POLİTİKA - 22 Haziran 2018 Cuma 12:20

MHP’li Yalçın: "MHP’nin taşlanması haklılığındandır"

A
A
A
MHP’li Yalçın: "MHP’nin taşlanması haklılığındandır"

MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, “24 Haziran’a iki üç gün kala ’illet ittifakı’na çalışan cephede önüne gelenin partimize neden vurmaya çalıştığı, aç kalmış çakallar gibi üzerimize neden saldırdığı doğru tahlil edilirse görülür ki MHP doğru yoldadır.

MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, “24 Haziran’a iki üç gün kala ’illet ittifakı’na çalışan cephede önüne gelenin partimize neden vurmaya çalıştığı, aç kalmış çakallar gibi üzerimize neden saldırdığı doğru tahlil edilirse görülür ki MHP doğru yoldadır. MHP son iki yılda siyaseti domine ederek içerideki ve dışarıdaki Türk ve Türkiye düşmanlarının oyunlarını bozmuş, planlarını darmadağın etmiştir. MHP’nin taşlanması haklılığındandır" dedi.


MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın yaptığı yazılı açıklamada, “Solun MHP muarızı yazarları arasında başta gelen isimlerden Soner Yalçın, bir süredir tünediği Sözcü’de MHP’yi hedef alan ağır bir yazı yazmıştır. Aynaya bakmadan bir kuş figürü üzerinden partimize çirkin iftiralarda bulunan ve ülkücüler hakkında niyet okuyuculuğuna, hatta oy sihirbazlığına soyunan Soner Yalçın; kendisinin nasıl göründüğü ve ne durumda olduğu hususunu eksik bırakmıştır. Soner Yalçın, Marksist solun gamlı baykuşudur. Milletimiz baykuşun nasıl bir kuş türü olduğunu iyi bilir. Baykuş, gündüzleri pek ortaya çıkmaz ve gece avlanır. Üstelik çoğunlukla viranelerde acı acı öter. Onun ötüşü halk arasında uğursuz addedilir” ifadelerini kullandı.


Soner Yalçın’ın dünkü yazısının 24 Haziran’dan sonra viraneye dönmesi mukadder olan solun ve “illet ittifakı”nın ahval-i perişanını duyuran bir baykuşun acı acı ötüşünü düşündürdüğünü kaydeden Yalçın, “Hüzün, gam, keder ve aynı zamanda da ümitsiz beklentilerle dolu notalar; Soner Yalçın’ın ve iktidarına susadığı CHP taifesinin son seçim senfonisi olacaktır. Hatta bu senfoni şairin dediği gibi; ’illet ittifakı’ için bir ağıt, bir züğürt tesellisidir: ’Bir senin sesin eyler gamdan azade beni. Selamın gani kılar şahtan ziyade beni.’ Milletimizin dikkat nazarlarına sunarız ki Soner Yalçın dahil illet cephesine kendini konumlandıran birtakım yazarlar; demokrasi, insanlık ve toplumsal barış düşmanı olan PKK’nın siyasi kanadı HDP’yi aklamak ve FETÖ tehdidini sulandırmakta, buna karşılık MHP’yi kötülemekte yarışmaktadır. 24 Haziran’a iki üç gün kala ’illet ittifakı’na çalışan cephede önüne gelenin partimize neden vurmaya çalıştığı, aç kalmış çakallar gibi üzerimize neden saldırdığı doğru tahlil edilirse görülür ki MHP doğru yoldadır. MHP son iki yılda siyaseti domine ederek içerideki ve dışarıdaki Türk ve Türkiye düşmanlarının oyunlarını bozmuş, planlarını darmadağın etmiştir. MHP’nin taşlanması haklılığındandır. Aziz milletimizin dikkat nazarlarına ve yüksek ferasetine bir hususu daha sunmak istiyoruz. Askerimizin, polisimizin, kundaktaki bebeklerin katilleri ve onların siyasi temsilcileri demokrasi ve insan hakları şampiyonu olarak her türlü hoşgörüyü hak ediyormuş gibi gösterilirken, iktidarla Cumhur İttifakı’na giden MHP saldırıların hedefine oturtulmaktadır” açıklamasında bulundu.



"HDP’nin ’illet ittifakı’nda yer almamasına rağmen ittifakın gayriresmi üyesi konumunda olduğu hafızalara kazınmıştır"


Yalçın, şunları kaydetti:


“CHP başta olmak üzere bütün şer cephesi tarafından millet ve devlet düşmanlarının Meclise girebilmesi, HDP’nin barajı aşabilmesi için ’Her evden HDP’ye bir oy’ kampanyası yürütülürken, milletine sevdalı MHP günah keçisi yapılmaya çalışılmaktadır. Memleketini ve milletini sevip vatanın bütünlüğünü gözeten vatandaşlarımızın HDP’ye oy vermeyi içine sindireceğine inanmıyoruz. İçinde en küçük millet ve vatan sevgisi, milliyetçilik hissi bulunan bir insanın HDP’nin parlamentoda yer alması için katkıda bulunacağına ihtimal vermiyoruz. Soner Yalçın başta olmak üzere milleti koyun, kendini çoban başı sanan jakoben ve dayatmacı sol entelektüellerin ısrarla seçmen algısına yön verme çabasını ise olağan karşılıyoruz. Bu beyhude gayretlerin şuuraltı planında içinden yetişip ekmeğini yediği millete karşı cibilliyetsizlik, çatısı altında özgürce yaşadığı devlete ihanete yatkınlık, kripto Türklük düşmanlığı, milletin değerlerine ve kutsallarına husumet, inançlarına buğz vardır. Onun içindir ki Soner Yalçın gibiler kazı koz gibi göstermekten sakınmazlar. Yalancılığı doğruluk, ahlaksızlığı erdem, sahtekarlığı dürüstlük, üçkağıtçılığı politikanın gereği gibi göstermek bunların itiyadı, seciyesi, huyu ve tabiatıdır. Soner Yalçın gibiler bilmelidir ki hiçbir Ülkücü kaş yapayım derken göz çıkarmaz. Ülkücüler, MHP’den esirgenecek her oyun HDP’nin kurtarılmasına, FETÖ’nün diriltilmesine yarayacağını iyi bilir. Sandığa da o bilinçle gider. Milletimiz de ’iyi’ bilmektedir ki şer ittifakına giden her oy, aslında HDP ve FETÖ’nün ihyasına, Kürt ayrılıkçılığının ve siyasi bölücülüğün beslenmesine çıkmaktadır. HDP’nin ’illet ittifakı’nda yer almamasına rağmen ittifakın gayriresmi üyesi konumunda olduğu hafızalara kazınmıştır. Eminiz ki küçük bazı meseleler karşısında pireye kızıp yorgan yaksa bile hiçbir ülkücü sandığa gittiğinde oyunu heba etmeyecek, MHP’nin parlamentoda güçlü bir şekilde yer almasının ne manaya geldiğini aklında tutacaktır. Diğer taraftan gamlı baykuş Soner Yalçın’ın MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin 24 Haziran’dan sonra partiden gitmesi üzerine yazdığı senaryo FETÖ ağzıyla öttüğünün göstergesidir.”



"CHP’ye ve onun adaylarına gidecek her oy dolaylı oyarak HDP’ye verilmiş demektir"


“Bahçelisiz MHP” senaryolarını hayata geçirmek için FETÖ 15 Temmuz öncesinde çok çaba göstermiş ama sonuçta karşısında sadece ülkücü hareketi değil, topyekun milletimizi bulmuştur” diyen Yalçın, “Soner efendinin asıl niyeti başkadır. Onun MHP’de değişim, ülkücü hareketin geleceği, hatta milletimizin mukadderatı gibi bir derdi de yoktur. Soner efendinin amacı, aklınca ülkücülerin duygularını istismar ederek HDP’yi ihya etmek, ülkücülerin kendi partileri aleyhinde oy kullanmalarını sağlamak ve avlanmış oylarla CHP’yi iktidara taşımaktır. Ülkücülerin karanlıkta avlanan bu gece kuşuna av edecek oyu yoktur. Ülkücüler, bu gamlı baykuşun uğursuz teranelerine kulak vermeyecektir. Mesele; MHP’nin veya iktidar partisinin değil, Türkiye’nin geleceği meselesidir. Cumhur İttifakı’nın Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili Seçimleri’nde başarılı olamaması durumunda neler yaşanacağını camiamız iyi bilmektedir. O takdirde yine eski günlere dönülecek, FETÖ yeniden dirilecek, açılım ve çözüm süreci bu kez CHP tarafından ihya edilecektir. HDP siyasi hayatının güzel dönemini, FETÖ de yeniden örgütlenerek en ’iyi’ sürecini yaşayacaktır. Unutulmamalıdır ki CHP, parti programında FETÖ ile mücadeleye yer vermediği gibi bölücülere demokratik özerklik vadetmiştir. O halde CHP’yi ve onun cumhurbaşkanı adayını iktidara taşıyacak her oy Türkiye’nin bölünmesine, sosyal dokumuzun kaosa sürüklenmesine, sokaklarımızın terörist eylem alanına dönmesine verilmiş demektir. CHP’ye ve onun adaylarına gidecek her oy, dolaylı oyarak HDP’ye verilmiş demektir. Sayın Genel Başkanımız bir televizyon kanalına verdiği röportajda, bir zamanlar iktidar partisine en ağır eleştirileri kendisinin getirdiğinin altını çizmiş ama Türkiye’nin değişen gerçeklerini de hatırlatmıştır” değerlendirmesinde bulundu.


Yalçın, açıklamasına şöyle devam etti:


“Sayın Devlet Bahçeli, 15 Temmuzda Türkiye’nin ipten alındığını ve artık siyasetin eskisi gibi olamayacağını anlatmıştır. FETÖ ve PKK başta olmak üzere bilumum bölücü örgütlerin Türkiye’yi yok oluşun eşiğine getirdiğini, hepsinin arkasında da uluslararası güçlerin yer aldığını bir kez daha vurgulamıştır. Sayın Devlet Bahçeli, 15 Temmuz’dan sonra ülkenin kurtuluş ve bağımsızlığı için mutlaka politikada bir milli mutabakata gidilmesi gerektiğini dile getirmiş ve Cumhur İttifakı’nın da bu ihtiyaç ve zaruretin bir neticesi olduğunu anlatmıştır. Hal böyleyken gerçeklerin saptırılması, güneşin balçıkla sıvanması mümkün değildir. Bahtsız, unutkan ve beceriksiz sol politikacılarla fikir zürriyetinden mahrum Marksist entelektüeller, FETÖ’nün kalkıştığı 15 Temmuz ihanetini ve katiller sürüsü PKK’nın kanlı eylemlerini unutmak, unutturmak istemektedir. Ancak Türk milleti terörle mücadelede verdiği binlerce şehidi daima hatırda tutacak; PKK’nın siyasi kanadı olan HDP’nin aklanmasına, 15 Temmuz ihanet kalkışmasına yeltenenlerin de yeniden ayağa kalkmasına asla izin vermeyecektir. Açılım ve çözüm süreçlerinin bölücülüğü beslediği, sokaklara hendekler kazıldığı, hizmet adı altında halkın duygularının istismar edildiği, devletin bütün kurumlarının işgal ve istila edildiği dönemler geride kalmıştır. Türk milleti PKK’nın belini doğrultmasına, FETÖ’nün yeniden teşkilatlanmasına zemin hazırlayacak hiçbir siyasi projeye prim vermeyecektir. Türk milleti, uluslararası üçlerin devletimizi iktidar üzerinden yıkma hesaplarını boşa çıkaracak ve yerli taşeronlarını sandığa gömecektir. Soner Yalçın gibi uğursuz baykuşlar, 24 Haziran’dan sonra sadece viranelerde ötmeye devam edecektir.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Tokat Toz bulutu sandılar, gerçek sonra anlaşıldı Tokat’ta Yeşilırmak Mahallesi’nde bulunan sanayi yolunda beklenmedik bir olay meydana geldi. Bir arı kolonisi, yolda sürü halinde görüntülendi. Mobilya mağazasının önündeki süs bitkisinde toplanan arılar, çevredeki esnaf ve vatandaşlar arasında tedirginliğe yol açtı. Durumu fark eden esnaf, arılara sakinleşmeleri için su vererek yardımcı oldu. Ancak arı sürüsünün dağılma belirtisi göstermemesi üzerine bölgedeki arıcılar devreye girdi. Bölgeye özel kıyafetlerle gelen arıcılar, arı sürüsünü kontrol altına almak için harekete geçti. Şerbet ile birlikte bir karton koliye yerleştirilen arılar, bölgeden uzaklaştırıldı. Yetkililer, koloninin daha güvenli bir alana taşınarak bal üretimi için kullanılacağını belirtti. “Arılar saldıracak sandık” Arıların toz bulutu gibi cadde üzerinden geldiğini söyleyen Tuğrul Eray, “Arılar toz bulutu halinde gelerek mağaza önünde durdu. Biz bir şey mi oldu diye korktuk. Erkek arı oğul verdiği için bunlar sokmuyormuş. Süs ağacında durdular. Arıcı arkadaşı çağırdık. Kendisi de geldi 10 dakika içerisinde arıları topladı. Ama arılar ilk geldiğinde buradan geçenler korktu. Vatandaşlar arılar saldıracak sandı ama bir şey olmadı. Biz de su verdik” dedi. Arıcılıkla uğraşan Serkan Arslan ise arıların oğul verdiği için tehlikeli olmadığını söyleyerek şerbetle toplayarak götürdü.
Van İnci kefalinin zorlu göçü başladı Van Gölü’nde yaşayan binlerce inci kefalinin, su sıcaklığının yeterli seviyeye yükselmesiyle üremek için akışın tersine yüzerek tatlı sulara göçü başladı. Dünyada sadece Van Gölü’nde yaşayan, yılın belli döneminde üremek için suyun akışının tersine yüzerek, tatlı sulara göç eden inci kefallerinin zorlu yolculuğu başladı. İnci kefali, Van Gölü’nün yaşayan ve üreme dönemi olan 15 Nisan-15 Temmuz tarihleri arasında neslini sürdürmek için tatlı sulara göçü başladı. Seyrine doyumsuz görüntülerin ortaya çıktığı göç sırasında inci kefalleri, önlerine çıkan engelleri uçar gibi zıplayarak aşıyor. Gölün tuzlu ve sodalı suyundan derelerdeki tatlı sulara ulaşmak için suyun akışının tersine yüzen, karşısına çıkan engelleri zıplayarak geçmeye çalışan balıklar, her yıl bu mevsimde görsel şölen sunuyor. Balıkların neslini sürdürebilmek amacıyla ortaya koyduğu mücadeleyi izlemek için de her yıl binlerce yerli ve yabancı turist kente geliyor. “Özellikle 2 bin yılından günümüze kadar olan süreçte göç çok sıkıntılı geçti” Konuyla ilgili açıklama yapan Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (Van YYÜ) Su Ürünleri Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Akkuş, “Son yıllarda ülkemiz genelinde görülen kuraklığın yansımaları Van Gölü havzasında da ortaya çıktı. Bunun en büyük etkisi yaz aylarında Van Gölü’ne dökülen akarsuların debilerinde çok ciddi düşüşler oldu. Su yönetiminde yapılan yanlışlarla beraber Van Gölü’ne dökülen en büyük akarsulardan birisi olan Bendimahi Çayı, göl ile buluşamadı. Özellikle 2 bin yılından günümüze kadar olan süreçte yaz mevsiminde çok sıkıntılı geçti. Van Gölü’nde yaşayan ve endemik bir tür olan inci kefali yaşamını her ne kadar Van Gölü’nün tuzlu ve sodalı sularında sürdürse de üreme dönemi olan Nisan ve Temmuz aylarında sürüler halinde Van Gölü’nden tatlı sulara yani göle dökülen akarsulara önemli bir göç gerçekleştiriyor. Şayet akarsularda yeterli su bulamazsa sağlıklı bir üreme gerçekleştirmesi söz konusu değil. Havzamızda 20 bine yakın insan Van Gölü inci kefali balıkçılığından geçimini sağlıyor. Bu sebepten dolayı yaz mevsiminde akarsularda su bulunması hayati bir öneme sahip” dedi. “Bu sene suyumuz son 4 yılın en yüksek seviyelerinde” 2 bin yılından itibaren akarsu debilerinin çok sıkıntılı geçtiğinin ifade eden Dr. Öğretim Üyesi Akkuş, “Bu sene suyumuz son 4 yılın en yüksek seviyelerinde. Yani akarsularda su debisi yüksek. Ümit ediyoruz ki Temmuz ayına kadar bu debi hafif düşüşler olsa da bu şekilde devam eder. İşte bu noktada koruma çalışmaları daha da büyük bir öneme sahip. Çünkü akarsuda su var, milyarlarca balık gelecek, bizim bu balığı kaçak avcılardan korumamız lazım. Bu noktada koruma çalışmaları sorunsuz bir şekilde aksamadan yürütülmeli ve elde edilen kazanımlar kaybedilmemesi lazım. Koruma çalışmalarının yakından takipçisi olacağız. Sağlıklı bir üreme yapılabilmesi için bütün ekolojik unsurlar tam olarak yerinde işte bu noktada akarsu kenarlarında ve yol kontrollerinde jandarmanın, merkezlerde polisin ve zabıta ekiplerinin etkin bir görev alması lazım. Şayet bunu sağlayamazsak suyumuzun çok fazla olması anlam ifade etmeyecek" dedi.
İstanbul Dilan ve Engin Polat, iş yeri kurşunlama davasında hakim karşısına çıkacak Sosyal medya fenomeni Banu Parlak’ın güzellik merkezinin kurşunlanmasına ilişkin açılan dava kapsamında Dilan ve Engin Polat çiftinin de aralarında bulunduğu 11 sanık bugün Küçükçekmece Adliyesi’nde hakim karşısına çıkacak.Bahçeşehir 1. Kısım Doğa Parkı’nda bulunan sosyal medya fenomeni Banu Parlak’a ait güzellik merkezi 1 Ekim 2023 günü saat 02.00 ve 04.30 sıralarında motosikletli şüphelilerce kurşunlanmıştı. Olaya ilişkin hazırlanan iddianame kapsamında Dilan ve Engin Polat çiftinin de ‘azmettirme’ suçundan cezalandırılması istenen davanın görülmesine bugün Küçükçekmece Adliyesi’nde başlanacak.İddianamedenKüçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, sanık Dilan Polat’ın sosyal medya hesabından yayınladığı bir videodaki konuşmasında Banu Parlak’a tehdit mesajı gönderdiği açıklanmıştı.İddianamede bu mesajdan kısa bir süre sonra Dilan ve Engin Polat’ın aldığı ortak karar ile sanık Engin Polat’ın müştekinin iş yerine silahlı saldırı düzenlenmesi için Gürcistan’daki bağlantıları vasıtasıyla kamuoyunda "Daltonlar" çetesi olarak bilinen silahlı organize suç örgütünün firari yöneticilerinden Beratcan ve Batın Can Gökdemir’le iletişim kurduğu aktarılmıştı. Gökdemir kardeşlerin de İstanbul’da özel olarak kiralanan hücre evinde eyleme hazır vaziyette bekleyen sanıklar Batuhan İnci, Yunus Emre Yıldız, Nizamettin Bilgili, Onur Abiç ve İsmail Emre Arifoğlu’na talimat verdiği iddianamede belirtilmişti.İddianamede, iş yerinin kurşunlandığı ve bu nedenle dış cephesinde bulunan 5 camın 4’ünün değiştiği, saldırı sebebiyle toplam zararın 45 bin lira olduğu kaydedilmişti.Olayın ardından şikayetçi olan Banu Parlak, kendisini öldürtmek isteyen Polat ailesinden şikayetçi olmuştu. Dilan Polat ise ifadesinde, tehdit içerikli görüntüdeki konuşmaları Parlak için söylemediğini, kendisine sözlü saldırıda bulunanlara genel olarak çektiğini savunmuştu.Sanık Engin Polat ise saldırıyı sosyal medyadan duyduğunu, saldırıdan 2 gün önce Banu Parlak’ın sosyal medyadan açıklama yapıp kendilerini suçladığını savunarak, bunu kimin yaptığını bilmediğini anlatmıştı.İddianamede, Polat çiftinin "birden fazla kişiyle birlikte silahla tehdit suçunu azmettirme" ve "mala zarar vermeye azmettirme" suçlarından toplamda ayrı ayrı 2 yıl 4 aydan 8 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları talep edilmişti.Haklarında yakalama kararı çıkarılan sanıklar Barış Boyun, Beratcan ile Batin Can Gökdemir için ise "silahlı suç işlemek amacıyla örgüt kurma", "birden fazla kişiyle birlikte silahla tehdit", "mala zarar verme" ve "ruhsatsız silah taşıma" suçlarından ayrı ayrı toplamda 8 yıl 4 aydan 23 yıla kadar hapis cezası istenmişti.İddianamede, diğer sanıklar Batuhan İnci, İsmail Emre Arifoğlu, Nizamettin Bilgili, Onur Abiç, Yunus Emre Yıldız ve Sezgin Polat’ın farklı suçlardan 2 yıl 4 aydan 23 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edilmişti.
Trabzon Ertuğrul Doğan: "Amacımız bu sezon kupayı kazanmak" Trabzonspor Kulübü Başkanı Ertuğrul Doğan, böyle bir sezonda tek amaçlarının Trabzonspor’a kupa kazandırmak olduğunu söyledi. Trabzonspor Kulübü Başkanı Ertuğrul Doğan, TSYD Trabzon Şubesi’nin yeni yönetim kuruluna yaptığı hayırlı olsun ziyaretinde basın mensuplarıyla sohbet etti. Doğan, ekonomik anlamda kulübün ilk günlerde yaşadığı çok kötü günleri geride bıraktığını ve önlerine daha umutla baktıklarını belirtti. Yönetime talip olurken zorlukları da çok iyi bildiğini ifade eden Doğan, "Artık sezon sonuna yaklaşıyoruz. Trabzonspor için başarı her zaman şampiyonluk. Bunun dışında bir şey benim gözümde de camianın gözünde de yok. Tüm yaşadığımız zorluklara karşın ligde 3. sıradayız. Böyle bir sezonda şu andaki tek amacımız Trabzonspor camiasına kupa kazandırabilmek" şeklinde konuştu. Doğan, yeni sezonun planlamasını çok dikkatli bir şekilde yaptıklarını da dile getirerek, "Önümüzdeki günlerde transferin büyük kısmını bitirmeyi planlıyoruz. Sezona kampa hazır bir kadroyla, teknik ekibin tamamının onay verdiği hazır bir kadroyla başlamayı planlıyoruz. Dolayısıyla işin o tarafını hocamız ve ekibiyle hızlı bir şekilde ilerliyoruz. İşin zor kısmını gördük. Bundan sonra çok daha farklı müjdeleri camiamıza verebilmek için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Beklentilerimiz ve çalışmalarımızın tamamı bu yönde. Önümüzde üçüncülük yarışı ve kupa mesaisi var. Bu doğrultuda çalışmaya devam ediyoruz” dedi.