GENEL - 12 Kasım 2018 Pazartesi 16:28

Memur-Sen Genel Başkan Yardımcısı Esen: "Hak mücadelesi veren bir hareketiz"

A
A
A
Memur-Sen Genel Başkan Yardımcısı Esen: "Hak mücadelesi veren bir hareketiz"

Memur-Sen’e bağlı Eğitim-Bir-Sen Mardin Şubesinin Olağan Kongresinde konuşan Memur-Sen Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Emin Esen, "Yerelden başlayıp küresel ölçeğe yaydığımız politikaları daha da derinleştirmek için kısır söylemlerden, çokluk gururundan kurtulup, tıpkı ilk günkü gibi tevazu ile hak bilincimizle hareket etmek durumundayız.

Memur-Sen’e bağlı Eğitim-Bir-Sen Mardin Şubesinin Olağan Kongresinde konuşan Memur-Sen Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Emin Esen, "Yerelden başlayıp küresel ölçeğe yaydığımız politikaları daha da derinleştirmek için kısır söylemlerden, çokluk gururundan kurtulup, tıpkı ilk günkü gibi tevazu ile hak bilincimizle hareket etmek durumundayız. Biz, hak mücadelesi veren, emeği önceleyen ve adil paylaşımı talep eden bir örgütüz. Bu yüzden daha yürünecek çok yolumuz, aşılacak çok engelimiz var" dedi.


Memur-Sen Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Emin Esen, Memur-Sen’e bağlı Eğitim-Bir-Sen Mardin Şubesi’nin Olağan Kongresi’nde divan başkanlığı yaptı. Tek liste olarak gidilen seçimde Eyüp Değer, güven tazeledi.


"Memur-Sen, çeyrek asrı aşan tarihiyle, yeni bir anlayışın, yeni bir paradigmanın sendikal hayattaki karşılığıdır" diyen Memur-Sen Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Emin Esen, "Çatışmacı, çözümsüzlüğe odaklı ve çözümsüzlükten beslenen sendikal anlayışa karşı çözüm odaklı, milletin inancıyla ve dini değerlerle çatışan anlayışlara karşı inanç ve medeniyet değerlerimizle uyumlu, milletin yararını esas alan özgün ve özgür bir sendikacılığın temsilcisidir" diye konuştu.


Çeyrek asırlık bir tarihi geride bıraktıklarını vurgulayan Mehmet Emin Esen, "Geride bırakılan bu tarih, vesayetle, darbelerle, baskılarla mücadele tarihidir. Millete yabancı resmi ideolojiyle her düzeyde ve zeminde bir hesaplaşmanın tarihidir. Kalemle, sözle, duruşla ve gerektiğinde sahada canı pahasına verilmiş bir mücadelenin tarihidir. Eski Türkiye’nin yerine yepyeni bir Türkiye kurma çabalarının tarihidir. Sendikacılığa çağ atlatan tarihtir" ifadelerini kullandı.



"28 Şubatın zemheri soğuğunu yaza çevirdik"


Memur-Sen’in, dik duran kadrolarıyla üyeye, ülkeye, yerküreye karşı sorumluluklarını bihakkın yerine getirdiğini belirten Esen, "Tarihi yürüyüşünü her menzilde kazanımlarla, üretimlerle, övünçlerle taçlandırmaktadır. Gözbebeğimiz, Eğitim-Bir-Sen’imiz, alanında lider bir sendikadır, lider kadroların sendikasıdır. Eğitim-Bir-Sen’imiz Büyük Memur-Sen ailesinin omurgasıdır, kalbidir. Hep birlikte gün geldi 28 Şubat’ın zemheri soğuğunu yaza çevirdik. Gün geldi darbecilerle, 28 Şubat, 27 Nisan ve 15 Temmuz’la omuz omuz mücadele ettik, mahkemelerde hesaplaştık, sahada özgürlüğün kavgasını verdik" diye konuştu.


Esen sözlerini şu şekilde sürdürdü: "Emek örgütleri olarak sadece emeğin ve alın terinin değerini yükseltmek ve hakkını savunmakla mükellef değiliz. Aynı zamanda milletin, ümmetin ve insanlık için barış, huzur, adaletle kurulu bir dünyanın inşası için mücadele etmekle de mükellefiz. Gerek Türkiye’de gerekse de bütün dünyada olan bitenlere gözümüzü kapatmadık, kapatmıyoruz. Suriye, Haiti, Kobani, Bayırbucak, Doğu Türkistan, Filistin ve daha nicesi bizim ilgi alanımızda, destek hattımızda oldular hep. Irkçı mezhepçi çevrelerin faşist saldırılarına maruz kalan üç buçuk milyon Suriyeli muhacirle kardeşliğin teminatı olduk. Gerek Eğitim-Bir-Sen ve gerekse de Memur-Sen olarak tecrübe ve birikimlerimizi yeni bir dünya mümkün diyerek bütün dünyayla paylaştık. 5 kıtaya gittik. Yüzlerce ülke sendikasını Türkiye’de konuk ettik. Yetiştirdiğimiz onlarca uzman sendikacı üzerinden kardeşlik ve dayanışma köprüleri kurduk. Uluslararası sempozyumlar, forumlar ve programlarla küresel çapta buluşmalar ve tecrübe paylaşımları gerçekleştirdik. Başımızı hep dik ve çıtayı hep yukarıda tuttuk. Bu bizim vizyonumuzu ve misyonumuzu gösteriyor."


Birle yola çıkıp milyonların aşıldığını, şimdi yeni sorumluluklarla kuşanıldığını aktaran Esen, "Her yeni durum yeni tedbirler, yeni politikalar gerektirir. Bütün bu politikaları geliştirmek için de geçmişe dair muhasebe, geleceğe dair öngörü becerisi geliştirmeliyiz. Zaman zaman eski tartışmaların ısıtılıp önümüze konulduğuna şahit oluyoruz. Bizim için en tehlikeli konulardan biri budur. Biz artık belirlenen değil belirleyen bir örgütüz. Dolayısıyla sorumluluğumuz da bu noktada yoğunlaşıyor. Fakat bazı yerlerde bazı tartışmalara şahit oluyoruz. Maalesef inancımıza örfümüze geleneğimize uymayan ’çokluk gururu’ bizi bir kısır döngünün içine çekiyor. Oysa az önce dediğim gibi her yeni durum yeni tedbirler gerektirir. Onun için yerelden başlayıp küresel ölçeğe yaydığımız politikaları daha da derinleştirmek için kısır söylemlerden, çokluk gururundan kurtulup, tıpkı ilk günkü gibi tevazu ile hak bilincimizle, hareket etmek durumundayız. Çokluk gururu bizi körleştirir. En yakınımızı dahi göremeyiz bu yüzden. Biz çok değiliz, biz hak mücadelesi veren, emeği önceleyen ve dahi bir yönüyle hak mücadelesi verirken bir yönüyle de adil paylaşımı talep eden bir örgütüz. Bu yüzden daha yürünecek çok yolumuz, aşılacak çok engelimiz var. Onun için birbirimize daha fazla sarılmalıyız, daha fazla farklı fikirlere açık olmalıyız. Belki farkındayız, belki de değiliz, ama yeni bir dünya kuruluyor. Biz bu dünyanın neresinde olacağız, bir düşünün" diye konuştu.


Esen, sendikaların şube seçimlerine ilişkin ise, "81 ilimizde, kazananı her zaman millet, teşkilatlarımız ve kamu görevlileri olan kongrelerimiz yapılıyor. İşte bu kongreler aynı zamanda bir muhasebe dönemleridir. Biz gerek fert fert gerekse örgütümüz bakımından bu kurulan yeni dünyada nasıl politikalar geliştireceğiz ve bu geliştirdiğimiz politikaları yerelde ve genelde kimler uygulayacak sorularının cevaplarını arıyoruz. Bu kongreleri böyle değerlendirelim. Şunu da hatırlatmak isterim ki; bu makamlar kişisel ikbal için değil milletin istikbali için bizlere emanet edilmektedir. Bu binalar, arabalar, mali imkanların tümü emanettir ve gözümüz gibi korumakla mükellefiz. Şeffaf, hesap verilebilir bir şekilde çalışmamız gerekmektedir. Sorumluluğu devreden arkadaşlarımıza teşekkürlerimizi, devralan ve devam eden arkadaşlarımıza ’hayırlı olsun’ dileklerimizi sunuyorum" ifadelerine yer verdi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aksaray Ruhsatsız tabanca ile yakalandı, “Taşımıyorum bozuk” diyerek tüfek ruhsatı gösterdi Aksaray’da ruhsatsız tabanca ile yakalanmasına rağmen önce “Taşımıyorum” deyip inkar eden, sonra da “Bozuk” diyen sürücü bir de “Ruhsatım var” diyerek tabanca yerine tüfek ruhsatı gösterdi. Olay Gülağaç Yolu Kireçlik Mevkiinde yaşandı. Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde gece yarısı bekçilerin de katıldığı asayiş ve trafik uygulaması yapan İl Emniyet Müdürlüğü asayiş ile trafik şubesi ekipleri şüphe üzerine Gülağaç ilçesinden Aksaray merkez istikametine seyreden Ali B. (38) idaresindeki 51 ACV 230 plakalı otomobile "dur" ihtarında bulundu. Sürücüsü ehliyet ve ruhsat kontrolünden geçirildikten sonra araçta arama yapan bekçiler araç içerisine gizlenmiş bir adet tabanca buldu. Kullandığı araçta tabancayla birlikte yakalanmasına rağmen “Taşımıyorum” diyen sürücü Ali B. daha sonra tabancanın bozuk olduğunu belirterek işlem yapılmasından kaçmak istedi. 2 ayrı bahanesiyle başarılı olamayan sürücü bu kez de “Ruhsatım var” diyerek yakalattığı tabanca yerine tüfek ruhsatı gösterdi. 3 ayrı bahanesiyle işlemden kaçamayan sürücü son olarak tabancayı kabullenerek “Benim, tamir için taşıyorum” dedi. Tabancaya bekçiler tarafından dolu boş kontrolü yapıldıktan sonra el konulurken ruhsatsız tabanca taşımaktan gözaltına alınan sürücü adli işlemler için polis merkezine götürüldü.