EKONOMİ - 25 Mayıs 2015 Pazartesi 09:53

Soya Fasulyesi Ekimi Başladı

A
A
A
Soya Fasulyesi Ekimi Başladı

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, sağlıklı beslenmedeki öneminin yanı sıra 400’ün üzerinde endüstriyel ürünün üretiminde de kullanılan ender tarla bitkilerinden soya fasulyesinde ekim döneminin başladığını söyledi. Bayraktar, “Ancak bu önemdeki soya, fiyat, elde edilen gelir ve pazarlamada mısır, pamuk, buğday, yerfıstığı gibi ürünlerle rekabet edemiyor, ekim alanları bir türlü artırılamıyor” dedi.
Bayraktar, yaptığı açıklamada, birinci ürün soya ekiminin Karadeniz Bölgesi’nde Mayıs ayı ortalarından itibaren başladığını, Haziran ayının 15’ine kadar devam edeceğini; Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde ise soyanın genel olarak ikinci ürün olarak ekildiğini ve buğday hasadından sonra ekimin yapıldığını bildirdi.
Soya fasulyesinin olağanüstü özellikleriyle sağlıklı beslenmedeki öneminin yanı sıra tutkal, mürekkep, sabun, benzin, böcek ilacı, alkol, plastik ve lastik gibi 400’ün üzerinde endüstriyel ürünün üretiminde kullanılan ender tarla bitkilerinden biri olduğu bilgisini veren Bayraktar, şöyle devam etti:
ÜRETİMİ YAĞLI TOHUMLARDA DÜNYADA İLK SIRADA
“Türkiye’de gıda sektöründe son yıllarda yaygınlaşmaya başlayan tüketiminin dışında soya, ağırlıklı olarak yem sektöründe; yağı alındıktan sonra geriye kalan küspe bol miktarda protein içerdiğinden, iyi bir hayvan yemi olarak özellikle kanatlı yem rasyonlarında yüksek oranda kullanılmaktadır.
FAO verilerine göre dünyada soya dahil 15 çeşit yağlı tohumlu bitki üretimi yapılmaktadır. Yağlı tohumlu bitkileri dünyadaki üretim miktarları açısından değerlendirdiğimizde ilk sırada soya fasulyesinin yer aldığı, bu ürünü çiğit, kanola, yer fıstığı, ayçiçeği, susam ve aspirin izlediği görülmektedir.”
Dünyada soya üretiminin birkaç ülkenin tekelinde olduğunu, 2014 yılında dünya soya üretiminin yüzde 86’sının ABD, Brezilya, Arjantin ve Çin tarafından gerçekleştirildiğini belirten Bayraktar, şunları kaydetti:
EN FAZLA ÜRETİM ADANA’DA
“Ülkemizde yağlı tohumlu ürün üretiminde ilk sırada çiğit yer alırken, bu ürünü ayçiçeği, soya, yer fıstığı, susam, kanola ve diğerleri izlemektedir. 2014 yılında toplam 15 ilimizde üretimi yapılan soya, en fazla Adana ilinde yetiştirilmektedir. Toplam soya üretiminin yüzde 61’i Adana ilinde gerçekleştirilmiştir. Adana ilinden sonra en fazla üretim Mersin, Samsun, Osmaniye, Mardin illerinde yapılmaktadır. Bu 5 il, 2014 yılı toplam üretimin yüzde 97,5’ini karşılamıştır.
Ülkemizde soya üretimi ihtiyaca yetmemekte, her yıl ithalat yapılmaktadır. Soya üretiminin artırılması için uzun yıllar çalışmalar yapılsa da üretim artışı sağlanamamıştır. Soya üretimi son 30 yılda en fazla 2013 yılında 180 bin ton olarak gerçekleşmiştir. 2014 yılında ise soya üretimi 2013 yılına göre yüzde 16,7 oranında azalarak 150 bin tona gerilemiştir.
Soyanın Çukurova ve Ege Bölgesinde münavebeyle ikinci ürün olarak ekimi, İç Anadolu, Karadeniz Bölgesi ve Marmara bölgelerimizde ise ana ürün olarak ekimi oldukça uygundur. Ancak, soya, fiyat, elde edilen gelir ve pazarlama konularında mısır, pamuk, buğday, yerfıstığı gibi ürünlerle rekabet edememekte, bu nedenle ekim alanları artırılamamaktadır. Özellikle soya fasulyesinde gümrük vergisi uygulanmaması nedeniyle alıcılar ithal ürünü tercih etmekte, üretici ise kolay pazarlayacağı ve daha fazla gelir elde edeceği pamuk, mısır, buğday, yerfıstığı gibi diğer ürünlere yönelmektedir.”
YAĞLI TOHUMLAR İTHALATININ İLK SIRASINDA
Ülkemizdeki üretimi yeterli olmadığı için sanayicinin ihtiyacının hemen tamamına yakınını ithal üründen karşıladığını anlatan Bayraktar, “Ayrıca gümrük vergi oranlarının düşük olması ithalatı cazip hale getirmektedir. 2014 yılı gümrük vergi oranları soya fasulyesinde yüzde 0, soya yağında yüzde 31,2, soya küspesinde yüzde 5 olarak tespit edilmiştir. 2015 yılı vergi oranları da bu şekilde belirlenmiştir. Soya fasulyesinde her yıl yapılan ithalat nedeniyle, dünya fiyatlarının düşük gerçekleştiği yıllarda üreticiler ürünü pazarlayacak yer bulmakta zorlanmaktadır. Bu durum da üretici daha kolay pazarlayacağı ürünleri tercih etmelerine neden olmaktadır” dedi.
Yağlı tohumlar içinde ülkemizde en fazla soya ithalatı yapıldığına dikkati çeken Bayraktar, şöyle devam etti:
“2014 yılında toplam yağlı tohum, yağ ve küspe ithalatına ödenen miktar 4,3 milyar doları buldu. Gerçekleştirilen toplam tutarın yüzde 34’ünü soya ve ürünleri oluşturdu.
2013 yılında 1,07 milyon ton olarak gerçekleşen soya fasulyesi ithalatı, 2014 yılında yüzde 87 artarak 2 milyon tona ulaşmıştır. Son bir yılda soya yağı ithalatı yüzde 12, soya küspesi ithalatı ise yüzde 43 oranında azaldı. Ülkemizde soya fiyatları dünya fiyatlarına göre şekillenmektedir. Son 3 yıldır dünya soya fiyatlarının gerilemesi ülkemizde de fiyatların düşmesine neden oldu. Çukobirlik soya alım fiyatlarına bakıldığında 2012 yılında kilogramı 117,5 kuruş olan fiyat, 2013 yılında 110 kuruşa, 2014 yılında 107,5 kuruşa gerilemiştir. Piyasa fiyatları Çukobirlik fiyatları ile eşdeğer olmaktadır. Soya primleri de son beş yıldır kilogramına 50 kuruş olarak ödenmektedir.”
EKİM ALANLARINDA DEĞİŞİKLİK BEKLENMİYOR
Ülkemizde bu yıl soya ekim alanlarında genel olarak bir değişim beklendiğini de vurgulayan Bayraktar, yerfıstığı fiyatlarının artmasıyla Osmaniye ilinde bu yıl ikinci ürün ekilişi olarak soya yerine yerfıstığına yönelme olduğunu, Antep fıstığı ve fındık rekoltelerinin yaşanan don afeti nedeniyle azalmasının yerfıstığı tüketimini artırdığını ve talebin artmasıyla fiyatların yükseldiğini bildirdi. Bayraktar, bu durumu gözlemleyen üreticinin de soya yerine yerfıstığını tercih ettiğini belirtti.
Hayvancılık sektöründe ana girdilerden birinin yem olduğuna işaret eden Bayraktar, soyanın hayvancılıkta oldukça fazla kullanılan bir yem hammaddesi olduğunu ifade ederek, şöyle devam etti:
“Ülkemizin dışa bağımlı soya üretimi ile hayvancılığa rekabetçi bir yapı kazandırması mümkün değildir.
Yağlı tohumlu bitkilerin üretiminde üretimi teşvik edici bir fiyat politikası izlemeli, üretici üretimden vazgeçirilmemelidir. Ekim alanlarındaki artışa neden olabilecek en önemli faktör alımlar ve uygulanan fiyat politikalarıdır.
Yağlı tohumlu bitkilerin üretimini teşvik etmek amacıyla uygulanan politikalardan biri de prim uygulamasıdır. Prim uygulamasının amacına ulaşabilmesi ise ancak primlerin yeterli miktarda verilebilmesine bağlıdır. Primler kendinden beklenen amacı gerçekleştirecek düzeyde belirlenmelidir.Yağlı tohumlu bitkilerin üretim alanlarının başka ürünlere kaymasını önlemek bakımından, üretim teşvik edilmelidir.
Dünya Ticaret Örgütü çerçevesinde soya ürünlerinin ithalatında uygulanan gümrük vergilerinin üst sınırları bellidir. Bu sınırlar, dış piyasa fiyatları ile üreticimizin rekabet edebilmesi için yüksek değildir. Bundan dolayı soyada özellikle üreticinin ürün pazarlama dönemi olan hasat ve sonrasında tarife dışı engellerle ithalat kesinlikle önlenmelidir. Dünya Ticaret Örgütü ile yapılan anlaşmalar gereği, yağlı tohum ve ham yağ ithalatındaki sınırlamayı kaldıran vergi oranlarının, ülkemiz lehine yeniden düzenlenmesi gerekmektedir.”
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Tokat Tokat’ta yaşanan 4,7 büyüklüğündeki deprem anı güvenlik kamerasında Tokat’ta yaşanan 4,7 büyüklüğündeki depremin ardından, Tokat Sulusaray ilçesi Belediye Başkanı Davut Kılıç, ilçede herhangi bir olumsuz durumun bulunmadığını söyledi. Öte yandan deprem anı güvenlik kameralarına yansıdı. AFAD tarafından açıklanan bilgilere göre, saat 01.06’da merkez üssü Sulusaray ilçesi olan 4,7 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Deprem, 9,97 kilometre derinlikte kaydedildi. Sarsıntı Sivas ve Yozgat illerinden de hissedildi. Depremi hisseden vatandaşlar büyük bir panik yaşayarak kendilerini dışarı attı. Deprem anı iş yerlerinin güvenlik kameralarına yansırken Tokat Sulusaray Belediye Başkanı Davut Kılıç, açıklamalarda bulundu. Başkan Kılıç, şu ana kadar herhangi bir olumsuz durumun olmadığını fakat dikkatli olunması gerektiğini söyledi. “Yıkılan, hasarlı bir bina yok” Kılıç, ilçede yıkılan ve hasarlı bir binanın olmadığını ifade ederek, “Saat 01.06’da Sulusaray ilçe merkezli 4,7 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Şu ana kadar herhangi bir olumsuzluk yok. Yıkılan, hasarlı bir bina yok. Herhangi bir can kaybı ve yaralanma da yok. Köylerimizde de sorun yok. Özellikle vatandaşlarımız bu gece, dikkatli, uyanık olmasını ve mümkünse bu geceyi dışarda geçirmeleri önemli. Vatandaşlarımızı dikkatli olmaları konusunda anons yaparak uyarıyoruz. Deprem ülkemizin gerçeği. İlçemiz de Kuzey Anadolu fay hattına yakın bölgede bulunuyor. Hepimize geçmiş olsun” dedi. Vatandaşlar ise depremi hisseder hissetmez kendilerini evden dışarı attıklarını belirtti.
İstanbul İstanbul’da taksiciler öldürülen meslektaşları için toplandı İstanbul’da yüzlerce taksici Sarıyer’de gasp edilip öldürülen meslektaşları Yaşar Yanikyürek için bir araya geldi. İstanbul’un çeşitli noktalarında bir araya gelen taksicilerin katılımıyla, yol kenarında ölüme terk edilen Yaşar Yanıkyürek’in cenazesi Zincirlikuyu Mezarlığı gasilhanesine getirildi. İstanbul’da taksisine aldığı yabancı uyruklu iki şahıs tarafından öldürülüp Sarıyer’de yol kenarına atılan Yaşar Yanıkyürek için yüzlerce meslektaşı bir araya geldi. İstanbul’un farklı noktalarında toplanan taksiciler bir araya gelerek Yaşar Yanıkyürek’in cenazesinin Zincirlikuyu Mezarlığı’na getirilmesine eşlik etti. Farklı noktalarda toplanan taksiciler Beyoğlu’nda bir araya gelerek konvoy halinde Zincirlikuyu Mezarlığı’na hareket etti. Polis ekipleri çevrede güvenlik önlemleri aldı. Zincirlikuyu Mezarlığı önünde toplanan taksiciler burada basın açıklaması yaptı. Konuyla ilgili konuşan İstanbul Taksi Şoförleri Derneği Başkanı Deniz Dündar, “Bugün 14.30 sularında Anadolu Yakası’ndan aldığı yolcu ile Avrupa Yakası Sarıyer Tarabya, bizim Madenler dediğimiz bölgede yabancı yolcusu tarafından katledilen Yaşar Yanıkyürek abi için bütün meslektaşları olarak, arkadaşları olarak buradayız. Cenazemizi yalnız bırakmadık. Bu bizim ilk cenazemiz değil, görünene göre son cenazemiz de olmayacak. İki üç ay önce İzmir’de Oğuz Erge kardeşimiz, yaklaşık 9-10 ay önce Yıldıztabya, Gaziosmanpaşa’da Samet Kubiloğlu kardeşimiz, ondan 1 sene öncesine kadar Aydın Altun abimiz, bu ne ilk ne de son. Biz bir an önce yetkililerden taksicilerin can ve mal güvenliği için ivedi bir şekilde çalışma yapmalarını arzu ediyoruz. Bugün Yaşar abi için buradayız, cenazemizi gasilhaneye teslim ettik. Yarın Feriköy Mezarlığında öğle namazına müteakip defnedip son görevimizi yerine getireceğiz ama bunun son olup olmadığını bilmiyoruz. Ne yazık ki evden helalleşerek çıkıyoruz. Bir an önce yetkililerden, kabinli araç ya da başka bir çözüm bekliyoruz. Buna yetkililer, İstanbul’da taksiyi yönlendiren UKOME kurulu karar verecek. Bizler dernekler olarak, daha önce büyükşehir belediyesine bunun müracaatını yaptık. Bu ilk değil son değil. Biz helalleşerek çalışmak istemiyoruz. Bizler huzur, güven içinde çalışmak istiyoruz. Bizler STK’lar olarak sizler için her şeyi yapıyoruz. Bu işin hızlanması için sizlerin de bir an önce müracaatta bulunmanız gerekmektedir. Lütfen bizim sesimizi artık duyun. Lütfen bizi ciddiye alın" ifadelerini kullandı. "Azrailimizi yanımızda taşıyoruz" Ölümlerin artık son bulması için yetkililerin önlem almasını isteyen ve evden helalleşerek çıkıyoruz diye belirten Deniz Dündar, "Bugün bu, yarın bir başkası, kimi taşıdığımızı bilmiyoruz. Azrailini yanında taşıyan bir meslek grubu haline geldik. Bütün yetkililere, özellikle taksici dostu cumhurbaşkanımıza sesleniyorum; Sayın Cumhurbaşkanım lütfen bu çığlığımızı, bu haykırışımızı duyun” şeklinde konuştu.
İstanbul İstanbul’da taksiciler öldürülen meslektaşları için eylem yaptılar İstanbul’da bir grup taksici bir araya gelerek, öldürülen taksici Yaşar Yanıkyürek için ve son zamanlarda taksicilere yönelik artan sözlü şiddet ve cinayetleri, kötü şartları protesto etmek için eylem yaptı. İstanbul Sarıyer’de 34 TFY 89 plakalı taksinin şoförü Yaşar Yanıkyürek, otomobilinde önce gasp edildikten sonra bıçaklanarak yol kenarına atılmıştı. Bu duruma tepki gösteren bir grup taksici bir araya gelerek, son zamanlarda taksicilere yönelik artan sözlü şiddet ve cinayetler, kötü şartları protesto etti. Göztepe Köprüsü önünde toplanan taksiciler, Beşiktaş Meydanı önüne kadar konvoy yaptı. Göztepe Köprüsü önünde basın açıklaması yapan taksiciler, ardından Beşiktaş Meydanı’na doğru yolu çıktı, oradan tekrar Göztepe Köprüsü’ne gelen taksiciler protestoyu sonlandırdı. Durumla ilgili konuşan taksici Osman Balıkçı, "Burada bugün toplandık, iyi bir şey için toplanmak isterdik ama maalesef ki kötü bir olay için toplandık. Sevdiğimiz bir taksici ağabeyimiz Yaşar ağabeyimiz bugün hakkın rahmetine kavuştu. Bir vatandaş Ataşehir’den binip Sarıyer tarafına gidiyor ve ağabeyimizi katlediyor. Bu üzücü haberi aldıktan sonra bütün taksi camiası olarak toplandık. Şimdi de güzergahımız olarak buradan çıkacağız, artık sesimizin duyulmasını istiyoruz. Biz senelerdir gece çalışıyoruz, burada arkamda duran bütün abilerim, arkadaşlarımız hepsi evlerine ekmek parası götürmek için gece sabaha kadar çalışıyorlar ve hiçbir güvencemiz yok, bugün de gördük ki bu kadar basit bir şekilde, üstelik gündüz vakti bir abimizi kaybettik. Yaşar abimiz hakkın rahmetine kavuştu ancak bu ne ilk ne de son olacak gibi duruyor, burada toplanmamızın amacı sadece insanlara zarar vermek ya da bir şeyleri engellemek değil, sadece sesimizi duyurmak için buradayız. Buradaki bütün arkadaşlar da bu saatten sonra sadece can güvenliklerini ve Yaşar abimiz gibi bir son olmaması için ellerinden geldiğince birbirlerini kolladıkça da bir şeylerin olmasını istiyorlar ama maalesef olmuyor. Buradan yetkililere sesleniyoruz, bugün bir abimizi daha kaybettik, Yaşar Yanıkyürek ağabeyimiz bıçaklanarak katledildi. Bunların yaşanmaması için yetkilileri de artık göreve bekliyoruz. Şu anda Göztepe köprüsü altından çıkacağız, Beşiktaş güzergahında kimseyi rahatsızlık vermeden sessiz bir protesto yapacağız, bu sessiz çığlığımızı lütfen duyun. Toplamda yaklaşık 600-700 araçlık bir grup olacak" ifadelerini kullandı.