POLİTİKA - 20 Haziran 2018 Çarşamba 10:35

(Özel Haber) AK Parti SKM Başkanı Yavuz: “Sandıklar kapandıktan 2 saat sonra tüm Türkiye’nin sonucuna ulaşmış olacağız”

A
A
A
(Özel Haber) AK Parti SKM Başkanı Yavuz: “Sandıklar kapandıktan 2 saat sonra tüm Türkiye’nin sonucuna ulaşmış olacağız”

AK Parti Seçim Koordinasyon Merkezi (SKM) Başkanı Ali İhsan Yavuz, “Türkiye’de sonuç alım sistemi bünyesinde merkezler kurduk.

AK Parti Seçim Koordinasyon Merkezi (SKM) Başkanı Ali İhsan Yavuz, “Türkiye’de sonuç alım sistemi bünyesinde merkezler kurduk. Her ilde en az bir merkez, büyükşehirlerin çoğunda ise birden fazla merkez oluşturduk. Sonuç alım sistemi şu anda kuruldu, deneme testleri yapıldı. Sandıklar kapandıktan 2 saat sonra tüm Türkiye’nin sonucuna ulaşmış olacağız” dedi.


AK Parti SKM Başkanı Yavuz, 24 Haziran’da yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği Genel Seçimleri ile ilgili AK Parti’nin seçim hazırlıklarını İhlas Haber Ajansı’na değerlendirdi. Partilerin uzun zamandır hummalı bir çalışma içerisinde olduğunu söyleyen Yavuz, AK Parti olarak seçim çalışmalarını seçim sürecinden önceki çalışmalar, seçim günü yapılacak çalışmalar ve seçim sonrası yapılacak çalışmalar olarak üç gruba ayırdıklarını ifade etti. Seçim günü yapılacak çalışmalar ve sonuç alım sistemine ilişkin bilgi veren Yavuz, “Bizim yaklaşık 1 milyon civarında görevlilerimiz var. Sandık yönetim kurulu üyelerimiz, müşahitlerimiz, okul sorumlularımız, kat sorumlularımız, ilçe seçim kurulu üyelerimiz, ilçe seçim kurulu temsilcilerimiz, il seçim kurulu temsilcilerimiz, sonuç alım sistemi görevlilerimiz, elinde görev kağıdı olan 1 milyonluk bir kitleden bahsediyoruz. Akşam saatinde sandıklar kapandığında sonuçların nizami bir şekilde kayda geçirilmesi, kayda geçirilmeden önce müşahitlerimiz tarafından genel merkez bünyesinde kurulan ve her ilde merkezler oluşturduğumuz sonuç alım sistemine o bilgilerin aktarılmasını istiyoruz. Biz resmi sonuçlar açıklanmadan çok daha önce sonuçlara ulaşmak istiyoruz. Bu kapsamda bütün Türkiye’de sonuç alım sistemi bünyesinde merkezler kurduk. Her ilde en az bir merkez, büyükşehirlerin çoğunda ise birden fazla merkez oluşturduk. Her 30 sandıktan sorumlu bir çağrı merkezi sorumlusu eğittik. Bunların marifetiyle onlar da sandığın başındaki müşahitlerden, okul sorumlularından, kat sorumlularından ve sandık kurulu üyelerimizden alacak o bilgileri ve daha sonra da sonuç alım sistemine intikal ettirecek. Böylece biz herkesten önce Türkiye’de ilk seçim sonuçlarına ulaşmış olacağız. O sistemde şu anda kuruldu, deneme testleri yapıldı. Genel merkezde sonuç alım sistemine yönelik 100 bilgisayar kuruldu, 100 kişi görevlendirildi. Bütün illerde kurulan merkezlerle koordineli bir şekilde yapı oluşturuldu. İyi bir yazılımla bu süreç işletilecek ve burada görevli arkadaşlarımız da bütün Türkiye’nin koordinasyonunu yürütecek. Mesela, saat 17.00’de sandıklar kapatılıyorsa saat 19.00’da tüm Türkiye’nin sonucuna ulaşmış olacağız” açıklamasında bulundu.



“Anketler ve sokağın nabzına göre sonuç iyi olacak”


AK Parti Genel Merkezi tarafından yaptırılan anket sonuçlarını ve saha çalışmalarını aktaran Yavuz, “En güzel anket seçim, seçimle göreceğiz gerçek sonucu. Elbette onun öncesinde de anketler yapılıyor. Bir; anketler yapılıyor, iki sahadan aldığımız yansımalar var. Sokağın nabzını tutuyorsunuz ve böylece üç aşağı beş yukarı bir kanaat oluşuyor. Anketlere ve sokağın nabzına bakıyorum ve ikisinden çıkarttığım sonuç sonucun iyi olacağıdır. Cumhurbaşkanımıza çok iyi bir teveccüh var. Çünkü millet şunu çok iyi görüyor; hem içeride hem de dışarıda Türkiye’nin tökezlemesi için uğraş veren kitleler, kurumlar var. Dışarıdaki bağlantıları da bunların çok güçlü. Tek amaçları var, ortak bir paydada buluşuyorlar; Türkiye’yi tökezletmek. Türkiye’yi tökezletmenin yolunun da Recep Tayyip Erdoğan’ı tökezletmekten geçtiğini düşünüyorlar. Bundan dolayı ne yapıp edip önce Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ı devre dışı bırakmak için uğraş veriyorlar. Ama bu oyunu millet çok iyi çözmüş. Burada bir de kritik nokta var. Bunun yanında bir de Meclis tablosu var. O gün tek zarf var ama içine iki pusula konacak. Bir tanesi cumhurbaşkanını belirleyecek oy pusulası. Recep Tayyip Erdoğan’ın fotoğrafının ve isminin altına oylarımızı vuracağız. Diğer bir pusula da milletvekilliğine ilişkin oy pusulası. O da parlamentoyu belirleyecek. Düşünün, güçlü bir başkan var ama zayıf, dağınık bir Meclis tablosu var. Daha yeni kurulurken bu sistem nasıl bir zafiyetin ortaya çıkacağını öngörmemiz mümkün. Bundan dolayı seçmenlerimizin diğer oyunu da kullanırken AK Parti logosunun altına veya üstüne oyunu vurması gerekiyor ki Meclis tablosunda da cumhurbaşkanlığını destekleyen güçlü bir yasama tablosu ortaya çıksın” diye konuştu.



“Çokça itiraz konusu olabilir”


24 Haziran’da resmi olmayan sonuçların açıklanmasıyla birlikte sonuç alım sistemi vasıtasıyla itiraz edilecek yerlerin de belirleneceğinin altını çizen Yavuz, “O gece raporlarımızı ve sonuçlarımızı çıkarıyoruz. Bütün Türkiye’deki Seçim Koordinasyon Merkezleri raporlarını alıyoruz, analiz ediyoruz ve Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a ulaştırıyoruz” dedi.


Çokça itiraz konusunun olabileceğine dikkat çeken Yavuz, “İttifak süreci söz konusu. Birincisi; hangi ittifaka sayılacak bu oylar. Yüksek Seçim Kurulu bunları bütün şablonlar halinde belirledi. Diyelim ki bir sandıkta bu çok anlaşılamadı ve buna ilişkin sandığa itiraz edebileceğimiz gibi sandık sonrası o itiraz üzerinden İlçe Seçim Kurullarına, son kertede de Yüksek Seçim Kuruluna kadar meseleleri taşıyabileceğiz. Birinci sorun; hangi ittifaka sayılacak, hangi partiye sayılacak. İkincisi; ittifakın kendi içerisinde de bir paylaşımı olacak. İttifak alanı içerisinde kullanılmış her oy, örneğin; cumhur ittifakının içerisinde kullanılmış her oy cumhur ittifakınındır. Ama bir de en son cumhur ittifakının içerisinde hangi partiye ve nereye oy vurdu diye onlarda bir dağılıma, hesaplamaya maruz kalacak. Bütün bu süreçlere ilişkin itirazı gerektiren hususlar olabilir. İlçe birleştirme tutanakları hesap edilirken yanlış işlem yapıldığını fark edebiliriz, büyük oranda olmaz. Nerede hata var, nerede yok çok şeffaf bir şekilde bu süreçler işliyor ama sonuçta insan hata yapabilir. Biz gözlerimizi dört açıyoruz ve buradan ilan ediyoruz başka partiler de açsın. Her şey çok şeffaf, çok net ama varsa bir hata o hataya ilişkin de itiraz etmek boynumuzun borcudur” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Osmanlı Ocakları Genel Başkanı Canpolat: “AK Parti’nin özellikle adaylarının zorlandığı yerlerde adaylarımızı geri çekme kararı aldık” Osmanlı Ocakları Genel Başkanı Kadir Canpolat, 31 Mart Mahalli İdareler Seçimleri’ne ilişkin, “AK Parti’nin özellikle adaylarının zorlandığı yerlerde adaylarımızı geri çekme kararı aldık” dedi. Canpolat, parti genel merkezinde 3 gün sonra yapılacak olan Mahalli İdareler Seçimleri’ne ilişkin açıklama yaptı. Türkiye genelinde çeşitli illerde çok zor şartlar altında aday çıkardıklarını dile getiren Canpolat, “Beş ayda seçime girme özelliği kazanan Ocak Partisi, İstanbul’da, Ankara’da, Malatya’da, Adana’da ve çeşitli illerde adaylarını çıkardı. Kendi memleketim Erzurum’da ve hiçbir ilçede aday çıkarmadık. Bunların nedenleri oldu. Bizler, ‘Cumhurbaşkanımızın kefenli askerleriyiz’ sloganlarıyla harekete geçen Ocak Partisi, Osmanlı Ocakları’nın kurmuş olduğu bir siyasi parti olması münasebetiyle her zorlukta, her karanlık gecede ülkemizin ve devlet liderimizin yanında boy gösterdik” ifadelerini kullandı. “Yeniden Refah Partisi gibi siyasi partilerin AK Parti’nin önüne çelme takması, önünde engel teşkil etmesi, bizleri de bir hayli üzdü” diyen Canpolat, sözlerine şöyle devam etti: “Cumhur İttifakı’nda olan bir siyasi partinin yeniden FETÖ’yle siyasal anlaşmaya çalışması Cumhur İttifakı’na, partiye, özellikle bizce Cumhurbaşkanımız Erdoğan’a karşı yapılmış bir hamleydi ve biz buna kayıtsız ve şartsız kalamazdık. Biz de üzerimizdeki sorumluluğu gördük, hissettik ve anladık. Bu anlamda da 31 Mart seçimlerinde sandığa gitme aşamasında hepimizin de bir vicdanı var, bir sorumluluğu var. Biz Cumhur İttifakı’nın ve millet ittifakının taraftarı olmamakla birlikte yapılacak olan bu seçimlerde de kayıtsız şartsız kalmamak adına kendimizi yeniden Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Türkiye’nin geleceği için hep birlikte karar aldık ve dedik ki; AK Parti’nin özellikle adaylarının zorlandığı yerlerde adaylarımızı geri çekme kararı aldık.” Canpolat, partililerle yapılan istişarelere de değinerek, “Bugün de arkadaşlarımızla yapmış olduğumuz istişareler sonucunda Ankara’mıza Turgut Altınok’un güzel şeyler yapacağını, daha öncesinde yapmış olduğu belediye başkanlığını da göz önünde tutarak Mansur Yavaş’ın da yapmış olduğu faaliyetleri kıyas tutarsak arasında uçurumlar var. Biz de Ocak Partisi olarak adayımızı Turgut Altınok’tan yana çekme kararı aldık. Hayırlı uğurlu olsun” açıklamasında bulundu.
Çorum Çorum Belediyesi’nden Gazze’ye anlamlı destek Çorum Belediye Başkanı Halil İbrahim Aşgın, bir Ramazan geleneği olan mahya ile Gazze’deki direnişe destek verdi. Türkiye’de ilk kez mahya ile Gazze’ye direnişini açıklayan ilin Çorum olduğunu vurgulayan Başkan Aşgın, “Gazze’ye selam, direnişe devam ifadesini Türkiye’de belki de ilk kez mahyada kullanan bir il olmanın bahtiyarlığını yaşıyoruz” dedi. Düzenledikleri etkinliklerle Ramazan ayını tüm gelenekleriyle yaşatmaya çalıştıklarını ifade eden Çorum Belediye Başkanı Halil İbrahim Aşgın, “Akşemseddin Camiizin birbirinden güzel dört minaresinin arasına bir gerdanlık, bir mahya takalım istedik. Mahya, bizim geleneğimizde Selçuklu’dan Osmanlı’ya Ramazan demek. Mahyalarla ecdadımız orada yaşayan insanlara bir takım mesajlar vermiş. Kimi zaman ’11 Ayın Sultanı Ramazan Hoş Geldin’ demiş, kimi zaman ’Ramazan Berekettir’ demiş, kimi zaman ’Zekat Malı Artırır’ demiş. Biz de hem bu mahya geleneğini yaşatalım, Akşemseddin Camii’nde geleneksel hale getirelim, hangi mesaja ihtiyacımız varsa o mesajı hemşehrilerimize duyursun, ışıl ışıl mahyalar şehre renk katsın istedik” şeklinde konuştu. “Gölgesinde gölgelendiğimiz, yüce Türk milletini ve devletini simgeleyen Türk bayrağımızı da mahyaya yansıttık” diyen Başkan Aşgın, “Bugün mahyamızda özellikle şu ifadenin yazmasını istedik; Gazze’ye selam, direnişe devam. Gazze’de kardeşlerimiz, asrın firavunlarına karşı direnmeye devam ediyor. Gazze’yi asla unutamayız. Gazze, bizim her şeyimiz. Filistin bizim her şeyimiz. Kudüs, bizim her şeyimiz” ifadelerini kullandı. Merhum Başbakan Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın da ifade ettiği gibi Kudüs’ün coğrafi değil, imani bir mesele olduğunu söyleyen Başkan Aşgın, “Her anımızda Kudüs’ü, Gazze’yi düşünmemiz, Filistinli kardeşlerimizin mücadelesini düşünmemiz lazım. Dualarımızın başında hep Gazze olmalı, Kudüs olmalı, oraların özgürlüğü olmalı. Orada aylardır direniş var. Orada tüm Müslümanlar direniyor. Bizler de dualarıyla, yardımlarıyla Gazzeli kardeşlerinin yanında olmaya, onlara güç vermeye, onlara destek olmaya devam ediyoruz. Kadeş Barış Anlaşması’nın yapıldığı bu şehirde, yeryüzündeki ilk barış anlaşmasının yapıldığı bu şehirde ’Gazze’ye Selam Direnişe Devam’ mahyasını Akşemseddin Camii’nin minarelerine yerleştirdik” diye konuştu.
Kocaeli 5 kişiyi ölüme götüren 17 kişinin yaralanmasına sebep olan şoförün tahliyesi talep edildi Kocaeli’nin Gebze ilçesinde bir kadın ve 4 öğrencinin hayatını kaybettiği, 17 öğrencinin yaralandığı servis kazasına ilişkin biri tutuklu 7 sanığın yargılanmasına devam edildi. Sanık şoför Mehmet Ö’nün avukatı, müvekkilinin bir bacağını kaybettiğini ve bu nedenle sağlık sorunları yaşadığını, tutuklu kaldığı süre göz önünde bulundurularak ev hapsi veya tahliyesini talep etti. Yavuz Selim Mahallesi Fikri Altıok Caddesi’nde 9 Kasım 2021’de meydana gelen kazada, Emlak Konutları Anadolu Lisesi öğrencilerini taşıyan Mehmet Ö. idaresindeki 41 P 0860 plakalı servis midibüsü önce Birsen Giriş (51) isimli yayaya çarpıp, ardından takla atarak dere yatağına uçmuştu. Kazanın ardından Mehmet Ö., serviste bulunan 20 kişi ve Birsen Giriş yaralanarak hastaneye kaldırılmıştı. Hastaneye kaldırılan yaralılardan Birsen Giriş, öğrencilerden Mert Efe Akıllı (14), Rabia Üst (14), Esma Nur Avcı (13) ve Ege Yılmaz (15) tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetmişti. Şoförün kanında 3 çeşit uyuşturucu madde çıkmıştı Sürücü Mehmet Ö., hastanede yapılan tedavisinin ardından çıkarıldığı mahkemece, "taksirle birden fazla kişinin ölüme ve yaralanmasına sebep olma" suçundan tutuklanarak cezaevine gönderilmiş ve sürücü Mehmet Ö.’nün öğrenci servisi kullanabilmesi için belgelerinin yeterli olmadığı ortaya çıkmıştı. Sanığın kanında ise metamfetamin, amfetamin isimli uyuşturucu maddelere ve narkotik benzeri bir ağrı kesiciye rastlanmıştı. Mahkeme için oluşturulan heyet tarafından, uyarıcı madde etkisi altındaki sürücü Mehmet Ö.’nün emniyetli bir şekilde araç sevk ve idare edemeyeceği kanaatine varılmıştı. Kazaya karışan midibüsün ikiz plaka olduğu tespit edilmişti. Servis sürücüsü Mehmet Ö. ile araç sahiplerinden İ.A. ve C.A., okul servis firması sahiplerinden C.Ö. ve H.Ö. ile firmanın servis sorumlusu S.D. ve okul müdürü Z.A.Y. hakkında dava açılmıştı. Davanın ardından hazırlanan Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin raporunda ise servis aracında emniyet kemeri olmadığı bilgisine yer verilmişti. Yargılamaya devam edildi Olaya ilişkin açılan davanın duruşması, Gebze 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülmeye devam etti. Salonda müştekiler, yakınları ve taraf avukatları ile lisede servis denetimi için oluşturulan kuruldan sorumlu 2 öğretmen hazır bulundu; şoförü tutuklu sanık Mehmet Ö. ise Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı. “İlk imzayı da Soner öğretmenimiz attığı için onun bu araca baktığını tahmin ediyorum” 11 servis aracını 3 öğretmenin 3’er araç şeklinde pay ederek denetlediklerini ifade eden tanık öğretmen Şenol B. mahkeme salonunda yaptığı konuşmada, “Aracı kim denetlediyse ilk imzayı o öğretmenimiz atıyordu. Bu aracın denetimini Soner hocamız yaptı. Bir aracı aynı anda 3 öğretmen denetleyemiyorduk. Biz sadece araçlarda gördüğümüz detayları formda işaretleyip okul müdürümüze teslim ediyorduk. Bu yüzden bana sorup göstermiş olduğunuz denetim formundaki imza bana aittir. İlk imzayı da Soner öğretmenimiz attığı için onun bu araca baktığını tahmin ediyorum. Ayrıca benim bildiğim kadarıyla da araçları denetledikten sonra bizim işlem yapma hükümlülüğümüz yoktur" dedi. “Cihan isimli şoförün değiştiğinden haberim yoktu bize bildirilmemişti” Servis şoförlerinin ve araç plakalarını Gebze İlçe Jandarma Komutanlığı personeli astsubaya attığını ifade eden tanık Müdür Yardımcısı İbrahim Ali Ç., "Okul Müdürü benden astsubaya servis araçlarının plakalarını, şoförlerini ve kimlik bilgilerini öğrenmemi ardından da astsubaya göndermemi istedi. Bende servis firmasının okuldaki temsilcisi Seyfettin beyden listeleri aldım. Astsubaya gönderdim. Ancak gönderdikten sonra jandarmanın herhangi bir denetim yaptığını görmedim. Olay günü başka bir şoförün aracı kullandığından da haberimiz yoktu. Cihan isimli şoförün değiştiğinden haberim yoktu bize bildirilmemişti. Ayrıca idarecilikte ikinci yılımdı. İlk yıl pandemiyle geçildiği için okullar kapalıydı. Denetimlerle ilgili çok fazla bilgim yoktu. Denetimleri biz 1 ay arayla yapmayı planlamıştık. İlk denetimin ardından kaza oldu. Şu anda okulda müdür yardımcısı değilim ayrıldım” diye konuştu. Sanığın avukatı tahliye talep etti Sadece sanık Mehmet Ö’nün suçlu olmadığını dile getiren Mehmet Ö’nün avukatı Beste Aslan ise müvekkilinin bir bacağını kaybettiğini ve bu nedenle sağlık sorunları yaşadığını, tutuklu kaldığı süre göz önünde bulundurularak ev hapsi veya tahliyesini talep etti. Gözyaşlarını tutamayan sanık Mehmet Ö’de çocuklar için üzgün olduğunu ve avukatının söylediklerine katıldığını ifade etti. Mahkeme heyeti, gerekli bilgilerin mesaj atılarak iletildiği astsubayın tanık sıfatıyla dinlenmesi için gerekli makamlara yazı yazılmasına, Okul Müdürü Z.A.Y.’nin avukatının gösterdiği mesajların mahkeme zaptına eklenmesi, Ali Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin hazırladığı raporda sadece sürücünün kusurlu olduğu, hayatını kaybeden yayanının kendi ölümü neticesinde kusurlu belirtildiği, olaya sebep olan diğer kusurlar için kimlerin sorumlu olduğunun belirtilmediği, sanığın uyuşturucunun etkisinde olduğu fakat sanık avukatının söylediği araçta oluşan problemin kusuru böldüğü kanında uyuşturucu olmasa bile aracı durduramayacağını savunduğu, aracın bakımıyla ilgilenen kişiler ve aracın kullanılmasına müsaade eden denetim yetkisindeki kişilerin yetki mekanizmasını çalıştırmadığı, diğer kusurluların kimler olduğu, hangi nedenlerle kusurlu olduğu rapor haline getirilerek dosyaya sunulmasına, İlçe Milli Eğitim Müdürü’nün duruşmaya getirilmesiyle ilgili talebin değerlendirmesine ve sanığın tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı erteledi.