılacak işlemin niteliği açıkça tanımlanmış olmalıdır. Vekaletname düzenlemeye yetkili kurum ülkemizde noterlerdir. Yurtdışında yerleşik yurttaşlarımız için Türk Elçilik ve Konsoloslukları vekaletname düzenleyebilirler. Tapu dairelerinde de sıklıkla vekâletli işlemler yapılmaktadır. Lakin bu konudaki risklere dikkat etmek gerekir” dedi. Günümüzde birçok vekâletin hatalı verildiğine dikkat çeken Altın Emlak Global Genel Müdürü Mustafa Hakan Özelmacıklı “Vekaletnamelerin yetki sınırlarını belirtir şekilde sadece o taşınmaz için ve mümkün olduğu kadar süreli verilmelidir. Bugün bir notere gidip standart bir alım vekâleti verdiğinizde, adınıza ipotekli hatta hacizli bir taşınmaz, çok düşük bir bedel gösterilerek satın alınabilir. Verdiğiniz bir satış vekâleti ile de taşınmazınız çok yüksek bir rakama satışa konu olabilir hatta bu vekâlet sınır belirtilmediyse diğer tapu dairelerinde bile kullanılabilir. Bu kadar hassas bir konuda dikkat ederek yetki verilmelidir.” dedi. Vekâletnamede aranan hususlar Tapu Sicil veya Kadastro Müdürlüklerinde kullanılacak vekaletlerin düzenleme şeklinde yapılmış olması gerektiği hatırlatan Özelmacıklı “Vekaleti düzenleyen noterin veya konsolosun adı, adresi ile imza ve mührünü, düzenleme yeri, tarihi ve yevmiye numarası bulunmalıdır. Vekalet verenin kimliği Nüfus hüviyet cüzdanı, Pasaport veya Avukat ise Avukatlık kimlik belgesine göre düzenlenmiş olmalı, T.C. Kimlik numarasını içermeli ve adresi belirtilmelidir. Vekalet verenin son durumunu yansıtır biçimde yeni çekilmiş, kimlik teşhisine elverişli, vesikalık fotoğrafı yapıştırılmış ve mühürlenmiş olmalıdır” dedi. Vekâletnamelerde yetki Vekalet konusu ana işlemin yapılabilmesi için öncelikle yapılması gereken işlemler varsa bu işlemler için ayrı bir yetki almaya gerek olmadığı bilgisini de paylaşan Özelmacıklı “Örneğin vekaletnamedeki sahibi bulunduğum taşınmazları dilediği bedel ve koşullarla satmaya ibaresi, satışa konu taşınmazın varsa öncelikle intikalini ve iştirakının feshini, basit yazım hataları ile belgelenmesi halinde isim yanlışlıklarını yine yanlışlık varsa kaydının düzeltilmesini, kamulaştırılmasını, satış ve kanuni ipotek tesisini ve kanuni ipoteğin terkinini kapsar. Yani satış için verilen ana yetkinin gerçekleştirilebilmesine yönelik olarak yapılması zorunlu olan tüm işlemleri kapsar. Vekâletnamede aksine hüküm yoksa satış yetkisi tescili ve bedeli almayı da içerir” dedi. Vekâletin sona erme nedenleri Özelmacıklı “Vekâlet ilişkisi aksi kararlaştırılmamış ise taraflardan birinin ölümü, gaiplik hükmünün ilanı, medeni hakların kullanılabilmesi yeteneğinin kaybı, iflas, istifa, azil ve süreye bağlanmış ise sürenin dolması ile son bulur. Kanunda sayılan vekâleti sona erdiren sebeplerden herhangi birisi bulunmadığı sürece hatta düzenleme tarihinin üzerinden 10 yıl veya daha fazla zaman geçse bile o vekâletname ile işlem yapılabilir. Vekaletten azil herhangi bir şekle tabi değildir. Azil noter vasıtasıyla yapılabileceği gibi, dilekçe, mektup ve faks ile de yapılabilir” dedi.
Adana Motosiklet hırsızından ilginç savunma: "Bir tanıdığımın avukat masraflarını karşılamak için çaldım" Adana’da 3 ayda 5 motosiklet çalan zanlı, "Motosikletleri bir tanıdığımın avukat masraflarını karşılamak için çalıp, sattım" diyerek kendini savundu. Mahkemeye çıkartılan zanlı tutuklandı. Edinilen bilgiye göre olay, 15 Nisan saat 19.30 sıralarında Seyhan ilçesi Kuruköprü Mahallesi’ndeki bir otelin önünde meydana geldi. Şüpheli Süleyman H. (21) ile ismi açıklanmayan suç ortağı, Ömer Ö.’nün park halindeki motosikletini çalmaya karar verdi. Süleyman H. motosikleti düz kontak yapmaya çalışırken, arkadaşı ise cep telefonuyla konuşma bahanesiyle gözcülük yaptı. Şüpheliler, alarmın çalmasına aldırış etmeden çalıştırdıkları motosiklete binip, bölgeden uzaklaştı. O anlar ise güvenlik kamerasına yansıdı. Motosikletini bulamayan Ömer Ö.’nün ihbarıyla Oto Hırsızlık Büro Amirliği ekipleri, olayla ilgili çalışma başlattı. Güvenlik kamerası görüntülerinden kimliği belirlenen Süleyman H.’nin, 3 ay içerisinde 5 motosiklet daha çaldığını tespit etti. Adresi belirlenen şüpheli, Seyhan ilçesi Dağlıoğlu Mahallesi’nde caddede yürüdüğü sırada yakalandı. Emniyete götürülen Süleyman H. ifadesinde, “Motosikleti çaldıktan sonra bir şeyler yemek için lokantaya gittik. Masadan kalktıktan sonra motosikletin çalındığını gördük. Önceki motosikletleri de bir tanıdığımın avukat masraflarını karşılamak için çalıp, sattım” dedi. Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen Süleyman H., çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Çalıntı motosikletler bulunmazken, firari şüpheliyi ise yakalama çalışmalarının sürdüğü bildirildi.