GENEL - 22 Eylül 2017 Cuma 16:21

Medyada Türkçenin güzel kullanımına yönelik çalışmalar

A
A
A
Medyada Türkçenin güzel kullanımına yönelik çalışmalar

Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu ile Türk Dil Kurumu öncülüğünde başlatılan 2017 Türk Dili Yılı çalışmaları kapsamında RTÜK, TDK, TRT ve MEB Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğünün proje ortağı olduğu "Radyo ve Televizyonlarda Doğru, Güzel ve Anlaşılır Türkçe Kullanımının Yaygınlaştırılması Projesi" hayata geçirildi.

Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu ile Türk Dil Kurumu öncülüğünde başlatılan 2017 Türk Dili Yılı çalışmaları kapsamında RTÜK, TDK, TRT ve MEB Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğünün proje ortağı olduğu "Radyo ve Televizyonlarda Doğru, Güzel ve Anlaşılır Türkçe Kullanımının Yaygınlaştırılması Projesi" hayata geçirildi.


Cumhurbaşkanlığı himayelerinde Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu ile Türk Dil Kurumu öncülüğünde başlatılan 2017 Türk Dili Yılı çalışmaları sürüyor. Bu kapsamda RTÜK, TDK, TRT ve MEB Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğünün proje ortağı olduğu "Radyo ve Televizyonlarda Doğru, Güzel ve Anlaşılır Türkçe Kullanımının Yaygınlaştırılması Projesi" hayata geçirildi. Proje yayın tarama, değerlendirme ve eğitim bölümlerinden oluşuyor. İlk olarak TDK tarafından radyo ve televizyonlar taranarak Türkçenin durumu tespit edilecek. Sonrasında, taramaların neticesi raporlaştırılarak kamuoyuyla paylaşılacak ve belirlenen meselelerin çözüm yolları üzerinde çalışılacak. Projenin son safhasında ise bölge yayın kuruluşlarına güzel ve doğru konuşma ile sunuculuk eğitimleri verilecek.


Projenin tanıtım toplantısında Başbakan Yardımcısı Fikri Işık, TDK Başkanı Prof. Dr. Mustafa S. Kaçalin, RTÜK Başkanı Prof. Dr. İlhan Yerlikaya, MEB Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürü Ali Rıza Altunel birer konuşma yaptı.



"Dil, millet olmanın, milli birlik ve bütünlüğü sürdürmenin yegane aracıdır"


Başbakan Yardımcısı Fikri Işık konuşmasında, Türkiye’de günlük ortalama televizyon izleme süresinin üç buçuk saati geçtiğini söyledi. Yayınların halkın konuşma biçimini doğrudan etkilediğini ifade eden Işık, Tv’lerde sadece sunucuların, programcıların değil, dil konusunda herkesin hassas olması gerektiğine dikkat çekti. Programlarda dilin özensizce kullanıldığını belirten Işık, dilin yalnızca bir haberleşme aracı olmadığını, aynı zamanda milli birlik ve bütünlüğü sürdürmenin yegane aracı olduğunu kaydetti. Işık, Yahya Kemal’in “Türkçenin çekilmediği yerler vatandır” sözünü de hatırlattı.



"Dilimizi ve kültürümüzü yüksek izlenme oranlarına, reklam gelirlerine kurban etmeyelim"


Başbakan Yardımcısı Işık, projeyle pek çok kurumun bir araya geldiğini ancak radyo ve tv alanlarında çalışanların da desteğine ihtiyaç olduğunu, program ve dizi yapımcılarına, senaristlere, metin yazarlarına vazife düştüğünü, dil ve kültürün yüksek izlenme oranlarına, reklam gelirlerine kurban edilmemesi gerektiğini vurguladı.



"Kurumlarımızla gençlerimiz arasındaki mesafeyi kaldıracağız"


Işık, 2017 Türk Dili Yılı ile Türkçenin son zamanlarda karşılaştığı meselelere dikkat çekmek istediklerini belirterek, Türkçenin doğru kullanımı özendirmek ve yanlış kullanımının önüne geçmek için pek çok yeni uygulama başlatacaklarını, kurumlarla gençlerin arasındaki mesafeyi kaldıracaklarını, Türk Dil Kurumunu sosyal medyada daha aktif hale getireceklerini ifade etti.



"Konunun dil sayfası biraz gözden kaçmış gibi görünmektedir"


Programda konuşma yapan TDK Başkanı Prof. Dr. Mustafa S. Kaçalin, aile ve okuldan sonraki öğrenme vasıtası olarak radyo, tv ve ağın dikkate alınması gerektiğine dikkat çekti. Kaçalin, "Bu vasıtaların müspet taraflarıyla birlikte menfi taraflarının her yaştan izleyici üzerindeki muhtemel olumsuz etkileri incelenmiş; tartışılmış; önlenmesine yönelik tedbirler alınmıştır ancak konunun dil sayfası biraz gözden kaçmış gibi görünmektedir" açıklamasında bulundu.



"Sunucularımız, öğretmenler, bilim adamları, sanatçılar kadar Türkçenin geleceğine dair mesuliyet altındadırlar”


Mesleğini çok sayıda insanın önünde icra edenlerin malzemeleri olan dil konusunda yeterli bilgiye sahip olması gerektiğini belirten Kaçalin, "Sunucularımız; öğretmenler, bilim adamları, sanatçılar kadar Türkçenin geleceğine dair sorumluluk altındadırlar" dedi.


2017 yılının Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu ile Türk Dil Kurumu öncülüğünde Türk Dili Yılı ilan edildiğini ve bu kapsamda farklı kuruluşlarla iş birliği tesis ettiklerini belirten Kaçalin, “Dilimiz Kimliğimizdir” başlığı altında dilimizin bugünü ve geleceğiyle ilgili yeni çalışmalar yapacaklarını söyledi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bartın Her gün bir iftara katılıyor Bartın Belediye Başkanı ve Cumhur İttifakı’nın Belediye Başkan Adayı Hüseyin Fahri Fırıncıoğlu, Ramazan ayına rağmen hız kesmeden seçim çalışmalarını sürdürürken her gün bir iftar davetine katılıyor. Başkan Fırıncıoğlu, iftar öncesi gerçekleştirdiği mahalle ziyaretlerine teravih sonrası da devam ediyor. 31 Mart yerel seçimlerine iki gün kala yoğun bir şekilde çalışmalarını sürdüren Başkan Fırıncıoğlu, Bartın Belediyesi Ulaşım Hizmetleri Müdürlüğü Personellerine, Bartın’da yaşayan Serdaroğlu ve Çevre Köyleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği’ne ve son olarak da öğrenci evine misafir oldu. Programlar sonrası açıklama yapan Başkan Fırıncıoğlu “Ramazan’ın rahmet ve bereketini hemşehrilerimizle birlikte paylaşıyoruz. Belediyemiz Ulaşım Hizmetleri Müdürlüğü Personelimize, Bartın’da yaşayan Serdaroğlu ve Çevre Köyleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği’ne, son olarak da öğrenci kardeşlerimize misafir olduk. Gönül sofralarında bizlere yer açan, birlik ve beraberliğin en güzel göstergesini sundukları için hemşehrilerimizle teşekkür ediyorum” dedi. ’’Var gücümüzle çalışmaya devam ediyoruz’’ İftar öncesinde seçim gezilerini sürdüren Bartın Belediye Başkanı Hüseyin Fahri Fırıncıoğlu, teravih namazı sonrasında ise Çaydüzü, Gecen ve Cumhuriyet Mahallelerinde vatandaşlarla bir araya geldi. yapılması planlanan vizyon projelerinden bahseden Başkan Fırıncıoğlu, talep ve önerileri dinledi. Değerli fikirleri için vatandaşlara teşekkür eden Başkan Fırıncıoğlu, “Teravih Namazı sonrası Çaydüzü, Gecen ve Cumhuriyet Mahallelerinde vatandaşlarımızla bir araya geldik. Yapılması planlan vizyon projelerimizden bahsettik. Vatandaşlarımızın görüş ve önerilerini dinledik. Bartın’ımız için var gücümüzle çalışmaya devam ediyoruz. Gönüllerini bizlere açan, destek ve dualarıyla yanımızda olan tüm hemşehrilerime teşekkür ediyorum” diye konuştu.
İstanbul Martı TAG davası 19 Temmuz’a ertelendi Martı TAG ile İstanbul Taksiciler Esnaf Odası arasında görülen dava 19 Temmuz’a ertelendi. Duruşma sonrası Martı TAG Kurucusu Oğuz Alper Öktem, ‘‘Martı TAG uygulamamız aynen devam etmektedir, erişim engeli söz konusu değil. İstanbul’un en büyük ulaşım camiasıyız, davamızı kazanacağız’’ dedi. İstanbul Taksiciler Esnaf Odası ile Martı TAG arasında görülen davanın 5’inci duruşması bugün Çağlayan Adliyesi’nde gerçekleşti. İstanbul Taksiciler Esnaf Odası’nın, Martı TAG’a karşı açtığı haksız rekabet davası 19 Temmuz’a ertelendi. Duruşmada gizlilik kararı olduğu için basın mensupları alınmadı. Adliye önünde binlerce Martı TAG kullanıcısı destek için bir araya geldi. Duruşma sonrası Martı TAG kurucusu Oğuz Alper Öktem bekleyen kalabalık ile bir araya gelerek basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Oğuz Alper Öktem, ‘‘Uygulamalarımıza erişim engeli yok, İstanbul’un en büyük ulaşım camiasıyız davamızı kazanacağız’’ dedi. Martı TAG kurucusu Oğuz Alper Öktem, ‘‘Uygulamamız aynen devam etmektedir, karşı tarafın iddia ettiği gibi erişim engeli kararı yoktur. Davamızın 6’ıncı duruşması 19 Temmuz’a ertelendi. Temmuz ayında hakkımızı savunmak için yine burada olacağız. Biz bu yola çıktık bu yoldan dönmeyiz.130 bin TAG sürücüsü bu işten ekmek yiyor. Dünyanın 151 ülkesinde olan bu sistemin Türkiye’de olması gerekiyor’’ dedi. Oğuz Alper Öktem konuşmasını şu şekilde sürdürdü: ‘‘Dünyanın en güzel şehri İstanbul’u rezil eden taksiciler odasını yeneceğiz. 130 bin sürücümüz ve aileleriyle birlikte toplam 500 bin kişilik İstanbul’un en büyük ulaşım camiamızı herkes kabul etti. Bu mesele ticaretten paradan daha büyüktür. Biz burada bu şehrin insanları için savaşıyoruz, kazanacağız.’’
Antalya Fatih Erbakan: "İstanbul adayımızı çekmeye hazırız" Antalya’da partisinin mitinde konuşan Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, İstanbul’da adaylarını çekmesi karşılığında 3 şartını tekrarladı. Erbakan, “Biz milli görüş olarak hiçbir yerde birisine kazandırmak ya da kaybettirmek için seçime girmiyoruz. İktidar şimdi ilan etsin desin ki ben İsrail’le ticareti sonlandırdım, ikincisi İsrail’i İran füzelerine karşı korumak üzere Malatya Kürecik’te kurulan radar üssünü kapatıyorum. Üçüncüsü emekli maaşlarını 10 bin liradan 20 bin liraya çıkardığını açıklasın, biz bugün İstanbul adayımızı çekmeye hazırız. Hodri meydan diyoruz” dedi. 31 Mart seçimlerine yaklaşırken Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, Antalya’nın Serik ilçesinde Çınar Altı Meydanı’nda partisi tarafından düzenlenen mitinge katılarak seçmene hitap etti. Konuşmasına sabah erken saatlerde düzenlenen mitinge katılanlara teşekkür ederek başlayan Fatih Erbakan, adaylarının geri çekilmesini isteyenlere karşı dün Hatay’da sunduğu şartları hatırlattı. Erbakan, konuşmasında şu sözlere yer verdi: “Dün de Hatay’da bulunduk. Oradan meşhur trollere seslendik. Gece gündüz, ‘Yeniden Refah birilerine kazandıracak, onun için adayını çeksin. İstanbul’da da çeksin’ diyorlar. Biz Milli Görüş olarak hiçbir yerde birisine kazandırmak ya da kaybettirmek için seçime girmiyoruz. İstanbul’da ahlaklı belediyeciliği başlatmak için seçimlere giriyoruz. Heykelci ve rantçı belediyecilikten Sultan Fatih’in şehrini koruyarak ahlaklı belediyecilik dönemini başlatmak istiyoruz. Merhum Erbakan hocamızın 42 yıllık siyasi hayatında herhangi bir yerde bir başka partinin adayı kazansın diye adayını çektiğini gördünüz mu? Böyle bir şey mümkün mü? Hatta Erbakan hocamız diyordu ki ’Bir beldede bir şehirde iki tane milli görüşçü varsa birisi aday olacak diğeri de ona oy verecek. Yine de Milli Görüş orada seçime girecek’ diyordu. Bu gerçekler ortada iken ileri geri konuşuyorlar” dedi. “Maaşını iktidardan alan gazeteci kılığına girmiş troller buradan size sesleniyoruz” Serik’ten trollere seslendiğini belirten Erbakan, “Maaşını iktidardan alan gazeteci kılığına girmiş troller buradan size sesleniyoruz. İktidar şimdi ilan etsin desin ki ben İsrail’le ticareti sonlandırdım, ikincisi İsrail’i İran füzelerine karşı korumak üzere Malatya Kürecik’te kurulan radar üssünü kapatıyorum. Üçüncüsü emekli maaşlarını 10 bin liradan 20 bin liraya çıkardığını açıklasın, biz bugün İstanbul adayımızı çekmeye hazırız. Hodri meydan diyoruz. Gizli anlaşmalar yaptı, paralar aldı, bir suru deli saçması iddiada bulunuyorsunuz, biz bu kadar açık yürekli samimi bir şekilde çağrıda bulunuyoruz. Biz İstanbul adayımızı 3 şart yerine geldiği zaman çekeceğiz. Buradan ilan ediyoruz” sözlerine yer verdi. “Türkiye geneli üye sayısı 516 bin 800 oldu” Parti olarak güçlenmeye devam ettiklerini belirten Erbakan, “Arkadaşlarım mesaj yoluyla üye sayılarını belirtti. Partimizin Türkiye geneli üye sayısı 516 bin 800 oldu. Biz bu üye sayısı ile MHP ve İYİ Parti’yi geride bırakarak üçüncü parti olduk. Seçimden sonra 1 milyon hedefine ulaşacağız. CHP’yi de geçeceğiz. 2028’de iktidar olacak. Milli Görüş ekonomi modeline kavuşabilmek için vatandaşlarımıza partimize koşuyorlar. Milletimiz rantçı belediyecilikten bıktı. Milletin derdi ile dertlenmek yerine kendi makam aracının modelinin peşinden koşan, makam odasının mobilyalarını değiştirmek ile uğraşan, 3 liralık işleri 10 liraya yaptıran rantçı belediyecilik. Diğer tarafta ise heykelci belediyecilik, rüşvet ve israf, iltimas ve adam kayırma orada da var. Bir de milletin asıl dertleri çözülmemişken, şehrin sorunları çözüm beklerken, gidip her köşeye milyonlarca liraya heykel dikiyorlar. Bu heykelci ve rantçı belediyeciliği sandığa gömeceğiz” dedi. Belediyelerin ağzına kadar borca girdiğine dikkat çeken Erbakan bu borcun ilçelerde 100 milyon, illerde 1 milyardan, büyükşehirlerde 10 milyara kadar çıktığını belirtti. Belediyelerin toplam borcunun 250 milyara çıktığını ifade etti.