POLİTİKA - 25 Ocak 2017 Çarşamba 00:59

Kılıçdaroğlu: “Terörü tırmandırarak referandumda vatandaşa ‘evet’ dedirtmenin yollarını arıyorlar”

A
A
A
Kılıçdaroğlu: “Terörü tırmandırarak referandumda vatandaşa ‘evet’ dedirtmenin yollarını arıyorlar”

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş’un “Referandumda ‘Evet’ çıkarsa terör olayları son bulur” söylemi hakkında, “Anayasa değişikliği ile terör duracak mı, nasıl duracak? Bu olayda da terörü tırmandırarak referandumda vatandaşa ‘Evet’ dedirtmenin yollarını arıyorlar” dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bir televizyon kanalında yayınlanan programa konuk oldu. CHP Genel Merkezi’nde gerçekleşen programda, gündemdeki konular hakkında değerlendirmelerde bulunan Kılıçdaroğlu, önemli açıklamalarda bulundu. Anayasa değişikliğine karşı olmadıklarını ifade eden Kılıçdaroğlu, “Biz Anayasa değişikliğine karşı değiliz. Bunu TBMM Başkanı’na yazdığımız mektupla açıkladık. Biz güçlü bir Parlamento istiyoruz. Biz darbe hukukundan Türk hukukunun tamamen arındırılmasını istiyoruz. Siyasi Partiler Yasası, Seçim Yasası, Anayasa’da kökü değişiklikler biz bunların tamamını istiyoruz. Bunları bir yazı ile bildirdik ama siz illa ‘Başkanlık istiyoruz’ diyorsanız biz buna karşı olduğumuzu bildirdik. Bizim 140 yıllık bir parlamento geleneğimiz var. Biz geleneğimize, örfümüze bağlıyız. Parlamenter sistenim 12 Eylül’den sonra bozulduğunu biliyoruz. Bazı ciddi aksamalar olduğunu da biliyoruz. Mademki darbelere bütün siyasi partiler karşı, hep beraber gelin şu darbe hukukundan Türkiye’yi arındıralım” şeklinde konuştu.
Milletvekili seçimleri öncesinde parti tabanına yönelik ön seçim yapan tek siyasi parti olduklarını kaydeden Kılıçdaroğlu, “Millet kendi vekilini seçmiyor kendimizi kandırmayalım. Sadece biz ön seçim yapıyoruz. Bizim dışımızda hiçbir siyasi parti ön seçim yapmıyor. Lider akşam oturuyor arkadaşlarını topluyor, milletvekili listesini alt alta yazıyor, milletin önüne koyuyor, ‘Bunlara oy vereceksin’ diyor. Kim getirdi bunu darbeciler getirdi. Buna da hem darbeye hem de darbe hukukuna karşı çıkan bizler karşı çıkıyoruz” ifadelerini kullandı.

“Bir kişiye bu kadar güç verilmez”
Kılıçdaroğlu, Anayasa değişiklik teklifinin Türkiye’yi felakete sürükleyeceğini belirterek, “Ben Sayın Bahçeli ile yaptığım görüşmede Anayasa değişikliğinin Türkiye için hangi felaketlere yol açacağını ifade ettim. Güçler ayrılığı ortadan kalkıyor. Camiye, kışlaya, askeriyeye, adliyeye siyaset girecek. Bu çok tehlikeli Türkiye için. Türkiye çok daha derin bir ayrışmanın içine girecek. Hiç kimsenin can ve mal güvenliği kalmayacak. Cumhurbaşkanı aynı zamanda Başbakan, aynı zamanda Bakan, aynı zamanda Genelkurmay Başkanı, aynı zamanda Anayasa Mahkemesi Başkanı, aynı zamanda Meclis Başkanı oluyor. Bu konular doğru değil. Bir kişiye bu kadar güç verilmez. İnanç açısından da doğru değil, demokratik açıdan da ahlaki açıdan da doğru değil. İslamiyet’te istişare vardır. Oturur konuşursunuz, burada öyle bir şey yok. Her şey bir kişiye bağlanıyor. Her şeye tek başına karar verecek. Bakıldığı zaman Türkiye’yi tam bir felakete sürüklüyor. Bu tartışma Erdoğan bağlamında yapılıyor gibi görünüyor ama bu öyle değil. Bu bundan sonraki yıllarda devam edecek bir süreç. Bütün yetkiyi bir kişiye verdiğiniz zaman ilerde Türkiye ne olacak. Diyelim ki basiretsiz biri seçildi veya seçtiğimiz kişi öldü. Ne olacak, yardımcısı seçimle gelen biri değil. Seçimle gelmeyen birinin Türkiye’yi yönetmesi demokratik ortamdan uzaklaşmak demektir” açıklamalarında bulundu.

“Kişiye endeksli bir düzenleme Türkiye’yi felakete götürür”
Kılıçdaroğlu, mevcut düzenlemenin kişiye bağlı olarak gerçekleştirildiğini ama bu durumun kalıcı hale getirilmesinin Türkiye’nin felaketi olacağını açıkladı. Kılıçdaroğlu sözlerini şöyle sürdürdü:
“Anayasayı değiştiriyoruz. Bir kanunu değiştirsek doğru. Anayasanın değişmesi kolay değildir. Hele bu kabul edildikten sonra değişmesi çok daha zor. Kişiye endeksli bir düzenleme Türkiye’yi felakete götürür. Fiili durum Anayasa’ya aykırı uygulamadır. Bir siyaset adamı hukuka, yasalara uyar. Sadakat adına yemin ettik hep beraber. Biri Anayasa’ya uymadı diye biz uymayanın kurallarına göre mi uyduralım. Anayasallar bakidir. Bunlar doğru değil. Erdoğan’ın taleplerine göre yapılıyor şuan ama hiçbirimiz baki değiliz bugün buradayız yarın yokuz.”

“Bunlar darbecilerin üvey çocuklarıdır”
CHP olarak Anayasa görüşmelerinde en başından beridir tutarlı bir tavır sergilediklerinin altını çizen Kılıçdaroğlu, “Darbeye karşı olduklarını söyleyenler, darbe hukukunu tahkim eden adımlar atıyor. O zaman bunlar darbecilerin üvey çocuklarıdır” dedi.

“Bir CHP’li de seçilse biz ona da karşı çıkarız”
Cumhurbaşkanlığı sistemi içerisinde CHP’li birinin seçilmesi halinde de karşı olacaklarını ifade eden Kılıçdaroğlu, “Sistemin kendisi sakat, bir CHP’li de seçilse biz ona da karşı çıkarız. Bu sistem doğru değil. Bütün yetkiler bir kişiye verilemez. Partili Genel Başkan olacak. Ondan sonra parlamentoda ‘ben tarafsız davranacağıma dair yemin ediyorum’ diyecek. Bir partinin genel başkanı tarafsız olabilir mi? Bu milletin aklıyla alay etmektir” diye konuştu.

“Ankara Garı’nda önlem alınmadı, önlem alınmadığı için o bombalar patladı”
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş’un “Referandumda ‘Evet’ çıkarsa terör olayları son bulur” söylemini değerlendiren Kılıçdaroğlu, “Biz bu filmi çok gördük. 7 Haziran’la 1 Kasım arasındaki süreçte gördük. Patlayan bombaları gördük. 12 Mart 1971 öncesinde gördük, 12 Eylül 1980 darbesi öncesinde gördük. Terör tırmandı tırmandı geldiler, darbe yaptılar sonrasında. Terör tırmandı 7 Hazirandan sonra herkes malını canını unuttu gittiler oylarını verdiler. 15 yıldır tek başlarına iktidardalar. 15 yıldır arzu edip de çıkaramadığınız bir kanun var mı, yok. Almak isteyip de alamadığınız bir karar var mı? Anayasa değişikliği ile terör duracak mı, nasıl duracak? Terör örgütleri vazgeçecek. Bu olayda da terörü tırmandırarak referandumda vatandaşa ‘evet’ dedirtmenin yollarını arıyorlar. 1 Kasım seçimlerinde olduğu gibi. Ankara’da Gar’da patlayan bombada 103 kişi hayatını kaybetti. Önlemleri de alınmıştı. Sıhhıye’de, peki niye Gar’da alınmadı? Kimdi iktidar, kim izin verdi buna? Şundan eminim polisi serbest bıraksınlar bütün suçluları yakalar. Çıksınlar ‘biz Ankara Garı’nda önlem aldık’ desinler. Ankara Garı’nda önlem alınmadı. Önlem alınmadığı için o bombalar patladı” ifadelerini kaydetti.
Kılıçdaroğlu, referandum sürecinde hedeflerinin MHP tabanının mı olacağı yönündeki bir soruya, “Hayır, hedefimiz, ülkesini seven, demokrasiyi, özgürlüğü savunan bütün insanları bu Anayasa değişikliğine ‘Hayır’ demeye davet ediyoruz” cevabını verdi.

“IŞİD’e bunar destek verdi”
AK Parti iktidarının IŞİD dahil pek çok terör örgütüne destek veren politikalar yürüttüğünü iddia eden Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
“IŞİD’e bunar destek verdi. Önce IŞİD’e destek verildi. 70 ilden IŞİD’e militan katıldı. Bunu defalarca söyledik. IŞİD militanlarından yaralananlar getirildi hastanelerde tedavi edildi. Bunların hastaneleri, silahlı eğitim kampları vardı. El-Nusra terör örgütüne açıkça destek verdiler. Silah gönderdiler Suriye’ye. Bir başka ülke bizim ülkemizde terör örgütünün eline silah verdiğinde hepimiz kızmıyor muyuz? Adama sormazlar mı 3 milyon kişi Türkiye şuan. O insanların günahı kimin boynuna, deniz kenarından ölen o çocuğun günahı kimin boynuna? Türkiye olmasaydı tablo bu kadar derin olmazdı.”

“Arkadaşlarımız yeni getirilen Anayasa ile Suriye’de uygulanan Anayasanın bire bir benzer olduğunu ortaya koydu”
Kılıçdaroğlu, TBMM Genel Kurulunda kabul edilen Anaysa değişiklik teklifinin Suriye Anayasası’ndan farkı bulunmadığını kaydederek, “Oturup uygarca bir masanın etrafında uygarca konuşabilmeliyiz. Şimdi 15 yılda Türkiye devasa bir ayrışma noktasına geldi ve bu kutuplaşma Türkiye’yi tehlikenin içine sürüklüyor. En büyük endişem de iç çatışma çıkar. Toplum iç çatışmaya doğru koşar adım gidiyor. Bu ülkeye yazıktır. Silahlanmaya bakın, hangi gerekçe ile silahlanma olur. Anayasa değişikliği konusunda konuşmak lazım. Siz bir rejimi değiştiriyorsunuz. ‘Bizde cumhuriyet var’ diyorlar. Libya’da, Mısır’da, İran’da da cumhuriyet var. Türkiye’de de cumhuriyet vardı. Bizim rejimimizle onlarınki aynı mıydı, hayır. Şimdi Suriye Anayasasını kopyaladık, aynısını getirdik. Arkadaşlarımız parlamentoda yeni getirilen Anayasa ile Suriye’de uygulanan Anayasanın bire bir benzer olduğunu ortaya koydu. Hem ‘Biz Esad rejimine karşıyız’ diyorsunuz, hem de o rejimi Türkiye’ye getiriyorsunuz” dedi.
Referandumdan ‘Hayır’ sonucunun çıkması halinde yaşanabileceklere değinen Kılıçdaroğlu, değişen bir şeyin olamayacağını, Cumhurbaşkanı’nın, Başbakan’ın, parlamentonun görevinde kalacağını söyledi. Kılıçdaroğlu, terör konunda ciddi bir mücadele olursa bitirilebileceğini kaydetti.

“Gazi meclis malulen emekli ediliyor”
Kılıçdaroğlu, yeni düzenlemenin kabul edilmesi halinde TBMM’nin malulen emekli edileceğinin altını çizerek, “Biz bu meclise ‘Gazi Meclis’ diyoruz. Bu Meclis Milli Kurtuluş Savaşı’nı yöneten bir Meclis, bu meclis 15 Temmuz darbe girişimini bombalar yağarken savuşturmuş bir Meclis. Şimdi malulen emekli ediliyor” ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu, referandumdan ‘Evet’ çıkması ve başkanlık seçimleri geldiğinde aday olup olmayacağı hakkındaki soru üzerine, “Referandumdan ‘evet’ çıkmayacak, ‘hayır’ çıkacak, adım gibi eminim. Bu ülkenin vatandaşları nasıl Milli Kurtuluş Savaşı’nda Meclise sahip çıkmışlarsa, yine kendi Meclislerine sahip çıkacaklardır” dedi. (CNR-GD)

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Mardin Adana’da trafik kazasında ölen tarım işçileri Kızıltepe’de toprağa verildi Mardin’in Kızıltepe ilçesinden yola çıkan tarım işçilerini taşıyan minibüsün Adana’da uçuruma yuvarlanması sonucu ölen 4 tarım işçisi memleketleri Kızıltepe’de göz yaşları arasında toprağa verildi. Kaza, dün sabaha karşı Adana’nın Karaisali ilçesine bağlı Gildirli Mahallesi yol ayrımında meydana geldi. İddiaya göre, tarım işçilerini taşıyan 34 FF 6095 plakalı minibüs, henüz belirlenemeyen nedenle kontrolünden çıkarak uçuruma yuvarlandı ve alev alarak yanmaya başladı. Çevredekilerin ihbarı üzerine olay yerine polis, sağlık ve itfaiye ekipleri sevk edildi. Adana Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkalığına bağlı itfaiye ekiplerinin müdahalesiyle yangın söndürüldü. Yaralılar itfaiye ekipleri tarafından uçurumdan halat yardımıyla yola çıkartıldı. Sağlık ekiplerinin ilk incelemesi sonucu Zeynettin (20), Bünyamin Çakıl (6) ve Zozan Sakin (18) olay yerinde hayatını kaybetti. 18 yaralı hastaneye kaldırıldı. Yaralılardan Serkan Çakıl’da (13) kaldırıldı hastanede hayatını kaybetti. 17 yaralıdan 2’sinin durumunun ağır olduğu öğrenildi. Kazada yara almayan sürücü M.A. (28) ise jandarma tarafından gözaltına alındı. Kazada hayatlarını kaybeden Zeynettin (20), Bünyamin Çakıl (6), Zozan Sakin (18) ve Serkan Çakıl’da (13) memleketleri Mardin’in Kızıltepe ilçesine getirildi. Cenazeler Akdoğan yolu üzerinde bulunan mezarlıkta yan yana göz yaşları arasında toprağa verildi.
Ankara 4. sınıf öğrencisi Polat, Pursaklar Belediye Başkanı oldu Pursaklar Belediye Başkanı Ertuğrul Çetin, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla kendisini ziyaret eden Gümüşoluk İlkokulu 4.sınıf öğrencisi İbrahim Polat’a koltuğunu devretti. Belediye Başkanı Çetin, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla kendisini ziyaret eden Gümüşoluk İlkokulu 4.sınıf öğrencisi İbrahim Polat’ı makamında kabul etti. Başkan Çetin, 4. Sınıf öğrencisi Polat’a Pursaklar Belediye Başkanı koltuğunu devrederken genç başkanın, isteklerini ve temennilerini dinledi. Taleplerinin ardından minik başkan, belediye çalışmaları hakkında merak ettikleri soruları Başkan Ertuğrul Çetin’e yöneltti. “Azimle ve gayretle çalışarak inşallah bizlerden bu koltuğu devir alacaklar” Yarınlarda bu makamları dolduracak olan çocukların, ülkeyi daha iyi noktalara taşıyacaklarına olan inançlarının tam olduğunu belirten Çetin, “23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı münasebetiyle başkanlık koltuğumuzu Gümüşoluk İlkokulu 4.sınıf öğrencisi İbrahim Polat oğlumuza devrettik. Azimle ve gayretle çalışarak inşallah bizlerden bu koltuğu devir alacaklar. Başkanımızdan aldığımız talimatlar ile çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Ziyaretleri ile beni mutlu eden minik öğrencilerimiz başta olmak üzere bizlere geleceğe dair umutlar veren tüm çocuklarımızın 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı kutluyorum” dedi. İlçe Milli Eğitim Müdürü Mustafa Kılıçgil, Gümüşoluk İlkokulu müdürü ve öğretmenleri de Çetin’e kendilerini kabul ettikleri için memnuniyetlerini dile getirirken Pursaklar’ı marka şehir haline getiren Başkan Çetin’e teşekkür etti.
Ankara Doğu’nun yeni ekspresi: Turistik Diyarbakır Ekspresi Ankara Garı’ndan yola çıkan, toplam 180 kişi kapasiteli 9 yataklı ve 1 yemekli vagondan oluşan "Turistik Diyarbakır Ekspresi ", bin 51 kilometrelik ilk seferini tamamladı. Bin 51 kilometre hat uzunluğunda Ankara-Diyarbakır güzergahında işletilecek olan 180 kişi kapasiteli Ankara-Diyarbakır-Ankara Turistik Treni, önce Ankara’dan Diyarbakır’a sonra ise Diyarbakır’dan Ankara’ya olan 4 günlük seferini tamamladı. Ankara’dan başlayan, sırasıyla Kayseri, Elazığ, Malatya ve Diyarbakır’ı içine alan turda, İç Anadolu ve Doğu Anadolu’nun zengin tarihi, doğal güzellikleri, kültürel mirası, endüstriyel ve jeolojik mirasının yanı sıra bölgede bulunan zengin gastronomisiyle kültürel iletişimi güçlendirmesi hedeflendi. Bir ayağı Elazığ’da, bir ayağı Malatya’da bulunan ve Türkiye’de demir yolu uzunluğu bakımından 1’inci sırada yer alan Fırat Demiryolu Köprüsü ile Elazığ’ın sivrice ilçesinde bulunan Hazar Gölü gibi birçok nokta ise, trenin içerisinde bulunan yolcuların ilgi odağı haline geldi. İlk destinasyon Malatya Ankara’dan 19 Nisan Cuma günü Saat 15.55’te ilk seferine başlayan turistik tren, 20 Nisan Cumartesi günü ilk destinasyon olarak Malatya’da 3 saat mola verdi. Malatya’da karşılanan trenin içerisindeki yolcular, yerel müzisyenler tarafından seslendirilen eserlerle karşılandı. Daha sonra ise yolculara dünya markası haline gelen kuru kayısı ikram edildi. Türkiye’nin en büyük müzesi vasfına sahip Malatya Radyo ve Gramofon Müzesi ve dünyadaki en büyük fotoğraf makinesi müze sıralamasında üçüncü sırada yer alan Fotoğraf Makinası Müzesi’ni gezen tren yolcuları, kültürel anlamda Malatya’da bulunan eşsiz eserleri tanıma fırsatı buldu. Zengin tarihe sahip kent Diyarbakır Malatya’da verilen 3 saatlik molanın ardından Turistik Diyarbakır Ekspresi treni, 20 Nisan Pazar günü Diyarbakır’a ulaştı. Diyarbakır Kalesi ve Surları, Hasanpaşa Hanı, On Gözlü Köprü, Diyarbakır Ulu Cami gibi kent tarihinde yer alan ve kültürel anlamda tarihe ışık tutan noktaları gezme fırsatı bulan seyahat severler, Diyarbakır’ın tarihi yapıları ve doğa harikaları hakkında mihmandarlardan bilgi aldı. Diyarbakır’daki bir günlük konaklamanın ardından ise Turistik tren, Ankara’ya doğru yola çıktı. Atatürk’ün hatırası 87 yıl sonra seyahat severlerin gözdesi oldu Diyarbakır’dan Ankara’ya doğru seferini tamamlamak için hareket eden turistik trenin bir sonraki durağı ise Elazığ oldu. İstasyonda çiçeklerle karşılanan ziyaretçiler, otobüslerle tarihi Harput Mahallesi’ne gitti. Burada folklor ekibinin gösterisini izleyen misafirler, ardından Musiki Müzesi’ni ziyaret ederek, Kürsübaşı programına katıldı. Güzergah üzerinde bulunan ve eşsiz manzarasıyla adeta bir şölen sunan Hazar Gölü, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün hatırasıyla seyahat severlerin gözdesi haline geldi. Atatürk’ün 1937 yılında çıktığı Diyarbakır seyahati sırasında Hazar Gölüne hayran kaldığı için treni durdurduğunu öğrenen yolcular, turistik trenin gölün kıyısından geçmesiyle birlikte unutulmaz bir an yaşadı. Selçuklu başkenti Kayseri Turistik Diyarbakır Ekspresi, doğal zenginlikler ve kültürel mirasının yanı sıra 4 günlük yolculukta tarihe de tanıklık etme fırsatı sağlıyor. Selçuklu Devleti döneminde Konya’dan sonra Anadolu’da yaşayan Türklerin ikinci başkenti olan Kayseri, Selçuklu Uygarlığı Müzesi, Kayseri Kalesi, Kayseri Kapalı Çarşı gibi yapılarıyla ekspres treni içerisinde yer alan yolculara kültürel bir deneyim yaşamalarını sağladı. 4 gün boyunca tarihi ve kültürel değerleri görme imkanı sunan ve bölge ekonomisinin canlanmasına katkıda bulunan turistik tren, 22 Nisan Pazar Günü saat 18.15’te Ankara’ya ulaşması sonucu Bin 51 kilometre uzunluğundaki hattı tamamlamış oldu. “Benim için çok güzel bir deneyim oldu” Uzun süredir Doğu Ekspresi turuna katılmak istediğini söyleyen Sinem Palavuz, “Bu deneyimi trenle birlikte yaşamak istiyordum. Şu anda Kars’a gitme hayalim varken Diyarbakır planı çıktı ve ilk sefere katıldık. Benim için çok güzel bir deneyim oldu ve bu deneyimi annemle yaşıyor olmak daha hoş oldu. Bu tren deneyimini de diğer vatandaşlara kesinlikle öneriyorum. Ben zaten kendi kanalımda da birçok içerik paylaşıyorum. Herkese tavsiye ediyorum” dedi. “Herkes gelsin, trenle gezi turu yapsın” Bilge Palavuz ise çok güzel bir yolculuk geçirdiklerini kaydederek, “Çok güzel yerler gördük. Çok güzel arkadaşlıklar edindik. Herkese tavsiye ederiz. Birçok yöresel yemeği tattık. Daha aldığımızı bile yiyemedik ama inşallah vakit bulduğumuz da yiyeceğiz. Herkes gelsin, trenle gezi turu yapsın” diye konuştu. “Bu seyahat bağımlılık yapıyor” Turistik Diyarbakı Ekspresi treninde seyahat ettiği için çok mutlu olduğunu ifade eden Sevil Özalp da turistik seyahat hakkında şu ifadeleri kullandı: “Şehirlerimiz de güzel. Kendine has tarihi var, kültürü var. Bir öğretmen olarak da müzeleri görebildiğimiz için çok mutlu oldum. Bu seyahat bağımlılık yapıyor. Şimdi ben Ankara’ya gittiğimiz için üzülüyorum. Baya bir şehir gördük. Her yönden çok anlamlı bir şey. Manzarayı görmek izlemek çok hoşuma da gidiyor” ifadelerini kullandı. İki kişilik odalarda yatak, buzdolabı, lavabo, eşya dolabı gibi birçok ihtiyacın karşılanma imkanı sağlayan Turistik Diyarbakır Ekspresi, haftada bir olacak şekilde sefer yapacak. Trende iki kişilik yataklı vagonlarda yolculuk yapmak isteyenler 9 bin lira, dönüş güzergahında ise 8 bin lira ücret ödüyor.
Manisa Yunusemre Belediyesinde ihtiyaç fazlası araçlar iade ediliyor Yunusemre Belediyesinin ihtiyaç fazlası 48 kiralık aracı 100. Yıl Meydanı’nda sergiledi. Araçları bugün itibari ile geri göndereceklerini duyuran Yunusemre Belediye Başkanı Semih Balaban, araçların maliyetinin yaklaşık 68 milyon TL olduğunu ifade etti. Kamu kaynaklarının kötüye kullanıldığını dile getiren Yunusemre Belediye Başkanı Semih Balaban, araçların bugün itibariyle teslim edileceğini duyurdu. Açıklamada Başkan Balaban’a Başkan Yardımcıları Ali Kuyumcu, Haydar İzci, Emine Özge Arslan ve belediye meclis üyeleri eşlik etti. İade edilecek araçların önünde konuşan Başkan Balaban, "Bizler yeni bir anlayışla şeffaf, kamudan yana, halkçı bir düşünceyle görev yapacağız. Bizden önceki anlayış tamamen israfa dayalı, kamunun kaynaklarını her konuda olumsuz bir şekilde kullanan, kişilere endeksli, kişisel çıkarların ön planda olduğu bir anlayışla bu belediye yönetilmiş. Bunları belgelere dayanarak süreç içerisinde tek tek açıklayacağız. Burada gördüğünüz belediyenin o kadar çok aracı varken gereksiz yere birçok araç kiralanmış. Bu anlayışla şuanda 48 araç tespit ettik. Bu araçlar olmadan da belediyenin filosu daha güçlü bir şekilde devam edebilir. Önemli olan anlayış ve planlamadır. 48 aracı iade ediyoruz. Bu araçlardan dolayı da çok büyük bir tasarruf yapacağız. Ama araç kiralama borcu 68 milyon gibi çok ciddi bir tutar. Bu anlayışı reddediyoruz" dedi. Geçmiş yönetimin sergilediği yönetim anlayışından örnek veren Başkan Balaban, “Bir somut örnek vereyim. Belediyenin bin 721 metrekare yeri satılıyor. Kimi bilir kişi uzmanları metrekaresine 25 bin TL, kimisi 30 bin TL takdir ediyor. Ama bu alan metrekaresi 25 bin TL’den değil 8 bin 500 TL’den satılıyor. Bu fiyattan satılınca belediyenin kasasına 14 milyon 600 bin TL giriyor. Ama bilirkişilerin verdiği fiyattan satılsaydı belediyenin kasasına 43 milyon girecekti. Yaklaşık 30 milyonluk bir kamu zararı söz konusu. İşte biz bunlarla mücadele edeceğiz. En geç bir yıl içinde bu belediyeyi eskisinden çok daha güçlü ve çok daha nitelikli bir yapıya dönüştüreceğiz. Hiç kimse merak etmesin harika bir ekibimiz var. Tek amaçları da halka hizmet" diye konuştu.
Tokat İSG uzmanı uyardı: “Baza ve koltuk altlarını doldurun” İş Güvenliği Uzmanı Halim Oktay Osmanoğlu; deprem öncesi, sırası ve sonrasında yapılacaklarla ilgili açıklamalarda bulundu. Osmanoğlu, “Baza altlarını dolduralım, toz solumamaya dikkat edelim, gaz patlaması ihtimaline karşı aydınlatma için çakmak kullanmayalım” dedi. İş Güvenliği Uzmanı Halim Oktay Osmanoğlu, depremle ilgili açıklamalarda bulundu. Osmanoğlu; deprem öncesi alınması gereken tedbirler, deprem sırasında yapılacaklar ve sonrasında da uyulması gereken kurallar hakkında İhlas Haber Ajansına özel açıklamalarda bulundu. Osmanoğlu; “Öncelikle başımızı darbelere karşı korumak için sağlam yapıların yanına saklanmamız gerekiyor. Mesela işte sandalye destekli sağlam masaların altı olabilir. Veya geniş hacimli koltukların dibi olabilir. Kendimize bir yaşam üçgeni oluşturmamız gerekiyor. İş yerimizde başımızı ve ensemizi kapatarak, koruyarak elimizle veya işte elimizdeki kapalı veya bir yastıkta da başımızı koruyarak bir yaşam üçgeni oluşturmamız gerekiyor. Bu yaşam üçgeni içerisinde diz çökerek, kapanarak ve çöp kapan tekniğiyle yerden de tutunarak düşmemek için bu şekilde bir kendimize yaşam üçgeni oluşturmamız gerekiyor. Kapı ve pencerelerden kesinlikle uzak durmamız gerekiyor. Deprem anında paniğe kapılıp kaçmaya çalışmak çok doğru bir davranış olmayacaktır. Merdivende özellikle asansörü kesinlikle kullanmamamız gerekiyor. Merdivenleri kullanmamamız gerekiyor. Yaşanan Maraş depreminde yani mesela dikkat çekiliyor. Evlerimizdeki bazaların, koltukların altlarının mesela dolu olması önemlidir. Bir tavan çöktüğü anda zamanla bazaların altındaki boşluk kapanana kadar çökebiliyor. Orada bir yaşam üçgeni kaybolabiliyor. O yüzden bazaların ve koltukların altlarına destekli malzemeler koymamız önem arz ediyor. Onun dışında avize varsa avizelerin altından kesinlikle kurmamamız gerekiyor. Üzerimize devrilebilecek raflar, dolaplar, bu tarz duvara sabit olmayan eşyalardan da yine uzak durmamız gerekiyor. Dediğimiz gibi deprem alanında kesinlikle eğer bina içinde yani yere yakın değilsek, kaçmaya müsait bir yer değilse bina içerisinde kalmamız ve kendimize bu yaşam üçgenini oluşturmamız önem arz etmektedir” dedi. “Enkaz altında toz yutmamaya özen gösterin” Enkaz altındaki yaşam üçgeninde de dikkat edilmesi gerektiğini söyleyen Osmanoğlu, “Olası bir enkaz altında alma durumunda çok fazla hareket etmemeye özen göstermemiz gerekiyor. Çünkü hava açısından sıkıntılı bir ortam olabilir. Hareket ettiğimizde de toz kalkabilir. O tozları mümkün olduğunca az solumaya dikkat etmemiz gerekiyor. Ağzımızı mendil benzeri bir şey varsa veya elbisemizle, kıyafetimizle ağzımızı kapatarak nefes almamız gerekiyor. Yardım isterken duvarlara veya borulara vurarak yerimizi belli etmeye çalışmalıyız. Bağırmak yine çok fazla toz yutmamıza neden olacağından bağırmak yerine ıslık daha avantajlı olabilir” diye konuştu. “Enkaz altında çakmak yakmak faciaya neden olabilir” Dediğimiz gibi en enkaz altında kalma durumunda öyle bir durum varsa kesinlikle çakmak gibi ateşten uzak durmalıyız. Kesinlikle yakmamalıyız. Yine elektrik düğmesini açma, kapama işlemlerini kesinlikle yapmamanız. Herhangi bir patlama riskine karşı uzak durmamız gerekiyor. Yine sarsıntı geçtikten sonra fırın gibi böyle yangın tehlikesi bulunan eşyaları kapatmamız gerekiyor. Sonrasında güvenli bir şekilde dışarıya çıkmamız gerekiyor” dedi. Bina çıkışlarında da dikkatli olunması gerektiğinin altını çizen Osmanoğlu, “Binaları terk ederken de dışarıya çıktığımızda binadan malzemeler düşebilir. Taş düşme riski olan yerler olabilir. Binayı tahliye ederken yine başımızı koruyarak hızlı bir şekilde binayı terk etmemiz gerekiyor” diye konuştu.