POLİTİKA - 22 Eylül 2018 Cumartesi 18:16

MHP’li Fethi Yıldız MHP’nin af teklifini açıkladı

A
A
A
MHP’li Fethi Yıldız MHP’nin af teklifini açıkladı

MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız, MHP’nin af teklifine ilişkin, "19 Mayıs 2018 tarihinden sonra işlenen suçlar bu sebeple kapsam dışı bırakılmıştır.

MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız, MHP’nin af teklifine ilişkin, "19 Mayıs 2018 tarihinden sonra işlenen suçlar bu sebeple kapsam dışı bırakılmıştır. Devlete karşı suçlar, hükümete karşı suçlar, milli savunmaya karşı suçlar, adam öldürme suçları ve cinsel suçlar yani çocuklara karşı yapılan cinsel suçlar, orman kanuna ait suçlar, 3713 sayılı terörle mücadele kanundaki suçlar veya Atatürk aleyhine işlenen suçlar kapsam dışıdır" dedi.


MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında MHP’nin af teklifinin detaylarını açıkladı. Hazırladıkları kanun teklifinin amaçlarından birinin FETÖ mensubu hakim ve savcıların geçmişte adalet mekanizması ve adalet duygusunda açtığı yaraların onarılması olduğunu vurgulayan Yıldız, “Hain FETÖ örgütünün adalet sistemimiz içerisinde yapmış olduğu kadrolaşmanın sağladığı avantajla siyasi, ideolojik ve ekonomik olarak hasım gördüğü kişileri hukuk görünümlü hukuk dışı yöntemlerle tasfiye, cezalandırma veya yok etme yollarına başvurduğu bilinen bir hakikattir. Örgüt binlerce kişiyi haksız yere cezalandırmış ve telafisi mümkün olmayan mağduriyetlere sebep olmuştur. Bu hukuksuz uygulamanın tamamına Türk toplumu tanıktır. Örgütün hukuk sistemini kullanarak gerçekleştirdiği haksızlıklar, mağduriyetler yargılamanın yenilenmesi ve diğer kanun yollarıyla giderilmesi hukuken çoğu kez mümkün olmamaktadır. Yapılan hukuka aykırı işlemler sonucu verilen kararlarla son yıllarda ülkemizde tutuklu hükümlü sayısında çok ciddi artışlar meydana gelmiştir” ifadelerini kullandı.


"Toplam 253 bin 535 kişi bulunmaktadır"


Cezaevlerinin hükümlü ve tutukluların ıslah edilerek topluma yeniden kazandırılmasını sağlayan kurumlar olduğunu belirten Yıldız, “Ancak cezaevlerindeki fiziki koşullar oldukça yetersizdir. Günümüzde cezaevlerinin suçluyu ıslah etme ve topluma yeniden kazandırma işlevini hızla kaybettiği görülmektedir. Cezaevlerindeki doluluk, burada bulunan insanların insan haklarına aykırı şartlarda bulunmasına sebep olmaktadır. Cezaevlerinde tutuklu ve hükümlüler yetersizlik sebebiyle nöbetleşe uyumaktadır. Bugün itibariyle ülkemizde bulunan 449 cezaevinin kapasitesi 211 bin 274’tür. Ceza evlerimizde dün itibariyle 194 bin 404 hükümlü 59 bin 131 tutuklu olmak üzere toplam 253 bin 535 kişi bulunmaktadır. Cezaevi şartlarında insanların sağlığı bozulduğu gibi insan onur ve haysiyetiyle yaşamak zorlaşmıştır. Fiziki yetersizlikler sosyal barışı tehdit edecek nitelikte olup provokasyonlara açık haldedir” değerlendirmesinde bulundu.


“Düzenlemeden faydalanacak tutuklu hükümlü sayısı 162 bin 989 kişidir”


Yıldız, konuşmasına şöyle devam etti:


“Yasama organının ceza hukuku ile tamamlayıcısı olan infaz hukuku alanında bazı fiillerin suç olarak tanımlanması veya suç olmaktan çıkarılması cezalarını yerine getirme koşullarının belirlenmesi konularında kamu yararı gözetilerek düzenlemeler yapma takdir hak ve yetkisi bulunmaktadır. Ancak kullanılan bu yetkinin anayasa, evrensel hukuk kuralları ve ülkemizin taraf olduğu sözleşmelerle uyumlu olma esası şarttır. Cezaevleri ve infaz hukuku ile ilgili yeni bir düzenleme yapma, af çıkarma bu sorunu çözme adına oluşan fikir ve söylemler 2018 yılının Mayıs ayı ortalarında toplumun tamamı tarafından dile getirilmiştir. Bu itibarla Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Samsun’a çıkışı ve milli hareketi başlatma tarihi olan 19 Mayıs günü esas alınmıştır. 19 Mayıs 2018 tarihinden sonra işlenen suçlar bu sebeple kapsam dışı bırakılmıştır. Bu düzenleme anayasanın başlangıç maddesinde yazılı olduğu gibi hiçbir faaliyet, Türk milli menfaatlerinin, Türk varlığının devleti ülkesiyle bölünmezliği esasının Türklüğün tarihi ve manevi değerlerinin karşısında koruma göremez düsturunu esas almıştır. Adalet sistemimiz içinde oluşan haksızlık ve mağduriyetlerin kısmen de olsa giderilmesi ile hükümlü ve tutukluların topluma yeniden kazandırılması toplumsal barış ve uzlaşmayı sağlamak amacıyla ve anayasanın 10. maddesinde düzenlenen eşitlik ilkesi gereği, hukuksal durumları aynı olan kişilerin yasalar karşısında aynı işleme bağlı tutulması gözetilerek, belli suçlara ilişkin olarak tabi oldukları infaz hükümlerine göre çekilmesi gereken cezalardan indirim yapılması uygun görülmüştür. Teklifimiz yasalaşırsa Türkiye Büyük Millet Meclisinde kabul görürse bu düzenlemeden faydalanacak tutukluk hükümlü sayısı 162 bin 989 kişidir. Bu düzenlemeyle bu kadar kişinin hukuksal durumunda önemli bir değişiklik olacaktır.”


5 yıl indirim şartı


Düzenlemiş oldukları kanun teklifinin 1. maddesinin amaç kısmını okuyan Yıldız, “Bu kanunun amacı 19 Mayıs 2018 tarihi dahil olmak üzere bu tarihten önce işlenen kanun dahil tutulanlar hariç 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu ve 765 sayılı eski Türk Ceza Kanunu ile özel kanunlardaki suçlar bakımından tabi oldukları infaz hükümlerine göre çekilmesi gereken toplam ceza sürelerinden şartlı indirim yapılması ve bunun sonucu olarak infazı gereken cezası kalmayan hükümlü ve tutukluların salıverilmesidir. 2. Madde olarak kapsam maddemiz de kanun kapsamındaki suçlardan dolayı hükümlü veya tutuklu olanların kesinleşmiş hükümlerde hükmolunan cezaların toplamından tabi oldukları infaz hükümlerine göre çekilmesi gereken cezadan bir defaya mahsus olmak üzere 5 yıl indirilir. İndirim yapıldıktan sonra infazı gereken ceza kalmaması durumunda hükümlü salıverilir. Sanık ve şüphelinin tutukluluk durumuna gelince istinaf ve temyiz kanun yolunda ilk derece mahkemesi ile İstinaf ceza dairesinde hükmolunan cezaların toplam süresi, koğuşta kovuşturma evresinde ise iddianame ya da görevsizlik kararı ve sanığın işlediği iddia olunan suç ve suçlara ilişkin sevk maddelerindeki cezanın alt sınırı, soruşturma evresinde şüphelinin üzerine atılı suç ve suçların kanun maddesindeki cezanın alt sınırı göz önüne alınarak tabi oldukları infaz hükümlerine göre çekmeleri gereken toplam ceza süresinden bir defaya mahsus olmak üzere 5 yıl indirim yapılmak suretiyle değerlendirilir. Bu bir defaya mahsus 5 yıl indirim yapılmasının tekrar edilmesinin sebebi şudur; bildiğiniz gibi cezaevlerimizde hem hükümlüler hem tutuklular vardır. Bir de davası açılmak üzere olan insanlar vardır sanıklar vardır. Bunun için bu ayrıntıyı tekrarlamak zorundayız. Pazartesi günü kanun teklifimizi Türkiye Büyük Millet Başkanlığına sunacağız. Cezaların alt sınırının belirlenmesinde Türk Ceza Kanununun 61. maddesindeki ölçütler esas alınarak ve 61. maddenin 5. fıkrası uyarınca, teşebbüs, iştirak, zincirleme suç, haksız tahrik, yaş küçüklüğü, akıl hastalığı ve cezadan indirim yapılmasını gerektiren diğer şahsi sebepler göz önünde bulundurulur. Ceza indiriminin geri alınmasına gelince 5. Maddemiz, 2. Madde hükümleri uyarınca salıverilen hükümlülerin tahliye tarihine kadar hapis cezasını gerektiren kasıtlı bir suç işlemeleri ve bu hapis cezasının kesinleşmesi halinde yapılan indirim geri alınarak cezaların infazına başlanır” açıklamasında bulundu.


Kanun kapsamının dışındaki suçlar


Bu düzenlemede bazı suçların kanun kapsamının dışında tutulduğunu kaydeden Yıldız, şöyle konuştu:


“Bunların genel ismi ile istisnalar kanunun istisnaları diyoruz. 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 76. maddesindeki soykırım, 77. maddesindeki insanlığa karşı suçlar, 78. maddedeki örgüt, 81. maddedeki kasten öldürme, 82. maddedeki kasten öldürmenin nitelikli halleri, 90. maddedeki insan üzerinde deney, 91. maddedeki organ ve doku ticareti, 94. maddedeki işkence, 95. maddedeki neticesi sebebiyle ağırlaşmış işkence, 96. maddedeki eziyet, 102. maddedeki cinsel saldırı, 103. maddedeki çocukların cinsel istismarı, 104. maddedeki reşit olmayanla cinsel ilişki, 105. maddedeki cinsel taciz, 302. maddedeki devletin birliği ve ülkenin bütünlüğünü bozma fiili, 303. maddedeki düşmanla işbirliği yapmak, 304’teki devlete karşı savaşa tahrik, 305. maddede düzenlenen temel milli yararlara karşı faaliyette bulunma ve bunun için yarar sağlama, 306. maddedeki yabancı devlet aleyhine asker toplama, 307. maddedeki askerleri tesisleri tahrip, 308. maddede düşman devlette maddi ve mali yardım, 309. madde anayasayı ihlal, 310. maddedeki Cumhurbaşkanına suikast ve fiili saldırı, 311. maddedeki yasama organına karşı suç, 312. maddedeki hükümete karşı suç, 313. maddedeki Türkiye Cumhuriyeti Hükümetine karşı silahlı isyan, 314. maddedeki silahlı örgüt, 315. maddedeki silah sağlama, 316. maddedeki suç için anlaşma, 317. madde askeri komutanlıkların gaspı, 318. maddedeki halkı askerlikten soğutma, 319. maddedeki askerleri itaatsizliğe teşvik, 320. maddedeki yabancı hizmetine asker yazma ve yazılma, 321. maddedeki savaş zamanında emirlere uymama,322. maddesi savaş zamanında yükümlülükleri yerine getirmeme, 323. madde savaşta yalan haber yapma, 324. maddede seferberlikle ilgili görev ihmali. 325. maddedeki ‘düşmandan unvan ve benzeri payeler kabulü, 326. maddedeki devletin güvenliğine ilişkin belgeler, 327. maddedeki devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etme, 328. maddedeki siyasal veya askeri casusluk, 329’da düzenlenen devletin güvenliğine ve Siyasal Yararlarına İlişkin Bilgileri Açıklama, 330. maddesindeki "Gizli Kalması Gereken Bilgileri Açıklama" , 331. maddesindeki "uluslararası casusluk", 322. maddesindeki "askeri yasak bölgelere girme", 333. maddesindeki "devlet sırlarından yararlanma, devlet hizmetlerinde sadakatsizlik”, 334. maddesindeki "yasaklanan bilgileri temin", 335. maddesindeki "yasaklanan bilgilerin casusluk maksadıyla temini", 336. maddesindeki "yasaklanan bilgileri açıklama”, 337. maddesindeki "yasaklanan bilgilerin siyasal veya askeri casusluk maksadıyla açıklama", 338. maddesindeki "taksir sonucu casusluk fiillerinin işlenmesi”, 339. maddesindeki "devlet güvenliği ile ilgili belgeleri elinde bulundurma” suçları ile bu suçların 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’ndaki karşılığı olan suçlar ile 3713 sayılı terörle mücadele kanunu kapsamındaki suçlar, 5816 sayılı Atatürk aleyhine işlenen suçlar hakkındaki kanun ve 6831 sayılı orman kanundaki suçlar kanun teklifimizin kapsamı dışındadır.”


5 yıl indirim konusunda örnek veren Yıldız, “Eski Türk Ceza Kanununun 448. maddesi kasten adam öldürme fiilini düzenler. Cezası herkesin bildiği gibi 24 yıldı. Bu ceza 24 yıl hükümlüye tamamı çektirilmez. Ancak eski yasamızda 3’te 1, 3’te 2’sini yatıp 3’te 1 müddette şartlı olarak tahliye edilirdi. Yani 24 yıllı 3’e bölersek 16 yılını cezaevinde geçirecek, 8 yılını şartlı olarak tahliye edilip dışarıda geçirecek topluma uyum yapılacak. Eğer bu 8 yıl içerisinde herhangi bir suç işlerse kamuoyunun bildiği halk tabiriyle infazı yanardı. Burada çekmesi gereken ceza örnekteki gibi 16 yıldı. 16 yıldan 5 yıl düşürülecek. Cezaevindeki kalacağı süreden 5 yıl şartlı indirim yapılacak. Cezanın tamamının dolduğu güne kadar herhangi bir suç işlemesi halinde indirim geri alınacak ve toplam cezasıyla yeni suçla birlikte cezası infaz edilecek” diye konuştu.


"Atatürk aleyhine işlenen suçlar kapsam dışıdır”


Yıldız, “Devlete karşı suçlar, hükümete karşı suçlar, milli savunmaya karşı suçlar, adam öldürme suçları ve cinsel suçlar yani çocuklara karşı yapılan cinsel suçlar, orman kanuna ait suçlar, 3713 sayılı terörle mücadele kanundaki suçlar veya Atatürk aleyhine işlenen suçlar kapsam dışıdır” dedi.


"Bizim teklifimiz için nitelikli çoğunluk gerekmez”


AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik’in af teklifi konusundaki açıklamasının sorulması üzerine Yıldız, "AK Parti’nin Sözcüsü bizim teklifimizi henüz görmedi. Pazartesi günü kanun teklifimizi verdiğimizde diğer partilerle birlikte paylaşırlar. Bunu değerlendirip bizim bu düzenlememize sıcak bakarlarsa elbette bu kanunun Türkiye Büyük Millet Meclisinden kabulü gerçekleşir. Anayasamızın 87. maddesiyle Türkiye Büyük Millet Meclisinin görev ve yetkileri belirlenir. Burada 87. maddede genel af ya da özel çıkarılması için mecliste bulunan milletvekili sayısının 5’te 3’ünün kabulü gerekir. 600 milletvekili olduğuna göre bugün için özel af ve genel affın çıkması 360 milletvekilinin kabul oyuna bağlıdır. Ancak bizim hazırladığımız teklif ne özel ne genel aftır şartlı salıvermeye benzer yeni bir müessesedir. Bunun içinde kanunun kabulü için bize göre şimdiye kadar 1966 yılından beri Anayasa Mahkemesinin kararları tek tek gözden geçirilmiştir. Bu konuda çeşitli çelişkili kararlarda vardır. Ancak bizim teklifimiz için nitelikli çoğunluk gerekmez” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri Talas’ta 23 Nisan coşkusu alanlardan taştı Talas Belediyesi, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını çocuklara özel düzenlenen etkinliklerle kutladı. Şiirler okuyup birbirinden özel oyunlarla eğlenen çocukların sevinci görülmeye değerdi. Talas Belediyesi yine çocuklara farklı bir bayram coşkusu yaşattı. Yamaç Paraşütü İniş Alanında, Talas Belediyesi ve Talas Kaymakamlığı tarafından ortaklaşa yapılan etkinlikte birbirinden eğlenceli aktivitelerle hem çocuklar hem de büyükler keyifli bir bayram geçirdi. Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı okunmasının ardından başlayan törende konuşan İlçe Milli Eğitim Müdürü Mustafa Elmalı, şanlı tarihin en önemli kazanımlarından ve dönem noktalarından birisi olan TBMM’nin açılışının 104. yılını kutlamanın onuru ve heyecanını yaşadıklarını söyledi. Daha sonra kürsüye gelen Talas Belediye Başkanı Mustafa Yalçın, sözlerine “23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramının gerçek sahibi sevgili çocuklar gününüz kutlu olsun.” diyerek başladı. “Çocuklarımıza güveniyoruz” Başkan Yalçın, “Cumhuriyetimizin 100. yılını kutladığımız günlerde ikinci yüzyıla devrederken görevi devralan çocuklar olarak burada hepimiz cıvıl cıvıl bir aradayız. Biz size güveniyoruz. Ülkemiz sizin sayenizde çok daha güzel günlere kavuşacak. Atatürk’ün dediği muasır medeniyetler seviyesine ulaşmasında el büyük emeği sizlerin sağlayacağınızdan eminiz.” dedi. Talas Kaymakamı Yaşar Dönmez de, öğrencilere seslenerek, “Bugün ülkemizi bizler yönetiyoruz. Yarın sizler büyüdüğünüzde bizlerin yerinde olacaksınız. O nedenle kendinizi iyi bir şekilde donanımlı olarak yetiştirin.” ifadelerini kullandı. Vatandaşlardan Başkan Yalçın’a teşekkür Çocuklar bayramdan mutlu olduklarını söylerken, büyükleri de hazırlanan program nedeniyle Talas Belediye Başkanı Mustafa Yalçın’a teşekkür etti. Konuşmaların ardından miniklerin ve küçüklerin hazırladığı birbirinden özel gösteriler ile okunan milli ve manevi duygularla dolu şiirlerle bayram coşkuyla kutlandı. Program yapılan yarışmalarda dereceye giren öğrencilere hediyelerinin verilmesiyle son buldu.
Sivas Sivas Ermeni doktorun ihanetini unutmadı Sivas’ta 1915 yılında güvenip teslim oldukları ermeni doktor tarafından zehirlenerek şehit edilen 40 Osmanlı askeri ve doktorun ihaneti aradan geçen 1 asırdan fazla zamana rağmen unutulmadı. 1915 yılından günümüze aktarılan tarihi verilere göre Merzifon taburu cepheye gittiği sırada zorlu kış şartları sebebiyle Sivas’ın Hafik ilçesi Çınarlı köyünde konakladı. Konaklama sırasında askerler hastalandı. Ermeni bir doktor tedavi etme bahanesi ile askerlere zehirli iğne yaparak 40 askeri şehit etti. Ermeni doktorun askerlere zehirli iğne yapması sonucu öldüğünün anlaşılması üzerine doktor da öldürüldü. İhanet sonucu şehit edilen 40 Osmanlı askeri için köyde bir şehitlik inşa edildi. “İğneyle zehirleyip şehit etti” 1915 yılında yaşanan olayla ilgili bilgi veren emekli din görevlisi Şemsettin Özkan ayakları yaralandığı için revire giden askerlerin zehirli iğne ile şehit edildiklerini belirterek, “Merzifon’dan gelen tabur burada konakladıktan sonra doktor ve kırk dört tane askerimiz yoldan gelmiş, postalı şişmiş, ayakları şişmiş yorulmuş. Doktora, revire çıkıyorlar. Revire gelen asker, postalı ayağını sıkmış, yorulmuşlar. Daha sonra askerlerden bazıları rahatsızlanıyor ve hatta ölüyor bir kısmı. Bu arada hani bir iki üç beş derken ya ‘bunda bir hal var’ diyorlar. Postalın sıkmasıyla insan ölmez, dermansız ölünmez. O arada da vücutlarında siyahlık beliriyor. İğneye bakıyorlar herkes yiyor ama revire gelen askerler maalesef ölüyor. Bakıyorlar ki doktor gayrimüslim revire giden askerleri zehirliyor. Kırk dört askeri zehirliyorlar. Rivayete göre doktoru tutukluyorlar. Doktor gözaltındayken palaskasıyla kendini boğuyor. Bir rivayete göre de buradan Hafik’e giderken yolda muhafızlar, askerler vuruyorlar. Doktorun Ermeni olduğu söyleniyor “ dedi. “Zulmetmedik ihanet ve zulüm gördük” Özkan, Müslüman Türklerin hiçbir zaman Ermenilere zulmetmemesine rağmen Ermenilerden ihanet ve zulüm gördüklerini ifade ederek, “Geçmişte bu civarda Ermeniler de yaşardı. Bunlar Müslüman Türklere kardeşten daha kardeş yaşardı, ailece görüşlerdi. Müslüman Türklerden Ermenilere zerre kadar bir zarar dokunmamıştır. Köyümüzde yakın tarihlere kadar hayat süren Ermeni gelirlerimizde vardı. Ermeni, Hristiyan denilerek kesinlikle bir ayrım yapılmadı. Tarihte bunu yazmaktadır. Fakat onlar köylerimizde katliamlar yaptı. Zara’nın Şerefiye nahiyesinde Kayabaşı köyü vardır. Orada İnönü mevkiinde askerlerimizi pusuya düşürüp yaylım ateşine tuttular. 90 yaşında birisinden dinlemiştim. Türkler asla onlara ihanet etmedi, zulmetmedi ancak onlar Osmanlı ve Müslüman Türk komşularına hem ihanet etti hem de zulüm etti” şeklinde konuştu.