POLİTİKA - 22 Mart 2018 Perşembe 18:32

Maliye Bakanı Naci Ağbal:

A
A
A
Maliye Bakanı Naci Ağbal:

Maliye Bakanı Naci Ağbal, "Türkiye’de bugün Katma Değer Vergisi veya dolaylı vergiler bakımından Türkiye uygulaması OECD ve Avrupa ülkeleri ile aynı.

Maliye Bakanı Naci Ağbal, "Türkiye’de bugün Katma Değer Vergisi veya dolaylı vergiler bakımından Türkiye uygulaması OECD ve Avrupa ülkeleri ile aynı. Sadece ve sadece devreden KDV’nin iade edilemez kuralı bizde var" dedi.


Bakan Ağbal, TBMM Genel Kurulu’nda Katma Değer Vergisi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı hakkında milletvekillerine bilgi verdi. Ağbal, işletmeler üzerindeki vergi yükünü aşağı çektiğini söyleyerek, işletmelerin efektif olarak kanunla belirlenmemiş bir vergi yükü ile karşı karşıya kaldığını belirtti. Ağbal, "Mevcut sistemde yatırımcı adeta cezalandırılıyor. İstihdam sağlamak için yatırım yapıyorsunuz. İhracat yapmak için önemli bir konuda ciddi bir yatırıma girişiyorsunuz. Ama mevcut sistem size diyor ki, ’yatırım sırasında yüklendiğiniz KDV’leri yıllar itibariyle satışlar üzerinden tahsil ettiğiniz KDV üzerinde almaya çalışın” ifadelerini kullandı.


Ağbal, "Türkiye’de bugün Katma Değer Vergisi veya dolaylı vergiler bakımından Türkiye uygulaması OECD ve Avrupa ülkeleri ile aynı. Sadece ve sadece devreden KDV’nin iade edilemez kuralı bizde var. Kayıtlılığın aratacağı bir dönem olacak. İşletmeler üzerinde kanunlarla yük getirmeniz o kadar vergi alacağınız anlamına gelmiyor" dedi.


12 ay içinde iade edilmesi kuralını getirdiklerini ifade eden Ağbal, "Hükümet olarak Katma Değer Vergileri’nin iadelerinin hızlandırılması, iade süreçlerinin kolaylaştırılması için birçok adım attık. Son iki yılda KDV iadelerinde işlemleri azaltan, bürokrasiyi azaltan, iadeleri daha hızlı yapan düzenlemeler yaptık. Bugün KDV iadelerinin yüzde 65’i son iki yılda kurduğumuz KDV İade İhtisas Daireleri’nde yapılıyor. İhtisas sahibi uzmanlar tarafından çok daha hızlı bir şekilde yapılıyor ve 2016 yılında yıllık 37 milyar lira olan KDV iadesi tutarını 2017 yılında 51 milyar liraya çıkardık. Yani burada iadelerin hızlı bir şekilde yapılması yapılan iadeleri de artırdı. Bu, ne oldu? Ekonomiye can damarı oldu. Aslında biz vatandaştan aldığımız parayı, borcumuzu daha hızlı bir şekilde ödedik" şeklinde konuştu.


Ağbal şunları kaydetti:


"Katma Değer Vergisi stokuyla ilgili de burada önemli bir düzenleme yapıyoruz. Geçmişten gelen, vatandaşımızın yıllar itibarıyla bekleyen, alınmayan katma değer vergilerinin de iade edilmesinin önünü açıyoruz. Tabii ki burada bütçe imkânlarını dikkate alacağız. Burada, biraz önce hatip ifade ediyor, bütçe imkânları konusunda Maliye Bakanlığına bir yetki verildi ama bunu Komisyonda da ifade ettim. Buradaki uygulama, 2019-2020-2021 yıllarını kapsayan orta vadeli program çalışmaları sırasında bu madde kapsamında, geçmişten gelen KDV’den yapacağımız iade tutarını belirleyeceğiz, bunu orta vadeli programla paylaşacağız, bütçede bunun yerini, miktarını koyacağız ve Maliye Bakanlığı bu yetkisini hiçbir zaman için kişi veya şirket bazında kullanmayacak; sektörler bazında kullanacak, soyut, norma uygun, özellikle de yatırımı, üretimi teşvik eden alanlarda kullanılacak. Onun için, herhangi bir şekilde, iadede Bakanlığın yetki almış olması kişiye özel bir uygulama yapılmasını sağlamaz, asla da böyle bir şey aklımızdan geçmez, onu da yapacağız. Bakın, bu Kanun Tasarısı’nda önemli bir düzenleme de katma değer vergisi iadelerinin üç ay içerisinde yapılması konusunda yürütme organını bağlayan bir kural getiriyoruz. Diyoruz ki: Bir vatandaş, bir mükellef iadesini, eğer belgelerini vermişse devlet üç ay içinde bütün incelemelerini yapacak, üç ay içinde ödeyecek. Ödemezse devlet bu defa mükellefe, işletmeye bunun faizini ödeyecek. Dolayısıyla, bakın, devleti de sorumlu tutan, devleti de bağlayan, burada açık kurallar getiriyoruz ki bu da hesap veren devlet anlayışı bakımından son derece önemli."

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Hamza Dağ: “Bıkmadan, usanmadan heyecanımı tüm İzmir’le paylaşacağım” Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, “‘Gelin projelerle tartışalım’ dedik. Onlar anlamıyorlar, başka işlerle uğraşıyorlar. Ancak ben bıkmadan, usanmadan, sokak sokak, meydan meydan projelerimi anlatmaya, heyecanımı tüm İzmir’le paylaşmaya devam edeceğim” dedi. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, Selçuk’ta düzenlenen mitinge katıldı. Dağ’a binlerce hemşehrisinin yanı sıra, AK Parti İzmir milletvekilleri Şebnem Bursalı ve Mehmet Muharrem Kasapoğlu, MHP İzmir Milletvekili Tamer Osmanağaoğlu, Cumhur İttifakı Selçuk Belediye Başkan Adayı Dahi Zeynel Bakıcı, MHP İzmir İl Başkanı Veysel Şahin, AK Parti Selçuk İlçe Başkanı Hakan Bayraklı ve MHP Selçuk İlçe Başkanı Nuri Yılmaz da eşlik etti. “İzmir kararını vermiştir” Hamza Dağ, 2 ayı aşkın süredir İzmir’in her yerinde hemşeriyle kucaklaştığını belirterek, “Ben, İzmir’imizde artık şunu net bir şekilde görüyorum. 31 Mart için İzmir kararını vermiştir. Bugün de görüyorum ki Selçuk kararını vermiş. Hemşehrim İzmir’in, Selçuk’un her sokağına hizmet istiyor, proje istiyor. İnşallah biz bu hizmetleri de projeleri de şehrimize kazandıracağız” ifadeleri kullandı. “Tek gündemimiz İzmir” Bugüne kadar hiç kimseyi ötekileştirmediğini vurgulayan Dağ, “Bundan sonra da ötekileştirmeyeceğiz. Hiç kimse bizim nezdimizde ayrımcılığa maruz kalmamıştır, kalmayacaktır. Kimse bildiği işin dışında başka bir iş yapmak zorunda kalmayacaktır. Belediye başkanına ne için oy verilir? ‘Eser üretsin, hizmet getirsin, yatırım yapsın, sorunları çözsün.’ Evet; bizim tek gündemimiz İzmir, mesaimizin tamamı bin 294 mahallemiz her sokağında, hanesinde geçecek. İzmir’de istişareyi, ortak aklı merkeze alacağız. İzmir’de tüm projelerimi beraber hazırladık, beraber hayata geçireceğiz. Sorunlara anlık değil sürdürülebilir çözümler üreteceğiz” diye konuştu. “Bıkmadan, usanmadan heyecanımı tüm İzmir’le paylaşacağım” Seçim çalışması süresince 4 önemli lansman yaptığını vurgulayan, Selçuk için yapacaklarına da değindi. Hamza Dağ, konuşmasında şu ifadeleri kullandı: “Gelin projelerle tartışalım’ dedik. Onlar anlamıyorlar, başka işlerle uğraşıyorlar. Ancak ben bıkmadan, usanmadan, sokak sokak, meydan meydan projelerim anlatmaya, heyecanımı tüm İzmir’le paylaşmaya devam edeceğim. İzmir’in, Selçuk’un tarihi dokusunu, kültürel mirasını, asırlara sari olan medeniyet birikimini koruyacağız. Selçuk tarımıyla, turizmiyle bereketli ilçelerimizdendir. Bizler de oluşturacağımız eser ve hizmet ekosistemiyle destek olarak parlayan bir yıldız olmasını sağlayacağız.” Miting, Selçuk Belediye meclis üyesi adaylarının tanıtımıyla sona erdi.
Edirne Edirne’de gastronomi yolculuğu başladı Edirne Valiliği, gastronomi turizminin gelişimine katkı sağlamak amacıyla Osmanlı Saray Mutfağı lezzetlerini kitaplaştırılarak gelecek nesillere aktarılacak. Edirne Valiliği tarafından “Topraktan Tabağa Edirne Yöresel Yemekleri Kitabı” tanıtımı iftar programı düzenlendi. Edirne’de valilik öncülüğünde önemli bir projeye imza atıldı. Proje çerçevesinde "Topraktan Tabağa Edirne Yöresel Yemekleri" kitabı oluşturulacak. İftariyelikler, ara sıcaklar, çorbalar, ana yemek, tatlı ve içecekler geçmiş lezzetlere göre sunumla hazırlandı. Tabaklar süslendi, masalar hazırlandı. Ezanın okunmasının ardından oruçlar açıldı. Yemeğin ardından ise duaya geçildi. Devecihan Kültür Merkezi’nde düzenlenen iftar menüsünde geçmişten günümüze gelen lezzetler arasında yer alan bademli terbiyeli tavuk çorbası, ballı gemici böreği, taş kebabı- sarımsaklı pilav, zerde ve ayva şerbeti yer aldı. Geçmişten günümüze gelen ve unutulmaya yüz tutmuş Rumeli, Balkanlar ve Osmanlı Saray Mutfağında yer alan lezzetlerin gelecek kuşaklara aktarılması ve tanıtılması için önemli bir proje çalışmasına imza atıldı. Proje çerçevesinde 87 farklı çeşidin yer alacağı bir kitap oluşturulacak. Edirne’nin kadim ve Osmanlı’ya başkentlik yapmış sultanlar şehri olduğunu söyleyen Vali Yunus Sezer, aynı zamanda balkanlardan gelen insanların yerleştiği ve kendi kültürlerini yaşattığı da bir şehir olduğuna değindi. "Hem Balkan hem de Osmanlı saray mutfağı lezzetleri yaşatılacak" Hem Balkan hem de Osmanlı saray mutfağının yaşatıldığı Edirne’de çok anlamlı bir ilke imza atıldığını söyleyen Vali Yunus Sezer, "Gelecek nesiller Edirne mutfağında neler var diye baktığı zaman ellerinde bir kitap ve kaynak olacak. Bizim somut varlıklarımızın yanı sıra kültürel zenginliklerimiz de çok önemli. Çok büyük emek var. Hem Rumeli hem de saray mutfağına ait 87 çeşit farklı lezzet var. Bunların bir kitapta buluşması çok önemli. Şeflerimiz kendi illeri için farklı bir şey yapmak istiyorlar. Yaklaşık 1 buçuk aydır çalışmalar devam ediyor" dedi. Gastronomi anlamında çok önemli faaliyetler yürütmüş parmakla gösterilen iller olduğunu söyleyen Vali Sezer, "Biz büyük bir hazine üzerinde duruyoruz. Ama kendimizi anlatmakta zorluk çekiyoruz. Bizim bir tava ciğerimiz, bir de ciğer sarmamız var. Dışarıdan insanlara sorduğumuzda neyimiz var diye ’Bir gelip ciğerinizi yeriz’ diyorlar. Bu güzel bir şey aslında. Ama bunun yanına ne koyabiliriz? Bunun üzerinde çalışıp Rumeli Saray ve Osmanlı mutfağını günümüzle uyarlayıp nasıl yaşatabiliriz bunun peşindeyiz" şeklinde konuştu. "Edirne’nin parlayan yıldız olmasını istiyoruz" Edirne’nin her konuda balkanların ve Türkiye’nin parlayan bir yıldızı olmasını istediklerini belirten Vali Sezer, "Bunu da sanayide, ticarette, turizmde, gastronomide eğitimde aktivitelerle birlikte başarmamız lazım. İçinde saray ve Rumeli mutfağının da olduğu birkaç yemeği ve menüyü tava ciğerin yanına ekleyebilirsek zenginleştirebiliriz" ifadelerine yer verdi. Festivallerin yanı sıra marka aday olabilecek lezzetleri de sunabilecekleri bir yerin olmasının çok önem taşıdığını belirten Vali Sezer, "Bunu başarırsak herkes restoranında alternatif bir ürün sunmak isteyecek. Bunu da hazırlanan projelerle hayata geçireceğiz. Valilik olarak bunu yapıp özel sektöre devrederiz. Buna biz öncü oluruz" diye konuştu. "3 hedefe inşallah hep birlikte ulaşacağız" Önlerinde 3 hedef olduğunu ve buna şeflerle birlikte ulaşacaklarını belirten Vali Sezer, birincisinin bu kitabı hazırlamak ve basıp yayınlamak, ikincisinin gastronomi festivalleri düzenlemek üçüncüsünün de bu markalaştırılan yemeklerin daimi sunulacağı tarihi bir yer yapmak olduğunu ifade etti. "Edirne gastronomide de büyük zenginliğine sahip" Edirne’nin tarihi ve kültürel mirasının yanı sıra gastronomi anlamında da büyük zenginliğe sahip olduğunu söyleyen İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Soytürk, düzenlenen iftarda saray, Rumeli ve Balkan mutfağından lezzetlerin yer aldığı bir menü hazırladıklarını aktardı. İftar programına, Vali Sezer ve eşi Canan Sezer, Vali Yardımcıları Erdoğan Beypınar ve Eyyüp Batuhan Ciğerci ile eşleri, İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Soytürk, şefler, gastronomi yazarları ve basın mensupları katıldı. Devecihan Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen iftar programı toplu fotoğraf çekiminin ardından sona erdi.