GENEL - 17 Nisan 2018 Salı 13:54

Raramuri yerlileri TİKA projesiyle hijyenik içme suyuna kavuştu

A
A
A
Raramuri yerlileri TİKA projesiyle hijyenik içme suyuna kavuştu

Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) tarafından Meksika’nın Chihuahua Eyaleti’nde yaşayan Raramuri yerlilerinin evlerine mikrobiyolojik su filtresi temin edildi.

Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) tarafından Meksika’nın Chihuahua Eyaleti’nde yaşayan Raramuri yerlilerinin evlerine mikrobiyolojik su filtresi temin edildi.


TİKA tarafından Chihuahua Eyaleti Su ve Sanitasyon Merkez Kurulu’nca (JCAS) sunulan proje önerisine istinaden her bir haneye olmak üzere toplamda 300 mikrobiyolojik su filtresi temin edildi. Bu sayede 300 ailenin (bin 500 kişi) güvenli evsel ve insani su kullanımları için bakteri, mantar gibi mikroorganizmalardan ve zararlı maddelerden arıtılmış hijyenik su tüketmeleri sağlanmış oldu. TİKA tarafından temini yapılan su filtreleri en az 18 bin litre su filtre edebilecek kullanım ömrüne sahip ve en az üç yıl parça değişimi gerektirmiyor.


Filtrelerin dağıtım programında Chihuahua Eyaleti Su ve Sanitasyon Merkez Kurulu (JCAS) Başkanı Dr. Fidencio Ibaez Hernandez, coğrafyanın sarp ve dağlık yapısı ile hizmet götürmekte zorlandıkları Raramuri yerlilerinin ciddi bir ihtiyacını gideren böylesine anlamlı bir proje için Türkiye’ye ve TİKA’ya teşekkürlerini iletti.


Meksika’nın Chihuahua Eyaleti Guanochi Belediyesi sınırlarında Tarahumara Sıradağları eteklerinde ikamet eden Raramuri (hızlı koşan) halkı Meksika toplumu içerisinde dezavantajlı gruplar içerisinde yer alıyor. Raramuri halkı dağlık bir bölgede ve ulaşımı son derece zor bir coğrafyada dağınık bir şekilde hayatını idame ettiriyor. Raramuri halkı avlanmak ve kendi aralarında iletişim sağlamak için ise koşmayı bir yaşam tarzı olarak benimsemiş durumda. Meksika’nın maraton koşucuları olarak da adlandırılan halk oldukça uzun mesafeleri ara vermeksizin koşmasıyla ünlü. Ancak sarp bir coğrafyada yaşamaları bölgeye kamu hizmetlerinin etkin bir şekilde ulaştırılması önünde ciddi bir engel oluşturuyor. Su-sanitasyon alanında Raramurilerin içime ve kullanıma uygun olmayan su tüketmeleri sebebiyle deri, sindirim ve hatta göz hastalıkları sıklıkla görülüyor.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kahramanmaraş Depremzedeler yeni yuvalarına yerleşiyor Kahramanmaraş’ta depremzede aileler, asrın felaketi 6 Şubat depremleri sonrası yapımı tamamlanıp anahtar teslimleri yapılan deprem konutlarına yerleşmeye başladı. Depremzede vatandaşların bir kısmı yeni yuvasına taşınırken, bir kısmı ise eşyalarını bıraktığını ve kısa sürede taşınacağını ifade etti. Merkez üssü Kahramanmaraş’ın Pazarcık ve Elbistan ilçelerinde meydana gelen 6 Şubat tarihli depremlerin üzerinden 14 ay geçti. Depremler sonrası çadır ve konteyner kentlerin oluşturulması ile beraber şehirde ağır hasarlı binaların yıkımı ve enkaz kaldırma işlemleri de gerçekleştirildi. Depremin hemen ardından kalıcı deprem konutlarının inşaatına başladı. İl geneli toplam yapılacak olan 112 bin 414 kalıcı konut ve köy evi inşaatlarından tamamlanan konutlar hak sahiplerine teslim edilmeye başlandı. Deprem sonrası yeni yuvalarına kavuşan afetzede ailelerin mutluluğu ise gözlerinden okundu. Kimi depremzedenin anahtar teslimi sonrası eşyaları evine yerleştirdiği görüldü. Boş konutların ise kısa sürede hak sahiplerine teslim edilip yerleştirileceği öğrenildi. Evinin ağır hasar alması sonucu yeni deprem konutuna yerleştiğini ifade eden Mehmet Can, “Doğukent bölgesinde oturuyordum evimiz ağır hasar aldı ve hak sahipliğinden yeni evimiz çıktı. Devletimize teşekkür ederiz. Kurban Bayramı’nı tamamen burada geçirmek istiyoruz. Biz 7 kişilik bir aileyiz yaşlı babam da var. Kalite yönünden her şey çok güzel” dedi. Bir başka afetzede Gülten Şahin ise, “Depremde zor günler yaşattı bizlere fakat ben Ankara’ya gittim ve Eylül ayına kadar orada geçirdik. Hak sahipliğinden evimiz çıktı çok teşekkür ederim. Evimizi aldık ancak eşyaları taşımadık ileri süreçte eşyalarımızı da taşıyacağız” diye konuştu.
Van Van Tarım Fuarı 14. kez kapılarını açıyor İpekyolu Expo Fuar A.Ş. tarafından bu yıl 14. kez kapılarını açacak olan ‘Van Doğu Anadolu Tarım Hayvancılık ve Gıda Fuarı’ için hazırlıklar tamamladı. Konuyla ilgili açıklamada bulunan İpekyolu Expo Fuar A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi ve aynı zamanda Fuar Koordinatörü Veysi Uygun, “2010 yılından itibaren düzenli olarak organize edilen ve Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu ve Ortadoğu ekseninde sektörün buluşma noktası olan fuar, bölgenin en büyük çiftçi buluşması haline gelmiştir. Bölgede tüm çiftçiler ve tarım birimleri tarafından beklenen fuarımız, başta Tarım ve Orman Bakanlığı olmak üzere Van Valiliği, Van Ticaret Borsası, Van Ticaret ve Sanayi Odası, Van Büyükşehir Belediyesi, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Tarım ve Orman İl Müdürlüğü ve ziraat odaları tarafından desteklenmektedir. Fuarımızda, tarım ve hayvancılık aletleri, yeni teknoloji traktör modelleri, tohum, sulama sistemleri, gıda ve birçok farklı alanda ürünler sergilenecektir. Her yıl traktör satışlarında satış rekorları kıran fuarımıza, başta ilimiz çiftçileri olmak üzere çevre illerinden Hakkari, Ağrı, Iğdır, Muş ve Bitlis’ten çiftçilerimiz fuara davet edilmiştir” dedi. Açıklamasında fuarın önemine değinen Uygun, “Günümüz dünyasında tarım ve hayvancılığın değeri her geçen gün artmaktadır. Sadece bölgenin değil dünyanın sayılı tarım üretimini gerçekleştiren ülkemizde, sektörü yeni teknolojilerle buluşturmak ve üretim kapasitesini artırmak için fuarımızı her geçen yıl büyütüp tarım ve hayvancılık sektörüne katkısını artırmaktayız” ifadelerini kullandı. İpekyolu Expo Fuar A.Ş. olarak fuara çok iyi hazırlandıklarını belirten Uygun, “14’üncüsü düzenlenen fuarımıza tüm bölge tarım ve orman il müdürlükleri, ziraat odaları, ticaret odaları ve ticaret borsalarından ziyaretçi beklenmektedir. Her yıl on binlerce ziyaretçiyi yüzlerce profesyonel katılımcıyla buluşturan fuarımız, 2024 yılında 100 firma ve 150’den fazla markayı 50 bin ziyaretçiyle buluşturmayı hedeflemektedir. Ayrıca fuarımızda Van Tarım ve Orman İl Müdürlüğünün katkılarıyla ‘en güzel kuzu’ yarışması düzenlenecektir. Yarışmada dereceye giren ve ayrıca katılan tüm yarışmacılara ödüller takdim edilecektir. Fuarımıza her yıl gelenek haline gelen ücretsiz fidan dağıtımı Orman Bölge Müdürlüğü tarafından yapılacaktır. 81 ilden gelen yöresel lezzetler fuarda sergilenecektir. Fuar boyunca ücretsiz servislerimiz halkımızın ve çiftçilerimizin hizmetinde olacaktır. Bu duygu ve düşüncelerle fuarımızın başta çiftçilerimiz olmak üzere tüm halkımıza hayırlı olmasını dileriz. Van Expo Fuar ve Kongre Merkezinde 25-28 Nisan tarihleri arasında düzenlenecek olan bu büyük şölene tüm halkımızı bekliyoruz” diye konuştu.
Adana Ermenilerin mezalim yaptığı fırın tarihe ışık tutuyor Adana’nın Kozan ilçesinde o dönemde Ermeniler tarafından eziyet gören vatandaşların torunları mezalim fırınını ziyaret ederek, yaşanan zulüm ve eziyeti anlattı. Kozan’da tarihi çarşıda, geçtiğimiz yıllarda Tarihçi Yusuf Halaçoğlu tarafından yazısı hazırlanan, Kozan Belediyesi tarafından sembol fırın olarak ziyaretçilere açılan ’mezalim fırını’ Milli Mücadele kahramanlarının aileleri tarafından ziyaret ediliyor. Sarıkamış şehidi olan Kerimce Mehmet’in torunu 83 yaşındaki Muzaffer Eroğlu babasının küçük yaşlarda Ermeni zulmüne tanık olduğunu ifade ederek, “Çocukken yabancıları görmek için askerleri görmek için çıktıkları bir tepede harnup dibinde yatan bir adamın Ermeni ve Fransız askerler tarafından ağaca asılıp altına ateş yakıp yaktıklarını babam anlatırdı. Kozanlıları fırınlarda yakmışlar. Gece gündüz tuttukları Türkleri bu fırınlarda yaktıklarını o dönem yaşayanlar hep aktarır ve bizler çocukken babalarımızdan bu zulüm ve eziyetleri dinledik. Fransız ve Ermeni askerler bölgede çok sayıda zülüm ve eziyet gerçekleştirmiştir” dedi. Milli Mücadele kahramanlarından Sehlikzade Hasan Efendi’nin torunu Kemal Sehlikoğlu ise, “Onların iddia ettiği soykırım kesinlikle yok. Bunun için tarihi geçmişe baktığımız zaman biz millet olarak Çanakkale’de mücadele ederken Fransızlar bu bölgelerde yaşayan fanatik Ermenileri ayaklandırarak bir devlet kurma çabasına girmişler. Burada fırında yakılma olayları çok yaygın. Kaçkaç devri olarak bölgede bilinen ve Kurutuluş Savaşı’nın ilk meşalesinin yakıldığı bölgedir. Türk milleti hiçbir zaman soykırım yapmamıştır. Osmanlı Döneminde, Cumhuriyet Döneminde de zülüm ve eziyet yapmamıştır. Buradan giden Ermenilerin zarar görmemesi için Adana’ya kadar götürüldüğü bilinir. Buradan kaçan Ermeniler de aslında bunu burada Türklerle karşı kardeşçe yaşadığını, fanatik Ermenileri ayaklandırması ile Türklere zulüm ve mezalim yapıldığını aktarmaktadırlar” diye konuştu.