Suriye Türmen Meclisi 3. Genel Kurulu

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, “Demokratik hukukun üstünlüğüne dayalı ve halkın kendi yöneticilerini özgür iradesiyle seçebildiği yeni bir Suriye için gerçek bir siyasi dönüşümün hayata geçirilmesi gerekiyor. Hedefimiz Suriye’nin vazgeçilmez bir unsuru olan Türkmen kardeşlerimizin ülkenin yönetiminde söz sahibi olmanızdır" dedi.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Suriye Türkmen Meclisi 3. Genel Kurulu’nun açılışında yaptığı konuşmasına Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım’ın selamlarını ileterek başladı. Dün gerçekleşen Bakanlar Kurulu toplantısında bir sunum yaptığını ve Suriye ve Irak’ı değerlendirdiklerini kaydeden Çavuşoğlu, “Suriye ve Irak değerlendirilince elbette Türkmen kardeşlerimizi de ihmal etmemiz mümkün değil. Türkmen kardeşlerimize hem Suriye’de hem Irak’ta hem Türkiye’de yaptıklarımızı ve bundan sonra da yapmak istediklerimizi Bakanlar Kurulumuzun ilk toplantısında değerlendirdik” diye konuştu.
“SİYASİ DÜZEYDEKİ ETKİNLİĞİNİZİ DE ARTTIRMANIZ GEREKİYOR”
Öncelikle zalim Esed rejimi, PYD ve DAEŞ gibi terör örgütlerinin saldırıları sebebiyle hayatlarını kaybeden şehitleri rahmetle andığını belirten Çavuşoğlu, şunları kaydetti:
“Onları asla unutmayacağız. Onların hatıralarını hep birlikte yaşatacağız. Bugün Türkiye’de 3 milyondan fazla Suriyeli ve Iraklı kardeşlerimize ev sahipliği yapıyoruz. Bundan büyük mutluluk duyuyoruz. Savaştan, zulümden, zalim rejimden, terör örgütünden kaçan kardeşlerimize hiç ayrım yapmaksızın kapılarımızı açtık. 3 milyon Suriyeli ve Iraklı’nın arasında da yaklaşık 300 bin Türkmen kardeşimiz var. Bundan sonrada biz hem Türkmen kardeşlerimize hem de bu savaş ortamından kaçmak zorunda kalan Suriyeli ve Iraklı kardeşlerimize tüm imkanlarımızı seferber etmeye devam edeceğiz. Biz siz Türkmen kardeşlerimizi bugüne kadar hiç yalnız bırakmadık, bundan sonra da Allah’ın izniyle hiç yalnız bırakmayacağız. Arazide kahramanca mücadele ediyorsunuz. Türkmen kardeşlerimiz arazide zor şartlar altında zalim rejimden kurtulmak için Suriye’nin geleceğini inşa etmek için kahramanca mücadele ediyor. Elbette arazideki çalışmayı burada Meclis çatısı altında da devam ettirmekte fayda var. Özellikle Suriye’ye demokrasi gelmesi, Türkmenler’in haklarını alabilmesi için siz çaba sarf ediyorsunuz, bunda da başarılı olacaksınız. Bu çabalar tek başına yeterli değil. Özellikle siyasi düzeydeki etkinliğinizi de arttırmanız gerekiyor. Bu amaçla Suriye Türkmen Platformu adıyla bundan 4 sene önce yola çıktınız. Bugün ise Suriye Türkmen çatısı altında fedakarca çalışmalarını sürdürüyoruz. Suriyeli Türkmenler’in iradesini sizler temsil ediyorsunuz. Demokratik hukukun üstünlüğüne dayalı ve halkın kendi yöneticilerini özgür iradesiyle seçebildiği yeni bir Suriye için gerçek bir siyasi dönüşümün hayata geçirilmesi gerekiyor.”
“HEDEFİMİZ SURİYE’NİN VAZGEÇİLMEZ BİR UNSURU OLAN TÜRKMEN KARDEŞLERİMİZİN ÜLKENİN YÖNETİMİNDE SÖZ SAHİBİ OLMANIZDIR”
“Hedefimiz Suriye’nin vazgeçilmez bir unsuru olan Türkmen kardeşlerimizin ülkenin yönetiminde söz sahibi olmanızdır” ifadesini kullanan Çavuoğlu, “Ülkenizi, topraklarınızı yeniden imar etmenize imkan sağlayacak koşulları oluşturabilmeniz çok önem arz ediyor. Bu dönüşümün Esed ve etrafındaki eli kana bulaşmış zihniyetle gerçekleşmesi mümkün değildir. Türkmen, Arap, Kürt, Sünni, Hristiyan, Alevi, Süryani hangi köken ve mezhepten olursa olsun Suriye halkının demokratik, çoğulcu ve özgürlükçü devlet yapısına kavuşması arzusunu her platformda destekledik ve yanlarında olduk. Bundan sonra da her platformda bunu savunmaya devam edeceğiz. Türkmen kardeşlerimizin bizim gönlümüzdeki yeri başkadır. Bundan daha doğal bir şey de olamaz” dedi.
“SİZLERİ HİÇBİR ZAMAN YALNIZ HİSSETTİRMEYECEĞİZ”
Suriye’nin farklı bölgelerinden gelen Türkmenler olarak birlik, beraberliklerinin bu Meclis vasıtasıyla somut ve anlamlı bir şekilde ortaya konulmasının da son derece önemli olduğunu vurgulayan Bakan Çavuşoğlu, “Gün hemşehricilik, bölgecilik günü değildir, gün birbirinize Türkmenoğlu, Türkmen dava arkadaşı ve kardeş olarak bakma günüdür. Türkmenlik pusulanız, kardeşlik ise şiarınız olsun. Bu Meclis Türkmenler’in meclisidir. Bu yolda yürürken aklınızda hep Türkmen davası, yüreğinizde ise Türkmen sevdası olsun. Aranızdaki farklılıklar eksiklik değil tam tersi zenginliktir. Meclis’in ulaşamadığı bir tek Türkmen kardeşimiz kalmayıncaya kadar çalışmaktan geri durmayın. Tüm Türkmen kardeşlerimiz kendilerini bu Meclis’e ait hissetsinler. Türkmen halkı adına sağlayacağınız başarılarda Türkiye olarak bizde iftihar edeceğiz. Bu yolda başta halkımız, Cumhurbaşkanımız, Başbakanımız ve hükümetimiz ve Dışişleri Bakanlığımız her zaman sizlerin yanında olmuştur. Bundan sonra da sizlerin yanında olacaktır. Sizleri hiçbir zaman yalnız hissettirmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.
“BU KİRLİ OYUNLARIN, PROJELERİN HEDEFİNDE TÜRKMENLER VARDIR, TÜRKİYE VARDIR”
Suriye Türkmen Meclisi Başkanı Abdurrahman Mustafa ise vatanları Suriye’deki bin yıllık varlıklarının yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu anlatarak, şöyle konuştu:
“Suriye Türkmenleri olarak çok kritik bir aşamadayız. Katil rejim ve müttefikleri tüm güçleriyle Türkmen yurtlarını hedef alıyor. IŞİD, PYD, YPG ve türevi tüm terör örgütlerine Türkmen varlığını yok etme misyonu yüklenmiş durumdadır. Çok büyük bir küresel oyun ile karşı karşıyayız. Suriye savaşı adeta küresel projeler savaşına dönüşmüş durumdadır. Bizler çok iyi biliyoruz ki tüm bu kirli oyunların, projelerin hedefinde Türkmenler vardır, Türkiye vardır. Biz bu oyunu da daha önce gördük. 100 yıl önce Orta Doğu coğrafyasını bölüp parçalayan kimliğimizi, dilimizi esaret altına sokan malum projeler bugün revize edilmiş şekilde yeniden uygulamadadır. Şükürler olsun ki sahadaki Türkmen gençlerimiz her zorluğa rağmen mücadeleden asla vazgeçmediler, vazgeçmeyecekler. Tek çaremiz onurumuzu ve özgürlüğümüzü geri alana kadar mücadele etmektir. Suriye Türkmenleri olarak ifade etmek isteriz ki Türkiye’nin güvenlik hattı Musul’dan, Kerkük’den başlar Rakka’dan, Halep’ ten geçer, Bayırbucak’tan Akdeniz’e açılır. Bu hat boyunca uzanan Türkmen yurtlarının korunması ve güçlenmesi Türkiye’nin milli güvenliğinin garantisidir. Bunun bilincinde olmak ve tüm denklemleri bu gerçek üzerinden okumak strateji belirlemek elzemdir. Kimse unutmasın bu coğrafyanın asıl sahibi bizleriz. İnanıyoruz ki doğru zamanlama ve doğru stratejilerle Türkiye ile birlikte tüm şer ittifaklarını bozup hak ettiğimiz aydınlık yarınlara ulaşacağız.”