POLİTİKA - 23 Nisan 2017 Pazar 16:17

Mecliste ’referandum’ gerginliği

A
A
A
Mecliste ’referandum’ gerginliği

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Yüksek Seçim Kurulunun (YSK) referandumla ilgili verdiği kararı hatırlatarak söylediği sözler üzerine TBMM’de gerginlik yaşandı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Yüksek Seçim Kurulunun (YSK) referandumla ilgili verdiği kararı hatırlatarak söylediği sözler üzerine TBMM’de gerginlik yaşandı. Kılıçdaroğlu bunun üzerine, “Beni dinlemek zorundasınız. Milli irade milli irade diyorsunuz, milli iradeyi satıyorsunuz. Milli irade varsa milli irade burada tecelli etmiştir. Hiçbir makam, hiçbir mevki, hiçbir kişi, hiçbir sınıf bu TBMM’yi terk edemez. Ben bu Meclisin itibarını korumak zorundayım" dedi.


TBMM Genel Kurulu, Meclisin açılışının 97. yıldönümü ve 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla İsmail Kahraman’ın başkanlığında özel gündemle toplandı. Özel oturumda konuşan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, “Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, 23 Nisan 1920’de 97 yıl önce bugün bu saatlerde TBMM’nin Ulus’taki ilk binasına adımını attığı anda hissettiklerini şöyle anlatır; ’23 Nisan Cuma günü öğleden sonra takriben saat 14.00’de Meclis binasının kapısından girerken günlerden ve gecelerden beri bütün mevcudiyetimi işgal eden efkar ve duygusallık içinde bulunuyordum. Ancak içeriye girip Meclis salonunu dolduran milletvekillerini emniyet ve itimat eden bakışlarıyla bana yönelmiş olduklarını gördüğüm zaman teşebbüsümüzün milletin amaçlarına tamamen uygun olduğunu bir kere daha idrak ettim. Artık benimle fikir ve amaçta ortak milletimizi temsil eden bu kader arkadaşlarımla beraber çalışacağımdan ötürü bahtiyarım’ diyor. Hepimizi çatısı altında toplayan bu gazi Meclis, Türkiye milli tarihinin başlangıcı ve bizzat Türkiye halkının vücuda getirdiği bir harikadır” diye konuştu.



“TBMM kurulduğu ilk günden itibaren hükümetin denetlenmesi görevini kararlılıkla sürdürdü”


Kılıçdaroğlu, konuşmasında şunları kaydetti:


“23 Nisan 1920’nin Mustafa Kemal Atatürk tarafından çocuklarımıza armağan edilmesi, aynı zamanda cumhuriyetimizin de her zaman bir çocuk kadar saf, temiz, yalın kalacağına duyulan inancı ifade eder. Milletimizin Türkiye Cumhuriyeti’ne duyduğu sevgi ve bağlılığın kaynağında bu inanç vardır. Milli mücadeleyi yönetmesi nedeniyle dünyada gazi Meclis unvanına sahip tek parlamento olan TBMM, kurulduğu ilk günden itibaren hükümetin denetlenmesi görevini kararlılıkla sürdürdü. En zor koşullarda bile TBMM hükümeti denetleme görevini yapmış, hiç kimse kürsüye çıkıp ‘memleket savaş halinde soruları niçin soruyorsunuz ya da bu gensoruyu niçin veriyorsunuz’ diye sormamıştır. Milletvekillerinin sözlü ve yazılı soru önergeleriyle gensoru önergeleri yoluyla denetim yetkilerini kullanmaları bazı küçük tartışmalar dışında sorun edilmemiş, asla ayak bağı olarak nitelendirilmemiştir.”



“YSK tarafından meşruiyeti tartışılır hale getirilen mühürsüz seçimle biz milletvekilleri bu kürsüye çıkıp bir bakana sözlü soru dahi soramayacağız”


Bugün gelinen noktaya değinen Kılıçdaroğlu, “YSK tarafından meşruiyeti tartışılır hale getirilen mühürsüz seçimle bizler, yani biz milletvekilleri bu kürsüye çıkıp bir bakana bir sözlü soru dahi soramayacağız. Soruyu sorsak dahi sayın bakan bu kürsüye çıkıp bizlerin sorularına cevap verme tenezzülünde bulunmayacaktır. Yaratılan bu tabloyu vicdanı sızlayan herkesin iyi duymasını isterim. Milli mücadelenin hemen sonrasında müzakerelerine başlanan yeni anayasa tartışmalarını da hatırlatmakta fayda görüyorum. Tarihimizi iyi bileceğiz, iyi bileceğiz ki geleceğimizi iyi inşa edelim. 1924 Anayasası görüşülür ve Anayasa’nın 25. maddesi öneri şöyledir; ‘Meclisin kendiliğinden seçimlerin yenilenmesine karar verebileceği gibi cumhurbaşkanı da hükümetin değerlendirmesini aldıktan sonra gerekçesini meclise ve millete bildirmek şartıyla seçime karar verebilir’ şeklindedir. Dönemin milletvekilleri bu görüşülürken hükümetin değerlendirmesini almak ve gerekçesini meclise ve millete açıklama zorunluluğuna rağmen fesih yetkisine karşı çıkmışlardır” ifadelerini kullandı.


Kılıçdaroğlu konuşması esnasında salondan gelen karşılıklar üzerine, “Rahatsız olduğunuzu biliyorum. Vicdan azabı çektiğinizi de biliyorum. Milli iradeye saygı göstermediğinizi de biliyorum. Ama beni dinlemek zorundasınız. Milli irade milli irade diyorsunuz, milli iradeyi satıyorsunuz. Milli irade varsa milli irade burada tecelli etmiştir. Hiçbir makam, hiçbir mevki, hiçbir kişi, hiçbir sınıf bu TBMM’yi terk edemez. Ben bu Meclisin itibarını korumak zorundayım. Aldığım her oyun hakkını vermek zorundayım. Ben milli iradeye saygı göstermek zorundayım” açıklamasında bulundu.



“Üzülerek ifade edeyim ki, bugün TBMM büyük bir itibar kaybına uğramıştır"


“TBMM köklü geçmişine, kurucu değerlerine sahip çıkmak yerine meclisi fesih yetkisini bir kişiye, üstelik hiçbir gerekçe göstermeden verilmesini istemiştir" ifadelerini kullanan Kılıçdaroğlu, "Bu anlayış milli irade üzerine düşen en büyük gölgedir ve milli iradenin reddidir. Tarih milletin egemenliğini bir şahsa teslim etmenin yolunu açan milletvekillerini elbette ve asla unutmayacaktır. Sayın Başkan, Sayın Cumhurbaşkanı yurt dışına çıktığında veya görevinden geçici olarak ayrıldığında ona zatıaliniz vekalet ediyordu. Çünkü siz seçimle gelen milletvekilisiniz. TBMM Başkanlığına da seçimle geliyorsunuz. Milli iradenin kalbi olan TBMM’yi temsil ediyorsunuz. Aynı zamanda tüm parti gruplarına karşı da tarafsızlığınızı korumak zorundasınız. Üzülerek ifade edeyim ki, yeni tek adam rejiminde siz Sayın Cumhurbaşkanına vekalet edemeyeceksiniz. Daha acı olanı ise Sayın Cumhurbaşkanına vekaleti seçimle gelen bir kişi değil, atamayla gelen bir başkan yardımcısı yapacaktır. Bizim tarihimizde bu durum darbe dönemlerine uygun bir uygulamadır. Bu acı gerçeğin bu geriye gidişinde unutulmaması gerekir. Bu Meclis kuruluşunda liyakata dayalı bir devlet yönetiminin Türkiye’nin bekası açısından ne kadar önemli olduğunu bilen bir Meclistir. Devlette liyakat sisteminin kurallarını keyfi uygulamalara yol açmaması açısından hep bu Meclis belirlemiştir. Yürütme organı da bugüne kadar bu kuralları esas alarak atama yapmıştır. Şimdi üzerine YSK tarafından şaibe düşürülen mühürsüz seçimle bu yetki de TBMM’nin elinden alınmıştır. Böylece devlet yönetiminde liyakat değil keyfi yönetim anlayışının egemen olmasının yolu açılmıştır. Üzülerek ifade edeyim ki bugün TBMM büyük bir itibar kaybına uğramıştır. Yetkileri alınmıştır. YSK dahi TBMM’nin çıkardığı kanuna uymamayı kural edinmekte, kanunsuzluğu meşru hale getirmektedir. Bir parlamentonun bu duruma düşmesi gerçekten de çok dramatik bir tablodur. Bu Meclisi yaralayan, milli iradeyi sakatlayan bir başka gerçekte uygulanan yüzde 10 seçim barajıdır. Yüzde 10 seçim barajı milli egemenliği hiçe sayan yurttaşlarımızın tercihlerini görmezden gelerek temsiliyet haklarını çalan ve iktidarda kalmak için her şeyi reva gören çarpık bir zihniyetin ürünüdür. Darbecilerin getirdiği bu düzenlemeyi savunanların darbecilerle aynı paralelde olduklarını da unutmamak gerekir” şeklinde konuştu.



"Türkiye’yi seçimle gelenlerin yönetmesini isterim"


Ardından TBMM Başkanı İsmail kahraman, Kılıçdaroğlu’nun konuşmasında kendisine hitaben söylediği cümlelere ilişkin, kuvvetler ayrılığının birbirine karışmamasının demokrasinin esaslarından olduğunu vurgulayarak, Meclis Başkanı olarak yürütmenin de içinde bulunmuş olmanın verdiği sıkıntıları bildiğini ve kendisinin yürütmenin değil yasamanın başında olduğunu ifade etti.


Kahraman’ın konuşması üzerine Kılıçdaroğlu tekrar kürsüye çıkarak, “Türkiye’yi seçimle gelenlerin yönetmesini isterim. Seçimle gelen bir yurttaşın yerine vekalet edecek kişinin de seçimle gelmesi lazım. Eğer seçimle gelmiyorsa milli iradenin saygınlığına gölge düşmüş olur. Ancak ve ancak darbe dönemlerinde seçimle gelmeyenler Türkiye’yi yönetmiştir. Seçimle gelmeyenlerin Türkiye’yi yönetmesi 1 gün bile olsa, 1 saat bile olsa, 1 dakika bile olsa, 1 saniye bile olsa bizim kabul edebileceğimiz bir demokratik anlayış değildir, nokta” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara 81 ilde "Çember-15" operasyonu: 2 bin 840 firari yakalandı İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, aranan şahıslara yönelik 81 ilde 4 gündür devam eden "Çember-15" operasyonlarında arama kaydı bulunan 2 bin 840 firarinin yakalandığını açıkladı. Bakan Yerlikaya, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, "Aziz milletimizin bilmesini isterim ki firari suçluların sokaklarımızda gezmelerine asla izin vermeyeceğiz. Ailelerimizin huzurunu kaçırmalarına müsaade etmedik, etmeyeceğiz" ifadelerini kullandı. Paylaşımında yakalanan şahısların kaç yıldır arandığı bilgisini de paylaşan Yerlikaya, 2 bin 797 şahsın son 5 yıldır, 25 şahsın 5 ile 10 yıldır, 18 şahsın 10 yıl ve üzerinde arandığını kaydetti. Yerlikaya, şahısların hangi suçlardan arandığını şöyle ifade etti: "Hırsızlıktan 442 şahıs, dolandırıcılıktan 250 şahıs, yağmadan 103 şahıs, adam öldürmeden 22 şahıs, cinsel suçlardan 67 şahıs, narkotik suçlarından 450 şahıs, terörden 45 şahıs, kaçakçılık ve organize (KOM) 297 şahıs olmak üzere diğer suçlardan yakalananlarla birlikte toplam 2 bin 840 şahıs adalete teslim edildi." Bakan Yerlikaya, İl Jandarma Komutanlıkları, İl Emniyet Müdürlükleri ve Sahil Güvenlik Komutanlığınca 81 il genelinde arama kaydı olanlara yönelik gerçekleştirilen operasyonlarda şahısların yol aramalarında, ev ve iş yerleri baskınlarında, kimlik kontrollerinde yakalanıp adalete teslim edildiğini kaydetti.
Denizli Denizli OSB’den teknik tekstile katkı sunacak seminer Denizli Organize Sanayi Bölge Müdürlüğü ve TMMOB Tekstil Mühendisleri Odası Denizli Şubesi işbirliği ile teknik tekstil alanında katkı sunacak "Carbon Fiber ve Kompozit Tekstillerin Denizli’deki Serüveni" konulu seminer gerçekleştirildi. Tekstil sektörünün geleceği olarak nitelendirilen teknik tekstil alanında önemli adımlar atan Denizli Organize Sanayi Bölge Müdürlüğü ile TMMOB Tekstil Mühendisleri Odası Denizli Şubesi işbirliğinde "Carbon Fiber ve Kompozit Tekstillerin Denizli’deki Serüveni" konulu seminer gerçekleştirildi. Bölge Müdürlüğü Konferans Salonu’nda düzenlenen seminerde yine bölgede yer alan Spinteks firmasının Genel Müdürü Tekstil Mühendisi Yalın Aydın konuşmacı olarak yer aldı. Tekstil Mühendisleri Odası Denizli Şubesi’nin ‘Üyelerimizden Üyelerimize’ başlığı ile başlattığı ve ilkini Denizli OSB ev sahipliğinde gerçekleştirdiği seminere katılım oldukça yoğun olurken, Genel Müdür Aydın firma olarak carbon fiber üzerine hayata geçirdikleri çalışmalardan ve kullanım alanlarından bahsetti. “carbon fiberin kentimizdeki hikayesini anlatacağım” Düzenlenen seminer hakkında bilgiler veren Spinteks Genel Müdürü Tekstil Mühendisi Yalın Aydın; “2002 yılında kurulan firmamız 2010 yılında carbon fiber üzerine çalışmaya başladı. Alanında Türkiye’nin en yüksek kapasitesine ulaşmış, Denizli’deki bir teknik tekstil firmasıyız. Bugünkü seminerimizde de katılımcılarımıza bu hikayeyi anlatacağım. Teknik tekstil ile ilgili yaptığımız çalışmaları, carbon fiberin kentimizdeki hikayesini anlatacağım. Bu kapsamda toplantıyı düzenleyen Tekstil Mühendisleri Odası’na ve ev sahipliğinden dolayı Denizli Organize Sanayi Bölge Müdürlüğümüze çok teşekkür ederim” dedi. “Teknik tekstil konusu çok önemli ve gerekli” Tekstil Mühendisleri Odası Denizli Şube Başkanı Mehmet Kaner ise şunları söyledi: “Göreve geldiğimizden bu yana pek çok sektörel eğitim ve seminerler düzenledik. ‘Üyelerimizden üyelerimize’ başlığıyla başlattığımız seminerlerin ilkini bugün Denizli Organize Sanayi Bölge Müdürlüğümüz ev sahipliğinde gerçekleştiriyoruz. Bu anlamda teşekkürlerimizi sunuyoruz. Üyemiz olan Yalın Bey bugün seminerimizde katılımcılarımızla bilgi ve deneyimlerini paylaşacak. Hem üyelerimiz hem de sektör paydaşlarımız bilgilenmiş olacaklar. Teknik tekstil önü çok açık bir konu. Geleceğin konusu aslında. Yüzyıllardır tekstil sektöründe üretim yapan bir şehirdeyiz. Ancak teknik tekstil konusu çok daha önemli ve gerekli. Bu bağlamda çalışmalar yapan ve başarılı olan örneklerle üyelerimizi ve sektördeki paydaşlarımızı bilgilendirmek bizim için çok kıymetli.” “Teknik tekstil geleceğimiz” Teknik tekstilin önemine vurgu yapan Denizli OSB Yönetim Kurulu Başkanı M. Abdülkadir Uslu da “Tekstilin başkenti olan Denizli’de sektörde faaliyetlerini yürüten firmalarımız artık tekstili teknoloji ve inovasyonla buluşturuyor. Teknik tekstilin geleceğimiz olduğu bilinci ile çalışmalar hızla büyüyor. Bizler de bu kapsamda Bölge Müdürlüğü olarak sanayicilerimize fayda sağlayacak etkinliklere ev sahipliği yapmaya, teknik tekstile geçişte taş üstüne taş koymaya önem veriyoruz” diye konuştu. Seminerin sonunda Tekstil Mühendisleri Odası Denizli Şubesi tarafından katkılarından dolayı Spinteks Genel Müdürü Tekstil Mühendisi Yalın Aydın’a teşekkür plaketi verildi. Katılımcılar ise soru-cevap kısmında merak ettiklerini sorma imkanı buldular.
Malatya ’Hayat Kurtaran Gençlik’ projesinin lansmanı gerçekleştirildi İnönü Üniversitesi Yeni Fikirler Topluluğu, Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA), İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü (AFAD) iş birliği ile “Hayat Kurtaran Gençlik” projesinin lansmanı Turgut Özal Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. Lansman programına İnönü Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İbrahim Türkmen, TÜGVA İl Başkanı Mesut Demir, Sağlık, Kültür ve Spor Daire Başkanı Hakan Tunç, AFAD Malatya Eğitim Şube Müdürü Emrah Altuntaş, Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Mehmet Ulaş, akademik ve idari personel ile öğrenciler katıldı. TÜGVA İl Başkanı Mesut Demir, projenin başlangıç töreninde yaptığı konuşmada, Türkiye’nin son dönemde seller, yangınlar ve afetlerle mücadele ettiğini, devlet ve millet olarak bu afetlerle mücadeleye birlikte giriştiklerini söyledi. TÜGVA Malatya olarak sivil toplum kuruluşu sorumluluğuyla “Gençlerle birlikte neleri daha iyi yapabiliriz, hangi noktada katkı sunabiliriz?” derdiyle yola çıktıklarını belirten Demir, 170 gencin 6 Şubat’taki afette canla başla mücadele ederek birçok insana yardım ettiğini kaydetti. Demir “Kıymetli arkadaşlar, buradan mezun olduğunuzda gittiğiniz illerde bu manada çok ciddi katkı sunacağınızdan şüphemiz yok. Eğitimlerimizin sonunda AFAD İl Müdürlüğümüz sizlere Afet Destek Gönüllüsü Kimlik Kartı’nı takdim edecek. Burada inşallah eğitim öğretim sürecini dolu dolu yaşayarak hep birlikte sonuca ulaşacağız” dedi. Daha sonra konuşan İnönü Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İbrahim Türkmen, Türkiye’nin deprem riskine dikkat çekerek 30 yılda bir büyük bir deprem yaşanma ihtimali olduğunu belirtti. Yaşanan doğal afetlerde nasıl müdahale edilmesi gerektiğine dikkat çeken Türkmen, “Hayat Kurtaran Gençlik Projesi ile gençlerin eğitilmesi ve bilinçlendirilmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı. Prof. Dr. Türkmen, “Özellikle üniversite eğitimi almış gençlerin bu önemli etkinliğe katılarak bilinçlenmesini sağlamak, eğitim almalarını teşvik etmek oldukça kıymetli bir adımdır. Gençlerin katılımını artırmak için desteğe ihtiyaç duymaktadır. Bu sebeple, çevrenizdeki arkadaşlarınızı da bu tür eğitimlere katılmaya teşvik etmeniz büyük önem taşıyor” diyerek sözlerine son verdi. Son olarak konuşan AFAD Malatya Eğitim Şube Müdürü Emrah Altuntaş Türkiye’nin deprem bölgesi olduğunu ve her an yeni bir afetle karşılaşma ihtimalini düşünerek gençleri ve vatandaşları Hayat Kurtaran Gençlik Projesi’yle bilinçlendirmeyi hedeflediklerini vurgulayarak gönüllü sisteminden bahsetti. Altuntaş "E-devlet üzerinden AFAD gönüllü başvurusu yapılabilir. Orada uzaktan eğitimler var. Bu eğitimler ‘Afet riskini anlama azaltma, afet farkındalık, liderlik, kişisel stres yönetimi ve bunun yanı sıra da ipler, düğümler şeklinde 6 tane çevrim içi eğitimi tamamlarsanız temel AFAD gönüllüsü oluyorsunuz. Saha eğitimlerini teorik ve uygulamalı olarak tamamlayarak başarılı olan öğrencilere kimlik kartı çıkartılıyor" diye konuştu. Lansman çekiliş ile son buldu.