GENEL - 26 Temmuz 2017 Çarşamba 14:00

Köpekleri kısırlaştırmada yeni yöntem: Laparoskopi

A
A
A
Köpekleri kısırlaştırmada yeni yöntem: Laparoskopi

İstenmeyen gebeliklerin önlenmesi, yavruların sahiplenilme şansının artması ve barınaklarda hayvanların uzun süre kalmamalarını amaçlayan köpeklerin kısırlık tedavisinde Çankaya Belediyesi’nde laparoskopik yönteme geçildi.

İstenmeyen gebeliklerin önlenmesi, yavruların sahiplenilme şansının artması ve barınaklarda hayvanların uzun süre kalmamalarını amaçlayan köpeklerin kısırlık tedavisinde Çankaya Belediyesi’nde laparoskopik yönteme geçildi. Çankaya Belediye Başkan Yardımcısı Anıl Sevinç, bu yöntemi Türkiye’de ilk kez uygulayan belediye olmaktan gurur duyduklarını söyleyerek, "Bu yöntemle hayvanın ameliyat sonrası barınakta geçireceği süre de kısalacak" dedi.


Çankaya Belediyesi, Başkent’in en büyük sorunu olan sokak hayvanı popülasyonunda Ankara Üniversitesi ile birlikte kısırlaştırmada Avrupa standartlarında bir uygulama olan laparoskopik yönteme geçti. Sokak hayvanı popülasyonunu en aza indirmek için uygulanacak laparoskopik yöntemle kısırlaştırma çalışmalarının tanıtım toplantısı, Çankaya Belediyesi Sahipsiz Sokak Hayvanları Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi’nde gerçekleşti.


Çankaya Belediye Başkan Yardımcısı Anıl Sevinç, belediyenin sokak hayvanlarından sevgisini ve özverisini hiçbir zaman esirgemediğini belirterek, laparoskopi yöntemini Türkiye’de ilk kez uygulayan belediye olmaktan gurur duyduklarını söyledi. Sahipsiz sokak hayvanlarının popülasyonunun Ankara için önemli bir sorun teşkil ettiğine dikkat çeken Sevinç, “Sokak hayvanlarına hiçbir zarar vermeden bu sorunu çözmenin yolunun kısırlaştırma olduğu tüm dünyada kabul edilmiş bir gerçektir. Bu anlamda Çankaya Belediyesi olarak Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi iş birliği içerisinde gerçekleştirdiğimiz laparoskopik yöntemle artık hayvanlar daha az ağrılı bir süreç geçirecek. Bu yöntem ile hayvanın ameliyat sonrası barınakta geçireceği süre de kısalacak. Öncüsü olduğumuz bu çalışmanın diğer belediyelere de örnek olmasını temenni ediyoruz" şeklinde konuştu.


Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Doğum ve Jinekoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Halit Kanca, Çankaya Belediyesine teşekkür ederek, sokak hayvanı probleminin kentsel ve toplumsal bir sorun olduğunu belirtti. Her 10 köpekten sadece birinin sahiplenildiğine dikkat çeken Kanca, “Hayvanların sağlığı ve refahı için tercih edilen bu uygulamanın rutin bir çalışmaya dönüşmesi bizim için mutluluk verici” diye konuştu.


Konuşmaların ardından belediye ve üniversite yetkilileri birbirine çiçek takdim etti. Ayrıca Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi’nde çalışanlara da plaket takdim edildi. Daha sonra ameliyathaneye geçilerek, köpeklerden birine yeni yöntem ile kısırlaştırma işlemi yapıldı. Ameliyat sonrası süreç hakkında bilgi veren Doç. Dr. Halit Kanca, bu yöntemde daha az risk olduğunu, iyileşme sürecinin çok daha azaldığını ve hayvana yan etkisi olmadığını dile getirdi.


Geleneksel yöntemde operasyon yaklaşık 1 saat sürerken, laparoskopik yöntemle operasyon süresinin 10-15 dakika arasında olduğu belirtildi. Ayrıca geleneksel yöntem 8 aylık ve sonrası hayvanlarda uygulanabilirken, bu yöntemin 8 aydan daha erken zamanda da uygulanabildiği ve iyileşme süresinin 10 günden 2 güne indiği kaydedildi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Dağlarda çiriş otu bereketi Doğu Anadolu Bölgesinde ve Erzincan’da bu günlerde çarşı pazarda sıkça görülen çiriş otu dağlarda yaban hayvanlarının da ilgisini çekiyor. Bahar ayları ile birlikte Erzincan’ın yüksek kesimlerinde ortaya çıkan çiriş otu vatandaşlar tarafından toplanmaya başlandı. Munzur Dağlarında yerli ve yabancı birçok kişiye rehberlik yapan Murat Aydemir, yaptığı gözlemlerde dağ keçilerinin de çirişi yediğini ifade etti. Dağlarda doğal olarak yetişen çirişten birçok yemek yapıldığını anlatan Aydemir, çirişten yapılan turşunun ayrı bir lezzet olduğunu söyledi. İnsanlar yüzyıllardır yaşamın neredeyse her alanında bitkilerden faydalanıyor. Bazı bitkiler tıbbi faydaları sebebiyle sağlık alanında kullanılırken bazı bitkiler besin bazıları ise boya ya da süs bitkileri olarak kullanılıyor. Çiriş otu da bu bitkilerden bir tanesi. Latincede Asphodelus aestivus L. olarak bilinen ve Zambakgiller familyasına ait olan çiriş otu, çoğu bölgede güllük, dağ pırasası, kirkiş otu, sarı zambak, yabani pırasa ve yeling otu olarak biliniyor. Toplumun büyük bir kısmı bazı hastalıkların tedavisinde tıbbi bitkilere başvuruyor. Bitkisel tedavi yöntemlerinin yan etkilerinin olmadığı ya da daha az olduğu düşünülmesi buna büyük bir etken olarak gösteriliyor. Çiriş otu da bölgede halkın tercih edilen bitkilerin başında yer alır. Çirişten birçok yemek yapılıyor Meryem Badayman, Ekin Dinçel ve Ayla Ünver Alçay tarafından yapılan bir araştırmada çirişin; yabani bir ot olup yenilebilmesinin yanında vitamin, antioksidan, lif ve mineral içerikleri ile vücudu besleyen özelliğe sahip olması sebebiyle yaygın olarak tüketildiği belirtildi. Çiriş otu, Afrika, Arap ülkeleri, Türkiye, Mısır ve Avrupa’nın bazı bölgelerinde görülen bir bitki türü. Türkiye’de Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu, İç Anadolu Ege ve Akdeniz bölgelerinde yetişiyor. Çiriş otu genel olarak zararsız ve faydaları ile ön planda olan bir bitki olarak biliniyor. Bunun yanında çirişin yaprakları henüz tazeyken de yenilebiliyor. Ayrıca çirişten çorba ve birçok yemek de yapılıyor. Haşlandıktan sonra yumurta ile kavrulması ya da peynirle de karıştırılarak yufka ekmek içinde yeniliyor. Ayrıca kaşila diye adlandırılan bir yemeği de yapılıyor. Sevilen yemeklerden biri olan kaşila, çirişin kaynatılıp, içerisine bulgur katılarak, katılaşıncaya kadar pişirilmesiyle yapılıyor. Katılaştıktan sonra içi çukurlaştırılarak yağ dökülüp ve servis edilip yeniliyor.