POLİTİKA - 27 Şubat 2017 Pazartesi 20:44

Kurtulmuş’tan Yunanistan Savunma Bakanına cevap

A
A
A
Kurtulmuş’tan Yunanistan Savunma Bakanına cevap

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Yunanistan Savunma Bakanının ‘Kardak’ sözlerine yönelik, “Türkiye, Ege’deki haklarını bilmektedir. Ege’de bu güne kadar hiçbir oldu bittiye müsaade etmediği gibi bundan sonrada müsaade etmeyecektir. Kardak kayalıklarının Türkiye için sembolik bir anlamı vardır. Bu sembolik anlama bağlı olarak Türkiye her türlü hakkını, hukukunu Ege denizinde koruyabilecek güce, imkana, kudrete, stratejiye sahiptir” dedi.
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından açıklamalarda bulundu. Fetullah Gülen’in Kanada’ya kaçacağına yönelik haberlerle ilgili bilgi veren Kurtulmuş, “Fetullah Gülen’in Kanada’ya kaçması ihtimali üzerinde ciddi bir takım istihbarat bilgilerimiz mevcuttur. Kanada’da bulunan FETÖ örgütüne mensup kişilerce satın alınmış bazı çiftlik arazilerinin olduğu ve muhtemelen buraya geçebileceği yönündeki ciddi istihbaratlar, ABD Adalet Bakanlığı ile paylaşılmıştır. Ümit ederiz ki gereğini yaparlar” ifadelerini kullandı.
Kurtulmuş, “Biz Türkiye olarak hem Irak merkezi hükümeti ile hem de Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi ile iyi ilişkilerimizi sürdürüyoruz. Petrol dağıtımı başta olmak üzere çok alanda her iki bölge arasındaki ihtilafların giderilmesi için öteden beri gayret sarfediyoruz. Bölgedeki bütün halklar kendilerince özgürlükler konusunda alabildiğince özgürlüklerden istifade etsinler ama bölgesel olarak da daha çok entegre olabilecek zeminleri bulsunlar” açıklamasında bulundu.
Rojava peşmergelerinin Suriye’ye konuşlandırılması yönünde bir görüşme olup olmadığı konusunda bilgi veren Kurtulmuş, “Kuzey Suriye’de ve kuzey Irak’ta son derece ciddi bir bölünme var. Çok fazla sayıda silahlı örgüt var. Türkiye ile Irak bölgesel yönetimi arasında belli konularda geçmiş dönemlerde de yapılmış iş birlikleri var. Hem Sincar konusunda hem Musul operasyonları konusunda ciddi bir iş birliğini geçmişte geliştirdik. Bu anlamda da her iki tarafın bölgedeki bu yüksek ateşin giderilmesi ve bölgede bir barış sürecinin oluşması için iyi niyetli çabaları ve düşünceleri vardır. Ümit ederiz ki, bu sonuç elde edilmiş olur” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Avusturya’da miting yapacak olmasına ilişkin Avusturya Dışişleri Bakanının yaptığı açıklamayı değerlendiren Kurtulmuş, “Avusturya’nın Sayın Dışişleri Bakanının bu açıklamalarını hoş karşılamayız. Makul, meşru zeminlerde görüşlerini ifade etmeyi isteriz. Orada yapılacak olan siyasi faaliyetler, Avusturya’nın seçimleri ile ilgili bir faaliyet değildir. Türkiye’nin Cumhurbaşkanı, Başbakanı, Bakanları, ilgili kişiler oraya gidecekler ve Avusturya halkına, ‘Ey Avusturya halkı. Şu partiye değil bu partiye oy verin’ diye çağrıda bulunacak değillerdir. Avusturya’da, Almanya’da, Avrupa’daki diğer şehirlerimizde de Türk kardeşlerimizin yaşadığı bütün ülkelerde Yüksek Seçim Kurulu seçim çevreleri oluşturmuştur. Biz nasıl Türkiye’deki seçim çevrelerinde referandum ile ilgili seçim faaliyetleri ve kampanya faaliyetleri yürüteceksek, Avrupa ülkelerinde de faaliyetlerimizi yürüteceğiz ve bunun Avusturyalıları hiçbir şekilde rahatsız etmemesi lazım. Onları ilgilendiren bir durum değildir. Diğer ülkeleri de ilgilendiren bir durum değildir” dedi.
Hac ücretlerine yönelik çıkan tartışmalar hakkında Kurtulmuş, “Geçen sene kurlar 2.90’dı. Bu sene dolar kurunun çok yükselmeye başladığı andan itibaren diyanet bunu 3.50’den sabitledi. Geçen seneki kurlar üzerinden dahi hesap edilse, aşağı yukarı o fiyata Türk Lirası olarak denk gelen standart bir Hac tarifesi için uygulama yaptık. Kur üzerinden hesaplar yapmış olsak 3 bin 500 lira civarında geçen seneye göre ucuzlatmış olduk. Eğer geçen seneki kur üzerinden hesaplama yapılmış olsaydı 18 bin lira civarında Hacıların ödemesi gerekiyordu. Şimdi 12 bin 500’ünde altında bir fiyat açıklandı” diye konuştu.
21 Mart tarihinde Ankara’da Hz. Ali’nin doğum gününün kutlanacak olmasına yönelik Kurtulmuş, şunları dedi:
“Hz. Ali Efendimizin tam doğum gününün ne zaman olduğu bilinemiyor. İtibari bir tarihtir. 1980 darbesinden sonra bu törenler yapılamamış. Bu sene Alevi Bektaşi Sivil Toplum Kuruluşlarının öncülüğünde, Kültür Bakanlığımızın verdiği bir destekle Ankara Hacı Bektaş’ta bu törenler yapılacak. Böylece uzun yıllar sonra Türkiye’de devlet ile Alevi Bektaşi geleneğinden dostlarımız bir araya gelerek böyle bir anma programında bir arada olma fırsatı bulacaklar. Bu nihayetinde resmi bir tören değildir. Kültür Bakanlığımızın desteklediği bir törendir.”
Yunanistan Savunma Bakanının, “Kardak’a gelsinler, nasıl gideceklerini görelim. Yunan silahlı kuvvetleri, her ihtimale karşı hazırlıklıdır” açıklamalarıyla ilgili olarak Kurtulmuş şu açıklamada bulundu:
“Ege’de gerilimi arttıracak sözler söyleyen siyasetçiler oldu. Bu anlamda ben Yunanistan Savunma Bakanının, sadece kendi görüşünü ifade ettiğini düşünmek isterim. Çünkü Yunanistan’da bir koalisyon hükümeti söz konusu. Diğer Bakanlar Kurulunun veya hükümetin resmi görüşünün olmadığını ümit ederim. Türk-Yunan ilişkilerine, Ege’de barışın sağlanmasına hizmet edecek bir şey değildir. Türkiye, Ege’deki haklarını bilmektedir. Ege’de bu güne kadar hiçbir oldu bittiye müsaade etmediği gibi bundan sonrada müsaade etmeyecektir. Kardak kayalıklarının Türkiye için sembolik bir anlamı vardır. Bu sembolik anlama bağlı olarak Türkiye her türlü hakkını, hukukunu Ege denizinde koruyabilecek güce, imkana, kudrete, stratejiye sahiptir.”
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Bakan Tekin, koltuğunu 12 yaşındaki Genç’e devretti Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, TBMM’nin açılışının 104’üncü yıl dönümü ile 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla çeşitli okullardan gelen öğrencileri makamında kabul etti. Kendisini ziyarete gelen öğrencilerle bir süre görüşen Tekin, makamını temsili olarak İnönü Ortaokulu öğrencisi 12 yaşındaki Irmak Genç’e bıraktı. ‘ Bu anlamlı günde bakanlığımızı ziyaret ettiğiniz için bugünkü Milli Eğitim Bakanı olarak çok mutlu oldum’ diyen Genç, ‘Bu buluşmanın bizim için son derece anlamlı olduğunu bu koltukta oturunca daha iyi fark ettiğini milyonlarca çocuk ve gencin geleceği için çalışmak, birçok değişkeni göz önünde bulundurmayı, dengeleri gözeterek, adil ve yenilikçi olmayı gerektirdiğini söyledi. Deneyimin sadece bir anı olarak zihinlerde kalmayacağını söyleyen Genç, “Milletimiz için biz ne yapabiliriz sorusuyla yetişkin yaşlara gelene kadar bizi bekleyen güzel günler için umutla ve azimle çalışacağız. Sizi daha iyi anlamanın verdiği yakınlıkla şahsım ve tüm arkadaşlarım adına size teşekkür ederim. Değerli arkadaşlarım bugün Dünyanın en güzel ülkelerinden birinin varisleri olarak burada bulunmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Bu makama geçtiğim andan beri Türkiye Cumhuriyeti’nin Milli Eğitim Bakanı olmanın bu sorumluluğu taşımanın heyecanını biraz da olsa anlama imkanı buldum. Elimden gelse ben de bütün çocukları, tüm arkadaşlarımı hemen en iyi standartlara kavuşturmak isterim. Burada nasıl çalışıldığını gördüm. Ve eğitim imkanlarının her geçen gün daha iyiye gideceğine inanıyorum” ifadelerini kullandı. Genç, bugünün 23 Nisan olduğunu ve bir çağırısı olduğunu Atatürk’ün bize armağan ettiği bu güzel günde tüm dünya çocuklarının sevincimize ortak olmaya ve birlikte dünyamızı daha sürdürülebilir, daha adil, daha mutlu bir yer yapmaya davet etti. Genç, bugün Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılışının 104’üncü yılını kutlamanın onurunu ve mutluluğunu ülkemdeki her çocuk gibi doyasıya yaşadığını vurguladı. Çocuklara armağan edilen bu özel günde Gazze’de yaşananlar hakkında da birkaç cümle kurmak istediğini ifade eden Genç, “Gazze’deki arkadaşlarımızın acılı günlerinin son bulmasını diliyorum. Tüm dünya çocukları için barış diliyor ve hiçbir çocuğun böylesi acılar yaşamamasını temenni ediyorum. Miras olarak devraldığımız bu cennet vatanı daha da ileriye taşımak, emanetlerini korumak ve geliştirmek bizim görevimizdir. Bu görevi yerine getirirken birlik ve beraberlik içinde olmalı, birbirimizden güç almalıyız. Sevgili arkadaşlarım, ancak bu şekilde geleceğe umutla bakacağımızı hepimiz biliyoruz. Her 23 Nisan bastığımız toprağın kıymetini, onun için ödenmiş bedelleri daha iyi anlamamız, birlik ve beraberliğimizi pekiştirmemiz için bir fırsat olmalı. Milli iradenin her şeyin önünde olduğunun ifade edildiği bu anlamlı günde başta Cumhuriyetimizin ve Türkiye Büyük Millet Meclisimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere silah arkadaşlarını aziz şehit ve gazilerimizi minnetle anıyorum. Bana bir günlüğüne bu koltuğu emanet eden Sayın Bakanımıza çok teşekkür ederim. Okullarımız, öğretmenlerimiz ve bizler için yaptığınız her çalışmaya minnettarız. Son olarak en içten ve en yüksek sesimle söylemek isterim ki milli egemenliğin bu şanlı bayramı hepimize kutlu olsun” diye konuştu.
Hatay Bilim adamından korkutan açıklama, "Akdeniz iklimi sıcaklık artışlarıyla birlikte karasal iklime doğru ilerliyor" İskenderun Teknik Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölüm Başkanı Abdulla Sakallı, bu yıl sıcaklıkların geçtiğimiz yıllara oranla 4 ila 6 derece arttığını belirterek hava sıcaklıklarındaki artışlarla birlikte Akdeniz ikliminin karasal iklime doğru ilerlediğini söyledi. Doğu Akdeniz ve Hatay’da ilkbahar mevsimine girmesiyle sıcaklıklar artmaya başladı. Depremin vurduğu Hatay’da, gündüz saatleri adeta yaz mevsimini aratan sıcaklık varken gece saatlerinde kış mevsimini hissettiren hava durumu yaşanıyor. İskenderun Teknik Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölüm Başkanı Abdulla Sakallı, yaşanan hava değişimine ilişkin açıklamalarda bulundu. İskenderun Teknik Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölüm Başkanı Abdulla Sakallı, bu yıl yaklaşık 4 ila 6 derece arasında sıcaklık artışının olduğuna dikkat çekerek Akdeniz ikliminin yavaş yavaş karasal iklime doğru ilerlediğini dile getirdi. Ayrıca iklim değişikliğinin zaman geçtikçe daha da artacağını ifade eden Sakallı, hava kirliliğinin artması ve doğa tahribatına devam edilmesi iklim değişikliğini arttırdığını söyledi. “Yağış miktarında değişikliğin olmamasına rağmen bu yağışın düşme periyotların da çok büyük değişiklikler var” Yağış miktarının değişmemesine rağmen yağış periyodunun değiştiğine dikkat çeken Doç. Dr. Abdulla Sakallı, “Özellikle son 30 yılda sıcaklık artışı, diğer aylara göre ortalamanın bayağı üzerinde seyrediyor. Bu yıl yaklaşık 4 ila 6 derece arasında bir sıcaklık artışı gördük. Bu durum Akdeniz ikliminin yavaş yavaş karasal çölleşen bir iklime doğru ilerliyor. Çünkü bizim en büyük sıkıntımız yağış aralıklarının değişmesi ve yağış rejiminin değişmesidir. Bir yılda buraya düşen yağış miktarında, çok fazla değişiklik yok. Son 30 yılı incelediğimizde global su bütçesini modellediğimiz yayınımıza göre özellikle, İskenderun ve Akdeniz bölgesinde düşen yıllık yağış toplamında herhangi bir değişiklik yok. Bu değişikliğin olmamasına rağmen bu yağışın düşme periyotların da çok büyük değişiklikler var. Yağış periyotlarındaki değişim beraberinde güçlü kurak periyotları doğurmaktadır” dedi. “İklim değişikliğini etkileyen faktörler artarak devam ediyor” İklim değişikliğinin çeşitli etmenlere göre artığını belirten Doç. Dr. Abdulla Sakallı, “İklim değişikliğini etkileyen faktörler artarak devam ediyor. İskenderun ilçesindeki; hava kirliliği , doğanın tahribatı, taş ocaklarının faaliyet göstermesi ve buna benzer etmenlerle iklim değişikliğinin etkilerini daha da artırarak karşımıza çıkaracaktır” ifadelerini kullandı.