POLİTİKA - 17 Haziran 2018 Pazar 22:12

Kılıçdaroğlu, Altındağ STK temsilcileri ve muhtarlarla buluştu

A
A
A
Kılıçdaroğlu, Altındağ STK temsilcileri ve muhtarlarla buluştu

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Dönem kavga etmek dönemi değil, dönem düşünme dönemi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Dönem kavga etmek dönemi değil, dönem düşünme dönemi. bilinçli olarak sandığa gitme dönemi’’ dedi.


CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Altındağ STK temsilcileri ve muhtarlarla bir araya geldi. 29 Ekim Şair Baki Kültür Merkezi’ne gelen Kılıçdaroğlu, Ramazan Bayramını kutlayarak yaptığı konuşmasında, ’’Suruç’ta yaşanan bir olay hepimizin canını acıttı. İsteriz ki hiçbir vatandaşımızın burnu kanamasın. İstiyoruz ki olay bütün çıplaklığıyla soruşturulur ve toplumun önüne konur. Kavgadan uzak, barıştan yana birlikten yana, beraber yaşamaktan yana bir düşünceyi hep beraber hayata geçiririz en büyük arzumuz budur’’ dedi.


Herkesin karnının doyduğu bir Türkiye’yi sosyal devleti yeniden inşa ederek kurabileceklerini söyleyen Kılıçdaroğlu, ’’Birliğimizi ve bütünlüğümüzü nasıl sağlayacağız. Eğer bunu ortaya koyar ve bu düşünce paralelinde oy kullanabilirsek birliğimizi ve beraberliğimizi korumuş oluruz. Bunun birinci yolu şudur; herkesin karnının doyduğu bir Türkiye. Herkesin karnının doyduğu bir Türkiye’yi sosyal devleti yeniden inşa ederek kurabiliriz. Birisi sürekli yer, öbür taraftan binlerce insan sürekli, seyrederse o toplumda barışı sağlayamazsınız. O amaçla güçlü bir sosyal devlet inşa etmek durumundayız. Güçlü sosyal devlet, devletin zayıfın yanında durduğu devlettir. Yani herhangi bir vatandaş hastaneye gitti zaman iyi tedavi oluyorsa, çocuğunu rahat okula gönderebiliyorsa, çiftçi alın terinin karşılığını alabiliyorsa o devlet güçlü devlettir çünkü o devlet üreten devlettir. Üretme kadar değerli bir şey yoktur. Çiftçi, esnaf, işçi, bütün bunların tamamı alın teri dökerek üretirler. Üretmek alın teriyle olur. Bir de üretmeyen sınıf vardır. Üretmeyen sınıfın adına biz rantiye sınıf diyoruz. Yani alın teri dökmez. Bol parası vardır, bir tarafa koyar, kim isterse faizle parasını verir. Bunun için işçi, bunun için tarla, emek, traktör, mazot fiyatı, bunlarla hiçbir ilgisi yoktur rantiye sınıfının. Bu yaşadığınız düzende kim mutlu? İşçi memnun değil, emekli memnun değil, çiftçi, memnun değil, esnaf memnun değil. Kim memnun? Rantiye sınıfı memnun. Saydığım insanların tamamı alın teri dökerek kazanmaya çalışanlar. Rantiye sınıfı alın teri dökmüyor. Düzen rantiye sınıfına çalışıyorsa o zaman bu düzeni değiştirmek zorundayız. Rantiye sınıfını değil, üreten sınıfı öne alacağız. Sanayici fabrikada üretecek, sorunu varsa çözeceğiz. Yeter ki istihdam oluştursun, yeter ki çalışsın, üretsin, yeter ki ihracat yapsın. Çiftçi tarlaya gidecek, üretecek, çalışacak o da kazanacak. Tarım sektörü bütünü ülkelerde stratejik sektördür. Her insan beslenmek zorundadır. Beslenmemiz ise toprağa bağlıdır. Biz eğer samanı dışarıdan getiriyorsak, nohudu, mercimeği dışarıdan getiriyorsak, eti canlı hayvanı dışarıdan getiriyorsak önümüzde bir sorun var demektir" ifadelerini kullandı.


Son 16 yılda yurt dışında bir grup faiz lobisine 151 milyar 34 milyon dolar para ödendiğini belirten Kılıçdaroğlu, ’’Faize karşı değiller. Faizlilere, tefecilere çalışıyorlar. Son 16 yılda dışarıda bir grup faiz lobisine ödedikleri para 151 milyar 34 milyon dolar. Kim ödüyor faizleri? Hep beraber ödüyoruz. Faize karşıyız diyorlar. Niye ödüyorsun bu faizi? Borç aldım onun için. Peki borcu nerede kullandın? Bir de içeride ödenen faiz var. 687 milyar 124 milyon TL. İçeride bir grup tefeciye yedirilen faiz. Çiftçinin mazotu bekliyor. Onu indirmiyorsun. Tüyü bitmemiş yetimden vergi alıyoruz. Doğan çocuk vergi öder. Emzik alırsınız vergi ödersiniz, süt alırsınız vergi ödersiniz, su içersiniz vergi ödersiniz, vergi ödemediğiniz tek şey var, teneffüs ettiğiniz hava. Nereye gidiyor bu paralar? Bir avuç rantiyeciye ödendi. Düzen rantiyeciye çalışıyor. Her söylediğime laf yetiştiriyor ama bu konuda tek cümle kuramıyor. Londra’ya gitti beyefendi borç para almak için. Vermediler. Sonra Diyarbakır’a gitti, sonra bürokratlara gitti bize borç para verin diye. İçeriye gelince afradan tafradan geçilmiyor, ’biz faize karşıyız’. Niye Merkez Bankası faizi yükseltti. Bir değil iki sefer yükselti. Hani sen faize karşıydın, tefeciye karşıydın. nasıl oldu da koskoca Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni tefecilere teslim ettin? Bunun için sosyal devlet olamıyoruz. Emekli bunun için hak ettiği parayı alamıyoruz. Çiftçi bunun için mazotu dünyanın en yüksek fiyatıyla satın alıyor. Beyefendilerinin yatına ÖTV’siz KDV’siz mazotu veriyor. Çiftçinin traktörüne vermem diyor’’ şeklinde konuştu.



’’Dönem kavga etmek dönemi değil, dönem düşünme dönemi. bilinçli olarak sandığa gitme dönemi’’


’’Her şeyi mantık süzgecinden geçirmek zorundayız’’ diyen Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:


’’Dönem kavga etmek dönemi değil, dönem düşünme dönemi. bilinçli olarak sandığa gitme dönemi. Tercihimizi bu çerçevede kullanacağız. Türkiye’de hiçbir makam ben hesap vermiyorum diyemez, dememeli. Seçimle kim geliyorsa her makam bulunduğu konuma uygun olarak hesabını vermek zorundadır. Bu kadar para toplanıyor, vergiler toplanıyor. Bu paraların nereye harcandığının hesabı verildi mi? Amerika’da, Japonya’da olsa kıyamet kopar. Cebinden değil de vatandaşın vergisinden harcıyorsan vatandaşa bunun hesabının verilmesi lazım. aksi halde olmaz."



’’Eğer sosyal devleti güçlendiremezsek iç barışı sağlayamayız’’


Kılıçdaroğlu, "Sosyal devlet garibanın yanında olan devlettir" diyerek, ’’Gazi Mustafa Kemal bunu ’Cumhuriyet bilhassa kimsesizlerin kimsesidir’ diye tanımlar. Çocuk esirgeme kurumlarında 18 yaşına gelince devlet onları kapının önüne koyar. Bunların hiçbirisi hayata tutunamaz. Dün Muharrem İnce bu konuya parmak bastı ve şunu söyledi, ’Ben Cumhurbaşkanı koltuğuna oturduğumda 18 yaşını dolduran annesiz, babasız, kimsesiz çocukların tamamını sınavsız devlete memur olarak atayacağım. Sosyal devlet budur. Sosyal devletin sahip çıkması lazım. Eğer sosyal devleti güçlendiremezsek iç barışı sağlayamayız’’ diye konuştu.


Eğitim konusuna da değinen Kılıçdaroğlu, bunun en ciddi sorunlardan birisi olduğunu kaydederek, ’’Eğitim konusu en ciddi sorunlarımızdan birisidir. Hiçbir anne eğitim düzeninden memnun değil. 16 yılda 14 sefer eğitim politikası değişti. Kendi çocuklarını kobay olarak kullanan başka tek devlettir dünyada. Bu rezalete son vermemiz lazım. Bir partinin tek başına yapacağı kararlarla eğitim politikası oluşturulmaz. Bütün eğitim bileşenlerinin birleşmesi lazım. Çocuklarımız bütün sınavlarda başarısız oluyorlar. ben çocuklarımız daha iyi okusun, daha iyi yetişsin dediğimiz zaman hemen arkadan bir kara propaganda, ’CHP gelince imam hatip okullarını, ilahiyat fakültelerini kapatacak.’ Niye kapatalım? Zaten kuran CHP. Genç imam hatiplerde yeni bir kuşak yetişiyor. Ülkesine, vatanına, bayrağına sahip çıkıyor ve ’Biz hiçbir zaman bir siyasi partinin arka bahçesi olmayacağız’ diyorlar. Yürekli çocuklarımız. Bu ülkenin geleceği gençlerdir. Genler ne kadar iyi yetişirse Türkiye o kadar rahat edecektir’’ açıklamalarında bulundu.



’’Türkiye’nin yeni bir değişime ve dönüşüme ihtiyacı var’’


Dış politikada ciddi sorunlar olduğunun altını çizen Kılıçdaroğlu, diğer devletlerle ilişkilerin düzeltileceğini vurgulayarak, ’’Dış politikada da ciddi sorunlarımız var. Herkesle kavgalıyız. Peki biz ne yapacağız? Kavgayı bitireceğiz. Allah’ın izniyle Muharrem İnce Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturacak, Millet İttifakı da parlamentoda çoğunluğu alacak Göreceksiniz Türkiye nasıl şaha kalkıyor. Önce Ortadoğu’ya el atacağız. Ortadoğu’da terörü bitireceğiz, Müslüman kanının akmasına da son vereceğiz. Ortadoğu Barış ve İşbirliği Teşkilatını kuracağız. Türkiye, Irak, İran ve Suriye bir araya geleceğiz. Niye kavga ediyoruz? Ortadoğu’nun tamamını yeniden inşa edeceğiz. Gidip Londra’da birilerine ter dökmeyeceğiz borç para verin diye. Alın teri dökeceğiz, Ortadoğu’yu inşa edeceğiz ve Türkiye’yi dolara boğacağız. Devlet nasıl yönetilir biz biliriz. Her kuruşun hesabını veren bir ahlak üzerine siyaset inşa edilmek zorundadır. Siyasette liyakat yoktur, devlette liyakat vardır. Neden? Devlet bakidir. Siyaset devleti yönetmek için gelir, devlet olmak için değil. Devletle hükümet arasında bu kadar köklü ayrım vardır. Bir hükümet ne zaman ki ben devlet olacağım diyorsa orada devlet biter. O nedenle biz tek adam rejimine karşı çıktık ve doğru değildir dedik. Liyakat esasına göre demokratik parlamenter sistem olsun dedik. Cumhurbaşkanları dünyanın her tarafında hakim tayin ederler. Ama bir Cumhurbaşkanı bir partinin genel başkanıysa hakim tayin ettiğinde o hakime kimse güvenmez. O açıdan Cumhurbaşkanlarının tarafsız olması lazım. Ev içeriden çürüyor. Demokrasi içeriden çürüyor. Ayağa kaldırmamız lazım. Türkiye’nin yeni bir değişime ve dönüşüme ihtiyacı var’’ dedi.



’’Ocak ayında asgari ücretler vergisiz 2 bin 200 TL olacak’’


’’Eğer kul hakkı yiyenlere oy verirseniz harama ortak olursunuz’’ diyen Kılıçdaroğlu, ’’Ocak ayında asgari ücretler vergisiz 2 bin 200 TL olacak. Çiftçiye mazot 3 TL olacak Dünyanın en pahalı mazotunu satıyor. Üretecek bu adam, alın teri dökecek. Ne olursa olsun hep birlikte mücadele edeceğiz. Ben bunları söyleyince ’’Para yok, nereden bulacaksın?’’ diyorlar. Tefeciye vereceğim parayı alın teri dökene vereceğim. Onlar tefeciye çalışacak, biz bu ülkenin insanına çalışacağız. 79 yılda bütün hükümetlerin harcadığı para 713 milyar dolar. 713 milyar dolarla Sümerbanklar, Etibanklar yapıldı. Uçak fabrikalarının temeli atıldı.Keban, Karakaya barajı yapıldı, Telekom kuruldu, Kıbrıs Çıkarması oldu, Amerika ambargo uyguladı ve 713 milyar dolar para harcandı. Son 14 yılda harcanan para 2 trilyon 94 milyar dolar. Bu para nereye harcandı? Eğer kendi vicdanımıza bu soruyu sorup sandığa öyle gidersek emin olun bu Cumhur İttifakı 1 oy bile alamaz. Kul hakkı yemek en büyük günahtır diyoruz. Eğer kul hakkı yiyenlere oy verirseniz harama ortak olursunuz’’ şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aksaray Aksaray’da nefes kesen polis-hırsız kovalamacası kamerada Aksaray’da inşaat malzemesi deposunu soyan hırsızlar ile polis arasındaki kovalamaca film sahnelerini aratmadı. Elektrikli motosikletle kaçan hırsızlar bir süre sonra motosikletin aküsünün bitmesiyle bu kez de yaya olarak kaçmaya başladı. Gecenin sessizliğini siren seslerine bıraktığı kovalamacada hırsız kardeşler yarım saat süren takip sonucu yakalanırken, nefes nefese kalan şüphelilerden biri yere yatırılıp ters kelepçe yapıldığı esnada polis memurlarına “Kalbim var” diyerek yardım istedi. Olay, gece yarısı Tacin Mahallesi’nde bulunan bir inşaat malzemesi deposunda yaşandı. Edinilen bilgiye göre, depodan oksijen bariyerli yerden ısıtma borusu çalan 2 hırsız, çaldıkları boru paketlerini beraberinde getirdikleri 3 tekerlekli elektrikli motosiklete yükledi. Hırsızlık esnasında çevrede bulunan bir vatandaş durumu fark ederek hemen 112 Acil Çağrı Merkezine ihbarında bulundu. İhbar üzerine olay yerine polis ekipleri sevk edildi. Kısa sürede belirtilen adrese intikal eden ekipler 2 şahsı depodan hırsızlık yaparken suçüstü kıstırdı. Polisleri görünce neye uğradıklarını şaşıran 2 hırsız deponun duvarından atlayarak bahçe dışındaki boruları yükledikleri elektrikli motosiklete binerek kaçmaya başladı. Şahısların kaçması üzerine polis ekipleri telsizden anons ederek diğer ekiplere kaçış istikameti hakkında bilgi verdi. Ekiplerin hırsızların peşine düşmesiyle gecenin sessizliği siren sesleriyle yankılandı. Polis ve hırsızlar arasında yaşanan kovalamaca ise film sahnelerini aratmadı. Bir süre elektrikli motosikletle kaçan hırsızlar kaçarken çaldıkları boruları da motosikletin kasasından aşağıya attı. Polis ekiplerinin bölgeyi abluka aldığı kovalamacada motosikletin aküsünün bitmesi üzerine hırsızlar bu kez de motosikleti bırakıp yaya olarak kaçmaya başladı. Taşpazar Mahallesi’nde ara sokaklara ve apartmanların bahçesine girerek izlerini kaybettirmeye çalışan S.Ç. (21) ve U.Ç. (34) isimli 2 kardeş çok geçmeden yakalandı. Yüzüstü yere yatırılarak ters kelepçe yapılan nefes nefese kalan hırsızlardan S.Ç. ekiplerin ters kelepçe taktığı esnada “Kalbim var” diyerek yardım istedi. Yüzüstü yatırılarak kelepçelenen 2 kardeş gözaltına alınarak polis aracına bindirildi. Şahıslar sorgulanmak üzere İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesine götürülürken çaldığı yaklaşık 150 bin TL değerindeki malzemeler sahibine teslim edildi. Olayla ilgili Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından tahkikat başlatıldı.
Sakarya Para vermeyen annesini benzin dökerek yakan şahıs tutuklandı Sakarya’nın Akyazı ilçesinde para istediği annesinden ret cevabı aldıktan sonra benzin dökerek kendisini ve annesini ateşe veren şahıs tutuklanarak cezaevine gönderildi. Elleri sargıda adliyeye sevk edilen şahsın, kendisini görüntüleyerek soru yönelten gazeteciye, “Niye çekiyorsun ki bu kadar, ne yaptığımı sen nereden biliyorsun?” ifadeleri de dikkatlerden kaçmadı. Korkunç olay, 18 Nisan Perşembe günü Akyazı ilçesi Erdoğdu Mahallesi’nde meydana geldi. İddiaya göre, geçtiğimiz hafta annesi M.Y.’den (64) geçtiğimiz hafta bir miktar para alan ve tekrar isteyince ret cevabı ile karşılaşan Ö.Y. (42) öfkelendi. Ö.Y., maddi ve ailevi sorunları iddiası ile benzin dökerek annesi ve kendisini yaktı. Durumun haber verilmesi üzerine bölgeye jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. İlk müdahalesi olay yerinde yapılan talihsiz kadın, ilk olarak Akyazı İlçe Devlet Hastanesi’ne buradan da Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Vücudunda 2 ve 3’üncü derece yanıklar oluşan ve hayati tehlikesi bulunan M.Y., buradaki müdahalelerinin ardından Kocaeli Şehir Hastanesi Yanık Ünitesi’ne sevk edildi. Elleri sargılı şekilde adliyeye sevk edilen şahıs tutuklandı Her iki elinde de yanıklar oluşan şüpheli Ö.Y. ise olaydan kısa bir süre sonra yakalanarak ilçe jandarma komutanlığına götürüldü. Şahıs, burada tamamlanan işlemlerinin ardından elleri sargılı bir şekilde adliyeye sevk edildi. Ö.Y.’nin kendisini görüntüleyerek soru yönelten gazeteciye, “Niye çekiyorsun ki bu kadar, ne yaptığımı sen nereden biliyorsun?” cevabını vermesi ve ‘Pişman mısınız?’ sorusunu ise yanıtsız bırakması dikkatlerden kaçmadı. Adliyeye sevk edilen Ö.Y., tutuklanarak cezaevine gönderilirken, hastanede tedavi gören M.Y.’nin hayati tehlikesinin devam ettiği öğrenildi.
İstanbul Freni tutmayan otomobil, 14 aracı biçti Ümraniye’de frenlerinin tutmaması sonucu kontrolden çıkan otomobil park halindeki 14 araca çarptı. Olay saat 21.45 sıralarında Ümraniye Armağanevler Mahallesi 23 Nisan Caddesi’nde meydana geldi. Frenleri tutmayan 34 DGK 750 plakalı Fiat marka ticari araç, seyir halindeyken Range Rover marka araca çarptı. Çarpışma sonucu lastiği fırlayan 34 DGK 750 plakalı hızını alamayıp 14 araca çarparak durabildi. Kazada şans eseri ölen yada yaralanan olmazken otomobillerde maddi hasar meydan geldi. Kazayı yapan sürücünün araçtan indikten sonra şok halinde olduğunu gören vatandaşların araması sonucu olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Maddi hasar meydana gelen bazı araçlar çekici yardımıyla götürülürken, kaza sonrası cadde polis kontrolünde trafiğe açıldı. Öte yandan kaza sonrası sürücü ifade için karakola götürüldü. Kazayı gören Zafer Karagül, "Bu yol tehlikeli. Yukarıdan gelen araba geldiği zaman bu aşağıdan yukarı araba çıkamıyor. Bu yolu tek yola çevirdikleri zaman veyahut yan yolla açtıkları zaman sıkıntı biraz azalabilir. Birkaç defa çöp kamyonu viraj alamadığı için oraya yuvarlandı. Gene bu dört yol ağzında 3-4 kere kazalar oldu. ’Ne oldu?’ freni tutmayan araba vura vura aşağı indi. Allah’tan büyük bir kazaya engel oldu" dedi. Başka görgü tanığı Serdar Burak Eker, "Doblo sürücüsü var bizim yaşlarımızda 2 tane çocuk, çok hızlı geliyorlar. Yerler de ıslak olduğu için hakimiyetini kaybetmiş. Önde bir panelvan vardı, ona sürttü. Sonra otomobile çarptı. Sonra jeep kurtulayım derken ona ön sağ kafasından çarptı. Sonra park halindeki araçlara çarparak tır dorsesinin orada durdu. Zaten Doblo’nun tekeri orada kaldı, kıvılcımlar falan çıkıyordu. Çocuk büyük ihtimalle şoktan dolayı sarhoş zannedildi, linç ettiler çocuğu. Polis geldi kaldırdı, ifade vermeye götürdüler. Kaldırıma çıkan araçlar oldu baya büyük maddi hasarlı kaza ama can kaybı yok. Ben 20 yaşındayım çocuk da benim yaşlarımda bir şey ama şoktan dolayı konuşamıyordu. Öyle üzüldüm kendisine" ifadelerini kullandı.